az bile verilmiş ceza bana kalsa sınırdışı ederdim siktiğimin arabını. madem içinde bulunduğun topluma entegre olamıyorsun o zaman siktir git kendi memleketinde kadın eli sıkma hayvanın evladı.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. basel'de öğrenciye tokalaşmama cezası
-
2. barack obama'nın 4.3 milyon dolarlık ev kiralaması
aksaray'ın 3 aylık elektrik parasına yaklaşıkmış.
iyi valla. gayet mütevazı. -
3. arabanın kapısını hayvan gibi kapatan kız
benim küçük kız bu.
sanırsın babasının malı.
öyle sert kapatıyor ki sıpa, içim gidiyor.
sonunda "papı papandı baba" deyince canı sağolsun diyorum. -
4. 26 mayıs 2016 izmir'de heykele balyozlu saldırı
günlerdir gericilere dert olmuş olan izmir metrosundaki 'müzisyen' isimli mitolojik heykele bugün balyozlu saldırı yapılmış ve akabinde belediye heykeli artık kaldırmış.
haber
haber
çoluğa çocuğa tecavüze ses çıkarmazlar, tecavüzcüyü korur-kollarlar. hacıları hocaları, öz kardeşine tecavüz eder hamile bırakır, rızası vardır derler ama heykel ahlaklarını bozar.
gözleri önünde toplum içinde kadınlara sözlü-fiziksel taciz olur, tecavüze yeltenilir kıllarını kıpırdatmazlar, ama el ele yürüyen genç bir çift onların ahlakını bozar.
işte ışıd zihniyeti bu arkadaşlar, içimizde yaşıyor bu yobazlar, 10 sene öncesine kadar sadece tarikatlarında-dergahlarında baş gösterirlerdi, artık her fırsatta gün yüzüne çıkıyorlar. baskı ve zulüm ile ülkeyi 1500 yıllık çöl gelenekleri ile yönetmeye çalışıyorlar.
şimdi gerçek islam bu değil diyenler çıkacaktır eminim ama şu bahsettiğiniz gerçek islamı bi göremedik be arkadaşım.
edit: saldırı anı güvenlik kamerası görüntüleri
görüntülerde balyoz yok ama beğenirsin ya da beğenmezsin bir sanatçının eseri var ve bu cansız taştan esere nefretle, tekme tokan girişen bir sığır. -
5. otobüste uyuyan güzel kızın yüzüne boşalmak
beyler muavini bulduk...
-
6. ne gerek var ki sözlükten uçurulsun kampanyası
an itibari ile başlattığım kampanya. muhtemelen para karşılığı alınmış bir hesap ve adeta sözlüğün sabır taşı ile oynamakta. son açtığı başlıklar;
(bkz: muavinin gs-fb maçından bile daha çok ilgi görmesi)
(bkz: yüzüne attırılmış kızla sevgili olmak)
(bkz: bir muavinin en güzel olduğu an)
(bkz: sevgilimin yüzüne boşaldılar diye başlık açmak)
(bkz: metro muavini eğer gezici olsaydı olabilecekler)
(bkz: bir cumshot capsi uğruna turizm firmasını batırmak)
(bkz: metro muavinine yardım kampanyası) -
7. sevgilimin yüzüne boşaldılar diye başlık açmak
yaşananın bir cinsel fantezi değil, bir şiddet suçu ve cinsel saldırı olduğunun idrakinde olan adamın yapacağı iştir.
aklınız ermez. erecek olsaydı zaten ilk entry'si olmayan başlık açmazdınız. -
8. down sendromlu kızı için damatsız düğün yapmak
manisa'li bir babanin eylemidir:
video: https://www.youtube.com/watch?v=8v3ygnsvcxk
haber: http://t24.com.tr/…icin-damatsiz-dugun-yapti,342152
edit:
dunyadan benzer ornekler:
felcli baba robot iskeletle yuruyerek kizinin dugunune katiliyor:
http://www.mirror.co.uk/…ad-uses-robot-suit-8030625
tekerlekli sandalye kullanan baska bir felcli baba, gelenege uyup, kizini kolunda damada goturmeye calisiyor:
https://www.youtube.com/watch?v=-t5cwc1pkgo
gec teshis edilen beyin tumoru yuzunden 2 gunluk omru kalan 16 aylik kiz cocuguna daha onceden "senin dugununu yapacagiz sozunu" vermis baba kiziyla evleniyor:
http://www.dailymail.co.uk/…just-two-days-live.html
yakalandigi kanserin son evresine gelen baba, kizinin dugununu goremeyecegi icin 11 yasindaki kizina dugun yapmaya karar veriyor:
https://www.youtube.com/watch?v=jg2rwgteuia
yine kanserden kurtulamayacagini anlayan baska bir baba, 4 cocugunun ilerideki dugunleri icin onlarla birlikte dugun yuruyusu yapiyor:
http://www.dailymail.co.uk/…weddings-won-t-see.html
hastanede son gunlerini yasayan babasi karsisinda evlenip, onunla yataginda dans eden bir kiz cocugu:
https://www.youtube.com/watch?v=rxjxsxs0umc -
9. aziz sancar'ın politik görüşünün omurga yarıçapı
yurtdışından vatanına, milletine sövüp sayıp edebiyat,politika alanında destek görüp ülkesine ve milletine ihanet edenlere alışmış bünyelere bir bilim adamının uluslararası başarısı sonrası ülkesini, devletini milletini yücelten değerleri öne çıkarması bol gelir.
hadi yavrım hadi sizi anca orhan pamuklar, elif şafaklar paklar.
yurtdışında türkiye için devlete katil, millete ırkçı, barbar, sapık diyenler sizin layığınız... -
10. ya iftiraysa
cinsel taciz vakalarında tacize uğrayan şikayet ettiğinde ortaya atılan en yaygın sorulardan biri.
"ya iftiraysa?"
1. iftira, yani haksız suç isnat etmek de kanunen suç. yani iftiraysa ve yargılamada bu ortaya çıkarsa iftirayı atan ceza alabilir. biri iftira atıyorsa cezalandırılmayı da göze alacak kadar büyük bir gerekçesi olmalı.
