Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 8 temmuz 2018 çorlu tren kazası

    muhtelif demiryolu hatlarının inşaatlarında bulunmuş bir mühendis olarak çok ama çok üzüldüğüm, ulaştırma mühendisliği adına kara bir leke bırakacak acı olay. hayatını kaybedenlerin ailelerine sabır ve baş sağlığı dilerim.

    öncelikle merak edenler için demiryolu imalatında uyulması zaruri bazı güncel gerekleri belirteyim. bu tip hatların inşaası için hatta özel yönetmelikler hazırlanır. bu yönetmelikler dünya standartlarından (dolgular için özellikle uic-code719r) alıntılar yapılarak, ihtiyaç halinde emniyet katsayıları güvenli tarafa çekilerek derlenirler. bazen de direkt ilgili yönetmelik hedef gösterilerek uygunluğu istenir. bir malzemenin dolgu malzemesi olarak kullanılabilir kabul edilmesi için bir dizi deneyden (cbr, los angeles aşınma deneyi, proktor, yassilik indisi tayini vb.) yeterlilikler sağlaması gerekir. bunun yanında kullanılacak maksimum dane çapı gibi deney gerektirmeyecek fiziksel özellikler de açıkça belirtilir. ayrıca demiryolu hatlarında kullanılacak malzemenin niteliği karayolu inşaatında kullanılan malzemeden oldukça yukarıdadır. yht inşaatlarında dolgu malzemesi bulamayıp kara kara düşünen bir sürü müteahhit firma vardır. yani öyle her önünüze gelen malzemeyi dolgu malzemesi olarak kullanamazsınız/kullanmamanız gerekir. alınan numuneler "bağımsız" laboratuvarlarda test edilip uygunluğu devlet adına denetim yapan müşavir firmalarca onaylanmadan bir kova malzeme bile dökemezsiniz. ilgili bölgelerde dolgu tamamlandıktan sonra da en fazla 25 er metre ara ile çökme tablası testi yapılır ve imalatın uygunluğu kontrol edilir. sıkıştırma işlemi hayatı önem taşır.
    menfez-dolgu birleşimi, köprü/viyadük-dolgu birleşimi gibi yerlerde özel bir dolgu çeşidi olan * uygulanır. bu özel dolgu ilgili sanat yapısı ile platform dolgusunun gelen yüklere karşı bir bütün olarak çalışmasını sağlar ve hayati önem arz eder. yaklaşım dolgularinda "çimento karışımlı granuler malzeme ile dolgu" gibi özel ve görece pahalı teknikler kullanılır/kullanılmalıdır. tek seferde sıkıştırılan tabaka kalınlığı da platform dolgularının en az yarısıdır. yani daha yüksek standartlarda malzeme ve işçilik gerektirir.

    bir kaç fotoğraf ve video ile teknik analiz yapmak asla doğru değildir. yerinde görülmeli ve dolgu numuneleri alınarak kapsamlı bir tahkikat gerçekleştirilmelidir ancak yine de şahsi uzman görüşümü daha da doğrusu tahminlerimi belirtmeden edemeyeceğim.
    hat rehabilite edilmiş yani yht lokomotifinin de geçebileceği hale getirilip bırakılmış. yosun bağlamış dolu tuğladan mamul menfezden anladığım kadarıyla alt yapıya muhtemelen hiç bulaşılmamış. yine muhtemelen üst yapının son elemanı olan balasta kadar revize işlemi yapılıp hatta elektrik bağlantısı sağlanarak yht lokomotifinin de düşük hızlarda seyredeceği bir hat oluşturulmuş. yani alt yapıdaki platform dolgusu ve menfez elden geçirilmemiş.
    yukarıda bahsi geçen yaklaşım dolgusu ise işin çığırından çıktığı yer. dolgu ile menfezin gelen yüke karşı bir arada çalışmasını sağlayamayarak başarısız olduğu aşikar. buna sebep olan da muhtemelen hattın ilk yapıldığı dönemdeki yanlış malzeme seçimi ve özensiz işçiliktir. hattın ne zaman yapıldığı bilgisine sahip değilim ancak fotoğraflardan görüldüğü kadarıyla günümüz standartlarında bir yaklaşım dolgusuna sahip olmadığı fikrindeyim.
    ilgili dolgu, tahminimin aksine rehabilitasyon sürecinde yapıldıysa düpedüz cinayettir. öncesinde yapıldıysa ve ilgili idare tarafından dolguların uygunluğu tahkik edilmeden sadece üst yapı rehabilitasyonu yapıldıysa bu da bir başka cinayettir. ilgili yaklaşım dolgusunun tahkiki yapılıp geçer sonuç aldıktan sonra üst yapı revizyonu yapıldıysa bu da daha bir başka cinayettir.
    ayrıca fotoğraflarda görünen menfez de detaylı olarak incelenmelidir. malzeme itibariyle epey eski olduğu aşikar. mevcut eğimle ve ilgili çapta aktarabileceği maksimum debi ile yağan yağmurun oluşturabileceği yüzey akışı arasındaki ilişki irdelenmelidir. tam dolu hale ulaşıp platformun memba kısmında birikmeye ve platformda yanal itkiye sebep olup olmadığı belirlenmelidir. şayet menfez yetersizse veya bir şekilde kapasitesinin altında çalışıyorsa bu konuda her hangi bir girişim olup olmadığı da araştırılması gerekenlerdendir.

    tek dileğim olayın üstünün fıtrat vs. gibi bilimsellikten uzak safsatalarla kapatılmayıp sorumluların hak ettikleri cezayı bulmasıdır. hava muhalefetinden dolayı tren kazası yaşanması inşaat mühendisliği açısından asla ve asla kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. ihmaller kazaları değil cinayetleri doğurur. katillerin yeri hapishanelerdir.

