http://i.hizliresim.com/y4vl3n.jpg
kağıthane'nin şehir dışında kalıp bir piknik alanı olduğu fotoğrafta en sağdaki dayıya kebapları şişe dizme görevi verildiğini ve ibrikten rakı çekildiği ilk gözüme çarpanlardan.
soldan ikinci amca biraz uğur polat'ın dönem dizisinde rol halmış hali gibi geldi.
ayrıca bu kadar eski fotoğraflara bakınca hayatın ne kadar üfürükten bir şey olduğunu sadece ben mi anlıyorum acaba. her şey bitti, sadece kağıthane deresinin yanında içilen o rakının tadı ve sohbetin güzelliği kaldı gönüllerde.
Ekşi Sözlük Debe Listesi
Hepsini aç
-
1. 1928'de kağıthane'de içen dayılar
-
2. alanya'da esnafların turist duasına çıkması
-
3. 10 haziran 2016 recep tayyip erdoğan'ın yürümesi
(bkz: pişik)
-
4. izmir'den sahur görüntüleri
gönderi altına yazılanların çoğu "gavur" "yunan" "ermeni" "kafir"
dinlerinden çıktılar haberleri yok -
5. cumhurbaşkanımız sallanmadı diye sevinen adiler
sallansa daha çok sevineceklerdir.
-
6. k. kılıçdaroğlu'nun yanında saf tutmayan şehit eşi
eğer gerçekten kılıcdaroğlu nun yanında durmak istememişse çok mantıklı. zira pkk ile oslo da masaya oturan, şehirler cephaneliğe çevrilirken görmezden gelen, operasyon emri verdirmeyerek eşinin ve daha nice çocukların ölmesine ortam hazırlayan kılıçdaroğlu ydu çünkü.
-
7. high sparrow ile iftara doğru
westeros meydanından canlı yayın yapan süper program.
ölüp tekrar dirilirsem eski günahlarımdan sorumlu muyum,
ölen abimin eşi ile evlenebilir miyim gibi garip sorular geliyor.
https://twitter.com/…ayni/status/740229438550507520 -
8. sevgilisine sataşan adamları nakavt eden adam
elalemin magandaları bile ilk yardım biliyor, medeniyet bu işte.
-
9. türkiye'nin hırvatistan'a verdiği tarihi ayar
satasma degil ayardir.
sen twiti ortada fol yumurta yokken icine @millitakimlar ekleyip atarsan, adam da o ortaya golü atar.
ayar meraklisi degilim, olani yazdim. -
10. gss borcu olanların tedavi hakkı bitiyor
sen beni, benim haberim olmadan sigortala. yıllarca bir köşede benden habersiz dağ gibi borç biriksin. sonra haberim olmayan bir borç yüzünden vatandaşı olduğum ülkenin hastanelerine giremeyeyim. işte sosyal devlet, işte vatandaş sevgisi.
-
11. tek bir diş implantının 4.492tl olması
milletvekiline beleştir.
-
12. 2016 turizm krizi
mont blanc dağının altında, dağın adını taşıyan; bir ucu fransa'da, bir ucu italya'da olan bir karayolu tüneli var. 24 mart 1999'da, un ve margarin taşıyan bir kamyon, tam da bu tünelin ortasındayken yanmaya başladı. yangın 50 saatten fazla sürdü ve ne yazık ki 38 kişi hayatını kaybetti.
"itfaiye yok muydu?" diye soracaksınız değil mi...
tünele giren itfaiye araçları, yoğun dumandan dolayı yangının olduğu yere ulaşamadı. işin kötüsü, o kadar yolu geri geri çıkma imkanı da yoktu. yaşanan bu facia, otomotiv tarihinin en enteresan itfaiye araçlarından birinin yapımına ilham verdi. adını, bir yüzü sağa, bir yüzü sola bakan, iki yüzlü roma tanrısı janus'tan aldı.
