Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. yeni akit'in genel yayın yönetmeninin öldürülmesi

    cinayettir.

    ölünün arkasından konuşulmaz fikri genel olarak yanlıştır.

    dini vecibe olarak kılınması zorunlu cenaze namazında sorulmuyor mu arkadaş?

    nasıl bilirsiniz?
    hakkınızı helal ediyor musunuz?

    aha alenen public olarak fikrim soruluyor işte.

    haysiyetsiz, onursuz, cumhuriyet ve kazanımlarına düşmandı.

    helal etmiyorum!.

    gömün gitsin!.

  • 2. kamyoncu dayıyı çıldırtan motorcu

    kamyon şoförünün hatalı olmadığı video. trafik kuralı bilmeyenler gelip burda lagaluga yapmasın bir zahmet. inanamıyorum yahu kavşakta dönüşün kuralını bilmeyen adamlarla aynı trafiğe çıkıyoruz...

    ilgili kanunda diyor ki;
    sürücüler sola dönüşlerde dönüşe başlamadan sağdan gelen taşıtlara ilk geçiş hakkını vermeye; dönüş sırasında karşıdan gelen emniyetle duramayacak kadar kavşağa yaklaşmış araçları beklemeye mecburdur.

    tabi ki burda bahsi geçen kural yasal hız sınırları içerisinde geçerlidir. şehir içinde sol şeritten 170 ile yaklaşan bir cismin önce hızını tahmin edip sonra kavşağa ne zaman geleceğini tespit etmek için hıza duyarlı sensörlere sahip bir göte sahip olmanız gerekir.

    ben kavşaktan yola katılıyorsam bana doğru gelen aracın hızını o yolun üst hız limiti olarak kabul eder hesaplamamı ona göre yaparım.

    motorcu burda 170 ile giderek zaten bokun büyüğünü yiyor. hayır ben de fazlasıyla seri bir şekilde araç kullanırım, otoyollarda ortalama hızım 150 falandır ama hiçbir kavşağa gelişine girdiğimi hatırlamıyorum. ilerisini görmediğim yolda hele ayağım frenin üzerinde giderim. mesele yolun durumuna göre aracı idare edebilecek kabiliyete ve şuura sahip olmak. motorcu dallamasında ise bu şuur yok. olsa kavşağa o hızla girmez zaten. yola atlayan bir köpek, çocuk, ot, taş, kaya da olabilirdi. trafikte öngörü önemlidir. dikkatli olacaksın sayın amına koyduğum... ön gö re cek sin kazayı, yolu tahlil edeceksin ve sikik motorunu ona göre kullanacaksın.

  • 3. marketteki ürünü tüketip ambalajı kasadan geçirmek

    gelmiş geçmiş en normal olaylardan biri.

  • 4. kırmızı fularlı kızın rakka'da öldürülmesi

    ben bu kızı gezi olaylarında cidden hiç hatırlamıyorum ya. kırmızı elbiseli kız falan deseniz anlarım da bu kızı hiç hatırlamıyorum. zaten hakkında girilen ilk entry de 2014 yılında kız pkk'ya katıldığında girilmiş.

    ya arkadaşlar, cüneyt özdemir röportajında diyor ki;

    https://www.youtube.com/watch?v=-6xgfvdd1bu

    deniz 2 ekim 2013 tarihinde gözaltına alındı ve tutuklandı diyor. gezi olayları haziran'da bitti.

    ben gerçekten bu kızı gezi olaylarında hatırlamıyorum. gezi olaylarında bu kızın bir ikon olduğunu hatırlayan varsa lütfen paylaşsın. yaşanan olaylar gezi olayları bittikten sonra oluyor ve kızın çantasında terör örgütü bildirisi çıkıyor.

    hatta pkk'ya hapisten çıktıktan sonra katıldığı falan söyleniyor. bu kız hakkında internette bulunan şeyler hapisten çıktıktan sonraki şeyler. cüneyt özdemirin yaptığı röportaj da 2014 yılına ait, kız hapisten çıktıktan sonra yani.

    alın size gezi parkına ait ikon olan kişiler;

    https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/…d0981033e.jpg

    kırmızı fularlı kız bunların içinde olsaydı hepimiz bilirdik.

  • 5. ben euroleague'e karşıyım euroleague hırsızlık

    ben de kokusu kafa yapan maddelerin reçetesiz satılmasına karsiyim.

  • 6. kuşlar konmasın diye diken yerleştirmek

    kuşlar avm'ye zarar verebilir mi bilmiyorum, ancak meskun binalarda büyük sıkıntılara neden olabiliyorlar.

    geçtiğimiz yaz bizim klimanın dış ünitesinin üzerine yuva kurdu bu hayvancıklar. biz de ne güzel bi hayrımız dokundu doğaya vb. diye seviniyoruz. sonra bir baktık evde nokta kadar böcekler dolaşmaya başladı. dikkat etmeyince fark edilmiyorlar, sonra bir dikkat ettik ki her yerdeler. klimanın olduğu odanın her bir köşesine ulaşmışlar. evde 4 aylık bebek var. nedir ne değildir kafayı yemek üzereyiz, hanım zaten huylu, kaşıntıdan ölecek. internette arıyoruz, böyle bir hayvan yok. sonra öğrendik ki bunlar kuş pisliğinden üreyen bir çeşit bit mi pire mi ne haltsa işte öyle bir canlı türüymüş.

    klimanın üstündeki yuva ve pencere etrafına çılgınlar gibi pisledikleri için, oradan klimanın içine ve sonrasında tüm eve yayılmışlar.

    sonuç olarak, kuşların yuvasını dağıtmak ve klimanın üstüne aynen burada bahsedildiği gibi diken koymak durumunda kaldık. yani diken yerleştiren herkes, hayvanlardan nefret ettiği için yapmıyor bunu.

    bu entry'i de her şeyi siyah ve beyaz olarak gören sözlük bebeleri için değil, benzer bir sorun yaşayan varsa sebebini bulabilsin diye yazdım.

  • 7. 23 yaşında 4 yıllık fakülteye başlamak

    23 yaş henüz hayatın başıdır. 40 sene boyunca istenmeyen bir işi yapmaktansa, 36 sene istediğin bir işi yapmak çok daha mantıklıdır. maddi ve manevi engel yok ise hiç düşünmeden yapılması gerekendir.