  • 2. popoya kadar şort giymenin mantıklı açıklaması

    demek ki sıcaktan korunmanın tek yolu poponun yanaklarını ayıran şort giymek.

    mesela dizinin normal seviye üzerinde şort giyen kızlar sıcaktan buharlasiyorlar.

    geçen bitanesini gördüm kız alev alıyordu.

    oysa poposunun yanaklarini göstericek kisalikta şort giyen kızlar öyle mi onlar sadece sıcaklar yüzünden böyle giyinir ve lanet olası güneşi ekarte ederler.

    ulan bir kere samimi olun, doğru olun yakışıyor seviyorum giyiyorum diyin, dikkat çekici olmak, gözlerin üzerimde olması hoşuma gidiyor diyin ama sıcak demeyin amk milleti mal yerine koymayın lütfen.

  • 3. 9 temmuz 2018 bakanlar kurulunun açıklanması

    nesi merak ediliyor anlamadım zaten belli olan listedir.

    o bilinen gerçek listeyi veriyorum.

    cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan
    adalet bakanı: recep tayyip erdoğan
    dışişleri bakanı: recep tayyip erdoğan
    içişleri bakanı: recep tayyip erdoğan
    milli savunma bakanı: recep tayyip erdoğan
    milli eğitim bakanı: recep tayyip erdoğan
    sağlık bakanı: recep tayyip erdoğan
    enerji ve tabii kaynaklar bakanı: recep tayyip erdoğan
    ulaştırma ve altyapı bakanı: recep tayyip erdoğan
    çevre ve şehircilik bakanı: recep tayyip erdoğan
    tarım ve orman bakanı: recep tayyip erdoğan
    kültür ve turizm bakanı: recep tayyip erdoğan
    gençlik ve spor bakanı: recep tayyip erdoğan
    çalışma sosyal hizmetler ve aile bakanı: recep tayyip erdoğan
    hazine ve maliye bakanı: recep tayyip erdoğan
    ticaret bakanı: recep tayyip erdoğan
    sanayi ve teknoloji bakanı: recep tayyip erdoğan

  • 4. erdoğan'ın törenine katılacak devlet başkanları

    en gelişmişi bulgaristan işte gerisini siz düşünün.

    körler sağırlar birbirini ağarlar.

  • 5. hür ve kabul edilmiş masonlar büyük locası

    oğlum siz neden illa ki birilerinin kucağına oturmak istiyorsunuz lan? yemin ediyorum bu ülke çok bile dayandı. bu kadar sığırı olan bir memleketin yeri olsa olsa serengeti, masai mara filan olmalı.

  • 6. 9 temmuz 2018 rte cumhurbaşkanlığı yemin töreni

    içinde mizahi öğeler barındıracaktır.

    -laiklik ilkesine bağlı kalacağıma..
    +ahahahahahaha:)
    -tarafsızlığımı koruyacağıma..
    +sfkshkfhjkshjkshkshjk
    -namusum ve şerefim üzerine..

  • 7. 9 temmuz 2018 manyetik kayma yaşanması

    benim de şahit olduğum olay. minnoş çakralarım ışıklar içinde uyumlandı, enerjim dinginlendi, auralarım falan titreşti.

  • 8. barış atay'ın hastanede vatandaşın üstüne yürümesi

    o raylar niçin öyle demeyen güzel halkımız suçu yine muhalefete yıkmış :) barış atay cı falan değilim de arkadaş bi de tepki göstermen gereken yere göstersen nasıl olur acaba? müteahhit şirket, onu denetlemeyen tcdd kurumu, onu denetlemeyen devlet ... ne bileyim mantık hatalı gibi. pkk oraya mayın koysa tamam dicem de

  • 9. chp'nin halkla bütünleşememesindeki temel sebep

    kendine benzemeyen yoksul ve eğitimsiz halktan nefret eden elitist seçmeni ve suya sabuna dokunmayan türk aydınlarıdır.

    mevcut tablonun sebebi belli: varoşların beyaz türklerden intikamı. asla siyasi görmüyorum bu sonucu, tamamen sosyolojik.

    bu halka yıllardır tepeden bakıla bakıla iş bu noktaya geldi. bölük pörçük kitleler erdoğan’ın şahsında liderini bulup bir araya geldi. hiç ders alınmayıp çomar, hüloğcu, .öt kılı vs. denile denile konsolide edildi.

    günlük hayatta yüzüne bakmadığın adamdan seçimde oy istersen alamazsın. gidip sadece sandık beklemek, ekmediğin tarlaya mahsulü kaptırmamak için hasattan hasata gitmeye benzer. kim ektiyse mahsulü o toplar.

    asıl sebep erdoğan’ı çok sevmeleri değil, tepeden bakan sekülerlerden nefret etmeleri.
    düşünün ki adam yozgat’ın bir ilçesinde doğmuş, çevresi tamamen muhafazakar, eğitilmemiş, napacak? onlara benzeyecek tabii hayatta kalabilmek için. herkes senin gibi o ülke senin bu ülke benim gezme imkanına da sahip değil. dünyası gördüğü, duyduğu kadar. adamın umru değil demokrasi, özgürlük falan. insanlar zaten özgür değil varoşlarda. özgürlük senin tadabildiğin bir şey. adam kendini ikinci sınıf, seni de efendi görmek istemiyor işte anlasana bunu. kendine dokunana, onu hor görmeyene tutunuyor işte bu kadar net.

    halk kör değil, bir çok şeyi görür. robert’li ecevit’i bağrına basan da aynı halk.. ama ecevit’teki samimiyet başkaydı. mesele halkı gerçekten sevmek. mustafa kemal gibi sevmek, ecevit gibi sevmek. çomar olmayı seçenin onlar olmadığını bilmek. halka dokunursan, umut verirsen, sana inanırsa canını verir. ama kendi özgürlüklerinden ona zırnık koklatmayacaksan ve bu özgürlüğün için onun oyuna ihtiyacın varsa alamazsın bu kadar net. büyükerşen de solcu eskişehir’de yüzde 70 alıyor. niye? adam samimi, gerçek halkçı.

