skeptico45
profili

  • kadınların erkekte test ettiği şeyler

    "test etmek için ortam yaratmak ergenlere özgü bir davranış" diyen (femme noir isimli yazar) kendini fena kandırmaktadır.

    en basitinden kendim örnek vereyim. zaman zaman y.dışına eğitim vermeye gidiyorum. odaya girdiğim zaman maksimum 10 saniyede kim tehdit, kim dost, kim riskli hareketler yapıyor, kim cinsel olarak potansiyel kim cinsel olarak rakip, kim kaynaklara erişimde benden daha yüksek statüde bilinç altım anında kategorize ediyor, tag'liyor ve sıralıyor.

    mesela iri yarı kaslı erkek görünce gay mi - hetero mu diye kontrol ediyor beynim. ya da doğurganlık özellikleri gösteren bir kadın oldu mu ne kadar "müsait" bunu değerlendiriyor.
    bunun ben bilincinde olmasam da evrimsel süreç bize adaptasyon sürecinde bu otomatik gözlem yeteneğini kazandırmış.

    bu otomatik gözlem, tag'leme ve sıralama süreci bir "kaba taslak sosyal resim" çiziyor. sonrasında ise testler başlıyor. yeri geliyor 50 yaşındaki kıdemli mühendis 24 yaşında yeni mezun elemana "had bildirme" testi yapıyor. yapıyor ki sosyal düzende yerini korusun.

    bunu bir kere görmeye başladıktan sonra görmeme - yani ingilizcedeki "unsee" imkansız.

    hepimiz - kadın ve erkek sürekli olarak kendi sosyal yerimizi anlamak, başkalarının sosyal yerini anlamak ve bunu teyit etmek için testler yapıyoruz. söylediğimiz ve duyduğumuz, yaptığımız ve gördüğümüz her şey, testin sonucunda o andaki sosyal hiyerarşi ve düzeni anlamamıza yardım ediyor.

    atalarımız yanlış adamı kızdırıp ölmemeyi - ve hatta doğru adamı ezip kaynaklarını çalmayı bu beceri sayesinde becermiş. bizim bunu yapmıyor olmamız düşünülemez.

    öte yandan

    manipülasyon - yani bilgi edinmek ve çıkar sağlamak için özellikle tuzaklar kurmak ya da yem atmak gibi şeyler ergenlerin çok becerebildikleri bir şey değil. usta stratejist ve taktisyenler bile manipülasyonu nadiren başarıyla uygulayabiliyorlar.

  • akciğer kanseri aşısının küba'da bulunmuş olması

    hadi yobaz olursun da gerizekalılık başka hakkaten.

    mcdonalds, dominos, dunkin donuts, coca cola ve bilumum şişmanlatıcı fastfood satan firma bana dese ki "bak birader, biz bi hap ürettik, bizim şişmanlatıcı yiyeceklerimizden istediğin kadar ye iç, ama obez olmayacaksın. her yemekten sonra bundan bi tane at, bitti gitti".

    o zaman millet nasıl mcdonalds cola yemeye başlıyor görürsün.

    milletin sigaradan uzak durmasının sebebi kanser riski en başta.
    kanser riskini ortadan kaldırıp geriye keyif verici maddeyi bırakırsan o keyif verici madde hayvan gibi satmaya başlar.

    philip morris de bu yüzden kanser araştırmasına para akıtır, küba da.

    sen anlamadığın şeylere yorum yazma, git futbol dota 2 falan tartış.

    peşin edit: komünist değilim.

  • isveç'ten türkiye'ye kesin dönüş yapan türk

    üşümüştür.

    o değil de başlığın 1. entry'si net bir anadolu çomarı tarafından yazılmış.

    "isveç'de çocuklar 12-13 yaşında cinsel ilişkiye girmeye başlıyorlar. henüz o yaşlarda hamile kalanlar o kadar fazla ki. bir allah'ın kulu da çıkıp bir şey diyemiyor. "

    verilere bakıyoruz -

    15-19 yaş arası doğum oranları - http://data.worldbank.org/indicator/sp.mtr.1519.zs

    isveç : 1000'de 40
    türkiye: 1000'de 133

    hadi bakalım. kimin cocukları daha çok hamile kalıyor?

    "bebek küvözleri var"

    fransa'da da var, ingiltere'de de var. amerika'da da var.

    bizde ne oluyor ? tuvalette doğurup deliğe atıyorlar.

