Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 2020'de spotify'da en çok dinlenilen şarkılar

    benim spotify listem bildiğin mamak çöplüğü gibi.

    koşarken dinlerim diye bir liste yapayım dedim, tempolu ve gaz veren şarkıları ekledim. sonra liste kontrolden çıktı blinding lights dinleyip modumu artırırken ardından güllü’den değmezmiş sana çıkıyor, bir köşeye oturup ağlayasım geliyor.

    sadede geleyim en çok dinlediğim şarkı red hot chili peppers dark necessities

  • 2. azerbaycan'ın 10 kasım gününü zafer bayramı ilanı

    “çok işkence gördüm, çok çektirdiler hiçbirine yanmam da atatürk rozeti vardı yakamda onu aldılar ona yanarım” diyen ebulfez elçibey nerede 10 kasım tarihini zafer günü ilan eden aliyev nerede.

  • 3. çin aşısının zorunlu olma ihtimali

    aşı vurdurmayanlara ağır psikolojik baskı uygulayacaklar görürsünüz.
    bu iş 'aşı vurdurmayan fetöcüdür'e kadar bile gidebilir.

  • 4. ulusal kan stoklarımız azaldı

    normaldir.

    insanlar o kadar nefret etti ki kızılaydan, kan vermeyi bile güvenli bulmuyorlar.

    ben düzenli kan bağışçısıyım, hala gidip kan veriyorum. vermek istemeyen arkadaşları ikna etmeye çalıştığımda bana "ben kan versem o kadar ihtiyaç sahibinden önce akp'li bir kalantorun akrabasına gider, daha kötüsü, katar'a satmayacaklarını nereden bileceğim" cevabı aldım.
    hak veriyor muyum? evet... kan ihtiyacının öneminin de farkındayım. ama kurumu rezil rüsva etmeseydiniz, kurumu birilerinin para kaçakçılığına alet etmeseydiniz bunlar olmazdı.

    beter olun diyeceğim de, size bir şey olmuyor. olan ihtiyaç sahibine oluyor. kızılay'ı bari temiz bıraksaydınız. orayı da kirletip lekelediniz. elinizin değdiği ve pislenmeyen tek bir şey yok.

    edit: bir yazar şunu attı.
    (bkz: kızılay'ın topladığı kanların yurtdışına satılması)
    kaynak

    yazıklar olsun.

  • 5. spotify

    “2020’de yanında kimler vardı?
    evdeki çiçekler hariç, tabii.”

    diyerek beni kahretmiştir.

    bir de kahrolasıca diyor ki yanında “adamlar” vardı. annem görse hesap veremem ne demek adamlar vardı?

  • 6. memleketinin adını söylemeden anlat

    zübeyde anne bize emanet...

  • 7. yerli aşıya isim önerisi

    15 temmuz milli irade aşısı

    >>>

    1.edit - detaylar belli oluyor
    - vurulan gazi sayılacak ve maaş bağlanacak
    - vuran fetöcü
    - vurdurmayan hain

    sonuçta insanız, seçenek sunuyoruz değil mi?

  • 8. kombi yakmayan alt üst komşular

    bizde merkezi sistem var.
    aylık belirli bir tutar karşılığı, sürekli açık tutabiliyorsun. petekleri ister aç ister açma aidat değişmiyor. bizim alt ve üst komşu yurt dışına çıkmış, ikisi de petekleri kapatıp gitmişler.

    söyleyeceklerim bu kadar!

    edit: arkadaş, ben yaşadığım talihsizlikten bahsediyorum. olsalar burda cayır cayır yansa 1 tl fazla ödemeyecekler onu izah ediyorum, ana avrat küfür edenleriniz var. nasıl bir çocukluk yaşattılar size gerçekten merak ediyorum. adam küfür etmek için dünyaya gelir mi?

    edit 2: adam dediğim için adamlardan özür dilerim.

  • 9. asgari ücret 8085 tl olsun önerisi

    haberi okudum. asgari ücret açlık sınırının altında, şak diye olmaz belki ama asgari ücrette hedef yoksulluk sınırı olmalı demişler.

    şimdi bunda dalga geçilecek, makara yapılacak, dikkate alınmayacak ne var anlamadım.

    siz ne istiyorsunuz önce bir ona karar verin.

  • 10. sözlükçülerin yediği en ilginç hayvanlar

    tilki eti.
    köye gittigimiz bir gün halamın kocası sabahtan ava çıkıp 1 tane tilki vurmuş,baya içini falan temizleyip yan komşularina tavşan eti diye bir bacağını firlamaligina vermiş.komsulari da biraz safca bir tip,çok sevinmiş allah razı olsun falan
    diyip hemen atmış tencereye.tabi halamin haberi yok.kadin bi güzel patatesli soğanlı falan yemeğini yapıp bir tabak halamlara da ikram etmiş.biz de akşam yemeğe halamlardaydik.baya tavşan eti diye yemeye başladık,enişte de kuzu haşlama falan sanmış ilk,sonra komşudan geldi falan muhabbetine duyunca sağolsun 10 dk sonra itiraf etmek zorunda kaldı .halamdan yemediği laf kalmadı,sen çocuk musunlar falan.

  • 11. ulaştırma bakanlığında 752 milyonluk ihale vurgunu

    ulaştırma ve altyapı bakanlığının adapazarı-karasu limanları ve sanayi tesisleri demiryolu altyapı inşaatları ihaleye açıldı 73 milyona anlaşılan ihale bedeli vurguna döndü ve devlet tam 752 milyon tl dolandırıldı ve işin içinden her zamanki gibi akp çıktı.