  • 8. 4 haziran 2017 eskişehirspor göztepe maçı

    şampiyonluk tükenmiş nefeslere sinan'a edizler'e hediyemiz olacak...

  • 9. türkmen çocuğu arabaya bindirip tehdit etmek

    edit 2: bir türk dedik diye derhal ırkçı ilan edildik. mesajlar vasıtasıyla sayan söven gırla. yahu burası türkiye. kürt kardeşleriniz sozde kürt kantonlarını def eylemek amacıyla ölüm serpiştirirken ozgurlukcuydu, bizim ise bir türk dememiz ırkçı olmaya yetti. he ya.

    edit: sevgili yazarlar, bu çocuğu bulabilirsek bir yardım kampanyası başlatsak diyorum, hı?

    orospu çocukluğudur. net.

    sen kimsin lan?

    benim ülkemde ne işin var ne demek?

    o tehdit ettiğin, cebindeki iki kuruş parayı gasp ettiğin çocuk bu ülkede senden çok daha fazla söz sahibi.

    ne idüğü belirsiz mezopotamya eşeği. o aşağıladığın çocuğun ataları yüz yıldır arabıyla kürdüyle yaşamasına rağmen ne ana dilini ne türk kimliğini ne de kültürünü kaybetmeden bugünlere geliyor.

    üstelik çocuğun kemik yapısı da turanid ırka mensup olduğunu bas bas bağırıyor.

    bu ülke türklerindir. bu çocuk da türk'ün hasıdır.

    birisi siktir olup gidecekse topuklarını götüne vura vura sen gideceksin amına kodumun soysuzu.

  • 10. survivor 2017

    yeter be adem destekliyoruz seni ama bu kadar da hata üstüne hata yapılmaz ki.

    söyle gitsin direk adam gibi zaten 3 seçenek vardı onu söylemek istedim diye furkan'ı. ne eğilip bükülüyorsun, yok sabriye böyle istedi, yok onu korumak zorundayım.

    üstelik adamlar geçen hafta kendilerini sabriye için feda etmişken, sen burada sabriye gitmesin onlardan gitsin diye abuk subuk şeyler diyorsun. yeter be adem.

  • 11. jeremain lens

    kendisi iyi bir futbolcudur. ama böyle futbolcuların büyük takımlarda nasıl oynayacağı her zaman soru işareti olmuştur.

    bakalım beşiktaş'a gelince büyük takım baskısını kaldırabilecek mi, fenerbahçe'de oynadığı gibi oynayabilecek mi?

    bunlar hep soru işareti.

  • 12. elif aksu

    olaya o kadar uzak bir fakir olmak ki sevgilisinin adını ferrari dino sanmak.

    arap yağı bol bulmuş diye geçiriyordum bir de aklımdan.

  • 13. 30 yaşından sonra anlaşılan gerçekler

    .aşkın gelip geçici bir heyecan olduğu gerçeği
    .hiç kimse için kendini degistirmemen, kendinden ödün vermemen gerektiği.
    .kendi ayakların üzerinde durabilecegin ve kimseye muhtaç olmayacagin bir işi 30undan önce edinmenin zorunluluğu.

  • 14. ferrari ile kaza yapıp jetle kaçarken yakalanmak

    ben hayal ettim.
    (bkz: çok fena şekilde sikiş döndüğü düşünülen yerler)

  • 15. 1200 kişinin favorilediği hamamböceği entry'si

    sözlüğün yaş seviyesi düşünce mizah anlayışı da ilkokul 4'e kadar indi haliyle. şaşırmamak lazım.

  • 16. pratisyen hekimin şaka maka 10.000 tl maaş alması

    seni okutan öğretmenin aq
    gerisinin ellerinden öperim.
    pretisyen ne lan?

    the original

  • 17. ekşi itiraf

    dün güzel ve güneşli bir pazar gününde evde bomboş bir şekilde hiçbir amaç ve hedef gözetmeksizin otururken kendimi bulunduğum bölgedeki bir hristiyan cemaatinin bir buz hokeyi sahasında düzenlenen, yaklaşık 10.000 kişinin katıldığı bölgesel yıllık toplantısında insanlara çocukluğumdan tanıdığım bir kadının hikayesini anlatırken buldum.

    evde tamamen sadece don ve atlet biçimde fifa 17 oynayıp sinir krizlerinden sinir krizlerine koşmakla meşguldüm dün. bir anda aklıma harika bir fikir geldi; bu heriflerin cuma-cumartesi-pazar şeklinde üç güren süren bir toplanmaları vardı. afişleri, dışarıda gezen insanları falan görmüştüm. şöyle anlatmak lazım, yaş ortalaması 60 civarı olan binlerce amerikalı, haftasonu bu kapalı spor salonunda toplanıp isa şöyle güzel, anam babam yoluna feda olsun ya o lord, sana tokat atarlarsa sen de diğer yanağı dön münakaşa çıkmasın durduk yere adamlarla, kun fe yekun falan ama bizim bi bağış işi vardı, katoliklerin alayının amına koymak lazım gelir mi gibi şeyleri tartışıyorlar. ben de gördüm bunları, bi kere aklıma takıldı. dedim ki evde malak gibi yatmak yerine gidelim bi bakalım, ittihad-ı islam düşmanı kefereler yine ne hinlikler peşindeler.

    spor salonuna vardım, korkunç bir sessizlik var içeride. kapıdan girerken ''ulan acaba bitti mi acaba üç gün sürecek diyorlardı halbuki'' derken yanıma simpson'daki ned flanders'a korkunç derecede benzeyen bir adam yanaştı. inanılmaz derecede nazik bir tavırla hoşgeldin dedi, buyur etti. dedim bitti mi toplaşma, yok güzel abim buyur içeri sefalar getirdin, bilet lazım değil, enjoy. salona girdim, hiç abartmıyorum, ben hayatımda bu kadar insanın bu kadar sessiz durabildiğine bir türk olarak asla şahit olmadım. bir tümen insan mutlak bir sessizlikle salonun orta yerindeki kocaman ekranda bir film izliyorlar. film şu:

    https://www.jw.org/…emember-lots-wife/movie-part-1/

    filmin konusu ise asian-american bir aile var, kızlar mezhebi sorguluyorlar. ailenin annesi bir yol ayrımına geliyor, ya işini ya cemaatini seçecek, otuzaltıncı sınıf korkunç derecede sikik bir propoganda filmi. oyunculuklar yerlerde, senaryo rezalet. en son anne sikerler işini de parasını da allah bana yeter diyor, davasına sahip çıkıyor. konu genel olarak bu, en sonda da herkes mutlu oluyor.