    "avrupa'da en fazla tecavüz suçlarının işlendiği ülkelerden biri burası. "

    isveç'in tecavüz kapsamı dünyanın en geniş kapsamı.
    bak örnek vereyim :

    bir ofiste erkek müdür, beraber çalıştığı kadın elemanla yan yana otururken popoları sürtüyor. bu 1 yıl boyunca her gün oluyor.

    bu durumu kadın şikayet etse :

    türkiye : ciddiye alınmaz
    amerika : 1 adet cinsel taciz davası olur - mahkemeye gitmez, taraflar anlaşır
    isveç: her gün için ayrı şikayet olur. hop sana 300 tane taciz davası.

    isveç dünyanın en "mutlu insanlarının yaşadığı ülkeler" sıralamasında 8. sırada.

    türkiye 78. sırada.

    kaynak : http://worldhappiness.report/…6/03/hr-v1ch2_web.pdf

    özetle, eğer üstteki osmanlı mosmanlı diyen anadolu çomarı gibi iseniz, gördüğümüz gibi size uygun yer kayseri falan. isveç gibi bir yer bile sizi adam edemiyor.

    gel boydak holding'de işe gir, mis gibi dil sıkıntısı da yaşamazsın.

  • camide çekilen zikre tepkili laik ikiyüzlülüğü

    camide ibadet eden adam camiden çıktıktan sonra yobazlık yapıyor, hakimiyet kurmak, şeriatı getirmek için çalışıyor, işid'e aferin diyorsa laik de bu çerçevede yapılan her aktiviteye karışır.

    meyhanede sakin sakin içki içen adamla, sarhoş olup karısını döven sağa sola saldıran adam nasıl aynı değilse, sakin sakin ibadet eden ve zikir mikir gibi sikimsonik yobazlık işleriyle uğaraşan da bir değil.

    niye budist'lere karışmıyoruz bi düşün bakalım.

    islam da bugün geldiği notkada kendisinden korkulmayı meşrulaştırmıştır.

    aklı ve vicdanı olan herkesin islam'dan korkmaktan başka seçeneği kalmamıştır.

    islamofobi gayet haklı bir tepkidir.

  • porno

    hello evribadi.
    porno eglenceli olmasına rağmen neden düzenli olarak izlenmemesi gerektiğine dair bilim güzel şeyler söylüyor.

    ve hiçbirisi ahlaki değil. o yüzden herhangi bir ahlaki endişeyi bu yazı dışında tutsak bile pornoyu düzenli olarak izlememenin - hatta hiç izlememenin - çok güzel sebepleri var.

    öncelikle insan beyni, hatta bir çok başka memelinin beyni "yenilik" konusuna önem veren eğilimlere sahip. 20 yıllık karısıyla misyonerden başka o da belki ayda 1 seks yapan adam belki daha çirkin ve yaşlı bir kadınla sadece "yeni" oldugu için çılgın seks yapabiliyor. farelerde de var benzeri davranış mesela. hep aynı dişi fareyle seks yapmak seksin başlangıç süresi ve sayısını azaltırken, yeni bir dişi fare ile seks yapma fırsatı doğan erkek fare yine ful performans sergiliyor.

    elbette evrimsel olarak erkeklerin daha fazla dişiye yumurtasını yayma isteği anlaşılabilir.

    peki - elimizin altında bugün olan şey ne ? tarihte belki sadece cengiz han benzeri hükümdarların görebildiği türden bir "yenilik" bolluğu. açtığınız porno sitelerdeki 10 tane tab'da hoşunuza giden bir video bulana ve orgazma ulaşana kadar geçen ortalama vakit 10 dakika (youporn istatistikleri 2012)

    bunun etkisi ne ? erkeklerin gerçek hayattaki sevgilileriyle seksi çok kısa sürece sıkıcı bulmaya başlaması. yenilik aramaları. yeniliği fetiş, oyuncaklar, değişik mekanlarda seks, değişik pozisyonlarda, değişik rol-yapma oyunlarıyla vs gerçekleştirmeye çalışmaları. elbette bunlar bile pornonun sağladığı yenilik hissiyatıyla asla yarışamıyor.

    bunun tek bir istisnası var - o da cinsel tercihlerin neredeyse tamamen şekillendiği 16-17 yaşlarında gördükleri ya da izledikleri cinsel sahneler. diğer bir deyişle cocukken izlediği babasına ait porno kasetteki sahneyi 30 sene sonra yine izlese yine aynı şekilde tahrik olur. çünkü o sahne beyninde cocukken yaşadığı heyecanın yardımıyla betona yazılır gibi yazıldı bir nevi.

