Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 19 kasım 2017 fenerbahçe dg sivasspor maçı

    kırmızı kart gören futbolcunun şike mi yaptığı, defansın komple mi şike yaptığı, hakemin haksız kırmızı kart mı gösterdiği konusunda fikir ayrılıklarının olduğu maç. önce bir kendi aranızda bir fikir birliğine varın. ona göre saldırın. adamlar yenilmeye çıkmışsa neden o kadar kastılar gol atmaya. eğer maç satışı diye bir şey varsa sezon başından beri defansıyla, teknik direktörüyle, yönetimiyle fenerbahçe yapıyor diyebiliriz.

  • 2. 19 kasım 2017 ales

    ibretlik bir şey yaşadım.

    sınava girerken görevliler '' ulaşım kartı ile sınava giremezsiniz '' dediler. cevap olarak '' bu ulaşım için gerekli bir alet, millet buraya neyle geliyor sanıyorsunuz '' dedim. '' yapacak bir şey yok, harici eşya sokmuyoruz'' dediler. hülasa, baktım herkes bahçede bulunan simitçiye, kalemciye falan telefonlarını, anahtarlarını, kartlarını falan emanet etmeye başladı. ulan adamın sattığı simit 2 lira emanet edilen telefonlar 2000 veya 2500 lira. adam da emanete aldığı eşyayı 5 liraya emanete alıyor. tam bir public seks var bahçede. simitçi tuttuğuna geçiriyor. sınav görevlileri ile bahçede bulunan satıcılar şirket gibi sanki.. abartmıyorum. hani ata demirer'in aslan grubunda olup ceylanları tuzağa düşürme sahnesi gibi lan;

    '' mahmut abi akıyor ceylanlar, çevir abi, çevir çevir''

    nevrim döndü simitçi ellerini ovuştururken. ehh dedim ben bu lavuğa gidip 5 lira vermem aga. kartı götüme sokar girerim yine de 5 lira vermem dedim. gittim okulun arka bahçesine saklamaya karar verdim. böyle de zekiliklerim vardır. orada bir teneke gördüm onu kaldırıp altına koyacak iken bi baktım başka biri de oraya kart koymuş. vay dedim bu da benim gibi pintinin teki dedim, sürüden ayrılmış. kapadım tenekeyi. sonra dedim neden kapatıyorsun, sen de hemen yanına koy ulan dedim. koydum kartı gittim sınavımı olup çıktım. geri gelip tenekeyi kaldırdığımda sadece bir kart vardı.

    çocuk benden önce sınavını bitirmiş ve kendi kartını alıp gitmiş... var böyle insanlar işte... helal dedim. inşallah kazanır lan evet.

  • 3. edirne'de cafelere tebliğe gelen yobazlar

    bu vatandaşların yobazlıkla suçlanması hiç adil değil. camiye tebliğe gelen ateist bir grup "allah yok, din yalan, peygamberler sahte" diye tebliğde bulunsa gayet büyük bir olgunlukla dinleyip sonra ibadetlerine devam edebilecek olgunluktaki güzel insanlar bunlar. aynı olgunluğu laikçi allah'sız kafirlerden de beklemeleri yobazlık mı oluyor? ne güzel karılarının, mallarının ve canlarının kendilerine helal olduğunu tebliğ edeceklerdi halbuki!

  • 4. ilkokul numarasını unutmamak

    777. entrymi ilk okul numaram ile taçlandırmak istiyorum. onca sene 777 numarayı taşıdık, unutmak da imkansız o zaman ona olan vefamı böyle göstereyim. hayatın toz pembe olduğu, özlenen günlerdir.

  • 5. o kadar öğretmene iş bulamayız

  • 6. onemliuyarilar

  • 7. ekşi itiraf

    bir arkadaşım var internet üzerinden konuştuğum. kendisi fransızca ve ingilizce biliyor anadili olan arapça dışında. jpop ve kpop'a bayılan; görsel roman, manga, hafif roman okuyan; anime ve batı yapımı dizileri izleyen biri. keman ve piyano resitallerine de bayılır. kah bu bahsettiğim konular üzerinde birbirimizle bilgi alışverişi yaparız kah da başka konulardan konuşuruz kendisiyle zaman zaman. üç yılı aşkın bir arkadaşlığımız var kendisiyle.