    içeri girdim, oturacak bir yer bulamadım (o kadar tıklım tıklım), çöktüm bir merdivene. tip ve giysiler itibariyle (belirtmek gerekir ki kadınlar örnek hristiyan kadını giysileri, erkeklerin hepsi takım elbise, asla sakal yok, en fazla bi bıyık, ben ise at hırsızı gibiyim) ortama o kadar yabancıyım ki cemaatlerinden falan olmadığım ayan beyan ortada. oturduğum andan itibaren hiç abartmadan söylüyorum, kademeli olarak bütün bir kale arkasının gözleri yavaş yavaş bana döndü. insanlar suratlarında hafif bir tebessümle ''yavru ceylan kendi ayağıyla geldi ortamıza düştü'' diye bana bakıyorlar. aradan çok kısa bir zaman geçti, yanıma bir herif geldi, bir teyzeyle dayıyı dürtükleyerek yan tarafa kaydırıp bana yer açtı, buyur brother dedi. geçtik allah ne verdiyse sığıştık. çok kısa bir süre içinde elime muhteşem kaliteli bir malzemeden yapılma bir incil tutuşturdular. etrafımda çember yavaş yavaş daralmaya başladı. etrafımdaki on metrelik yarıçapta herkes işi gücü filmi falan bıraktı, bana kart veriyor, günün programını anlatıyor. rusya'da bunların cemaatten birilerini tutuklamışlar, cemaati de yasaklamışlar, bana veryansın ediyorlar sanki rusya'da hukukun üstünlüğünü bitirmeye yemin eden adam benmişim gibi. böyle biraz zaman geçti, herkese ''haklısın abi, valla ablacım doğrusun herhalde, evet katolikler'e o konuda ben de çok kırgınım'' diyorum, ne anlatılıyor, ne konuşuluyor hiçbir fikrim yok, dinliyorum, anlıyorum ama anlam veremiyorum. bu insanlar kim, ben kariyer modunda orta sahayı goretzka-tielemans ikilisine mi teslim etsem diye düşünürken kendimi bu insanların arasında hem de kendi özgür irademle neden buldum dye düşünürken büyükbaş olduğu belli janti bir abimiz geldi. hoşgeldin, seni şöyle alalım dedi, çıktık salondan içeriye, bir kaç adam bekliyor.

    yine bi selamlaşma faslı selamünaleyküm aleykümselam. karşılıklı iyi niyetler. bizim semtte küçükken deli ayten diye bi kadın vardı. kadın bunların cemaattendi, herkes deli diyordu bu yüzden. kimseye zararı olmayan bir insandı. kocası yoktu, bi oğlan bi de küçük kızı vardı. çocuklar büyüyünce kadından utandılar, görüşmediler sonra. kadıncağızın da koyunları vardı bahçesinde, süt yumurta peynir allah ne verdiyse pazarda satar geçimini sağlardı. e memleket de müslüman, ben bu hikayeyi adamlara anlattım, tesaüdüf işte konu da ucundan kıyısında o esnada içeride milletin pür dikkat izlediği filme paralellik gösteriyor. bana dediler ki film bittikten sonra almanya'dan gelen brother daniel bir konuşma yapacak, programın sonuna doğru çıkıp insanlara bu hikayeyi anlatmak ister misin, herkesin çıkartacak bir dersi vardır mutlaka, hem bu seneki toplaşmamızın teması endurance (katlanma gücü, dayanıklılık), bu cesur kadının hikayesi yürekleri sımsıcak ısıtacaktır. yok abi dedim, hem benim din diyanet üzerinize afiyet pek alakam yok, beni burada inşaat makinesi izleyen insanlardan biri gibi düşünün, ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında. adamlar ısrar etmeye devam ettiler. pezevenklerin dilleri de o kadar tatlı ki adamlara hayır diyemiyorsun, gavur milletinde böyle bir olay var. konuşma tarzları öyle afili ki kaptırıp gidiyorsun. e peki ama çok uzun kalmam, kendimi tanıtırım, milleti kandırmaya da gerek yok neyse onu söylerim, hikayeyi de anlatırım, istiklal marşı ve kapanış. kabul mü, kabul.

    geçtim tekrar yerime oturdum. yanımdaki teyzeyle amcaya ''ben biraz sonra çıkıp konuşma yapacağım'' dedim, aman allahım nasıl bir sevinç. haber anında yayıldı. herkes pat pat omzuma vuruyor, bravo brother, iyi iş brother, bu yaptığın çok cesurca brother, beni sik ama içime boşalma brother. insanların gözünde ben oraya bir dinsiz ya da başka dine mensup biri olarak girdim, merdivene oturdum, sonra da hristiyan olarak yeniden doğdum. zaten amerikalılar böyle yarak kürek şeylere çok değer verip hemen heyecanlanıyorlar, enthusiasm denen dalga her konuda bu insanlarda hat safhada. hele ki böyle hristiyan olmuşsun falan filan, sanki bütün kendi inanç sistemlerinin sağlaması benim hristiyan olmamla yapılmış, haklı çıkmışlar gibi seviniyorlar. film bitti.

    brother daniel çıktı, yandaki teyze ''bak o da almanya'dan geldi, o da başka ülkeden, bizde ırk, dil ayrımı yok, hepimiz biriz'' diye anlatıyor. brother daniel anlattıkça insanlar kafalarıyla onaylıyorlar, sicim gibi gözyaşları. daniel abide ağır alman aksanı olmasına rağmen oldukça akıcı konuşuyor. benim ingilizcem de akademik seviyede iyi de, ben daniel gibi milleti nasıl cezbelendireceğim böyle, bir işi yapıyorsam tam yapmam lazım. bir çok karışık düşünce içerisindeyken daniel ismimi söyledi, benden sonra bir başka brotherımız programda olmamasına rağmen size bir konuşma yapacak dedi. beni korkunç bir heyecan bastı, elimde incil, yaşlı başlı amerikalı insanların arasında sıkışa sıkışa oturmuşum, herkes bana bakıyor. çok hızlı bir şekilde kaçmayı düşündüm, ama şehir küçük. o esnada elli tane şey düşünüyor insan, incili koltuğuma bıraktım, işemeye gittim. işedim, işerken tekrardan kaçayım mı lan diye düşündüm, sonra cvs'te çalışan eski pornocu, sürekli olarak üstü kapalı biçimde beni sikmek için zarflayan yaklaşık 70 yaşındaki teyzeyi gördüm geri döndüğümde, gülümsedi. ben de gülümsedim. allahım sen soktun sen çıkar diye düşündüm.