    özetle - porno gerçek hayatta sağlanamayacak bir "yenilik" tatmini sağladığı için gerçek hayattaki cinsel yakınlaşmaların tatminini azaltıyor. bu kendi başına izole bir problem değil - birazdan bunun niye kötü olduğunu anlatıcam.

    ikinci bir problem - performans anksiyetesine yol açması. profesyonel olarak üretilen pornolardaki insanlardan erkek olanlar kaslı, atletik, yakışıklı ve bilimkurgu seviyesi bir performans gösteriyorlar.
    kadınlar da benzeri şekilde çok güzel , genç, mükemmel cilt, saglıklı saçlar, fit vücutlar ve ne kadar beceriksiz oyuncu olsa da teslimiyet ve feminenlik gösteren kadınlar.

    bu insanlar gerçek hayatta çok az. bu insanlar gerçek hayatta filmdeki gibi görünmüyor ve seks yapmıyorlar. porno filmlerdeki sahneler "larger than life" - yani gerçek hayattan daha büyük, daha iyi, daha xyz olmak için çekiliyor.

    erkekler ilaç ve sürekli verilen çekim aralarıyla saatlerce dayanıyorlar, kadınlar kayganlaştırıcılar vs sayesinde saatlerce tahriş olmadan dayanabiliyorlar. en "hasktr bunu da mı yaptılar" diyeceğiniz sahneler kontrollü ve maksimum hijyenle çekilmeye çalışılıyor. *

    şimdi bu filmleri izleyen erkekler - kendileri ekrandaki adam gibi olmadığı için özgüven darbesini yiyor.
    sonra gerçek hayatta seks yaptığı zaman karşısındaki kadın hem pornodaki kadına benzemediği, hem de onun gibi davranmadığı için tekrar bir darbe yiyor - kendi kendine "o adam gibi olsaydım ben de o filmlerdeki gibi kadınlarla yatacaktım, öyle tepki alacaktım" diye düşünüyor.

    ancak elbette bunlar gerçekçi beklentiler değil. fakat gerçek hayatta yaşayacağı sekse dair yegane referansı porno olan bir cocuk, beklentiyi o şekilde oluşturuyor.

    bu da performans anksiyetesine yol açıyor. yani porno izlerken rahat rahat erekte olan ve orgazm olabilen erkek, seks esnasında ya ful erekte olamıyor, ya çabuk geliyor, ya da hiç gelemiyor.

    hiç gelememe durumunda genellikle sebep, masturbasyon esnasında çükün kavranmasında abartı güç kullanılması. gerçek vajina, erkeğin penisi tuttugu sıkılıkta kavramıyor. bir kere ıslaklık kayganlık sağlıyor ve kuru ellerle yapılan masturbasyondan çok daha farklı bir deneyim sağlıyor.

    elle orgazm olmaya alışan erkek, seks yaparken belli bir süre geçtikten, belki partneri orgazm olduktan sonra elle masturbasyon yaparak gelebiliyor.

    şimdi gelelim pornonun sebep oldugu bir "gerçek hayattaki seks deneyimini zayıflatan" sonuçlarının, sosyal ve psikolojik sonuçlarına.

    daha önce yazdıklarıma denk gelenler bilirler, bilgisayar oyunlarının düzenli ve hobi seviyesinde oynanmasını yanlış buluyorum. boşa harcanan zaman işin bir kötü sonucu ama esas kötü sonucu, oyunlarda sağlanan "kolayca zafere ulaşma" hissiyatı.

    oyunlardaki "efor-ödül" ilişkisi beynin ödül merkezini gerçek hayata nazaran çok daha kolay besliyor. tıpkı pornodaki "yenilik" gibi oyunlardaki "kazanma" hissiyatı gerçek hayata kıyasla çok daha kolay elde ediliyor.

    normalde yıllar alacak bir çalışma neticesinde elde edilecek zafer ve ödül hissiyatı, bir kaç haftalık oyun ile kazanılıyor.

    bu da özellikle erkek çocukların gerçek hayatta "minimum efor" ile yaşayıp en temel ihtiyaçların üstüne oyun ve porno hobilerini tatmin edip, daha fazlası için çalışmamasına sebep oluyor.

    bu cocuklar gerçek hayattaki romantik ilişki ve seksin yükümlülüklerini "değmez" diyerek sevgili ya da eş edinmekten tamamen vaz geçiyorlar.
    gerçek hayattaki başarıları "fazla zor" bularak, vaktilerini oyunlardan kazandıkları zafer ve ödüllerle geçirerek benzeri deneyimi elde ediyorlar.