    73 milyon tl'ye ihale edilen iş için 752 milyon tl para ödemesi alan üstlenici firmanın ihaleye eklemeler yaparak, vurgun yaptığı denetmenlerce tespit edildi.

    hayır işin enteresanı 1 değil 3 değil 5 değil tam tamına 752 milyon tl fazla ödene yapılıyor da bu bakanlık çalışanlarınca nasıl farkedilmiyor.

    devleti, akpli olan herkes itinayla soyuyor. vay amk sayın seyirciler!

    73 milyonluk işe 752 milyon tl ödeyen bakanlık

    --- spoiler ---

    73 milyonluk işe 752 milyon tl ödeme: fazla ödemenin adresi akp adayının şirketi ulaştırma ve altyapı bakanlığı’nın ihalesini alan ve 752 milyon tl fazla ödeme yapıldığı tespit edilen şirketin ortaklarından birinin, akp elazığ milletvekili aday adayı yasemin açık olduğu ortaya çıktı. 73 milyonluk işe 752 milyon tl ödeme: fazla ödemenin adresi akp adayının şirketi

    mustafa m. bildircin

    ulaştırma ve altyapı bakanlığı’nın bir ihalesi sonucunda 751 milyon 538 bin tl fazla ödeme yapıldığı belirlenen şirketin ortaklarından birinin, akp’li yasemin açık olduğu açığa çıktı. ulaştırma ve altyapı bakanlığı’nın mali hesaplarını inceleyen sayıştay denetçileri, adapazarı-karasu limanları ve sanayi tesisleri demiryolu bağlantısı alt yapı inşaatı işinin ihalesinde usulsüzlükler tespit etti. yüklenici firmaya ihale bedelinin çok üstünde ödemeler yapıldığını belgeleyen denetçilerin ihale dosyasında yaptığı incelemeler ile beş farklı denetim bulgusu tespit edildi.

    sözleşmeyi aşan ödeme yapıldı inceleme raporunda ihaleye ilişkin belirlenen mevzuata aykırılıklar şöyle sıralandı:

    yüklenicinin sunduğu ihale teklif dosyasında yer almayan birim fiyat analiz ve rayiçleri, mevzuata aykırı olarak sözleşme eki yapıldı. denetim sürecinde, yüklenicinin teklif dosyası bakanlıktan istenilmiş olmasına karşın bakanlık, belgeleri denetçilere iletmedi. işin başlangıç aşamasında hesap edilen yeni birim fiyatlar üzerinden yapılan ödemeler, iş sonu itibarıyla toplam sözleşme bedelinin yüzde 95’ini aştı.

    iş artışı yapılarak işin tamamlanamayacağının belli olmasına rağmen mevzuata aykırı iş artışı yapılarak işe devam edildi. 73-milyonluk-ise-752-milyon-tl-odeme-fazla-odemenin-adresi-akp-adayinin-sirketi-811892-1.

    fazla tutarda iş yaptırıldı

    bakanlık ile şirket arasında sözleşme hükümlerine aykırı biçimde, “işe devam tutanağı” imzalandı ve şirkete haksız süre uzatımı verildi. bu yolla sözleşme bedelinden fazla tutarda iş yaptırıldı.

    işin geçici kabulünü gerçekleştiren geçici kabul komisyonu’nda, iş kapsamında yapı denetim görevini yürüten üyeler yer aldı.

    sözleşme bedelinin tamamına yakını, fiyatı sözleşme sonrası yeni birim fiyat olarak belirlenen iki iş kalemine harcandı. şirkete, toplam sözleşme bedelinin yüzde 95’i oranında ödenen para, “ihale görmemiş fiyatlar” üzerinden yapıldı. bugüne kadar iş kapsamında fiyat farkları dahil gerçekleştirilen toplam 825 milyon tl ödemenin 800 milyon tl’sinin iki iş kalemindeki imalatlar için yapılan ödemelerden oluştuğu bildirildi. sayıştay’ın, usulsüzlük belirlediği ihaleyi üstlenen firmanın sahibi ise tanıdık çıktı. ekap’a, “adapazarı-karasu limanları ve sanayi tesisleri demiryolu bağlantısı alt yapı inşaatı”na ilişkin yüklenen ihale dosyasına göre iş, seza inşaat isimli şirkete verildi. şirketin merkezi sicil kayıt sistemi kayıtlarından ise ortaklardan birinin 2018 yılında akp’nin elazığ milletvekili aday adayı olan yasemin açık olduğu görüldü.
    --- spoiler ---

  • 12. 2 aralık 2020 başakşehir rb leipzig maçı

    "üç büyük hegemonyasından tiksiniyorum, onlardan biri oynasa dolardı burası. ikiyüzlü olmayın" yazmış biri hahaha.

    kardeş mesele üç büyük değil. bu maçı kocaelispor, karşıyaka, adana demir vs. oynasa buralar yine yıkılırdı emin ol.

    mesele başakşehir'in taraftarsız, hiçbir sportif ihtiyaca cevap vermeyen, tamamen siyasi ve kofti bir oluşum olması.

    başakşehir'i destekleyen ve seven insanla şahsen futbol konuşmuyorum. bunların konuya bakış açısı bu kadar sığ çünkü. üç büyükler olsa dolarmış burası, lafa bak. dolar tabii ki. çünkü onlar iyisiyle kötüsüyle gerçekten futbol kulübü. taraftarları var, sevenleri var, tarihleri var. tutmayan adam bile açıp izliyor.

    başakşehir ne peki? futbolda hiçbir karşılığı yok bu lüzumsuz organizasyonun.

    o yüzden maç başlıkları her zaman çok daha sakin olacak. zaten adil bir türkiye'de başakşehir diye bir futbol kulübü olmaz. zamanla unutulup gidecek, tarihe kara leke olarak yazılacak sadece. sizin gibi her şeyi sineye çekmeye dünden razı tiplerden başka da kimse hatırlamayacak veya övmeyecek bu ucube yapıyı.