ortadoğu gibi bir yangının içine dalarken, işler kötü gittiğinde nasıl geri adım atacağınızı ve sağ salim çıkacağınızı hesaplayamıyorsanız; facia kaçınılmazdır. yaşanan hatalardan ders almazsanız, ne itfaiye kurtarabilir sizi, ne de hortumu. -
13. erdoğan'ın abd ziyaretini yarıda kesip dönmesi
kennedy öldürüldükten sonra, dönemin koalisyon hükümeti başbakanı ismet paşa abd'ye ziyaret gerçekleştiriyor cenaze töreni için. yeni başkan johnson ile de diplomatik ilişkileri konuşmak için randevu alıyor. görüşmeden birkaç saat önce de ismet paşa'ya diplomatik suikast düzenleniyor ve koalisyondaki diğer partiler istifa edince, ismet paşa başbakan sıfatını kaybediyor doğal olarak. kendisi elbette çok üzülüyor ve başkana durumu anlatan bir haber gönderiyor. görüşmenin iptal edilmesinin kendisi tarafından anlayışla karşılanacağını bildiriyor. yeni başkandan aldığı cevap benlediğinden çok farklı oluyor. yeni başkan johnson paşa'ya, o'nun çok değerli bir devlet adamı olduğunu ve hangi sıfatla olursa olsun kendisiyle pek tabii görüşebileceğini söylüyor.
ülke olarak düştüğümüz şu kepazeliğe bak şimdi de. eğitimsiz adamları başımıza getirdik, yer gök kabul etmiyor bu eğitimsizleri. -
14. çağdaş şeyde namaza pilates diyorlar
ebru şallı çağdaş şeyde peygamber o zaman.
-
15. madem bira içiyorsun neden domuz eti yemiyorsun
(bkz: sanane amk sanane)
-
16. ysk'nın rte'nin diplomasını yayınlaması
çok büyük ihtimalle uzundan önce biz gördük diplomasını. bu arada uzunu çocukluğunda leğende yıkayan müşerref teyzesini ekranlarda görmemize rağmen, bir tane bile üniversite arkadaşını tanımamamız gerçekten çok acayip!
-
17. mehmet görmez'in abd ziyaretini yarıda kesmesi
karakter sayısı sıkıntısı. doğrusu "diyanet işleri başkanı mehmet görmez'in abd ziyaretini yarıda kesip dönmesi" olacaktı.
dünyaca ünlü boksör muhammet ali'nin cenazesinde dua okumak için gittiği abd de bu talebi reddedilince sinirlenerek ani bir kararla yurda dönmeye karar vermiş.
aylardır gelen şehitlerimizin cenazesine katılmayıp dua okumayanlar kalkıp taaa abd ye gidip hayatlarında hiç görmedikleri belki de hiç konuşmadıkları biri için gidip dua okuyacaklardı ama olmadı işte, aile karşı çıkmış "hacı hayırdır ya sen ne ayaksın" deyip arka sıralara göndermişler.
skandal, trajedi, utanç, şow. -
18. m.ali'nin cenazesini istanbul'a aldıramaz mıyız
ak-beyinlerden çıkan müthiş fikir.
http://i.hizliresim.com/pmqbyd.jpg
https://twitter.com/…nsiz/status/739039544490758144
yemin ederim mücadele ettiğimiz malzeme bu. ne eksik, ne fazla. danışmanından sözcüsüne, bakanından vekiline, seçmeninden adayına kafa tamtakır.
not: adam tweet'i 4 haziran'da sıçmış. reisinin cenazeden kovulmaktan beter edileceğini tahmin edecek kadar öngörülüymüş en azından aklsdah. -
19. cenaze namazında atatürk'ü anmak
dinin istismar edilemediği yerlerinde olduğunu göstermiş güzel haber.
allah o duayı okuyandan ve alkışlayandan razı olsun. -
20. kerimcan durmaz'ın aylık 200 bin tl kazanması
bizim ulkede gay olmanin aslinda iki yani var. unsuz gay ve unlu gay. unsuzseniz sokak ortasinda dayak yemek siradan bir aktivite. unlu gayseniz aylik 200bin tl ile ise baslayabilirsiniz.
-
21. parayla her kadının elde edilebilmesi
milyar dolarlarla(veya en azından yüz milyonlarca dolarla) oynayan, yatı, helikopteri vb. olan adamların, çoğu kadını elde edebildiği/edebileceği doğrudur.
bu, 7-8 bin tl net maaşlı, 10 bin tl net maaşlı averaj(veya averajüstü) bir "beyaz yakalı"nın, kadınlar konusunda avantajlı olduğu anlamına gelmez. söz konusu olan, evet türkiye ölçütlerinde yüksek bir gelir olsa da, kadınlara çekici gelmenizi sağlamayabilir.
zengin olacaksan tam olacaksın. kadınlar "orta-üst sınıf beyaz yakalı kitle" için çıldırmıyor. -
22. meral akşener'in ağlaması
kendi şehidine ağlıyor efendiler. kimin yüreği şehit ailesini görünce dayanabilir , eğer ağlamayan varsa onu konuşun.