    özetle sürekli vasatlaşan bir nesil haline geliyorlar.

    oyun ve pornoya erişim, bugüne kadar sadece orta üst sınıf gelirli ailelerin cocuklara sağlayabildiği imkanlarla gerçekleşebildiği için bizim gibi az gelişmiş ülkelerde bu etkileri çok daha yeni görüyoruz. hatta henüz bunun tanımı yapılabilmiş bile olmayabilir. ama çevremde bu eğilimleri ve trendleri çok net görüyorum.

    bunun gelişmiş ülkelerdeki versiyonlarına bakarsak (bkz: hikikomori) ve (bkz: otaku)ları görüyoruz.

    ya da batı ülkelerinde feminize olmuş yerlerde (kurumsal firmalar ve akademik çevreler) erkeklerin ikili ilişkilerdeki beceriksizliklerinin direk "sapıklık" ve "taciz" olarak görüldüğü bir ortam karşımıza çıkıyor.
    bu da benzeri şekilde erkeklerin sosyal ve ekonomik dünyadan "el çekme"sine sebep oluyor.

    erkeklerin bir çoğu evliliği anlamsız bir külfet olarak görüyorlar.

    erkeklerden olmaları beklenen kişi ve karşılığında alacakları arasındaki uçurum bir çok erkeğin "skerler evliliği de aileyi de" demesine ve sosyo ekonomik olarak daha alt bi seviyede yaşama kararını alabilmesine sebep oluyor.

    daha az erkek yüksek öğrenim görmeye başladı bile gelişmiş ülkelerde.

    bunda hem kadınların üniversiteye girişlerini kolaylaştıran insiyatifler (kota uygulaması) hem de erkeklerin "niye kasayım ki" görüşü etkili.

    özetle gidişat pek iyi değil. belki bizim neslimiz bunu göremez ama torunlarımız zamanında bu otaku kültürü çok çok daha fazla artmış olacak.

    edit:

    meraklısı için :
    https://www.youtube.com/…yejdlmkpe&feature=youtu.be
    https://www.youtube.com/…f82awsdiu&feature=youtu.be

  • türk kızlarının hepsinin zengin erkek araması

    gençliğin ne kadar şuursuz ve hedeften saptığını gösteren durumdur.

    "zengin erkek" ne demektir bir oturup düşünün.

    bugün bir erkeğin "zengin" olması için bir kaç seçenek var :

    1-uyanıktır, voliyi vuracak bir iş yapmıştır - akpli belediyeye asfalt satıyordur mesela.
    2-aileden zengindir. sabancıdır mesela.
    3-sayısal loto vs cıkmıştır.
    4-okumuş, çalışmış, bir şeyler inşa edip değer yaratmış ve bunu paraya çevirebilmiştir.

    para, kadınların erkekte esas aradığı bir çok özelliğin varlığını gösteren bir "temsil"dir. zira dünyamız başarılı olan insanları çoğu zaman parayla ve statüyle ödüllendirmektedir.

    "başarılı olmasa parası olmazdı" önermesi çoğu zaman geçerlidir.

    elbette aileden zengin olmasına rağmen ezik sinik erkekler var.
    voliyi vurup parayı bulmasına kıro, cahil, hödük, hanzo erkekler var.
    çalışmış ve değer yaratmış olmasına rağmen çekilmez insanlar olan erkekler de var - bakınız steve jobs.
    şansa çıkan parayı sayısal lotoyu yazmıyorum bile.

    zengin aileden gelen erkeklerin çoğunluğu fakirlere kıyasla daha uzun yaşıyor.
    http://money.cnn.com/…my/life-expectancy-rich-poor/
    zengin aileden gelen erkekler, aile işinde çalışmasa bile ortalama 10% daha fazla para kazanıyor:
    http://money.cnn.com/…her-poorer-families-earnings/
    kafayı çalıştırıp kısa yoldan parayı bulan adamlar "en azından kafası çalışıyor, kolay kolay açta açıkta kalmayız" mantığıyla arzulanabilir.
    değer yaratan ve bunu paraya çeviren erkekleri yazmıyorum bile. zaten en tepedeki en arzulanan erkekler.

    hadi zengini geçtim, düzgün bir kurumsal kariyer yaparak asgari ücretin atıyorum 10-15 katı parayı kazanan bir erkek de özellikle türkiye için gayet zengindir. yatlar katlar hamamlar olmasa bile evi, arabası, emeklilik planı ve cocugu için üniversite bütçesi vardır.

    kadınların bu türden bir erkek araması gayet normal. hatta başka türlü erkek arayanlara direk salak gözüyle bakıyorum ne yalan söyleyeyim.