2. mağdur şikayet ettiğinde mağduriyeti azalmıyor tam tersine artıyor. öncelikle kamunun gözü önünde bilinen bir figüre dönüşüyor. daha çok hakarete aşağılamaya maruz kalıyor. çok yaygın olarak işini ve arkadaş çevresini kaybediyor. tacizciler tekrar sokağa döndüklerinde şikayetçilerinden intikam almaya meyilli oluyorlar. şikayet etmek tüm bu olacakları göze alarak yapılabilecek bir şey oluyor.
3. gerçekten tacize uğrayanların çoğu kendilerini suçluyor. bunun psikolojik sebebi ise "benim suçum, öyleyse gelecekte olmasını da ben engelleyebilirim" diye düşünüp kendilerini güçlü hissetmeleriymiş. kendi başına çabalama şekli. ama bu suçluluk ve beraberinde pek çok faktörle birlikte kurbanı şikayetten de alıkoyuyor. yapılan bir araştırmada abd'de cinsel taciz mağdurlarının sadece %15-35'inin uğradığı tacizi şikayet ettiği tahmin ediliyormuş. şikayette bulunmak bu açıdan da büyük bir güç ve irade gerektiriyor.
4. çocuklar arasında yapılan pek çok araştırmada tacize dair iftira oranının %2-%10 arasında olduğu ortaya çıkmış. yani mağdur çocuksa en az %90 ihtimalle doğru söylüyor. hatta tam tersine çocuklar durumu kafalarında olduğundan daha hafif algılayabiliyorlarmış.
idaho üniversitesinde kadınlar arasında 10 yıllık bir veri üzerinden yapılan bir araştırmada cinsel saldırı iddialarının iftira çıkma oranı da aynı: %2-%8 arası. yani bir kadın cinsel saldırıya uğradığını söylüyorsa en az %92 ihtimalle doğru söylüyor.
fbi'ın 1998 yılındaki raporuna göre cinsiyet ayırt etmeksizin tüm tecavüz ve alakalı cinsel suçlar açısından da iftira oranı %8.
5. taciz iddialarının iftira çıkma ihtimali kadın/erkek eşitiği dengesi bozuldukça artıyor. mesela abd'de %8 olan sahte taciz isnadı oranı, dünyada kadın erkeğin en eşit olduğu ilk 5 ülkeden olan danimarka'da %1.5. ama bu konuda daha önce zaten uzun uzun yazmıştım (bkz: türk kızının tecavüze uğradım yalanı/@ssg)
oysa türkiye'de polis memurlarının %33'ü bazı kadınların tecavüzü hak ettiğini düşünüyor.
o yüzden "ya iftiraysa?" diye soran olursa ona "ya çok dandik bir ortadoğu ülkesinde yaşıyorsak?" yanıtı verin. daha büyük problemlere odaklanmasını sağlayın. -
11. rus savaş gemisinin rus kızlarıyla boğazdan geçişi
"bundan sonra bizim karilara anca boyle uzaktan bakarsiniz iste amk comarlari" gecisidir ki bugun itibariyle gercek olmustur.
yalniz, dizi dizi sarisin civirlarin yaninda gunduz feneri gibi farkedilen zenci erkek subaya dikkat. sansli pic!
http://www.haberturk.com/…stanbul-bogazini-seyretti -
12. aziz yıldırım
tribünlerde küfür var diyen başkan.
ulan dün bizim taraftar göksenin köksal'ın anasına söverken küfür değil de, mahmut uslu ergin ataman'a ettiği küfür değil de, galatasaray'ın bize ettiği mi küfür?
ulan senden öyle nefret ediyorum ki, galatasaray'ı savundurdun ya bana; allah seni başımızdan hemen alsın. -
13. metro turizm ofisini basan halk kahramanı
kapıyı tekmeyle açıp: "metro turizm hanginiz" demiş midir?
-
14. ufoların gerçek olması sonucu dinlerin durumu
var olandan daha katlanilmaz hale gelir. hatta hic suphem yok ki islamcilar allem eder kullem eder, "kuran'da yaziyordu zaten" deyip kanit niteliginde kullanir.
oglum bunlar tavugun su ictikten sonra sukretmek icin allah'a baktigina inanan, sivrisinegin viziltisini kaydededip x6 yavaslatip tersten dinleyince fatiha'nin okunduguna inanan insanlar ya. neyden bahsediyorsun? -
15. jackpotta 4.5 milyon kazanıp casinodan alamamak
kendi ayağına sıkan bir kumarhane'nin yediği halt.
nasıl teknik hata oluyor azizim o.
o makinalar lisanslı değil mi ?
teknik hata bile olsa sike sike ödeyeceksin.
çocuk oyuncağı mı lan bu.
adam 1000 lirayı jackpot'a gömüp, başını alırken teknik hata olmuyor da, kazanınca mı teknik hata oluyor.
bugüne kadar orada jackpot oynayanların da dava açması lazım, makinalar bozukmuş paramızı geri istiyoruz diye. -
16. metro turizm
ozan gülhan şöyle bir şey yazmış:
"zamanında metro turizm'in müdürlerinden birisi kıdem tazminatı davası açmak için yanımıza gelmişti. ardından müvekkili görüşme için metrocity'ye çağırdılar. gitmemesi konusunda kendisini uyardık. tahminen avukatlık ücretini kaçırmamak için böyle bir uyarıda bulunduğumuzu düşünmüş olacak ki bizi dinlemedi. görüşmede şirketin sahibi galip öztürk'ün önünde kafasına silah dayayıp kıdem tazminatının iki katı kadarlık bir senet imzalattılar kendisine. sonra utanmadan senedi bir de icraya koyup adamcağızın parasını aldılar. galip öztürk'ü şikayet ettik tabii. savcımız, "koca galip öztürk öyle şey yapar mı avukat bey allasen" deyip takipsizlik verdi. itiraz ettik ama sonuç değişmedi. birkaç sene sonra galip öztürk, başka bir dosya kapsamında adam öldürmeye azmettirme suçundan tutuklandı. epey de tutuklu kaldı. ancak yargılama sonunda beraat etti. nasıl mı? akp mitinglerine ücretsiz yolcu taşıma ve akp'lileri işe alma karşılığında. işte okuyacağınız bu hikayedeki sapık, tahminen işe alınan o vatandaşlardan birisi. bu sapık, hırsız, katil adamlara para kazandırmayın!.." -
17. tuvaletini yaparken penisini yılan ısıran adam
(bkz: kobra takibi)
-
18. yüzüne attırılmış kızla sevgili olmak
-
19. vatandaşlık verilse yaşanılacak ülke
format sikmenin de bir siniri var. git isim sehir oyna arkadaslarinla. hadi cocugum.
