Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. afetzedelere gönderilen bursu kızına veren müftü

    müslümandır.

    --- spoiler ---

    “nişanlı çiftler el ele tutuşmamalı” ve “babanın öz kızına şehvet duyması haram değil” şeklindeki skandal fetvalara imza atan diyanet işleri başkanlığı, din işleri yüksek kurulu üyeleri arasında tartışmalı isimler yer alıyor. kurulun üyelerinden eski rize müftüsü zeki sayar, görevi sırasında 2002 yılında yaşanan sel ve heyelanlar nedeniyle afetzede 20 öğrenciye verilen 800-1500 avroluk bursu kendi kızı ve müftülük çalışanları için kullanmış, afetzede çocuklara ise yardım gitmemişti. bursu veren merkezi almanya’nın köln kentindeki diyanet işleri türk islam birliği (ditib) tarafından inceleme yapılmıştı. diyanet işleri başkanlığı ve rize valiliği ise “olayla ilgili belgelerin ne şekilde ve kimler tarafından sızdırıldığı” konusunda inceleme yapmıştı.
    --- spoiler ---

    biz yazmaktan sıkıldık, bu herifler çalıp çırpmaktan usanmadı. gerçi şöyle bir geriye gidiyorum da, gönderilen yardım paralarını iç etmek islamcının amentüsü gibi. bir çeşit sünnettullah bu onlar için. ontolojik bir vaka. teşekkürler islamcılar, müslümanlık şampiyonları. aslanlarım benim.

  • 2. birisine dokunmadan mastürbasyon yapmak neden suç

    (bkz: adamı salmışlar rıza baba)

  • 3. rusya'nın türk mandalinalarını buldozerle ezmesi

    aklıma israil'i protesto etmek için coca cola alıp döken türkler geldi.
    mal, her yerde mal amk.

  • 4. 26 yaşında hapise girip 54 yaşında çıkacak hacker

    yapılan iş e-mail şifresi kırmak değildir, son derece organize bir şekilde kredi kartı bilgilerini çalıp, suç örgütlerine satmak çok ciddi bir suçtur. üç aşağı beş yukarı, hak ettiği cezayı almış dolandırıcıdır.

  • 5. ümraniye'deki sapığı şikayet ediyoruz

    ulan videosunu görmesem böyle şeyleri akıl sağlığı yerinde olmayanlar dışında kimsenin yapacağına imkan vermezdim. adamlar otobüsün içinde rahatça aletini çıkarıp mastürbasyon yapıyor, bir de videosunu çekip internete koyuyor. biz kürt sorunu, din, yoksulluk falan tartışıyoruz da, bu adamları napıcaz lan?

  • 6. 10 ocak 2016 beyazıt öztürk'ün özür dilemesi

    (bkz: faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir)
    bu kadar uyamazdı.

  • 7. 10 ocak 2016 çankaya sapığının yakalanması

    "yaklaşık 2 bin mail üzerine.." helal olsun. elinize sağlık.

  • 8. batman'in aslında bir süper kahraman olmaması

    bana kalırsa batman'i süper yapan sadece insan olması. içimizden biri. halkın adamı. götünden ışın saçarak ben de yenerim herkesi. marifet avantajını kendi yaratanda.

  • 9. çankaya sapığının solcu çıkması

    iq'su ayakkabı numarasını geçemeyenler tarafından kendi türdeşlerinin pisliklerini önemsizleştirmek için öne sürülmüş bir iddiadır.

    yahu anlamadım şimdi ben. bu adam solcu mu değil mi bilmiyorum ama temsil kabiliyeti nedir? bir dernek/sivil kuruluş başkanı sözcüsü falan mıdır? millete ahlakçılık mı taslıyormuş? kendisi gibi olmayanları ahlaksızlıkla mı itham ediyormuş? "en ahlaklı biziz" mi diyormuş. pisliği ortaya çıkınca solcular bu adamı savunmuş mu? "solculuk düşmanları iftira atıyürrr!!!" diye ortalığı velveleye mi vermişler?

  • 10. spor yapmak için gerekli motivasyon kaynağı

    ne yazık ki recursive'dir. (özyinelemelidir) yani spora başladıktan sonraki ilk 1 ayda "la n'oluyor?", 2. ayın sonunda "anam değişiyorum" aşamasıyla varsa fazla kilolar verilmeye, kaslar sıkılaşmaya, moral yerine gelmeye, dinçleşilmeye ve yorgunluk dediğimiz şeyin aslında kötü değil, spor sonrası olan tatlı bir şey olduğu, bizim gündelik hayatta bütün gün oturup yorgun hissetmemizin aslında bezmişlik olduğu anlaşılır.

    ancak tabi ki bunlar spora başladıktan sonra anlaşıldığı için bu motivasyon spora başladıktan belirli bir süre sonra gelir. o yüzden bu kadar insan spor yapmıyor; yoksa bırakamazlar.

  • 11. 10 ocak 2016 kırşehir depremi

    başlamadan başlığı açılandır.

    edit: solda gördüm, yine hissetmedim iyi derken bi anda başladı.

  • 12. debe'nin kaldırılması

    debe, "dünün en kaliteli yazıları" demek değil. debe, insanların anlık beğenilerini ölçüyor. yani sözlüğün iq seviyesi degil de kalp ritmi veya adrenalin seviyesi.

    debe'nin genel kalitesizliği sözlüğe has bir durum da değil:
    en beğenilen youtube videolarının kedi köpek videoları olması da,
    reality showların yüksek reyting almaları da,
    instagramda kıçtan ibaret profillerin beğenilmesi de pek farklı değil.

    platform anlık tepkileri ödüllendirecek yapıdaysa, insanın beynine değil de baz duygularına hitap edecek işler yapmak hem daha ucuz, hem de daha etkili.

    "beyne hitap edecek" ile kastettiğim illa 500 sayfalık doktora tezleri değil, mizahın da kalitelisi ve yüzeyseli var. bir bakınızla orgazm olduğum çok oldu burada. ama bu, tıpkı kaliteli bir komedi dizi yaratmak gibi zor bir iş. oysa mevcut düzende, mesela bir hesaptan uydurma bir başlıkla orta yapıp, diğer hesaptan da akıllı aptal herkese hitap edebilecek bir bakınızla gol atmak aynı ödülü alabiliyor. bunun da komedideki karşılığı slapstick olsa gerek. kimseyi orgazma ulaştırmıyor ama herkesi o anlık kıkırdatıyor. üzerinden 5 dakika geçse herkesin unutacağı, hatta "ulan buna mı gülmüşüm" diyeceği şeyler.

    (benim porno izlemem de böyle oluyor gerçi, 5 dakka sonra ekrana bakınca "ulan buna mı...neyse" deyip, browser tarihçesini siliyorum)

    youtube'da kedi videosu sevenler, "youtube'un en iyi videosu bu olmalıdır" diyerek oylamiyorlar.
    reality show izleyenler, "bu program toplum için belgesellerden, haber programlarından daha önemlidir" diyerek izlemiyorlar.

    dolayısıyla bu işin çözümü debe'yi kaldırmak değil, iki ayrı liste yapmak:

    1) "beğendim"
    2) "herkese tavsiye ederim, işi gücü bırakıp buna bakın" (şimdiki favorilerin günlük listelenmesi gibi)

    (hatta bence bir 3. gerekli mekanizma da, dışarıya kapalı bir favori listesi oluşturmak: belki sado mazo yazılarını referans olarak saklamak istiyorum ama kimsenin bunu görmemesini istiyorum)

    ilkini seçerken insan, anlık güdüleri dışında kimseye hesap vermek zorunda hissetmiyor: "sana mı soracağım neyi beğeneceğimi?"

    ama ikinci liste insanı kısa da olsa düşünmeye zorlar: "bir şeyi tavsiye etmem demek, bir nevi kefil olmam ve başkalarını etkilemem demek". bu mekanizma anonim dahi olsa, psikolojikman "başkaları ne der" veya "bu başkaları için iyi mi" kafası yaşamamız kaçınılmaz. bu da sadece omurilik soğanımızla değil, beynimizle de karar vermeyi sağlar.

    bunlar siyasi propagandaları engellemeyecektir. bu sistemi de "hack" etmenin yolları vardır illa. hiç bir önlem kalitesizliği veya trollüğü bitirmez ama %10 bile azaltsa iyidir. anonim olsun olmasın, favori bazlı bir listenin de, referans olcak entryleri şimdiki sisteme göre daha ön plana alacağına inanıyorum.

    sonuçta sözlük ekibinde bu data var, simulasyonlar yapıp hangi formülle nasıl entryler debeye giriyormuş, geçmişe dönük testler yapabilirler

  • 13. ali koç

    doğum sırasında hastanede karıştı galiba bebekken.

    commandante ali koç'un yeni açıklaması;

    "eşitsizliği gönüllü düzeltmezsek, emin olun birileri zorla düzeltir"

    http://www.cumhuriyet.com.tr/…i_zorla_duzeltir.html

  • 14. türk hava yolları

    an itibariyle boston-istanbul uçuşunda business kabinde çirkin ayakkabılı birey taşıyan havayolu şirketi.

  • 15. 10 ocak 2016 van'da 12 teröristin öldürülmesi

    12 kişi bir ev kiralamış, ellerinde makinali tüfekler el bombaları ağır taramalı silahlar var. teslim ol çağrısı yapan polislerden birini öldürüp 2 sini yaralamışlar hala terörist oldukları ne malum diyen adamlar var.

  • 16. 2. el araçların aşırı pahalı olması

    hamsinin fiyatı 4 yılda 2,5tl'den 17,5tl'ye çıkmışken, piyasa uçmasından değil de; sanki ekonominin sikilmesinden mütevellit olabilir.

  • 17. istasyonda namaza duran cemaati beklemeyen tren

    islamda ateyizlerin bile bildiği kaza namazı diye bir gerçek varken, buna rağmen istasyonun ortasında namaz şov yapanları hüsrana uğratmış tren.

    edit: bazı mesajlar geldi, kimisinde kaza namazı her mezhepte bu durumda uygulanmaz diyor, bazıları hiç uygulanmaz diyor. hangisi doğru bilemedim ama seferiyken namaz eğer bu durumdaki gibi tren kaçacaksa örneğin, kazaya bırakılabilir diye biliyorum.

  • 18. çocuklar ölmesin demenin yasak olduğu ülke

    çocuklara hallenebilirsiniz demenin serbest olduğu ülkedir.

  • 19. limitsiz kredi kartıyla bankayı satın almak

    az önce aklıma gelen fikir. zannımca mantıklı.

    bu şekilde hem milyonlarca insanın alacaklısı olursunuz hem de kendi borcunuzu banka size ait olduğu için silersiniz.
    win-win durumu anlayacağınız.

  • 20. iphone 7

    insanların ne güzel dertlerinin olduğunu gösteren model.

    allah başka dert vermesin gençler.

  • 21. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    olay butonunun ışığını yaktığım arkadaşlardan çok çok özür dileyerek;

    (bkz: sıçayım sizin iç savaşınıza)

    iki gram zevkli bilgi okuyayım diye takibe aldığım ama paragraflarca iç savaş okutmaya çalışan elemanların işgal ettiği hede.

    la oğlum gidin suriye iç savaşı başlığına yazın şu entry'i. merakı olan da gitsin alıp çayını kahvesini istediği kadar okusun.

    ben mecbur muyum senin yüzünden scroll down yaparak mause'un çarkını eskitmeye.

  • 22. beyazıt öztürk

    ikinci dünya savaşı biterken berlin bombalandığında alman halkı çok şaşırmıştı. savunmaları şuydu: "toplama kamplarını yaratan biz değildik ki! orada neler olup bittiğinden haberimiz yoktu. bunu yapan nazilerdi. bizi neden cezalandırıyorsunuz?"

    toplumlar da bazen insanlar gibi kulağının üstüne yatmayı, görmemeyi, duymamayı tercih ederler. arkadaş, kürtlerin yaşadığı coğrafyada bugün sokağa çıkma yasağı var. yıl, göbek atarak girilen 2016. orada bir terör örgütünün güçlü olması sivil insanların, çoluğun, çocuğun öldürülmesine, eğitimsiz bırakılmasına, sefil edilmesine mazeret değil. orada yaşayan kadın kendi evinin önünde öldürüldükten sonra cenazesi günlerce sokakta bekletiliyor. çünkü, sen gözünü kapatsan da, devletin güvenlik güçlerine mensup keskin nişancılar evinden kafasını uzatanı vuruyorlar.

    orada devlet tarafından katledilen sivile üzülüyor, devletin politikasını eleştiriyor olmak, pkk tarafından öldürülen askere üzülmemeyi gerektirmez. insan olmak, bir yerde haksızlık yapılıyorsa buna dur demeyi gerektirir.

    beyazıt öztürk'ü izlemem. altı boş mizahı bana hitap etmez. gözümde mizah daha protest ve saygın bir duruş gerektirir. açıkçası programa bağlanan öğretmen ya da değil kadının sözlerini kesmeden dinlemesiyle bunca yıllık hayatımda ilk defa kendisine saygı duymuştum. kadın pkk propagandası falan yapmadı, burada çocuklar öldürülüyor dedi. öldürülmüyor mu? burada olanlar size doğru yansıtılmıyor dedi. yansıtılıyor mu gerçekten? buradan güvenlik gerekçesiyle ayrılan öğretmenler sonra nasıl geri dönüp bu çocukların yüzüne bakacak diye sordu. bu sorunun cevabını ben de cidden merak ediyorum.

    beyazıt öztürk gibi apolitik, sığ bir adam bile sırf şu üç cümlelik serzenişe programında yer verdiği için linç edildi. kendisinden beklediğimiz geri vitesi gerçekleştirdi ve türkiye'den özür diledi bu akşam. neden? kimsenin duymak istemediği gerçeklere ana akım medyada yer verdiği için... doğru, kendisinden bir ali ihsan varol ya da beren saat duruşu beklemek saflık olurdu, şaşırmadık.

    bu karanlık günler bir gün bitecek. bir belgesel çekilecek bu dönem hakkında. o zaman biat edenlere ve etmeyenlere çevrilecek mikrofonlar. bir de senin benim gibi sıradan insanlara... "bana niye soruyorsunuz arkadaşım, ben nereden bilebilirdim devletin orada yaptıklarını," diye cevap veririz o zaman.

