çağla tuğaltay cinayeti

  • sanem hanım cinayetten bir gün önce tuğaltayların evine iğne yapmaya cıkıyor ve gülnur hanımın “bu çocuklar beni öldürecek” dediği bir tartışmanın ertesine şahit olduğunu söylüyor. öyle bir tartışma ki gülnur hanımın migreni tutmuş ve sinema planları iptal olmuş tartışmadan ötürü.

    yani pazar günü.

    ilker bey ordu’da değil miydi?

  • orhan bey'in gülnur hanım'la geçen sene yaptığı canlı yayın çıktı karşıma.

    gülnur hanım televizyon programlarında gerilmiş olabilir, kendini iyi ifade edememiş olabilir diye izlemek istedim.

    orhan bey'in gülnur hanım'la samimiyetinden dolayı gülnur hanım'ın daha rahat olduğu bir yayın olmuş. izlerken mimiklere ve duygu durumuna dikkat ederek izleyin.

    gülnur hanım canlı

    20.48 dk

    - ben evladını kaybetmiş bir anneyim, ben en yakınımdan bile şüphelendim. kardeşimden şüphelendim, eşimden şüphelendim, oğlumdan şüphelendim.

    e oğlunuz ordu'da??? o sabah gizlice siz çıktıktan sonra ordu'dan eve gelip kızınıza zarar verdiğinden mi şüphelendiniz? ordu'daki diğer akrabalarınızdan şüphelendiniz mi? ya izmir'deki? manisa? kendi kuzenleriniz bindirmiş otobüse nasıl şüphelendiniz? hem de polis eşliğinde? kuzenleriniz size neden yalan söylesin? istanbul'da bulunan kişilerden şüphelenmek daha mantıklı olmaz mıydı ??

    ben sizi fazla şüpheci buldum. oğlum 14 saat uzaklıktaki bir şehirde olsa ve olaydan 5 saat sonra öz kuzenlerim ve polis eşliğinde otobüse bindirilse şüpheli listemde bile yer almazdı.

  • baktılar hırsızlık senaryosunu yemiyoruz çünkü evden çalınan bir şey yok. baktılar tecavüz senaryosu da tutmuyor çünkü böyle bir bulgu yok, sadece süsü var. şimdi de okları komşulara doğru çevirmeyi deniyorlar. bu olayda bildiğim bir şey varsa, çağla’dan sonra en mağdur olan kişiler o apartmanda yaşayan komşular.

    ve bu insanlar yıllardır korktukları için açıkça konuşamıyor olabilir mi? çağla’ya bunu yapan bize neler yapar diye düşünüyor olabilirler mi? yine de gören gözler için komşuların ifadelerinde ve yayınlarda söylediklerinde pek çok ipucu var.

    (bkz: #165478497)

    1. "olay sırasında da o yüzden ilker aklına gelmiyor." demiş troll. öyle mi dersin? bakalım olay anında gökçe, her şeyden habersiz ders çalışırken aklından neler geçmiş:

    gökçe’nin ifadesi: "aaah şeklinde şaşırma veya şaşkınlık ifade eder şekilde seslenmesinden dolayı, il dışında bir üniversitede okuduğunu bildiğim ağabey ilker’in gizlice gelip aileye sürpriz yaptığını düşündüm. yine çağla ile ilker’in birlikte kaldığı zamanda yüksek sesle konuşup şakalaşmaları, bazen de küçük çaplı ağabey kardeş şakalaşmaları oluyordu. bunu aklıma getirdiğimden dolayı, ağabey gelmiş ya şakalaşıyorlardır ya da küçük bir tartışmaları vardır diye düşündüğümden pek önemsemedim."

    2. 35. dk
    "nedim abi sen ne biliyordun da yukarıda ne olduğunu görmesin dedin?" deniyor. handan hanım’ın sorduğu bu soruyu şu an pek çoğumuz soruyoruz. gerçekten, siz nereden biliyordunuz çağla’ya ne olduğunu?

    3. 11. dk
    "ben isterdim ki kızıma ne olmuş, ne gördün diye sorulsun ama sormadı" diyor nilgün hanım. evet gerçekten, neden çağla’yı ilk bulan kişiye merak edip hiçbir şey sormadınız? insan bilmediklerini sorar genelde, değil mi?

    4. 12. dk
    "aşağı yukarı 1 ay kadar ordu’da kaldılar, ama o dönem beni hiç aramadı, hiç çağla’yı sormadı" diyor nilgün hanım. fakat nedense okuldan dönen kızından haber alamayınca içini sıkıntılar basıyor hemen, ve 3-4 yıldır anahtarı olan komşudan ilk kez böyle bir ricada bulunuyor. enteresan.

    komşular satır aralarında gerekli bilgileri paylaşıyorlar. yıllardır ilaçlarla, avukatlarla ve ithamlarla uğraşan insanlara algıyı kaydırarak hedef saptırıyorsunuz ve bunun farkındayız. provokasyona ve manipulasyona devam etmeniz şüpheleri daha da güçlendiriyor, başka da bir işe yaramıyor.

    şimdi, devam edebilirsiniz yine babanızın oğlu gibi savunmaya.

    edit: imla

  • kendinizi katil olarak düşünün. 18 yaşında bir erkeksiniz.

    konu: hedefinizde kardeşiniz var.

    1-) kardeşiniz ile bilinmeyen sebeplerden ötürü bıçak ile tehdit ederken tehdit büyümüş ve 8 cmlik bir yara ile yarım kalan işinizi bitiriyorsunuz.

    2-) tuvalet kapağını kaldırdın işedin veya kustun.kandan kurtulmak için hızlıca duşa girdin.

    3-) ev zaten senin evin rahat rahat temizlik yaptın. kan izlerini temizledin. suç aletini yıkadın.

    4-) zamandan yana sıkıntın yok rahat rahat temizlik yapmaya düşünmeye devam ediyorsun hatta içerde belkide sigaranı yakacak fırsatın bile var o yüzden acele etme. hem annen ile babanın seni polise verecek halleri yok elbette olan olmuş senin yanında olacak o yüzden rahat ol telefonda sana söyleneni yap temizliğe devam et.

    5-) telefondan yine talimat geldi tecavüz süsü ver diye gittin ayakkabıları çıkardın biraz ceset üzerinde oynamalar yaptın o şekilde düşünmelerini sağlamaya çalıştın.

    6-) artık eline bir poşet aldın ve evde senin kardeşini öldürdüğünü düşünecekleri herşeyi alıp hızlıca dışardaki arabana attın ve ordan güvenli bir yere gidip orda olan bitenin bitmesini bekleyeceksin.

    *şimdi kendini apartmandan veya apartman dışından bir yabancı olarak düşün.

    konu: hırsızlık amacıyla eve girmek

    1-) yabancı birisi olarak girdin eve.

    2-) bir anda 15 yaşındaki kız çocuğu ile göz göze geldin. o heyecan ile kızı boğazından bıçakladın.

    3-) saniyesinde topuklayıp apartmanı, ilçeyi hatta şehri terk edersin. öyle rahat rahat temizlik yapacak g*t kimsede yok. hadi en fazla elini yüzünü yıkayıp suç aletini alıp dışarı atarsın kendini.

  • çözülmek üzere olan cinayettir. birilerinin yine uykusu kaçmış.

    ilayda da, helin de, funda da dışarıda öldürülmüş, tanıdıkları erkeklerin katline uğramış genç kızlardır. mekanları cennet olsun.
    tekrarlıyorum;
    ilayda sokakta öldürülmüştür.
    helin sokakta öldürülmüştür.
    funda sokakta öldürülmüştür.

    güzeller güzeli çağla ise kendi evinde, yuvasında! öldürülmüştür.

    katili profesyonel falan değildir. cinayeti ise kusursuz asla değildir.

    katili korkaktır.

    katili namerttir.

    katili çirkindir.

    katili vicdansız bir mahluktur.

    katilinin kendini özgür sandığı son günler! az kaldı korkak herif, bekle.

    çağla katilini tanıyordu. istediğin kadar bir taraflarını yırt. paçayı kurtaramayacaksın!

  • bu entry, 5 haziran 2000 tarihinde evinde boğazı kesilerek vahşice katledilen çağla tuğaltay'ın cinayeti ile ilgili edinilebilecek tüm bilgileri içeren bir belge niteliği taşımaktadır.

    içindekiler :

    a) kişiler
    b) kişilerin ifadeleri
    c) önemli mekanlar
    d) dosyadaki bazı tutanaklar
    e) incelemeye alınan materyaller
    f) incelemesi yapılmayan detaylar ve materyaller
    g) olay yeri fotoğrafları
    h) gazete haberleri
    ı) ailenin katıldığı programlar
    i) çağla tuğaltay'ın günlüğü şeklindedir.