  • yeni sevgiliye eski sevgiliyi anlatmak

    kızlar bunu yapmayacaklarını bilir zaten. kız anlatıyorsa bilin ki acı vermek için yapıyor. az üstte yazmış "bıçak gibi saplanıyor". aynen öyle. bıçağı saplamış zaten, çeviriyor içerde.

    erkekse saflığından anlatabilir. hisleriyle barışık hassas new-age vs saçmalığına inanıp "biz hiç bir şeyi saklamayız" modeli takılan labunyalar lafım size:

    anlatmayın. asla anlatmayın. kaç sevgiliniz olduğunu, cinsel deneyiminizi, hayal kırıklıklarınızı, pişmanlıklarınızı vs anlatmayın.

    bir kadın zaten bunu size gelip açık açık sormadan önce aynı bilgiye ulaşmak için normal yolları (sinsice, farkettirmeden) tüketmiş demektir. zaten diğer yollardan istediği bilgiye ulaşmış olsa gelip size sormaz.

    eğer daha önce çok az kadınla birlikte olmuşsanız, bu sizin cinsel değerinizin düşük olduğuna yorumlanacak ve dırdır testleri artacaktır. çünkü kadın sizin yeterince iyi bir erkek olup olmadığınızı daha fazla teyit etmek isteyecektir.

    detaylı bilgi için : (bkz: dırdır/@skeptico)

    eğer çok kadınla birlikte olmuşsanız, bu bilgi de sizi yine test etmek bir de üstüne kavgalarda belden aşağı vurmak için kullanacağı bir bilgi olacaktır. ayrıca özgüven sıkıntısı yaşayan bir kadının mutsuz hissetmesine ve bu mutsuzluğun sebebi olarak da sizi görmesine ve ne yaparsanız yapın asla yeterince iyi olmamasına yol açacaktır.

    neden? çünkü mantıksal çıkarımlar yapmak kadınların meyil ettiği bir şey değil. kadın önce hissediyor, sonra o hislerine kendi önkabul, önyargı, kişilik ve beklentisine göre bir senaryo oluşturup ona inanıyor. tümdengelim yapıyor bir nevi.

    bu "kadınlar mantıklı düşünemez" demek değil. nasıl bir erkek sinirlendiğinde meyil ettiği tepki vurmak ise, kadınlar için de anksiyete anında meyil ettiği şey bu üstteki süreç. "önce hisset sonra rasyonalize et". "önce vur sonra soru sor" gibi.

    "benden öncekilerin memeleri kesin daha büyüktü" gibi bir düşünce bile bu süreci tetiklemek için yeter de artar bile. sonra gelsin "onu da buraya mı getirirdin?" "zaten adam olsan 10 tane kız seni terk etmezdi.." gibi laf sokmalar. sanki onu bugüne kadarki eski sevgililerinizle aldatmışsınız gibi gelecek. ne yapsanız sizi diğer kızlarla hayal edecek, mutsuz olacak.

    "pınar neyin var?" diye sorunca da "yok bişey..." diyecek. sonra "niye bu kızlar böyle rererö".
    dalyarak, sen adam olabilirsen, kızlar dünyanın en güzel şeyi.

    özetle erkekler, canınız pahasına bile olsa eski sevgililerden bahsetmeyin. bunu normal bir dırdır gibi algılayıp ona göre cevap verin.

    "sakın hisleriyle barışık", "açık iletişime inanan" vs gibi öğleden sonra kadın kuşağı modeli ilişki tavsiyelerine, evlilik danışmanlarına vs. inanmayın, kullanmayın. ben bunların kadınların geliştirdiği ve gerçekten kıymetli erkeklerle ezikleri ayırmak için kullanılan bir araç olduğuna inanmaya başladım. yani bu kadar salak olunamaz.

    aynı sebepten ötürü aynı sosyal ortamdan kızlarla birlikte olmamaya çalışın. birbirini tanıyan, ya da sizin eski ilişkinizi bilen kadınlarla birlikte olmamaya çalışın. ha sen anlatmışsın ha kendisi görmüş şahit olmuş. aynı kapıya çıkar çoğu zaman.