    konuşmanın sonu gelmek üzereyken tekrar beni aldı aynı büyükbaş adamlar. sahne arkasına geçtik. çık içinden geldiği gibi konuş dediler, zaman su gibi aktı. brother daniel indi, selamlaştık.

    çıktım sahneye. millet deli gibi alkışlıyor. neden biliyor musunuz, çünkü bu daniel denen amına kodumun hans'ı beni yeniden doğmuş hristiyan, yeni kardeşimiz diye anons etti. amın oğlu gibi kürsüye yürüdüm, binlerce insan var, ''hanımlar beyler bir yanlışlık oldu, benim aslında alakam yok, ben ortamı koklamak için geldim'' de diyemiyorum. insanlara bakıyorum, ışıl ışıl gözlerle bana bakıyorlar. ne kadar aptal saptal şeylerin peşinde de olsalar milletin şevkini kırmaya lüzum yok. battı balık yan gider dedim başladım anlatmaya.

    ''merhaba. türkiye'den gelen bir kardeşinizim. (hiç abartmıyorum oradaki insanların hemen hiçbirinin türkiye ile alakalı elle tutulur hiçbir bilgisi yok, ülkenin yanlışlıkla reklamını yaptım ama onu da yanlış yerden yaptım) size hikayemi anlatmak istiyorum. günlerdir cemaatinizle alakalı şeyleri okudum, dışarıda üç gündür sizleri gerek dunkin donuts'da kahve alırken, gerek çeşitli yerlerde yemek yerken ya da gezerken görüyorum. gerçekten etkilendim, çok etkilendim sizlerden. (millet alkışlıyor, gözler hala çakmak çakmak, nihat hatipoğlu gibi hissediyorum) şimdi size çocukken yaşadığım ufak semtte şahit olduğum, cemaatimizden olan bir kadına yapılan zulümleri anlatacağım, anlatacağım ki bu yoldan vazgeçmeyin.''

    kadının hikayesini anlatmaya başladım, ama ufak eklemelerle. anlattığım yeni versiyona göre kadın oğlundan dayak yiyor, kızı orospu olup kötü yola düşüyor. kadına kimse yardım etmiyor, herkes aşağılıyor, en son koyunları ölüyor, kendi de sefalet içinde ölüyor ama inancından vazgeçmiyor. ben hikayeyi anlatırken ön sıralarda millet ağlıyor, herkes çok yazık modunda kafaları salıyor. çocuklar annelerine sarılmışlar ibret ala ala hikayeyi dinliyorlar, ortamda çıt yok aga çıt yok. bir yerden sonra milleti görmesem sanki kendi kendime konuşuyormuşum gibi hissedeceğim, o derece bir sessizlik.

    ''işte bu kadının ibretlik hikayesi buradan bugün tanımakla mutlu olduğum iyi hristiyan kadın ve erkeklerinin hepsine örnek olmalıdır. ne mutlu ki artık sizlerin arasındayım.''

    alkış kıyamet. toparladım bitirdim. herhalde on dakikaya yakın süren bir hamaset ve acındırma edebiyatının ardından sahneden indim. genel olarak bütün konferansı sunan adam çıktı, bana teşekkür etti. millet yanıma geliyor sürekli bir sevgi seli, teşekkür ediyorlar, tanrı seni korusun, tanrı seni kutsasın, iy/ms oynadığın kuponlar tutsun, bu yaptığın çok cesurca falan filan. bildiğin celebrity oldum. insanların gözündeki o mutluluk bana kendimi her ne kadar hasan mezarcı gibi hissettirse de olan oldu bir kere. sizin egzotik, yeni hristiyan dostunuzum artık. en azından siz öyle bilin.

    herifler organizasyonlarında makam mevki teklif ettiler, abi ben bir düşüneyim hanıma danışmadan olmaz dedim. birer bardak şarap içildi, vaftiz olmak ister misin dediler, abi ben şavşatlıyım amk ne vaftizi benim nenem hac umre ne varsa bütün itemleri topladı diyemedim, en kısa zamanda yaparız dedim. herkes mutlu. dolandırıcı olduğumu benden başka kimse bilmiyor.

    elimde incil, salondan çıktım. bütün bunlar gerçekten nasıl oldu diye kendime sordum. eve geldim. hiçbir şey olmamış gibi oyunu açtım, tielemans-goreztka orta saha ikilisiyle önümüzdeki on seneyi garanti altına aldım. şimdi incil masadan bana bakıyor, bütün bir şehirdeki hardcore hristiyanlar beni kendilerinden biri oldum zannediyor. önümüzdeki günlerde ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yok.

    sanırım yanlışlıkla hristiyan oldum.

  • 18. iran'ın yüzölçümünün türkiye'nin 2 katı olması

    sozlugun cahil kaynadiginin ispati baslik.

    edit: hadi ufkunuzu acacak bir bilgi de benden gelsin; nufusunun 20 milyonu turkce konuşan türktür.

  • 19. ak parti devrimcidir demokrasiyi de biz getirdik

    "hatta cumhuriyeti'de biz ilan ettik". cümlesini bekledim ama gelmedi, nasip, inşallah bir sonraki grup toplantısına.

  • 20. öldürüleceğini söyleyen donanımhaber üyesi

    gelip '1 ay oldu daha öldürememişler mi' yazmış biri. inşallah senin başına gelir de biz de espriler yaparız derdim ama kendisinden farkım kalmayacağı için diyemiyorum. ulan adamın karısı var küçük çocuğu var, canının derdinde sen gelip burada kendi çapında komiklikler yapıyorsun, azıcık vicdan yahu.

