sessiz sakin suskun adam94
profili

  • 13 şubat 2018 juventus-tottenham hotspur maçı

    spiker; '' son ilk oyuncu değişikliği için oyuna giriyor'' deyince şöyle bir boş bira şişelerine baktım lan. oyuna giren adamın adı son'muş meğer. allahıma şükürler olsun daha sarhoş deyilim. gece uzun.

  • bir erkek olarak yaşanılan en büyük kız tacizi

    geçen minibüse bindim...

    minibüs tıklım tıklım. merdivene dikilmiş kendim içeride götüm dışarıda yolculuk yapıyorum. yanımdan geçen arabalar parmak atsa atar o vaziyetteyim. tam binemedim diye yarı ücret ödemeyi bile düşünüyorum.

    neyse, 100 metre ilerde iki kişi indi. fırsattan istifade hemen messi gibi daldım araya. 3-5 kişiden sıyrılıp o sarı demirlere tutundum. tutunduğum yerde 25 yaşlarında, siyah montlu, sarışın, mavi gözlü çok seksi bi kız vardı. ( yan yanayız kızla ) böyle saniyelik bi bakış attı . ne yalan söyleyeyim içim kıyıldı. sonra birden ayağıma dokundu. dedim kazayla yaptı her halde. sonra bir daha dokundu. dedim şoför vites değiştirdi her halde. sonra yine sürttü. ahan dedim kesin verecek bana.

    heyecanlandım lan. resmen bir kız tarafından tacize uğruyordum. yalan yok hoşuma gidiyordu bu. demek ki neymiş? tipim varmış, demek ki neymiş? ben de arzu duyulan bir adammışım. heyt be!
    hemen ağır adam olduğum izlenimini yaratıp camdan dışarı seyretmeye başladım. biraz da karizma bulsun istedim.

    plan işe yaradı.

    umursamadım diye bu sefer daha şiddetli sürtmeye başladı ve başladım ben de onun bacağına sürtmeye. o sürttü ben sürttüm, o sürttü ben sürttüm. olay raydan çıktı, paso sürtüşüp duruyoruz. boşalacağım neredeyse, kemik gibi oldu çüküm.

    sonra eline dokunmak için yavaşça elimi o sarı demirden aşağı doğru kaydırmaya başladım. o da benim tuttuğum demiri tutuyordu. onun eliyle benim elimin arasında bi siklik mesafe vardı. ( bu arada hâlâ sürtüşüp duruyoruz ) ve hopppp dokundum eline kızın. vay vay vayyy. bak zilliye hele sen. anlaşılan o da benim taktiği uyguluyordu . o da umursamadı beni hiç. elini bi meme mesafesi kadar aşağı indirip saniyelik bi bakış daha attı.

    ne yalan söyleyeyim bu da beni tahrik etti. elimi götüne götürüp hapazlamamak için kendimi zor tuttum. kız çok azgındı. nabzını yoklamak için bu sefer sert bi şekil de bacağına dokundum. ses çıkarmadı. naza gelen kızlardan olduğu belliydi. çok masumdu. ayak üstü boşaltacaktı beni.

    ulan dedim niye bu kızla tanışmıyorsun. niye ayarlayıp evde devam etmiyorsun. niye küsküyü vermiyosun bu kıza dedim ve laf atmak için '' pardon park ada'yı geçtik mi? '' dedim ( sanki yabancısıyım. çakallığa bak )

    kız cevap verdi: '' hayır geçmedik, geçmedik de, lütfen poşete yüklenmeseniz, içinde çilek de var ezilmesin ''

    ne ne ney dedim. aşağı doğru eğilip baktım.

    vay senin ejdanın..

    ulan 10 dakikadır sürttüğümüz şey meğer market poşetiymiş ya la. kadın bacağı sanıp tahrik olduğumuz şey meğer kızın elinde tuttuğu poşetmiş ya la. araba tıklım tıklım deyü çakmamışık olayı. ben sanıyom tipim var diye diye kız beni taciz ediyor.

    hayatım boyunca hiç bu kadar mal gibi hissetmedim. ( az daha poşete boşalacakmışız.) hemen bağırdım şoföre '' kaptan miisayit bi yerde inebilir miyim ''diye.

    durdu araba ve koşarak eve koştum. açtım kapıyı çömeldim olduğum yere. dayadım sırtımı duvara. ağladım orda, hem de hıçkıra hıçkıra. tipimi sikim lan.

  • izmir'de bacakları asitle yakılan diren köpek

    goethe ne güzel demiş;

    “bir semtin sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa, orada yaşayın. çünkü komşularınız güzel insanlardır.”

  • sabire meltem banko

    satılık pancar motoru.

    bakımları yapılmış 2 silindirli lombardini marka santrafüjlü pancar motoru. piyasa değeri 2750 lira olan bu motoru biz 3000 liraya satıyoruz. neden 3000 diye merak eden yeşillendirebilir.

    köydeki dayım rica etti. aletimi sat yarısı senin nejmi dedi. neyin yarısı benim olacak dayı? aletinin mi? dedim. halan aynı boksun hiç değişmemişin dedi.
    ehehe o yüzden 3000 diyom yani. 1500 benim olacak. şaka bi yana ilgilenen ulaşsın.

    her yerde bu ilanı paylaşıyorum. bu meltem banko başlığı zaten siliniyor ( götümüze giriyor) diye buradan da duyuru yapmak istedim. bugün gündem olur değerlendireyim dedim.