  • asla yapmam dediğini yeni sevgilisiyle yapan kız

    olm bu neyse, en kötüsü şu :

    daha önceki sevgilisiyle yaptığı şeyleri seninle yapmayan kız.

    bahane olarak da "ben hatalar yaptım ama artık öyle değilim" vs der vicdan ve asalet duygularımızı istismar eder. hiç bişey de diyemezsiniz. pazarlık ikna vs edemezsiniz.

    anında bırakın. sizi 99% bir atm, bir son çare, "safety net" olarak görüyor. size karşı arzu duymuyor.
    arzunun pazarlığı olmaz.

  • metro turizmin suçu ne

    metro turizmin suçu insan canı taşımacılığı yaptırdıkları elemanlarına yeterince detaylı bir işe alım süreci uygulamamak,
    eğitim vermemek,
    adam gibi maaş vererek kaliteli çalışanlara cazip gelecek çalışma ortamı yaratmamak.

    daha sayayım mı ?

  • dinlerin uydurma şeyler olduğunu anlayamamak

    "ya varsa" demiş hz ali.

    ahahaha lan ben buna yıllardır gülüyorum ya.

    adam peygamberi görmüş, hala "lan yanmasak bari" diye hesap kitapla kabul ediyor. inanmak bile değil o zira insan inandığı ya da inanmadığı şeyi seçemez. seçtiği şey bir fikri uygulamak ya da uygulamamaktır. ama o fikre inanmak ya da inanmamak için kendini zorlayamaz.

    varsa allah ve "niye inanmadın" diye sorarsa bana "ya ilk halifeler bile 'ya varsa' diye kabul etmişler, ben 1400 sene sonra neye inanayım da edeyim" der geçerim.

    allahın soru sorması bile saçma ya.. bilmiyo mu abi benim kafamdaki düşünceyi? neyine soruyosun? yok köprüden geçicek yok iki melek kaydedecek günah sevapları.. nasıl bir produksiyon sanırsın anadolu ateşi. yani şu detaylar bile mantıksız.

    bırak evreni kainatı bir varlık sinek yaratabildiyse ben gibi şansım varsa 80 sene yaşayacak bir insanı ikna edecek bir kitap yazması zor olmamalı. beni çok güzel ikna eden ve insanların yazdığı sürüyle kitap var.

    adam diyo ki "kitabı allah yazdırdı". e arkadaş sen çıtayı öyle yükseğe koyarsan benim de inanma çıtamı o kadar yükseltme hakkım olmalı di mi?

    ne demiş hitch reis ?

    "olağanüstü iddialar, olağanüstü ispat gerektirir".

  • amazon.com

    trol değilse de gerizekalı müşterilere sahip firmadır.

    olm zeba diyor ki sana "gerek yok yollamana sana paranı + kargo bedelini iade edicez yollamakla ugrasma" .

    sen " i kick you from amazon".

    tey allaam.

  • hiçbir uçağın havada kaldığı görülmemiştir

    başbakan adayı binali yıldırım'ın beyin yakan cümlesi

    http://i.hizliresim.com/qm66mv.png

    türbülansa giren uçakta erdoğan paniklerken binali yemeğini yemeye devam edince erdoğan sormuş "sen niye bu kadar sakinsin?"

    binali durur mu yapıştırmış cevabı :

    "hiç bir uçağın havada kaldığı görülmemiştir"

  • ahlaksız yaşamını dükkanıyla maskeleyen kuaför kız

    (bkz: 31 cek rahatlarsın)
    (bkz: sana ne)
    (bkz: bize ne)
    (bkz: mnkym)

  • kadınların yarı çıplak giyinmelerinin nedeni

    hahah süper lan.. hepimiz biliyoruz aslında ama bu soruyu sormak bile küfür cevaplarını patlatıyor.

    sebebi vitrindir. kadınlar, erkeklerin gözünde değerli olan şeyin kariyerleri, bilgileri, görgüleri, esprileri, zekaları, ne bileyim yemek yapma becerileri vs gibi şeyler olmadığını içten içe biliyorlar.

    sergileyebilecekleri vitrine koyabilecekleri ve karşı cinsin ilgisini çekebilecekleri - düzeltiyorum - ilgisini çekmek istedikleri erkeklerin ilgisini çekebilecekleri yöntemin yarı çıplak giyinmek oldugunu biliyorlar.

    1. problem ilgisini çekmek istemedikleri erkeklerin de ilgisini çekiyor olmaları. eger en tepedeki 10%luk dilime girecek erkeklerin ilgisini çekecek, kalan 90%a görünmeyecek bir yöntemi olsaydı bu işin, emin olun kadınların tamamı bunu yapıyor olacaktı.

