radioactive cat24
profili

  • google yapay zekası lamda'nın bilinç kazanması

    (bkz: yapay zeka demeyeceksin android birey diyeceksin)

    gelecekte demek ki bizi böyle sorunsallar bekliyor

  • üst kat ses yapınca tavana vurmak

    hayatımda ben de bu kabusu yaşadım. üst katta aynı hastanede çalıştığım başka bir doktor hanım yaşıyordu. 2 tane veledi evde akşamları top oynuyordu. hatun sabahları evde muhtemel halısı olmadan takunya gibi terlikleri ile yürüyor her sabah 6 da uyanmama neden oluyordu

    kibarca uyardım. çocukları bahçeli olan sitenin bahçesinde güvenle top oynamak varken evde oynatıyordu. hiçbir şey değişmedi

    her sabah yatak odasında terlikle dolaşıyorsunuz uyanıyorum dedim umurunda olmadı

    ben de mecburen tavana vurmaya başladım. ben vurdukça o daha da tepindi

    en sonunda bir yılbaşı sabahı 1 ocak evde deli gibi at koşturuyorlar.. geç yatmışım dinlenmek istiyorum ama ne mümkün.. vurdum yine tavana

    birazdan kocası kapıya gelip tekmelemeye başladı küfürler hakaretler .. açmadım elbette. polis çağıracağımı söyledim. klasik çomar yanıtı "git kime istersen şikayet et !"

    gittim karakola yaptım şikayetimi. onu da ifadeye çağırmışlar. saka gibi ama "çocuklarımın evde oynama hurriyetini ellerinden alıyor" diye beni şikayet etmiş..

    apartman kapicisina rüşvet vermişler mahkemede benim aleyhimde konuşsun diye. kapıcı bana geldi anlattı.. ev sahibimi arayıp beni evden çıkarmasını dahi istemişler. daha yüksek kira verecek kiracı buluruz diyerek..

    mahkeme günü gelmediler bile . hakim bana bu ülkede hala adalet varmış dedirtti.. alt kattaki ust katı nasıl rahatsız edebilir diyerek kadının sikayetini geçersiz görüp benim sikayetimi haklı buldu. 6 ay hapis cezası verdi tabii paraya çevrilip ertelendi ama ertelemede malum 5 yıl içinde bir daha asla benzeri suç islememeli..

    o hafta sonu kongreye gittim döndüğümde taşınmışlardı ! yaşasın adalet !

  • netflix'te yayınlanması istenen içerikler

    (bkz: twilight zone)

    1950 serisi bir dönem amerika netflizte varmış ama temmuz 2021 de kaldırmışlar.

    1980 leri yaşamış şanslı kuşağın bayılarak izledigi alacakaranlık kuşağının sonradan yeni bölümleri çekilse de tutmadı

    ama 1950 lerdeki siyah beyaz bölümler ve 80 lerde çekilenler inanılmaz başarılı yapımları

    her bölüm bugünün cok yüksek bütçeli fantastik film ve dizilerine bedel konuları vardı

    ben yapımcı olsam alır her bölümden ayrı film çekerim o derece.

    düşünsenize mesela .. hayatını elvis taklidi yaparak kazanan bir çocuk zamanda yolculuk yapıp henüz ünlü olmadan önceki elvis ile karşılaşıyor.. gercek elvis tıfıl bir çocuk ve rock muzikten bihaber. bizim eleman da onu öldürüp yerine geçiyor ve o bildik şarkıları meşhur ediyor.. bu aklıma gelen binlerce bölümden biri.

    yani neslin alacakaranlik kuşağını kesfetmesi şart.

  • dexter new blood

    hemfikir olduğumuz üzere.. cok kötü final yapan bir dizi oldu ama bence çok daha tatmin edici şekilde bitebilirdi.

    finali izlememiş olanlar için spoiler teşkil edebilir o nedenle eğer izlemedi iseniz burdan sonrasını okumayınız. izledikten sonra gelip okumak adına favorilere ekleyebilirsiniz.

    --------spoiler-------

    hepimiz tahmin ediyordu zaten. dizinin sona ermesinin tek yolu dex'in ölmesi idi burda zaten şüphe yok ama nasıl olduğu konusunda oldu isyanlarımız.. saçma sapan aceleye gelmiş o son bölüme kadar her şey harika giderken batırdılar.

    oysa harika bir şekilde de bitirilebilirdi ..

    o nedenle sonunda yine dexin öldüğü ama hepimiz için çok daha kabul edilebilir bir senaryo gerekiyordu.

    benim tercih ettiğim son, başka bir sezon olmayacaksa en az 3-4 bölüm daha sürerdi ya da 1 sezon daha uzatılabilirdi birazdan anlatacaklarımla..

    internette kabul gören görüşleri bir araya getirerek ve kendi yorumlarımı katarak sizlere herkesi tatmin edecek dexter finali senaryosunu takdim etmek isterim.

    arka planda en sevdiğim dexter soundtrack epilogue açıp onun eşliğinde okuyun lütfen.. başlıyoruz

    https://youtu.be/4vc7zg1ickc

    mevcut sezon angela'nın kurt'un sığınağını bulmak için karakoldan ayrılmasından sonra başlar. dexter logan'ı öldürüp nezarethaneden kaçmaz elbette. süreç batista'nın ortaya çıkıp dexter'ı miami'ye geri götürdüğü zamana kadar devam eder.

    kurt'un kadınları sakladığı sığınağının medyada yer aldığını, kayıp kızların ailelerinin isyanını ve kurt'un her yerde arandığını görürüz.

    batista ve dexter'ın miami'ye gelişi, eski ekiple karşılaşması eminim herkesin beklediği bir şeydi.. duygusal sahneler yaşanır elbette. masuka evlenme noktasındadır ve evliliğe veda partisinde tüm konuşulan dexterin ortaya çıkışı üzerine olur.