    çok ciddiyim. 2 silindirli lombardini marka motor. sulama boruları da var.

  • bir erkekle bir kız gerçekten arkadaş olabilir mi

    yaş 15 veya 16 köydeyim.

    kaçırmışım dayımın bisikletini deli gibi sürüyorum. altımda gri bir eşofman, üstümde siyah bir badi var. boynumda ince bir zincir ve sağ pazumda güzel bir dövme var. bu detayı mahsus veriyorum ki, anlatacağım şey gözünüzde canlansın diye... neyse, süre süre gittim dayı kızının yanına. çimenlik bir alanda oturmuş köyün kızlarıyla sohbet ediyor. tanıyorum kızları. hepsi arkadaşım. bir kız var aralarında adı melike. aynı yaştayız o kızla. o benim en iyi arkadaşım.

    yaklaştım yanlarına ve '' bakkala gidiyorum bir şey isteyen var mı? '' dedim. bakkal da taa anasının amında. madem köylüyüz neden bakkalı dağın yamacına kurmuyoruz demişler. yakında bi tane bakkal yok. köylülerin yorgun sıfatını gören bakkalcı orgazm oluyor. öyle manyak bi tip. hımfss hımfss diye koyuyor nevaleyi.

    ama konu bakkalcı değil tabi. konu kız arkadaşım melike...

    bu melike birden ayağa kalkıp üzerini silkeledi. '' aa nejmi ben de geleyim mi bakkala'' dedi. '' ne demek melike arka teker üzerinde yerin var '' dedim. o zamanlar da böyle salak şakalar yapardım. güldü kızlar ve melike bindi bisiklete. dolandı belime...

    yani yuhh anasını satim. saniyede dikildi çüküm.
    böyle olacağını bilsem bindirir miydim gülüm.

    o benim panpam lan. ama işte etkilendim sarılınca... tahrik oldum istemeden. her pedal çevirişte bisikletin direksiyonunu sıkıyorum, utanmasam vıyng vıyng diye öten kornosunu mıncıklayacam, yalıcam aynasını falan. bakkala gidene kadar ellerim terledi. nasıl terlemesin ki? arkada yan oturmuş güzel bir kız var ve o kız belime dolanmış okşuyor beni. tümseklerden geçince ayy ayyy off ayy falan yapıyor. bildiğin sevişiyorum bisiklet tepesinde. yemişim kankayı.

    neyse, boşalmadan geldik bakkalın önüne.

    inemiyorum.

    insem şeyim belli olacak.

    dedi noldu ? neden inmiyorsun?

    ya çok sıkıştım tuvaletim geldi, atla gidelim çabuk dedim. bu bir saniye deyip bakkala girdi. bakkalcı boşaldı kız çıktı.

    ulan insin diye ölmüş nenemi düşünüyorum o an. üzücü şeyler getiriyorum aklıma ama olmuyor. yahu o benim panpişim lan, neden olmuyor?

    tam bülent ersoy'un tavuz kuşlu halini düşünürken hopp atladı melike ve elini belime koyarken pipimi elledi.

    ee yuhhhh! artık kazayla mı oldu, gerçek mi yaptı bilmiyorum ama eliyle şeyimi kavradı ve saniyesinde çekti. yerin dibine girdim o an. sürüyorum bisikleti. zaten bu bisikletin adı da böyle böyle olmuş sanki. bir-sik-ellet, bir sik ellet, bi-sik-let. ne bileyim? icat eden adamı da mıncıklamışlar belki. ama melike bu lan. o benim en iyi arkadaşım. dürtülerimi yenmeli ve yoluma devam etmeliyim ama dinlemiyor çük işte. tetikte şerefsiz. çok dikkatli sürmeliyim. tümseklerden geçmemeye çalışıyorum. bir kere daha ayyy dese boşalırım çünkü. tanıyorum ibneyi. kankaymış falan hiç işi olmaz, çok pis kıvam bu...

    neyse, konuşmadan gittik kızların yanına. indi melike. dayı kızı dedi nejmi şu kütüğü iteler misin? yakar topu oynayacağız engel oluyor dedi.

    inemedim.

    allah hiç indirmesin halen kemik gibiydim çünkü.

    özetle; arkadaş ayağı harbi göt ayağı abi. sen panpiş olmak istiyorsun ama alttaki şerefsiz onu bazen popiş olarak algılıyor ve ne bok yiyeceği inanın hiç belli değil. tavanı izledim bütün gece.