bir ergen forum basligi. -
20. reza zarrab'ın cep telefonundan çıkan görüntüler
1 balyada 100 banknot,
ordaki paketler 5x2=10 balyalık, = 10'luda 1000 banknot, toplamda 18 tane 10'lu var var, 18000 banknot eder,
ordan 180000 x 50000 eur= 9m eur
aman ben de bişey sandım -
21. fenerbahçe'nin 2015-2016 sezonunda aldığı şey
kupa değildir.
-
22. metro muavinine yardım kampanyası
başarıya ulaşırsa dağda sokakta bayırda herkes birbirinin suratına attırır ki sıçtığımızın resmi olur.
(bkz: yapma evladım yapma çocuğum) -
23. başkan obama'nın ufo'ların varlığını açıklaması
uzunun mal varlığını açıklasalar, bizim için çok daha hayırlı olur!
-
24. beşiktaş
dün siz yokken şunlardan bahsetmiştik: #60727104
2015/2016 sezonu- güneşli günler geliyor
14/15 sezonu bitiminde, hiç derbi kazanamamış (gol dahi atamadan) ve yine üçüncü olmuş olan slaven bilic ile yollar ayrılıyor. benim de içinde bulunduğum yazarların pek hoşlandığı bir şey değil bu:
(bkz: slaven bilic manifestosu)
lakin elden bir şey gelmiyor. bilic’in yerine gelen ise, dokunduğu her yerde mucizeler yaratan, bugünkü türk milli takımın yarısının yükselişini sağlayan ve gol kralı avcısı şenol güneş. bakmayın şimdi böyle anlattığıma, göreve geldiğinde bir çok kişi tarafından loser ilan edilen, beşiktaş’ın son haftalardaki düşme sorununu perçinleyecek kişi olduğu söylenen yine şenol güneş’ti.
bunun dışında uefa ile mali fair-play anlaşması imzalıyor ve transferde sattığı kadar harcayacağını beyan ediyoruz. fakat fikret orman, 6 m €’ya aldığı demba ba’yı 13m €’ya satarak hem uzun yıllar sonra ilk defa bu denli büyük bir transfer geliri elde edilmesini sağlıyor, hem de transferde elimizi bir nebze rahatıyor. bu arada bu sezonda demba ba’nın yaptıklarıyla ilgili şu entry’den detaylı bilgi alabilirsiniz. daha sonra gelecek vadeden atınç nukan’ı da 5+1 m €’ya almanya’ya satınca elimiz epey rahatlıyor. tabi türkiye böyle oyuncu satışlarına pek alışık olmadığından bu gelişmeler bir takım spekülasyon ve dezenformasyonları da beraberinde getirdi. söylentilere göre beşiktaş transfer yapabilmek için, satış rakamlarını şişiriyor ve kendisine transfer bütçesi yaratıyordu. tabi aynı zamanda kara para aklıyordu.
(bkz: beşiktaş'ın kara para aklaması)
tabi bu mantığa göre beşiktaş sattığı parayla da oyuncu almalıydı. ancak öyle olmadı. devre arası ersan’ın da 6 m €’ya satılmasıyla birlikte oyuncu satışlarından kazandığımız para 25 m € ya çıkarken, harcadığımız para 13,95 m €’da kalıyordu. aradaki 11 m € ise bu tezleri tamamen çürütüyordu. bu arada mali krize girmeye başlayan galatasaray 11 m € para harcarken, fenerbahçe 41,68 m € harcıyordu.
bu sezon 3 kritik transfer yapıldı: gomez, quaresma ve beck. beck tam olarak aradığımız kan olmasa da, serdar'dan bir gömlek üstte olduğundan, sağ bek bölgesi ile ilgili sorunumuzu çözdü. quaresma, ben dahil bir çok kişinin karşı çıktığı bir transferdi. her ne kadar olgunlaştı vs dense de, pek de öyle olmadığını bizlere net olarak gösterdi. ancak şenol güneş kendisini o kadar güzel dizginledi ki, (kart sorunu çözülmese de) tam da istediğimiz gibi bazı maçlarda çilingir olarak ortaya çıktı. gomez ise, beşiktaş’tan ziyade sezonun tartışmasız en iyi transferi oldu. şenol güneş yıllardır yaptığı işi yaptı ve gomez’i gerçek potansiyeline ulaştırdı.
sezona başlamadan bu sene orta sahada kendisinden çok şey beklediğimiz tolgay ali arslan, çapraz bağlarını kopardı. tam olarak olmasa da onun yerine kullanabileceğimiz diğer oyuncu veli de omzundan sakat olduğu için orta saha arayışlarına başladık. lucas leiva ile anlaşma aşamasına kadar gelmemize rağmen, gelmeden önceki bir arsenal maçında yıldızlaşan leiva’yı hocası brendan rodgers bırakmadı ve şenol hoca o bölgede oğuzhan’ı oynatmaya karar verdi (viraj 1). tabi orta saha transferi yapamamamız bir risk daha taşıyordu; 33 yaşındaki atiba. atiba’nın başına taş bile düşse (ki beşiktaşlı olduğu için böyle şeyler gayet olağandır) en azından devre arasına kadar necip'le idare etmekten başka şansımız yoktu. açıkçası ben sakatlanmadığı ve ceza almadığı her hafta bir “oh”çekerek devre arası transfer döneminin gelmesini dört gözle bekliyordum. 33 yaşındaki bu adam elbet yorulacak, sakatlanacak ya da cezalı olacaktı. olmadı ya la (viraj 2).