  • 23. 10 ocak 2016 sur'da 2 polisin şehit olması

    (bkz: sourlines iyi uçuşlar diler)

    edit:başlık başıma başım duvara.benqox pabucu yarım çık dışarıya oynayalım..

  • 24. andres iniesta

    biz gerçek futbolu yeteneği izledik gerçek ronaldo ve zidanelarla şimdi ise bir makine çarkı dönüyor ortada ve bu çarkın en uyumlularına iyi futbolcu deniyor. iniestayı da beğenirim ama futbolun ruhu bu tip futbolcularda bulunmuyor. bir tek messiden futbol ruhuna uygun hareketler görebiliyoruz o da öyle bir makinenin içine sıkışmış ki onun dışına çıkınca büyüsü bozuluyor. kısacası ben makineyi değil insanı tercih ediyorum. her zaman ezbere hareketler yapan değil de ezberin dışına çıkanı.

  • 25. 2016 amerikan-rus kutuplaşması

    https://www.youtube.com/…gqyidcfste1e30kqidpzm3ufg5

    1* bundan yaklaşık bir buçuk ay önce, brics-batı soğuk savaşı yazısı ile dünyanın rusya ve abd saflarında kutuplaşmaya doğru sürüklendiğini yazdım. bir yanda abd liderliğinde batı bloku öte yanda bu bloka rakip olmak isteyen brics ülkeleri bulunuyor...

    2* fakat bu bloklaşma, soğuk savaş döneminin klasik kapitalist-komünist mücadelesi gibi değildi. bu mücadelede ideolojiler savaşmıyordu. ideoloji savaşını batı'nın kapitalizmi çoktan kazanmıştı. bu sefer kavga kapitalist ideoloji üzerinden hakimiyet kurma savaşıydı. liberal serbest piyasa ekonomisi, abd'nin kurduğu dolar hakimiyetiyle tüm dünyaya, özellikle 1990'yılından itibaren yayıldı. artık rusya da komünist dönemin geleneksel politikalarına sahip değil. fakat rusya'nın amacı bu kez abd dolarına bağlı tek kutuplu küresel finans ekonomisini yıkmak. bunu açıkça söylüyorlar. bunun için brics ülkeleri yeni bir banka kurmak için kolları çoktan sıvadı.

    3*olayları, bir tür 3. dünya savaşının işaret fişeği olarak görenler olabilir. fakat unutmamak lazım, 1. ve 2. dünya savaşı, 19. asrın tamamına yayılmış bir ekonomik mücadelenin sonucunda ortaya çıktı. yüzyılın başında napolyon bonaparte önderliğindeki fransa, ingiltere'nin küresel hakimiyetini kırmak amacıyla bir savaş başlattı. savaş önce kuzey amerika'da sömürgeleşme yönünde ilerlediyse de napolyon bu sevdasından kısa sürede vazgeçti. new foundland'da bulunan fransız toprakları abd'ye satıldı. napolyon, ingilizlerin gücünü kırmak için iki seçeneğe sahipti. ya doğrudan adaya saldıracaktı, ya da ingiltere'nin sömürgelerini ondan koparacaktı. o, ikinci yolu tercih etti.

    4* ingiltere'nin kurduğu ticaret ağının temel noktası hindistan'dı. dünyanın en kalabalık islam memleketi olan babür imparatorluğu 18. yy'da ingiltere tarafından yıkıldıktan sonra, tüm hint yarım adası ingiliz ticaretine açılmıştı. bu sayede ingiltere dünya çapında bir sömürge ağına sahip olmuştu. bu gerçeği bilen napolyon, ingiliz ticaretini baltalamak için bu ağın tam ortasında kılıcını saplamak istedi. yani mısır'a... osmanlı devleti'ne...

    5* napolyon 1798'de mısır seferi'ni başlattı. kahire ve çevresini kısa sürede işgal etti. fakat osmanlı devleti ve ingiltere anında ittifak oluşturdu ve karşı saldırı başlattı. denizlerin barbaros hayrettin'den sonra belki de en ünlü ismi olan horaito nelson kumandanlığındaki ingiliz donanması denizden fransızları kuşattı. osmanlı ordusu ise karadan gelecekti. durumu bilen napolyon kahire'de kapana kısılmamak için osmanlı ordusunu yok etmek adına ilerlemeye başladı. filistin'de bulunan akka kalesini fethederek suriye'ye yayılmak istiyordu. akka kalesi cezzar ahmet paşa'nın elindeydi. napolyon paşa'dan kalenin teslim edilmesini istedi. kan dökülmesini istemiyordu. zaten vakti de yoktu. fakat 91 yaşındaki cezzar ahmet paşa, teslim mektubunu yırtıp direnme kararı aldı. kuşatma 19 mayıs 1798'de başladı ve 1 yıldan fazla sürdü. cezzar ahmet paşa başarıyla direndi ve napolyon'u yendi. fransız general ülkesine geri döndü.

    6* sömürge politikası çöken napolyon bu kez avrupa'yı ingiltere karşısında örgütlemek için ambargo politikası uyguladı. avrupa ülkelerinin ingiltere ile ticaretini yasakladı. avusturya ve prusya'ya saldırdı. iki ülkeyi de kısa sürede mağlup etti. ardından büyük bir orduyla rusya'ya yürüdü. moskova'ya yaklaşsa da kaybetti. ordusu dağıldı. fransa'ya geri döndü. 1813'te yeni bir savaşa hazırlandı. tüm avrupa karşısında birleşti. leipzig savaşı sonu oldu. savaşı kaybeden napolyon paris'e çekildi. koalisyon güçleri paris'e kadar geldi ve napolyon'u tutuklayıp elba adasına sürgüne gönderdi. fakat bir şekilde oradan kaçan napolyon yeni bir savaş başlattı. 1815'te belçika'nın waterloo kasabasında karşı karşıya gelen ordular büyük bir savaş verdi. 60 binden fazla insan öldü. napolyon bir kez daha kaybetti. st. helena adası'na sürüldü ve orada öldü.

    7* napolyon savaşları'nın ardından viyana'da toplanan ülkeler klemens wenzel von metternich'e ait güçler dengesi isimli politik bir doktrin ortaya koydu. bu doktrinin amacı napolyon belasını başlarına açan ulusal fikirlerin bastırılmasını ve avrupa'da herhangi bir ülkenin çok güçlü hale gelmesini engellemekti. yeni sistem belki de istemeden, belki tasarlanmış bir biçimde ulusal akımların parçalamak üzere olduğu osmanlı imparatorluğu'nun da ömrünü uzatıyordu. sistem diğer yandan yeni bir yarış başlatıyordu. avrupa'da savaşmama sözü veren ingiltere, rusya, fransa, prusya ve avusturya dünyanın geri kalanında büyük bir sömürgeleşme yarışı başlatmıştı.

    8* güçler dengesi sistemi bir müddet avrupayı kana bulamaktan korudu. fakat ingiltere diğer ülkelerden oldukça öndeydi. prusya ise aralarındaki en zayıf ülkeydi. fakat prusya'nın şansı, dünyanın gelmiş geçmiş en önemli devlet adamlarından otto von bismarck'a sahip olmasıydı. bismarck bu küresel savaşsız ortamı çok iyi değerlendirdi ve parçalanmış halde bulunan alman prensliklerini bir bir prusya'ya bağladı. topraklarını daha da genişletmek için fransa'ya saldıran bismarck önemli alsace-lorraine bölgesini de ele geçirdi.

    9* iç politikada ileride hitler ve roosevelt'e ilham verecek sosyal reformlar düzenleyen bismarck dış politikada da bir çok ittifak kurarak savaş riskini sıfıra indirdi. alman imparatorluğu'nun güçlenmesinin ardından sömürgeleşme yarışına katılan almanya 1884'ten itibaren güneybatı afrika, doğu afrika, kamerun, kısmen yeni gine üzerinde sömürge hakimiyeti kurdu. 1890 yılına gelindiğinde oldukça güçlenen alman imparatorluğu'nun başına 2. wilhelm geçti ve belki de hayatının hatasını yaparak bismarck'ı görevden aldı.

    10* kuşkusuz bismarck yeni bir savaşın çıkmaması için sıkı çalıştı. bu sayede alman imparatorluğu'na büyüme fırsatı sundu. bunu yaparken de realpolitik denilen siyaseti uyguladı. kissinger'in deyimiyle "güç hesapları ve ulusal çıkarlar üzerine kurulu dış politika" uygulayan bismarck alman devletini geliştirdiği gibi avrupa'yı da felaketten korudu. fakat bu barış dönemi ülkelerin daha da güçlendiği bir döneme neden oldu. daha çok güçlenen devletler, daha büyük savaşlar çıkarırlardı.

    11* işte, 1. dünya savaşı bu uzun kaynak kapma yarışının ardından yaşanacaktı. görüldüğü üzere 1815'ten itibaren 1915'e dek süren konferanslar, diplomatik ittifaklar ve barış dönemleri yeni bir rekabet yaratmıştı. rusya'nın osmanlı devleti'ne karşı yürüttüğü düşmancıl politika ve giderek artan rus tehdidi ingiltere ve fransa'nın osmanlı imparatorluğu'nun "hasta adam" olarak yaşamasına yönelik fikrini değiştirdi. bir de türk dostu benjamin disraeli yerine türk düşmanı william ewart gladstone göreve gelince, ingiltere ile osmanlı dostluğu tamamen bitti. gladstone "türkler, insanlığın dev bir insanlık dışı örneğidir. türk hükümeti olarak adlandırdığı osmanlı hükümeti için ise hiçbir hükümetin işlemediği kadar günah işlemiş, hiçbir hükümet onun kadar günahkârlığa saplanmamış, hiçbiri onun kadar değişime kapalı olmamıştır" diyecektir.

    12* 1910'lardan itibaren, daha sonra meydana saçılan gizli anlaşmalarda istanbul'un rusya'ya, petrol bölgesi olan arap diyarının ingiltere'ye, kuzey ortadoğunun fransa'ya ve akdeniz-ege hattının da italya'ya verildiği görülecekti. ingiltere her nekadar rusya ile zoraki bir ittifak kurmuşsa da, rusya ile dost değildi. bir kaç yıl önce rusya'nın japonya ile olan savaşında japonya'yı parasal yönden destekleyecekti. ingiltere ayrıca arap diyarındaki petrol bölgeleriyle rusya'nın komşu olmasını da istemiyordu. bu nedenle kafkasya'dan erzurum'a kadar uzanan bölgede ermeni devleti tasarlamıştı. hemen güneyinde ise bir kürt devleti planı bulunuyordu. bu paylaşımlarda olmayan tek büyük devlet ise almanya idi. bu denklem osmanlı'yı alman saflarına itti ve büyük savaş bir avusturyalı veliahtın vurulmasıyla başladı.

    13* savaşın başlamasıyla rusya erzurum ve civarına kadar indi. bu hareket, ermeni devleti planını baltaladı. rusların o bölgelerden çekilmeye niyeti de yoktu. ingilizler de arap diyarını kolayca ele geçirdi. geriye anadolu kalıyordu. istanbul rusya'ya söz verilmişti ama imparator 2. nikolay bolşevik devrimini bastırmakla meşguldü. savaş sırasında patlak veren bu devrim ingiltere'ye güzel bir fırsat tanımıştı. ingilizler müttefikine yardıma koşacak ve rus imparatorunu kurtaracaktı. tabiki bunun karşılığı olacaktı: istanbul. kötü günler yaşayan ruslar istanbul için diretemeyecek, böylece ingilizler istanbul'u güçlü ruslar yerine kontrollerindeki yunanlara bağışlayacaktı. ingiliz ve fransız kuvetleri yaklaşık 600 bin askerle çanakkale'ye geldi. her şey hazırdı. 1453'te kaybedilen istanbul, yeni sahiplerini bekliyordu. fakat hiç olmayacak birşey oldu. yaklaşık 900 bin kişinin savaştığı çanakkale'de, bir albay tüm gidişatı değiştirdi. kendinden emin ingiliz ve fransız kuvvetlerini mağlup eden hikayeyi başlattı. o albay mustafa kemal'di.