-
23. bedelli askerlik
30 bini verdim yaptım. gönül isterdi ki 18 bin verip yapalım. durumu olan herkes yapsın. ayrıca muhammad ali'ye övgüler düzüp bedelli askerliğe, "korkaklar, adam değilsiniz" gibisinden laf edenlere de kafam girsin.
-
24. türkiye'nin giderek ingiltereleştirilmesi
-beş çayı hazır mı kuzum?
+ çay yok bok için. -
25. türkiye'nin liderine söyleyin kürtleri öldürmesin
milyonlarca kişinin naklen izlediği bir cenaze töreninde bu laf söyleniyor ve oradaki bütün kodamanlar alkışlıyor. olayın vehametini kavrayabilmek için ayakkabı numarasından biraz yüksek iq olması yeterli bünyede. tabi bunlar hep hoş temenniler. asabi şahsiyet çıkar "eeeey haham sen kimsin ya" diye osuruktan esip gürler tebaası da dünyayı dize getirdi diye tav olur.
-
26. dimitri payet
futbol kariyerine 1995 yılında saint-philippe takımında başlamış dimitri payet. ardından 2005 yılında fransa lig 1 takımlarından nantes'ın rezerv takımına giriyor. sonrasında nantes'ın rezerv takımında kendisini kısa sürede gösteriyor ve as takıma giriyor.
nantes'taki başarılı performansından sonra 10 yıl boyunca fransa'nın çeşitli takımlarında forma giyiyor payet. bunlar sırasıyla saint-etienne, lille ve marseille.
2015 yılında da premier lig takımlarından west ham'ın yolunu tutuyor.
ben izninizle 2005 yılındaki nantes macerasına geri dönmek istiyorum çünkü o sıralardaki düşük maaşlardan dolayı payet, bir mağazada part time bir işe giriyor ve kendisine bir ek gelir kapısı açıyor. üstelik bundan hiç de gocunmuyor.
2005 yılındaki bu part time mağaza çalışanı bugün euro 2016'nın açılış maçında sahanın en iyisiydi ve çok kritik bir asiste ve enfes bir gole imza attı.
son dakikada oyundan çıkarken akıttığı göz yaşlarının sebebi belki de tüm fransa'yı ayağa kaldırdıktan sonra düşündüğü ''nerden nereye'' düşüncesidir, kim bilir. -
27. 10 haziran 2016 fransa romanya maçı
daha ilk saniye babamın yorumuyla yarmıştır.
"romanya eski romanya değil" -
28. lise öğrencilerinin karanlığa meydan okumaları
bugün konuyla ilgili bana ulaşmak isteyen arkadaşlarım için mail adresimi yazmıştım burada. şöyle bir mail geldi aynen paylaşıyorum.
" merhaba iyi geceler kusura bakmayın rahatsız ediyorum
ben irfan
galatasaray lisesi 149. devreyim sürekli takip etmeye çalışıyorum sözlüğü en sonunda bu başlığın açılması çok iyi oldu.birkaç birşey söylemek istiyorum
biz okul olarak 2. dönemin başından beri okulda idarenin baskılarına karşı boykot eylemleri görüşmeler mezunlarla iletişim veli bilgilendirmeleri şeklinde çalışmalar yürütüyorduk.10 senedir başımızda olan müdire hanımın ve koltuk sevdalısı idarecilerin bardağı taşıran hamleleriyle yeter diyerek başladık.