sezona deplasmanda mersin’i 2-5 yenerek iyi bir başlangıç yaptık. takımla birlikte iyi bir çıkış yapan da 3 gol atan cenk tosun oldu. ancak sonraki hafta olimpiyatta trabzonspor’a 1-2 yenilerek tadımız biraz kaçtı. maçtan sonra konuşulan ise quaresma’ydı. taç çizgisinden attığı golün ardından, hakemin düdüğünü beklemediğinden ikinci sarıyı gören quaresma, eski şımarık günlerinden sinyaller vermeye başlamıştı.
ertesi hafta gaziantep deplasmanındayız. antep sağlı sollu yüklenirken bir serbest vuruş kazanıyoruz. topun başına geçen oğuzhan'ın içinden adeta sergen çıkıyor (golden sonraki sevince dikkat, bu hırs bize çok puan kazandırdı). ardından oyuna giren cenk'le töre farkını ortaya koyuyor ve maçı 0-4 alıyoruz.
daha sonra başakşehir karşısına çıkıyoruz.
burada araya girmek istiyorum. şuraya bakarsanız, maçtan önce “şehitler ölmez vatan bölünmez” diye slogan atılıyor bu slogan ligin son maçında da vardı, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi...
devam edelim. şenol güneş ilk maçta 74. dakikada, ikinci maçta 62.dakikada, üçüncü maçta ilk onbirde şans verdiği gomez’de yine ısrar ediyor ve bu maça kadar gol-asist anlamında sıfır üretkenliğe sahip gomez bu maçı bize 2-0 aldırıyor (viraj 3). bu maçla ilgili söylenecek birkaç şey daha var. birincisi, gomez’in şöyle avladığı adam milli takımın kalecisi volkan babacan. bu adam sondan iki hafta önce yaptığı kurtarışlarla fenerbahçe’nin fişini çeken adam. yani gomez’in avladığı, ligin en iyi iki kalecisinden biri. aynı zamanda bu gol de, ligin diğer iyi kalecisi muslera’ya attığının provası gibi… yine özeti izleyecek olursanız, başka bir prova daha gözünüze çarpacak (dk:2:07). gökhan’ın kesip gomez’in kaçırdığı bu pozisyon, 2 hafta sonra fenerbahçe karşısındaki galibiyet golümüze dönüşecek.
uefa grup maçlarına da başlayıp skenderbeu karşısında ilk galibiyetimizi alıyoruz. bu maçın 28. dakikasında golünü atan sosa, golün ardından top toplayıcılara koşuyor ve top istiyor. ancak bir türlü top bulamıyor. niyeti ise topu formasının içine sokarak golünü hamile eşine armağan etmek. bu özette görünmese de sonunda selamını gönderiyor (viraj 4- bunun virajla ne alakası var diyenler şu entrye bakabilir: 54881183).
skenderbeu dönüşünde gençlerbirliği ile kaşılaşıyoruz ve 1-1 berabere kalıyoruz. gökhan töre ise bu maçta, beşiktaş’ın lig tarihindeki 3000. gölünü atıyor.
6.hafta. olimpiyat stadında fenerbahçe’yi ağırlıyoruz. iki senedir derbilerde gol dahi atamadığımızdan (gs maçında hükmen yenildiğimiz için almeida’nın golü sayılmadı) üzerimizde bir gerginlik var. iyi gidiyoruz ama bakalım derbilerde ne yapacağız? gomez de geçen seneki demba ba gibi derbilerde suskun mu kalacak acaba... zaten gerginiz, bir de buradaki ergenler “götleri kalktı bi indirelim bunların yea” havasında. bi yandan akıllı uslu fenerliler de başarı diliyorlar ama onlar da biz sizi yeneceğiz havasındalar :)
maç başlıyor ve fenerbahçe üzerimize gelmeye başlıyor. derken bir duran top sonucu simon kjaer ters bir vuruşla kendi kalesine golü atıyor. aslında golde pozisyondaki oyuncu ersan ofsayt. ancak fenerbahçe’nin forma arkası koyu lacivert, beşiktaş’ın forma arkası siyah olduğu için bu maçta tonla yanlış ofsayt kararı çıkıyor iki taraf aleyhine de. biz konuşurken gomez bi gol daha attı bile, durum 2-0 :) daha sonra bir korner kazanan fenerbahçe’de fernandao’un yapamadığını tosic yapıyor ve o da kendi kalesine golü atıyor. daha sonra gomez’in penaltısı, volkan’ın çıkan-çıkmayan topu derken durum 2-2’ye geliyor. ancak söyleyecek son bir sözümüz daha var. dakika 74. oğuzhan sol kanattan kaçan gökhan’a kilit bir pas atıyor. o da başakşehir maçında provasını yaptıkları ortayı yeniden yapıyor. gomez ise havada durdum şahitlerim var der gibi (viraj 5). derbi kazanmayı özlemişiz.
bu maçın akabinde sporting lizbon’u konuk ediyoruz. sporting bizi epey hırpalasa da maçı 1-1 bitiriyor ve eskişehir deplasmanına geçiyoruz. çok zorlanmadan 1-2 kazansak da, son saniyede direğimizden topta şanslı olan taraf biziz. sonraki hafta rize’yi konuk ediyoruz. her iki takımın da birer golü yanlış ofsayt kararı sebebiyle iptal ediliyor. bu maçta attığı tek golle bizi ipten alan isim ise quaresma. rize’nin ardından lokomotiv moskova deplasmanına gidiyoruz 1-1 berabere kalıyoruz. sonraki rotamız antalya. antalya’nın yeni stadının açılış maçı. ama maalesef bu güzel gün, onlar açısından pek güzel bitmiyor. önce necip’ten beklenmeyecek klaslıkta bir vuruşla öne geçiyoruz. bir süre sonra ceza sahamızın içinde ismail’in yaptığı hata sonucunda, top hiç hata affetmeyecek birinin önünde kalıyor ve samuel eto’o durumu 1-1’e getiriyor. ancak gomez, quaresma, cenk ve olcay bizde olduğu için 1-5 kazanıyoruz.