  • 21. bir evin kaliteli olduğunu gösteren detaylar

    kitap okuyup hobilerinize zaman ayırabileceğiniz bir odası olması.

    (bkz: çalışma odası)
    (bkz: ev kütüphanesi) gibi..

    bunlar varsa her türlü kalitedir. ev kaliteli olmasa bile içinde yaşayan insan kalitelidir.

  • 22. şenol güneş

    "şenol güneş seneye yüzde 5 ihtimalle kalacaktır."
    (bkz: erman toroğlu)

    " beşiktaş'ta kalmak istiyorum. kovsalar da gitmem ."
    (bkz: şenol güneş)

    " yine ananızı laciverde boyadık. "
    (bkz: ben)

  • 23. 30 mayıs 2017 fenerbahçe'nin beştepe ziyareti

    doğru bir hamledir, ülkenin cumhurbaşkanına gitmek lazımdır. ancak; her maç "yaşa mustafa kemal paşa" diye bağırarak ata'sına olan bağlılığını ve sevgisini sonuna kadar gösteren taraftar, ilk önce o kupanın ata'sının huzuruna çıkmasını isterdi.

    edit: hem yazarların uyarısıyla hem de haberlerde gördüğüm kadarıyla fenerbahçe basketbol takımı anıtkabir'e ata'nın huzuruna gitmişler. yani ortada herhangi bir garip durum yok, cumhurbaşkanını ziyaret etmeleri son derece normal bir hadise

  • 24. hamamböceği

    309 tane entry görünce öldü sandım.

  • 25. cüce görünce oluşan fırlatma hissi

    salak görünce gelen gebertme hissi kadar güçlü olamaz.

    ne biçim konuşuyorsunuz ya? bunu okuyup üzülecek binlerce, on binlerce insan vardır eminim, bilmem farkında mısınız? nasıl terbiyesiz insanlarsınız, nasıl insanlar yetiştirmiş sizi yahu?

    sırf boktan bir sitede beğeni almak ya da mal mal gülmek için değer mi cidden ya? midemi bulandırıyorsunuz lan, ne biçim insanlarsınız siz?

  • 26. bir avm'nin kalitesiz olduğunu anlama yöntemleri

    bir sonraki çıkış merdivenini avm'nin diğer ucuna koyarak mağazaların önünden yürümek zorunda bırakması.

  • 27. tokat belediyesi'nin yaptığı kedi evleri

    hayvan uyurken köpekler saldıramaz, kediler de zaten yapıları gereği rahat girip çıkarlar diye düşünülmüş sanırım. avsım olmuş.

  • 28. engelli oğluyla 60 kedi bakan teyze

    `önemli edit:`bu basligin altina entry giren, favlayan, baska ortamlarda paylasan, hurriyet'in twitter'ine tasinmasina vesile olan herkese en icten tesekkürlerimi sunarim. ayaginiza tas, basiniza yas degmesin. iban sormussunuz, valla haklisiniz, lakin sorun surada resmi bir kampanyaya izin olmadigi icin, buraya iban yazmak netameli olabilirmis, söyleyen arkadasin yalancisiyim. gecmiste böyle vakalar kullanilarak dolandiricilik yapildigi icin, böyle bir uygulamanin hakli nedenleri var sanirim. barinak melegi bana bu konuda yapilabilecek bir yol önerdi ama buna dair sorularim oldu, kendisi biliyorsunuz gayet yogun bir kardesimiz, geri dönünce yanitini buraya tasirim. su instagram paylasiminin altinda iban yazilmis, belki oradan teyze icin yollandigina dair bir notla yardim edilebilir.

    meraklisina edit: kardesler, burada teyzenin bakim parasini kedilere harcamasina tepki gösteren arkadaslar da inaniyorum, hem kedilerin, hem teyzeyle oglunun durumunu kabullenemediklerinden kendilerini böyle ifade ediyorlar. dedigim gibi, anayasada tanimlanan sosyal devletin gercekte varolmamasiyla ilgili isler. hani yillardir dalga gecilen nerede bu devlet isyani artik gecikmeyle de olsa günlük pratigimize yön vermesi filan. su an biribirinden bagimsiz görülen nuriye gülmen'in hak arayisindan, mert zülfikar katilinin pesinin birakmayan degerli insanlara, cevremizde gördügü yanlisi düzeltemeye didinen vatandaslara, bu baslikta gösterilen duyarliliga bütün bunlar insanlarin bireysel, örgütlü, az örgütlü hak arayisinin, sosyal devlet arayisinin izdüsümleri.
    ben bu entry'i barinak melegi'nin yardim cagrisina sessiz kalmak icimi acittigindan yazdim, gidip gelip o video'ya bakip rahatsiz oldugumdan. daha önce hic bu tarz parayla ilgili bir sey organize etmedim, belli de oluyor zaten. arastirip sorusturmayla daha fazla zaman kaybetmek istemedigimden. özrümü kabul edin. bu basliktan sonra, o kadar cok mesaj aldim, o kadar güzel seyler yazdiniz ki, inceliginizi, alicenapliginizi tarif edemiyorum. ben bu gün gördüm ki, ideolojisi, aidiyeti, cinsel yönelimi, inanci ne olursa olsun, bu kesimler arasindaki hendekler ne kadar derinlesmis olursa olsun, bulusabilecegi insanlik tabani halen var olan bir toplumdan umut kesilmez. biz bu acili devri asabiliriz, potansiyelimiz var. ucuz slogan degil vallahi dünyayi güzellik kurtaracak. hay siz var olun!

    ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    orijinal entry

    sözlük'te daha önce basligi acilan barinak melegi'nin kendileri icin yardim cagrisi yaptigi, engelli ogluyla birlikte yaklasik 60 sokak kedisine annelik yapan bir teyzemiz. ana gelir kaynaklari oglunun engelli maasi. yasadiklari yer cok kötüymüs, mümkün olursa bir oda yaptirmak istiyorlarmis.

    ogul bu

    teyze de bu

    bu da evleri

    simdi biliyorum söyleyeceklerinizi, üstelik tamamen haksiz da degilsiniz. o paranin teyzeye oglu icin verildiginden, bireylerden öte sosyal devletin sahip cikmasi gerektigine, cok daha korkunc durumdaki insanlara kadar. ancak hayatin bize ögrettiklerinin yaninda, dünyanin bir avuc iyinin yüzü suyu hürmetine döndügünün farkinda oldugumuz bir olgunluga erdigimiz bu demlerde, o insanlara yalniz olmadiklarini bir sekilde ifade etmenin degerli olduguna inaniyorum.

    valilik resmi bir yardim kampanyasina izin vermiyormus, kediler olmasa bir sekilde idare edebileceklerinden. yardim etmeyi düsünürseniz:

    barinak melegi'nin tel no: 05315830615

    ps: arkadaslar niye söylemiyorsunuz, ikinci link yanlismis. allah'tan red cherokee söyledi de düzelttim, sagolsun.