  • 13. türkiye'de lüks sanılan şeyler

    kültürlü olmak. sadece zengin ve elit sınıfa has bir sey sanılıyor. bunun sebebi ise sorgulamadan yoksun milyonlar.

  • 14. kapıcının covid hastası olanların çöpünü almaması

    kapıcıyı arayıp, "çöplerle birlikte ayrı bir zarfta koruyucu ekipman alman için sana harçlık bıraktım, şu marka maske, eldiven, siperlik ve önlük alabilirsin" derseniz ve 200 lira ateşlerseniz kapıcı parayı ve o çöpleri alacaktır. o koruyucu ekipmanları da almayacaktır.

    benim tanıdığım apartman görevlilerinin çoğu ekstra bir ödemeyle içinde plütonyum bulunan çöp poşetini almaya ikna olur.

  • 15. fahrettin altun'a pandemide bağlanan maaş

    salgının etkisinin en yüksek olduğu, halka 1178 tl 'destek' verildiği dönemde cumhurbaşkanlığı iletişim başkanı fahrettin altun'a 18 bin tl maaş bağlanmış.

    kararı alan da sürpriz bir isim: fahrettin altun.

    yetmiyor elbette. maaşın peşine bi dolu sosyal hak, makam aracı da eklenmiş.

    he, unutuyordum: gelir vergisini de kurum karşılayacakmış ayrıca.

    insanın aklına tevfik fikret'in han-ı yağma'sı gelmesin de ne yapsın.

    haber

  • 16. etkileyici ses tonları

    allahtan sözlüğe ses ekleme özelliği yok, ne kadar fularlı meriç varsa buraya pazarcı gibi seslerini eklerler diyecektim ki, çoktan yapmışlar bile.

    adam resmen üreme organına tekme tokat girişmek istiyor, öyle bir arayış.

  • 17. neden sevgilin yok

    aklıma aşağıdaki diyaloğu getiren soru cümlesi.

    -gelmiyorsun artık günah çıkarmaya?
    -işlemiyorum ki, evdeyim hep.

  • 18. esir azerbaycan askerinin boğazının kesilmesi

    başlık, tam beklediğim gibi ceset tüccarları ile dolup taşmış. bu eylemin ne kadar insanlık dışı olduğunu dile getirip, devamında bu eyleme karşın daha fazla insanlıktan çıkmayı tek reçete gören kan ve ceset tüccarlarından söz ediyorum.

    çünkü varoluş gayeleri, zeminleri bu. ceset ile beslenir, insan kanı ile nefes alırlar. ermeni ruh hastası askerlerin savaşta yediği bu boku, buradaki ruh hastaları daha yeni ruh hastalıklarına gerekçe yapmak istiyor. gerekçeleri de pek insani! vicdan diyor, insanlık diyor, merhamet diyor, savaş onuru diyor ve hemen devamında ermeni -ve ne alakaysa- kürtlerin kanının dökülmesi, atom bombası atılması, çoluk çocuk katledilmesi, hatta 1915'in tekrarının yaşanmasını istiyor, talep ediyor.

    "ey insanlik, vicdanınız varsa bu zulme sessiz kalmayın ve gelin ermenilere soykırım yapalım, kadın çocuk demeden soylarını kurutalım" diye derinden, tiz ve gırtlaktan bir çağrı yapmayı da ihmal etmiyor vicdanlı ceset tüccarları.

    sizin derdiniz cidden savaştaki vahşet mi? hadi bu zaten baştan komik bir soru. düzeltelim; sizin derdiniz failin kimliğinden tamamen azade olarak, "türk askeri"ne yapılan vahşet mi gerçekten? eğer öyleyse dünyadan habersiz emir erlerini, boğaziçi köprüsünde aynı bu azeri askerin başına geldiği gibi, kesen ve ödül alanları ne yapacaksınız? üstelik kameralar önünde, hepimizin tanıklığı ile yapıldı bu."kızım 6 aylık" diyen albaya "o kızını sikerim" diyenleri el birliği ile alkışlamanızın üzerinden kaç zaman geçti? bakın askere zorunlu askerlik uygulaması ile giden 20 yaşındaki askerler ile 6 aylık bebekten söz ediyorum.
    daha da ileri bir tarihe sarayım da hafızanız tazelensin! gerçekten askere yapılan vahşet çok mu üzdü sizi? mesela el bab'da önce boynuna tasma takılıp kafesler içinde dört ayak üstünde gezdirilen daha sonra benzin dökülüp yakılarak "annecim" diye çığlık atışları kameraya kaydedilen askerler için ne düşündünüz? o dönem ufak bir beka sorunu olarak görülmüştü bu olay ve bu iki asker olayı hiç yaşanmamış gibi davrandı tüm ülke. askerlerin ailesi oğlunun cesetlerini ısrarla istedigi için arada gündem olabildi hemi de sizin vatan haini dediğiniz sol medya sayesinde sesleri duyulabildi. kime yutturuyorsunuz lan siz savaş, vahşet, vicdan, insanlık falan dingiller!