    her neyse, bu sistemler zor sistemler. medeni dünyada da yüzyıllar sürdü bu noktalara gelebilmek. bizde tepeden inme demokrasi olduğu için ve hep balans ayarlarıyla düzenlendiği için bu gerçeklerle böyle acı bir şekilde yüz yüze geliyoruz maalesef. ancak iş olacağına vardı, bunun böyle olmasında asıl suçlu da bu gerçeği göremeyen, toplumsal kaynaşmayı sağlamaktan kaçınan türk aydınlarıdır. aydın olmak türkan saylan olabilmektir mesela. olamadık, kendi hayatlarımız daha cazip geldi ve kaybettik. lider aramaktan vazgeçelim artık biraz aynaya bakalım..

    atatürk’ün en sevdiği kitaplardan olan ‘beyaz zambaklar ülkesinde’yi okuyunca ülkenin aydınlarından ne beklediğini görebilirsiniz. atatürkçü olmak demek halka ışık olmak demek tepeden bakmak değil. bizim eğitimlilerimizin atatürkçülüğü kendi özgürlükleriyle sınırlı maalesef. ya kafanızı kumdan çıkarın ve bu gerçeği görün, ya da çok bıdı bıdı yapmayın nereye gidecekseniz gidin gölge etmeyin. biz kalanlar halkımızı seviyoruz ve eksiklik varsa bu suçu kendimizde görüyoruz.

  • 10. türk aksanı ile ingilizce konuşmak

    türk aksanı nedense insanlarımız arasında sanki çok kötü bir şeymiş gibi algılanıyor. sen böyle düşünüyorsan(ki oldukça düz sesler çıkartıyoruz türkler olarak) hindistanlı birisi ne yapsın?

    türkçe aksan, diğer aksanlar içinde bence önde. oldukça düz telafuz ediyoruz, eğip, bükmüyoruz. ayrıca bugüne kadar aksanı yüzünden dalga geçilen bir türk görmedim.

    fakat şöyle bir şey var, eğer ingilizce konuşulan bir ülkeye giderseniz o ülkenin aksanına dönüyor yavaş yavaş. bu, diğer milletlerde daha az. çok çok az anlaşılabiliyor türk olduğunuz konuşurken, o da elinizde olmadan vurguladığımız "k" harfi ve söylemeyi bir türlü beceremediğimiz "t" ve "h" harflerinin bir araya gelmesi durumunda oluyor.

    kısacası ülke dışına çıkmamış, öyle ya da böyle ingilizce konuşabilen insanları bu konuda aşağılamak, oldukça aptalca ve ezik bir durum.

  • 11. cnntürk'ün pornografik yayın yapması

    lan yeminle süzük dolu, şu salakları savunduruyorsunuz...

    kan pornografisinden bahsediyor. gore demek istiyor...

    allah'ım neden böyle bir dönemde doğdum?

    -----------------------
    edit: pornografi, sadece cinsellikle ilgili kullanılmaz. ahlaka aykırı, insanları rahatsız edici ve bu rahatsızlıktan tiraj peşinde koşulan her durum için kullanılır. örneğin bir filmde, bir yapımda sansürsüz biçimde olduğu gibi göze kesici bir alet saplanması verilirse bu pornografik olur.

    şiddet pornografisi tabirini özellikle kullanmadım, kan pornografisi dedim çünkü ortada bir şiddet yok. bir kaza var. şiddet kavramı benim verdiğim örnekteki gibi birinin birine karşı uyguladığı bilinçli bir eylem. oysa bu bir kaza. yine de basın kullandığı üslüpla bu kaza sonucunda insan beden bütünlüğünün bozulmasından istifade ederek tiraj peşinde. bu pornografidir.

    kadına ben de uyuzum, allah belasını versin orada onlarca insan ölmüş daha üzerini kapama derdinde;

    bununla birlikte kelimeyi tam olarak doğru yerde, tam olarak doğru anlamında ve tam olarak kast ettiğini doğru ifade edebilecek şekilde kullanmış. bu şekli ile bu kullanım oldukça yaygın bir kullanımdır. cidden savunmak istemiyorum ama;

    bu şekilde desteksiz mesnetsiz sallamalar bu adi zihniyeti güçlendirmekten, kamuoyu nezdinde haklı hale getirip mağduriyet yaratmaktan başka bir işe yaramıyor.

    memleketin güya muhalifi, okumuşu bile bu seviyedeyken cidden endişeleniyorum artık.

    tdk'ya girmemiş olması ise normaldir efendim. zaten biraz adapte bir kavram;

    kullanımına dair bazı örnekler;
    http://www.star.com.tr/…afisi-uzerine-haber-939630/
    http://www.milliyet.com.tr/…t-pornografisi-1677264/
    https://patipedia.com/…ornografisi-ve-medya-etkisi/
    http://www.radikal.com.tr/…et-pornografisi-1065693/

    batı literatüründe pronografik kavramı bahsettiğim anlamı ile "graphic" şeklinde bir kısaltmaya evrildi. örneğil liveleak videolarına arama kısmına "graphic" yazarsanız pornografik görüntüler gelir. ham, editlenmemiş, kopan kollar bacaklar, bağırsaklar zart zurt graphic, yani pornographic'tir.

    bizde ise grafik kelimesine evrilemedi bu durum, çünkü grafik hattı zatında bambaşka bir anlam ifade ediyor, görsel sanatlarla ilgili, verileri görselleştirme ile ilgili birinci anlamında kullanımı var. bu sebeple bu dönüşüm bizim dilimizde tam olarak yaşanmadı. entelektüel kesim bu durumu ifade etmek için "pornografik" kelimesini olduğu gibi aldı, kabul etti, kullandı...