    harrison, angela ve audrey ile şimdilik iron lake'de kalmaya devam eder.

    dexterın mahkemede sorgulamalarını görürüz. mahkeme sahneleri sonunda her şeyi itiraf edene kadar sürer. cinayetleri neden işlediğini, amacının kanundan kaçıp yakalanmayan kişileri cezalandırmak olduğunu ve böylece bir sürü masum insanın da kurtulduğunu anlatır.

    miami metro artık her şeyi bilmektedir ve tepkilerini görürüz. özellikle laguerta ve doakes'ın ölümlerinin sebebi açığa çıkınca dexter'a karşı büyük tepki gösterirler.

    aynı zamamda mahkeme devam ederken büyük parlak ışıklarda, kurban kurban onun ihtişamlı günlerini yeniden yaşarız ve eski günleri bir anlamda yad etmiş oluruz.

    medyaya yansıyan süreç ile halkın yarısı onun bir canavar olduğunu düşünür ve diğer yarısı, masum insanların birkaç istisnası dışında yaptıklarıyla gerçekten çok mutlu olur ve onu kahraman olarak görür..

    dexterın hep istediği ve insanların onu olduğu gibi kabul etme hayalini gerçekleştirmiş oluyor bir nebze bunlar da.

    dexter'ın kalan kurbanları olan ve 2. sezon bay harbour butcher sonrası bulunamayan pek çok kayıp vaka kapanır böylece

    derken dexter, kurt'u öldürdüğünü de itiraf eder. kayıp kız ailelerinin birkaç üyesi, dexter'a bunun için teşekkür ederek bir açıklama yapar.

    harrison, infaz tarihi yaklaştıkça babasını gerçekten kabul etmekle kendisi ile savaşır. sonunda, idam tarihinden önce babasını görmek için florida'ya gider.

    harrison babasını o haliyle kabul etmiştir. sadece duygularını anlamaya çalışmaktadır. yıllar sonra bulduğu babası iğne ile idam edilecektir.

    infaz günü yaklaştıkça protestocular/dexter destekçileri cezaevinin dışında yoğun olaylar yaratır. o bir kan donduran cani katil mi yoksa kahraman mı ? farklı görüşler çatışır

    dexter'ın infaz öncesi oğluyla son görüşme sahnesi logan'ı öldürmemesi dışında şimdiki finale benzer ama çok daha duygusal olacaktır. ben yazarken bile gözlerim doluyor. oysa mevcut finalde dex ölürken küfrediyordum harrison'a..

    harrison dex'in hannah'ya yazdığı mektubunu da yanında getirir. mektubu tekrar okuduğunu ve neden ayrıldığını, bugün olacakların oğlu için en iyisi olduğunu vurguladığını duyarız..

    baba oğul birbirine sarılıp ağlarlar. dexter, oğluna hayatı boyunca ilk kez sevdiğini söyler (tıpkı şimdiki finaldeki gibi) burada yaşanacak olanlar izleyicilerin dexterın kaderini daha kolay kabul etmesine yardımcı olur.

    final sahnesinde dexter son dakikalar için hazırlanır.

    koltuğa oturduğunu ve ellerinin bağlı olduğunu görürüz.

    dexter kameraya huzurlu bir şekilde bakmaktadır. iç sesiyle diyalog şöyle olur...

    “harry hep haklıydı. bu bir şekilde benim ölümümle sona erecekti. varlığım sevdiğim herkese zarar verdi. yokluğum belki insanları daha mutlu edecek. bu karanlık yolcunun da yolunun sonu... ”

    dizinin finalinde izlediğimiz kişilerin görüntüsü burada devreye girer .. doakes , laguerta , rita ve debra'nın gülümseyen yüzlerini görürüz..

    dexter'ın yüzüne odaklanır tekrar kamera ... gözleri kapanır ve bir damla yaş süzülür... ekran kararır.. arka planda bildik blood theme çalarken yazılar akmaya başlar

    https://youtu.be/e2xxizphuoo
    .....

    bu şekilde bir final izlese idik çok daha doğru bir uğurlama ve hayranlara bir saygı duruşu olacağını hissediyorum... yıllar boyu unutulmayacak bir final olurdu ve gerçekten internet sallanırdı ...

  • 9 gün bayram tatili yapılıp karantina yapılamaması

    başlık türkçe katili oldu farkındayım ne var ki harf yetmezliği yüzünden mecbur kaldım. daha iyi bir alternatife taşınabilir öncelikle. ne demek istediğimi açıklayacağım.

    konuya dönersek : sağlık çalışanıyım. daha net ifadeyle uzman doktorum. işin tam da göbeğinden bildiriyorum durumlar düşündüğünüzden de vahim.

    hastaneler tıka basa doldu. yer yok. ameliyatlar durdu. pratisyenlerimiz, ameliyathane personeli hemşiresi sekreteri hatta hademesi hastane işini bırakıp sahaya verildi filyasyon yapıyorlar ev ev dolaşıp. içlerinde bir çoğu bir şekilde hastalanıyor yerine yenisi veriliyor.. o da oluyor. hastanede rutin işleri yapacak insan kalmadı.

    hastanemizin uzman hekimleri de sıra sıra gidiyorlar.. filyasyona verilmeyen personel içinde de teknisyenler laborantlar hastalanıyor. kısacası ne yaparsak yapalım sona yaklaşıyoruz.

    hastanemizin tüm katları tüm odaları tamamen covid hastası ile doldu. durumu biraz iyileşeni evine yollamak zorundayız ki daha kötüsü yatabilsin diye.