2 müdür yardımcısı istifa etti.baş müdür yardımcısı başka okula tayin istedi.müdire hanımda son kozlarını oynuyor.
ikinci dönemin sonlarına doğru kadıköy anadolu'ya karşı yapılmaya çalışılan karalama kampanyasına karşı 6 köklü lise (iel,kabataş,kadıköy anadolu,gsl,cağaloğlu,vefa) bir toplantı yaptık.bakın burası çok önemli çünkü bu liseler çok uzun süredir aptal ikili kavgalardan sıyrılıp ortak birşey için birleşemiyordu.sanırım tarih 17 mayıstı.birkaç karar alındı.ortak bir edebiyat dergisi çıkartalım dedik.2 hafta gibi kısa bir sürede robert kolejide dahil oldu ve yazılar toplandı.basım masraflarını da birşekilde ayarlayıp izah dergisi 1. sayısını çıkarttık.(isterseniz örneğini atabilirim pdf olarak.ücretsiz dağıtılıyor).bunun dışında twitterdan gündeme girmek için bir karar alıp 3 gün sonra akşam saatinde 14. sıradan tt ye girdik.kadıköy anadolu hakkında çıkan haberlerin yalan olduğunu anlatıp desteğimizi gösterdik.birbirirlerimizin sorunlarını dinledik ve gerçekten çok ciddi problemler var.okullardaki öğrencileri kendi içlerindede bölmeye çalışıyorlar.
bildiğiniz gibi geçen gün istanbul erkek lisesi mezunları müdüre arkalarını dönerek bir eylem yaptılar üstünede çok güzel bir bildiri yayınlandı.ertesi gün bizim pilavda bir ilan hazırlanmıştı onlar dağıtıldı.sonrasında cağaloğlundaki arkadaşlar bildiriyle destek verdiler.bugün izmir bornova derken vefa da bir bildiri yayınladı.bizim de yarın bildirimiz yayınlanacak.işin özü bu hareket çok hızlı ve etkili biçimde yayılıyor.hüseyin avni sözen anadolu lisesi ve dede korkut anadolu lisesi de dahil olmak üzere birkaç okul da idareyi protestoya başladı.şu anda izmir bornovayla da iletişimdeyiz.yakında ankaradan liselerde bu kıvılcıma katılacaktır.kısaca olayların kronolojisi budur.
şimdi biraz amacımızdan bahsedeyim.aydınlanmacı liseler birliği olarak (biraz dandik gibi duruyor ama çok destekleyende oldu,çok takmıyoruz ismi zaten ) hiçbir siyasi görüşe karşı yürüttüğümüz bir hareket yok.ideolojik gruplar umrumuzda bile değil hatta.tek yapmaya çalıştığımız şey eğitim sistemini zedelemeye çalışan,insanlara kendi öğretilerini empoze etmeye çalışarak bu insanları düşünmemeye ve sadece itaat etmeye alıştıran,kültürel etkinliklerimizi,geleneklerimizi,okulların kendi içindeki birlikteliğini tehdit eden,her türlü baskı ile öğrenciyi kendinden değersiz gören her unsura karşı gereken tepkiyi usülüyle göstermektir.yanlı basınlarda çıkan pkk ve paralel iddialarına zaten kimsenin inandığını düşünmemekle beraber hiçbir sol kuruluş veya örgütten destek de almadığımızı belirtmek istiyorum.çünkü bu şekilde yok şunun maşasısınız bunun adamımısınız gibi kirletmelerle bu hareketin amacının karalanmasını istemiyoruz.önümüzde daha uzun bir yol var gibi bu yolda türkiyeden siktirolup gitmek başlığındaki bütün insanları sağımızda solumuzda arkamızda bizi desteklerken görmek de ayrıca hepimizi mutlu eder.
umutlu olalım.biz biz olabildiğimiz sürece onların kim olduğu pek önemli değil."
limonun notu: pdf isteğimi ilettim geldiğinde bir şekilde entrye eklemeye çalışacağım. -
29. klozet kapağındaki çiş damlaları
(bkz: sen işeme lan ayı)!!!
bugün bir daha sinirlerimi tepeme çıkaran şeydir. ulan git kendi evinde neyi nasıl yapıyorsan yap da hiç mi terbiye görmedin be öküz? ofis gibi, alışveriş merkezi gibi aynı tuvaleti birden fazla kişinin kullandığı mekanlarda bari dikkat et mal oğlu mal. bir saniyeni almaz lan o kapağı kaldırmak, onu da geçtim aynı tuvalette pisuvar denen şeylerden de var, git ona yap çişini, klozet kapağına işemeye utanmıyorsun da başkaları pipini görür diye mi utanıyorsun? böylelerini tespit edip sallandırmalı yağlı urganın ucunda ya! ben senin hastalıklı çişinin üstüne oturmak zorunda mıyım it? her şeyi görmezden gelsem bunların pisliğini temizlemek için günde kaç kere tuvalet temizleyen amcamın hakkının yenmesini görmezden gelemem, sonra ona harcanan peçeteler, su...