  • merdiven boşluğuna kaçak taraftar sokan kulüp

  • 19 kasım 2017 ales

    ibretlik bir şey yaşadım.

    sınava girerken görevliler '' ulaşım kartı ile sınava giremezsiniz '' dediler. cevap olarak '' bu ulaşım için gerekli bir alet, millet buraya neyle geliyor sanıyorsunuz '' dedim. '' yapacak bir şey yok, harici eşya sokmuyoruz'' dediler. hülasa, baktım herkes bahçede bulunan simitçiye, kalemciye falan telefonlarını, anahtarlarını, kartlarını falan emanet etmeye başladı. ulan adamın sattığı simit 2 lira emanet edilen telefonlar 2000 veya 2500 lira. adam da emanete aldığı eşyayı 5 liraya emanete alıyor. tam bir public seks var bahçede. simitçi tuttuğuna geçiriyor. sınav görevlileri ile bahçede bulunan satıcılar şirket gibi sanki.. abartmıyorum. hani ata demirer'in aslan grubunda olup ceylanları tuzağa düşürme sahnesi gibi lan;

    '' mahmut abi akıyor ceylanlar, çevir abi, çevir çevir''

    nevrim döndü simitçi ellerini ovuştururken. ehh dedim ben bu lavuğa gidip 5 lira vermem aga. kartı götüme sokar girerim yine de 5 lira vermem dedim. gittim okulun arka bahçesine saklamaya karar verdim. böyle de zekiliklerim vardır. orada bir teneke gördüm onu kaldırıp altına koyacak iken bi baktım başka biri de oraya kart koymuş. vay dedim bu da benim gibi pintinin teki dedim, sürüden ayrılmış. kapadım tenekeyi. sonra dedim neden kapatıyorsun, sen de hemen yanına koy ulan dedim. koydum kartı gittim sınavımı olup çıktım. geri gelip tenekeyi kaldırdığımda sadece bir kart vardı.

    çocuk benden önce sınavını bitirmiş ve kendi kartını alıp gitmiş... var böyle insanlar işte... helal dedim. inşallah kazanır lan evet.

  • 4 kasım 2017 aykut kocaman'ın istifa etmesi

    fener ne kadar kötü gitse de bir galatasaraylı olarak sevindirici bir haber olmuştur. kendisi geldiği geleli fenerlilerle taşak geçemiyoruz çünkü. fenerliler bıraktı feneri. maç sonlarında '' nasıl koydular lan size ahahaha '' diyoruz. ''oh iyi oldu, beter olsunlar'' diye cevap veriyorlar. e biz de mal gibi kalıyoruz. bu şekil olmaz aga. bu şekil lig bitmez.

  • gay turist çiftin ülkeye girişine izin verilmemesi

    benim haberde anlamadığım olay polislerin turistlerden cep telefonlarını isteyip fotoğraflarına bakmaları olmuştur. tamam donuna kadar soymaya bile yetkileri var ama sırf ''gay şüphesi'' diye polislerin böyle bir hakkı mı var? özel mahremlerine '' sırf gay mi bunlar '' diye bakma yetkileri mi var? mesela ben oklavayı götüme soksam bundan polise ne? fotoda bunu gördü diyelim. gözümün beyazı çıkmış oturuyorum soda şişesine. yeni açmışım sodayı hem. kabarcıkları böyle kıçıma değiyor. bundan polise ne? bu kişinin özelidir. bolu patlıcanıyla selfie çekinsem bile polis karışamaz. hangi devirde yaşıyoruz lan biz. her şey bitti de milletin götü mü kaldı düşünecek? bu tamamen suçtur. insan hakları suçudur. polislerin derhal o görevden uzaklaşmaları gerekir. gitsin seks shopta çalışsın hadsizler.

    edit: '' abi sende de ne fantezi varmış ha'' diye mesajlar geliyor. lan manyak manyak olmayın ben anlaşılsın diye öyle örnekler verdim, siz kabarcıklara odaklandınız. unutun sodayı. normal su şişesi de aynı zevki veriyor. yapanı bağlar yani.

    edit 2: lan siktirin gidin sokmadım su şişesi falan. tahmindi sadece.. yani duyuyoruz...

    edit 3: sözlük hesabı nasıl siliniyor lan? mail mi çekiyoruz.

  • nasa'nın 9. gezegenin varlığını kabul etmesi

    plüton yıllardır 9. gezegen olarak sistemde yer aldı. sonra çıkardılar, sonra yine aldılar ve birkaç sene önce temelli sistemden çıktı. artık güneş sistemi 8 gezegenden oluşuyor derken şimdi de çok başka bir gezegeni 9. gezegen olarak nasa kabul ediyor. yani ben şu plüton'un yerine olsam yörüngeden çıkıp dünyaya bodoslama dalarım abi. hem gir-çık, gir-çık yalama yapacaklar sonra da başkasını benim yerime koyacaklar. lan hani 8 gezegende kalacaktı sistem. resmen almanya'dan oğlum gelecek muamelesi lan bu. öyle bir dalarım ki, amerika'ya çarptığım zaman kore başkanı havaya hoplar. sonra herkes nanay. oh mis. sikerim sistemi. bam bam bam kafa rahat.