    ________________________________________________________________________

    a) kişiler :

    1-) anne : gülnur saygı tuğaltay
    2-) baba : nedim tuğaltay
    3-) ağabey : ilker tuğaltay
    4-) alt komşu : hasan bey (5 nolu dairede oturuyor)
    5-) alt komşunun kızı : gökçe hanım (5 nolu dairede oturuyor)
    6-) alt komşunun eşi : nafiye hanım (5 nolu dairede oturuyor)
    7-) anahtarın bulunduğu alt komşu : nilgün hanım
    8-) anahtarın bulunduğu alt komşunun 1.kızı : handan hanım
    9-) anahtarın bulunduğu alt komşunun 2.kızı : dilber hanım
    10-) anahtarın bulunduğu alt komşunun oğlu : yasin bey
    11-) apartmanın kapıcısı : muhammet yılmaz
    12-) çiğdem apartmanındaki dairelerin eski sahibi : edibe ö.
    13-) babaannelerini öldüren 1. torun : faysal ö.
    14-) babaannelerini öldüren 2. torun : kemal ö.
    15-) yusuf k. (o dönemin sokak serserisi, şimdinin mafya babası...)
    16-) volkan ö ( cinayet günü yusuf k'nın kendisine bıçak uzatmaya çalıştığı iddia edilen kişi )
    17-) ilkay tokkal (o dönem kendisi çiğdem apartmanının hemen yanında bulunan tokkal apartmanında oturuyor)
    18-) bakkal çırağı
    19-) mualla k. (10 nolu dairede oturuyor)
    20-) melda k. (10 nolu dairede oturuyor)
    21-) piyedat k (9 nolu dairede oturuyor)
    22-) ali k (9 nolu dairede oturuyor)
    23-) sibel l (9 nolu dairede oturuyor)
    24-) melike k (8 nolu dairede oturuyor)
    25-) fatih ç. (6 nolu dairede oturuyor)
    26-) hatice ç. (6 nolu dairede oturuyor)
    27-) ismail hakkı ç. (6 nolu dairede oturuyor)
    28-) sanem ç. (yasin bey’in eşi ve nilgün hanım’ın gelini)
    29-) filiz ç. (not : çemberli ailesinin üyesi değil)
    30-) şefika a. (3 nolu dairede oturuyor)
    31-) bekir a. (3 nolu dairede oturuyor)
    32-) ulaş a. (3 nolu dairede oturuyor)
    33-) hüseyin a. (3 nolu dairede oturuyor)
    34-) melahat c (2 nolu dairede oturuyor)
    35-) tayfun c (2 nolu dairede oturuyor)
    36-) şevket k (1 nolu dairede oturuyor)
    37-) saliha k (1 nolu dairede oturuyor)
    38-) abdülmecit ö. (giriş katında oturuyor, canavar torunların dedesi)
    39-) ali sadık s. (çağla’nın dayısı)
    40-) nimet s. (çağla’nın dayısının eşi)
    41-) serap a. (gülnur hanım ve nimet hanım’ın arkadaşı)
    42-) fatih s. (ilker’i ordu’dan bindirdiği iddia edilen kuzen)
    43-) orhan safa çolakoğlu (ilker’i ordu’dan bindirdiği iddia edilen kuzen)
    44-) sara (çağla’nın liseden arkadaşı)
    45-) merve (çağla’nın liseden arkadaşı)
    46-) özlem (çağla’nın ortaokuldan arkadaşı)
    47-) hüseyin m (çağla ve ilker’in büyükçekmece’den ortak arkadaşı)
    48-) selim o (ilker’in arkadaşı)
    49-) nihat s. (çağla’nın dedesi, gülnur hanım’ın babası)
    50-) nurten s. (çağla’nın anneannesi, gülnur hanım’ın annesi)
    51-) h. nedim tuğaltay (nedim bey’in babası)
    52-) meral tuğaltay (nedim bey’in annesi)

    çağla'nın apartmanındaki dairelerin numaraları : görsel

    _____________________________________________________________________________

    b) kişilerin ifadeleri :

    1-) gülnur saygı tuğaltay : (12 haziran 2000 tarihinde verdiği ilk resmi ifade)

    çağla, 7.45'te okulda olacak şekilde kalkardı. okula yalnız gider, gelirdi. ders sayısına göre 4.30 veya 5.00'te eve gelirdi. çağla geç kalırsa mutlaka arar, haber verirdi. çağla hiç bir arkadaşını eve getirmezdi. jinekolog f. ş'e olay günü saat 15.30'da nilgün hanım'a gideceğimi söyledim. doktorda dosyalarımı bulamamaları sonucu geciktim.

    2-) nedim tuğaltay : nedim bey'de ilk resmi ifadesini 12 haziran 2000 tarihinde verdi ve verdiği ifadede hemen hemen gülnur hanım'ınki ile aynı. tabiki ufak bir farkla. nedim bey, ilk resmi ifadesinde "kızım çağla, ortaokuldan mine, liseden ise sara ile haftasonları baskete giderdi." diyor. aralarındaki tek fark bu.

    nedim bey’in 2015 yılında verdiği resmi ifade aynen şöyle :

    olayın meydana geldiği yıllarda nişantaşı semtinde ganyan bayii ve kuru temizleme işyerleri vardı. eşim gülnur ev hanımıydı. oğlum ilker ise 1999 yılında ordu ili ünye ilçesinde karadeniz teknik üniversitesi'nde eğitim görüyordu. rahmetli kızım çağla levent kız meslek lisesi'nde 1.sınıfta okuyordu. kendi halimizde sıradan bir hayat yaşıyorduk. benim ve ailemin herhangi husumetli olduğumuz alacak vereceğimiz olduğu herhangi biri yoktu. evimize öyle gelip giden olmazdı. benim evde olmadığım zamanlarda binamızda oturan komşulardan nilgün ç, yine komşumuz hasan bey'in öğretmen eşi nafiye hanım ve isimlerini hatırlamadığım diğer komşularımıza gelip gittiğimi biliyorum. bunun dışında benim arkadaşlarımdan evime gelecek ailecek görüştüğümüz kimse yoktu. sadece işyerimin ortağı evime birkaç kez geldiği vardır. olayın olduğu gün ben sabah erken saatte kalkarak eşim ve kızım çağla'yla kahvaltı yaptıktan sonra kızım okula gitmek üzere evden çıktı bende tahminen 10 sıralarında nişantaşı'nda bulunan işyerime gittim. burada günlük işlerimi yapıyordum. eşim gülnur'da kadın hastalıklardan rahatsızdı. benim işyerimin olduğu yerde faaliyet gösteren doktorun muayenehanesine gidecekti. doktorun benim işyerime komşum olması kendisiyle samimiyetimizden para karşılığı olmaması nedeniyle herhangi bir randevu almamıştık. ancak o gün doktora geleceği tarihsel olarak belliydi. öğleden sonra tahminen 14 veya 14.30 sıralarında gülnur işyerine geldi kendisiyle kısa bir süre sohbet ettikten sonra işyerinin hemen karşısında bulunan doktorun muayenehanesine gitti. bende işlerime devam ettim. doktor beyin muayenehanesinde çok hasta olduğu için eşiminde randevusu olmadığından
    dolayı eşimin kontrolünün geciktiğini biliyorum. saati tam olarak hatırlamamakla birlikte ben işyerimde bulunduğum sırada eşim beni telefonla arayarak bana kızımın okuldan gelmiş olacağını ancak cep telefonu ve ev telefonundan çağla'ya ulaşamadığını bunun üzerine alt komşumuz olan nilgün hanım'ı aradığını söyleyerek telefonu kapattı. hemen arkasından bir iki dakika sonra tekrar geri telefonla arayarak nilgün'ün kendisini aradığını ve acilen eve gelin dediğini söyledi. bende hemen eşimle işyerinde buluşarak bana ait arabamla ikametimin oraya gittik.