    hastanemizde enfeksiyon hastalıkları uzmanı yok. göğüs hastalıkları yok. dahiliye uzmanımız raporlu aylardır.. yani yok. yerine geçici görevle gelen bir dahiliyeci var sadece.

    yani covid gibi başta akciğerleri tutan bir salgın konusunda en azından ucundan köşesinden fikir yürütecek göğüs enfeksiyon ve dahiliye branşlarımız eksik.

    hayatı boyunca kırık kol bacak ameliyat etmiş ortopedist, o kolu bacağı ağrıyana ağrı tedavisi veren fizik tedavici, hastalarla konuşarak ruh sıkıntılarını çözmeye çalışan emekliliği gelmiş 60 yaşına gelmiş psikiyatr abimiz, normalde idrar yolu enfeksiyonu bakan ürolog, çocukçu, kardiolog, radyolog el birliği ile ama hiçbir şey bilmeden covid hastası bakıyoruz. kadın doğum servisinde abdürrezak isimli hasta yatıyor anla işte durumu..

    hiçbirimiz yoğun bakım hastası nasıl takip edilir bilmiyoruz. bu yazıyı okuyan sizlerden yok farkımız. yoğun bakım hastası nasıl takip edilir hastanın durumu kötüleşlirse nasıl müdehale edilir tecrübemiz yok.. bu şartllarda sırf ekranlarda "yoğun bakım odluluk oranımız %70 de" diyebilmek için yoğun bakaım servisi açtırıldı zorla. tek bir anestezi uzmanımız var yoğun bakım sorumlusu ama o da daha yoğun bakımın açıldığı hafta kaptı hastalardan o da covid.. . saturasyonu %50'lere düşmüş 90 yaşında hastaları il merkezidneki hastanelerin yoğun bakımları dolduğu için yolluyorlar. hasta o şartta evine gönderilmedi yoğun bakımda "tıbbın elinden gelen her şey yapıldı ama kurtaramadık" diyebilmek için.. hala birileri işler iyiye gidiyor yoğun bakımlarımız boş diyebilsinler diye..

    neresi unuttum açıkçası... bir yerde hastanenin otoparkı yemekhanesi prefabrik binası boşaltılıp "yoğun bakım" yapılmış.. yoğun bkaım hemiresi yok, doktor yok teknisyen yok ama kapısına yoğun bakım yaz, 3 tane ventilator cihaz koy.. ne oldu? al sana bir sürü boş yoğun bakım yatağı... peki kim bakacak?

    daha bugün yanımda çalışan teknisyenimin pozitif olduğunu duydum.. kronik romatizma hastası.. sürekli bağışıklık ilaçları kullanıyor.. direnci düşük.. deli gibi dikkat ediyordu.. sürekli siperlik ve çift maske ile dolaşıyordu.. bugün konuştum telefonla.. sesi derinden geliyordu..

    -nefes alamıyorum hocam"
    -nerden kaptın fikrin var mı?
    -10 gün önce pozitif olup eve yollanan arkadaş 10 gün sonunda hala pozitif olmasına rağmen tamam senin bulaşıcılığın bitti diye geri çağırdılar.. nöbet odasında ondan bulaşmış olabilir...

    arkadaşlar bitiyoruz yıkılıyoruz ölüyoruz.. imdat ! kurtaran yok mu !!!

    hala hastalık yok aşı yalan 5g anten yapacaklar bizi bill gates tüm servetini buna harcamış dünya nüfusunu indireceklermiş özgürlüğümüüz kısıtlıyorlar ben 9 da nargile kafeye gidemiyorum ühühühü diye ağlayan embesiller ! sizin yüzünüzden ölüyoruz !

    eserinizle övünebilirsiniz... tüm dünyada ilk sıraya oynuyoruz günlük vakada ! üstelik bakanlığın açıkladığı resmi sayılarla... açıklanmayanları ya da aynı evde pozitif hasta ile yaşamasına rağmen bulgusu yok diye test yapılmayan gizli pozitifleri de dahiil edersek dünya birincisiyiz.. yippuu !

    örnek almak zorundayız dünyadan... sayıları bitiren ülkeler ne yapıyor bakmak zorundayız.. tayland, israil ne yaptı da kurtuldular

    alın bakın..
    https://www.worldometers.info/…us/country/thailand/
    https://www.worldometers.info/…irus/country/israel/

    bu işin çözümü ister dövün ister rezalet çıkar karantina ! başka çözümü yok !

    her gün yüzlerce vatandaşım toprağın altına tabutla kefensiz gömülüyor... onlar da belki 10 gün önce senin gibiydi.. inanmıyorlardı.. uzakta sanıyorlardı bu hastalık.. maskelerini çene altına ya da dirseklerine takıyorlardı... öyle mi olmak istiyorsun?

    başlıkta yazdığıma gelirsek...

    bu ülke 2-3 hafta karantina ile göçmez kardeşim...

    her yıl kurban ve ramazan bayramlarında hafta sonuna bile gelse şak diye 2 günle birleştirip "aman oteller dolsun" diye 9 gün tatil ilan edip kamu özel herkes tatil yapınca çökmüyorsa gene çökmez..

    taylandla israil bunu yaptı... bunlar aklıma gelenler ama başka ülkeler de var.. işler kötüye gidince yapıştırdılar karantinayı, ülkeye giriş çıkışı bitirdiler çözüldü işte... ileri düzey matematiğe gerek yok... mecbursun...

    bu öyle bir hastalık ki 3 haftada belli oluyor her şey... hastalık sana bulaşıyor.. 3 hafta sonunda ya iyileşiyorsun ya ölüyorsun işte.. yoğun bakımlarda ömrünü uzattıklarımız dışında durum bu..