    madem konu türk askeri, sivillerin yaşam hakkı falan diyerek sizin hiç aşina olmadığınız konulara girmeden, bir örnek daha vereyim;
    öz kardeşinin tabutunun başında ağlayarak iktidarı eleştiren yarbaya yapılanlar vahşet değil miydi? tv'den o yarbayın belki 4 katı maaş alan spikerin biri çıkıp "tüm askerlerimize daha doğrusu vatanını canından ve kardeşinden çok seven askerlerimize buradan selam olsun" diye o yarbayı hedefe koyduğunda, ihraç edildiğinde, kardeşinin ölümüne üzülme fırsatı verilmediğinde ve yetkililer "maaş alıyorsan öleceksin" dediğinde bunlar vahşet olmuyor muydu? hadi evrensel insanlık değerleri falan bırakalım hep sizin istediğiniz gibi türklük ve askerlik üzerinden gidelim lan. ırak'ta şii türkmenleri, daiş çeteleri (öfkeli gençler) kıtır kıtır keserken ruhunuz duymuyordu, umrunuzda değildi lan. onlara yapılanlar çok mu savaş kuralları çerçevesindeydi? bu saydığım olayların hiçbirinde "failin kimliğinin hiçbir önemi yoktu. uygulanan sansürlerin ve görmezden gelmelerin bununla alakası yoktu." diyebiliyor musunuz?

    siz kimi kandırıyorsunuz evladım? siz; ölen insanın yaşam hakkını, insanca yaşama hakkını, insanlık onuruna yaraşır bir şekilde yaşama ve ölme hakkını mı savunuyorsunuz burada? siz cidden, bizi, burada cenevre savaş hukukuna savunduğunuza mi inandıracaksınız? sizin için maktulün değil, katilin kimliğinin önemli olduğunu bilmiyor muyuz sanıyorsunuz lan dümbükler! daha birkaç gün önce "rusya 60 askerimizi öldürdü gık çıkaramadık" dendi tv'den. o zaman niye vicdan, merhamet demediniz lan! failin rus olmasının etkisi yok diyebiliyor musunuz bu olayda? şu ermeni ruh hastası faşist askerlerin yediği bokun aynısını rus askeri yapsa azerilere, "burada başlığını açabilirdik, videosunu izlerdik, nefretimizi doya doya kusardık ve kesinlikle sansür ile uğraşmazdık" diyebiliyor musunuz?

    yoksa asker ölmüş, yanmış, sakat kalmış, parçalanmış çok mu umrunuzda? komünist, ermeni, kürt veya alevi biri polise ve askere yüksek sesle bağırdığında bile kuduran; ölüm,tecavüz ve işkence dahil her türlü vahşet çağrısını yapan sizlerin rusya askerleri topluca katlettiği halde sessizliğe gömülmesine ne tür bir açıklama getiriyorsunuz mesela? o çok militarist, o çok savaşçı, o cok yiğit atarlarınızın, raconlarınızın, fail rusya olunca nasıl da birden "kış soğuk geçecek hehekiki" ciyaklamasına döüştüğünü farketmedi mi kimse sanıyorsunuz lan? ermeniler söz konusu olunca savaş ve vahşet çağrılarının ardında unuttuğunuz bütün diplomatik teammülleri, rusya söz konusu olunca hatırlamanızın ismini "devletler pragmatist olmalı ağbi, çıkarlar önemli" koyduğunuzu kimse görmüyor mu sanıyorsunuz?

    sizin varoluş gayeniz bu. yeter ki biri şuraya ceset, kan haberleri atsın. yeter ki gücünüzün yeteceğine inandığınız birileri fail olsun, yeter ki canına okuyup hayatı zindan edebileceğiniz kişileri hedefe koysun bu cesetler. içinizdeki hayvanlığı eyleme dökmek için can atıyorsunuz.

  • 19. ercüment ovalı

    ercü reis artık labdan çıkabilirsiniz, aşıyı buldular...

  • 20. 2020'yi iyi anmak için aralıkta olması gerekenler

    babama organ nakli çıkarsa

  • 21. ali babanın çiftliğini söyleyip bira içen adamlar

    evet kızlar işte size ders niteliğinde bir video

    erkek erkeğe takılmaktan ne anlıyorsunuz ya?
    arkadaşlarının yanına koşarak gidiyorsun?
    kaç sen kaç!
    arkadaşlarını benden çok seviyorsun!
    her gün berabersiniz hiç sıkılmıyor musun?

    cümlelerini kurmaktan sıkıldınız mı? erkek ortamının sırrına ermek mi istiyorsunuz?
    işte erkek ortamı bu sarkastik mizahtır, serbestliktir, çocukluktur. ıyy keko, kro, hepsi hayvan gibi hatta sığır gibi yaşıyor da diyebilirsiniz ama videodan da görüldüğü gibi kimsenin umrunda değil.

  • 22. istiklal caddesi'nde soldan yürümenin yasaklanması

    karşıya geçmek için caddenin sonunda u dönüşü mü yapılacak merak ettiğimdir.