    binanın önüne geldiğimizde kalabalık bir grup ve polis araçları vardı. ne oldu buraya, ne oldu burada diye sorduğumuzda kimse bize birşey söylemedi. bende eşimle birlikte hızlı adımlarla binadan içeri girdiğimizde merdivenlerde komşularımızı ve resmi üniformalı polisleri gördüm. 1.kata geldiğimizde merdivenlerde nilgün hanım gelip eşimin koluna girdi. bende üst kata çıktığımda benim dairemin önünde 1 polis ve komşumuz hasan bey vardı. ne oldu diye sorduğumda bana birşey söylemediler. bir sorun olduğunu düşünerek açık olan kapının önünde kendilerini iterek içeri girdim. koridorun tam karşısında bulunan banyoyu kontrol ettiğimde birşey yoktu. salonda girişte çağla'nın okul çantasını gördüm. çağla'nın odasına girdiğimde
    oda boştu. bende ordu'da okulda olan oğlumun odasına girdiğimde ortada bulunan halı dağınık, toplanmış duruyordu. yatağın üzerinde kızım çağla ayakları toplanmış halının üzerine uzatmış okul eteği göğsü isikametinde sıyrılmış bel ve baş bölgesi yatağa yan uzanmış altında giyili bulunan iç çamaşırı yerde duruyordu. ben iyice kızıma yaklaştığımda boğaz kısmında köpüklü vaziyette kırmızı sıvının olduğunu gördüm. iç çamaşırının da olmamasından dolayı acaba biriyle ilişkiye girdide sonradan intihar mı etti diye düşündüm. ancak çağla'nın yanında bıçak yada
    benzeri birşey yoktu. olayın acısı, korkusu ve şaşkınlığıyla yerde bulunan iç çamaşırını yerden alarak çağla'nın karın kısmına doğru koydum. açık olan eteğide üzerine doğru örttüm. tam bu esnada yanımda yanlış hatırlamıyorsam komşum hasan bey ve bir polis geldiler. beni dışarı çıkarmaya çalıştılar. ancak ben onları dinlemedim. evin odalarını gezdim ve kontrol ettiğimde mutfakta bulunan evyenin içerisinde kanlı olduğunu ve bataryanın üzerinde de kan olduğunu çağla'nın botunun mutfakta evyenin önünde halının üzerinde muntazam bir şekilde yan yana durduğunu gördüm. bunun dışında evde başka herhangi bir dağınıklık yoktu. sadece kızımın olduğu odada boğuşmaya bağlı olduğunu düşündüğüm yatak üzerinde ve yerde bulunan halıda toplanma dağınıklık vardı. ben evin tüm odalarını balkon dahil kontrol ettim. başka hiçbir kimseyi görmedim. daha sonra komşum ve görevlilerin çabalarıyla beni dışarıya çıkardılar. görevliler incelemelerini yaptılar. bizlerle konuştular. ifademizi aldılar. olay tarihinde oğlum ilker ordu'da okulda olduğunu, yakınlarımızdan kimin haber verdiğini ben hatırlamıyorum. bir gün sonra oğlum geldi ve bir gün sonrada kızımı toprağa verdik. kızımı kim ne amaçla öldürdü bizlere bu kötülüğü hangi şahıs yada şahıslar yaptı bilmiyorum benim bu olaydan dolayı şüphelendiğim herhangi bir kimse yok. yukarıda da belirttiğim gibi ben ve ailemin herhangi bir kimseyle husumetimiz yok. olayın üzerinden yıllar geçmiş aydınlanmadı. bu olayı araştırılarak olayın şüphelisi şahıs veya şahısların tespit edilerek yakalanmalarını ve bu suçtan cezalandırılmalarını istiyorum.

    3-) nilgün hanım : (5 haziran 2000’de polisin aldığı resmi ifade) : bugün 5 haziran 2000. saat 18.00 gibi açık adresimi vermiş olduğum ikametimde bulunduğum sırada aynı apartmanın 7 nolu dairesinde ikamet etmekte olan gülnur tuğaltay isimli bayan beni telefon ile aradı. kendisinin eşinin nişantaşı’ndaki iş yerinde olduğunu, evini aradığını, kızı çağla tuğaltay’dan bir haber alamadığını, bende bulunan kendi ev anahtarıyla eve çıkıp bakmamı istedi. bende kendisine ben bakarım dedim. bana tamam, ben seni tekrar arayacağım dedi. bende bunun üzerine anahtarları aldım. 7 nolu daireye gittim. önce üstteki anahtarı soktum ancak kapı kilitli değildi. yeni çekilmiş bir vaziyette idi. ben kapıyı açtım kapıyı açınca okul çantası ve önlük torbası gördüm. çantayı ve okul torbasını görünce demekki kız gelmiş uyumuştur dedim ve çağla’nın odasına yöneldim. kızım çağla dedim bana herhangi bir cevap vermedi. bunun üzerine odaya doğru giderken çağla’nın büyük abisi olan ilker tuğaltay’ın odasında aynadan çağla’yı çıplak bir vaziyette yatakta gördüm. kendi kendime kızım bu nasıl yatış dedim, odaya adımımı attım, çağla’yı kan içerisinde gördüm. ben feryat ederek daireden dışarıya doğru koştum ve hemen apartmanın zillerine bastım, bağırarak çağla’yı öldürmüşler diyerek yere yığıldım. ondan sonrasını hatırlamıyorum.

    4-) edibe ölçenoğlu : (29 haziran 2000’de polisin aldığı resmi ifade) : fulya mahallesi narçiçeği sokak'ta şu dairede (çağla'nın dairesini işaret ediyor) takriben 1 ay önce cinayet işlenmişti. meskul daireyi biz 1992 senesinde satmıştık. benim ikamet ettiğim daire ile adresi yazılan daire arasında 3-4 apartman bulunmakta. cinayeti müteakip cinayet masası dedektifleri bize gelerek, bize yardımcı olmamızı istemişlerdi. oysa bu kişilerle satıştan sonra herhangi bir ilişkimiz olmamıştır. ne ticari, ne hukuki, ne de komşuluk ilişkimiz olmuştur. buna rağmen adlarını bilmediğim dedektifler beni ve ailemi sürekli olarak rahatsız etmekte. şimdi de parmak izi almak için bizi şubeye çağırmaktadırlar. her ne kadar onlar görevini yapıyorlarsa da bizden kuşkulanmaları için neden nedir? ellerinde herhangi bir delil mi var? bizim hakkımızda şikayetçi veya ihbarda bulunan mı var? bütün bunları bilmek en tabii hakkımdır. ileride bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunma hakkımı saklı tutmaktayım. boşanmış olduğum 80 yaşındaki abdülmecit ölçenoğlu dahi bu konuda rahatsız edilmektedir. gözü zor görür, kulağı hafif işitir. yani boşanmış olmamıza rağmen çocuklarımın babası olması nedeniyle şubeye götürülerek ifadeye zorlanması hangi cezai gerekçeye dayanır? ve sonuç olarak yukarıda arz ve izah ettiğim üzere suç duyurusunda bulunma, şahsi maddi ve manevi tazminat davası açma hakkımı saklı tutmak kaydıyla gayrettepe cinayet şubesi dedektifleri tarafından bundan böyle beni ve ailemi rahat bırakmaları, varsa delilleri ile birlikte boğuşturmaya tabii tutulmamızı sayın makamımızdan arz ve talep ederim.

    5-) gökçe kaya : (21 ocak 2014’de polisin aldığı resmi ifade) : çağla tuğaltay isimli bayanla aynı binada oturuyorduk. bizim oturduğumuz dairenin bir üst katında bizimle aynı hizadaydı daireleri. yaşça birbirimize akran olduğumuzdan kendisi ile birbirimizin evinde görüşür ve iyi anlaşırdık. o yıl çağla levent'te bir liseye gidiyordu. okul zamanı sabah erkenden servis, beni evime yakın bir yerden alır, akşam 16 sıralarında oraya yakın bir yerde bırakırdı. ben genelde bu sıralarda eve olurdum. çağla da benim eve gelmemden 30 ya da 60 dakika sonra gelirdi. kendisi yürürken yere ayaklarını sert bir şekilde bastığından dolayı merdivenden yürüyüşünü tanırdım. olay günü de her zamanki gibi okuldan eve geldim. ders çalışmak üzere odama geçtim. tahminen yarım saat 45 dakika sonra merdivenlerden ayak sesi geldi. çıkarmış olduğu sesten dolayı çağla'nın okuldan eve geldiğini anladım. yürüme sesi kesildikten sonra anahtar ile kapı açma sesi duydum. ve çağla'ların ikametlerinin kapısını açtığını anladım. çok kısa bir süre sonra "aaah" şeklinde şaşırma ve şaşkınlık ifade eder şekilde çağla'nın sesini duydum. ben ders çalışmaya devam ettim. çağla'ların dairesi bizim dairenin bir üst katımızda kaldığından ve binada başka bir ses olmadığından dolayı evlerinde bir konuşma sesi duydum. ancak çağla'yla konuşanın erkek veya bayan olup olmadığını yine konuşmaların içeriğini duyamıyordum. bu konuşma seslerinin hemen ardında çağla'ların dairesinde koşuşturma sesleri gelmeye başladı. çağla'nın eve girdikten sonra "aaah" şeklinde şaşırma veya şaşkınlık ifade eder şekilde seslenmesinden dolayı il dışında bir üniversitede okuduğunu bildiğim ağabey ilker'in gizlice gelip aileye sürpriz yaptığını düşündüm. yine çağla ile ilker'in birlikte kaldığı zamanda yüksek sesle konuşup şakalaşmaları bazen de küçük çaplı ağabey kardeş şakalaşmaları oluyordu. bunu aklıma getirdiğimden dolayı ağabey gelmiş ya şakalaşıyorlardır ya da küçük bir tartışmaları vardır diye düşündüğümden pek önemsemedim. yukarı dairedeki koşuşturma kısa bir süre devam ettikten sonra bitti. ben odamda ders çalışmaya devam ediyordum. akşam sıralarında binanın merdivenlerine yüksek şekilde bir bağırma sesi geliyordu. ben merdivene çıktığımda komşumuz nilgün ç çığlık atıyordu. ben daha ne olduğunu anlamadan bina sakinleri merdivene doluştular. nilgün teyzeyi dairesine götürdüler. kısa bir süre sonra polisler ve o tarihte vekil öğretmenlik yapan annem geldikten sonra komşularımızdan da çağla'nın ikametlerinin içerisinde boğazının kesilmek suretiyle öldüğünü öğrendim. o tarihte polisler bina sakinlerini tek tek dinlediler. ben bildiklerimi anlatmıştım.şu an hatırladıklarım bunlardan ibarettir. ben çağla ile arkadaş olmama rağmen bir erkek arkadaşının olup olmadığını bilmiyorum. binamızda bizden başka genç kız yoktu. benim de o tarihlerde görüştüğüm erkek arkadaşım yoktu. çağla ile birlikte vakit geçirdiğimiz zamanlarda bana herhangi bir kimse ile tartışmasından veya husumetli olduğu herhangi bir insandan bahsetmedi. kendisi sessiz içine kapanık bir yapıya sahipti. ailesi de iyi insanlardı. bu olayı kim yada kimler gerçekleştirdi bilmiyorum. olaydan sonra bina içerisinde merdivenlerde bir koşuşturma sesi veya kaçan herhangi bir kişi görmedim. söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.