    3 hafta ülkenin kapısına kilit vurmak zorundayız sayın bakanım.. yalvarıyorum size...

    hastaneler sadece acil servis ve yatan hastalara hizmet vermeli.. hala şu şartlarda bile "bacağımda sivilce çıktı" diye gelip 5 dakika önce covidli hastanın yattığı muayene masasına yatmaya gelmesin cahil sürüsü artık...

    marketler fırınlar açık olacak.. insanlar sadece yürüme mesafesindeki markete gidip gelebilecekler..

    sadece nöbetçi eczaneler açık olacak..

    emin olun 3 hafta üretimin durması, kaybedilecke 1 yıl belki daha fazla süreçte olan ekonomik kriz kadar zarar vermeyecek ekonomiye..

    lütfen ciddiye alın şu işi.... kurtulmamızın tek çaresi karantina ve izolasyon.. "lütfen maske takın mesafeyi koruyun" diyerek olmuyor işte..

    melbourne'da vakalar karantina ile sıfırlandı ve orada yaşayan bir doktorun yazdıkları..
    http://puu.sh/gtqd6/ada644b555.jpg
    http://puu.sh/gtqdx/91f6347855.jpg

  • kıvanç tatlıtuğ'un lcdp'ye girdiği iddiası

    fraksiyone olmuş adı duyulmadık bir partiye girdi sandım yeminle

    (bkz: liberal cumhuriyetçi demokrat parti)

  • 27 ekim 2020 sağlık çalışanlarına istifa yasağı

    istifa ve izin yasaksa ohal ilan et. sokağa da çıkılamasın.

    ben 6-7 aydır canımı dişime takıp tüm gün çift maske + siperlik + önlük altında temmuz ağustos sıcağında ter içinde çalışırken sahilde seks peşinde koşan zibidiler yüzünden hala bu haldeyiz ve neden bunun ceremesini ben çekiyorum?

    hayat normalleşti de... okulları aç.. lokantaları avmleri aç... maçlara seyirci almaya başla localardan başlayarak..

    ama bu yükü sırtında taşıyan hekimlere izini bile çok gör !!

    uzun zaman sonra şu cuma gününü 1 gün izin alıp 29 ekimle birleştirip 4 gün kafa dinleyeyim demiştim.. akşam başhekim yardımcısından mesaj "senin cuma izin iptal abi .."

    ya adam gibi yapın şu işi ya hiç yapmayın... bize bu olağanüstü hal şartlarını reva görüyorsanız kapatın ülke sınırlarını.. şehirler arası dolaşımı yasaklayın.. mecburi haller dışında sokağa çıkma yasağı ilan edip 3 hafta hayatı sıfırlayın... korkmayın ekonomi bundan daha kötü olmaz !!!

    ama neden suçu günahı bizim sırtımıza yüklüyorsunuz ! yazık değil mi? savaş yeni başlıyor deyip tüm hakları elinden alınan askerlerle nasıl girersin savaşa ! sen bu şartlarda çalışan tüm sağlık çalışanlarını pamuklara sarman gerekirken zehir içiriyorsun ! yazık değil mi?

    burnu ağzı açıkta maske çene altında çocuk bezi gibi takıp dolaşan "bize bir şey olmaz yeaaaa" diyen çemçük ağızlılar yüzünden bize reva görülen şu eziyet yüzünden tüm emeklerimiz haram zıkkım olsun...

  • sma tip 1 hastası sofia'ya yardım kampanyası

    şu başlığa entry girerek ya da rastgele spam mesajlar yollayarak başlığa çağırıp sosyal ego tatmininizi yaptınız. görevinizi yerine getirdiniz .

    peki 2 milyon € kac lira ediyor haberiniz var mı? eski parayla 18.5 trilyon lira ile tedavisi %100 olmayacak bir çocuk yerine kac sokak çocuğunu sokaktan alıp hayatını kurtarabilirsiniz haberiniz var mı ?

    kalpsiz değilim ateş düştüğü yeri yakar ve ailesine sabır dilerim ancak 18.5 trilyon lirayla 1 çocuğun tedavisi için kumar oynamak yerine ailesinin bakmayıp sokağa saldığı bir sürü çocuğun ömür boyu eğitim masrafı karşılanır ve asil o zaman o çocukların hayatı kurtulur..

    18.5 milyon ile 1000 tane öğrenciye 1 yıl boyunca 1500 lira aylık burs verebilirsiniz.

    200 hastaneye tomografi cihazı alabilirsiniz

    3 tane 100 yataklı hastane açabilirsiniz

    ....

    örnekler çoğaltılabilir ancak biliyorum ki anlamsiz olacak

    bir kamyon kullanıyorsunuz ve kamyonun tekerlekleri patladı yokuş aşağı gidiyorsunuz. bir tarafta tek bir çocuk var diger tarafta 100 tane çocuk. 100 çocuğun hayatını kurtarmak için tek çocuğu feda etmek gerekir bazen

    sözlükteki sma kampanyalarının samimi olmadığınıo düşünüyorum ve buraya yazıp bir görev yerine getirdiğini sanıp vicdan masturbasyonu yapanların da umurunda olduğunu pek sanmıyorum. iş öyle bir günlük sigara parası falan değil alooo... eski parayla neredeyse 20 trilyondan bahsediyoruz. gerçekten yardımcı olmak istiyorsanız yapacak çok şey var ama siz burda entry dilenciliği yaparak mutlu oluyorsanız ne mutlu size!!

    kesini pandemi yüzünden balkona çıkıp doktorları alkışlayarak da sosyal sorumluluğunuzu yerine getirmissinizdir eminim. ve doktorlar siz alkışladıkca maske takmayan aptallar yüzünden ölmek istemişlerdir.. emin olabilirsiniz.