  • 12. neşeli kaprissiz anlayışlı huzur veren kadın

    hiçbir özelliğin sürekliliği yoktur. kadın veya erkek gözetmeksizin kimse hayatı boyunca neşeli, kaprissiz, anlayışlı, huzurlu olamaz. genel özellikleri veya çabası bu yönde olabilir. fakat en nihayetinde insanız. her birimizin sinirlendiği, suratını astığı, karşısındakini yeterince anlayamadığı, anlamak için efor sarfetmediği, kırdığı ve kırıldığı, güldürdüğü ve güldüğü ve nihayetinde ağladığı ve ağlattığı anlar mutlaka olacaktır.

  • 13. 9 temmuz 2018 ali koç'un saraya gitmesi

    şunu anlayın işte, televizyonda gördüğünüz herkes düzenin bir parçası olmaktan memnun. hiçbiri sizi düşünmuyor. bu düzen sizin için kurulmadı.

  • 14. berat albayrak'ın ekonominin başına geçmesi

  • 15. kapı kilitlemeden uyunabilecek güvenli ilçeler

    (bkz: hırsızların yoklama taktikleri)

  • 16. t.c. cumhurbaşkanı ile tokalaşmayan milletvekili

    bir cehapeli, laik, muhalif, deri eldivenli olarak söylüyorum: kadın çok şık ve klas bir hareketle, adam daha elini uzatamadan, hiçbir mağduriyet ya da nahoşluk yaratmadan, mahcubiyetini de vücut diliyle göstererek çok güzel bir şekilde sıyrılmış işin içinden. takdir ettim. saygısızlık yok, gudubetlik yok, saygı duyulması gereken bir karar var ortada. üstelik dediğim gibi, kadın mağduriyet yaratmanın ya da el uzatıldığı için karşısındakine öcüymüş gibi bakıp eziyet etmenin peşinde değil. açıkçası böyle biriyle karşılaşsam elimi sıkmadığı için bozulmaz ve kötü hissetmezdim, çok güzel tepki vermiş çünkü.

    helal olsun yav. hepsini geçtim, kadın en azından ilkeli birisi belli ki. erdoğan da olsa sıkmıyor işte. ben saygı duydum.

    edit: bazıları hareketi bağnazlık, yobazlık olarak değerlendirmiş. tokalaşmayı reddetmek bana da "şey" gelen bir durum açıkçası ama tam da "yobaz olmamak" için buna saygı duymak durumundayım. bu kimseye zarar veren bir şey değil. burada altı yaşındaki çocukların başörtülü olmasından, tecavüzün meşru gösterilmesinden bahsetmiyoruz; böyle bir durumda elbette "onların inancıdır, saygı duymak gerekiyor" diyecek halim yok. tokalaşmamak kimseye en ufak zararı olmayan, birey veya toplum üzerinde herhangi bir şekilde etkisi bulunmayan, tamamen kişisel tercih kapsamında değerlendirilebilecek bir özgürlüktür. nahoş bulabilirsin, anlamsız gelebilir vs. (ki bana öyle geliyor açıkçası) ama bunu bağnazlık, yobazlık olarak değerlendirmek veya bunun üzerinden bir insana saydırmak hiç hoş değil. eğer o beğenmediğiniz bağnazlardan, yobazlardan olmak istemiyorsanız biraz tolerans göstermeyi, anlayışlı olmayı öğrenmek ve insanlara olmak istedikleri birey olma fırsatı tanımalısınız.

  • 17. ölüme en çok yaklaşılan an

    3 arkadaş 1 hafta boyunca dağlarda kamp yaptığımız bir dönem vardı. rakım net bilmemekle beraber 3500 civarı, temmuz ya da ağustos ayları olmasına rağmen sabah kalkınca kar topu oynuyoruz.
    gece ve gündüz arası sıcaklık farkı çok yüksek olduğu için kayalarda fiziksel çözünme çok fazla, kocaman kayalar ters bir hamlede tuz buz olabiliyor.
    bunu bildiğimiz için aramıza üçer metre mesafe koyarak ilerliyoruz, ters bir harekette arkamızdakine kaya yuvarlamamak için.
    ben en arkadan takip ediyorum arkadaşları.
    birden arkadaş sıranın bozulduğunu fark ediyor, arkasında olması gereken arkadaşın sesi hemen solundan geliyor.
    bizimki "olum niye sırayı bozuyorsunuz" diye seslenerek arkasına dönüyor ve bir bakıyor ki arkasında olması gereken arkadaş tuhaftır ki arkasında.
    sesin geldiği tarafa dönüyor, ardından yavaşça tekrar bize dönüyor ve sesleniyor.
    "beyler ayı"

  • 18. fotoğrafçıdan damada anlamlı dayak

    malatya'da düğün fotoğrafçılığı yapan onur albayrak, bir düğün için fotoğraf çekimine gittiğinde yaşı küçük görünen geline kaç yaşında olduğunu sordu. habere göre “15” cevabını alınca da “çocuk gelin fotoğrafı çekemem” diyerek duruma tepki gösterdi.

    ...ısrarla çekimin yapılmasını isteyen damat ile fotoğrafçı arasında yaşanan yaşanan kavgada damadın burnu kırıldı."

    "... evet maalesef durum bu, keşke yaşanmasaydı ama yaşandı. bir daha olsa gene çekmiyorum der miyim evet derim. kimse kusura bakmasın, çocuk gelin de çocuk istismarıdır benim gözümde ve hiç bir kuvvet bana o çocuğun gelinlikle fotoğrafını çektiremez. çocukların saçına duvak takılmaz, kır çiçekleri ile süslenmiş taçlar takılır ancak. saygılarımla"

    onur albayrak
    http://haber.sol.org.tr/…ografini-cektiremez-242285

  • 19. henry onyekuru

    dayanaklılık,bitiricilik ve pas tercihleri konusunda eleştirilen 21 yaşındaki futbolcu. tamam ama onları da yapınca mbappe filan oluyorsun. bizimle pek işiniz olmuyor. hayırlı olsun. umarım sakatlık yaşamaz.