    6-) hasan kaya : (6 ocak 2014’te aldığı resmi ifade) : nedim bey nişantaşı semtinde bir işyeri çalıştırırdı. eşi gülnur ise ev hanımıydı. çağla ise olay tarihinde levent kız meslek lisesi öğrencisiydi. oğulları ilker ise o yıllarda istanbul dışında bir şehirde öğrenciydi. aynı binada oturan ailelerin hanımları kendi aralarında bir gidiş geliş yaparlardı. biz bu aile ile çok samimi değildik. hatırladığım kadarıyla nadiren birbirimize oturmaya gidip gelirdik. tuğaltay ailesi kendi halinde sessiz bir aileydi. öyle büyük bir tartışma bağırma kavgalarına şahit olmadım. bunun dışında başkaları ile de herhangi bir olaylarını bilmiyorum. olayın meydana geldiği gün tam olarak hatırlamamakla birlikte işlerimi halletmek üzere öğleden sonra dışarıya çıkarak bankaya ve nişantaşı'na gitmiştim. dışarıda olan işlerimi hallettikten sonra tekrar geri evime geldim. evde kızım gökçe bulunuyordu. eşim ve diğer kızım tuğçe dışarıdaydılar. ben ikametimde istirahat etmekte iken binamızın merdivenlerinde yüksek sesle bağırma duymam üzerine koridora çıktığımda komşularımızdan nilgün ç bağırarak çağla'yı öldürmüşler dedi. bunun üzerine nedim beylerin daire kapısının önüne geldik. burada benim alt komşum olan bir kişi, nilgün hanım ve hatırlamadığım daire sakinleri vardı. bir süre sonra nedim bey ondan sonra da gülnur hanım geldiler. gülnur hanım'ı olay yeri daireye almadan bir komşumuzun evinden içeriye aldılar. nedim bey kendi dairelerinden içeriye girince ben de hemen arkasından içeri girdim ve çağla'yı üzeri kanlı vaziyette gördüm. kendimi kötü hissetmiştim. ve hemen dairede dışarıya merdivenlerden çıktım. o kalabalık içerisinden daireye kimler girdi tam olarak hatırlamıyorum. bir süre sonra binamıza polisler geldiler ve görüştüler. bu olaydan birkaç gün kadar sonra çağla'nın öldürüldüğü gün annesi gülnur hanım'ın doktora gittiğini doktorda iken kızını aradığını, ulaşamaması üzerine komşularımızdan nilgün hanım'ı kızına bakması için aradığını nilgün hanımlarda nedim beylerin evinin yedek anahtarı olduğunu ve nilgün hanım'ın söz konusu daireyi kontrol ettiğinde çağla'yı öldürülmüş olarak bulduğunu komşularımızdan duyduk. yine olay tarihinde bulunan kızım gökçe ikametinde ders çalışırken tam üst katımızda çağla'ların ikametinde ses duyduğunu ancak çağla'nın ağabeyi olan ilker'in herhalde istanbul'a geldiğini ve kardeşi ile şakalaşıyordur diye düşündüğünü bana sonradan anlattı. çağla'nın bu şekilde öldürülmesi bizi çok korkutmuştu. yukarıda da belirttiğim gibi benim de iki kızım var. binamızda böyle bir olayın yaşanması bizleri de endişelendirdi. bildiğim kadarıyla bu olayın şüphelisi veya şüphelileri yakalanamadı.

    7-) sanem ç : (2014 yılında alınan resmi ifade) : 2008 tarihinde zaten ifademe başvurulmuştu, ifademe ek olarak çağla tuğaltay isimli kız çocuğunu ve ailesini aynı binada oturduğumuzdan dolayı tanırım. bildiğim kadarıyla babası nedim bey, nişantaşı’nda kuru temizleme işi yapıyordu. ben kendim olarak bu aile ile bir samimiyetim olmadı. sadece binaya giriş çıkışlarda karşılaşıp selamlaşırdık. sadece benim eski eşim olan yasin ç, eczacı kalfasıydı. bundan dolayı ben, kendisinden iğne yapmasını öğrenmiştim. gülnur hanım hasta olduğu zamanlar kendilerinin evine akşam vakitlerine iğne yapmaya gitmişliğim vardır. tuğaltay ailesi kendi halinde sessiz bir aileydi. öyle büyük bir tartışma, bağırışma ve kavgalarına şahit olmadım. olay günü atatürk havalimanı’nda çalışıyordum. giriş çıkışlarım kayıtlıdır. her zamanki gibi iş yerimdeydim. akşam üzerine doğru kayınvalidem nilgün ç’yi telefonla aradım. telefona komşumuz melahat hanım cevap verdi. ben kendisine annemi sorunca bana annemin tansiyonunun yükseldiğini, hasta olduğunu ve üst kat komşumuz çağla tuğaltay’ın ikametinde düştüğünü mü yoksa ona benzer bir şey mi söylediğini hatırlamıyorum. akşam mesai bitiminde eve geldiğimde binamızın önünde polis ve gazeteciler kalabalık vatandaşlar vardı.

    8-) selim o : (2014 yılında alınan resmi ifade) : ilker tuğaltay'ı benim çocukluk arkadaşım olmasından dolayı tanırım. kardeşi çağla ise benden küçüktü. çocukluğumuzda mahallemizde kızlar ve erkeklerle birlikte oyun oynamışlığımız vardır. bana sormuş olduğunuz olayla ilgili üzerinden uzun zaman geçmesinden dolayı olayın meydana geldiği tarihte nerede olduğumu hatırlamıyorum ancak bir akşam ben evimdeyken ikametimizin zili çaldı. kapıyı açtığımda ordu ilinde okuyan arkadaşım ilker gelmişti. ben kendisini görünce şaşırdım. hayırdır, sen ne zaman istanbul'a geldin diyince bana kardeşinin öldüğünü, yeni geldiğini söyleyince şaşırdım, ne diyeceğimi bilemedim. arkadaşıma destek olmaya çalıştım.

    9-) hüseyin m : ben o dönem babam, annem ve 2 kız kardeşimle birlikte bahçelievler’de oturuyordum. ve anadolu teknik meslek lisesi’nde okuyordum. yazları bize ait olan büyükçekmece ilçesindeki yazlığımızda kalıyordum. çağla tuğaltay’ı da burada 1999 yılında abi ilker’in arkadaşım olmasından dolayı tanıyordum. ben, o tarihlerde 15-16 yaşındaydım. ilker de yanlış hatırlamıyorsam dedelerine ait olduğunu bildiğim sitenin yazlığında kalıyorlardı. yanlış hatırlamıyorsam yazlık bölgesinde soyisimlerini hatırlamadığım erdem, ertuğ , hasan ve ilker ile hep birlikte yaş grubumuz birbirine yakın olduğundan dolayı takılırdık. bana sormuş olduğunuz olayın üzerinden çok uzun süre geçtiğinden benim de o tarihlerde daha küçük yaşlarda olmamdan dolayı çok fazla bir şey hatırlamamakla birlikte çağla güzel bir kızdı. benim dikkatimi çekmişti. kendisine yanlış hatırlamıyorsam bana ait vesikalık bir resim vermiştim. ama bu resmi ne yaptı bilmiyorum. 1999 yılı yazı bittiğinde ben okula başladım. arkadaşım ilker de yanlış hatırlamıyorsam ordu iline bir okula öğrenime gitmişti. okullar eylül ayında açıldıktan sonra çağla ile bir kez görüştüm. bir kez görüştüğümü hatırlıyorum. ama nerede buluştuğumuzu nasıl vakit geçirdiğimizi hatırlamıyorum. ben, olayın olduğu eve hiç gitmedim. ancak çağla ile buluştuğumuzda yanlış hatırlamıyorsam onu evinin olduğu sokağa kadar bırakmıştım. yaşımız küçük olduğundan dolayı çağla ile aramızda ilişki denebilecek ciddi bir durum yaşandığını hatırlamıyorum. o zamanlar bizler karşılıklı bakışmakla, birbirimizi sever ve hoşlanırdık. hatta el ele dolaşmak, unutulmayacak bir anı olurdu.