  • erdoğan öldükten sonra ne olacak

    iç savaş çıkar falan diyen var. çok mu abartıyorsunuz yoksa siz kuzum?

    parti içinde bile aslında malum şahıstan ölümüne nefret eden öyle büyük bir kesim var ki. ancak onlar da biliyor ki rte çok iyi bir vitrin ve hatip. yerine geçirecek kimseleri olmadığı için katlanıyor ve ondan başkasını planlayamıyorlar bile.

    ben size tam olarak ne olacağını söyliim. turgut özal öldüğünde olan olacak. bu dünya kimlere kaldı ki? 3-5 gün tvlerde bolca hayatını anlatan videolar dönecek. görkemli şaşaalı bir törenle gömülecek. kuzey koreden alıştığımız görüntülerle cidden kendisine patolojik düzeyde hayran bir kesim dövünecek ortalıkta. bizler sadece izleyip kanalı zaplayacağız. şahsen stremio falan açıp film falan izlerim herhalde. kimseyle dalaşacağımı düşünmüyorum.

    sonra mı? hiç öyle iç savaş falan çıkmayacak. akpliler acilen yeni lider arayışına girecekler. tabii ki bulamayacaklar. partinin hatipi ve ekran yüzü gittiğinde yerine koyacak kimse olmayınca başsız kalmış piliç sürüsü gibi sağa sola dağılacaklar.

    süleyman soylu falan gibi toplumun her kesiminin tepkisini çekmiş bir adam mı yoksa berat gibi gerçekten sınırlı kapasitesi olan çokomelli damat mı derken mecburen yeni cumhurbaşkanlığı seçimine gidilecek. ülke başsız kalacak değil ya? güçlü bir aday da bulamayacakları için önce cumhurbaşkanlığını ve akabinde hükümeti kabedecekler ve tekrar demokratik parlementer sistem gelecek. akepe de bir zamanlar %45 olan koskoca anap oylarının turgutun ölümünden sadece 2 yıl sonra %19'a, 9 yıl sonra ise %5 e düşmesi gibi eriyip gidecek ve ampul ülke siyasetinden silinip yeni sağ partiler peydahlanarak ülke tekrar dengesini bulacak.

  • üst komşuya söylenmek istenen şeyler

    koltukları, sandalyeleri ve masayı her gün sağa sola çekmek zorunda mısın? hadi çektin yerden kaldırıp çek bir zahmet.. gaarrççç gurrrç diye bütün ev ayağa kalkıyor farkında mısın? bari oturduğun sandalyeyi kaldırıp yana koy yerde sürüme

  • hekimoğlu (dizi)

    house'u 3 kez baştan sona farklı arkadaşlarla tekrar izleyip top 10 listesine koymuş bir izleyicisi ve fanatiği olarak... hem de hekim olarak söylüyorum ki ;

    arkadaşlar şaka mısınız? sanki amerikayı keşfetmiş gibi "taklit bu taklit" deyip duruyorsunuz? gerçekten kafatasınızın içindeki organı kullanıyor musunuz siz? saksı mı o?

    evet bu house md uyarlaması. bunu tekrar söyleyince ne hissediyorsunuz? adamlar yayın hakkını senaryosunu satın alıp tekrar çekmişler evet. yani bunu başkası anlamamış falan mı sanıyorsunuz? gizlice aşırıp diziyi çaktırmadan türkçe mi çektiler falan diye düşündünüz?

    evet bizler sosyal medya manyakları ekşisözlük yazarları internetten dizi takip edenler hepimiz izledik house'u... ama peki hiç izlememiş olan türk izleyicisi? ülkedeki herkes izledi mi?

    açıkçası ben de adını duyunca güldüm şaşırdım dalga geçtim ama evet adamlar yapmış be oğlum.. tabii ki domuz eti yerine çiğköfteden bulaşacak sistiserkozis ... adı üzerinde uyarlama.. bize göre uyarlayacaklar. değişiklikler yapacaklar ufak tefek. ama özünde medikal geçiş videolarına kadar uğraşılmış emek verilmiş işte..

    ben anneme altyazılı yabancı dizi izletemem ama bunu izler işte.. shameless'i de izlemez ama bizim hikaye olunca izledi..

    bu dizinin hedef kitlesi house'u zaten izlemiş olan sizler değilsiniz. ekran başındaki diğer türk izleyicisi. bunu anlamanız için azıcık beyin gerekiyor herhalde ve şurada "gider house izlerim, olmamış" diye binlerce aynı içerikli mesaj atan hiçbirinizide o organdan yok sanırım. hastalansanız hiçbirinize house bakmazdı beyinsiz bu diye emin olun !

  • yeni mezun pratisyen doktorun 10 bin lira alması

    kendi attığı yalan kendisi bile inanmayan troll beyanı

    ama olur da böyle gerizekalıların attığı yalanlara inananlar varsa diye doğrusunu yazalım..

    bırak pratisyen hekimi, bendeniz 1998 de mezun 21 yıllık bir hekimim. bunun yarısında da uzman olarak çalışmaktayım.

    devletin bana bahşettiği maaş mayıs 2019 itibariyle kuruşu kuruşuna net 4137,39 tl'dir. dileyene bordrosunu gösterebilirim.

    döner sermaye şu bu ile ele geçen miktardan bahsetmiyoruz. her meslekte maaşa ek ödemeler, öğretmenin ek dersi, mühendisin ek ödemesi ikramiyesi şusu busu olabilir.

    ancak örneğin izine ayrıldığım ayda devletin" al sana 21 yıllık uzman hekim maaşı" diye verdiği, emekli olduğumda da hesaplanmaya dahil olan maaş bundan ibarettir.

    ama yeni mezun doktora 7000 € maaş veriyorlar veriyorlar dersen en su katılmadık o.... çocuğusun. iddianı da ispatlamazsan da şerefsizsin. doktorun aldığı paraya yan bakan herkes için dileğim de en sevdiklerinden başlayarak doktora muhtaç olur da doktorsuz kalıp yalvara yalvara geberirsiniz !