  • izmir'de 14 yaşındaki çocuğu polislerin öldürmesi

    hastane tutanaklarında '' çakmak gazından'' öldüğü yazılan 14 yaşındaki yiğitcan camgöz'ün iki polis tarafından dövülerek öldüğü dehşet bir olay.

    ama olayın görüntüleri kameralara yansımış.

    video

    hastane tutanakları

    geniş haber

    özetle; parkta, saat 13.40 sıralarında tek başına oturduğu görülen yiğitcan camgöz’ün bulunduğu yere polis aracı geliyor. bir polisi memuru camgöz’ün yanına gidiyor. camgöz, otururken polis ayakta bir şeyler söylüyor ve birkaç saniye sonra da camgöz’ün boğazına sarılıyor. camgöz ayağa kalkarak polise karşılık verirken, polis memuru camgöz'ü yere atarak vurmaya başlıyor. bu sırada polis aracından inen ikinci polis memuru da vurmaya, tekme atmaya başlıyor. polislerin camgöz’e biber gazı da sıktığı görüntülere yansıyor.

    yiğitcan camgöz yerde hareketsizce yatması üzerine, çöp bidonları yakınında bulunan bazı poşet ve torbaları camgöz’ün yanına bırakan polisler, daha sonra da telefon görüşmeleri yapmaya başlıyor.

    ve bu polisler halen görevlerine devam etmektedir. olay kan dondurucu.

  • irma kasırgası

    irma kasırgası

    tarihin kayda geçen en büyük atlas okyanusu kasırgası olmuştur.
    saatteki hızı 300 km yi bulmuş durumda. bu da en büyük seviye olan 5. seviye demektir. 8 eylül 2017 tarihi itibarıyla barbuda, st.martin ve st.barthelemy adalarında en az 23 kişiyi öldürmüştür ve bir gün sonra (bugün) porto ricoya ulaşmıştır ve iki gün sonra (11 eylül 2017 tarihinde) abd'nin florida eyaletine ulaşması beklenmektedir. burada yaşayan yaklaşık 7 milyon kişinin tahliye çalışmalarına da çoktan başlanılmıştır. abd başkanı trump da kasırga için "kesinlikle tarihi bir yıkım potansiyeli var" diyor. ülkeyi ''mahvedeceği'' söylenmekte...

    irma kasırgası tarihin en büyük atlas okyanusu kasırgası dedik, peki tarih boyunca bilinen gelmiş geçmiş en dehşet 7 kasırga hangisi bakalım;

    1- katrina kasırgası
    katrina kasırgası, 23 ve 31 ağustos 2005 tarihleri arasında abd'de meydana geldi. toplam da 1836 kişi hayatını kaybetti. meksika körfezi boyunca onlarca şehri neredeyse yerle bir etti. saatteki hızı 280 km/sa

    2- iran kar fırtınası
    iran fırtınası 1972 yılında meydana geldi. 200 köy haritadan silinirken, kar kalınlığı 10 metreye kadar ulaştı. 4000 ölü ile gelmiş geçmiş en şiddetli kış felaketi olarak tanımlanıyor.

    3- galveston kasırgası
    27 ağustos 1900 – 17 eylül 1900 arasında küba, dominik cumhuriyeti ve porto riko'da gerçekleşen kasırgada 6000'den fazla kişi hayatını kaybetti. saatteki hızı 233 km/sa

    4- mitch kasırgası
    22 ekim 1998 – 9 kasım 1998 tarihleri arasında florida, honduras, nikaragua, orta amerika, yucatan yarımadası'nda meydana gelen kasırgada 19. 325 kişi öldü ve 10 binden fazla kişi de kayboldu. mitch kasırgasının amerika kıtasında son iki yüzyılın en önemli tabii felaketi olduğu biliniyor. saatteki hızı 300 km/sa

    5-1780 büyük kasırga
    yaklaşık 22.000 insanın hayatını kaybettiği kasırga atlantik'in gelmiş geçmiş en ölümcül tropikal kasırgası olarak kabul edilir.

    6- vargas trajedisi
    14 aralık 1999 yılında kübalı doktorlar ve ilk yardım ekipleri venezuela'da bitmek bilmeyen yağmurların latin amerika sahillerinde toprak kaymasına yol açınca ve dağın üzerindeki yerleşim yerlerini birlikte götürdüğünde yardımına koştular. bu "vargas trajedisi" olarak bilinen olayda tahminlere göre 10.000'den fazla insan hayatını kaybetti.

    7- nina kasırgası
    tarihin yaşadığı en dehşet kasırgadır. myanmar'da 2 mayıs 2008'de meydana geldi. kasırga sonrası uydudan çekilen fotoğraflarda ülkenin haritasının değiştiği gözlenmiştir. ölü sayısı 80.000'i aşmıştır ve kayıplar ise 56.000 civarındadır. saatteki hızı 255 km/sa.

  • aydın'da çekilen kızlı erkekli zikir

    bana maziyi hatırlattı.

    yer: düzce
    yaş: 20

    askere gitmeden önce helalleşmek için düzce'ye memlekete gittim. hem 1 hafta kadar kafa dinlerim, hem de askerliğin stresinden kurtulurum dedim. amacım bünyemi resetlemekti.

    4. güne girdik. dayı oğlu yanıma gelip '' seni bir yere göt vecem '' dedi. '' nereye götüreceksin'' dedim. '' sübiriz'' dedi. halen sürpriz diyemez mal. kelimeleri hep yanlış söyler.