    10-) volkan ö : eve döndüğüm akşam komşumuz yusuf k. yanıma geldi. elindeki bıçağı uzatarak 'şu bıçağı al kenara bırak' dedi. ben de 'kıyafetimi kirletemem' dedim. beni tehdit etti. eve gittim. sabah saatlerinde tatil için balıkesir'e gittik. döndüğümde çağla'nın öldüğünü öğrendim. tatildeyken bu olay aklımdan çıktı. yıllar sonra çağla'nın tanıdık biri tarafından öldürülmüş olabileceğine dair haberler çıktı. aklıma bu olay geldi. bu şahsın ifadesinin alınmasını istiyorum.
    _______________________________________________________________________________

    c) önemli mekanlar :

    1-) çağla tuğaltay’ın evi : görsel

    2-) o dönem ilkay tokkal’ın oturduğu apartman : görsel

    3-) akad ve yılkar apartmanı : görsel

    4-) büyükçekmece’deki yazlık

    5-) ordu ünye’deki anneannenin evi : görsel

    6-) doktor fevzi ş’nin muayenehanesi : görsel

    7-) çağla’nın okulu ve akmerkez (konumları aynı) : görsel

    ________________________________________________________________________________

    d) dosyadaki bazı tutanaklar :

    i-) olay tespit tutanağı :

    05.06.2000 günü saat 18.00 sıralarında haber merkezinin anonsu ile idaremiz fulya mah. narçiçeği sok. no : 4 daire 7 sayılı yerde bir şahsın bıçaklanmış olduğunun bildirilmesi üzerine 89233 kat nolu ekip olarak intikal edilerek yapılan kontrolde daire kapısının açık olduğu, içeride bulunan daire sahibi nedim tuğaltay'a sorulduğunda kendisi ve eşinin evde olmadığı sırada öğrenci olan nedim ve gülnur kızı şişli 1985 doğumlu çağla tuğaltay isimli kızının boğazının kesilmiş ve öldürülmüş olduğunu söylemesi üzerine yapılan incelemede, adı geçen çağla tuğaltay'ın yatak odasında karyola üzerinde başı duvar tarafında, ayakları yerde sırt üstü yatar vaziyette olduğu boğazının kesilmiş vaziyette bulunduğu, ex durumda olduğu ve yatak üzerinde fazla miktarda kan birikmesinin bulunduğu babası nedim tuğaltay'ın ellerinin kanlı vaziyette olduğu, kendisine sorulduğunda eve telefon açtığında telefona cevap verilmemesi sonucu merak ederek eve geldiğinde kapının açık ve kızının bu vaziyette bulunduğunu söylemesi üzerine yapılan araştırmada herhangi bir eşkal ve ipucu edilemediği ayrıca daire giriş kapısında herhangi zorlama olmadığı olay yerinde herhangi kesici alete rastlanılmamıştır.

    05.06.2000 saat 19.00

    ii-) nöbetçi sulh ceza mahkemesine gönderilen yazı aynen şöyle :

    05.06.2000 tarihinde evinde öldürülen çağla tuğaltay'ın failinin yakalanabilmesi ve faile ulaşılabilmesi, delillerin elde edilmesinin temininin,

    1-) h. nedim tuğaltay, şişli güzelbahçe sokak, meral tuğaltay adına kayıtlı,

    2-) nedim tuğaltay, şişli, nişantaşı güzelbahçe sokak 8/a sayılı yerde

    3-) nilgün çemberli, şişli, fulya mehmetçik cad. narçiçeği sokak, çiğdem apartmanı 4a/4 sayılı yerde,

    4-) serap sarmaşık, şişli kaplanpaşa mah. yapı koop. a blok no: 44 sayılı yerde

    yukarıda isimleri belirtilen kişilerin adına kayıtlı telefonların bir ay süre ile dinlenmelerine karar verilerek evrakın iadesi talep olunur. 13.06.2000

    bu evrağı o dönemki cumhuriyet başsavcısı metin yücel imzalamış.

    iii-) vukuat raporu

    05.06.2000 günü saat 18.30 sıralarında haber merkezinin anonsu ile idaremiz fulya mahallesi, mehmetçik caddesi, narçiçeği sokak çiğdem apartmanı no : 4-a sayılı yerde bir şahsın bıçakla yaralandığını bildirmesi üzerine ekiplerimiz olay yerine intikal ettiklerinde nedim ve gülnur kızı, şişli 1985 doğumlu çağla tuğaltay isimli kız çocuğunun, evindeki çalışma odasında yatak üzerinde ayakları yere doğru boğazı kesilmiş şekilde ve eks olduğu görülmüş, olayla ilgili olarak ilgili birimlere haber verilip günün nöbetçi savcısı sayın metin yücel ile görüşüldüğünde gerekli incelemenin tarafımızdan yapılarak maktülün şişli eftal hastanesi morguna kaldırılması talimatını vermiş olay yeri inceleme ekibi tarafından gerekli çalışma yapılmış şahsın üzerinden çıkan okul üniforması ve iç çamaşırları inceleme yapılmak üzere zaptedilmiş bilahare savcılıkçada inceleme yapılmak üzere maktül, şişli eftal morguna teslim edilmiş olup konuyu gerçekleştiren faili meçhul şahıs yada şahıslarla ilgili gerekli tahkikata başlanılmıştır. bilgilerinize arz ederim.

    05.06.2000

    ________________________________________________________________________

    e) incelemeye alınan materyaller :

    2013 yılında yapılan incelemede, mühürlü torba ile gönderilen ve incelemeye alınan materyallerin tam listesi :

    1-) şamdan dergisi
    2-) "nuscomix" marka çakmak
    3-) "kumki" marka çakmak
    4-) "winston" sigara paketi
    5-) bıçak
    6-) şüpheli yasin çemberli'ye ait olduğu bildirilen gazlı bez üzeri kan lekesi
    7-) şüpheli nilgün çemberli'ye ait olduğu bildirilen gazlı bez üzeri kan lekesi
    8-) maktüleye ait sol el tırnakları
    9-) maktüleye ait sağ el tırnakları
    10-) salondaki sehpa üzerinden alındığı bildirilen sigara izmariti
    11-) maktülenin yatak odası kapısından gazlı bez üzerine alındığı bildirilen leke
    12-) mutfaktaki musluk üzerinden alınan leke
    13-) binanın giriş koridorundan alındığı bildirilen 1 nolu leke
    14-) binanın giriş koridorundan alındığı bildirilen 2 nolu leke
    15-) mutfak lavabo üzeri tezgah üzerinden alındığı bildirilen leke
    16-) merdiven basamaklarından alındığı bildirilen leke
    17-) olay odasına giren sağ duvardan alındığı bildirilen leke
    18-) mutfaktaki yerden alındığı bildirilen leke
    19-) otomatik ışık üzerinden alındığı bildirilen leke
    20-) maktüle çağla tuğaltay'dan alındığı bildirilen kan lekesi
    21-) bayan pedi
    22-) şort
    23-) külot
    24-) etek
    25-) gömlek

    yine 2013 yılında yapılan incelemede, alt komşu nilgün hanım ve oğlu yasin bey için 5,6 ve 7. maddelerde aynen şöyle yazıyor :

    5-) şüpheli yasin çemberli'nin otozomal dna profili ile uyumlu olmayan, ancak gonozomal dna profili (sadece erkek bireye özgü kalıtım gösteren ve bir soyun tüm erkek bireylerinde değişmeden kalıtıldığı bilinen y-str dna profili) ile uyumlu olan erkek cinsiyetli dna profili tespit edilen örnek;

    binanın giriş koridorundan alındığı bildirilen 2 nolu leke

    6-) şüpheli yasin çemberli, nilgün çemberli ve raporumuz sonuç bölümü 5 nolu maddesinde belirlemiş olduğumuz erkek cinsiyetli dna profili içermeyen birden fazla şahsa ait olan, karışık haldeki dna profilleri tespit edilen örnekler;

    "nuscomix" marka çakmak üzerinden alınan swap, şort ve 1,3,4 nolu lekeler

    **** bu karışık halde bulunan dna profillerinin benzer olup olmadığı ile ilgili bir çalışma yapıldı mı?

    7-) şüpheli yasin çemberli ve raporumuz sonuç bölümü 5 nolu maddesinde belirlemiş olduğumuz erkek cinsiyetli gonozomal dna profili (sadece erkek bireye özgü kalıtım gösteren ve bir soyun tüm erkek bireylerinde değişmeden kalıtıldığı bilinen y-str dna profili) ile uyumlu olmayan, belirlenebilen lokus alleleri itibarıyla bir y-str dna profili tespit edilen örnek;

    maktüleye ait sol el tırnaklarından 1 adet

    şeklinde bir inceleme yapılmıştır.