    2. problem herkesin arzuladığı erkeklerin ilgisini asla çekemeyecek kadar tipsiz, yaşlı vs kadınların da nefretini çekiyor (slut shaming) olmaları. zira "karşı dükkan kalite mal satıyor, benim mallar dandik, o zengin olurken ben sürünüyorum" hissiyatı yaratıyor güzel kadınların güzelliklerini sergilemeleri.

    erkekler niye güzel arabalar alıyor, güzel saatler takıyor, güzel evlerde oturuyor, kariyer, statü, sosyal değer vs için kasıyor, ama atıyorum cilt bakım ürünlerine ilgi göstermiyorsa, kadınlar da tam olarak aynı sebepten dolayı doğanın kendilerine verdiği avantajları sergiliyorlar.

    birbirinizi dövmenin manası yok. doğa bu. istediğin kadar kız et, ama kimse senin bitirdiğin harvard'la, memelerinle ilgilendiği kadar ilgilenmiyor emin ol. en okumuş en bilgili görgülü vs adam bile meme görünce aklını yitiriyor. neden? doğamız bu.

  • anlatmayan erkek

    akıllı erkektir

    kimin neyi sana karşı kullanacağı belli olmaz.

    better safe than sorry

  • batan gemide feminist olmaması

    (bkz: önce kadınlar ve çocuklar)

    kaçınılmaz gerçektir.
    batan gemi olsun, yanan ev olsun, ne bileyim teröristlerin rehin aldığı siviller olsun.

    "biz de erkeklerle aynı işi yapmak istiyoruz" "biz de aynı parayı kazanmak istiyoruz" "patriarkal düzen bize baskı yapıyor" diyen ablaların hiç birisi kalkıp şunu demez :

    "biz de rehine kalmak istiyoruz bizim neyimiz eksik"

    işte bunlar hep feminizmin iki yüzlülüğüdür beyler

  • sinek hadisinin bilimsel olarak kanıtlanması

    sabah sabah güldüren araştırmadır.

    üşenmedim açtım okudum. eleman sinek kanatlarını etanol'e batırıyor, süzüyor ve sonra tüplerin bir tanesinde (sağ ve sol kanat olarak ayırmış) bakteriyel oluşum gözlemliyor

    olm etanol en yaygın kullanılan antibakteriyel zaten? kanatları etanole batırdıktan sonra herhangi bir bakteriyel oluşum olamaz ki? tüpteki bakteriler sonradan bulaşmış olmalı.

    zaten deney taşak malzemesi olmuş gerçek bilim adamları arasında :
    http://freethoughtblogs.com/…e-to-this-pitiful-end/

  • şapka devrimi ülkeyi 100 sene geriye götürdü

    (bkz: korcan sen misin)

  • gençken her haltı yiyip 30'da evlenmek isteyen kız

    gelin mnkym.. sabahın 7sinde niye bu işin (bu kızla evlenmenin) saçma olduğunu anlatayım size.

    önce temel kavramlar.

    evrimsel psikoloji kitabımızını linkini verelim, merak eden açsın okusun :
    http://emilkirkegaard.dk/…ary-psychology-3rd-ed.pdf

    buna göre :

    kadınlar eş seçerken adet dönemi çok önemlidir.
    28 günlük periyodda ilk 14 gün kadın en iyi genleri (alfa erkek) almaya çalışırken
    ikinci 14 günde ise cocuga en iyi şekilde bakabilecek erkekleri ister (beta erkek)

    bunun adına "alfa siker, beta hesabı öder" diyebiliriz.

    alfa erkeklerin (testosteron seviyesi yüksek, agresif, rekabetçi vs) cocukları babalarından gelen bu genler sayesinde hayatta kalma şansı daha yüksek çocuklardır.
    buna karşın bu alfa erkekler "çocuk yetiştirme" fazında pek bulunmazlar, aileyi terketme oranları daha fazladır.

    beta erkeklerin (makul, uyumlu, korumacı) ise olayı aileye bakmak, sorumluluklarını yerine getirmek, sadakat (kaynakları başka kadınlarla paylaşmama) gibi şeylerdir.

    şimdi gelelim 30una kadar her haltı yemiş kıza. her halttan kasıt "sefam olsun" modeli sayıca çok partnere sahip, uzun dönemli ilişkileri beceremeyen, ekstrem denebilecek deneylerde bulunmuş (grup seks, tek gecelik ilişkiler, uyuşturucu, illegal aktiviteler vs)

    yoksa bekaret falan bunlar mühim şeyler değil. 30una kadar bakire kalmış kız daha bile arızadır benim gözümde.