kasımpaşa maçımız ise bu kadar kolay geçmiyor. bu maçta 3 kez geriye düşüyor, üç kez geri dönüyoruz. eren derdiyok’un coştuğu maçın en güzel noktası kısmı ryan donk’un iyi performansıydı sanırım. donk bu maçtaki iyi performansını golle süsleyince dikkatleri üzerine çekerek devre arasında galatasaray’a transfer oldu ve bir beşiktaş maçında kendi taraftarları tarafından ıslıklandı. paha biçilemez.
tekrar avrupa’ya dönüp lokomotiv ile istanbul’da karşılaşıyor ve yeniden 1-1 berabere kalıyoruz. sonrasında lige dönüp bursa deplasmanına koşuyoruz. bursa maçları bizim için hep zor olmuştur ama bir şekilde kazanmayı becermişizdir. bu maç da öyle oluyor. bu maçın kilidini çözen ise oğuzhan. 90. dakikada sezonun en organize golünü atıyor ve üç puanı alıyoruz (viraj 6). bu golü bir daha izleyelim, izlemeyenlere izletelim.
sonraki maçımız sivas’la. bir türlü topu kaleye sokamıyoruz. ne yapsak olmuyor. derken atiba ceza sahası içerisinde yerde kalıyor ve penaltı ile 1-0 öne geçiyoruz. ilerleyen dakikalarda ise bir atak sonucunda aatıf çeçu(bunun soyadını googledan bakmadan yazana benden çeyrek altın) topu kapıyor ve rhodolfo’dan belki sezonun en iyi müdahalelerinden birisi geliyor. son dakikada ise oğuzhan, bursa maçındaki alışkanlığını devam ettiriyor ve benzer bir plase ile farkı ikiye çıkarıyoruz . bu galibiyetin peşine bir de skenderbeu galibiyeti alıyoruz(2-0) ve keyfimiz yerine geliyor.
derken bölüm sonu canavarımız akhisar ile karşılaşıyoruz. maç başladı derken gol yiyoruz. gerçekten güzel bir gol atıyorlar. golden sonra yükleniyoruz tabi. ama öyle böyle değil, ondan fazla net pozisyonumuz var ancak atamıyoruz. sonra en güzel duyguların katili tolga sahneye çıkıyor ve durum 0-2 oluyor. sonrasında yeniden yükleniyoruz ve tonla gol kaçırıyoruz. dauglao ve lukac devleşiyorlar adeta. sonrasında bir atak daha yapıyorlar ve top direkten dönüyor. yani akhisar toplamda 3 kez kalemize geliyor ve 2 gol 1 direk ile bizi yıkıyorlar.
bu maçtan sonra, 6. haftada aldığımız liderliği 13.haftada fenerbahçe’ye bırakıyoruz. neyse ki bir sonraki hafta, hiç vermemek üzere geri alacağız.
yarın --> galatasay derbisinden karlı günlere -
25. silopi'de ö.h. polislerinin kız çocuklarına tacizi
-
26. 26 mayıs 2016 murat karayılan'nın gebermesi
178. kez ölmüştür. vatana millete hayırlı uğurlu olsun.
-
27. 26 mayıs 2016 galatasaray fenerbahçe maçı
erman toroğlunun inanılmaz bir yorumuna sahne olan maç.
''gs de 3 sol ayaklı oyuncu var, top çevirmede fbye ters gelir, bu iyi bir avantaj''
ulan gsdekiler sol ayaklıysa, fenerliler sağ ayaklıysa onlarda gsye ters gelir. beyin. dll. not found. -
28. lanet olası dar paça modası bitsin artık
-
29. izlanda'nın bir yıllık gündemi
son bir yılı yazıyorum :
volkan patladı
björk yine single çıkarmadı
bu sene de balık bol
milli takım süper gidiyor
başbakan'ın panama'da parası çıktı, istifa
sürekli dönen haberler ise:
izlanda'nın görülesi 10 yeri
game of thrones seti nerede
geleceğimiz jeotermal enerji
sinema meraklıları için izlanda haritası
izlanda elfleri
nasıl huzurlu ülke bu. gerçi bunun başka versiyonu yeni zellanda'yı tercih ederim ben iklim açısından. -
30. 26 mayıs nusaybin'de 44 teröristin teslim olması
teslim olanlar dar alana sıkıştığı söylenen şu "siviller" olabilir:
https://pbs.twimg.com/media/cjyapcuuyay3yhc.jpg
vicdansız, şerefsiz katiller.
https://pbs.twimg.com/media/cjxzhruugaif23e.jpg -
31. 14 mayıs 2016 popeyes konya rezaleti
konya'da yaşamak başlı başına rezaletken, tevazu gösterip konya'ya şube açan popeye's eleştirilmiş.
pes doğrusu. -
32. danimarkalı kızın türkiye yorumu
-
33. fenerbahçenin kupa törenine çıkmaması
madem çıkmayacaktın neden antalya'ya geldin diye sordurtan.
kupayı kazanacaklarını mı düşündüler yoksa aq. -
34. gülen'in galatasaray'ı dua ederek şampiyon yapması
efsane bir aziz yıldırım iddiası.. @
2000 yılında fetullah gülen dua ederek galatasaray'ı şampiyon yapmış. tükürüğü fazla kaçırmış olacak ki iş uefa kupası ve süper kupaya kadar gitti sonra.
şike uzmanı aziz yıldırım'ın bile sınıflandıramadığı bir şike çeşidi bu, adam kıskandı sanki, böyle oluyorsa biz niye tarlaları sürmekle uğraştık la diyor heralde..
edit:link -
35. 98'lik dedenin görüşüne hakaret eden gezici
şimdi 95 yaşında ateist bir dede buradan kalkıp, erzurum'a bir camiye gitse ve dese ki;
"din bağnazdır, insanları uyutuyorsunuz, kaldırın bu camiiyi buradan" dese, yaşına başına bakmadan kafasını orada uçurup, linç edebilecek demokrasi bekçilerinin olduğunu bildiğimizden içimiz demokrasi açısından rahat çok şükür.
neden?