    ben bu arkadaşımın müslüman olduğunu biliyordum, o da benim ateist olduğumu uzun süredir ama muhabbetlerimiz hiç din temelli olmadığından hiçbir sıkıntımız olmamıştı daha evvel. neyse birkaç saat önce bu arkadaşla öylesine konuşuyorduk. derken bana bir müzik gönderdi ve "cennetin tadını çıkar"* dedi. sonrasında ise "sen ateistsin gerçi cennet demesem mi ehehe" muhabbeti yaptı. buradan konu nasıl gittiyse artık birkaç saat sonra kendimi mürtet konusunu tartışıyorken buldum. ben arkadaşı bizim ülkedeki ılımlı islamcılardan diye düşünüyordum ama arkadaş hiç öyle çıkmadı. hatta kendisi "islam mürtedi öldür diyor." dedi. baya şaşırdım çünkü arkadaş bunu bizim ülke ılımlıları gibi "islam dışı" olarak görmüyorsa ve ona rağmen müslümansa ciddi ciddi bunun için öldürülsem bunun ahlaki olacağını mı düşünecekti diye meraklandım ve sordum. "evet" dedi. ama zaten islam'ı tam manasıyla yaşayan bir ülke olmadığından ve benim ülkemde de bunun cezası olmadığından sıkıntı etmememi söyledi. dedim "ciddi ciddi üzülmezsin, kötü bulmazsın yani öldürülecek olsam?", "belki üzülürüm ama ahlaksız bulmam," dedi. "sonuçta kimse seni ateist olmaya zorlamadı." diye de ekledi.

    bunun üzerinde biraz daha tartıştık ama baktık tartışma bir yere gitmiyor neyse deyip konuyu bir kenara bıraktık. ama ben hakikaten üzüldüm arkadaşım olarak gördüğüm birinin öldürülmeme elinden gelse karşı çıkmayacak oluşuna. hayat çok garip.

  • 8. lgbti'nin tüm etkinliklerinin süresiz yasaklanması

    a h l a k l a n d ı n ı z

    ya o pavyonlar nolcak peki?

  • 9. asgari ücretin 2 bin lira olması

    asgari ücretin arttığı oranda tüketim ürünlerin fiyatı da artarken 5000 tl olsa ne farkeder! kimse de demiyorki burada bir mantık hatası var. milletin alım gücünü artırmak varken asgari ücret şovu yapmak herkesin işine geliyor anlaşılan.

    edit: verilerle destekleyelim.
    nisan 2017 raporuna göre geçen yılın aynı ayına oranla asgari ücret %7.9 arttı (1404 tl oldu) buna karşın enflasyon %11.87 arttı, alım gücü de % 3.5 düştü.
    kaynak: bisam enflasyon ve hayat pahalılığı nisan 2017 dönem raporu

    edit 2: "asgari ücretin arttığı oranda tüketim ürünlerin fiyatı da artarken..." kısmındaki ifade "x oran artış=x fiyat artışı" şeklinde anlaşılmış haklı olarak. düzeltmek gerekirse asgari ücretin artışı enflasyon artışına sebep olur ve bu da tüketim ürünlerinin fiyatında bir artışa sebep olur.

  • 10. gratis

    1)zaten sık sık indirim yapan bir mağaza.

    2)ürünlerinin genel fiyat aralığı orta direk bir ailenin zaten karşılayabileceği rakamlar. üst segment bir yer değil.

    3)bir taksici abi “sonradan müslüman olan bir millet olarak çok abarttık” demişti. gülmüştüm. ama biz neyi abartmıyoruz ki? bedava bok bulsak kuyruğa girecek varoş bir kültürümüz var. bakın bunun parayla da ilgisi yok içimizden gelen bir varoşluk, olmamışlık bu. kendimizi çok akıllı ve karda sayıyoruz. gidip burada satılan ürünleri evde stok yapmak için 40 dakika kuyruğa girenler var. aldığımız şeylere bu oranda ihtiyacımız var mı? bir ay geçmeden tekrar bir ton üründe %50-60larda indirim yapacak bir mağaza için bu stok kafası nedir?

    4)bir de bizim ülke insanında en bittiğim şey hesaplanamayan maliyetleri hep sıfır kabul etmeleri. misal 1 saat sıra beklemek, kalabalığın içinde kaos yaşamak, verem olmak gibi faktörler hiç hesaplanmıyor. halbuki kar edeceğim 50tl’den daha fazla para eder benim rahatım ve konforum. ama hep çekmeye alışmışız, gözümüze gelmiyor böyle şeyler. üç kuruş için 1 saat kuyruğa ancak ekmek, su gibi hayati ihtiyaçlar söz konusuysa girerim. kulak pamuğu, fondoten, şampuan için değil. ama gel de anneme, teyzeme anlat.