    çıktık akşamın karanlığında köy yoluna yürüyoruz. tabi benim aklımda seks var, acaba diyorum beni sevişmeye mi götürüyor? sürpriz bu mu? askere gitmeden önce seviştirecek mi beni diyorum. yolluk mu yapacak diyorum. iyice meraklanınca; '' söyle adamı çatlatma bak gelmem he '' dedim. olum sübirizi bozeyan ama dedi. banane söyle dedim. öyle deyince '' peki madem zikiğe gideyaz '' dedi.

    geri zekalı ben de onu zikişe gidiyoruz anladım. kelimeleri hep çok acayip söyler.

    o an sevinçten adama sarılacağım resmen. dayı oğlu sonradan sofi olsa da '' sonunda tekrar imana geldi puşt'' diye düşünüyorum. dostluk, akrabalık, kardeşlik bu işte oğlum diyorum.

    neden heyican yabıtın lan dedi. hiçççç dedim. '' şu çeşimeden abidest alalum '' dedi. ne ne neyy dedim. yap dediğimi dedi. neyse ıslattım ensemi, taradım saçımı çıktık yeniden yola yürüyoruz. köy yerinde abdest almadan sikiş olmaz mı acaba diye düşünüyorum. tamam dayı oğlu mal da, ben de az değilim hani.

    '' kimde olacak bu '' dedim.
    '' hatçe yengeleri taniyen mi? hani geçen geldüydüler büze, unların evde '' dedi.

    ulan düşünüyorum ben hatçe teyzeyi sikemem.

    kadının elinden damarlar çıkmış. kızı var bi tane 20'li yaşlarda ama o da evli, yani ben öyle biliyorum. aman dedim ya, bu da bana sübiriz olsun hehehe kim olursa olsun deyip vardık eve.

    geldik kapıya önünde ayakkabı dolu. bir sürü lastik ayakkabı, terlikler, çizmeler, ruganlar... dedim dayı oğlu normal mi bu? hep böyle kalabalık mı olur?

    çok özel bi gün böğün dedi, hinci tüm göy burda, hakkını verceğüz evelallah dedi.

    ulan buna can mı dayanır diye düşünüyorum.
    derken kapıyı sarıklı bir adam açtı. sakalları meme ucuna değiyor. dayı oğlu '' esselamun aleykum'' dedi. '' ve aleyna aleyküm selam'' diye karşılık verdi adam.

    ulan diyorum ne oluyor burada, bu nasıl bir prosedür. içeri girdim sağa sola bakıp karı arıyorum. hayatımda böyle fantezi görmedim ben. odaya girdim yerde oturmuş bir sürü adam var. hepsinin kafasında fes sıra bekliyor. ben halen işin sikiş boyutundayım ama bunlar altıncı boyuta geçmek için toplanmışlar. teypten ilahileri duyunca jeton düştü tabi. dişim kırılacak çenemi sıkıp dayı oğluna bakarken.

    '' nerısı lın bırısı hıh '' dedim.
    '' e dedük ya zikiğe gideyaz diye '' dedi.
    '' zikir mi '' dedim.
    ''evat'' dedi. haydi şurağa çömek.

    o gün hayatımda ilk defa zikire gittim. bağıra çağıra hu çektiler. hatta adamın biri kemerini çözüp sırtına sırtına vurmaya başladı. şak şak şak... inanılmaz sesler... 6. boyuta geçmeye çalışıyorlarmış. dışarıdan biri dinlese içeride büyük bir grup partisi var zanneder. şak şak şak, hu hu hu, şak şak şak, hu hu hu...

    ulan ne gündü. bi daha zikirmiş falan hiç işim olmaz.

  • sivrisineklerin giderek zekileşmesi

    eskiden maldı bunlar. vızzzzz diye gelip konarlardı cöp cöp emerlerken şak diye öldürürdük. sonra akıllandılar ve ani bir hareket yaptığımız vakit hemen kaçmaya başladılar. o yüzden ışığı açmak zorunda kaldık, ışığı açtık öyle öldürdük ama şimdileri ise işler çok değişti. ışığı açsak da serefsizleri göremiyoruz. uçmuyorlar ve öyle bir kamufle oluyorlar ki kondukları yerde bunları görmek mümkün olmuyor. ilaç falan da bahane. sanki yüzlerine maske takip öyle uçuyor piçler.

    devir değişti. bu yazıyı yazmadan önce uykuya dalmaya çalışıyordum mesela. vizzzzz geldi yine. attım kendime tokat kalktım. zaten belki kan emme pesinde de değil bunlar. bizi bize dôvtürtüyorlar ve uzaktan uzağa vız vız gülüyor hadsizler. açtım ışığı bulamadım. perdeyi oynatıyorum, tavanı tarıyorum yok. hımm dedim zaten oralara bakacağımı bildiğinden en ücra köşelere gitmiştir. evet öyle de olmuş.

    peteğin en alt arka kısmında gördüm. o çakalsa ben tilkiyim. tam eğilirken piyuuu yine kaçtı. bu mahlukatlar harbi sinir. çok acayip mutasyona uğradı bunlar. her bir şeyi seziyorlar yemin ederim. en son ne zaman el şaplatarak sivri öldürdünüz? yok olum, eskidendi işte onlar. simdi ara bul bulabilirsen koduklarımı. görülmüyor bile. gizemli oldu piçler. biri emiyor ama kim?