  • 20. 30 yaşında hala metal dinleyen insan

    metal de dinliyorum, yırtık kot da giyiyorum, deri bileklik de takıyorum, saçlarımı renkli de boyuyorum.
    çoğu kadın gibi otuzuma geldim, demiyorum. hala yirmi bir yaşımdaymışım gibi hissediyorum. konserlere de gidiyorum, barlara da.
    kimi ilgilendirir?

    herkes gibi olmamaya ant içmiştik biz zamanında. tamam belki yine sabah 9 akşam 5 çalışıyorum ama o da yaşamak için.
    siz gidin sizden ev, araba, pırlanta isteyen kadınların gönlünü yapın. bizim gibi sadece sevdiğini düşünen, kimsenin cebindekinde gözü olmayanları da müziğiyle, giyimiyle, görünüşüyle baş başa bırakın.

  • 21. kalbi kırılmış bir erkeğin söyleyeceği ilk söz

    pek söz söylediği görülmemiştir bu kişinin. genelde sessizdir. çok şey anlatır bu sessizlik. fakat kimsenin umurunda değildir. kimsenin zamanı yoktur bu sessizliği dinlemeye ya da tahammül etmeye. sanıyorum olması gereken bu... yeterince kırıldığınızda susmayı öğreniyorsunuz sanırım.

  • 22. erkeklerin bekarete takma sebepleri

    yabancı kadınlarla evlenirken bekareti neden kafaya takmadıklarını anlarsanız, cevabını bulabileceğiniz soru. eğer bir türk erkeğiyseniz; aldatılmak ve kandırılmak en büyük korkunuz olur. çünkü, en yakınlarınız dahi bu durumda sizi yetersiz görebilir, sizi suçlayabilirler. bu durumu en iyi erkeklerin yoğun olarak çalıştığı iş yerlerinde dönen dedikodulardan sonra, insanların söylemlerinden sezinlersiniz. yabancı ve bakire olmayan bir kadınla evlenen türk erkeği, onlarda zaten böyle bir takıntı ve değerin olmadığını düşündüğünden, kadının kendisiyle sadece sevdiği yada istediği için beraber olduğuna emin gibidir. oysa bakire olmayan bir türk kadınıyla evlenirken, bu kadının kendisiyle mecburen evlenip evlenmediğine emin olamaz. bu kadının kendisine yamanmak istediğini düşünür ve toplumsal kuralları tanımayan bir hayata sahip kadının, kendisine sadık kalmasının mümkün olmadığı fikrinden kendini alamaz. bu aslında çözülmesi zor bir kısır döngü. kadın, erkeğin bu takıntısını bildiğinden yalan söyler. ( burada da defalarca sen ikincisin klişesi konuşulmuştur.) erkekte kadının yalan söylemesinden dolayı kendini kandırılmış ve aldatılmış hisseder. kadının eğer karşısındakinin böyle bir takıntısı varsa; ona açık olması ve onunla gerçekten sevdiği ve istediği için birlikte olduğuna onu ikna etmesi, bu durumu aşabilmenin tek yolu gibi görünüyor.

  • 23. ekşi itiraf

    saat takmayi seviyormusum. hic saatim yok, kizimin saatine dadandim ve sanki yillardir bende eksik olan seyi bulmus gibi oldum. evet saat.

    cok feci yurumeye taktim. herhangi bir yerde, yarim saatten fazla oturdum mu sanki yurunecek bir suru yolu, mesafeyi kacirmisim gibi oluyorum ve dizlerim agriyor. deli gibi yuruyorum.

    ha bir de meyve yiyorum artik. en cok meyve alisverisi yaptigimi fark ettim. yaklasik 2 aydir kola icmiyorum.

    cumartesi gecesi kadikoy'de livane diye bir mekandaydik iki tane lise arkadasimla.
    bir kadeh raki icebildim. sigara ve raki kokusundan boguluyorum sandim. cok eglendim cok guldum ama ayni zamanda korkunc bir geceydi. bir ara mide kanamasi geciriyorum sandim.

    evimi karincalar basmis vaziyette. ve onlarla ne yapacagimi bilmiyorum.

    iki kedim de sirayla geceleri kafamin ustunde uyuyorlar.

    dun aksam murat'a ugradim.*
    bi cayini ictim. eski kocama hayran kendisi. koluna dovmesini yaptircakmis.
    buyuk adam deyip duruyo manyak.
    bir de dedim ki; murat siz erkekler niye boylesiniz? orospu cocuguyuz ondan. dedi. o dedi valla. benim bi kabahatim yok.*

  • 24. ürdün kraliçesinin instagramda paylaştığı fotoğraf

    milyarlarca doların da olsa, saraylarda da yaşasan, pahalı kıyafetler, pahalı çantalar, pahalı aksesuarlar da kullansan işte olmayınca olmuyor. fotoğraflarda öyle güne gelmiş “iki poğaça da evdeki çocuklara sarıp götüreyim” diyen teyzeler gibi çıkmaya devam edeceksin sayın kraliçe!

    edit: kraliçe bizim kraliçemiz olsa onu eleştirirsiniz demiş duyarcılar. abdullah gül’ün eşi kapalıydı ama firsy lady idi. kadının bakışından, tavrından, hal ve hareketinden asalet akıyordu. belki yüksek tahsili yoktu ama konuşmasından kültürlü ve eğitimli olduğu anlaşılıyordu. protokol buluşmalarında eğreti durmuyordu.

    ama ürdün kraliçesinin üstünde eğreti duruyor işte. asalet değil cehalet akıyor her yerinden.