aslan harbiden de yattığı yerden belli olurmuş lan. oh be bugün de içimi döktüm. -
30. 1927'de florya'da içen abiler
http://i.hizliresim.com/jnb34g.jpg
muhtemelen memuriyetlerinin başında bir kutlama için iş çıkışı veya görevli gittikleri bir denetimden sonra kendilerini içkileriyle florya kırsalına atmış şen abilerdir.
ortadaki abi biraz dağılmış ve düşünceli gözükmekle birlikte grubun en neşelisi en soldaki abi gibi durmakta. daha saçları beyazlamış kimse bulunmamakta. -
31. aylin aslım'ın öyle mi fikocum tweeti
tweet'ten ziyade olaylar çok farklı boyutta.
- kulüp başkanının sahur programı'nda işi nedir?
- herkes namaz konusunda direkt olarak platesle kıyaslıyor. bu sporlar direkt bedeni çalıştırmaya yönelik namaz ise inançla alakalı. ne alaka..
- aylin aslım kim amk. -
32. football manager 2016
"canlı maça çıkarken, önceden oynanıp bitmiş bir maçı mı izliyoruz?" diye sorulurken ironi mi yapılıyor diye çok düşündüm. ama sanırım gerçek. dolayısıyla cevap vermek durumundayım.
canlı maça çıkıldığında o anki parametrelere göre (kadrolar, fitness, hava durumu, taktikler...) bir simülasyon yapılıyor ve buna da bir miktar randomness ekleniyor ki gerçekçiliği artsın. dakika 1'den başlıyor, bu parametrelere göre pozisyonlar yaratılıyor maç içinde.
önce pozisyonun simülasyonu gerçekleştiriliyor, sonucunda ne olacağına karar veriliyor, sonra da ekranda gösteriliyor. yani pozisyon gösterilirken o pozisyon için simülasyon devam etmiyor, sonucu belli. (zaten pozisyon gösterilmeye başlandığında oyunu durdurup taktik değişiklik yapsanız bile, bu değişiklikler ancak pozisyon bittikten sonra aktif oluyor. yani en erken bir sonraki pozisyonun simulasyonu başlayana kadar) sonucu belli olduğu için de o pozisyonun önemli pozisyon mu, yarı-önemli pozisyon mu olduğu biliniyor ve kullanıcının tercihlerine göre ekrana geliyor ya da gelmiyor.
dolayısıyla "önceden oynanıp bitmiş bir maçı mı izliyoruz?" sorusunun cevabı "hayır", ama soru "önceden oynanıp bitmiş bir pozisyonu mı izliyoruz?" olsaydı cevabı "evet" olurdu. yani manager'in etkisi (ve randomness etkisi) mevcut pozisyon için değil, sonraki pozisyonlar için geçerli.
"ya 90 dakika bütün maçı izleme opsiyonunu seçersem ne olacak?" diye soracak olursanız da... yine değişen bir şey yok. oyun pozisyonlardan oluşuyor. mesela top aut'a çıkana kadar, ya da kaleci topa sahip olana kadar, ya da faul olana kadar vb... 90 dakika full izlerken yaptığınız değişiklikler bir sonraki pozisyondan itibaren geçerli olacaktır, bir fark yok.
bilal'e anlatır gibi anlattım açık bir nokta kalmaması için ama, bir yandan da halen ironiyi anlamayan kişi olarak bizzat ben bilallik mi yaptım diye düşünmeden edemiyorum. -
33. türkiye'nin 2016 ilk çeyrekte %4.8 büyümesi
rakamlar yalan söylemez denmiş yukarıda. doğru, rakamlar yalan söylemez ama yalancılar rakam söyler.