    14* düşman kuvvetleri çanakkale'de durdurulunca tüm planlar alt üst oldu. ingiliz yardımı yetişmeyince bolşevikler rusya'da iktidarı ele geçirdi. böylece itilaf devletleri büyük bir müttefiki kaybetmiş oldu. üstelik bu yeni devlet ideolojik açıdan da ingiliz siyaseti için son derece zararlıydı. tüm bunların nedeni bir albaydı. planı bozan türkler iyi bir dersi haketmişti. ingiliz başbakan lloyd george'un deyimiyle, türkler aşağılanmayı ve orta asyaya geri sürülmeyi haketmişlerdi.

    15* üç yıl boyunca türk ordusu yemen'den galiçya'ya kadar perişan edildi. ve üç yıl sonra 1918'de ingiliz donanması hiç bir direnişle karşılaşmadan istanbul'a kadar geldi. ingiliz komutan calthorpe istanbul'a muzaffer bir komutan edasıyla girdi. ingiliz askerleri resmi geçit töreni düzenledi. binlerce ingiliz askeri istanbul'da yaşan rum ve yunan vatandaşlar tarafından törenle karşılandı. fransız komutan louis franchet d'espérey de fatih'in istanbul'a girdiği kapıyı kullanarak atıyla istanbul'a girdi. dolmabahçe saray'ında kalacağını söyledi. ingiliz büyükelçi türklerin sıkı bir biçimde aşağılanması gerektiğini bildiriyordu. öyle de oldu. ingiliz ve fransız askerleri istanbul'un hemen her yerinde her gece eğlenceler düzenliyor, bir tek osmanlı askeri bile sesini çıkarmaya cesaret edemiyordu. üstelik kimi yerlerde ingiliz çavuşları osmanlı subaylarını hırpalıyordu. padişah da ortalıkta gözükmüyordu. ingilizler türkleri aşağılamak için gelmişti. önemli bürokratların evleri basıldı ve çoğu tutuklanıp sürüldü. harbiye nazırı evinden pijamasıyla sürüklenerek çıkarıldı. meclis basıldı. önemli mebuslar tutuklanıp götürüldü. karakola baskın yapan ingiliz askerleri yataklarında uyuyan türk askerlerini çekinmeden vurdu. istanbul'un bir bölümü kan ağlıyor, beyoğlu'nu mesken tutan işgalciler, istanbul'un yerlisi olan rum ve ermenilerle sabahlara kadar eğleniyordu. karanlık günlerdi.

    16* işgal yalnızca istanbul'da yaşanmıyordu. maraş'a fransızlar girdi. yunanistan ise izmir'i işgal etti. italya'ya söz verilen izmir'in yunanistan tarafından işgali, italya'yı hüsrana uğrattı. ingilizler bir yandan da bolşeviklerle mücadele ediyordu. devrik imparatora bağlı askerler beyaz orduyu kurdu ve ingiliz destekli bu ordular bolşeviklerden oluşan kızıl orduyla savaşmaya başladı. rusya iç savaş meşguldü. lenin, devrimin daha ilk günlerinde emperyalist tutkularla işgal edilen erzurum, kars ve çevresinden çekileceklerini ve bu bölgelerde herhangi bir hak taleplerinin olmadığını ilan etmişti. böylece ingilizlerin ermenistan hayali yeniden canlanıyordu. osmanlı devleti sevr'i de imzalamıştı. koca imparatorluk yalnızca ankara ve çevresinden ibaret kalacaktı. üstelik o haliyle bağımsız değil ingiliz mandası altına alınacaktı. zira türkler yeniden fetih hayallerine sarılabilirdi. bunun olmaması için eğitilmeleri gerekiyordu. manda, eğitim sorununu çözecekti.

    17* fakat bir sorun vardı. sevr anlaşması'nın geçerli olabilmesi için osmanlı anayasasına göre meclisin onayı gerekiyordu. oysa meclis kapatılmıştı. istanbul'daki eğlencesini kısa kesmek istemeyen ingilizler bu sorunun hal çaresini ararken, eski bir tanıdık yeniden karşılarına çıktı. doğudan isyan haberleri geliyordu. bir tümgeneral anadoluda direniş hareketi başlatmıştı. onun adı mustafa kemal'di. derhal ordudan atılması için osmanlı yetkilelerine talimat verildi. fakat mustafa kemal önce davranarak tüm görevlerinden istifa etti. zira yetkiye ihtiyacı yoktu. onun amacı halkı kenetlemekti.

    18* ingilizler direniş hareketinin bastırılması için osmanlı devletine baskı yaptı. hükümet, kazım karabekir paşa'ya mustafa kemal'i tutuklayıp derhal istanbul'a getirmesi için emir verdi. fakat kazım karabekir mustafa kemal'e biat etti. çünkü tüm bu planlar çok önceden kararlaştırılmıştı. ingilizler istanbul'u işgal etmeden bir kaç gün önce şişli'deki evinde kazım karabekir'le görüşen mustafa kemal anadoluya gideceğini ve bir hareket başlatacağını söylemişti bile. ve kazım karabekir'den de bir şekilde doğudaki ordunun başına geçmesini istemişti. günler sonra osmanlı hükümeti kazım karabekir paşa'ya tutuklama emri gönderdiğinde paşa mustafa kemal'in yanına geçmek için çoktan harekete geçmişti bile.

    19* fakat ingilizler yeni bir adım attı. anadolu halkının direnişe destek vermemesi için bir fetva hazırlattı. fetvada mustafa kemal'in hain olduğu ve kendisiyle savaşmanın bir din görevi sayılacağı yazıyordu. din görevi taşıyan bu fetvayı işgalci ingilizlerin uçakları dağıtıyordu. osmanlı hükümetine göre ingilizlerle anlaşılacağı sırada mustafa kemal ortaya çıkarak tüm işleri bozmuştu. osmanlı hükümeti o kadar acizdi ki, istanbul'un kendilerine bırakılacağını hatta bir kaç balkan eyaleti bile alabileceklerini düşünüyorlardı.

    20* acele hareket eden mustafa kemal ankara'ya geçti. kazım karabekir paşa ise ingilizlerden önce davranarak rusların çekildiği bölgeleri ermenilerden geri aldı. bir çok köy ermeniler tarafından yakılmış, köylüler bebek, kadın, yaşlı demeden katledilmişti. mustafa kemal'in başlattığı direniş ingilizlerin planlarını ikinci defa sekteye uğratmıştı. üstelik maraş'ta da direniş yaşanıyordu. tüm güneydoğu maraş'ta toplanmış ve fransızlara kahramanca direnmişti. bu direniş üzerine fransızlar suriye'ye geri çekildi. ingilizlerin ihanetine uğrayan italyanlar ise anadoluda savaşmayacaklarını açıkladılar.

    21* mustafa kemal bu avantajlı durumdan itibaren çok yönlü bir politikayı yürütmeye başladı. bolşeviklerle iletişime geçen diplomatlar aynı emperyalist güçlere karşı beraber savaşma teklifinde bulundu. böylece doğu sınırı güven altına alındı. üstelik bir kaç sosyalist politika karşılığında techizat yardımı alınacaktı. fransızlar ise daha fazla savaşmak istemiyordu. mustafa kemal'le görüşen fransız diplomat fransızların kuvayi milliye ile bir savaşı olmadığını söyleyecekti. savaşa sonradan dahil olan amerika ise anadoluya bir heyet gönderdi. sivas kongresi sırasında ortaya atılan amerikan mandası fikirleri amerikalıları etkilemişti. kongrede amerikan mandasını gerçekten savunanlar vardı. mustafa kemal bu kişilerin fikirlerini söylemesine karışmadı, hatta müsaade etti. böylece amerikalılar asla olmayacak bir şeyin fısıltısı nedeniyle direniş hareketine sempati ile baktı. ingiliz elçisi amerikalıalra "türkler asla vazgeçmediği diplomasi oyunuyla sizi güzelce kandırdı" diyecekti.

    22* 1920'ye gelindiğinde düşman olarak geriye sadece ingiltere ve yunanistan kalıyordu. ordusunu ankara'da toplayan mustafa kemal "şimdi savaş vakti" diyecekti. türkler diplomasiyi yeterince kullanmıştı. artık savaş olacaktı. mustafa kemal son dönem osmanlı paşalarının terk ettiği geleneksel ricat yöntemini kullanarak ingiliz destekli yunan ordusu'nu 300 kilometre kadar kendine çekmişti. izmir'den oldukça uzakta bulunan yunan ordusu önce iki savaşla eskişehir'de durduruldu. ardından gücünü toplayan yunan ordusu kütahya'ya saldırdı. önemli bir zafer elde etti. durumun vehametini anlayan mustafa kemal ordunun başına bizzat geçti ve yunan ordusunu anadolu içlerine kadar çekti. sakarya'nın doğusunda, polatlı önlerinde düşmanı karşılaya mustafa kemal düşmanı tekrar durdurdu. yunan ordusu afyon'a çekildi. türk ordusu tüm gücünü topladı ve son bir defa düşman üstüne yürüdü, 26 ağustos sabahı saldıran türk ordusu, düşmanı bozguna uğrattı. yunan ordusu dağıldı. komutanları ele geçirildi. kalanlar ise izmir'e kadar sürüldü. 250 kilometrelik arazi 6 gün gibi kısa bir sürede geçildi.

    23* mustafa kemal 9 eylül'de izmir'e girdi. kordon'da bulunan naim palas'a geçip rakı söyledi. servis yapan garson'a "yunan generali kosti burada rakı içti mi?" diye sordu. garson hayır deyince "madem rakı içmeyecekti neden izmir'i almaya geldi" dedi. bir kaç gün sonra ordunun yönünü kuzeye çevirdi. yıllar önce kaderi değiştirdiği çanakkale boğazı önlerine geldi. bir kaç ingiliz birliği orada bekliyordu. iki ordu yakınlaşınca çatışma ihtimali doğdu. bu sırada ingilterede kazan kaynıyordu. lloyd george hükümeti devrilmek üzereydi. ingiliz halkı savaş istemiyordu. 7 yıldır süren savaşın bitmesi isteniyordu. üstelik ingiliz askerinin anadoluda savaşmasının bir anlamı yoktu. ingilizler sömürgeleri kanada'da yeniden asker toplamak istemişti faka kanada bırakın asker vermeyi, bağımsızlığını ilan etmek üzereydi. mustafa kemal bu süre boyunca bekledi. türklerle savaşmak istemeyen ingilizler mecburen geri çekilmek zorunda kaldı.

    24* fakat bir problem vardı. barış görüşmelerine osmanlı hükümeti de davet edilecekti. üstelik padişah ingiliz gemisiyle istanbul'dan kaçmıştı. ankara hükümeti derhal saltanatı kaldırdı. ülkesinden kaçan padişah ise artık halife olamazdı. bu nedenle yeni halife olarak abdülmecit efendi seçildi. fakat abdülmecit efendi de yabancı ülkelerle mektuplaşarak şahsi adımlar atıyordu. hilafetin de kaldırılması gerekiyordu. kaldırıldı. 1923 yılının ağustos ayında barış antlaşması imzalandı. böylece yeni türk devleti kurulmuştu.

    25* savaşın diğer kaybedeni almanya ise şartları daha ağır bir anlaşma ile cezalandırıldı. fakat savaş sonrası hükümetin başına geçen stresemann, almanya'yı kısa sürede yeniden toparladı. güçlü diplomasisi sayesinde görünürde amerikancı ve ingilizci görünen stresemann iç politika gizliden gizliye almanya'yı tekrar eski haline taşıyacak atılımları atıyordu. nitekim kısa süre sonra hitler almanya'nın başına geçerek aşağılanmış devletinin intikamını almak isteyecekti.

    26* 1. dünya savaşını fransa kazanmış almanya kaybetmişti. fakat gerçekte zararlı çıkan fransa'ydı. fransa savaş esnasında en büyük yatırıma sahip olduğu rusya'yı kaybetmiş. alman saldırısı ensasında sanayi bölgesi büyük darbe almıştı. fransa'yı savaşın sonuna kadar götüren şey amerikan petrolüydü. alman sanayisi ise sıkı bir şekilde ayaktaydı. alman topraklarının büyük bölümünde savaş cereyan etmemişti. itilaf devletleri almanya'yı yeterince çözmeden aşağılayıcı bir antlaşmaya zorlayınca stresemann ise bir çok şartı kabul ederek almanya'yı bir anlamda kurtarmıştı. barışın ardından kısa sürede toparlanan alman sanayii bir caninin, hitler'in elinde muazzam bir savaş makinesine dönüştü ve avrupa'yı yeniden kana buladı.

    27* 2. dünya savaşında tekrar yenilen almanya bu kez hem aşağılanacak hem de ciddi anlamda çözülecekti. bu kez dersini alan ingiliz-amerikan-rus ittifakı önce almanya'yı ikiye böldü ardından askerini dağıttı ve bir çok askeri üssünü kapattı. böylece almanya toparlanması uzun süre alacak bir döneme girdi.