  • 25. isveç kızları vs rus kızları vs ukrayna kızları

    hepsi

    türk erkeği merhametlidir

  • 26. tayland'da mağarada mahsur kalan çocuklar

    tayland'lı bir arkadaşım var 10 yıldan uzun süredir irtibatta olduğum. sabah kızı nette online görünce herkesin aklında olan soruları sorayım dedim.

    - çocuklar niye girdiler o mağaraya?
    + ilk girişleri değil. orada yaşayan o bölgeyi iyi bilen çouklar bunlar ve sürekli o mağaralarda geziyorlar zaten. o gün de girdiklerinde kapıda "temmuz ayından sonra girmek sakıncalıdır" yazıyor ama çocuklar haziran daha bitmemişken giriyorlar içeriye. sadece yanlış zamanda yanlış yerdeler.

    - başlarındaki antrenörlerini hatalı ya da suçlu görüyor mu tayland halkı?
    + hayır bilakis onun sayesinde bu güne kadar canlı ve sapasağlam kaldı çocuklar. meditasyon ile çocukları bunca zamandır sakin tuttu. o olmasaydı çocuklar paniklerlerdi. çocuklar sporcu ve güçlü çocuklardı. koçları da onları çok iyi idare eden düzgün biri. (burada çocuğa saldırıp hepsini ıkarsınlar o kalsın içerde gebersin pezevenk diyenler iyi okusunlar. çocuğu taylandlılar hain değil lahraman olarak görüyorlar)

    - 8 gün o mağarada nasıl canlı kaldılar ne yediler ?
    + mağaraya girme amaçları aslında içlerinden biri için sürpriz doğum günü partisi yapmaktı. bu yüzden yanlarında doğum günü partisinde yemelik abur cuburlar vardı. son derece akılcı bir şekilde bu yiyecekleri yiyerek hayatta kaldılar. yine koçlarının yönlendirmesi ile sarkıtlardan damlayan suları içerek su ihtiyaçlarını giderdiler.

    - çocuklara ödüller ya da onurlandıracak şeyler yapılacak mı?
    + tayland halkı çocuklara hiçbir ayrıcalık yapılmasını istemiyor. hatta dünya kupasına falan götürülüp orada afişe edilmelerini de istemiyor. asıl kahramanlar onları oradan canlarını hiçe sayıp kurtarmaya çalışan dalgıçlar. bir kahraman olacaksa o da onları kurtarmaya çalışırken ölen dalgıç olarak söyleniyor.

  • 27. yaş 24 bedel 10

    yok yaş 5 bedel 3 max çubuğu amk

  • 28. erdoğan'ın görev süresinin 2033'te dolacak olması

    o tarihte uçan arabalara binip ev işlerini robotlara yaptıracağız diye hayal ederken başımıza gelenlere bak ammuna koyyim.

  • 29. girişi mükemmel parçalar

    80’ler türk psychodelic rock parçalarının hepsi.

    girişleri apayrı ve çok güzeldir. halihazırda amerikada elektronik etnik müzik(?)lerde kullanılmaktadır. selda bağcanla başlanmış, buralara kadar gelmişlerdir.

    “kimse dinlemiyor ki, ben hiç dinlemem” diyenler hayatlarında hiç yeşilçam filmi seyretmemiş, kemal sunalı bile tanımamışlardır. muhtemelen cezai ehliyetleri yoktur.

  • 30. köfteci yusuf

    bir şubesinde çalışanlarının arı gibi çalıştığını gözlemledikten sonra bize servis yapan garsona sordum. çalışma saatleriniz nasıl? bu kadar çalışmaya hakkınızı alabiliyor musununuz? garsonun cevapları olumluydu. asgari ücretin üzerinde bir maaş aldıkları ve sigortalarının tam ödendiği ve memnun olduğu bilgisini aldım. çalışanlarının da hakkını veriyor sanırım.

  • 31. daily sabah'ın skandal tren kazası haberi

    dünyadaki tren kazalarının listesini çıkarmışlar ama hangi sorumlular istifa etmiş, kimler hapis ve para cezası almış, bunları yazmamışlar. ilginç.

  • 32. recep tayyip erdoğan için basılan madeni 1 tl

    (bkz: rtecoin)

  • 33. bir anne sözü bırak

    çok kişiyle konuş, az kişiyle düşün, tek başına karar ver.

    edit: tabii ki kendi sözü değil, konfüçyüs'ün sözü. ama konfüçyüs gibi kadındır benim annem. onun anneannesi de filozof gibi kadınmış. filozofluk bizde hep bir nesil atlıyor, öbüründe çıkıyor. örnek: haminne (filozof), anneanne (değil), anne (filozof), ben (değil).

  • 34. türkiye'de tarımı kurtaracak proje

    kooperatifleşmenin ülke geneline yayılması gerekli. bu kooperatiflerin işletilmesine devlet öncülük etmeli. çiftçilerin ellerindeki ürün bu kooperatifler aracılığı ile pazarcılara veya perakendecilere direk ulaştırılabilmeli. böylece tüketici çiftçiden çıkan 50 kuruşluk ürünü pazarda veya markette 5 liraya almak zorunda kalmaz. büyük bir organizasyon işi olsa da devlet önce küçük küçük pilot bölge uygulamaları ile bu işe başlayabilir. zamanla tecrübe kazandıkça da sistemi ülke geneline yayabilir.

    bu fikir aslında türkiye için bir ütopya. yapılması imkansız. çünkü arada çiftçinin emeğinin zerresini sarf etmeyip çifçiden daha çok para kazanan "yiyiciler" var. bu kesim zaten aralarında anlaşıp fiyat düzeyini de bir bölgenin hemen hemen her yerinde aynı seviyelerde tutmakta. işin en acı tarafı da devletin her zaman çiftçiye vatandaşa değil bu kesime çalışması. kanunları bu kesimin çıkarlarına göre düzenlemesi. biliyoruz ki türkiye'de devlet daima küreşelleşme maskesi altında sermaye sahiplerine çalışmakta.

