ilişkiyi, karşısındakine hesap vermek olarak görenler ve ne istediğini bilmeyenler yüzünden olabilir. bir de herkesin ya bir bağlanma problemi ya bir travması var. kimi ise bu saydiklarimin bir problem olduğunun farkinda bile degil. kısacası kafam kaldırmıyor artık, buna karar verdim.
neden sevgilin yok
-
-
"yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar ve sırf dardı diye kafalar, düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik. sarılmak yakar bizi deyip aşkı hep, uzaktan sevdik…"
-
ortalık piremses kaynıyor. çoğunluk şizofren gibi. böyle ortamda bırak sevgili olmayı, dişiler ile sıradan arkadaşlık yapmak bile imkansız hale geldi.
-
sevgili yapmak için ortam lazım, çevre lazım. bunlar olmayınca sadece evden işe işten eve hayatın geçip gider.
-
tipim yok
vücut yok
boy yok
meslek yok
statü yok
ev yok
e bu durumda bi zahmet olmasın. -
çünkü ben "unlovable"ım. beni sevmek mümkün değil.
kimi sevdiysem bu güne kadar sorun onlara anlatsınlar, sebebi nedir, bende bu kadar kötü, sevilemez ve istenilemez olan ne, sadece onlar biliyor ben bilmiyorum.
çünkü baktığımda kendimi beğeniyorum ben, özelliklerimi seviyorum. içten, iyi biriyim, sevgi, ilgi, alaka, tutku, emek, çaba hiç birini esirgemem, sadık ve dürüstüm, yedekte başkasın tutmam, telefonumda birlikte olduğum kişinin görmesi halinde kıyamet kopacak hiçbir şey yoktur hiçbir zaman, çok net biriyim. bildiğin nesli tükenmiş melaike gibi kadınım. çirkin de değilim, kilolu da değilim. insanları böyle güzel, çirkin diye yaftalamak da hoş bir şey değil, çok göreceli bir şey bu ama benden on kat çirkin denilebilecek kadınların musmutlu birliktelikleri var. seviliyorlar yani. tiple o kadar da ilgili değil bu işler.
sonra, eğitim, kültür desen bir eksiğim yok. 4 dil biliyorum, sanatsal kabiliyetlerim var, komiğim de, gülmeyi, güldürmeyi severim, sevdiğimi çok severim. her şeyi karşı taraftan bekleme gibi bir olayım yoktur. inek gibi oturup ilgi, jest beklemem, sevgimi gösteririm kocaman kocaman hem de. kendimi iyi ifade eden biri olduğumu düşünüyorum, abuk subuk taktiklerle oyunlarla işim yoktur. açık yürekliyim ne hissediyorsam o. söylediğimi yaparım, yaptığımı söylerim. sözümü tutarım. iki gün sonra caymam. her bir şeyde destek olurum, yarı yolda bırakmam. daha ne yapabilirim bilmiyorum.
iyi bir partnerde olması istenecek özelliklere sahip olduğumu sanıyorum, öyle düşünüyorum. kendime bakış açım böyle. ama ne kusurum var, neden kimi sevsem hep öylece geri itiliyorum, bırakılıyorum bilmiyorum. hiçbir zaman da bilemeyeceğim. hep cevap aradım kendimde ama yok bulamıyorum. bu hayatım boyunca böyle oldu. taa liseden beri hep aynı hikaye. ben kimseyle bir problem, anlaşmazlık sonucu ya da kavga edip de ayrılmadım hiç mesela. ya hiç karşılık alamadım ya da biraz alıp sonra yavaşça, öylece bırakıldım kendi halime. nazikçe ama zalimce. yani bende ne görüyorlar da, ya da ne göremiyorlar da bu oluyor bilmiyorum.