    doktor maaşını böylesine yüksek gösterip doktora olan nefreti bir şekilde körüklemek olan bu gibi onun bunun çocuklarına inanmayınız.

    böyle dallamalar yüzünden cahili, maymunu, şempanzesi, akepe seçmeni, suriyelisi falan inanıp "doktorlar mezun olur olmaz 10 bin lira alıyor. kimbilir 10 yıllık doktor 100 bin lira alıyordu" sanıyorlar da okumuş yükselmiş belli zekaya sahip insanlara da "maaşım 4100 lira. aralık ayında 3579 liraydı" deyince inandıramıyorum maalesef.

    toplum sağlığı merkezlerinde 10 bin lira civarı para verilen aile hekimleri ise çalıştıkları aile hekimliği birimlerindeki tüm giderleri ( birlikte çalıştığı hemşire maaşı, temizlik personeli ücreti ve temizlik gideri şu bu..) ceplerinden öderler. yani yine ellerine geçen para 10 bin lira değildir.

    devlet memuru değil de sözleşmeli olarak çalışan pratisyenlerin eline biraz daha yükske para geçer ama yine onların da durumu farklıdır. manipule edilerek anlatılan şey sanki tüm yeni mezun pratisyenlerin 10 bin lira maaş aldığı algısıdır. itirazımız burada. 2017 itibariyle sözleşmeli pratisyen hekimlerin de maaşı 4687 lira idi.

    4924 sözleşme ücretleri nasıl belirlenir ve nasıl ödenir
    1- genel bütçeden ödenir
    2- 657 gibi peşin ödenmez çalıştıktan sonra ödenir
    3- sözleşme ücreti belirlenirken 657 4/b tavan ücreti esas alınır.
    2017 yılının ilk 6 ayı için bu ücret 4687,27 tl'dir.
    https://www.mutemetler.net/…-maasi-nasil-hesaplanir

    genel olrak pratisyen hekim maaşları ile ilgili bir link
    https://www.tercihiniyap.net/…9-ne-kadar-h6503.html

    konu eğer hak edilen olsaydı evet, bu ülkenin şartlarında, eğitim süreci, uykusuz geceler, hasta yakınının, hastanın, hocanın şunun bunun ağzının kokusunu çekmek alınan sorumluluk, girilen risk falan düşünüldüğünde yeni mezun bir pratisyenin döner getirisi şusu busu olmaksızın minimum 10 bin lira alması gerekirdi ve buna da kimsenin gıkı çıkmaması gerekirdi. ne var ki gerçekler bu kadar parlak hiçbir zaman olmadı.

    not : aşağıda bir dallama başta olmak üzere mesaj atıp yazdıklarımın dezenformasyon olduğunu iddia edenlere bilale anlatır gibi anlatıyorum. neresi dezenformasyon?

    1.) yeni mezun pratisyen doktor maaşının 7000 € olduğundan bahseden, bir sığır var ortada iddia bu.
    2.) kuruşu kuruşunma yazdım evet. ezberimde değil. yalan olmasın diye açıp banyaya yatan parayı her ay yazdığım excel dosyasına baktım.

    yani ;

    iddia : yeni mezun pratisyen maaşı 10 bin liradır yalanı
    cevabım : hayır 21 yullık uzman hekim olarak maaşım şu. pratisyen hekim maaşı da bunun çok altında.

    maaş ynaında alınan döner sermaye gelirlerinden bahsetmiyoruz elbette." basit kelime oyunlarıyla işlerine gelince sırf devletin maaş politikasını kötülemek için ay sonu aldığı parayı dönersiz ikramiyesiz söyleyen bir güruha ne diyeceğimi bilmiyorum." demiş sığır. eh ben de başka bir şey söylemiyorum ki? tüm paragraflar boyunca maaştan bahsediyoruz. yani devletin doktora ödediği maaş !

    döner sermaye başkadır. çok çalışırsan artar. çalışmadığın ay ortalamayı geçemezsen alamazsın. aksini iddia etmiyorum ki. geçen yıl ortalama 5000 lira döner gelirim oldu. izin aldığım aylar hariç. ama 20 yıllık uzman hekim olarak yine toplamda da 10 bin almadım yani ama maaştan bahsediyoduk değil mi?

    ama bu beyinsizler "doktorlar 100 bin lira alıyor yine beğenmiyorlar. o zaman dayak atmak gerek" demek adına doktor düşmanlıklarını pekiştirmek için bizlerin çok para kazandığına inanmak isterler. böylece nefretlerinin bir dayanağı olduğunu düşünürler.

    eyyy romalılar ! eeyyy halkım. duyduk duymadık demeyin ! bu ülkede uzman hekimin net maaşı vergi dilimine girmemiş haliyle 4137 lira 39 kuruş. önümüzdeki aylarda vergi dilimi ile birlikte daha da düşecek ! ister inanın ister inanmayın. işinize doktorun 1000 bin lira maaş aldığı geliyorsa ona inanmaya devam edebilirsiniz. ama gerçekleri ifade etmek boynumuzun borcu olsun ! sağolun varolun. . aldığımız maaşın 4100 lira olmasını ciddi bulmuyorsunuz. biz de bulmuyoruz. ama durum budur.

  • mustafa kemal'in askeri falan değiliz

    (bkz: sen olma ulan ayı)

  • üniversite mezunu olmayanın seçme hakkı olmasın

    diplomaya falan gerek yok.

    1) bir yarışta ikinciyi geçen kaçıncı olur?
    2) üç tane komşu ülke sayınız?
    3) türkiye'nin başkenti neresidir?