    bazı öneriler var su, elektrik ve akaryakıt giderlerinin ucuzlatılması veya üzerinden vergi yükünün alınması üzerine. evet bu kalemlerin maliyetlere birinci dereceden direkt etkisi vardır. ama yine de bu konuda geniş bir araştıma yapmamış olmamla birlikte tüketiciye yansıyan fiyatın sanıldığı kadar da fazla düşmeyeceğini tahmin ediyorum. çünkü zaten çiftçinin satış fiyatı parekende fiyatının çok çok altında olduğu için çiftinin maliyetlerinde %50 gibi büyük bir düşüş bile raf fiyatında büyük bir değişikliğe yol açmayacaktır. yani yukarıda bahsettiğim örnekte çiftçi maliyetleri yarı yarıya düşürüp ürün satışını 25 kuruşa çekse bile bu düşüş perakende fiyatına en fazla 4,50 veya 4,25 olarak yansıyacaktır.

    edit: bahsettiğin konu sorunun sadece bir parçası. işin bir de yerli tohum ve gübre üreticiliği, teknoloji kullanımı, zirai verimlilik ve lojistik maliyetleri gibi boyutları var.

  • 35. ali koç

    adam fenerbahçe başkanlığıyla birlikte geçim sıkıntısı neymiş öğrenmiş oldu. günü geçmiş borçlar, ödenemeyen faturalar... kombiyi kıs, ekmeği azalt, volkan’ı doğaya sal, ışıkları da lüzumsuzsa söndür. bu sayede belki ay sonu gelir.

  • 36. evlenecek erkek bulamamak

    sausage fest'e dönmüş başlık.

    bırakın da kadınlar fikirlerini yazsın.

    sözlükte ne kadar ezik varsa gelip başlıkta ağlamış.

    kadınların paraya değer vermesinden tutun da, piç erkeklerle gönül eğlendirmesine kadar her uygun pozisyondan taarruz edilmiş.

    bunların değişik versiyonlarını erkeklerde yapıyor. bugüne kadar güzel bulmadığı kızla evlenebileceğini söyleyen bir tane erkek görmedim.

    bir de pizza siparişi gibi tarif ediyor kimi dingiller.

    boyu en az 1.70, sarışın, renkli gözlü, beyaz tenli, üniversite okumuş, hobisi olan...........

    küfür etmeyi sevmem ama, böyle listeleri görünce vay amk diyorum.
    ulan toplumda bu fenotipe sahip kaç tane kadın bulabilirsiniz ki?
    hadi buldun. seni beğenecek mi?

    sarışın yazdım diye sarışın olmayanlar tribe girmesin. aman diyeyim. sadece örnek. anladınız mı?
    sadece örnek. bıktım bu milletin örnekle uğraşmasından o yüzden üstüne basa basa yazıyorum.

    böyle sipariş verir gibi kriter sayan adama şahit oldum ve siparişinin içeriğini yazdım.

    beraber olduğu kız sayısıyla böbürlenen palavracılar da boldur. lisede falan yine çekiliyordu. ama 30 yaşını geçmiş adam söz konusu olunca çok komik oluyor. yoksa lisede ağaçta sikiştiğini anlatan da vardı, aynı anda 3 kız idare ettiğini anlatan da.

    erkekler arz talep eğrisini duydunuz mu bilmem. bilmiyorsanız öğrenin. hepiniz bir tarafa yüklenince tabi ki kadınlarda havalanıyor. bence gayet normal.

    arz talep'in doğası gereği yaşanan dalgalanmalardan dolayı asla insanları kınamam. duruma göre pozisyonumu alırım.

    bugün dolar yükseliyor diye dövünen tayyip neyse, kadınlar paralı erkek istiyor diye ağlayan erkek de aynısıdır.

    bu yüzden ezik ezik şikayet yazmanın gereği yok.

    açıkçası erkek için parasızlık neyse, kadın için de çirkinlik odur.

    kaldı ki, güzel bulunmayan kadınların yaşadıkları psikolojik baskının çok daha sert olduğunu düşünüyorum parasız erkeklerden.

    bu toplumda yaşamak başlı başına zor. çünkü toplumun, çevrenizin saçma sapan düşünce kalıplarıyla uğraşırsınız. herkesin normalinin farklı olması doğal. ama bunu diğerlerine dayatması bir açmaz.

    bu konuda böyle.
    piç erkeklerle takılan kız aradığını bulamayınca sana mı geldi?
    sikleme olsun bitsin.

    seneler seneler önce paralı erkek ararken fakirsin diye kalbini kıran kız günümüzdeki durumundan dolayı sana mı yavşıyor?
    naş de geç.

    bu dünya herkesin istediklerine istediği anda ulaşabildiği ütopik bir yer değil. öyle zannettiyseniz ve kadın-erkek ilişkilerine kadar da hayal dünyasından kurtulamadıysanız geçmiş olsun.

    hoş geldiniz gerçek dünyaya.
    yine de halinize şükredin.
    http://www.hurriyet.com.tr/…rkek-es-ariyor-40724845

    not: erkekler, şu başlığa salak salak aynı şeyleri yazmayı bırakın.

  • 37. erdoğan'ın torunu ile komutan tokalaşması

    padisahlik babadan ogula gecer normalde, nasil bir caresizlikse toruna atlamislar direk.
    dikkat edersen bilale anlatir gibi anlattim.