    28* 2. dünya savaşının ardından dünyayı kontrol etmek isteyen abd ve sovyet rusya soğuk savaş başlattı. dünya kutuplara ayrıldı. siyasi, ekonomik teknolojik, diplomatik ve askeri alanda süren rekabet 1991 yılında sovyetler birliği'nin çözülmesi ile sona erdi. komünist rejim liberal kapitalist model karşısında dayanamamıştı. sovyetler dağılınca abd rusya'daki iş birlikçileri ile rus ekonomisini dağıtmaya başladı. rus ekonomisi iki yılda %40 küçüldü. rusya öylesine çözülüyordu ki, bu orantısız küçülme ani bir refleks yarattı. 2000 yılında yönetimi ele alan putin geç de olsa rusya'yı amerika'nın ellerinden kurtardı. yerli işbirlikçiler rusya'dan kaçtı. putin yakalayabildiklerini hapse attı. rusya'yı yeniden güçlendirmek için yeni politikalar başlattı. fakat rusya komünist rejime geri dönmedi. kapitalist sınırlar içinde kaldı. amerika karşısında yeni ittifaklar aradı. putin amerika'nın siyasal değil ekonomik açıdan vurulması gerektiğini düşünüyordu. bunun için amerika'nın hakim olduğu küresel finans sistemine alternatif getirecek yeni bir ekonomik iş birliği kuruldu. işte brics böyle doğdu.

    29* yazının başında belirttiğim brics-batı soğuk savaşı bu tarihten itibaren yaşananları anlatıyordu. yeniden güçlenen rusya ile gittikçe güçlenen çin, hindistan, brezilya ve güney afrika cumhuriyeti'nin oluşturduğu brics, abd'nin yönettiği tek kutuplu dünya düzenini sona erdirmeyi planlıyordu. yeni düzende bir çok kutup yeni kaynaklar için yarışacaktı. işte arap baharı tam da bu noktada patlak verdi ve rusya'ya yakın olan libya ve mısır'da yönetimi devirdi. suriye'de ise iç savaşa neden oldu. bunun yanında abd bir de ukrayna'yı rusya'dan söküp ab'ye monte etmek amacına çok yaklaşmıştı ki, rusya işte bu noktada devreye girdi. önce ukrayna ardından da suriye'de olaylara dahil oldu. 2014'ten itibaren kartlar yeniden karıldı ve iki taraf da ülkeleri kendi saflarına çekmek için mücadeleye başladı.

    30* yukarıda bahsi geçen yazıda türkiye, ukrayna, suriye, küba, vietnam gibi ülkelerde yaşanan kutuplaşma süreci anlatıldı. bu yazıda da başka bölgelerde yaşanan kutuplaşma yarışı anlatılacak. öncelikle belirtmek gerekir ki, bu süreç asla bir savaş süreci olarak tasarlanmadı. zira napolyon savaşları'nın ardından yaşanan süreçte de görüldüğü gibi büyük savaştan önce, uzun sayılabilecek yıllarda kaynak kapma yarışı yaşandı. diplomatik ittifaklar kuruldu ve bölgeler paylaşılıncaya kadar savaş olmadı. devletler artık genişleyecek sınırları kalmadığında ise kıyamet koptu. bugüne bakıldığında kutuplaşma sürecinin henüz tamamlanmadığını görüyoruz. bu ihtimalde savaş yalnızca bir kaçık tarafından çıkarılabilir. mevcut durumda bu profile uyan tek ülke kuzey kore. fakat kuzey kore'nin dahi gerekli hazırlık ve ittifak kurulmadan büyük bir nükleer savaş başlatmayacağını tahmin edebiliriz. mevcut durumda, hangi ülkelerin hangi kutuptan yana olduğunu izlemekle yetineceğiz. yarış dünyanın her yerinde sürecek.

    31* abd, ezeli düşmanlarıyla barışıyor. bazı ülkelerde seçimleri etkiliyor ve hükümetleri değiştiriyor. peki hangi ülkede neler oluyor? brics'e katılmak isteyen hangi ülkede, seçimi kazanan yeni hükümet abd'ye yanaştı? the washington post hangi seçimin ardından "seçimi obama kazandı" manşetini attı. kuzey kore'nin denediği iddia edilen hidrojen bombası hangi mesajı veriyor? son olarak, ortadoğuda gelişen suudi - iran çatışmasının bu kutuplaşmayla ilgisi ne? kim hangi tarafta? petrol neden 37 dolara kadar düştü? sıradaki kavga hangi bölgede yaşanacak? hepsi bir sonraki yazıda.

  • 26. batan gemide feminist olmaması

    (bkz: önce kadınlar ve çocuklar)

    kaçınılmaz gerçektir.
    batan gemi olsun, yanan ev olsun, ne bileyim teröristlerin rehin aldığı siviller olsun.

    "biz de erkeklerle aynı işi yapmak istiyoruz" "biz de aynı parayı kazanmak istiyoruz" "patriarkal düzen bize baskı yapıyor" diyen ablaların hiç birisi kalkıp şunu demez :

    "biz de rehine kalmak istiyoruz bizim neyimiz eksik"

    işte bunlar hep feminizmin iki yüzlülüğüdür beyler

  • 27. aliexpress'te 1 cente satılan prezervatif

    çin menşeli prezervatiftir. gerisini çin nüfusundan tahmin edebilirsiniz.

  • 28. roma döneminde bugünkü türkiye'nin yer adları

  • 29. türbanlı kadınların teşhir ve taciz edilmesi

    dikkat edilirse, ortada bir tane sapık var.

    şundan bahsediyorum, https://twitter.com/3455celik

    bu sapık, daha çok türbanlı kadınlara yönelmiş, bir nevi türban takıntısı var anladığımız kadarıyla. ancak hesabında, türban takmayan kadınları da çektiğini görüyoruz. bir tane sözlük yazarı, bu sapığın yakalanması için, şöyle bir başlık açıyor, ikinci çankaya sapığını şikayet ediyoruz ve her kesimden insan şikayette bulunuyor, bu türün yakalanması için çaba sarf ediyor.

    sonra ne mi oluyor? en az bu sapık kadar tehlikeli olan kabataş zihniyetli birisi gelip burada saçma sapan bir başlık açıyor ve bu sapıklığı bir kesime indirgiyor. yani siyasi olarak nemalanmanın peşinde, sapık ve taciz edilen kadın umurunda değil! aksi halde, dün yakalanan çankaya sapığı saçları açık kadınları taciz etmişti, twitter da bahsedilen türban takıntılı sapığı takip edenler, yine saçları açık kadınları taciz ediyor ekseriyeyle. yani aslen boşa anlatıyorum, bu başlığı açan fatihintakendisi adlı kişinin bunları görmemesi mümkün değil.

    bu türde en az bu sapık kadar tehlikeli, sorun zihniyet.

  • 30. beyazıt öztürk duruşu

  • 31. rusya'nın istanbul'u gözetleyen radar sistemi

  • 32. atiba hutchinson vs ryan donk

    donk + jem + rodriguez'i verseniz hiç bir beşiktaşlı atiba'dan vazgeçmez. size havada karada mutluluklar.

  • 33. kavga etmekten korkan erkek

    hayatta kalmak gibi bir amacı varsa akllı insandır, candır, iyidir, mantıklıdır.

    hayatımda 2 kere sağlam dayaktan kaçtım, zaten kaçmamış olsaydım muhtemelen burada olamayacaktım. o dayaklardan kaçma sonrasında muhallebicide çalışmaya başladım, kendimi dine adadım.* sizlere de anlatayım da öyle çok artislik yapıp gezmeyin.

    deli kalabalık volume ı:

    izmir’de bilenler bilir üçyol'da uğur mumcu parkı vardır şehrin göbeği, ortaokul çocuğu ne yaparsa biz de onları yapıyoruz. gittik o parkın yanındaki marketten çikolata, kola almışız, banka oturduk yiyoruz, çikolata ve kolayı aynı anda yiyen iğrenç yaratıklarız o zamanlar, bisküvi de var ama olmaz olsaymış, üç idiot otururken, kırmanço bir eleman geldi bisküvimden almaya çalıştı zorla, bir daha saldırdı, ben de yemeğini korumaya çalışan national geographic ayısı gibi tuttum ittim elemanı. vay itmez olaydım arkadaş ! arkasını dönmesiyle;

    -ahmet,hasssaan, veliii, tıraaşşaaaaa !!!1bir!!* diye bağırdı ezan okur gibi.

    bak allahıma yemin olsun 1000 (bin) kişi toplandı.* yedi sülalemi bir hafta boyunca arasam, evleniyorum desem, onu da geçtim ölüyorum cenazeme gelin desem o kadar insanı bir araya toplayamam. topraktan çıktılar zombi gibi, brandanın üstünden atlayanlar mı, havuzda donuyla yüzerken fırlayıp gelenler mi dersin hepsi toplandı. kimisinin de donu havuzda kalmış dal taşak geldi, sandık ki sikicekler bizi. sağdan soldan gelenler etrafımızı sardılar. dövseler bıraksalar tamam diyorum da parçalarlar ve parçamızı bulamazlar aga o kadar kalabalık.

    derken kalabalık yarıldı yarı çıplak bir eleman geliyor...senin haşmetine gurbaaannn, diye ayaklarına sarılacakken baktım bizim mahalleden deli bir arkadaşmış, gelir bizle top teperdi, merhabamız vardı.

    - bunlar mı lan sizlere artislik yapanlar??
    - evettt aağğbbiiii, hhöööyttrrr!!
    - bunlar benim arkadaşlarım lan dağılın !!!! dedi. sonra topraktan gelen toprağa, havuzdan gelen havuza, sağdan gelen sola, soldan gelen sağa gitti ya da benim nevrim döndü ama adamlar gidiyordu, sonra dağıldılar. orda o dayağı yemedikten sonra biraz öğrendim hayatta kalmak ne kadar zormuş.

    yaşayan ölüler:

    yazlıktayız. güzel bir çeşme akşamı yanımızda kız arkadaşlarımız var ama sevgili değiliz yani harbi arkadaşlar anlayacağınız. üç kız, üç erkek yürüyoruz, akşam yürümesi. hiç başımıza şimdiye kadar bir şey gelmemiş rahatız her zamanki gibi...derken yanımızdan motorla iki kişi geçti. "veleeee fakk yuuu!!!" falan diye bağırdı ya da bağırmadı, ya da ben duymadım. ama bizim çok karizmatik arkadaşımız öyle duymuş, kulağını siktiğim.

    - kimi fak yu !! leeaannn röööaaahhhhh orroospu çojukklarıı !! diye abardı.

    biz 3 kişiyiz onlar 2 kişi nasılsa. gerçi kendisi de bir kişi değil, yarım porsiyon. fazla masraflı olmasın diye ailesi küçük ve portatif yapmış onu. ama en azından 2,5 diye güvendi herhâlde bize...

    çocuklar bu abarmayı duydular ve kenara çektiler. ben zaten anlamam etmem kavgadan kardeşim ama onlar yürüyünce ben de sürü psikolojisine girdim çocukların üstüne yürüyoruz, bizim geldiğimizden mi ne korktular kaçtılar. eheheh nasıl korkuttuk lan gururluyuz mutluyuz. dişileri de koruduk öyle de insan ırkı için çalışan insanlarız.

    marketten aldığımız cipslerle şen şakrak oturduk bir sokak lambasının altına, gençlik hayat ne kadar güzel, yarasalar merhaba sizlere de ! bu güzel hava allahımm..derken o güzel hava birden bozuldu ve 4 tane motor yanaştı üstünden 11 kişi rahat indi...üçer üçer binilir mi lan motora, binmişler aga...ayaklandık ama nasıl, yeni doğmuş kuzu gibi, ayakların bağı çözülmüş, çarpıla çarpıla ayakta durmaya çalışıyorum, meleyecem o derece. ne oluyo? siz niye geldiniz? niye bu kadar kişisiniz? demeye kalmadan bir de doblo yanaştı o kalabalığa ki tansiyonum gitti, nabzım durdu. gece gece ezan sesi duymaya başladım uzayda duyanlar gibi, o zamana kadar inanmazdım halbuki ama oluyormuş imansızlar.*

    o arabanın 5 kapısı da açıldı insanlar inmeye başladılar, ben 8 den sonrasını sayamadım ama galiba 10 kişi falan da oradan indi. hele ki sonuncusu tam bir efsaneydi benim için...elinde zincir, sürüye sürüye indi, kendisini filmlerde gördüğüm için daha önce heyecanlandım, altıma sıçtım heyecandan. o saatten sonra bende film koptu zaten.

    kızlardan biri baya esmerdi, baktım ona nur inmiş sanki yavrum bembeyaz olmuş, geri kalan ikisi yarı baygındı. kavgayı önlemek için ilk önce geri adım atmama taktiğine başvurduk;

    - ulan bu kadar insan* 3 (üç) kişiyi dövmeye mi geldiniz be?
    - o zaman aramızdan 3 kişi çıkaralım inin lan sahile !

    tabi ki olmadı aq. adamlardan biri zincirli, kratos gibi, yemedi götümüz. sonra tartışıyoruz arada kızlar var diye artislik yapıyor kırmançiler. derken içlerinden biri efendi çıktı da adam gibi anlamaya çalıştı, dinledi bizi. sonra o kalabalığı toplayan çocuklara vurdu "bunun için mi topladınız lan bizi?" dedi. haklı da amk, savaşa gider gibi gelmiş 20 kişi, 3(üç) kişiyi dövmeye, yaktıkları benzine yazık lan.

    neyse elemanlar dağıldı biz de ölmekten kurtulduk. ama hayatım boyunca hep orada yiyeceğim dayağı düşündüm, 6 ay hastanede yatardım, 6 ay da fizik tedavi, sezonu kapatmış olurduk sanırım ya da zombi olarak yaşamıma devam ederdim. bunlardan sonra kavgadan hep kaçtım, kavga edeni görünce de kaçtım "bana ne lan sikerim sokakta mı buldum bu canı" hayat felsefem oldu.*

  • 34. arda turan'ın görüntülü analizi

    arda turan, barcelona'da henüz ikinci maçına çıktı. daha önceki analizlerde, analizi yapılan futbolcuların geçmiş maçları göz önünde bulundurarak ' o maçta neleri yaptığına' bakıp sonuca ulaşmıştım.

    iki maçta arda'nın barcelona'daki futbolunu değerlendiremeyiz. her ne kadar altı aydır bu takımda bulunuyor olsa da, maça çıkmak çok farklı. bu yüzden, bu analiz ile birlikte barcelona'nın oyununun yanı sıra arda'nın oyun karakterini bir araya getirerek ileride neler görebileceğimizi tahmin etmeye çalışacağım.

    kısaca; sorumuz, 'ne oynadı/oynuyor' değil, 'ne oynayacak' olacak.

    arda'nın barcelona'ya transfer olacağı haberleri çıkmaya başladığında şunları söylemiştim: #52821437 okumaya gerek yok, bu entry'de de onun daha ayrıntılı versiyonunu yazmış olacağım zaten.