  • 11. 30 yaş üstü erkeklerin patatese dönmesi

    elhak doğru. napalım pilates topu alıp götümüzün altında çiğneyecek zamanımız yok.

    ama bir de daha 25'ine yeni basmış selülitli hatunlar vardı noldu onlar?

  • 12. okul yerine avm ağaç yerine beton

    ülkemiz ve avrupa’nın sayılı mesleki eğitim veren okullarından biri olan şişli mesleki ve teknik anadolu lisesi için yıkım kararı alınmış ve bu kararın uygulanması aşamasına geçilmiştir.
    okul bahçesindeki ağaç sayısı 849 adetti. yıkım işleri başladığından beri kesilmeye devam ediyor. şişli bölgesindeki yeşil alanlardan biri ve en önemlisi afet toplanma alanı ranta kurban oldu. okul arazisine rezidans ve avm yapılacak.
    yaklaşık 5000 öğrencinin okuduğu lise, prefabrik yapılara taşınacaktır. eğitim ve öğretim önemli ölçüde sekteye uğrayacak ve verilecek eğitimin kalitesi de düşecektir.
    ağaçların kesilme ve yıkım videosu
    şişli endüstri meslek lisesi nasıl yıkılmak isteniyor?
    haber linki
    edit: şişli e.m.l. mezunları ve mensupları derneği başkanının açıklamaları

  • 13. naim süleymanoğlu

    bulgaristan'da yaşayan türklerden biri iken ve bulgaristan adına yarıştırılırken 1986 yılında dönemin başbakanı turgut özal'ın katkıları ile türkiye'ye getirildiği zamanlardır onunla ilgili ilk hatırladıklarım. çok genç yaşta da rekorları olduğundan bahsedilirdi. daha sonra 1987 gibi, yabancı bir sporcunun onun rekorunu kırdığı haberi çıkmıştı. ancak daha sonra 1987 sonları veya 1988 yılı başlarında, antalya'da düzenlenen bir turnuvada hem koparmada hem de silkmede yeniden kırmıştı rekorları. daha sonra cardiff'te düzenlenen avrupa şampiyonası'nda koparmada rekoru yenilemişti. sonra en unutulmayacak başarılarından biri olan, seoul'deki 1988 olimpiyatlarında koparmada ve silkmede üst üste rekorlar kırarak kazandığı altın madalya gelmişti. o dönemlerde olimpiyat oyunlarında altın madalyaya hasret türkiye için bu madalya ve rekorlar müthişti. o gün maalesef o kaldırışları okul zamanı olunca canlı izleyememiştim. eve döndüğümde yeni bitmişti. ama silkmedeki son kaldırışı ve rekoru olan 190 kiloyu kaldırdığında spikerin "inanılmaz bir şey... yüz doksan kilo!" demesini hiç unutmam.

    o zamanlar 56 kiloda yarışan naim süleymanoğlu daha sonra 60 kiloya geçmişti. birara sakatlansa da sonra avrupa-dünya şampiyonalarında başarıları devam etmiş, 1992 yılında barcelona'da da altın madayla kazandırmıştı ülkeye. daha sonra yunan halterci leonidis ile müthiş bir çekişme yaşadığı atlanta olimpiyatı geldi. önceki şampiyonalarda genelde rakipsiz olan, podyuma en son çıkıp ilk kaldırışında herkesi geçip altın madalyayı garantileyen naim süleymanoğlu için leonidis ciddi bir rakipti. ancak leonidis silkmede son hakkında ikinci hakkında kaldırdığı dereceden çok daha yüksek bir ağırlığı kaldırmayı başarsa da naim son hakkında daha yükseğini kaldırıp üçüncü kez olimpiyat şampiyonu olmayı başarmıştı.

    daha sonra sydney 2000'e de katıldı naim. ancak bu olimpiyat öncesinde arada sakatlıklar yaşamış, başarıları azalmıştı. sonra iyi hazırlandığı söyleniyordu ama 33 yaşına gelen sporcumuz için eski formundan uzak olması, yaşı ve dördüncü kez olimpiyat şampiyonu olmayı başarabilecek miyim stresi bu olimpiyat öncesinde onun için dezavantajdı ve sonuçta bu son olimpiyatı olacaktı. o gün de özellikle izlemiştim. ancak ilk iki hakkında ağırlığı kaldıramamış, son hakkında kaldıracak gibi olsa da kaldıramamış ve koparmada sıfır çekince silkmeye de katılamadan olimpiyata veda etmişti. üç denemesinde de eski özgüveninden uzak olduğunu bekleyişleri ve çıkardığı seslerden de anlamıştım ama olsundu. üç kez olimpiyat şampiyonuydu o ve kırılması zor rekorlara imza atmıştı.