-
34. yeni sevgiliye eski sevgiliyi anlatmak
kızlar bunu yapmayacaklarını bilir zaten. kız anlatıyorsa bilin ki acı vermek için yapıyor. az üstte yazmış "bıçak gibi saplanıyor". aynen öyle. bıçağı saplamış zaten, çeviriyor içerde.
erkekse saflığından anlatabilir. hisleriyle barışık hassas new-age vs saçmalığına inanıp "biz hiç bir şeyi saklamayız" modeli takılan labunyalar lafım size:
anlatmayın. asla anlatmayın. kaç sevgiliniz olduğunu, cinsel deneyiminizi, hayal kırıklıklarınızı, pişmanlıklarınızı vs anlatmayın.
bir kadın zaten bunu size gelip açık açık sormadan önce aynı bilgiye ulaşmak için normal yolları (sinsice, farkettirmeden) tüketmiş demektir. zaten diğer yollardan istediği bilgiye ulaşmış olsa gelip size sormaz.
eğer daha önce çok az kadınla birlikte olmuşsanız, bu sizin cinsel değerinizin düşük olduğuna yorumlanacak ve dırdır testleri artacaktır. çünkü kadın sizin yeterince iyi bir erkek olup olmadığınızı daha fazla teyit etmek isteyecektir.
detaylı bilgi için : (bkz: dırdır/@skeptico)
eğer çok kadınla birlikte olmuşsanız, bu bilgi de sizi yine test etmek bir de üstüne kavgalarda belden aşağı vurmak için kullanacağı bir bilgi olacaktır. ayrıca özgüven sıkıntısı yaşayan bir kadının mutsuz hissetmesine ve bu mutsuzluğun sebebi olarak da sizi görmesine ve ne yaparsanız yapın asla yeterince iyi olmamasına yol açacaktır.
neden? çünkü mantıksal çıkarımlar yapmak kadınların meyil ettiği bir şey değil. kadın önce hissediyor, sonra o hislerine kendi önkabul, önyargı, kişilik ve beklentisine göre bir senaryo oluşturup ona inanıyor. tümdengelim yapıyor bir nevi.
bu "kadınlar mantıklı düşünemez" demek değil. nasıl bir erkek sinirlendiğinde meyil ettiği tepki vurmak ise, kadınlar için de anksiyete anında meyil ettiği şey bu üstteki süreç. "önce hisset sonra rasyonalize et". "önce vur sonra soru sor" gibi.
"benden öncekilerin memeleri kesin daha büyüktü" gibi bir düşünce bile bu süreci tetiklemek için yeter de artar bile. sonra gelsin "onu da buraya mı getirirdin?" "zaten adam olsan 10 tane kız seni terk etmezdi.." gibi laf sokmalar. sanki onu bugüne kadarki eski sevgililerinizle aldatmışsınız gibi gelecek. ne yapsanız sizi diğer kızlarla hayal edecek, mutsuz olacak.
"pınar neyin var?" diye sorunca da "yok bişey..." diyecek. sonra "niye bu kızlar böyle rererö".
dalyarak, sen adam olabilirsen, kızlar dünyanın en güzel şeyi.
özetle erkekler, canınız pahasına bile olsa eski sevgililerden bahsetmeyin. bunu normal bir dırdır gibi algılayıp ona göre cevap verin.
"sakın hisleriyle barışık", "açık iletişime inanan" vs gibi öğleden sonra kadın kuşağı modeli ilişki tavsiyelerine, evlilik danışmanlarına vs. inanmayın, kullanmayın. ben bunların kadınların geliştirdiği ve gerçekten kıymetli erkeklerle ezikleri ayırmak için kullanılan bir araç olduğuna inanmaya başladım. yani bu kadar salak olunamaz.
aynı sebepten ötürü aynı sosyal ortamdan kızlarla birlikte olmamaya çalışın. birbirini tanıyan, ya da sizin eski ilişkinizi bilen kadınlarla birlikte olmamaya çalışın. ha sen anlatmışsın ha kendisi görmüş şahit olmuş. aynı kapıya çıkar çoğu zaman. -
35. akp.apk
yüklemeyin lan sakın google takvim uygulamasına kayyum atandı artık ekranda hicri takvim çıkıyor.
-
36. ersin düzen
stancu'ya değil, stanciu'ya stançiyuv diyen spiker.
her şeyi de siz bilmeyin bir zahmet. -
37. barbie'ye benzemek isterken maymuna dönen kadın
şu haberi tıklayarak hayatımdan 2-3 dakika çaldırdım. ben ettim siz etmeyin. inşaatta çekirdek çitleyip kepçe izleyin, bunu izlemeyin.