  • 23. etek giyen kadın sayısındaki büyük azalma

    ülkede kadına şiddet, taciz - tecavüz olayları bu kadar yaygınken normal olan durum. bunun önüne geçebilmek için caydırıcı cezalar ve düzgün bir eğitim sistemi gerekiyor ama ülkede ikisi de yok :/
    edit : yaşadığı toplumun gerçeklerinden habersiz kişilerce "boşa duyar kasmakla" suçlandım. bu ülkede tecavüzcülerin "iyi hal indirimi" aldığını da gördük, tecavüze uğrayan /öldürülen kadınların suçlandığını da. cehaletin bu kadar yaygınlaştığı, adaletin olmadığı bir ülkede, insanlar doğal olarak korkuyor. var olan kanunlar yetersiz, devlet kadınları korumuyor. dolayısıyla da kadınlar korktukları için kendi istedikleri şekilde değil de daha kapalı, vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde giyinmek zorunda kalıyorlar.

  • 24. 1+1 dairede yaşayıp bebek yapan çift

    toros dağlarının yaylalarında odası olmayan çadırda kalıp da 2-3 çocuk sahibi olanlar aklıma geldi. ve çok mutlular. televizyon izlemeseler daha mutlu olacaklar. dizidekileri bir bok sanıyorlar.

  • 25. türkiye'nin çöküşünü başlatan olay

    halk yolsuzluğu cezalandirmadigi gün ülkenin ipini çekmiştir.

  • 26. milli piyangodan 100milyon tl çıkarsa yapılacaklar

    100 milyon baloncuk yutabilirsin ama demirören piyangodan 100 milyon tl alamazsın.

  • 27. balon balığı avlayana para verilecek olması

    bu ülkeyi azıcık tanıyorsam hemen balon balığı yetiştiriciliğine girişecek insanlar var

  • 28. içinde olmak istenen kitaplar

    küçük prens

    küçüğüm daha çok, küçüğüm bu yüzden

  • 29. ses telleri kesilen köpekler

    bugün köpek velisi 'nin sayfasında denk geldiğim vahşet.

    bir köpek üretim evi alıkoyduğu onlarca ufak cins köpeğin ses tellerini kesip, damızlık olarak kullanıyor. yavrucaklar ufacık kutuların içerisinde seslerini dahi çıkaramadan bir ömür boyu doğum yapmak zorunda bırakılıyor. hatta bazıları kutularında ölü bebekleri ile çaresizce bekliyor.

    link
    link

    bunlar yakalananlar peki ya yakalanmayanlar ne olacak? kim bilir şu anda kaç hayvan sessiz çığlıklarında boğuluyor?
    ne zaman son bulacak bu vahşet? ne zaman arttırılacak cezalar?
    hala avm'lerde canlı hayvan ticareti yapılıyor. hala hayvanat bahçeleri yasal. hala hayvanlara işkence edenler sadece para cezasıyla ödüyor.
    üç-beş insan sürekli eylem yapıp ceza isteriz diye bağırıyoruz ancak yıllar geçmesine rağmen bir arpa boyu yol alamıyoruz. kalbimiz dayanmıyor artık.

    (bkz: hayvanlara işkence tck'ya alınsın kampanyası)

  • 30. yakışıklı bir erkeğin yalnız olmasının nedenleri

    tek bir kadını sevmiş olabilir, ayrılmıştır, kavuşamamıştır v.s. ve o kadını unutamamıştır ve başka bir kadınla öylesine zaman öldürmek dolaysıyla da ona haksızlık etmek istememiş olabilir.

  • 31. en güzel kuş ismi

    kuş ismi mi kuş türü mü?

  • 32. hande sümertaş

    düşünün ki bir takımın başkanı ya da asbaşkanı olan kişi federasyon başkanı oluyor neler olurdu ? evet bu bizim gibi ortadoğu bataklığında oldu ve kimseden ses çıkmadı.

  • 33. recep bayraktar'ın köpeklerine el konulması

    köpeklere iyi mi bakmış? büyük olan köpeğin kulakları kesilmemiş mi? ekşi sözlük de çıldırdı iyice. şu adamı savunmak için nasıl bir saf olmak lazım.

  • 34. 1 aralık 2020 imamoğlu'na suikast girişimi iddiası

    7 haziran 1 kasım arasında verin 400'ü kurtulun diyenler çıkmış suikast olmaz diyor. bu ülkede arada geçen 5 aylık sürede her hafta bombalardan yüzlerce insanımız öldü.

  • 35. emre bol

    yarın çıkıp televizyon ekranında "benim zenci arkadaşlarım da var" açıklaması yaparak iyicene sıvaması muhtemel futbol geyikçisi.

  • 36. feminist denince akılda oluşan ilk imge

    benim aklıma şu tweet geliyor. görsel

  • 37. 9 gün bayram tatili yapılıp karantina yapılamaması

    başlık türkçe katili oldu farkındayım ne var ki harf yetmezliği yüzünden mecbur kaldım. daha iyi bir alternatife taşınabilir öncelikle. ne demek istediğimi açıklayacağım.

    konuya dönersek : sağlık çalışanıyım. daha net ifadeyle uzman doktorum. işin tam da göbeğinden bildiriyorum durumlar düşündüğünüzden de vahim.

    hastaneler tıka basa doldu. yer yok. ameliyatlar durdu. pratisyenlerimiz, ameliyathane personeli hemşiresi sekreteri hatta hademesi hastane işini bırakıp sahaya verildi filyasyon yapıyorlar ev ev dolaşıp. içlerinde bir çoğu bir şekilde hastalanıyor yerine yenisi veriliyor.. o da oluyor. hastanede rutin işleri yapacak insan kalmadı.

    hastanemizin uzman hekimleri de sıra sıra gidiyorlar.. filyasyona verilmeyen personel içinde de teknisyenler laborantlar hastalanıyor. kısacası ne yaparsak yapalım sona yaklaşıyoruz.