    9 ocak 2016 barcelona granada maçında arda ne yapmış, bakalım.

    https://gfycat.com/rightwigglyamphiuma
    arda artık tam olarak bir kanat oyuncusu değil. barcelona'nın sol kanadında oynayan jordi alba ile neymar'a yakın oynayan bir orta saha oyuncusu(ya da sağ kanat). dolayısı ile savunma sorumlulukları artık daha fazla. neyse ki, arda savunma yapmasını da iyi biliyor zaten. bu görüntüde özel bir şey yok. sadece arda'nın artık çok daha fazla geriye top almaya geleceğini göstermek için koydum(top kendisine gelmese de). messi - neymar - suarez üçlüsüne top taşıyacak oyunculardan biri.

    https://gfycat.com/alienatedshortgangesdolphin
    arda dar alanda etkili bir oyuncu. topu ayağından çalabilmek kolay değil. barcelona'da oynayabilmesini sağlayacak en önemli özelliklerinden biri bu. topu bu kadar çok ayağında tutmayı seven bir takımda, rakibin baskısına direnemeyecek, bir sürü top kaybı yapacak oyuncunun kendini kabul etttirebilmesi imkansız olurdu. (bkz: burak yılmaz sendromu)

    https://gfycat.com/secondwarpedbillygoat
    tam bir barcelona golü. arda'nın bir diğer önemli özelliği olan pas yeteneği ve oyun görüşü bu pozisyonda ortaya çıkmış durumda. uzun süredir antrenmanlara çıkmış olmanın faydalarını görüyor. messi ile suarez'in yaptığı koşuları anlamış ve uyum sağlamış görünüyor. ileride bu tarz asistlerini çokca izleyeceğimizi düşünüyorum.

    https://gfycat.com/similarformalgavial
    oyun görüşü iyi demiştim. her zaman etrafında neler döndüğünün farkında. neredeyse arkasında bulunan neymar'ı görmeyi başarıyor.

    https://gfycat.com/widecandiddowitcher
    4-3-3'ün öndeki üçlüsünde oynayıp bu pozisyonu kaçırmak pek affedilemez. arda önde oynasaydı, bu tür pozisyonlara çok girip çok kaçıracaktı. kabul edelim, kendisi 'barcelona kalitesinde' bir golcü değil. bu pozisyonda kaleye çok fazla odaklandığı için soldan gelen neymar'ı da görmüyor. sahada kendisine en yakın oynayan oyunculardan biri neymar olmasına rağmen iki oyuncu arasında anlayamadığım bir kopukluk var şimdilik. ileride görmeye başlayacaktır. neymar - arda ikilisi ne kadar iyi anlaşırsa performansları bir o kadar artacak(solda oynadığını varsayıyorum).

    https://gfycat.com/limpingsnarlinggoldeneye
    ağır çekimde gördüğümüz üzere son adımları oldukça küçük kalıyor. kendini vuruşa hazırlamak için çok zaman kaybediyor. küçük bir tıkla topu hafifça soluna doğru alsa rakibinin müüdahale etmesini engelleyecekti.

    https://gfycat.com/…ysplendidblacknorwegianelkhound
    burada suarez'in pasına odaklanmanızı istiyorum. barcelona'nın oyununun özeti: o pası atmayı akıl etmek. müthiş bir pas değil, hatta neredeyse kötü bir pas. suarez'in vücut dilinden; 'yetişiyo mu acabaaaaa????' sorusunun kafasında olduğu aşikâr. ama sonuçta bir şekilde uygulamayı başarmış. arda bu pasları vermeyi akıl edebilir mi? tabii ki.

    https://gfycat.com/negativekindlyladybug
    barcelona'nın oyununun bir diğer özeti. rakitic yaptığı koşu ile adeta 'topu önüme at arda' diyor, neymar da yaptığı koşu ile 'topu önüme at raki'(çok samimiler) diyor.

    https://gfycat.com/excellentenormoushornedtoad
    arda'ya özgü kayarak top alma. bir tek arda kaymıyor ama tarantino filmi gibi gördüğünüzde hareketin mimarının kim olduğunu anlayabiliyorsunuz. kendine has bir yatarak müdahale tarzı var. başta bahsettiğimiz savunma zorunluluğuna olumlu etki katacak bir özellik bu da. devamında ise el turco'nun barça'ya alıştığını, 3 saniye içinde 76154714 pas yapmaya çalışmasıyla anlıyoruz.

    https://gfycat.com/smalltallcommongonolek
    arda'yı baskı yaparken daha çok göreceğiz. bu baskı sırasında çok da top kapacaktır diye düşünüyorum.

    https://gfycat.com/tautuglyclam
    çok koşman lazım arda, çoook. kondisyon meselesi. sıkıntı yaşayacağını sanmıyorum.

    https://gfycat.com/jollybossyhydra
    ayağına yabışıyo toplar.

    https://gfycat.com/severeringedasiantrumpetfish
    daha ikinci maçında takım arkadaşlarını direkt golle buluşturacak kritik dokunuşları yapmaya başlamış. bir barcelona taraftarı olsam, arda'nın bu maçtaki oyunu beni heyecanlandırırdı.

    https://gfycat.com/flamboyantachingdachshund
    ilk goldeki asistine benzer bir pas daha. barcelona'nın 'makine düzeni'nin bir parçası olabileceğinin sinyalleri bunlar. tabii ki, yine kötü bir son vuruş.

    http://gfycat.com/politeterriblebunting
    neymar ile pek anlaşamıyorlar demiştim. burada neymar'ın topu arda'nın önüne bir türlü atmamasının izahını bulamıyorum ben. sanki arda anasına küfretmiş gibi dolanıyor sahada. apaçi tipi neyse de apaçi hareketlerine son versin. (bkz: neymar'a laf atan insan tipi)

    https://gfycat.com/limpingquickcormorant
    kolay gibi görünebilir ama o pasın şiddetini ve zamanlamasını ayarlamak vallahi kolay değil. nice topuklar topu ıska geçti. (bkz: the umut bulut effect)

    etrafındaki oyunculara alıştığını görmek güzel çünkü bu hem arda'nın hem barcelo'nın oyununda büyük önem arz ediyor. nice yiğitler şehit edildi bunun uğruna. (bkz: alexis sanchez) (bkz: zlatan ibrahimovic)

    https://gfycat.com/dazzlingwiltedcreature
    akıllı adam.

    sonuç olarak; arda turan'ın barcelona'da oynamasının tek sebebi sponsorlardır.

    şaka bir yana, ben arda'nın maç içinde bu kadar uyumlu olacağını beklemiyordum. maça çıkamasa da altı aylık birliktelik çok iyi gelmiş. arda, yeni gibi görünen fakat çok yönlülüğü sayesinde pek de yeni olmayan rolü konusunda pek dertli olacakmış gibi görünmüyor.

    ilk maçını izledikten sonra 'aman suya sabuna dokunmayayım', 'şuraya saklanayım', 'topu vereyim de oynasınlar' tavrı biraz korkutmuştu. barcelona, uyumlu oyuncular ile seviyesini atlatan bir takım olsa da, sorumluluktan çekinmeyen, topu aldığı zaman yaratıcı düşünen ve kendinden emin futbolcular ile bugünlere geldi. grana'da maçındaki arda da onlardan biri olabileceğini gösterir nitelikteydi.

    tüm bunları bir kenara bırakırsak, aslında arda'nın ortalama bir lig maçında ne oynadığı veya oynayacağı asıl nokta değil. barcelona, girdiği tüm yarışmalarda kupayı hedefleyen bir takım. dolayısı ile bütün granada maçlarında iyi oynamak değil, şampiyonlar ligi yarı finalinde hiçbir şey yapamamak akıllarda kalır. arda'nın asıl sınavları -diğer barçalı oyuncular gibi- o maçlarda olacak. katalunya macerasının uzunluğu da, bu maçlardaki performansına bağlı olarak değişecek.

  • 35. 10 ocak 2016 giresunspor fenerbahçe maçı

    giresun'da oynayan hüsamettin ile sınıf maçı yapardık önceden. davarın tekiydi... adamın ayağına tepiyordu kundura ile top oynamaya çalışıp asfalta yapıştığını bilirim.* olm biz bunları 3 kere farklı yendik fener nasıl fark atamıyor anlamış değilim.

    adam şimdi nani'yle falan top oynuyor. vay anasını keşke kulüpte oynamaya devam etseydim, bundan iyiydim olm ben. yedeğimdi lan bu benim.

    hüsamettin'in oynadığı takımın yenileceği maç. zaten onun olduğu takım galip gelemez.

    edit: dedim olm ben size, bak fernandao'ya tepti davar. koskoca fernandao ayısını indirdi, bakmayın öyle çelimsiz olduğuna iyi tepiyor.

  • 36. anlatmayan erkek

    akıllı erkektir

    kimin neyi sana karşı kullanacağı belli olmaz.

    better safe than sorry

  • 37. özel harekat polisinin beyaz'ı tehdit etmesi

    adam candan erçetin'le karşılıklı atışırken, şimdi özel harekatla muhatap oluyor. ülkenin 1 yılda geldiği durum açısından önemli.

  • 38. martin linnes

    türkiye ligine transfer olan her yabancı futbolcunun kaderi olan "o kadar iyi olsa niye avrupa'da hiç kimse almadı da türkiye'ye geldi" çemkirmesine maruz kalarak şaşırtmamıştır.

    e olum madem türkiye'ye gelen futbolcu default olarak ıskarta oluyor hiç transfer yapmaya gerek yok.. böyle mantık mı olur amk?!

  • 39. football manager 2016

    hem "oynamak istiyorum da hangi takımla kariyer açsam" diyenler için, hem de "hiç oynayasım yok ama şöyle heveslendirecek bir takım önerisi olsa başlayabilirim aslında" diyenler için bir kaç takım önerisi sunmaya karar verdim. hepsiyle kariyer açmadım tabi, bazıları sağdan soldan gördüğüm ve "tam kariyerlik takım" dediğim kulüpler. yıl boyunca kariyer için takım arayanlara bir rehber olsun dedim, zamanla gelen öneriler ışığında ekleme çıkarma yapabilir, gözüme çarpan yeni takımları vs de ekleyebilirim. başlıyorum.

    carpi: bu arkadaşlar serie a'ya bu sene çıktı bildiğiniz gibi, küme düşmenin de en büyük adaylarından biriler dolayısıyla. zor sevenler için tercih edilecek bir kulüp, altyapı ve antreman tesisleri falan hak getire. üstelik takımdaki iyi oyuncuların çoğu kiralık, bu sezon bir şekilde kümede kalsanız bile sonraki sezon işiniz sarpa sarmaya devam ediyor. ayrıca kendi stadınız serie a standartlarını karşılamadığı için modena diye bir takımın stadında oynuyorsunuz. italya'da yanılmıyorsam avrupa dışından sadece 2 oyuncu bulundurabiliyordunuz, onu da aklınızda bulundurun. benim önerimse bu takımla 3 sezon kadar oynamanız, küme düşmekten kurtarıp orta sıra takımı haline getirebilirseniz bence başarılı bir kariyer geçirmiş olursunuz.

    berwick: yine zor sevenler için, lower league managers lakaplı kader yoldaşlarımız için bir takım önerisi. kendileri iskoçya'nın en alt liginde yer alıyor, takımın başına geçtiğinizde kulübün teknik ekibinde 1 tane adam bile yok. tamamen sıfırdan kendiniz kuracaksınız yani. elinizde hiç transfer bütçesi de yok, ama en azından takım zarar etmiyor, kimseyi satmak zorunda kalmıyorsunuz yani. ilk 4 sıraya girip play-off'a kalmanız bekleniyor 10 takımlı ligde. tesisler falan yok zaten. kendilerini en üst lige çıkarmak gibi bir hedef konulabilir, 5-6 sezon alır diye tahmin ediyorum ortalama. 10 sezonda celtic ve rangers hanedanlığını yıkmayı deneyebilirsiniz, her halükarda uzun vadeli ve hayvan gibi zor bir kariyer yapmış olursunuz.