    ________________________________________________________________________

    f) incelemesi yapılmayan detaylar ve materyaller (hemen bir altta ilgili görselleri bulabilirsiniz) :

    1-) çağla'nın okul çantası (görsel 10)
    2-) çağla'nın eve getirdiği torba (görsel 10)
    3-) mutfakta, çağla'ya ait olduğu sanılan siyah botlar (görsel 3)
    4-) vicks (görsel 5)
    5-) abinin odasındaki bilgisayar klavyesi (görsel 7)
    6-) mouse (görsel 7)
    7-) abinin odasındaki bilgisayar koltuğu (görsel 7)
    8-) cif (görsel 2)
    9-) oturma odasında, kanepenin arkasında bulunan kırmızı çanta (görsel 5)
    10-) çağla'nın odasındaki yatağın üzerindeki bebek (görsel 1)
    11-) oturma odasında, masanın üzerindeki çekirdek tabağı (görsel 5)
    12-) bıçak kütüğü (görsel 2)
    13-) temizlik kovası (görsel 4)
    14-) paspas (görsel 4)
    15-) çağla'ya ait olan alcatel telefon
    16-) ilker'in bindiği otobüste kırdığı camlar ile ilgili tutanak / onarım fişi veya faturası
    17-) ilker'i ordudan bindiren kuzenlerin yanındaki 2 polis memuru
    18-) akademik takvim (1999-2000 yılı karadeniz teknik üniversitesi için) (görsel 11)
    19-) çağla'nın evinin kapısı (görsel 8)
    20-) oturma odasında sandalyenin üzerinde bulunan mavi gömlek (görsel 6)
    21-) oturma odasında sandalyenin üzerinde bulunan siyah ceket (görsel 6)

    ________________________________________________________________________

    g) olay yeri fotoğrafları :

    görsel 1 : görsel

    görsel 2 : görsel

    görsel 3 : görsel

    görsel 4 : görsel

    görsel 5 : görsel

    görsel 6 : görsel

    görsel 7 : görsel

    görsel 8 : görsel

    görsel 9 : görsel

    görsel 10 : görsel

    görsel 11 : görsel

    görsel 12 : görsel

    görsel 13 : görsel

    görsel 14 : görsel

    ______________________________________________________________________

    h) gazete haberleri

    1-) hürriyet gazetesi : https://www.hurriyet.com.tr/…berleri/cagla-tugaltay

    2-) sabah gazetesi (7 haziran 2000) : https://arsiv.sabah.com.tr/2000/06/07/g09.html

    3-) sabah gazetesi (15 şubat 2004) : https://arsiv.sabah.com.tr/…14-40-109-20040212.html

    4-) sabah gazetesi (27 aralık 2006) : https://arsiv.sabah.com.tr/2006/12/27/gun107.html

    5-) sabah gazetesi (27 aralık 2006) : https://arsiv.sabah.com.tr/…006/12/27///gun106.html

    6-) sabah gazetesi (1 haziran 2007) : https://arsiv.sabah.com.tr/…a6bae1e7a42f40cfd2.html

    7-) sabah gazetesi (4 şubat 2008) : https://arsiv.sabah.com.tr/…ee99f27352df23f41f.html

    8-) sacitaslan.com (4 şubat 2008) : https://web.archive.org/…an.com/index.php?bl=skursu

    9-) sacitaslan.com (5 şubat 2008) : https://www.sacitaslan.com/…-aramizda-haberi-148865

    10-) r10.net (14 mayıs 2008) : https://www.r10.net/…durulmus-bogazi-dogranmis.html

    11-) sacitaslan.com (23 mayıs 2008) : https://www.sacitaslan.com/…den-suphe-haberi-151883

    12-) internethaber.com (23 mayıs 2008) : https://www.internethaber.com/…suclandi-142095h.htm

    13-) habertürk (26 kasım 2008) : https://www.haberturk.com/…lanin-katili-bulunamiyor

    14-) besiktaspostasi.com (24 eylül 2009) : https://www.besiktaspostasi.com/…tugaltay-cinayeti/

    15-) vatan gazetesi (28 şubat 2011) : https://www.gazetevatan.com/…lmamiz-imkansiz-362131

    ______________________________________________________________________

    ı) ailenin katıldığı programlar

    1-) sorel dağıstanlı - aranıyor (kanal d / 17 temmuz 2003)

    2-) uğur dündar - arena (kanal d / 2003)

    3-) savaş ay - a takımı (atv / 2004)

    4-) yasemin bozkurt - (atv / 2004)

    5-) müge anlı ve pakize suda - dobra dobra (kanal d ve fox tv / şubat 2008 ve mayıs 2008)

    6-) haber sahası - tozlu raflarda kalan cinayet dosyaları (habertürk / 17 mart 2017)

    7-) serap paköz - gerçeğin peşinde (tv8 ve star tv / haziran-temmuz 2017 ve kasım 2020)

    8-) hayatın içinden (habertürk / 14 eylül 2019)

    9-) müge anlı - tatlı sert (atv / ocak ve mart 2020)

    10-) ece üner - ece üner ile susma (kanal d / 26.11.2021)

    11-) inci ertuğrul - inci ertuğrul ile ümit hep var (kanal 7 / 12.09.2022)

    ______________________________________________________________________________________

    i) çağla tuğaltay'ın günlüğü

    1-) 19/03/1999
    ben bugün her zaman olduğu gibi saat 11,30’da okula gittim.okulda dersler yaptım,tam 5.derse girerken kötü bir olayla karşılaştım.birde baktım ki;bizim sınıfın camı kırılmış.camı aslı arkadaşımız kırmış.zaten o kıza uyuz oluyorum.neyse,camı açmak istemiş zorlamış cam açılmamış en sonunda elinden kaymış ve cam yanındaki cama çarpınca olduğu gibi aşağıya gitti tabi sonra sınıf öğretmenimiz bayram bey geldi.camları topladı.ardından müdür geldi.fazla yazamayacağım çünkü sayfam bitti.yarın yaptıklarımı bildiririm güzel defterim.

    2-) 20/03/1999
    benim bu sabah kursa gitmem gerekiyordu.özlem arkadaşım saat 12,30da bana telefon açtı.dedi ki; çağla bugün saat 13,30 da olabilir misin? dedi.bende otobüsün gelmesine bağlı dedim.bana cuma günü okula ben cumartesi günü okula gideceğim dedim ve telefonu kapattım.evden çıktım.saat tam 13,30da okula indim.kursum 14,00de başlıyor.bekledim bekledim gelmedi.sonra zil çaldı ve sınıfa girmek zorunda kaldım.sınıfta tek oturdum.hep gülizar salağı yüzünden.mukaddes’i ayartmış onunla oturdu.bende tek oturdum.niye arkadaşıma salak diyorum diye merak ediyorsanız.gülizar’la küsüm.sebebi çok uzun.

    3-) 21/03/1999
    dün anneme çok yalvardım.beraber yatalım diye ve sonunda istediğimoldu.annemle beraber yattım.saat 12,00de yattım.bugün sizlere en sevdiğim şeyleri anlatmak istiyorum.benim en çok sevdiğim şey kitap okumak,müzik dinlemek ve zorunda olduğum için ders çalışmak biliyormusunuz? benim de sorduğum şeye bak çarşamba günü yazılım var ve ben dünden beri harıl harıl tarih çalışıyorum.en çok sevindiğim şeyde şu coğrafya dersinin kalkmasına sevindim.nerden nereye atladık.şu anda ipek ongun’un serisini okuyorum.1.bir genç kızın gizli defterini okudum.2.arkadaşlar arasındayı okuyorum.3.sü arkadaşımda...

    4-) 22/03/1999
    bugün saat 11,30da okula gittim ve üç gün sonra nöbetçi olduğumu öğrendim.iyi tarafı nöbetçi olduğum zaman sami’yi görebileceğim.ama şu anda ona ihanet mi etmiş oluyorum.bilemiyorum.ama ihanet etmişsem de çok üzgünüm.ben bir telefon bekliyorum.özlem arkadaşım bana birini ayarlayacak.pazar günü konuşmuş.o’da kabul etmiş.bugün bir türlü cesaretimi toplayıp ona telefon açamadım.o yüzden özleme telefon kartımı verdim.özlem beni arayacak bir şey verecek bende vardır. çıktığım erkekleri hep severim ama özlem bununla sadece çık sakın sevme diyor.anlayacağınız ne yapacağımı bilemiyorum.

  • bulunamadığı için birilerinin oldukça mutlu olduğuna inandığım dobra dobra programı mayıs 2008 yayınları ile ilgili sevgili çaylak soba ile konusan alim güzel bir araştırma yapmış.