    hastanemizin tüm katları tüm odaları tamamen covid hastası ile doldu. durumu biraz iyileşeni evine yollamak zorundayız ki daha kötüsü yatabilsin diye.

    hastanemizde enfeksiyon hastalıkları uzmanı yok. göğüs hastalıkları yok. dahiliye uzmanımız raporlu aylardır.. yani yok. yerine geçici görevle gelen bir dahiliyeci var sadece.

    yani covid gibi başta akciğerleri tutan bir salgın konusunda en azından ucundan köşesinden fikir yürütecek göğüs enfeksiyon ve dahiliye branşlarımız eksik.

    hayatı boyunca kırık kol bacak ameliyat etmiş ortopedist, o kolu bacağı ağrıyana ağrı tedavisi veren fizik tedavici, hastalarla konuşarak ruh sıkıntılarını çözmeye çalışan emekliliği gelmiş 60 yaşına gelmiş psikiyatr abimiz, normalde idrar yolu enfeksiyonu bakan ürolog, çocukçu, kardiolog, radyolog el birliği ile ama hiçbir şey bilmeden covid hastası bakıyoruz. kadın doğum servisinde abdürrezak isimli hasta yatıyor anla işte durumu..

    hiçbirimiz yoğun bakım hastası nasıl takip edilir bilmiyoruz. bu yazıyı okuyan sizlerden yok farkımız. yoğun bakım hastası nasıl takip edilir hastanın durumu kötüleşlirse nasıl müdehale edilir tecrübemiz yok.. bu şartllarda sırf ekranlarda "yoğun bakım odluluk oranımız %70 de" diyebilmek için yoğun bakaım servisi açtırıldı zorla. tek bir anestezi uzmanımız var yoğun bakım sorumlusu ama o da daha yoğun bakımın açıldığı hafta kaptı hastalardan o da covid.. . saturasyonu %50'lere düşmüş 90 yaşında hastaları il merkezidneki hastanelerin yoğun bakımları dolduğu için yolluyorlar. hasta o şartta evine gönderilmedi yoğun bakımda "tıbbın elinden gelen her şey yapıldı ama kurtaramadık" diyebilmek için.. hala birileri işler iyiye gidiyor yoğun bakımlarımız boş diyebilsinler diye..

    neresi unuttum açıkçası... bir yerde hastanenin otoparkı yemekhanesi prefabrik binası boşaltılıp "yoğun bakım" yapılmış.. yoğun bkaım hemiresi yok, doktor yok teknisyen yok ama kapısına yoğun bakım yaz, 3 tane ventilator cihaz koy.. ne oldu? al sana bir sürü boş yoğun bakım yatağı... peki kim bakacak?

    daha bugün yanımda çalışan teknisyenimin pozitif olduğunu duydum.. kronik romatizma hastası.. sürekli bağışıklık ilaçları kullanıyor.. direnci düşük.. deli gibi dikkat ediyordu.. sürekli siperlik ve çift maske ile dolaşıyordu.. bugün konuştum telefonla.. sesi derinden geliyordu..

    -nefes alamıyorum hocam"
    -nerden kaptın fikrin var mı?
    -10 gün önce pozitif olup eve yollanan arkadaş 10 gün sonunda hala pozitif olmasına rağmen tamam senin bulaşıcılığın bitti diye geri çağırdılar.. nöbet odasında ondan bulaşmış olabilir...

    arkadaşlar bitiyoruz yıkılıyoruz ölüyoruz.. imdat ! kurtaran yok mu !!!

    hala hastalık yok aşı yalan 5g anten yapacaklar bizi bill gates tüm servetini buna harcamış dünya nüfusunu indireceklermiş özgürlüğümüüz kısıtlıyorlar ben 9 da nargile kafeye gidemiyorum ühühühü diye ağlayan embesiller ! sizin yüzünüzden ölüyoruz !

    eserinizle övünebilirsiniz... tüm dünyada ilk sıraya oynuyoruz günlük vakada ! üstelik bakanlığın açıkladığı resmi sayılarla... açıklanmayanları ya da aynı evde pozitif hasta ile yaşamasına rağmen bulgusu yok diye test yapılmayan gizli pozitifleri de dahiil edersek dünya birincisiyiz.. yippuu !

    örnek almak zorundayız dünyadan... sayıları bitiren ülkeler ne yapıyor bakmak zorundayız.. tayland, israil ne yaptı da kurtuldular

    alın bakın..
    https://www.worldometers.info/…us/country/thailand/
    https://www.worldometers.info/…irus/country/israel/

    bu işin çözümü ister dövün ister rezalet çıkar karantina ! başka çözümü yok !

    her gün yüzlerce vatandaşım toprağın altına tabutla kefensiz gömülüyor... onlar da belki 10 gün önce senin gibiydi.. inanmıyorlardı.. uzakta sanıyorlardı bu hastalık.. maskelerini çene altına ya da dirseklerine takıyorlardı... öyle mi olmak istiyorsun?

    başlıkta yazdığıma gelirsek...

    bu ülke 2-3 hafta karantina ile göçmez kardeşim...

    her yıl kurban ve ramazan bayramlarında hafta sonuna bile gelse şak diye 2 günle birleştirip "aman oteller dolsun" diye 9 gün tatil ilan edip kamu özel herkes tatil yapınca çökmüyorsa gene çökmez..

    taylandla israil bunu yaptı... bunlar aklıma gelenler ama başka ülkeler de var.. işler kötüye gidince yapıştırdılar karantinayı, ülkeye giriş çıkışı bitirdiler çözüldü işte... ileri düzey matematiğe gerek yok... mecbursun...

    bu öyle bir hastalık ki 3 haftada belli oluyor her şey... hastalık sana bulaşıyor.. 3 hafta sonunda ya iyileşiyorsun ya ölüyorsun işte.. yoğun bakımlarda ömrünü uzattıklarımız dışında durum bu..