    honved: "ana ligler bana göre değil"ciler için de bir takım yazıverelim. bir zamanlar macar ligi'nin tozunu dumanına katan bu takım şimdilerde ekonomik krizin dibine vurmuş durumda, öyle ki yönetimin beklentileri küme düşmemeniz yönünde olacak. harcayacak paranız yok, avrupa kupaları'na gidemediğiniz takdirde de olmamaya devam edecek, bu da ilk 4'e girmeniz gerektiği anlamına geliyor. ligin üst sınıf takımları gerçekten kaliteli ancak diğer takımlarda o kadar da bir olay yok, çok hanzo değilseniz küme düşmezsiniz yani. scout'larınız çok iyi bunun dışında, onların yardımıyla kendinize 4-5 sezonluk bir kalkınma planı hazırlayabilir, şampiyonluğa geri dönebilirsiniz.

    rangers: bu benim ilk save'im oldu bu yılın oyunundaki. on numara beş yıldız takımsınız zaten, tesisler falan mis gibi. koskoca rangers sonuçta. üst lige çıkmanız da zaten garanti, öküzlük yapmadığınız sürece sizi zorlayan takım olmuyor. o alt ligdeki ilk sene boyunca taktiği iyice oturtmanız, sene boyunca scout'larınızı eşekler gibi çalıştırıp yaz dönemindeki transferlerinizi şimdiden belirlemeniz lazım. sonraki sezon lige geri döndüğünüzde belki şampiyonluk biraz zor olabilir ama ilk 3 hedefi koymanız gerek bana kalırsa. biraz zor olsun ama allahın unuttuğu bir takım da olmasın yani derseniz tam sizlik bence.

    real: durun lan o real değil, sakin. öncelikle 80 takımlı portekiz üçüncü ligi'nde 8 grup bulunuyor, bu takım içinde bulunduğu grupta en zayıf ekip olarak görülüyor sezon öncesi. ancak şöyle bir detay var ki, o 80 takım arasındaki en iyi antreman ve altyapı tesislerine sahipler. portekiz'den oyuncu bol çıkıyor bildiğiniz gibi, bir kaç sezon içerisinde altyapıdan yetenekli gençler getirip sapasağlam bir şekilde asıl lige yürüyüşünüze başlayabilir, uzun vadeli bir kariyer sonrasında takımı portekiz'in zirvesine çıkarmaya çalışabilirsiniz.

    vejle: danimarka'nın köklü diyebileceğimiz takımlarından vejle şuan ikinci ligde oynuyor, sezonu 4. bitirmeleri bekleniyor. antreman ve altyapı tesisleri ligdeki diğer takımlara göre kaliteli, o yüzden bir kaç sezon içerisinde ortalama bir iskelet kurup altyapıdan da sağlam gençler yetiştirmeye başlayabilirsiniz, en kötü iki sezonda üst lige çıkarsınız diye düşünüyorum zaten. eski günlerine döndürün şu takımı lan...

    stockport: tarihinde hiç premier lig görmemiş bu kardeşlerimizi ingiltere'nin en karanlık kuyularından, konferans ligi'nin bile bir alt liginden yukarılara taşıyıp tarih yazabilirsiniz. antreman tesisleri iyi, altyapı tesisleri de mükemmel sayılmaz ama idare eder. ingiltere alt ligi manyaklarına önerebileceğim bir takım, ben hep grimsby ile oynuyorum ama onlar konferans ligindeler tabi.

    strasbourg alsace: fransa üçüncü ligi'ni ikinci sırada bitirmesi bekleniyor bu takım, yine nefis antreman tesislerine ve altyapı tesislerine sahip. kadroları çok iyi gerçekten. bir zamanlar ligue 1 şampiyonluğu bile tatmışlar, mazileri de kuvvetli yani. daha ne olsun, alın oynayın işte.

    hansa rostock: bir zamanların koca rostock'u ne hallerde, önceki sezon neredeyse üçüncü ligden bile düşecek kadar berbat oynamış bu adamları bundesliga'ya çıkarana kadar tertemiz 5-6 sezon harcamanız gerekebilir. altyapı ve antreman tesisleri iyi yine, özellikle bu tarz takımları seçiyorum ki bir de bu tür şeylerden sorun yaşamayın ve ilerde altyapıdan sağlam bir kaç oyuncu çıkarıp save'in yıldızı yapabilin.

    catania: italya serie c'nin c grubunda yer alan bu hepimizin aşina olduğu takım da eski günlerini arıyor. kadro falan gayet iyi zaten, tek dezavantaj lige -9 puanla başlıyor olmanız. hani "lan acaba eksi puanla başlamak nasıl bir his" derseniz catania tam size göre. üstelik aynı ligde lecce gibi taş gibi bir takım da var, çekişmeyi sonuna kadar hissedersiniz yani, bir nevi ezeli rakibiniz olur. 3-4 sezonda serie a çıkmaya çalışın, sonrası sarmaz kanımca.

    queens university: "bu ne la" derseniz "alın size lower league" derim. nitekim takım kuzey irlanda gibi kıytırık bir futbol ülkesinin en alt liginde mücadele ediyor. takım yarı-profesyonel, en değerli oyuncusu 1k değerinde, iphone etmiyor yani neredeyse. antreman tesisleri çok iyi yalnız, hani en üst ligdeki takımlarla bile yarışır. çok işe yarar mı bilemem ama en kötü ihtimalle o en değerli oyuncuyu satar bir telefon falan alırsınız kendinize yani.

    rosenborg: 5 senedir şampiyonluk hasreti çeken bir takım rosenborg bildiğimiz gibi. rangers tarzında bir save olur bu da, "uyuyan devi uyandırıyorum hadi bakalım" tadında. çok fazla konuşacak şey yok hakkında açıkçası; kadro iyi, tesisler sıkıntı çıkarmaz. avrupa'da da varsınız hem, daha ne olsun.

    queen's park: iskoçya'nın en alt liginde yer alan bu takım lower league managers tayfasının bile anasını ağlatacak cinsten. 52 bin taraftarın önünde oynuyorsunuz, bu harika tabi ancak takım amatör ve en üst lige de çıksanız amatör olarak kalacak; çünkü kulübün felsefesi amatör kalmak üzerine kurulu. bu tarz bir takımla malumunuz pek kaliteli oyuncu alamayacaksınız takıma, anca kiralıklar falan. bu takımı en üst lige çıkarmak bile muhteşem bir save hikayesi olur. bana sorarsanız ingiltere'nin en alt ligindeki en berbat takımı 5 lig atlatıp premier league şampiyonluğuna, hatta şampiyonlar ligi şampiyonluğuna kadar taşımaktan zor bir şey varsa o da bu takımı iskoçya premier ligi şampiyonu yapmaktır. öyle bir şey olursa zirvede bırakın bu oyunu bence, tarihe geçersiniz. bir baba yiğit çıksa da denese keşke. bu arada hem antreman hem de altyapı tesisleriniz on numara.

    şimdilik bu takımları önerebilirim, dediğim gibi edit gelebilir duruma göre. bu 13 takım arasından benim kesinlikle oynamayı düşündüklerim ise catania, strasbourg alsace ve real. bunlar dışında rangers ile zaten halihazırda save'im var, ama oyunu tanımaya yönelik bir save olduğu için kariyer hikayesi olarak yazmadım. bir de vejle'yi de deneyebilirim, böyle özetle.

    edit: entry uzun olunca imlalar kaçınılmaz olmuş, onları düzelttim. bir de frtslck sağolsun şöyle bir uyarıda bulundu carpi save'i konusunda, noktasına virgülüne dokunmadan ekliyorum: "italya'da yabancı sınırı yok. sadece transfer kısıtlaması var. kadroda sınırsız yabancı bulunabiliyor, sadece her sezon ab üyesi ülkeler dışından 2 transfer yapılabiliyor. 10 sene sonunda 20 yabancıyla oynarsın yani sorun yok."

  • 40. az kişinin bildiği muhteşem web siteleri

    http://pelagios-project.blogspot.co.uk/

    antik dünyanın yer isimlerine ve güzergâhlarına dair bilgiler içeren site.

    http://pelagios.org/maps/greco-roman/

    roma imparatorluğu devri dünyasının, dijital haritası.

    bu, örneğin, roma imparatorluğu devrinde roma'dan istanbul'a uzanan yolu ve yol üzerindeki yer isimlerini tek tek görebiliyorsunuz demek...
    ya da... tekirdağ üzerinden, sahilden istanbul'a doğru gittiğinizi düşünün... silivri'ye gelmeden, istanbul surlarından çok önce, son olarak imparator i. anastasius tarafından kapsamlı şekilde yenilenen ve güçlendirilen, zamanında (m.s. 6. yy.) kuzeyden güneye 53 km. uzunluğunda olan surları görebiliyorsunuz demektir...

  • 41. türkiye'nin en büyük bölücüsü

    aynı zamanda hırsız ve katildir.

  • 42. ankara'nın en güzel semtleri

    (bkz: kuğulu park) (bkz: seğmenler parkı) (bkz: ankara botanik parkı) üçgeni'nin içi ve çevresindeki semtler.

  • 43. para üstünü eksik vererek dolandırma yöntemi

    kadıköy'de ayakkabı vs satılan bir yer tarif ettiler. alacağım şey de altı üstü bir şapka. 15 liralık şapka için cüzdanı çıkardım adam direkt elini cüzdana attı, 50 lirayı aldı. kolundan tuttum, ne yapıyorsun birader dedim. abi yanlış anlama hızlı olayım derken art niyetsiz oldu dedi. bir daha olmasın dedim ve parayı alıp iki on lira verdim. neyse bu gitti geldi baktım yanımdan geçip gidiyor. yine tuttum kolundan kardeş hayırdır dedim. ne hayırdır dedi. lan para üstü nerede dedim, başladı sen bana 15 lira verdin diye yemin etmeye. neyse sonra aldım parayı şapkayı da bıraktım. etraf oçe dolu amk.

  • 44. pazar sabahı kahvaltısında olması gerekenler

    mutlu, sıcak bir aile tabii ki.

    neyleyim pastırmayı, neyleyim bal kaymağı.

  • 45. o ses türkiye

    barzo rap, ahmet kaya, azerice, anneli şarkı, sekiz köşe kasketli babalı şarkı ve elbette karadeniz melodileri arasında geçecek, yuh bu da elenir mi dedirtecek torpil kokan final dönemine giren yarışma.

  • 46. fikret orman

    işi gücü beşiktaş'la ilgili karalama haber yapmak olan habertürk'e dayanılarak dedikodusu yapılan kulüp başkanı.

  • 47. barış istemenin yasak olduğu ülke

    --- spoiler ---

    1984 senesi katliamları

    1. 8 kasım 1984 karageçit köyü katliamı

    2. 15 aralık 1984 sığırlı mezrası katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1985 senesi katliamları

    3. 7 ocak 1985 tekçınar köyü katliamı

    4. 3 nisan 1985 şırnak sağlık ekibi katliamı

    5. 6 haziran 1985 sırmalı köyü katliamı

    6. 14 temmuz 1985 kozedırbaz mezrası katliamı

    7. 5 ağustos 1985 taşbucak mezrası katliamı

    8. 23 ağustos 1985 kısmetli köyü katliamı

    9. 3 eylül 1985 tatarlar katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1986 senesi katliamları

    10. 19 mart 1986 ulaştı köyü katliamı

    11. 25 haziran 1986 geçit köyü katliamı

    12. 27 temmuz 1986 görmeç köyü katliamı

    13. 28 temmuz 1986 eğlence mezrası katliamı

    14. 4 eylül 1986 serenköy katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1987 senesi katliamları

    15. 22 ocak 1987 ortabağ köyü katliamı

    16. 23 ocak 1987 gündükörte mezrası katliamı

    17. 22 şubat 1987 taşdelen köyü katliamı

    18. 7 mart 1987 açıkyol köyü katliamı

    19. 12 nisan 1987 kavuncu köyü katliamı

    20. 12 nisan 1987 pınarcık köyü katliamı

    21. 8 temmuz 1987 anıklı köyü katliamı

    22. 8 temmuz 1987 peçenek köyü katliamı

    23. 8 temmuz 1987 haraberk mezrası katliamı

    24. 9 temmuz 1987 kermen mezrası katliamı

    25. 21 temmuz 1987 akdemir mezrası katliamı

    26. 9 ağustos 1987 çıralı köyü katliamı

    27. 18 ağustos 1987 milan mezrası katliamı

    28. 20 ağustos 1987 dargeçit katliamı

    29. 3 eylül 1987 tekkuyu köyü katliamı

    30. 17 eylül 1987 karageçit köyü katliamı

    31. 21 eylül 1987 çiftekavak köyü katliamı

    32. 10 ekim 1987 çobandere katliamı

    33. 13 kasım 1987 yoğurtçular köyü öğretmen katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1988 senesi katliamları