çünküüüü ateist dede erzurum'daki camideki cemaatin, inanç özgürlüğünü kısıtlamış olur.
yine erzurumlu, dinci, çember sakallı bir dede gelip de izmir'de heykel protesto edince de ifade özgürlüğü, demokratik hak olur ama ateist dedenin böyle bir hakkı yok.
kısacası; bu ülkede demokrasi sadece dincilerin isteğine göre şekil alır.
not: ateist sporlu değilim.. -
36. arjen robben
-
37. game of thrones'taki en karizmatik isim
(bkz: jaqen h'ghar)
-
38. lukas podolski
spiker: bu ezeli rakibe ilk golünüz ... bla bla
poldi: aslında bu ikinci golüm..
adam maç bitti hala çakıyor durduramıyoruz. -
39. genç erkeklere yazan 30 yaş üstü kadınlar
son zamanlarda başıma hiç gelmeyen durum. ulan acaba ben mi yaşlı göstermeye başladım. bu kadınlar benden niye bi şey istemiyor?
-
40. jan olde riekerink
hakem düdüğü çaldığında yüzünde oluşan ifade ile beni hüzne boğmuş teknik adamdır. o güzel heyecanını, sevincini paylaşacak kimse yok etrafında. futbolcular sahanın öbür ucunda seviniyorlar.
terim olsa üstüne atlardınız ibneler. -
41. uyuyan yolcunun suratına boşalan metro muavini
metro turizmi daha önce şikayet etmiştim ama bir halt çıkmadı. üniversite de okurken memleketime ailemin yanına gidiyordum. otobüste 10 kisi ya var ya yoktu.arka koltukta aynı yaşlarda bir üniversite öğrencisi daha oturuyordu. bilgisayarımdan bir film izliyordum,biraz ara verip kulaklığımı çıkardım.gayet sevecen bir şekilde filmle ilgili bir şey sordu.(inanin bir kurlaşma elleşme hatta yüze boşalma isteği olmadan konuştu)
sonra okuduğumuz bölümlerden bahsetmeye başladık.daha sohbet edeli 10 dk olmamıştı ki muavin gelip "beggfendi sizi başka koltuğa alalım"dedi. sesli sohbet etmiyorduk diğer yolcuları rahatsız etmemiz imkânsızdı.pardon neden acaba diye hemen atladım. otobüs suratlı muavin "ahlak kuralları var"dedi.neymiş o ahlak kuralları ben rahatsız olmuyorum senin ne sıkıntın var dedim.(kesin yüzümü istiyordu)yan koltukta oturan badem bıyık amca söze girip "otoobosonn güvenliğini sağlamak adına yapiyy"dedi.ne guvenligiiiii diye bağırdım.arka koltukta oturan çocuk "ne yaptık sadece konuşuyoruz"diye sakince derdini anlatmaya başladı.ama otobüs surat benim namusumu korumakta kararlı çıkmıştı "yassakkk kardeşim"dedi.(sıçmakta yasak mı kardeşimmmm diye bağıramadim ya ona yanarım)yasak olan ne?neden namusumu koruyorsun?sen kimsin?metro turizm böyle hıyar bulmayı nasıl başardı?aklımda deli sorular.
derken muavinciğin "otobüste başka kadınlar da var yanlış örnek oluyorsun"demesi ile öyle bir "sennnnle miii oturmaliyimmm lannnnn"diye bağırdım ki inanin klasikler arasina girmeye değer.çantami alıp arka koltukta ki çocuğun yanına oturdum,gel ayır hadi hadi bakalım filan diyorum.bu sırada otobüs durmuş şoför sanki yeni duymus gibi "bağyann bi problem mi var"diyor. ulan be göt lastiği yeni mi duydun.nasıl bir cesaret geldiyse "senin bu muavinin otobüse bindigimizden beri gözüyle sikti beni bu çocuğa verecem diye de panik içinde"dedim.otobüs buzz otobüs ice tea otobüs devrildi!!!!bir kaç mırıltı bir kaç kem küm den sonra herkes işine döndü. velhasıl bunları nasıl çalıştırıyorlar,nasıl bu hakki veriyorlar anlamış değilim?gece boyu pis bakışlarını üzerimden çekmeyen muavin namuslu olurken,okudukları bölüm hakkında konuşan biz ahlaksız ilan edildik.neyse hikayenin birde güzel sonu var .öhhömm....o genç ile evlendik simdi dünyalar güzeli iki çocuğumuz var.ve metro turizme çocuklarımız ile gidip helallik diledik.şakaaa lan şaka çocuğu bir daha görmedim.gerçekten çok efendi biriydi her neredeyse iyi olmasini dilerim, pek hoş bir yolculuk olmasa da güzel sohbeti olan arka koltuk arkadaşı bulmuştum.dipnot: tartışmanın bir bölümünde bizim asıl çocuk ayağa kalktı nerdeyse 2 metre boyu vardı. otobüs surat yanında vites kolu gibi kaldı içe kaçmış sesi ile "ama olmaz güvenli degil"diyebildi.(güvenli degilim ben memelerimi varr patlatirim lan bu otobüsü)metro turizmi sevmeyin seçmeyin boklu onlar boklu -
42. sıfır beden vs dolgun hat
kazananın capsler ile belirleneceği karşılaşma.
ama biri de asfalt capsi vermiş amk sdfsdgsdf elim sikimde kaldı. -
43. survivor 2016
bir tarafta 2 gün 2 gece "beğn o öüdülüüü yakıştırağmıyorummm ünlüleereeeöğühühühü" diye, bir amerika seyahati için zırıl zırıl zırlayan köylü damla...
diğer tarafta ciddi bir tehlike atlattıktan sonra doktor seyahati için izin vermeyince "sağlık olsun, ben buraya gezmeye değil, yarışmaya geldim" diyen atakan reyiz..
breh breh.. -
44. metro turizmin suçu ne
metro turizmin suçu insan canı taşımacılığı yaptırdıkları elemanlarına yeterince detaylı bir işe alım süreci uygulamamak,
eğitim vermemek,
adam gibi maaş vererek kaliteli çalışanlara cazip gelecek çalışma ortamı yaratmamak.
daha sayayım mı ? -
45. instagram
bu mecrada bir gün tanımadığım birinden bir mesaj aldım. "çok çirkinsiniz, keşke daha az fotoğraf paylaşsanız..." adeta kafamdan vurulmuşa döndüm madem çirkindim her gün bir fotoğraf paylaşmalıydım..
sonra bir gun fotoğraflarım 10+ like almaya basladi. ve savcilktan bir yazi geldi evet savciliktandi bu mesaj. tipsizlikten kamu davasi acilmisti.
mahkemeler devam ediyor.