karşımdakinin benden kaçtığını, kendini sakındığını hissettim hep. çok kötü bir his bu. hani sanki bulaşıcı hastalığın varmış gibi uzak durmak isterler ya, öyle bir his. lanetliyim herhalde. başka bir şey gelmiyor aklıma. bu hep tekrar eden kısır döngünün bir yerde kırılacağını da sanmıyorum artık. çok da yoruldum zaten. bu kadar çok kırılmak bu bünyeye fazla. hasta gibi hissediyorum kendimi. yani öyle doktorluk, ilaçlık, klinik anlamda değil ama çok çok derin psikolojik problemler yarattı bende bu durum yıllar içinde. iyileşmem lazım. vazgeçmem lazım.
sevmek ve sevilmek gibi bu kadar doğal, basit bir olayın benim için ruhsal bir kabusa dönüşmüş olması, bu kadar zor olması yıldırdı beni. herkesin çocukları ilkokulu bitirecek neredeyse, bir de benim halime bak. şu kendine acıma modundan da bir çıkmam lazım ayrıca. öyle işte...
niye yazdım ki bu kadar. onu da bilmiyorum. gece gece, neyse...
benim gibi tuhaf insanlar, acayip hayatlar da var işte okuyun görün. ne işinize yarar bilmem. -
çok açık ve net bir biçimde benim beğendiğim beni beğenmiyor, beni beğeneni de ben beğenmiyorum. fakat okuduğum kadarıyla yukarıda suser arkadaşlar bir insanın hayatında başka birinin olamamasını yalnızlık olarak nitelendiriyorlar, bu çok yanlış. yalnızlık ile hayatınızda biri olmaması aynı şey değildir sevgili okurlar.
yalnızlık insanın iliklerine kadar işler, nefessiz bırakır adeta. 2 rakamı sizin için anlamını yitirmeye başlar çünkü siz sadece 1 rakamına alışmışsınızdır. iki lafın belini kırmak için whatsappta mesaj atacak kişi için aşağıya doğru inerken yazacak kimseyi bulamamaktır yalnızlık. yalnızlık bir bağımlılıktır ayrıca, başta bireyleri onur ve ego kisvesi altında kandırır hafiften sevdirir kendini fakat daha sonradan geriye baktığınızda bir kahve içmeye çağırabilecek bir kişi bile kalmamış olacaktır.
sevgili ise çok ayrı bir kavram. yalnız buradan sevgililik kurumu altında sadece birlikte mekanlara gidip iki üç foto çekilip sosyal medyaya yükleme yapılan eylemleri kastetmiyorum. o olsa olsa iki tarafın karşılıklı rızasına dayanan pr çalışması olur. sevgiliden kastım sizi her daim merak eden, kalbi sizinle birlikte atan, sizi görünce mutlu olan, mutluluğunuza mutluluk, derdinize derman olan bireylerden bahsediyorum. olmasını isterdim açıkçası, zaten olsa şuan bu entryi giriyor olmazdım gerçi. peki senin hiç böyle bir sevgilin oldumu diye soracaklara peşinen söyleyim, evet oldu fakat kıymetini bilemedim ve kaçtım.
neden sevgilin yok sorusuna gelecek olursak, yüzeysel insanlar sık sık sevgili "değiştirir" fakat daha derin ve anlamlı bir ilişki ve tecrübe arayan bireyler kolay kolay aradıkları gibi biri bulamadıkları için zamanla çevresindeki diğer insanlar tarafından bu soruya maruz kalmaktadırlar. -
çirkinliğimden.
-
biraz salak olduğum için. geçen okulda sınıf ararken bir kız durdurdu beni sen de mi o sınıfa girecektin diye sordu. yok ben başka bir dersi arıyorum dedim. bakayım öğrenci sistemine belki biliyorumdur dedi ben de yok saol ben bulurum diyip öylece gittim salak gibi. adımı öğrenmek istediği iki dakika sonra aklıma geldi.
-
çünkü bütün sevgililerim bana cinsel obje olarak baktılar, hep sevişmek derdinde oldular ve bıktım ...