    naim süleymanoğlu 2000 olimpiyatları sonrasında halteri bıraktı. ama adı hep anıldı. 2 sene önce falan bir reklam filminde oynamıştı. sonra ciddi karaciğer rahatsızlığı ile gündeme geldi. başarılı bir karaciğer nakli geçirdiği ve hayati tehlikeyi atlattığı bildirilmişti sonra ama maalesef yakasını sıyıramamış hastalıktan. bugün dışarıdayken ölüm haberini aldım bir arkadaşımdan. beyin kanaması ve ödemden kaynaklanmış okuduğum kadarı ile vefatı. 50 yaş genç bir yaş...

    sonuçta türk sporuna ve halterine çok önemli başarılar ve prestij kazandırmış, dünyaca da saygı duyulan bir sporcumuzu kaybettik. hepimizin başı sağolsun...

  • 14. facebook'un bitmiş olması

    dalyarak bir de videolara reklam koymaya başladi.

    reklam geldiği an zaplıyorum başka içeriğe ya da platforma.

    la sen kimsin ki videona bakarken bir de reklam izleyeyim, zaten yeterince sıkıcı hale geldin. kendi bacağına sıkıyor...

  • 15. 18 kasım 2017 medipol başakşehir galatasaray maçı

    "başakşehir ile şampiyonluk yarışı yaptınız" diyerek beşiktaş'a laf atanların takımını başakşehir'in 5'lediği maç.
    nasılmış kedicik, bursaspor'a bile şampiyonluk kaybeden fener ile yarışmaya benzemiyormuş değil mi?

  • 16. bugün geri dönse atatürk'ün alacağı oy oranı

    dikta ile demokrasi getiren başka lider gösterin sonra tartışalım bu konuyu.

    adam "siz seçeceksiniz. mal da olsanız, sığır da olsanız sizi insan olarak görüyorum ve kendi kendinizi yönetmeyi zorla da olsa öğreneceksiniz." diyerek dayatma yaptı diye ağlayan başka millet de yoktur.

  • 17. leyla alaton

    taşak demesi falan sorun değil de..

    bu aileden gelen parayla lider rollerine giren insanlar ne kadar sinir bozucu olduklarını farketmeli artık.

  • 18. 18 kasım 2017 çok acil kan ihtiyacı

    bir haber alana kadar hep yukarida tutalim. aklim cocukta lan. :(

    (bkz: up)

  • 19. huzur veren sesler

    "çıt çıt çıt". annem ocağı yakarken elektrikli çakmaktan çıkıyor bu ses. sabah uyandığımda duşa girerken duyuyorum. çıkınca kahvaltının ve çayın hazır olacağını bilmek kadar büyük bir bahtiyarlık var mı bu dünyada?

  • 20. sigara içen kadınla öpüşmem erkeği

  • 21. igor tudor

    antrenman bilgisi üst düzey olduğu için yardımcı antrenör makamını hakeden hoca. ama şimdilik fazlası değil.

    teknik direktör: fatih terim
    yardımcı antrenör: igor tudor
    ayhan akman: bein sports yorumcusu.

  • 22. kanser olmak için yapılması gerekenler

    böyle rezil bir hastalığın adını bile görmek hastaların psikolojisini altüst ediyor. bunu unutmak için didinip duruyorlar. bu başlık gibi başlıklar keşke hiç açılmasa

  • 23. beyda şükür'ün abd'de başörtüsünü çıkarması

    ülkeyi ele geçirme hedeflerini gerçekleştirebilseler, muhtemelen başı açık kadınları 'ahlaksız' olarak fişleyecek dini bir terör örgütünün üyesi ile evli kadındır.

  • 24. erkeklerin zeki kadın sevmemesi

    aptal ise; aptal sever
    zeki ise; zeka sever
    abdal ise; aşk sever

  • 25. istanbul'un %44'ünün orman olması

    istanbul'u sikmeye devam edeceklerini gösteren bir açıklama.

    allahım, istanbul'u düşmanlarına karşı koru yarabbim.