  • mastürbasyon yaparken tüm ailenin odaya girmesi

    buyrun gelin, bana da girin diye bağırasım gelmişti...

    cidden ölün daha iyi abi. ha gece tuvaletten çıkarken emmanuel eboue'i görmüşün, ha osbir çekerken tüm aileyi... yani yalan yok, eskiden ben de çok porno filmi izlerdim. paso asılırdım. zaten 18-25 yaş arası olup '' ben hiç porno izlemedim '' diyen insanlar bana hep samimiyetsiz gelmiştir. artık tüm olanaklar var çünkü.
    eskisi gibi ''3 film 5 milyon lira'' tarzı sinemalar yerine; bilgisayarlar, cd ler, dvd ler falan var. her şey bir tık kadar yakında artık.

    hani abartmıyorum öyle bir porno izlerdim ki uyumak için yastığa kafayı koyduğum zaman gözümün önüne yaraklar gelirdi. yıldız gibi uçuşurdu kafamın üzerinde. gece uyanıp uyanıp cd takardım. sanki çişe kalkarmış gibi, sanki su içmeye kalkmış gibi 31 saatlerim vardı benim. her porno starını çükünden tanırdım. sıfatlarını görmeme gerek yoktu. damarlı, damarsız, eğri, düz, kalın, uzun, doğum lekesi olan herifi bile taşağından tanırdım. aha bu top sakallı elaman derdim. öyle müdavimiydim.

    o dönemler baya kaptırmıştım kendimi. hatta psikolojim bile bozulmuştu. tuvalete girdiğim zaman duvarlardan yarak çıkacakmış gibi hissederdim. çalıştığım iş yerinin tuvaletinde bi tane küçük delik vardı.. bir gün dayanamadım yalvardım patrona '' ne olur şuraya alçı yaptır, sağlıklı sıçamıyorum '' diye. tabi anlamadı patron, o bilmez duvarlardan sik çıkan sahneleri...
    titreyerek sıçıyordum hep.

    yine böyle bi gün 5 tane film aldım. hızlı hızlı eve gidiyorum. insan heyecanlı bi şekilde eve gider mi? gidiyor işte. az daha hızlansam koşacağım sanki. aylardan da ağustos ayındayız, tam öğlen saati. öğlen osbir mi çekilir denmesin, çekiyorum. sabah 5'te kalkıp çeken biriyim ben. tiryakisiyim diyorum. saatim gelmiş krizdeyim...

    girdim eve. üst katta kalıyorum, alt katta kimse yok . abim yengem çalışıyor, annem de komşuya gitmiş. abazan bi genç daha ne isteyebilir ki? kapıyı kapatır kapatmaz salonda soyuna soyuna koşuyorum. sanki gerdeğe gireceğim, acayip heyecanlıyım. nihayet düşmeden girdim odaya. ayağımla fırlattım pantolonu, çıkardım filmleri. atletin iç yüzüyle güzelce bi sildim cd yi. şans getirsin diye de öpüp taktım.

    şansımı sıçayım.

    takar takmaz ohhh yeahh, ohh yeahh diye sesler geldi. hoşuma gitmez böyle sahneler. porno da olsa giriş-gelişme-sonuç bölümü olması lazım ama bazı yönetmenler giriş bölümünü harbi 'giriş' olarak algılıyor. izleyicinin çükünü düşünen hiç yok. daha ayaktayım ben, çüküm toprağa bakıyor. hele bi yatalım, hele bi ortama alışalım di mi? açar açmaz şak şak şak... başlarım öyle filmi deyip başka cd taktım. bu yüzden 5 tane alıyorum zaten. aralarında dandik çıkar diye...

    yattım yatağa, sıyırdım donumu. üzerimde sadece atlet var. muazzam bi film, başrol de rocco reis oynuyor, ormanda tarzan olmuş ceyn'e veriyor ayarı. tam arşivlik. erman toroğlu gibi önemli pozisyonları durdurup durdurup izliyorum. öyle bi kaptırmışım ki, evin kapısının açıldığını bile duymamışım. annem komşudan gelmiş haberim yok. gelirken de gelinini de alıp gelmiş. gelini dediğim, beni evlendirmeye çalıştığı bir kız. o kız da zırt bırt bize geliyor, anneme ev işlerinde falan yardım ediyor, sohbet muhabbet takılıp gidiyorlar. annem yalvarıyor illa evlen bu kızla, çok hamarat diye. aslında benim değil, annemin hoşlandığı bir kız yani. önceden ben de hoşlanıyordum ama baktım çok soru soruyor, hafif çatlak biraz vazgeçtim. defalarca kez dedim '' anne ümit verme bu kıza '' diye,
    ama dinletemedim işte.