-
38. michael jordan
kendisinin oynadığı dönemde rakip takımlarda şu isimler vardı:
patrick ewing, alonzo mourning, shaquille o'neal, doc rivers, david robinson, karl malone, john stockton, hakeem olajuwon, dikembe mutombo, shawn kemp, gary payton, penny hardaway, jamal mashburn, scott williams, reggie miller, tyrone hill, greg ostertag, grant hill v.b.
ve bu isimlerin arasında %50 isabet yüzdesi ile 30 sayı ortamayla oynadı michael jordan. sadece şut atmakla kalmadı en iyi savunmacı seçildi, asist kralı oldu vesaire.
şimdilerin sikindirik yıldızlarını yukarıda yazdığım aç kurtların arasına bırakın, maç başı 15 sayı bulurlarsa dua edin.
yok stephen curry'miş, yok lebron james'miş, yok kevin durant'mış.
lan bi siktirin gidin. -
39. milli takım'ın kısa pantolonları
buse terim gibi bir moda ikonunun elinden çıkmış olabilir.
-
40. kipa ile migrosun faaliyetlerini birleştirmesi
1 tl nominal bedelli kipa hisselerinin 0,2375 tl den satılması olayıdır. üstelik bu satın alımdan sonra belirli bir fiyattan piyasadan hisse alma zorunluluğu bulunan migros, bundan muaf olmak için spk'ya başvurdu.
(bkz: soygun)
tesco tarafında ise olan olay şu, yatırımcısının şirkete güvenerek 2, 30 tl lerden aldığı hisseyi, migros'a 0,2375 tl den satarak şener şen gibi arkasına bakmadan ülkeden çıkma olayıdır.
(bkz: ekonomik istikrar) -
41. katar'da tecavüze uğrayan hollandalı kız
bu olay bize göre az buçuk tuhaf ve kabul edilemez görünüyorsa, bu ülkenin kurucusu sayesindedir. hatta onun bu günkü en büyük düşmanları bile -yine onun sayesinde- bu gibi bir olayı kabul edemez durumdadır (ya da umarım öyledir).
-
42. diploma tartışmasının abartılmış bir balon olması
#61032318
uçan balık, exocoetidae familyasını oluşturan balık türlerinin umurunda bile tartışmadır. 64 cinsten oluşan familyaya ait balıkların 64 cinsi de bu konuya önem vermez.
hatta japonların da o kadar umurlarında değildir ki uçma rekoru olan 42 saniye, 45 saniyeye çıkacak mı çıkmayacak mı diye oturup çekimler yapmışlar ve görüntülemeyi başarmışlardır. -
43. recep tayyip erdoğan
hepimiz yeri geldi dalga geçtik, komiklik yaptık, beddualar küfürler sinir patlamaları vs.
ama doğruya doğru demek lazım, zamanında menderes ve özal'ın ülkeyi çağ atlatmaya çalıştığı zamanlar nasıl büyük oyunu görmeyen muhalifler olduysa şimdi de ülkenin bekaasını sonuna kadar savunup dışarda şimdiye kadar olmayan bir korku salan bir liderin hakkını vermek lazım diyene kadar mal güruh heyecanla okudu sanırım, sizin ben ahlakınızı sikeyim! devran dönünce size empati kurup acıyanın da ahlakını sikeyim. -
44. survivor 2016
atakan senin de yunus'a kabiliyet düşmanı, nerden çattık bu belaya, bunları sırtımızda taşımaktan bıktık dediğin, hatta onu geçtim adadaki emir erlerine kendinden on yaş büyük yattara dahil yunus'a selam bile vermeyeceksiniz diye talimat verdiğin günler uzakta değil.
-
45. türk milletine bela olan şeyler
(bkz: din ve milliyetçilik)
-
46. game of thrones
spoiler var!
high sparrow doğru bildiğinden şaşmıyormuş. tommen'in ensest mahsulü olduğunu adı gibi bildiği halde sırf bu dangalağı kafalamak kolay, bu tahttan inerse yeni gelen götümüzü keser diye sesini çıkarmıyor pezevenk.
her dinci gibi işine geldiği kadar dindar işte. bu zamanaca hangi dinci doğruluk, dürüstlük peşinde olmuş ki bu yavşaklar olsun? o rahiple rahibenin götüne 7 köşeli yıldızı kim sokarsa demir taht yarışında onu destekleyeceğim. -
47. +1 850 724 0724 dolandırıcılığı
yaklaşık bir iki saat önce mağdur olabilme ihtimalimin olduğu dolandırıcılık türü.