...ama amacım var, bu delilik başarı hikayesine dönüşsün istiyorum. -
46. galatasaray
-
47. 2016 turizm krizi
eveeet herkese hayırlı forumlar diyerek, yine bir keyifli turizm krizi gününde buluşmaktan mutluluk duyduğumu belirterek söze başladığım başlık.
ve evet sen yanlış düşünüyorsun lan sabri kardeş!
burcu esmersoy sevici tur sitesini bi aç bakalım kardeş, hangi hotelin kaç odası satışa açık, kaç odası tozlanmaya terkedilmiş vaktin varsa bir bak derim.
19 mayıs tatilinde sagalassos - afrodisias kapsamında küçük bir gezi yaptım. kaldığım bir hotel 4 yıldızlıydı. bu hotelde biz hariç 8 türk ve 2 fransız saydım. onlar da direkt sagallassos'u görüp gittiler.
diğer kaldığım hotelde de yine biz hariç 1 ingiliz 4 türk saydım. afrodisias'a ziyarete gelen 2 ingiliz ve yine 8-10 türkten oluşan bir grup gördüm o kadar.
tabi ki de ören yerinin kapısına oturup gün boyu çekirdek çitleyip kim geldi çetelesini tutmadım ama 2 saatte gördüğüm insan sayısı bu kadarsa, memlekette bu seneden başlamak üzere ciddi bir turizm krizi yaşanıyor ve yaşanacaktır diye düşünüyorum.
turist sayısının az olmasına bağlı olarak çarpan etkisini de şöyle açayım kısaca.
turist az olunca, ören yerine gelen sayısı az oluyor ve devletin geliri düşüyor.
hotelde kalan sayısı az oluyor, hotel sahibi götünü avuçluyor.
bu insanlar yemek de yiyecek, alışveriş de yapacak tabi haliyle. etraftaki restoranlar, büfeler, hediyelik eşya dükkanları taşak tartıyor.
ulaşım da var tabi. insan sayısı az olunca otobüs firması, taksici ve hatta havayolu şirketi sinek avlıyor.
son olarak tabi ki sevgili esnaf dayılarımız ve kodaman turizmcilerimiz için geliyor,
(bkz: su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim) -
48. yaran inci sözlük entry'leri
bazen öğreten entry'lerdir.
başlık: bu gördüğünüz otobüs ve yolcular aslında yok
görsel: http://c12.incisozluk.com.tr/…09/5/726825_oa6dc.png
bu resmi çeken kişi alman jeolog dieter herzog'dur. resim abd'nin arizona çölünde çekilmiştir.
resim'de herzog'un kamerasından 150-200 metre ileride bir otobüs'ün yolcu indirdiği görülmektedir, bu görüntü karşısında şoka giren fizikçi görüntünün olduğu yere koşmuştur ve alana ulaştığında gördüğü şey şudur;
http://i.hizliresim.com/4ldpa7.png
yani hiçbir şey !
daha sonra yapılan araştırmada kameranın görüntü aldığı yerden tam tdıbına 38 km uzaklıkta bu otobüsün yolcu indirdiği anlaşılmıştır. yani görüntü ufuk çizgisinin dahi altından gelmiştir.
bu duruma bilimsel olarak fata morgana denmektedir.
titanic'i batıran buzdağının da son 30 saniye kalana kadar gözcülerin gözlerinden saklı kalmasını sağlayanda budur.
fata morgana sıcak ve soğuk hava akımlarının ani değişimler sonucunda alt alta üst üste geldiği durumlarda ışığı bir mercek gibi kırarak boyut, yer ve mesafe olarak cisimleri farklı göstermesi ya da hiç göstermemesidir.
biraz daha örnek verelim bu konuya. aslında serabın bir üst formudur fata morgana. görülen nesneler tanınmayacak şekilde bozuldu ise denir. deniz, çöl, kutup gibi sıcaklık değişimlerinin sık olduğu yerlerde görülür daha çok. ufuk çizgisi yakınlarında çok dar bir alanda görülür, dinamiktir.
http://www.spaceweather.com/…17us5u9aaqdt8efe4fad22 - uçan adalar.
https://upload.wikimedia.org/…a_morgana_example.jpg - havada yüzen gemi.
ilgi çekici bir konu, inci yazarına teşekkür ederiz. -
49. 2020 tokyo olimpiyatları'nda yapay meteor yağmuru
türkiye'de yapılsa en az 150 kişinin yaralanacağı 10 - 15 kişinin de öleceği olay. (bkz: bilim ne güzel lan her şeyi yapabiliyorsun)
şaka gibi davranan arkadaşlar için edit: zimbabve'de olsa nasıl sonucları olurdu inan bilmiyorum. onu da zimbabveli sözlük yazarlarına sormak lazım. belki onlar da birazdan gelip "zimbabve'de olsa hede hödö olurdu" diye entry girer türk vatandaşı olan bizler de öğrenmiş oluruz. tabi sonradan "zimbabve'mizi kötülüyorlar ühüh hühüh" diye ağlayanların katkılarını bekleriz. -
50. 2016 ekonomik krizi
2014 yılın ilk çeyreğinde çatırdamaya başlayan; iş adamlarından başka kimsenin farkında olmadığı, 2015 yılının ikinci çeyreğinde yavaş yavaş baş göstermeye başlayan, son 5 aydır sancıları ciddi bir şekilde hissedilen finansal durgunluk başladı.
finansal krizlerde gelişmekte olan ülkeler hızla büyümeye devam eder. nasıl büyüdüğünü merak edenlere borçla diyebiliriz. ama bu borçlar borsayı, emlak fiyatlarını artırır. tıpkı abd'nin 2000-2008 yılları arasında büyüdüğü gibi. abd gelişmekte olan ülke olmadığı halde kredi ve konut krizlerinden dolayı ekonomik sıkıntı yaşadı. ( abd ekonomik yönden güçlü olduğu için; batan emlak şirketi, otomobil üreticisi ve bankaların borçlarını üstlenmek zorunda olsa da yaraları çabuk sardı.)