  • 29. bir şehrin medeniyet ölçüsü

    toplu taşıma araçlarına binme adabı varsa orası medenidir, net.

  • 30. içerde

    kudret'in "işte buna ölünür" diyip ölü taklidi yapması kalpkalpkalp. kahkaha attım.

  • 31. 30 mayıs 2017 sabah zor uyanma sorunu

    ilginçtir benim de başıma gel... yahu bir ziktirin gidin ama artık ya, olum hiç matematik bilmiyor musunuz siz. 80 milyon bizi izliyor şu an, illa ki buraya yazacak birileri ile aynı durumda olacaksın. şuraya "30 mayıs g.tümün başımın ayrı oynaması" yazsan da yine "enterasan bir şekilde benim de başıma gelen olay" diyenler olacaktır yani, olay-zamandan bağımsız yani konu.

  • 32. evliliğin düzenli seksten ibaret olması

    tam aksine evlilik seks hayatının bitmesinden ibarettir.

    boşuna mı kuduruk kuduruk dolanıyor 3-5 yıllık evliler ortalıkta.

    edit: benim bi tanıdığım vardı. evliydi adam. bu adam bütün arkadaş grubumuzdaki kadınların ideal koca olarak gösterdiği biriydi. zengin, saygılı, düzgün, efendi, sporcu, sorumluluk sahibi vs vs. hangi kadınla konuşsam ya şu ali ideal koca valla. eşine sadık, beyefendi vs diye onu anlatırlardı.

    neyse ben bu ali ile bir gün başbaşa kaldım ilk kez. adamın bana ilk söylediği şey şu oldu "oğlum evlenmeden rusyaya git ukraynaya git, sikebildiğin kadar kadın sik, sonra evlenince çok pişman olursun"

  • 33. arda turan'ın kupa kutlamasında yalnız kalması

    insanın kendine ettiği kötülüğü kimse etmezmiş sözünün kanıtı olan durumdur.

    sürüm sürüm sürünmene, kariyerinin inişte devam ederek osmanlıspor'da sonlanmasına evet diyorum arda kardeşim.

    sende var mısın?

  • 34. kaska kamera takmak yasaklansın kampanyası

    yasaklar ülkesinde yaşayınca insan her aklına gelen yasaklansın istiyor tabi sen de haklısın!

    yasaklamak yerine mecbur tutulmalı bütün kasklara, araçlara vs. hatta bisikletlere bile mecbur tutulmalı ki kuraldan anlamayan medeniyet düşmanları akıllanır belki..

  • 35. doktorlara memur diye hitap etmek

    "doktorlara" doktor olarak hitap edilmesi kadar saçma değildir.

    açıkçası hekim demek varken doktor demek bana saçma geliyor, çünkü doktor olanlar sadece "tıp doktor"ları (doctor of medicine, md) değildir her alanda akademislenler doktoralarını verdikten sonra doktor ünvanı alırlar ve unutulmamalıdır ki doktor hastaları iyileştiren anlamına gelmez, latince öğretebilme donanımına sahip kimse anlamına gelir.

    hekimlere karşı bir hıncım bulunmamaktatır babam da hekimdir, ailemizde bir çok hekim ve hemşire de bulunmaktadır. lakin gerçek gerçektir.

  • 36. golden state warriors vs fenerbahçe

    fenerbahçe siker atar. net.

    lens, sow ve khaer formdayken golden state doğru düzgün atak bile yapamaz.

    edit: özelden 'basketboldan bahsediyor' yazan olmuş. sözlükteki tüm liselilere lys'de başarılar diliyorum.

  • 37. lotr serisini star wars'dan daha çok seven insan

    benimdir.

    sacma sapan star wars hayranligi yapanlara da ifrit oluyorum.

    hic bir anlamda lotr'in yaninda gecemeyen bir filmin hala bu kadar hype edilmesi, zorla populer tutulmasi tam bir akil tutulmasi.

  • 38. şeyma subaşı'nın feminist tişörtü giymesi

    feminizmi zengin bir adamdan çocuk yapıp parasını yemek olarak algılamış olabilir.

  • 39. zengin koca arayan kızın fahişeden farkı

    cok iyi oyuncu olmasi zira fahisenin omur boyu kocasina asik ve cok mutlu rolu yapmasina gerek yoktur.

  • 40. android

    apple'ın paralı elemanının yine başlığında cirit attığı işletim sistemi.

  • 41. psikolojisi bozulan ego şoförü

    herkesin şikayet etmeden inmesinin tek nedeni kimsenin para vermemiş* olması...

    (bkz: 65 yaş)

  • 42. çalışılan pozisyonlar ve maaşları

    medya sektöründen birinin yazdığını görmediğim başlık. bu sebeple gençlere bilgi vermek istedim.
    sektör: medya
    şirket: haber kanalı
    pozisyon: program yapımcısı, sunucu
    tecrübe: 9 yıl
    çalışma saatleri: her hafta programı yetiştir de nerde çalışırsan çalış
    maaş: 6.700 tl + yemek + yol + faturasını getirdiğin takdirde kitap ve dvd
    artıları: kendini gerçekten geliştirmek isteyene sınırsız imkanlar sunan bir meslek
    eksileri: özgür bir şekilde haber ya da program yapamamak ve bunu ister istemez içselleştirerek otosansür uygulayacak duruma gelmek

  • 43. türkiye'de emeklilik yaşı 72 olacak

    birazcık destekli saçmalayayım, kafayı kırdım çok okudum, belki bunun 10 katını daha okumam lazım ama okuduğum bana yetti, hayretler içindeyim ve çok üzgünüm. katılırsınız katılmazsınız ama bu 72 yaş mevzusu öyle basit mevzu değil;

    bizim sigorta, emeklilik ve sağlık sistemimiz çoktan çöktü. kurtarılmaya çalışılan şey sistem değil, belirli bir kesimin geleceği. sistemin kurtarılacak bir yanı kalmadı.