    neyse, dudaklarımı kemire kemire bayrağı göğe dikiyorum. felaket asılıyorum yani. rocco reis veriyor küsküyü. o ara nejmi nejmiii diye salondan bi ses duydum. ahan dedim sıçtık şimdi. insan böyle şeylerde panik oluyor. hemen kumandayı elime alıp tv ye geçiş yapmak istedim. bastım çalışmıyor, bastım çalışmıyor, bi daha bastım yine çalışmıyor. şerefsiz kumanda misilleme yapıyor sanki. kalkıp açsam götüm gözükecek. oha ya zaten gözüküyor çıplağım. bıraktım kumandayı, üzerime pikeyi örttüm. odanın kapısı çaldı. tv de rocco kadının poposunu tokatlıyor. ben kumandayı tokatlıyorum. odada olağan üstü şak şak sesleri var. bir insan anca bu kadar panik olabilir. zaten erkekler salak mk. bu gibi şeylerde hiç sağlıklı düşünemez. bi ara yanımda duran sehpadaki kül tablosunu tv ye fırlatmayı bile düşündüm. malız biz. kırılsın televizyon kurtulayım dedim, anlık bi olay bu ama halen de kapı çalıyor, derken hele şükür açıldı kanal. esra erol'u o yüzden çok severim. tam karşımda evlilik programı var.

    üzerimi düzeltip ''gelll'' diye seslendim, girdi içeri kız. girdi girmesine ama oturamıyorum, oturursam götümün lobu gözükecek. hoş geldin dedim, hoş bulduk deyip oturdu karşı çekyata. attı bacak bacak üstüne ve başladı salak salak soru sormaya;

    - hasta mısın nejmi, terlemişsin?
    + ağır kaldırdım biraz, belimi incitmişim.
    - o sehpadaki tuvalet rulosu ne? neden selpak kullanmıyorsun?
    + nezle oldum filiz, terleyince üşütmüşüm, burnum durmuyor.
    - geçmiş olsun, nane limon kaynatayım mı sana?
    + valla çok iyi olur. çok sevinirim. hadi git kaynat.
    - bu kadın evlenemez, hiçbir erkeği beğenmiyor.
    + hangi kadın?
    - televziyondaki kadın canım, sürekli geliyor programa, esra erol bıktı bundan.
    + kısmet işte.
    - o vazelin niçin?
    + hangi vazelin?
    - tuvalet rulosunun yanındaki vazelin.
    + şeyy
    - ney?
    + dudaklarım çatladı da, iyi geliyormuş sürmek.
    - kızdın mı?
    + yok ya hastalık işte, gerginim biraz.
    - ne filmi izliyorsun sen?
    + ne ne filmi?
    - cd deki film canım, baksana oynuyor hala, 34. dakkaya gelmiş.
    + şeyy o mu? o korku filmi ya, çok saçma ama. yarım saat geçti daha 1 kişi ölmedi.
    - açsana.
    + valla izlenmez. çok saçma diyorum. hem gündüz korku sarmıyor.
    - dur ben açayım.
    + lan lannnnnnn

    * nejmi dayııı

    nasıl uzanıp kumandayı elinden kaptım hâlâ şaşarım. en kral basketçi bile böyle top çalamaz. bu arada '' nejmi dayııı'' diye bağıran da ablamın 5 yaşındaki küçük oğlu. tam bi afacan. şak ablamla beraber bu da girdi odaya. girer girmez üzerimdeki pikeyi çekiyor '' hadi salıncak yap bana, hadi dayı ' diye bağırıyor. lan olum bi siktir git işte, çıplağım diyemiyorsun. o çekiyor ben çekiyorum. osbir çekerken böyle terlemedim ama çocuk işte, söz verdik bahçeye salıncak kuracağız diye; '' yeğen bak bırak şu pikeyi, birazdan beraber kurarız tamam mı?'' diyorum dinlemiyor '' bana ne şimdi istiyorum'' diye çekmeye devam ediyor. ablam da '' söz verdin yapacaksın '' diyor. yeğen bağırıyor '' salıncakkk '' diye. ona kızarken eniştem de girdi odaya. vay kayınçı naper lan ölüyon mu diye espiri yapıyor puşt. ulan şuradan kalkabilsem öldüreceğim adamı ama yok işte. yeğen yine pikeyi çekiştirirken cimdik attım eline mk. kaşımı indirip kızdım. bu başladı ağlamaya.

    o ağlarken pat anam da girdi odaya. hopbaaa!! bi o eksik.

    - oğlum bu odanın hali ne? kaç kere dedim burda sigara içme diye, tüllerim sararıyor.

    ehhh ulan sikecem tüllerini de, salıncağı da, tv deki kadını da ha. yeterin ulan deyip dal taşak ayağa kalkasım geldi. o kadar psikolojim bozuldu ki, bağdaş kurup ağlayacağım nerdeyse.

    '' anne tamam, içmem bi daha, siz aşağı inin, gelcem ben. moralim biraz bozuk'' dedim. öyle derken yeğen çekyattan kalkıp şak bana vurdu. tuttu pikeyi '' salıncakkkk'' diye bağırıyor. lan tipini siktimin çocuğu, nası bi inatsın sen? o çekiyor, ben çekiyorum... annem de oturdu çekyata, neye moralin bozuk oğlum anlat hele diyor. ablam noldu len diyor, eniştem anladı piç bacak bacak üstüne atıp bıyık altı halime sırıtıyor. filiz de kalktı kumandaya doğru geliyor. hani muhabbet olacak ya, sesini kısacak tv nin. eniştemin o sinsi gülüşünü görünce amına kodumun kumandasını alıp götüme sokasım geldi. iyice gerildim. aldım kumandayı. bi elimle de yeğenle pikeyi çekiştiriyorum. filiz öylece ayakta kaldı.

    eehhhh dedim, '' inin aşağıya yalnız bırakın beni, anne inince anlatırım, filiz sen de kusura bakma, abla hadi '' dedim.

    içimden değil de sesli söyleyince gergin olduğumu anladılar. filiz anneme baktı, annem filize baktı, yeğen bana baktı, ben enişteme
    ve hele şükür çıktılar odadan. çıkarken '' salıncakkk '' diye bağırıyordu yeğen.