    20-30 arası yaşlarda bu kız 90% testosteronu yüksek, rekabetçi, özgüveni tam erkeklerle birlikte olmuştur. kariyer peşinde koşan sebat eden sabreden "nice guy", "nerd" modeli adamlar ise radarında görünmez bile. 23-24 yaşlarında tepe yapan ve 20-30 yılları arasına yayılan "gençlik güzellik" döneminde alfa erkekleri ya da alfa özellikleri gösteren erkekleri elde etmekte pek bir zorluk yaşamayan kız 30una yaklaştıkça bunun zorlaştığını fark etmeye başlayacaktır.

    özetle çıtayı "düşürmeye" başlayacaktır. hangi açıdan? genetik açıdan.

    ancak bu kadın zaten "alfa dul" olmuştur bile.

    bir nevi "nutellayı tattıktan sonra sarelleyle tatmin olmama" durumu yani.

    30undan sonra evlenebileceği erkekler, 20lerini ekseriyetle yalnız (ya da problemli ilişkilerle) geçirmiş, kızlarla arası flört etme açısından pek iyi olmayan, ama insan olarak gayet iyi, sorumluluk sahibi, aileye kendini verecek erkeklerdir. bu erkekler sorumluluk sahibi ve uyumlu oldukları için işleri/kariyerleri de iyidir.

    nutella alamayacağını fark eden kadın ufaktan sarelle raflarına bakmaya başlar özetle.

    ancak nutellanın tadını asla unutmayacak, herhangi bir olasılık çıktığı zaman nutella yemek için bin türlü alicengiz oyunu yapacaktır.

    işin acıklı yanı beyninin ön loblarının - yani bilincinin tüm süreçten tamamen habersiz oluşudur. yani kız istediği kadar kocasını sevdiğini düşünsün, sadık kalacağını düşünsün vs. gerçekten kadını heyecanlandıran ve işini bilen (sorumluluğu kadına yıkmayan, kadının üzerinden sorumluluğu tamamen alan, kadına 'nasıl oldu anlamadım, bir anda oluverdi' dedirten) bir erkek bu bahsettiğimiz kadını rahatlıkla elde eder.

    özetle alfa sikmeye beta da hesabı ödemeye devam eder.

    kadınların 99%u bu tür kadınları - yani seksi kolaylıkla sunan - erkeklerden daha çok aşağılarlar. "slut shaming" diye bir kavram var, açın bakın. erkekler bir ortamdaki hafifmeşrep kadından, kadınların rahatsız oldugu kadar rahatsız olmazlar. hatta cogu zaman eger kadını begenmiyorlarsa umurlarında bile olmaz.

    öte yandan kadınlar bu söz konusu hafifmeşrep kızları ellerindeki yegane gerçek kozu (seks) ucuzlattığı için sürekli yererler, etraflarındaki erkekleri de bu yönde etkilemeye çalışırlar.

    burada yazan kadınların - ki 99%u 3. dalga feminizmden etkilenmiştir - çoğunun savunduğu model ise yukarıda anlattığım gençliğinde "parti kızı" modeli takılıp 30unda kariyeri yerinde stabil bir liman arayan kızı değil, kendi halinde yaşayan bazen uzun dönem bazen kısa dönem ilişkisi olan ama sorumluluk bilinciyle hareket eden, mutluluğu arayan, özetle aslında "kaşar" olmayan ama geleneksel kuralları pek sallamayan (erkek arkadaşıyla aynı evde yaşayan mesela) kadınları kastetmektedir. en azından yazdıklarından çıkardığım budur.

    bizim burada "her haltı" yemiş dediğimiz kız sizin tarif ettiğiniz kız değil.

    rahibeyi 0 noktasına, sokak orospusunu 100 noktasına koyduğunuz bir skalada benim tarif ettiğim kız 80-90larda duruyor.
    sizin tarif ettiğiniz kız 30-40larda duruyor.

    80-90larda duran kızları erkeklerden çok siz aşağılıyorsunuz, siz reddediyorsunuz.

  • ilk kez bir kızla yemeğe çıkacak erkeğe tavsiyeler

    bırakın o konuşsun.

    şu başlıkta görüp görebileceğiniz en iyi tavsiyeyi verdim. gerisini gülmek için okusanız da olur.