    çok çok enteresan gözüken, halka çok cazip gelen ama aslında çok olumsuz, fikir aşamasında uzun vadeli planlanmış, ohal ilanı sonrası khk lar ile hızlandırılmış ve raydan çıkmış, orta vadede felaketle sonlanacak bir süreç yaşıyoruz. bu tek bir parti veyahut hükümet kaynaklı bir sorun değil, türk milleti olarak bizim zihniyetimizin eseri, hatalı bir sistem. bedavadan emeklilik, çalışmadan maaş.

    belki 25-30 yıldır sadece akp değil, geleneksel şekilde tüm hükümetler seçim öncesi ağza bir parmak bal niyetine kamuda eşe dosta erken emeklilik dağıttı, bayram seyranda ikramiye çıkarıldı, erken maaş verildi, bol zam yapıldı. emeklilik havuç olarak bol kese kullanıldı. ülkede daha menopoz/antropoz görmeden maaş bağlanmış binlerce "emekli" var. en az 25 sene çalışması, üstüne 52-65 yaş beklemesi gereken kişiler 10-12 sene çalıştı, 35-40 yaşında emekli oldu, sittin senedir maaş alıyorlar/alacaklar. bu insanlar oy deposu olarak kullanıldı. oy verdikleri kişiler zaten yaş maş beklemeden 2-4 sene sonra emekli oldu. küçük esnaf yıllık cirosu gibi emekli maaşları var.

    bu kadar fazla ödemeyi çevirmek için yolunacak kaz miktarını arttırmak ve/veya daha uzun süre aynı kazı yolmak gerekiyor. nüfus artış hızı bunu desteklemediğine göre emeklilik yaşını arttırmak gerekiyor, ki özellikle 1997 sonrası olmak üzere kademeli olarak arttırıldı. 65 yaş üstüne geldik. genele baktığımızda henüz tabi olduğu kanun çerçevesinde o yaşı görüpte emekli olan yok, şu anda emekli olanlar farklı kanunlara tabiler ve ellili yaşlarda genelde emekli oluyorlar. şu saatten sonra yaş arttırılsa bile gelir artık artmayacak. sistem zaten tutabileceği maksimum aktif çalışan sayısını içeride tutuyor.

    bizler 72 yaşına kadar çalışmalıyız, çalışmalıyız ki o belirli zümrenin 7 sülalesi 20 yaşında emekli maaşına bağlanıp sırtımızda gezsin diye plan yapılıyor ama o 72 yaşı da göremeden başka şeyler değiştirilecek. gelir bu şekilde arttırılamaz çünkü. emeklilik yaşını 72 ye çekmenin farklı bir bonusu da var, bireysel emekliliği de genişletiyorsun otomatik olarak.

    ama boşverelim çünkü;

    adam 72 yaşını göremeyecek, 55'ten sonra iş bulamayacak, iş bulamazsa bile para ödesin diye güya vatandaş faydasına gss çıkardılar ama ne yapacaklar para yoksa adamın canını mı alacaklar? nasıl ödeyecek işsiz insan o prim borcunu? o adamın oğlu kızı 1 birim çalışıyorsa 1.5 çalışacak 65-72 yaş bekleyen anasının babasının prim borcunu da ödeyecek.

    bizim vatandaş hala düzenleme kendisi için, sistemi düzeltmek için yapılıyor sanıp gidip oecd avrupa örnekleri filan veriyor ya, ben işte buna daha çok üzülüyorum.

    tazminatlara dokunulmamış gibi yapılıyor ama çoktan gitti, bir sonraki tazminat hak edilen istifa/işten çıkarılmada daha net anlaşılır.
    emeklilik şu saatte hala çalışmaya başlayamamış kişiler için hayal,
    sağlık sistemi çöktü, güya devlet hastanesi ama muayene parası, katkı vs diye ezildi millet.
    trafik sigortası, kasko sistemi balon, hepbirlikte 2016 başından beri şişiriyoruz bu balonu.

    halen derin detayını çözemedim ama bu ülkenin üstüneki esas kara bulut varlık fonu ve bu fon yukarıda saydığım tüm sosyal güvence sistemleriyle yakından alakalı.

    çok çok çok basit anlatımla; kamunun teminat anlamında hiçbir varlığı kalmadı, bu sebeple fon kuruldu. bu fona para basan, kamuyu finanse eden, güçlü döner sermaye, vakıf ve hammadde gücüne sahip iştirakler dahil edildi. özellikle enerji, telekomünikasyon, askeri üretim ve ar-ge alanında fona dahil edilmiş dev yapılar var. şu anda bir problem yok zira fon portföyü yatırım çekiyor, kısacası fondaki şirketleri kredi karşılığı teminat gösteriyorlar. ama fona bir yandan da sıcak para lazım. zira bu fon ve içindeki yapılar ülkede halen maaş ödenebilmesini mümkün kılan yapılar.

    beyaz yaka zaten zorunlu değilken de, belki 10 senedir bireysel emeklilik yaptırıyordu, bunları çaktırmadan zaten devlet garantisi ve katkısı var deyip bu fona yedirdiler. son zamanlarda anlaşıldı ki azınlık nüfus olan beyaz yakanın parası bir süre sonra yetmeyecek.

    zorunlu bireysel emeklilik çıkardılar, asgari ücret alan adamın parasının %3'üne çöküldü. okumayan etmeyen kesim, patronu/şirketi ne derse yapıyor, hakkını aramıyor ve milyonlarca insan var bu şekilde, iptal miptal yok tabi. inanılmaz bir para.

    fonun tek amacı para bulmak. bulunan parayı danıştayı pas geçip harcayabilmek. yoksa içerisindeki şirketler/yapılar yabancıların eline geçermiş, borç ödenemeyince portföy kaybedilirmiş kimsenin umurunda değil. gün kurtuluyor o yeter.