    34. 11 ocak 1988 kısranık mağaraları katliamı

    35. 28 mart 1988 yağızoymak köyü katliamı

    36. 2 mayıs 1988 evil mezrası katliamı

    37. 7 mayıs 1988 taraklı mezrası katliamı

    38. 8 mayıs 1988 balmimin katliamı

    39. 30 ağustos 1988 simone deresi katliamı

    40. 19 ekim 1988 beşkonak-gürses yol ayrımı katliamı

    41. 6 kasım 1988 sümer köyü öğretmen katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1989 senesi katliamları

    42. 27 mayıs 1989 belkis mahallesi katliamı

    43. 29 mayıs 1989 anılmış köyü katliamı

    44. 28 haziran 1989 kuşluca köyü katliamı

    45. 29 temmuz 1989 gülburnu köyü katliamı

    46. 8 ağustos 1989 rejgar yaylası katliamı

    47. 9 ağustos 1989 boğazören köyü katliamı

    48. 10 ağustos 1989 hisar köyü katliamı

    49. 12 ağustos 1989 bahçesaray katliamı

    50. 12 ağustos 1989 çukurca katliamı

    51. 18 ağustos 1989 gurcukaya tepe katliamı

    52. 21 ağustos 1989 aktaş köyü katliamı

    53. 6 eylül 1989 siirt-eruh karayolu öğretmen katliamı

    54. 7 eylül 1989 calnuk yaylası katliamı

    55. 12 eylül 1989 tavuklu köyü katliamı

    56. 11 ekim 1989 tepeönü köyü katliamı

    57. 17 ekim 1989 yumurcak köyü katliamı

    58. 9 kasım 1989 bekirhan mezrası katliamı

    59. 24 kasım 1989 ikiyaka köyü katliamı

    60. 12 aralık 1989 cevizlik köyü katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1990 senesi katliamları

    61. 9 ocak 1990 düğünyurdu köyü katliamı

    62. 26 şubat 1990 derebaşı köyü katliamı

    63. 1 mart 1990 mamrastepe katliamı

    64. 5 mart 1990 bağlıca köyü baskını

    65. 10 mart 1990 düzenli mezrası katliamı

    66. 21 mayıs 1990 elazığ karayolu 9 mühendis katliamı

    67. 29 mart 1990 mezralık katliamı

    68. 9 nisan 1990 övecek köyü katliamı

    69. 10 nisan 1990 örtülü mezrası katliamı

    70. 11 nisan 1990 övecik köyü katliamı

    71. 14 nisan 1990 aşağıkonak mezrası katliamı

    72. bukardi köyü beş öğretmen katliamı

    73. 4 mayıs 1990 yazlıca köyü katliamı

    74. 9 mayıs 1990 3005 sefer sayılı tren katliamı

    75. 9 haziran 1990 bağlar mevkii katliamı

    76. 10 haziran 1990 çevrimli köyü katliamı

    77. 17 haziran 1990 beşpınarlar köyü katliamı

    78. 14 ağustos 1990 kemerli köyü katliamı

    79. 28 ağustos 1990 özyurt köyü katliamı

    80. 30 eylül 1990 bağlıca katliamı

    81. 9 ekim 1990 lutlu köyü katliamı

    82. 1 kasım 1990 yukarıkaragüney katliamı

    83. 9 aralık 1990 cumhuriyet mahallesi katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1991 senesi katliamları

    84. 15 nisan 1991 kantarmacı köyü katliamı

    85. 28 nisan 1991 solhan katliamı

    86. 28 haziran 1991 şenoba köyü katliamı

    87. 6 temmuz 1991 yunağlı yaylası katliamı

    88. 13 temmuz 1991 harmancık köyü katliamı

    89. 13 temmuz 1991 çağlayan cerit katliamı

    90. 22 temmuz 1991 yemişli mevkii katliamı

    91. 27 ağustos 1991 yemişli köyü katliamı

    92. 2 eylül 1991 kasımlı köyü mevkii katliamı

    93. 12 eylül 1991 selamet mezrası katliamı

    94. 18 eylül 1991 bardakçı köyü katliamı

    95. 3 ekim 1991 bahçebaşı köyü katliamı

    96. 15 kasım 1991 şirvan katliamı

    97. 17 kasım 1991 tarlabaşı katliamı

    98. 25 aralık 1991 çetinkaya mağazası katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1992 senesi katliamları

    99. 3 mart 1992 tepeköy katliamı

    100. 20 nisan 1992 tulgalı mevkii katliamı

    101. 20 nisan 1992 çalpınar mevkii katliamı

    102. 21 mayıs 1992 bulmuşlar köyü katliamı

    103. 23 mayıs 1992 dumanlı köyü katliamı

    104. 28 mayıs 1992 asmakaya katliamı

    105. 10 haziran 1992 kokarsu köyü katliamı

    106. 16 haziran 1992 ardıçdibi mevkii katliamı

    107. 18 haziran 1992 bulunmuşlar köyü katliamı

    108. 21 haziran 1992 elmasırtı köyü katliamı

    109. 22 haziran 1992 karahacılı köyü katliamı

    110. 22 haziran 1992 seki köyü katliamı

    111. 25 haziran 1992 yolaç köyü katliamı

    112. 26 haziran 1992 tepeköy mevkii katliamı

    113. 26 haziran 1992 erencik katliamı

    114. 2 temmuz 1992 yanıktaş köyü katliamı

    115. 11 temmuz 1992 yolindi köyü katliamı

    116. 16 temmuz 1992 ışıklar mahallesi katliamı

    117. 22 temmuz 1992 seyran mezrası katliamı

    118. 4 ağustos 1992 doğançay köyü katliamı

    119. 15 ağustos 1992 özyar köyü katliamı

    120. 24 ağustos 1992 yolaç köyü katliamı

    121. 31 ağustos 1992 gürmeşe köyü katliamı

    122. 5 eylül 1992 bingöl-genç karayolu katliamı

    123. 12 eylül 1992 kozluk üç mühendis katliamı

    124. 15 eylül 1992 kozluk ilçesi katliamı

    125. 17 eylül 1992 ulubahçe köyü katliamı

    126. 20 eylül 1992 savur katliamı

    127. 22 eylül 1992 bağıvar köyü katliamı

    128. 29 eylül 1992 sugeldi köyü katliamı

    129. 29 eylül 1992 derecik mezrası katliamı

    130. 1 ekim 1992 cevizdalı köyü katliamı

    131. 9 ekim 1992 gözlü katliamı

    132. 9 ekim 1992 yarımca köyü katliamı

    133. 11 ekim 1992 birinci uludere katliamı

    134. 17 ekim 1992 kaledibi köyü katliamı

    135. 19 ekim 1992 belenoluk köyü katliamı

    136. 20 ekim 1992 hazarşah köyü katliamı

    137. 22 ekim 1992 dedebağ köyü katliamı

    138. 25 ekim 1992 kızılağaç katliamı

    139. 7 kasım 1992 cizre katliamı

    140. 10 kasım 1992 hani katliamı

    141. 14 kasım 1992 bademli köyü katliamı

    142. 15 kasım 1992 ortaalişan köyü katliamı

    143. 19 kasım 1992 aydınlık köyü katliamı

    144. 1 aralık 1992 hakverdi köyü katliamı

    145. 7 aralık 1992 birinci derik mezrası katliamı

    146. 17 aralık 1992 tepecik-arkbaşı yolu katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1993 senesi katliamları

    147. 12 ocak 1993 kolgezer mezrası katliamı

    148. 13 ocak 1993 elbeğendi köyü katliamı

    149. 16 ocak 1993 kuruçay mezrası katliamı

    150. 23 ocak 1993 köşk çayevi katliamı

    151. 6 şubat 1993 ortaca köyü katliamı

    152. 27 şubat 1993 mescit mahallesi katliamı

    153. 2 mart 1993 elmabahçe köyü katliamı

    154. 6 mart 1993 evci köyü katliamı

    155. 7 mart 1993 kulaçlı mezrası katliamı

    156. 16 mart 1993 karataş köyü katliamı

    157. bingöl katliamı (24 mayıs 1993)

    158. 2 haziran 1993 bahçebaşı köyü katliamı

    159. 6 haziran 1993 bozdoğan köyü katliamı

    160. 9 haziran 1993 gölet köyü katliamı

    161. 13 haziran 1993 yaylacık köyü katliamı

    162. 14 haziran 1993 gözlüce köyü katliamı

    163. 25 haziran 1993 koyunlu köyü katliamı

    164. 30 haziran 1993 hamzabey mezrası katliamı

    165. 30 haziran 1993 muti deresi katliamı

    166. 3 temmuz 1993 çelik mezrası katliamı

    167. başbağlar katliamı (5 temmuz 1993)

    168. 10 temmuz 1993 beklemez köyü katliamı

    169. 12 temmuz 1993 cevizlik köyü katliamı

    170. sündüs katliamı (18 temmuz 1993)

    171. 24 temmuz 1993 karakoyun köyü katliamı

    172. 30 temmuz 1993 dolutekne köyü katliamı

    173. 1 ağustos 1993 aşağıçarıkçı köyü katliamı

    174. 3 ağustos 1993 hafi mevkii katliamı

    175. 4 ağustos 1993 kavakbaşı nahiyesi katliamı

    176. 4 ağustos 1993 aslanbeyli köyü katliamı

    177. 4 ağustos 1993 asmakaya köyü katliamı

    178. 6 ağustos 1993 tilver köyü katliamı

    179. 7 ağustos 1993 akpınar köyü katliamı

    180. 8 ağustos 1993 uzunyazı köyü katliamı

    181. 8 ağustos 1993 seslice köyü katliamı

    182. 10 ağustos 1993 soğan mezrası katliamı

    183. 13 ağustos 1993 eşkin mezrası katliamı

    184. 15 ağustos 1993 güneybaşı köyü katliamı

    185. 16 ağustos 1993 yekekümbet mezrası katliamı

    186. 23 ağustos 1993 akçayır köyü katliamı

    187. 26 ağustos 1993 uzunyazı katliamı

    188. 26 ağustos 1993 neboğlu köyü katliamı

    189. 27 ağustos 1993 yeşilsırt mahallesi katliamı

    190. 29 ağustos 1993 yoncalıbayır köyü katliamı

    191. 5 eylül 1993 şahintepesi katliamı

    192. 13 eylül 1993 ziyaret mevkii katliamı

    193. 18 eylül 1993 cankurtaran mevkii katliamı

    194. 18 eylül 1993 eğil bürokrat katliamı

    195. 25 eylül 1993 ismailboğazı mevkii katliamı

    196. 29 eylül 1993 serikhan mezrası katliamı

    197. 29 eylül 1993 birecik ilçesi öğretmen katliamı

    198. 30 eylül 1993 yüksekova katliamı

    199. 3 ekim 1993 altınova köyü katliamı

    200. 4 ekim 1993 kayapınar katliamı

    201. 4 ekim 1993 boğazönü katliamı

    202. 4 ekim 1993 kavakbaşı beldesi katliamı

    203. 4 ekim 1993 daltepe köyü katliamı

    204. 4 ekim 1993 kalkancık köyü katliamı

    205. 4 ekim 1993 bebek katliamı

    206. 4 ekim 1993 silvan katliamları

    207. 7 ekim 1993 mirgan yaylası katliamı

    208. 7 ekim 1993 altınova kasabası katliamı

    209. 7 ekim 1993 pirinçli öğretmen katliamı

    210. 10 ekim 1993 doğanköy katliamı

    211. 12 ekim 1993 mencinek mevkii katliamı

    212. 21 ekim 1993 derince mezrası katliamı

    213. 22 ekim 1993 dadaş köyü öğretmen katliamı

    214. 23 ekim 1993 zengkök köyü katliamı

    215. 23 ekim 1993 günlük köyü katliamı

    216. 24 ekim 1993 koçak köyü katliamı

    217. 24 ekim 1993 sarıbahçe köyü katliamı

    218. 24 ekim 1993 yaylabaşı köyü katliamı

    219. 25 ekim 1993 karasu köprüsü katliamı

    220. 25 ekim 1993 büyük yavili katliamı

    221. 25 ekim 1993 yukarı sarıcan mahallesi katliamı

    222. 28 ekim 1993 belencik köyü katliamı

    223. 30 ekim 1993 çiçekli köyü katliamı

    224. 6 kasım 1993 göçmenevleri katliamı

    225. 7 kasım 1993 cizre yatılı bölge okulu katliamı

    226. 8 kasım 1993 inceler köyü katliamı

    227. 22 kasım 1993 yedisu katliamı

    228. 27 kasım 1993 dilu tepesi katliamı

    229. 12 aralık 1993 ağaçkonak katliamı

    230. 16 aralık 1993 cudi mahallesi katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1994 senesi katliamları