  • 38. 7 gün tatil yapıp 700 fotoğraf paylaşan insan

    sen ben biz onlar..
    yilin 355 gunu kopek gibi calis kalan 10 gun icin kredi kartina 12 ay taksitle tatile cik ve bu tatili bir tek sen yapabiliyormuscasina herkese duyur.

    tatilim geldigi zamanlar instagrami aciyorum ve sag olsun es dost o kadar story o kadar paylasim yapiyorlar ki tatilden soguyup isime odaklaniyorum. hojam biz de tatile gidiyorduk iyi hatırlayin 90'larin sonu 2000'lerin basi. yapilan tatil gun sayisi 15 cekilen fotograf karesi bir elin parmaklarini gecmezdi. onlar da millete gosteris yapmak icin degil tamamen hatiralik, aile albumunde yerlerini alirdi.

    dostlarim biz sizler gibi iyi eglenemiyoruz, siz en iyisini yiyor, iciyor ve geziyorsunuz. o kadar asilsiniz ki ingiliz kraliyet ailesi kendini yerlere atiyor. keske sizin gibi olabilsek.

  • 39. menemenin mide bulandırıcı bir bulamaç olması

    hassiktir oradan damaksız velet.

  • 40. uğur karakullukçu

    başkasının twitini çalmış.

    twitteki yanlış kısım gösterilince, sanki twiti kendisi araştırıp yazmış gibi"ona yanlış bakmışım" demiş.

    twiti çaldığı söylenince, "twitin orjinalini kanadalı arkadaşım paylaştı, birkaç yerini düzeltip paylaştım, kopyalamadım" demiş.

    arkadaşım dediği kanadalı adam buna "kendi araştırmanı kendin yapabilirsin" demiş.

    hala yalan üstüne yalan söyleyen bu adamı savunuyorsanız ya bir yakınısınız, ya da ciddi sıkıntılarınız var.

  • 41. nicolas maduro'nun türkiye'ye gidiyorum videosu

    beginner ispanyolca'm ile anladığım kadarıyla "haydi bir kaset koy da şöyle bir neşelenelim semra" diyor.

  • 42. atari salonlarında tek jetonla bitirilen oyunlar

    (bkz: cadillacs and dinosaurs) namı diğer mustapha
    bilen bilir tek jetonla bitirmek inanılmaz zordur ben 1 can fazla ile bitirmiştim.

  • 43. 9 temmuz 2018 dolar kuru

    karışık gün.

    pazartesi kabine açıklanacak; isimlere göre yukarı-aşağı yönlü ciddi risk var ama kuvvetli beklenti piyasanın memnun olacağı kişilerin ekonomi yönetimine getirilmesi.(fiyatlandı)kabinenin 21.30'da açıklanması sebebiyle kötü sürpriz iddialarına sebep oldu.

    bu hafta ohal'in kaldırılacağı söylentisi var.(fiyatlandı) piyasada ohal sebebiyle ciddi sayıda iflas edemeyen şirket olduğu iddia ediliyor; sözlükte de fabrika yangınları konusunda tartışılmıştı; doğruluğu varsa olumlu hava bozulabilir.

    pazartesi-salı 20 milyar lira büyüklüğünde tahvil ihaleleri var, piyasayı etkileyek.

    çarşamba günü nato toplantısı sürprizlere açık, yine aynı gün açıklanacak cari açık enflasyon açısından önemli.

    abd'nin çin'e yaptırımları başladı; çin'in cevaplarına göre tl'de çok yönlü risk var. (bkz: #78853728)

    çarşamba-perşembe günü iki gün arka arkaya abd üfe ve tüfe açıklanacak; gelecek veriler bu seneki fed'in muhtemel 4. faiz artırımını doğrudan etkileyecek.

    cuma günü de fitch'in kredi notu değerlendirmesi var.

  • 44. karıştığı her yiyeceğe lezzet katan gıdalar

    kaşar değil.

  • 45. mersin antalya arasında düzgün karayolu olmaması

    ailecek ciktigimiz 2002 tatilinde babam o yolu arabayla nah giderim, diyerekten konya uzerinden gitmeye karar vermisti.

    sanirim durum hala ayni.

  • 46. yaşlanınca bana kim bakacak sorunsalı

    cevabının ‘çocuklarım’ olmaması gereken sorunsal. kimse bu dünyaya çişini tutamayan ihtiyarlara bakmak için getirilmemeli.

  • 47. şampiyonlar ligi'ne gs yerine bjk'nin katılması

    bir şekilde şampiyon olmayı başarmışmış,

    bir şekilde şampiyon olmadı kardeş, "sike sike şampiyon oldu".

  • 48. melih gökçek'in çevre ve şehircilik bakanı olması

    şimdi türkiye düşünsün dedirten olay.

    not : ankaralı

  • 49. türk kızlarının %90-95'inin taş gibi olması

    askerden yeni terhis olmuş yazar beyanı.

  • 50. erdoğan'ın süvari birliği ve mehterle yemin etmesi

    adam padişah dediğimizde inanmıyordunuz.

    adam sultan üçüncü abdülhamid han.

    abdülhamid 3 tane türkiye büyüklüğünde toprak kaybedip rus ordusu istanbul'u işgal ederken kaçıp ingiltere ve fransa ile irtibata geçmişti.

    ingiltere ve fransa, ruslara istanbul'u tek başına yedirmemek için devreye girmişti. ruslar mecburen geri çekildiler. çekilirken de katliamlar ve tecavüzler gerçekleştirip şehri ateşe verdiler. bazı yerlerde yangınlar tam 1 ay sürdü. rus ordusu çekilmek istememişti çünkü istanbul'u ele geçirmek tarihi rüyalarıydı. ancak imparator emredince mecbur kaldılar.

    rus ordusu çekilirken bir de anıt diktiler. o anıtı atatürk, enver paşa ve mahmut şevket paşa birinci dünya savaşından önce bombalayıp havaya uçurmuştu.

    bu da üçüncü abdülhamid olayım derken ruslara tüm ülkeyi kaptırmaz inşallah. ruslarla el sıkıştıktan sonra parmakları kontrol edeceksin demişler.