    hayattaki tek dayanağı müslümanlık olan, "günah" sopasıyla isyandan, hakkını aramaktan, empoze edilmiş yapay haramdan uzaklaşan bu kesim korkmasın diye nasıl devlet bankalarının katılım bankası ikizleri açıldıysa, bireysel emeklilikte de faizsiz seçeği de sunuldu. faiz var ama adı katılım.

    her kanaldan para toplamak, vatandaşın elinde ne var ne yoksa almak için çeşitli gazlar verildi, vatandaş ülke kurtarıyorum diye dolarını sattı ama aynı hafta devletimize 2. uçak olarak geniş gövdeli yakışıklı bir uçak alındı. neyse burada bırakayım zira bundan sonrası safi siyasete giriyor o açıdan susuyorum,

    planlanan şey vatandaşa devleti tarafından garanti edilmiş emekliliğin kaldırılması. hakedilmiş haklar tabikide yine bu çökmüş sistem tarafından ödenecek, o açıdan "zümreyi" üzen bir durum yok. bu hakların devamı içinse işte bu fon gibi yapılar kurulmaya çalışılıyor para yok çünkü. bunu altlığı hazırlanmazsa orta vadede maaş ödenemez.

    normal vatandaş için birikim yapmak için en mantıklı yol eski usül yastık altı kaldı. banka hesabı desek tek khk ile tüm mevduatı fona aktarıp, teminatı kredilendirip bizim paramızla yine bizi borçlandırabilirler. kimsede çıkıp ne oluyor diyemez. o para gelir mi gelmez mi belli değil.

  • 44. 3. havalimanında 1453 kamyonla geçiş yapmak

    şunu izleyip gururlanan kim varsa çomarın en güzel karşılığıdır. bundan sonra birisine çomarın ne olduğunu tarif etmem gerekirse bu videoyu izletip "çomar işte bunu izleyip gururlanan, gaza gelen kişidir" diyeceğim.

    keşke sizde ve ceddinizde o çok sevdiğiniz fatih sultan mehmet'in onda biri kadar akıl ve bilim sevgisi olsaydı da şimdi minimum seviyede mühendislik ve bilimsel yeterlilik gerektiren, yapımı alan düzeltip beton dökmekten ibaret olan sikik bir havalimanıyla gururlanmak yerine mars'a ulaşan astronotlarımızla gururlanabilseydiniz amk çomarları. (hadi o olmadı yüzde yüz türk yapımı bir savaş uçağına -hatta o da olmadı yolcu uçağına- bile razıydım ilk yerli uçağını 1936'da üretmiş bir milletin çocuğu olarak)

  • 45. kimsenin okuyamadığı yazı

    basbayağı imam hatipler kapatılsın yazıyo. siz nasıl okuyamadınız lan? hahahahhahaha.

  • 46. kırgız televizyonunda tengrici arapçı tartışması

    harika bir kıssanın tengrici abi tarafından anlatıldığı tartışmadır.

    --- spoiler ---

    kırgız olarak doğdu,
    rus olarak yaşadı,
    arap olarak gömüldü.
    --- spoiler ---

    orta asya'daki türklerin durumunu daha iyi anlatan bir söz olamazdı.

  • 47. 30 mayıs 2017 teb rezaleti

    her banka atmsinde yaşanabilecek olası bir durumdur ve para hesabınıza %99.9 sorunsuz iade edilecektir. üzülerek belirtebileceğim tek konu ise iade sürecinin 1 hafta kadar sürebiliyor olmasıdır. onun dışında endişe etmenize gerek yok koskoca banka parayı bu şekilde kazanmıyor. 1 hafta sonunda atmde yapılan incelemeler sonucunda para yatırdığınız tespit edilememiştir denilirse olay ancak o zaman rezalete dönüşür. şu haliyle sadece bir mağduriyettir.

    sana puanım 3 kanka.

  • 48. eşcinselliği normalleştirmeye çalışan tipler

    yavru köpeğe tecavüz edilen ülkede böyle başlıkların açılması, açıldığıyla kalmayıp 655 ( son baktığımda ) fav alması midemi bulandırıyor arkadaş. camide fuhuş yapan hocanın, ruhumu temizlemeye umreye gidiyorum dediği yerde, herifin derdi eşcinselliği çocuğuna nasıl anlatacağı. damacanaya hallenenler vardı, vitrindeki mankene sürttüren de. onları nasıl anlatacağını düşün. sen yurtlarda çocukların niye yanarak öldüğünü nasıl açıklayacaksın, onu düşün. kavrulan çocukların ana- babalarının insanı çileden çıkaran tevekküllerini nasıl izah edeceksin, bi yol ona kafa patlat. şıhının, şeyhinin sikini öpen müritler vardı bir de, onu düşün. düşün falan dedik de söz temsili. düşünmek kim, sen kim.

  • 49. zengin olmadığı için sevilmediğini sanan erkek

    parayla ve zenginlikle alakasız başlıklarda dahi konuyu bir şekilde buna bağlayan erkekler. bir kadın tarafından sevilmemiş olmanın sebebi olarak sadece bunu görmek en kibar tabiriyle kolaya kaçmaktır.

    hiç kimse kendisine çirkinliği, sıkıcılığı ya da herhangi bir yönden eksik olmayı konduramıyor ama cebine bakınca kaç parası olduğunu sayabiliyor. bu sebeple de hep fakirim diye olmuyor zannediliyor. halbuki sadece o kadına uygun değilsin. belki sıkıcısın belki çirkin. belki banka hesabındaki parayı çok da takmıyor karşındaki. sana bakınca, yanında vakit geçirince mutlu olmuyor. hepsi bu.

    ortalıkta sürüyle gold digger yok mu? var. fakat şeyma subaşı gibilerin tahtına oturmak isteyen binlerce para avcısının varlığından haberdar olmakla bunu bir aşağılık kompleksine dönüştürüp; ilişkiler konusundaki başarısızlığın faturasını zengin erkeklerin yanındaki kadınlara atmak arasında dağlar kadar fark var. bir kadına çekici gelen bir numaralı parametre para değildir.

    artık birinin kral çıplak demesi gerekiyordu.

    edit: zengin-fakir olmakla alakasız birkaç başlıktan bu konuyla ilgili örnekler koymuştum, sildim.

  • 50. ukraynalı kızların dolandırıcılık metodu

    dedi keriz adam.