    3 hafta ülkenin kapısına kilit vurmak zorundayız sayın bakanım.. yalvarıyorum size...

    hastaneler sadece acil servis ve yatan hastalara hizmet vermeli.. hala şu şartlarda bile "bacağımda sivilce çıktı" diye gelip 5 dakika önce covidli hastanın yattığı muayene masasına yatmaya gelmesin cahil sürüsü artık...

    marketler fırınlar açık olacak.. insanlar sadece yürüme mesafesindeki markete gidip gelebilecekler..

    sadece nöbetçi eczaneler açık olacak..

    emin olun 3 hafta üretimin durması, kaybedilecke 1 yıl belki daha fazla süreçte olan ekonomik kriz kadar zarar vermeyecek ekonomiye..

    lütfen ciddiye alın şu işi.... kurtulmamızın tek çaresi karantina ve izolasyon.. "lütfen maske takın mesafeyi koruyun" diyerek olmuyor işte..

    melbourne'da vakalar karantina ile sıfırlandı ve orada yaşayan bir doktorun yazdıkları..
    http://puu.sh/gtqd6/ada644b555.jpg
    http://puu.sh/gtqdx/91f6347855.jpg

  • 38. kadın vücudunun en koklanası yeri

  • 39. reddedilen erkeğin selamı sabahı kesmesi

    tarafımca gerçekleştirilen tutarlı harekettir.

    ağustos sonu gibi işyeri arkadaşım olan hanımefendiyle karşılıklı kur üzerinden yürüttüğümüz iletişim neticesinde vaziyeti açığa dökmek gibi bir salaklık yaptım ve reddedildim hamdolsun. tabi haliyle aldı beni bir kırgınlık, küskünlük, hayalkırıklığı...

    araya koymak istediğim mesafe üzerine bu kez hanımefendi ne hikmetse daha nazik, daha güleryüzlü ve daha ilgili bir şekilde "seninle kötü olmak istemiyorum " gibisinden pozitif bir hal takınmaya başladı.

    beni görünce görünce gözlerinin içi gülüyor, günaydın diyor, esprili laflarla ortamda bana sataşıyor falan. şaka gibi... ulan dedim içimden "hayırdır? niye reddettin o zaman?"... ayrıca tipimiz de gayet birbirine denk. öyle yamuk biri değilim yani. bu ne perhiz ne lahana turşusu...

    tabi bu absürt duruma malzeme olmamak adına "iş haricinde görüşmeyelim " diyerek son noktayı koydum. şimdi yüzüne bakmıyorum. aynı ortamda bulunmamaya özen gösteriyorum. hatta arkadaşlara yalandan "sevgilim var" diyerek dedikodu rüzgarını yaydırdım ortama. sırf ibneliğine. duysun da biraz kırılsın diye. reddedilme duygusunu hissetsin diye...

    pişman değilim. reddedilenlere de aynı şeyi öneririm. insanın bir duruşu olmalı. çağdaşlık adı altında daha fazla ezilmemeli.

    sevgiler.

  • 40. sevgilisinin kapının önüne attığı evli kadın

    son derece marjinal bir olayın başrolü olan merhume.

    burada çeşit çeşit yargılamalar, espriler, tespitler yapılır ama benim dikkatimi özellikle bir şey çekti.

    sevgili olan eleman "işimizi hallettik ben duşa girdim, çıktığımda fenalaşmış ve ölmüştü" diyor. sonra da kıyafetlerini giydirip kapının önüne oturtmuş, sanki orada ölmüş gibi.

    bir de telefonunu falan almış. güya olayı örtbas edecek. bunların çoğu muhtemelen doğrudur ama o ben duştayken fenalaşmış kısmını ben pek yutmadım. belki biraz gargara yapmış olabilirim sadece. krize girecek bir kalp sex gibi bir fiiliyatı atlatıp da sonrasında durmaz kolay kolay.

    yani büyük ihtimalle 'comolokko' esnasında abla iptal oldu. eleman da ciddi ciddi sıfır üzüntüyle başından savmanın yollarını aradı. işte buradaki soğukkanlılıktan ciddi anlamda korkuyorum.

    bu işlerin raconudur abi. nasıl bir bok yiyosan ye böyle bir durumda o ambulansı hiç tereddüt etmeden çağırırsın. insanlık bunu gerektirir. ister aldatma meselesi olsun, ister eşcinsel ilişki olsun, en onaylanmayacak, ortaya çıkınca utanacağın ne olursa olsun o ambulansı ararsın!

    burada belki yüzyılın tespitini yapmıyorum ama bir nokta dikkatimi çekiyor, dedim ya; aşırı derecede sevgisizlik. yani eleman kadını tam anlamıyla bir obje olarak görüyor. odak tamamen sex belli ki. oysaki garibim kocası bu durumda bile hem şok olmuş hem de çok üzülmüştür o kadar eminim ki. dünya işte... giderek daha saçma bir yer haline geliyor.