    şu üç soruyu cevaplayabilene oy kullandırsalar ona bile razıyım. kısacası kafasının içinde beyin var mı yok mu test edelim yeter. ülkenin geleceğini belirleme görevi verdiğin adamda en azından birazcık da olsa beyin fonksiyonu olmalı değil mi?

    oysa ben ülkede %52,59 insanda beyin yerine içi su dolu balon olduğuna eminim. neden 52,59? hiç öylesine attım.

  • kadın (dizi)

    sarp karakterinin yerine koyun kendinizi...

    yok yere dayak yiyorsunuz kaza geçiriyorsunuz.. canınız kadar sevdiğiniz eşiniz 2 çocuğunuz öldü diyorlar..

    yıllar geçiyor içinizde onların acısı ..

    içinizdeki kor hiç sönmüyor...

    peşine düşüyorsunuz..

    içinizdeki şüphe o kadar büyük ki, "al bak bu senin eşinin ve çocuklarının mezarı" dedikleri yere gidip mezarları kazıyorsunuz..

    bir mezardan annenizin cesedi çıkıyor.. diğer mezarlar boş..

    sonra gerçeği öğreniyorsunuz..

    çocuklarınıza sarılırken öldü zannettiğiniz eşinizin ölüm döşeğinde olduğunu öğreniyorsunuz.. beraber geçiremediğiniz kaybettiğiniz yıllarınızı sarıldığınız çocuklarınızın kokusunda hissediyorsunuz..

    karşıdan da size kendi kendine gelin güvey olmuş tırt arif bakıyor..

    ya şu senaryoda "arif" diye mızıklayanları anlamak mümkün değil. arif kim yahu dış kapının mandalı.. bir babanın çocuklarına ve karısına kavuşmasını bile engelleyecek kadar küçük hesaplar peşinde bir adam.. dizinin "kötü" karakterleri ile eşdeğer..

  • 90'lı yılların unutulan pop şarkıcıları

    inan diye bir çocuk vardı. "anlatmak zor" diye de tek bir şarkısı.

    sahilde köpeğiyle koşturup tuhaf bir dans eşliğinde şarkısını söylerdi.

    açıkçası zamanının çok ötesinde bir şarkıydı. tek şarkıyla çıkıp tek şarkıyla bitti herhalde.

    https://www.youtube.com/watch?v=mrrulq-7u0w

  • 1 saat beklemeden acilde tedavi olamama rezaleti

    "bi seron takılsa düzelecek" hastalığına yakalanmış cahil çomar serzenişi.

    bir de utanmadan "acilde bir sürü bekleyen var sağlıkçılarla tartışıyor yerlerde kıvranıyorlar" diyor.

    kimiblir kaç tane midye yuttu motoru bozdu hatun, git tuvalete otur + sıvı takviyesi yap geçer o.

    başkalarının acile niye geldiğini umursamayıp kendi ayaklarına kırmızı halılar serilmesini istemek kadar ahlahsızlık olabilir mi?

    orada çocuklar insanlara yetişmek için koşturuyorlar . sabaha kadar yüzlerce insana bakmak için çırpınıyorlar. böyle zırtopozlar gelip "bi seron takacak bekletiyor lölölöl" diye hır çıkarınca bir de onlarla uğraşıyorlar.

    98 mezunu bir uzman hekimim. hastanede çalışırken bile acılı bir şey falan yesme ishal olduğum olmuştur. rapor bile almam. 3 hasta bakar tuvalete koşturur geri gelirim. ishal yahu alt tarafı. motoru bozdun yani. pisboğazlıktan hep. hayatımda da koluna serum takılıp hop diye iyileşen ishalli görmedim. kendim de asla ishal oldum diye serum taktırmadım !

    serum taktırmayı"mucize" sanan, doktor serum yazmadı mı kötü doktor ilan eden gerizekalıların nesli tükendi sanıyorum, tükenmemiş ne yazık ki.

    acil servis = eğer acilen tedavi edilmezse hayati tehlikesi olan, evde tedavi ile iyileşemeyen ve sabah ilgili polikliniğe gelemeyecek kadar ağır hastalara daha ileri tedavi alana kadar ölmemesini sağlayacak bir tıbbi destek birimidir.

    sıvı alıp dinlenmek kadar basit tedavi ile iyileşecek ishal olmuş ama bunu dünyanın en ağır hastalığı meczuplar, gündüz kıçımı kaldırıp gelemedim ilacımı acilde yazdırayım diyen zibidiler, "acilden giriş yapınca bedavaymış" diyen bencil pintiler ve acile sosyalleşmek için gelen 10000 yıllık tansiyon hastası olup tansiyonu ölçülünce rahatlayan teyzeler yüzünden gerçekten acil tedavi ihtiyacı olanlar bekliyor ne yazık ki.

    hiçbir hekim günde 500 hasta bakmak istemez. acile gelen ve gerçekten acil tedavi ihtiyacı olan hasta sayısı belki de %10 'u geçmiyor. bunlar yüksekten düşme trafik kazası gibi travmalar, acil müdehale edilmesi gereken şeker ve tansiyon yükselmeleri ya da kalp krizleri . "sıçıklı kız arkadaşa seron taktırma" acil servis gerçek hasta potansiyali içinde değildir.

  • tayland'da mağarada mahsur kalan çocuklar

    tayland'lı bir arkadaşım var 10 yıldan uzun süredir irtibatta olduğum. sabah kızı nette online görünce herkesin aklında olan soruları sorayım dedim.

    - çocuklar niye girdiler o mağaraya?
    + ilk girişleri değil. orada yaşayan o bölgeyi iyi bilen çouklar bunlar ve sürekli o mağaralarda geziyorlar zaten. o gün de girdiklerinde kapıda "temmuz ayından sonra girmek sakıncalıdır" yazıyor ama çocuklar haziran daha bitmemişken giriyorlar içeriye. sadece yanlış zamanda yanlış yerdeler.