    ————

    (bkz: #165243776) şu entry bir harika, altın yumurtalayan tavuk gibi, yazarına teşekkür ederim

    ben kendi entrym'de (bkz: #165289605) 3.haberi çok az incelemiştim,

    şimdi ilk entrydeki haber kaynağını incelemek istedim

    önce r10, sonrasında ise 1dir1org adlı bir siteye bağlanan bir yazı var, hemen 1dir1'e atladım.

    çağla tugaltay 15'inde boğazı kesilmis bir kız başlıklı bir yazı var, 14 mayıs 2008 tarihli

    mayıs 2008 önemli ve bingo bir tarih, çünkü yasaklanan yayınların olduğu zaman

    (bkz: dobra dobra programı mayıs 2008 yayınları)

    site adminin nicki olan gnydgn'ı da not ettim buraya, okumaya başladım alttaki yorumları,

    dilara nickli kullanıcı, bu cinayeti ilk olarak bir programda duyduğunu belirtiyor. esas ilgi çeken duyduğu program, show tv'deki var mısın yok musun, acun'un sunduğu yarışma programı. yarışma programında neden cinayet konuşulur diye düşününce ilk aklıma gelen muhtemelen aile veya aile yakınlarından birinin bu yarışmaya katıldığı, bu esnada konuşulduğu, cebe attım

    (bu sitedeki yazıda da çağla'nın vücudunda sigara söndürüldüğü ve cinsel organının kesildiği iddiası devam ediyor, acaba dobra dobra 2008'de de bu bilgi var mıydı, yoksa sitenin kendi bilgisi mi)

    aşağısındaki diğer kullanıcılar ise 3 gündür dobra dobra programını takip ettiklerini ve ne kadar üzgün olduklarını belirtiyorlar, bir tanesi aralıksız takip ettiklerini söylüyor

    (dobra dobra programı mayıs 2008 yayınları, başlığına birkaç ekleme yapmak gerekecek, yorumun yapıldığı tarih 15 mayıs, takvimden kontrol edersek, 12 mayıs 2008 pazartesi gününe denk geliyor, muhtemelen bu olay ile ilgili yayınlar ilk olarak 12 mayıs tarihinde başlamış, 3 gün sürmesi de programın formatının hafta içi her gün olduğunu düşündürüyor)

    hülya nickli kullanıcı, gülnur t'nin, sanem ç'nin cinayetten önce ona bir bıçak gösterdiğini söylediğini belirtiyor, altındaki kullanıcılar da hem annenin tavırlarının normalde çok sakin olup saçını düzelttiğini, hem de gülnur t'nin cinayeti yasin ç üzerine çekmek için böyle bir beyanda bulunduğunu düşünüyorlar,
    o anda izleyiciler gülnur t veya sanem ç den şüpheleniyorlar

    (alttan nesrin nickli kullanıcının yorumu "komşunun eski gelinin kendisine, kocasının aldığı bıçağı gösterdiğini söylüyor.soruyorum,hanginiz komşunuza" bak kocam bıçak almış" der.bu kazakmı,bluzmü,masamı,masa örtüsümü....bu şekilde olaydan komşunun gelinin sorumlu olabileceğine insanları inandırmaya çalışıyor")

    hilal nickli kullanıcı da diyor ki, 15 mayıs'taki yayını bir kadın aramış, g.t'nin çok yakın bir arkadaşı olduğunu ve onun bir şeyler sakladığını söylemiş, g.t'de konuyu değiştirmeye çalışmış. bir yerde daha değiştirmeye çalışmış, kızımın sevgilisi yoktu dediğinde günlükte yazanlara göre var olduğu söylenince.

    kendisi biraz aşağısında tarih 16 mayıs'a geldiğinde de kuaför olayının ortaya çıktığını söylüyor,
    (bu da kuaför aramasının 15-16 mayıs arasındaki programlarda olduğunu gösterir)

    özlem nickli kullanıcı, komşu eve gelip çağla'yı ararken çağla'nın odasının kapısının kilitli olduğunun söylendiğini iletiyor ama kendisi de tam emin değil.

    16-21 mayıs tarihli yayınların birinde gülnur t'nin canlandırma yaptığı kesit* gösterilmiş,

    (yanılmıyorsam 2003 yılına ait aranıyor programından)

    emine nickli kullanıcı bize o kayıttaki g.t'ye yöneltilmiş eve geldiniz ne gördünüz sorusunun cevabını aktarıyor

    "korkunç bi manzaraydı çağla yerde yatıyodu her taraf kan içindeydi her tarafı aradık"

    selin nickli kullanıcı önemli iki çelişki tespit ediyor, tarih 21 mayıs'a geldi

    "anne gülnur hanım büyük bir telaşla alt komşuyu aramasına rağmen olay yerine geldiklerinde gayet sakindir ve 4 saaat boyunca kzını sormaz bile"

    "gülnur hanımın önceki yıllarda bir programam verdği röportajda kızını kendisinin bulduğunu söylemesi büyük bir çelişki yaratmakta.çünki dobra dobrada kzımın cesedi görmedim demişti."

    yazıklar olsun isimli bir kullanıcı, annenin 22 mayıstaki programda olmadığını söylemiş, (anlaşılan programa o gün program başlangıç saati olan 09.00'da değil 09.30 civarında katılıyor anne-program saatleri 09.00-10.30 arası)

    son olarak polijini nickli kullanıcı, katilin evdeki banyoda duran peceteden değil de evde olan yeni paket peçete alarak elini sildiğinin bilgisi olduğunu, evdeki peçetenin yerini katil rahat bulduğuna göre katilin anne olabileceğini iddia ediyor

    *****

    özetle toparlamak gerekirse

    yorumlar günümüzde yazılanların aynısı yazılar, tek fark abi yerine annenin şüpheli davranışları olduğu ön planda

    12-13-14-15-16-20-21-22 mayıs tarihlerinde yapılan 1.30 dakikalık dobra dobra programlarında bu konu kesin olarak işlenmiş, bundan sonrasını takip edemiyorum ama tahminimce o haftayı bitirmişler ve 23'ündeki yayına da çıkılmış

    26-27-28-29-30 yayınlarında ne olduğunu maalesef o siteden takip edemiyorum
    (bu yayınlardan birine ilker tuğaltay'ın telefondan katıldığı, bu is cirkinlesmeye basladi annemin sevgilisine kadar getirdiniz, fazla karıştırmayın ortalığı gibi söylemlerde bulunduğu, ardından annenin programa çıkmayı bıraktığı yazılmış)

    atlayıp haziran ayına geldiğimizde de 4 haziran (veya önceki birkaç haziran günü) içinde ailenin programa çıkmayı bıraktığını ve yayın yasağı aldırdığı bilgisi var

    —————

    ilgili entry no #165350993

    web archive ilgili link

    tekrardan çaylak arkadaşa teşekkürler.

  • ne pahasına olursa olsun gündemden asla düşürülmemesi gereken sübyan cinayetidir.

    dün yapılan yayında, çok ilginç bir olay yaşanıyor.

    kendisinin, kurtarin kendinizi mahlasıyla ekşi sözlükte yazdığını bildiğimiz zaman yolcusu kullanıcı adıyla youtube yayına yorum yazan şahıs, ilker tuğaltay telefonla aranmadan önce, son mesajını, yayının 55. dakika 36. saniyesinde yazıyor.

    telefon öncesi son mesaj

    ardından yayıncı, ilker tuğaltay'ı aramak için telefonu eline alıyor ve rehberdeki numarayı seçtikten sonra, çağrı tuşuna tam olarak yayının 57. dakika ve 46. saniyesinde dokunuyor.

    ilker tuğaltay'ı aramak için çağrı tuşuna bastığı an

    bu noktadan sonra, yaşananları ve yorumları yayın kaydından takip edebil hatta teyit edebilirsiniz.

    ben kendim teyit ettiğim evrakları prensip olarak kimseye vermiyorum.

    telefon görüşmesiyle birlikte yayın devam ediyor. telefon görüşmesi tam olarak yanının 1 saat 16. dakika ve 45. saniyesinde sona eriyor.

    telefon görüşmesinin sona erdiği an

    telefon görüşmesi başlayana kadar yayın boyunca kısa aralıklarla yorum yapan zaman yolcusu isimli kullanıcı, tam olarak 21 dakika 9 saniye boyunca sessizliğe bürünüyor.

    telefon görüşmesinin bitmesinin ardından, gözlerimiz zaman yolcusu kullanıcısının yorumunu arıyor ve yorum gecikmiyor.

    telefon görüşmesinin bittiği 1 saat 16. dakika ve 45. saniyeden sonra, zaman yolcusu isimli kullanıcı, yayının 1 saat 17. dakika ve 51. saniyesinde yorumunu yazıyor.