  • 41. 1 aralık 2020 özel anaokulu kararı

    artık dalga geçme boyutuna gelmiştir. devlet okulları zaten yarım gün diyenlere hiç anlam veremiyorum. devlette anaokulu öğretmenlerinin bakıcı mıyız ? diye ağladığına bakmayın. her öğretmenin yardımcısı vardır. çocukların öz bakımlarıyla ilgilenirler. öğretmen yarım gün çalışır gider. çalışan aileler için öğleden sonra ekstra ücret alınarak sözleşmeli öğretmenler tarafından ingilizce , satranç, drama gibi ek faaliyetler konularak çocuk klüpleri gibi eğitim devam eder. bu avrupa ülkelerinde de böyledir. çalışan aileler için çocuklar okul sonrası klüplerle devam eder. şu an çalışma bakanlığına bağlı olan kreşler örneğin devlet demir yolları kreşi açıktır milli eğitime bağlı olmadığı için. çalışan insana devlet böyle şartlar sunduğu için insanlar bakıcıya para vermek yerine çocuğunu eğitim kurumlarına teslim ediyor. böyle bir imkan sunulmasaydı zaten insanlar en başından bakıcı tutma yoluna giderdi. bir iki gün gibi kısa bir sürede kimse güvenilir bir insana çocuğunu teslim edemez.

  • 42. vhs'den izlenmiş en unutulmaz film

    american ninja

    michael dudikoff’un kim olduğunu bilen varsa el kaldırsın, tebrik edeceğim.

  • 43. c++'çıların öneminin python sonrası azalması

    sizi c++çılar siksin ya.
    arkadaş ne yapalım mikrodenetleyici, iot platformlarını python ile kodlayalım da trafik kazası yaptığınız zaman hava yastığı siz öldükten sonra mı açılsın?

  • 44. george russell

    2020 sakhir gp' de mercedes takımına geçerek tarihin en kısa turunu atıp adını tarihe yazdırma şansına erişmiş ingiliz pilot.

    en yavaş araçtan en hızlı araca geçmek inanılmaz bir deneyim olacaktır.

  • 45. ölmenin en kötü yanı

    "gözün arkada kalması"

    ben ölürsem kedime kim bakacak, eşim kendine bakamaz ki bir de kedimize baksın, mama ve kum nereden alınır, tuvalet kabı nasıl temizlenir hiç bilmiyor, bari iyi kalpli hayvan seven bir kadın bulup evlense ama evlenmez bir daha.
    kardeşim ne olacak? evlenmedi, çocuğu olmadı... bari kardeşimle eşim birlikte yaşasa.
    ev ne olacak? eşyalarımı ayıklamayı da bilemezler...

    benden sonrası tufan, umurumda olmaz diyemiyorum, ölmeden önce her şeyi organize etmeliyim.

  • 46. covid-19

    grip gibi denilerek hafife alınan hastalık.

    arkadaşlar çevremde aynı aileden anne-baba-kız-dünür-yeğen 2 gün arayla öldüklerine şahit oldum.

    en yakın arkadaşlarımdan birinin babası öldü, eşi şu an çok ağır atlatıyor,

    babamın dayısı öldü,

    siz hala neyi hafife alıyorsunuz.

    dikkat edin, hastalık size bulaşıp, sevdiklerinizden birini öldürmesin. o zaman konuyu dikkate almaya başlarsınız.

  • 47. spotify istatistiklerini instagram'da paylaşmak

    arkadaşlar size büyük ihtimal farkında olmadığınız gizli bir gerçeği açıklamak istiyorum. sakin olun ve derin bir nefes alın, geliyor. sosyal medya insanların günlük hayatlarından resimler, anlar ve durumlar paylaştığı bir platformdur. evet, şaşırdınız değil mi? aynı şekilde bir italyan restoranına gittiğinizde italyan yemekleri bulursunuz. ya da tarkan konserine giderseniz pek çok tarkan şarkısı duyarsınız konser gecesinde. eğer bir haber kanalını açarsanız büyük ihtimalle haberlerle karşılaşırsınız. bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. sosyal medyada her türlü hesabı olup da "ya insanlar neden paylaşım yapıyor" diyorsanız sizi bir psikolog arkadaşıma yöneldirebilirim.

    üstelik tarkan konserinde sevmediğiniz bir şarkı çalarsa kulaklarınızı tıkamak sizi kurtarmaz. sosyal medya ise size sessize alma, takipten çıkma gibi seçenekler de veriyor. lütfen saçmalamayın artık.

  • 48. 2 aralık 2020 rtük'ün habertürk cezası

    oo ileri demokrasi, alırım bir dal dediğim olaydır.

  • 49. amazon prime video

    ben burada x-files, seinfeld, married with children gibi eski dizileri izliyorum. arada bir iki tane de film izlemişimdir. söylendiği gibi arayüzü ve içeriği netflix'in gerisinde hatta içerik çok çok gerisinde.

    yalnız ben şu x-ray özelliğini (sahneyi durdurunca o sahnede bulunan oyuncuların ismi ve imdb'de bulunan kısa bilgileri yer alıyor) çok beğeniyorum. siz de benim gibi oyuncular için "yaa ben bunu nerden tanıyodum, adı neydi bunun" fln diyen biriyseniz siz de çok seversiniz bence.

    netflix varken çok gerekli mi emin değilim ama hem parası ucuz hem de x-files gibi bir şaheseri bünyesinde barındırmasıyla ben tercih ediyorum.

  • 50. cüneyt özdemir

    dalyarak olma sürecini başarıyla tamamlamıştır.

    üstün dalyarak hizmet nişanını 33. dereceden dalyarak olan ahmet hakan’dan törenle alacaktır.