    - başlarındaki antrenörlerini hatalı ya da suçlu görüyor mu tayland halkı?
    + hayır bilakis onun sayesinde bu güne kadar canlı ve sapasağlam kaldı çocuklar. meditasyon ile çocukları bunca zamandır sakin tuttu. o olmasaydı çocuklar paniklerlerdi. çocuklar sporcu ve güçlü çocuklardı. koçları da onları çok iyi idare eden düzgün biri. (burada çocuğa saldırıp hepsini ıkarsınlar o kalsın içerde gebersin pezevenk diyenler iyi okusunlar. çocuğu taylandlılar hain değil lahraman olarak görüyorlar)

    - 8 gün o mağarada nasıl canlı kaldılar ne yediler ?
    + mağaraya girme amaçları aslında içlerinden biri için sürpriz doğum günü partisi yapmaktı. bu yüzden yanlarında doğum günü partisinde yemelik abur cuburlar vardı. son derece akılcı bir şekilde bu yiyecekleri yiyerek hayatta kaldılar. yine koçlarının yönlendirmesi ile sarkıtlardan damlayan suları içerek su ihtiyaçlarını giderdiler.

    - çocuklara ödüller ya da onurlandıracak şeyler yapılacak mı?
    + tayland halkı çocuklara hiçbir ayrıcalık yapılmasını istemiyor. hatta dünya kupasına falan götürülüp orada afişe edilmelerini de istemiyor. asıl kahramanlar onları oradan canlarını hiçe sayıp kurtarmaya çalışan dalgıçlar. bir kahraman olacaksa o da onları kurtarmaya çalışırken ölen dalgıç olarak söyleniyor.

  • selamünaleyküm yerine merhaba demek

    bu arabik sığırların ilk savunma argümanı "omo mörhobo do oropço yoaaa" dır her zaman. şaşırmadım. hemen de yüzlerce kişi favoriye almış !

    bak sığır kardeşim. merhaba arapça değildir. merhaba arapçadan dilimize girmiş türkçe bir kelimedir. bak "kelimedir" diyorum kelime de arapça kökenli bir türkçe kelimedir.

    merhaba ile selamınaleyküm aynı kefede değil. arapça bir sözcük öbeği ile arapçadan dilimize girmiş ve yüzlerce yıldır da türkçe diline yerlemiş bir kelimeyi aynı kefede tutamazsın.

    ben selamınaleyküm kalıbını "sığırlık alameti" olarak görüyorum. eskiden akepe öncesi dönemde daha anlayışla yaklaşıyordum. ne varki onların yarattığı bu tuhaf postapokaliptik evrende selamınaleyküm demeyenleri kafir, kendilerinden olmayan ve lostun "others"'ları gibi değerlendirdikleri için ben de aynısını yapıyorum.

    bir sığır arapçı bana selamınaleyküm deyince üstüne basarak "merhaba !" diyorum. yüzündeki mallığı görmek bana yetiyor.

    madem ülke olarak ayrıştık ve o %50 ve bu %50 olduk siz kendi tarafınızda kalın biz kendi tarafımızda. ben selamınaleyküm kabul etmiyorum. söylemiyorum. söyleyeni adam yerine koymuyorum.

    son not : (sığırlar için altyazılı) merhaba arapça değildir. arapçadan dilimize girmiş türkçe bir kelimedir.

  • çocuk ölümlerini bahane ederek idam getirmek

    son dönemde gözlemlediğim tuhaf aktivite. ülkenin her yerinden habire kayıp çocuk haberleri geliyor birbiri ardına.. insanlar infialde ! "idam" sesleri yükseliyor..

    ufacık meleklerin katledişine duyarsız kalmayan ülkem insanının duygusunu sömürenler o çocukların masum bedenleri üzerinden yıllardır gerçekleştiremedikleri "idam" fantazilerini hayata geçirmek adına mevcut durumu kullanıyorlar.

    mavi gözlü küçük melek leyla ve dünya tatlısı masum eylül'ün masum bedenleri soğumadan "idam isteriz" çığlıkları atıyorlar her yerde.

    aslında biliyoruz ki bu iki yavru umurlarında bile değil...

    onların katilleri de umurlarında değil..

    dertleri ülkeyi 100 yıl geriye götürecek olan "idam" cezasını geri getirmek.

    sanıyor musunuz ki çocuklar, masumlar, garipler umurlarında !

    devlet bahçeli "idaaam" diye sayıklarken bir yandan da mafya bozuntularına af diye yırtınıyor !

    idam cezası kaldırılmamışken apo elindeydi ! meydanlarda urgan atıyordun. asabildin mi?

    yandaşları yüceltecekler, salacaklar, kendi kafalarında olanları serbest bırakacaklar.

    karşı görüşte kim varsa, muhalif kim varsa, bir yafta vurup idam etmek dertleri !

    uyanın !

    idam çözüm değildir.

    idam çare değildir.

    idam gerçek suçluyu caydırmaz !

    idam masum olma ihtimali olanın canını allahın yerine almaktır. müslümanlık değildir, şirktir ! allahın verdiği canı ondan başka kimse alamaz !

    defalarca kandırılan sonra "kandırılmışız allah affetsin" diyenler, belki de masum insanların yaşama haklarını ellerinden alıp sonra "kandırılmışız" diyecekler..

    idamın dönüşü, telafisi yok !

    idam ilkelliktir..

    idam insanlık dışıdır !

    idam eylül ile leyla'nın kanı ve canını geri getirmez.. çocuk yurtlarında çocuk tacizcilerini görüp de "bir kereden bir şey olmaz" diyenlerin de umurunda değil zaten o masumlar ..

    katiller için idam kurtuluştur !

    idama hayır !