    telefon kapandıktan sonra gelen yorum

    yayın henüz daha başlamamışken, heyecanla 3 defa art arda yorum gönderen zaman yolcusu isimli kullanıcının, telefon görüşmesinden 2 dakika 10 saniye önce gönderdiği yorumla, telefon görüşmesinden 1 dakika 10 saniye sonra gönderdiği yorum arasında, tam tamına 21 dakika 9 saniye olması gözümüzden kaçmıyor.

    yayın başlamadan atılan 3 yorum

    yorumu da buraya ekleyerek, girdiyi ve içeriğini, kamuoyu tarafından değerlendirmeye bırakıyorum.

    o ilginç yorum

  • hiç kimseyi töhmet altında bırakmak istemem, devletini polisini seven hatta çoğu başlıkta polisin hakkini savunan ben, bu başlıkta yazılanları okudukça aklıma sürekli ufak bir anım geliyor.

    zamanında taşaklı denilen polislerden biriyle sohbet ediyorduk ankara ahlak büroda çalışıyordu hani derler ya merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler diye o hesap cebe indirdiği paraları birlikte olduğu kadınları falan anlatırdı aldığım maaşın belki 10 katını masaj salonlarından kulüplerden topluyoruz derdi. abi dedim biz trafikçiler para alıyor sanıyorduk meğer ahlakçılar malı götürüyormuş dediğimde yeğenim dedi esas malı cinayetçiler götürür. bizim ufak ufak aldıklarımıza bakma bir cinayetin ucu ufaktan zengin birine dokunsun ev apartman araba ne bulurlarsa adamın elinden alir geçerler demisti.

    bu kadar fazla şüphe yalan varken kimse kusura bakmasın ama aklıma sadece haysiyetlerini kaça sattılar neler aldılar acaba diye geliyor.

  • kırsaldaki herhangi bir topluluğun, kabile mahiyetine bile haiz olamayacak ölçeklerdeki birlikteliğiyle "ödül" takdim ettiği gazetecilerin, aleni bir biçimde delil gizlediği cinayettir.

    daha önce hangi gerekçeyle bu videoyu yayından kaldırdığını ve şimdi ise hangi gerekçeyle bu videoyu tekrar yayına aldığını kamuoyuna açıklamak zorundadır. aksi halde aşağıda açıkça niteliği tanımlanmış olan kanunların, çağla tuğaltay soruşturması özelinde muhatabı olabilir.

    halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu (tck m. 217/a) sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

    5237 sayılı tck'nın 281. maddesinde, “gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    cinayet büro tarihinin efsaneleşmiş ve başarılarıyla ün kazanmış olan, tarih sahnesindeki emsalleriyle kıyaslandığı vakit, başarılarının çok daha üst düzey bir kefeye konumlandırılması haksızlık olmayacak, araştırmacı kimliği ve kuvvetli hafızasının yanı sıra soruşturma dosyalarındaki hakimiyetinden asla endişe edilmeyen, sayın emekli efsane cinayet büro polisiorhan bey bakın ne diyor.

    26:32 itibariyle başlar

    olay yerinde, mukayese edilebilecek hiçbir parmak izi bulgusuna rastlanmamıştır.

    sayın emekli efsane cinayet büro polisiorhan bey, bu açıklamayı yapmasına rağmen, mustafa şekeroğlu şu açıklamayı neye dayanarak, hangi sıfatla ve gerekçeyle yapıyor?

    11:15 itibariyle başlar

    mustafa şekeroğlu'na kesin ve net bir dille soralım.

    sayın emekli efsane cinayet büro polisiorhan bey canlı yayın esnasında dosyaya bakarak, "mukayese etmeye uygun parmak izine rastlanmadı" diyorken, neye dayanarak böyle bir menkıbeyi ortaya atıyorsunuz?

    bunun adı tam olarak alenen yalan söylemektir.

    tüm bu verilerden yola çıkarak, 2013 yılına kadar "hiçbir yabancı varlığına dair delil yokken" 13 yıllık süre boyunca soruşturmanın neden aile üzerinden yapılmadığını dönemin savcısı ve ilgili emniyet amirlerine de sormamız iktiza eder.

    çünkü bizden daha iyi bildikleri üzere, kapalı bir cinayet olay yerinde, yabancı varlığına dair hiçbir delil yoksa, aile baş şüpheli olarak soruşturulur.

    soruşturulmamalarının nedeni nedir? resmi evraklarla teyitli kanaati kamuoyu bir cevap olarak beklemektedir.

    ağabey ilker tuğaltay'ın beyanını esas alarak, hiçbir resmi teyit ve teyit edildiğine dair de hiçbir resmi evrak düzenlemeden hareket ettiğinize ben adım kadar eminim. aksini ispat edemeyeceğiniz için masal ve hikaye üretiyorsunuz.

    orhan kemiksiz ve ilker tuğaltay canlı yayını

    25:00 itibariyle başlar.

    ilker tuğaltay net bir biçimde, "ifadeye çevrilip imzalatılan" bir evraktan bahsediyor. bu zamana kadar ne ödüllü gazeteciden ne de efsane polis memurundan bu ifadenin okunduğunu duymadık.

    anne gülnur hanım ve baba nedim beyin resmi ifadeleri okundu, yayınlandı. ağabey ilker tuğaltay'ın "imzaladım" dediği ifade nerededir? niçin okunmamıştır?

    yoksa dosyanın spot kısmı sadece anne ve babayı kapsar diye bir kanun ürettiniz de bundan bizim mi haberimiz yok?

    aynı videonun devamında 26. dakikada orhan bey tekrar bir soru yöneltiyor. "sizin yeşil bir mercedes marka aracınız var mıydı? ilker tuğaltay net cevap veriyor. "yoktu" diyor. ardından orhan bey tekrar soruyor, "ailenizde herhangi birinin yeşil bir mercedes aracı var mıydı?" yine kesin ve net cevap veriyor ilker tuğaltay, "yoktu" diyor.

    bu aracı ve tescilini bulacağız. handan hanım bu aracı canlı yayında teyit etti. bakalım bu araç kimlere ait olmuş geçmişte.

    ilker tuğaltay, canlı yayın esnasında seyircilerden gelen sorulardan birisiyle, istanbul'daki evlerine en son ne zaman geldiğini "net" bir biçimde cevaplıyor.

    1:02:00 itibariyle başlar

    ordu'dan istanbul'daki evlerine sömestr tatilinde yani şubat ayında geldiğini ve bir hafta yahut da on gün kaldığını yine "net" bir biçimde ifade ediyor.

    bahar yarıyılı akademik takvimi

    yukarıdaki görselde çok zorlanmadan bulabileceğiniz şekilde, bahar yarıyılı itibariyle derslerin başlangıcı 6 mart 2000 tarihine denk geliyor. yani biz, ağabey ilker tuğaltay'ın, 6 mart 2000 tarihinde sabah istanbul'da bulunan evden çıktığını ve ilk dersine girdiğini düşünelim. daha öncesinde ordu'daki anneanne evine gitmemiş olsun.

    6 mart 2000 ve 5 haziran 2000 arasındaki geçen süre, 91 gündür.

    91 gün boyunca, istanbul'daki evlerine hiç uğramadığı, kendi beyanlarıyla ve bizim de itinayla arşivlediğimiz video kayıtlarıyla sabittir.

    91 gün boyunca eve hiç uğramamış birinin, olay yerinden "akrabalık yahut da ev sahipliği" gerekçesiyle bile, parmak izi çıkamaz.

    türk hukukçuları ve ödüllü gazeteciler ile birlikte, bu meslekte ömür tüketmiş olan emekli polislerin de çok iyi bildiği, parmak izi bulgusuna rastlanabilecek süreyle ilgili teknik veri aşağıdaki gibidir.

    "çocuklara ait parmak izleri 1, erişkinlere ait olanlarsa bir kaç gün içerisinde yok olur. zira parmak izi, parmaklardan salgılanan terle oluşur. yetişkinlerin salgıladıkları ter, çocuklarınkinden biraz farklıdır. ayrıca, kanserli hastaların kullandığı ve etken maddesi "kepasitabin" olan bir ilaç, ilacı kullanan hastaların parmak izlerinin tespitini engelleyebilir."

    ilker tuğaltay olay yerinde en son ne zaman bulunduğunu beyan ediyor? 91 gün önce. peki 91 gün önce olay yerinde bulunan birisinin parmak izi olay yerinden çıkabilir mi? çıkamaz.

    dileyenler, bu bilgiyi dilediği bir adli tıp uzmanına kolayca teyit ettirebilir.

    şimdi o spot dosyanıza tekrar bir göz atın bakalım mustafa şekeroğlu ve sayın orhan kemiksiz.

    o dosyada herhangi bir gerekçeyle, olay yerinden alınmış ve ilker tuğaltay'a ait çıkmış bir parmak izi var mıdır?

    getirin, dosyanın o meşhur spot kısmına birlikte bakalım. sorumluluk da sizin üzerinizden kalkmış olsun.