ekranda çıkan florida yazısına işkillenip telefonu açtıktan sonra, telefonu eden kadın iş bankası genel müdürlüğünden aradığını, bu zamana kadarki kart kullanım aidat ücretlerinin iadesi ile ilgili aradığını (yaklaşık 984 lira civarı bir şeydi) ve bu ödemeyi kabul etmemem durumunda devlet hazinesine bağışlanacağını söyledi. bir aynştaynlık yapıp kadınla konuşurken internetten iş bankası müşteri hizmetleri numarasına bakıp 0850 724 0724 olduğunu görünce (başındaki +1'e dikkat etmeden) , ödeme için tamam dedim. daha sonra kadın t.c. kimlik numaramı söyleyip doğru mudur diye onayladı ? ben de onayladım. bunun üzerine telefon başka bir hatta aktarıldı ve isminin "bora ören" olduğunu söyleyen bir adam konuşmaya başladı. bu pezevenk kart numaramın ilk 4 ve son 4 hanesini söyleyip biraz daha güven duygusu kattıktan sonra bu ödeme için müşteri numarama ve 6 haneli online şifreme ihtiyaç duyduklarını (bu arada online şifrem yok ama yine de bekledim var mı lan acaba diye) ve bunun onayı için filan da telefonuma mesaj geleceğini söyledi. yaklaşık bir dakika telefonuma mesaj gelmesini bekledikten sonra mesajın gelmediğini söyleyince sistemin dolu olabileceğini ve bu ödeme için şifreme ihitiyaç duyduklarını söyledi. ben ödemeyi banka şubesinden nakit almak istediğimi söyleyince de telefon kapandı.
hemen akabinde iş bankası müşteri hizmetlerini * arayıp durumu bildirdim. onlar da bu durumla ilgili kendilerine de bir bilgilendirme geldiğini, itimat etmemem gerektiğini söyledi. ben de bilgilerimi vermediğimi, sadece verdikleri bir iki bilgiyi onayladığımı söyledikten sonra her duruma karşı kartı "çalıntı" olarak nitelendirip iptal ettirdik ve yeni kart çıkarmak için onayladık.
ben iş bankasının online hizmetlerini kullanmamam ve kartımın şuan borçtan dolayı kullanıma kapalı olmasından dolayı bir şekilde yırtmış oldum (o da yaklaşık 950 lira civarı, artık borcu tutturdular mı yoksa onu da öğrendiler mi bilmiyorum). yalnız başındaki tek bir rakamın farklılığına dair bir anlık dikkatsizliğimden ve bu konuda internette en azından o an bir şey göremememden dolayı farklı şartlar altında olsam çok fena dolandırılabilirdim.
bu konuyla ilgili internette herhangi bir bilgiye ulaşamadığım için burada paylaşıp sizleri bilgilendirmek istedim. kimsenin bu konuda canının yanmaması dileğiyle. -
48. aselsan'ın ürettiği ışık hızında giden yok edici
ilgili sayfada sadece bir yerde "ışık hızı" ifadesi geçiyor, o cümle de şöyle:
"radar yeraltında ışık hızına yakın bir süratle hareket eden elektromanyetik dalgaların yolculuk sürelerinin nano saniye mertebesinde ölçerek yabancı ve tehlikeli cismi tespit ediyor. "
burada ışık hızı ile hareket eden cihaz değil, "elektromanyetik dalgalar", cihaz bunları tespit ediyor. 4 tekerleği var ve zırhlı araç. resmini de koymuşlar. bunu okuyup nasıl böyle anlam çıkarılıyor, bilimin asıl açıklığa kavuşturması gereken bu bence.
(edit: facebook bağlantısında, cihazın kendisinin ışık hızında hareket ettiği ifade edilmiş. ) -
49. atalay filiz
adama dahi filan deniyor da deniz seki 6 ay kaçtı bu ülkede be. aptal gibi nişanlısıyla gorusmese zor bulunurdu. cem garipoglu da siyasi baskıdan kendi teslim oldu. yoksa o da zor bulunurdu.
dahi mi bilmiyorum ama bizim polis hafif tatlı. -
50. litrelik absolute'un 130 lira olması
tekelin ne suçu var allahsız. git derdini hükümetle çöz.
sıkıntılı bir durum.