    şimdi şöyle bir maziye bakıyorum da, ne zor şartlar altında çekiyormuşuz. ev cümbür cemaat. şimdi ise yalnızlık hakim. kapıyı kapatmadan, mouse elde olmadan asılabiliyorum. halen 3-5 ayda bir çekerim. yeni pozisyonlar çıkmış mı diye takip ederim.

    bu aralar uyurken sevişmeler revaçta. eskisi gibi tuvalet deliklerinden sik çıkma sahneleri pek rağbet görmüyor. bir de taksi şoförleri arabaya binen kızlarla sevişiyor. masaj yaparak sevişmeler de baya popüler.

    tamam lan hadi itiraf edeyim, taksiye binmekten çok korkuyorum. deli gibi korkuyorum hem de.

  • yeliz koray'ın gözaltına alınması

    hıza bak anasını satim, artik nasıl vurucu yazmışsa daha yazısı sol framede * dururken gidip tutuklamışlar kadını. ulan ben geçen polisi aradım yolda bonzai içmiş biri var, gelin bakin ölüyor galba çocuk diyeceğim 1 saat meşgul çaldı telefon. sonra bi sekil ulaştım ama 2 saat daha geçti aradan. ekip gelene kadar da bonzaili çocuk kendine gelip kalktı üstünü silkeleyerek gitti. polis geldi el salladım balkondan. sen mi aradın, hani nerde çocuk dedi. evet dedim siz gelene kadar çocuk ayıldı, sonra imana gelip tövbe etti, tövbe edince de hacca gitti, şimdiye 2 tur bindirmiştir dedim. sen gelsene aşağıya karakolda şakalaşırız dedi. yani böyle yeliz hanim gibi mualif yazarlara karşı da polis nasıl böyle batman gibi oluyorlar insan ona hayret ediyor iste . iple çatıdan sarkıp camdan girmişlerdir almak için. resmen korku imparatorluğu oldu ülke. konuşursan ayvayı yiyiyorsun.

  • 26 haziran 2017 babamın gay olduğumu öğrenmesi

    - müjde baba, milli oldum.
    - aslan oğlum, otur hele anlat bakalım.
    - oturamıyom baba.

  • 80'ler ve 90'ları efsane yapan şeyler

    sepetle bol soğanlı lahmacun satan amcalar,
    -

    leblebi tozu,
    -

    mahallede ayı oynatan adamlar,
    -

    kadınların ilginç saç sitilleri,
    -

    her evde muhakkak bulunan o meşhur perde
    -

    merdaneli çamaşır makinası, elle çevirilen telefon, ayaklı dikiş makinası,
    -

    teyp kasetine kalem sokup sarmak
    -

    dallas dizisi,
    -

    bizimkiler;
    -

    tabi ki kara şimşek,
    -

    parlement sinema kulübü,
    -

    tuttu furitti,
    -

    beyaz yaka siyah önlük,
    -

    babalarımızın tutkunu olduğu kovboy filmleri,
    -

    çatıya çıkıp '' oldu muuuu, oldu muuuu'' diye bağırıp anten çevirmek,
    -

    soba üzerinde ekmek kızartıp ailecek pazar kahvaltısı yapmak,
    -

    leğende yıkanmak,
    -

    taso ve futbolcu kartları,
    -

    susam sokağı,
    -

    taş devri, şirinler, jetgiller, he-man gibi çizgi filmler,
    -

    sokakta misket oynamak,
    -

    telefon jetonları,
    -

    turbo sakızlar,
    -

    metin-ali-feyyaz,
    -

    ultrason görüntüsü izler gibi cine-5 izlemek,
    -

    tetris,
    -

    arı maya silgi,
    -

    mustafa sandal, burak kut, tayfun ve daha niceleri...

  • 12 haziran 2017 arda turan telefon bağlantısı

    özet:

    ''ülkemi çok seviyorum, bayrağımı çok seviyorum. ben pirim dağıtılırken aman personeli de unutmayın dedim. dediğim sadece buydu ama hoca bunu 2 ay içinde tutmuş. ülkemi çok seviyorum, payrağımı çok seviyorum. ben her şeyi içimde tutmuştum ama hoca her şeyi basın önünde anlatmayı tercih etti. ben bıraktım abi. ülkemi çok seviyorum, parağımı çok seviyorum ama ben milli takımı bıraktım. herkes rahat olsun. kenariya çekildim. gururluyum, onurluyum. ülkemi çok seviyorum, paramı çok seviyorum. abi para mı dedim ben? ''

  • gamze özçelik'in 2004 yılında yaptığı dans