son 3 senedir dünya üzerinde en kırılgan ülkeler ise türkiye, endonezya, hindistan, brezilya ve güney afrika oldu. bu 5 ülke, sürekli dış borçla piyasaya para aktararak finansal kriz ve ekonomik durgunluk olmasını etkilediler. bir ülke çok hızlı gelişmeye başladıysa bu; alınan borçlar ve sıcak parayla olur.
kısa vadeli borçlar (yani 1 yıllık borçlar) merkez bankası döviz rezevlerini aştıysa herkes gardını alsın, risk gelmiş demektir ve her an balon patlayabilir. birde cari açık olayı vardır ki; 2001 büyük krizinde gsmh'nin % 4'ü kadarken bu oran şu anda gsmh'nin yaklaşık %6.5 civarındadır. daha anlaşılır bir şekilde anlatmak gerekirse; cebimizde olmayan parayı harcadık. krediyle ev, araba, telefon aldık, tatile gittik. iç tüketim harcamalarının dibine vurduk. son 5 senede, kredi kartıyla borçlanma olayının anasını belledik, % 87 civarında artırdık. hem düşük faizle kredi aldık hem iç tüketimi patlattık.
yine son 10 yılda kullandığımız mortgage kredileri % 600 artırdık. satılan emlakların % 90'a yakını banka kredisiyle satıldı. emlak fiyatlarını da boşu boşuna artırdık. hani şu emlak balonu başlığına yazdığınız entryler var ya, onların hepsini birleştirip şu anda özet geçiyorum. o balon patladı. emlakçıların hepsi şu anda ağlıyor. piyasanın içinde olduğum için hepsiyle konuşup görüşüyorum. '' abi ev zaten satamıyoruz da, ayda 1-2 tane kiralasak yeter'' diyorlar. son 1 senedir satılık daire sayısı çok fazla arttı. evin balkonlarında eskiden o kadar fazla satılık yazısı göremiyorken şu anda başınızı nereye çevirirseniz orada bu yazıyı görürsünüz. müteahhit tanıdıklarımla konuşuyorum. '' abi daireler elimizde kaldı, elden bir çıkartsak tekrar inşaata başlamayacağız, piyasanın düzelmesini bekleyeceğiz. yapacağımız tek şey demire para bağlamak olur.'' diyorlar. elindeki daireleri % 20-30 arası düşük fiyattan elden çıkartma derdinde hepsi. bankalar batık krediler, icralık evler ve araçlarla dolu.
''yav ne krizi, gsmh arttı.'' diyen bir kitle var ve bu illüzyon'u görmüyor adam. arttı diye seviniyor. bak arkadaşım, bu para senin cebine yansımadı. büyük finans ve inşaat sektörü yapanların ceplerine yansıdı. sen maaşınla 10 yıl önce 1000 ekmek alıyorsan, şimdi yine 1000 ekmek alıyorsun. finans ve inşaat sektöründe iş yapanlar ise 10 yıl önce ayda 10 bin ekmek parası kazanırlarken son yıllarda ayda 100 bin ekmek parası kazanıyorlar. 10 yıl önce senin gelirinle, inşaat sektörü işinde olan kişinin aylık gelir ortalaması 5500 lirayken son yıllarda ikinizin aylık gelir ortalaması 50500. senin alım gücün değişmedi. patronların gelirleri yükseldiği için gsmh oranını yükselttiler. ( hatta senin alım gücün düştü bile ama kafan iyice karışmasın diye düz adam mantığıyla örnek verdim.)
türk lirasının değer kaybetmesi şu an için ekonomik krizin sadece habercisi ama kesinlikle daha kendisi değil. şu anda ihracat, gsmh'nin çok küçük bir bölümünü oluşturuyor. ülke ekonomisi inşaat sektörü üzerinden dönüyorken, millette para kalmadığı gibi herkesin bankalara borçlu olması tüketimi düşürdü, esnaflar kepenk kapatıyorlar, özel şirketler borçlarını ödeyemeyecek hale geldiler. bu özel şirketler batarsa; bu şirketin borçları birde kamu borcu olarak devletin üstünde kalacak.
doların yükselmesinin 2 önemli nedeni vardır. birincisi; fed'in tahvil alımlarını kısarak, verdiği borçları geri istemesi ve bir diğeri olan yani ikincisi; gelişmekte olan ülkede yabancı yatırımcı o ülkeden sıcak parasını alarak çıkması. kırılgan ekonomisi olan ülkeler fed kararlarından etkilenirler. dış kaynaklar durunca; sıcak para piyasadan çekilince kırmızı alarm verilmeye başlandı. şu anda türkiye freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağıya doğru gidiyor. bunun bedelini halk çok acı bir şekilde ödeyecek.
kriz tam olarak ne zaman çıkar diyenlere net bir cevap veremem . bu 2-3 yıl sürebilir. bu 2-3 yılı kayıpsız, az zararla atlatan bir ticaret adamı bir daha hayatı boyunca piyasaların etkilerinden dolayı kesinlikle batmazlar.
krizin başlıca nedenlerini maddeler haline yazalım birde;
- yabancı yatırımcı gitti, sıcak parasını götürdü.
- krediler ödenemez hale geldi.
- inşaat ve emlak sektörü sekteye uğradı.
- dövizle borçlanan şirketler borçlarını şimdilik erteliyorlar ve bu belli bir müddet sonra ödenemez duruma gelecek.
- küçük esnaf ya devrediyor, ya iş yeri kapatıyor.
- tüketiciler kredilerini ödemekte zorlanıyorlar, mevcut kredilerini ödemek için başka kredilerle daha fazla borçlanıyorlar.
- büyüme küçülmeye dönüştü.
- işsizlik patladı.
sonuç; türkiye'nin notu rating şirketleri tarafından düşecek. emlak, borsa, tahvil ve türk lirası değeri çok keskin bir şekilde düşecek. kapı şu anda çalıyor, herkesin çok dikkatli olması gerekiyor.