    231. 1 ocak 1994 diyarbakır-elazığ karayolu katliamı

    232. 1 ocak 1994 dikboğaz köyü katliamı

    233. 1 ocak 1994 hamzalı köyü katliamı

    234-239. 21 ocak 1994 ormancık ve akyürek katliamları

    240. 24 ocak 1994 ikinci derik mezrası katliamı

    241. 12 şubat 1994 tuzla askeri öğrenci katliamı

    242. 12 şubat 1994 kovuk köyü katliamı

    243. 16 şubat 1994 yukarı topraklı katliamı

    244. 19 şubat 1994 bilgeköy katliamı

    245. 23 şubat 1994 emek mezrası katliamı

    246. 23 şubat 1994 ikinci uludere katliamı

    247. 24 şubat 1994 dağkonak katliamı

    248. 24 şubat 1994 köprücek köyü katliamı

    249. 25 şubat 1994 sason katliamı

    250. 3 mart 1994 cizre ilçe merkezi katliamı

    251. 9 mart 1994 kiriş mezrası katliamı

    252. 10 mart 1994 yarımtaş köyü katliamı

    253. 24 mart 1994 çaldere köyü katliamı

    254. 30 mart 1994 üçok katliamı

    255. 8 nisan 1994 saraycık mezrası katliamı

    256. 9 nisan 1994 pamukçayı mevkii katliamı

    257. 14 nisan 1994 sandıklı katliamı

    258. 20 nisan 1994 menment dere katliamı

    259. 20 nisan 1994 çobanbaşı mevkii katliamı

    260. 26 nisan 1994 güvikibesti ağılları katliamı

    261. 8 mayıs 1994 erzurum-erzincan karayolu katliamı

    262. 15 mayıs 1994 edebuk köyü katliamı

    263. 15 mayıs 1994 alacabük köyü katliamı

    264. 17 mayıs 1994 budaklı köyü katliamı

    265. 18 mayıs 1994 budak mezrası katliamı

    266. 23 mayıs 1994 ardıçalı köyü katliamı

    267. 29 mayıs 1994 karameşe köyü katliamı

    268. 3 haziran 1994 görece köyü katliamı

    269. 19 haziran 1994 yeniköprü köyü katliamı

    270. 26 haziran 1994 gedikaşar köyü katliamı

    271. 6 temmuz 1994 mezarlık mahallesi katliamı

    272. 16 temmuz 1994 uğrak köyü katliamı

    273. 3 ağustos 1994 baluşağı mahallesi katliamı

    274. 10 ağustos 1994 yukarınarlıca köyü katliamı

    275. 13 ağustos 1994 renter mevkii katliamı

    276. 22 ağustos 1994 çayüstü mezrası katliamı

    277. 28 ağustos 1994 geznik boğazı katliamı

    278. 31 ağustos 1994 yastıktepe köyü katliamı

    279. 7 eylül 1994 köprülü köyü katliamı

    280. 9 eylül 1994 ulukale köyü katliamı

    281. 10 eylül 1994 cemikari köprüsü katliamı

    282. 11 eylül 1994 darıkent 6 öğretmen katliamı

    283. 11 eylül 1994 selimiye köyü katliamı

    284. 12 eylül 1994 dere mahallesi katliamı

    285. 13 eylül 1994 halkalı köyü katliamı

    286. 14 eylül 1994 balveren köyü katliamı

    287. 17 eylül 1994 direkli köyü katliamı

    288. 24 eylül 1994 genç-cumhuriyet caddesi katliamı

    289. 29 eylül 1994 doğu beyazıt/kazan katliamı

    290. 4 ekim 1994 kömürcü köyü katliamı

    291. 5 ekim 1994 nevran mezrası katliamı

    292. 10 ekim 1994 hüseyinağa köyü katliamı

    293. 18 ekim 1994 yücebağ köyü katliamı

    294. 22 ekim 1994 tokaçlı köyü katliamı

    295. 30 ekim 1994 kırım köyü katliamı

    296. 31 ekim 1994 dara-2 köprüsü katliamı

    297. 6 kasım 1994 pınardere köyü 4 öğretmen katliamı

    298. 17 kasım 1994 çöl köy katliamı

    299. 19 aralık 1994 ormanardı köyü katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1995 senesi katliamları

    300. 1 ocak 995 hamzalı köyü katliamı

    301. 12 ocak 1995 narlıca köyü katliamı

    302. 20 ocak 1995 tohtak yaylası katliamı

    303. 23 şubat 1995 kocakuyu köyü katliamı

    304. 27 mart 1995 görümlü köyü katliamı

    305. 8 nisan 1995 ahmedçedüzü katliamı

    306. 5 nisan 1995 7 çoban-3 kızılay görevlisi katliamı

    307. 8 nisan 1995 batman-siirt karayolu katliamı

    308. 17 nisan 1995 harmancık katliamı

    309. 18 nisan 1995 yarbuz köyü katliamı

    310. 4 mayıs 1995 küçükçekmece katliamı

    311. 16 mayıs 1995 kayabalı köyü katliamı

    312. 16 mayıs 1995 dağcı köyü katliamı

    313. 22 mayıs 1995 islimağara yaylası katliamı

    314. 25 mayıs 1995 hürriyet ilkokulu katliamı

    315. 1 haziran 1995 kahveci-1 katliamı

    316. 11 haziran 1995 yukarıagaçeli köyü katliamı

    317. 24 haziran 1995 kuyuluk köyü katliamı

    318. 25 haziran 1995 olukbaşı yaylası katliamı

    319. 17 temmuz 1995 evciler köyü katliamı

    320. 23 temmuz 1995 atabinen mezrası katliamı

    321. 5 ağustos 1995 gazeluşağı köyü katliamı

    322. 20 ağustos 1995 köybaşı katliamı

    323. 5 eylül 1995 seldiren maden ocağı katliamı

    324. 10 eylül 1995 bulakbaşı köyü katliamı

    325. 12 eylül 1995 gökçebulak mezrası katliamı

    326. 23 eylül 1995 kanlıarmut mevkii katliamı

    327. 9 aralık 1995 ortaca köyü katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1996 senesi katliamları

    328. 9 ocak 1996 kozlu yaylası katliamı

    329. 23 nisan 1996 karataş mezrası 3 öğretmen katliamı

    330. 17 haziran 1996 görtük katliamı

    331. 23 haziran 1996 altındağ tesisleri katliamı

    332. 11 temmuz 1996 çevirme mezarlığı katliamı

    333. 13 ağustos 1996 demiriz istasyonu katliamı

    334. 18 ağustos 1996 kocaözü katliamı

    335. 19 ağustos 1996 çimen yaylası katliamı

    336. 21 ağustos 1996 çukurca katliamı

    337. 25 ağustos 1996 karagedik mezrası katliamı

    338. 14 eylül 1996 bharlı köyü katliamı

    339. 19 eylül 1996 miçolar/karaman mezrası katliamı

    340. 22 eylül 1996 etibank katliamı

    341. 2 ekim 1996 hantepe katliamı

    342. 8 kasım 1996 çığlı-ormanlı katliamı

    343. 28 kasım 1996 kayahan köyü katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1997 senesi katliamları

    344. 23 mart 1997 yoncadüzü köyü katliamı

    345. 26 mayıs 1997 haydiyan mezrası katliamı

    346. 26 mayıs 1997 kurtuluş un fabrikası katliamı

    347. 1 haziran 1997 sarıevler mevkii katliamı

    348. 3 haziran 1997 pampınarı katliamı

    349. 18 haziran 1997 çaltepe köyü katliamı

    350. 7 temmuz 1997 içpınar köyü katliamı

    351. 11 ağustos 1997 sırmalı köyü katliamı

    352. 6 ekim 1997 malahüseyin mezrası katliamı

    353. 8 kasım 1997 doğanköy katliamı

    354. 15 aralık 1997 dargeçit katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1998 senesi katliamları

    355. 31 mayıs 1998 altınsu ve altınkapı katliamı

    356. 3 haziran 1998 arılar mahallesi katliamı

    357. 9 temmuz 1998 mısır çarşısında patlama

    358. 12 temmuz 1998 hamuçimen katliamı

    359. 13 temmuz 1998 yokuşunbaşı çayırı katliamı

    360. ekim 1998 yayladere katliamı

    361. 26 kasım 1998 kırıkkale-samsun katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    1999 senesi katliamları

    362. 27 ocak 1999 kuzucu beldesi katliamı

    363. 25 şubat 1999 küpar mahallesi katliamı

    364. mavi çarşı katliamı (13 mart 1999)

    365. 5 nisan 1999 tepe köyü katliamı

    366. 1 temmuz 1999 yenimahalle katliamı

    367. 9 temmuz 1999 kışlak mezrası katliamı

    368. 14 temmuz 1999 aydoğan katliamı

    369. 2 ağustos 1999 çiğdemli köyü katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    2000 senesi katliamları

    370. 19 ekim 2000 kavaklı köyü katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    2001 senesi katliamları

    371. 12 haziran 2001 yazlı köyü katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    2003 senesi katliamları

    372. 10 temmuz 2003 pul mezrası katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    2004 senesi katliamları

    373. 2 temmuz 2001 mavi plaza katliamı
    --------------------------------------------------------------------

    2005 senesi katliamları

    374. 2 temmuz 2005 tren katliamı

    375. 16 temmuz 2005 kuşadası'nda patlama
    --------------------------------------------------------------------

    2006 senesi katliamları

    376. 2 nisan 2006 pkk'nın bağcılar'da otobüs yakması

    377. 13 mayıs 2006 atatürk mahallesi katliamı

    378. 28 ağustos 2006 antalya'da patlama

    379. 12 eylül 2006 diyarbakır patlaması
    --------------------------------------------------------------------

    2007 senesi katliamları

    380. 22 mayıs 2007 ulus'ta patlama

    381. 31 mayıs 2007 çiçekdere katliamı

    382. 29 eylül 2007 şırnak minibüs saldırısı
    --------------------------------------------------------------------

    2008 senesi katliamları

    383. 3 ocak 2008 diyarbakır'da patlama

    384. 9 mayıs 2008 yuvalıçay mahallesi katliamı

    385. 27 temmuz 2008 bestereş yaylası katliamı

    386. 27 temmuz 2008 güngören patlaması

    aynen kardeşim barış barış

    peki otobüsün içinde yaktığınız kız

    şü foto dan hiç utanmıyomusunhiç utanmıyomusun yüzündeki ifadeye bak

    bak am k bak barış
    --- spoiler ---
    #57628704

    editt: yukarıdaki entry bir çaylağa ait. bilgi içerikli olduğu için buraya taşıdım. çocuklar ölmesin demekle barış istiyorum demek arasında büyük fark var. halk otobüsüne molotof atan, askeri uyurken öldüren, karısının çocuğunun yanında öldüren, ambulansı yakan, öğretmenleri rehin alan grubun barış istediğine bir kürt olarak inanmıyorum. yukarıda da işledikleri 386 katliam yazıyor zaten.

    "benim kürt arkadaşlarım da var" cümlesindeki kürt benim işte, kürtçe bilmeyen asimile olmuş ama kürt olduğunu unutmayan. bu yukarıdaki eylemleri yapan kürtler yüzünden bu kürtler zan altında kalıyor, biz mahcup oluyoruz, biz dışlanıyoruz.

  • 48. ingilizlerin kraliyet ailesine saygı duyma sebebi

    sebep şudur ki,
    osmanlı kendi milletini ezmiş azınlıkları el üstünde tutmuş
    ingiltere sömürgeleri ezmiş kendi milletini el üstünde tutmuş
    bu sebeptendir ki bugün hala ingilizler onca vergi ödemelerine rağmen kraliyet ailesine toz kondurmazlar

  • 49. oyun silinmesin diye konsolu 20 yıl açık tutmak

    japon bir oyuncunun kayıt dosyası silinmesin diye nintendo oyun konsolunu 20 yıl açık tutma hadisesi. öncelikle cihazı tebrik ediyorum. 20 yıl çalışan her şeye saygım büyüktür. onca yıl elektrikte mi kesilmez? sanırım güç kaynağı kullanarak desteklemiş. gerçi olmasa da olur. japonya sonuçta!

    evini taşırken kısa bir süre için cihazı fişten çekmek zorunda kalmış ancak kartuşun bataryası kendini idare edebilmiş. işin ilginç tarafı eleman artık bu oyunu oynamıyor. konsolu sürekli açık tutmasının nedeni ise yıllardır emek harcadığı verilerin silinmesine gönlünün razı olmaması.

    bence sakladığı şey kayıt dosyası falan değil. hatıralar. japonlar vefa özelliği yüksek millettir. yurt dışında okuyan, kazağının kopuk düğmesi yerine japon malı kapaktan düğme yapan öğrenciyi hatırlayın. bu da öyle işte. adam çocukluğunu yaşam ünitesiyle hayatta tutuyor. çok etkilendim. tebrik ediyorum.

    edit: donanımhaber ölücüleri "elektrik faturası çok gelmiş midir?" diye mesaj atıyor. ne bileyim ulan tedaş memuru muyum? mına kodumun fakirleri. hayalleriniz bile fukara.

    http://www.webtekno.com/…an-cilgin-adam-h13550.html
    http://www.polygon.com/…d-on-20-years-gamesave-data

  • 50. tinder

    bir yanda "kendi iş yerinde patron", "kendi işyerim", "şirket sahibi" araba önünde poz veren güzide kobi abiler, diğer yanda columbia, pepperdine, lbs mezunu, eli viskili kurumsalcılar.. kobi vs kurumsal, çok aradayım