  • 26. bu başlıkta 1988 yılındaymışız gibi yazıyoruz

    ~~~~~~~~~~ ~
    ~~~~~~~~~~ ~
    ~~~~~~~~~~ ~ ~o
    ~~~~~~~~~~
    ~~~~~~~~~~ ~

  • 27. türkiye'de 22535 adet profesör olması

    bir söz vardır konu ile alakalı.

    tip fakültesi öğrencisi herşeyi bilir.
    asistan kendi konusunu bilir.
    doçent konunun hangi kitapta olduğunu bilir.
    profesör doçentin yerini bilir.

    böyle bir sistemden bir bok olmaz.

  • 28. fransa 98'i hatırlamayanlar yazar yapılmasın

    uruguay 30'u hatırlamayan adamdan sayılmasın diyerek bir level daha ileri götürdüğüm istek.

  • 29. telefon numarasını hiç değiştirmemiş insan

    düzgün insandır.
    geride bıraktıklarından kaçma ihtiyacı hissetmiyordur. veremeyecek hesabı yoktur.

  • 30. 19 kasım 2017 trabzonspor osmanlıspor maçı

    maç umrumda değil zaten sezon bitti bizim için yenilsek de bir şey farketmiyor. ancak şu muptezel ateist nickli sikik orospu çocuğunun anasını siktik ya o çok hoş oldu. amını yurdunu siktiğimin provokatör gavatına göz yuman moderasyon, senin de amına koyayım.

  • 31. ayrılığa götüren cümleler

    "hayatim boyunca hic asik olmadim."

    sagol amk. biz de iste kendi imkanlarimizca sana asik olduk ama pek seedememisiz demek ki.

  • 32. kışlık montların çok pahalı olması

    bu yıl yüzüme tokat gibi çarpan gerçek. geçen yıla kadar kalbur üstü markaları saymazsak gayet güzel montları, kaşe kabanları maksimum 200 liraya alabiliyorken bu yıl en dandiği bile 200 liradan başlıyor. fiyatlar da ortalama 350-500 lira arasında gördüğüm kadarıyla. ben almak için geç kaldım desem bir ayı aşkın süredir bakıyorum fiyatlar hep yüksekti yani yeni bir şey değil. ayda beş haneli maaşı cukkalayan müdürüm bile almak istediği 500 liralık montun aşırı pahalılığından yakınıyordu ki zavallı brüt maaş, kümülatif vergi matrahı kurbanı ben o çok istediğim 549 liralık kaşe kabanı nasıl alabilirim hiç bilmiyorum. kesin kışlık mont enflasyonu var.

    mevsimlik mont diye bir şeyin olduğunu duymayanları da görmüş olduk çok şükür.

  • 33. sscb'den insan manzaları

    2. dünya savaşından sonra fotoğrafçı semyon osipovich friedland tarafından sscb'de çekilmiş fotoğraflardır. kurgusal mı, değil mi bilmiyorum ama gayet enteresan fotoğraflar.

    şurada

  • 34. fare yakalamak için kediden yardım almak

    öncelikle kedi gerçekten müthiş bir hayvan nasıl şak diye aldı fareyi, ama her gün instagram'da izlediğimiz kediler bu performansı sergileyebilir mi emin değilim, bunun köy çocuğu olduğu belli. ayrıca ev halkına çok teşekkür ediyorum o ne güzel ortam, o ne güzel muhabbet, tarhana kokusu geldi lan burnuma. duygulandım memleket hasreti hissettim durup dururken, ayağınız taşa değmesin güzel insanlar.

  • 35. paola saulino'nun tam 700 erkeğe oral seks yapması

    bedava yaşıyoruz dediğim olay. daha geçen hafta oradaydım resmen kıl payı kurtulmuşum. insanın aklı gerçekten almıyor, lanet olsun böyle dünyaya.

  • 36. yiyip yiyip kilo almayan insan

    en büyük piyango para pul değil, insana miras kalan genler bence.
    bu mirası spor vs ile daha anlamlı bir hale getirince de kilo gibi dünyevi sorunlarla uğraşmıyor insan.
    ergenlik çağına ulaştığım andan itibaren ortada yiyecek bırakmamaya başladım.
    eti, balığı, tatlıyı kiloyla yerim, o derece.
    "otuzuna gelince göbek salarsın" dediler, 6 hafta sonra 55 bitecek, hala göbek möbek yok.
    iş için adana'ya gittiğim olur. hep gittiğim kebapçı artık işi çözdü, benim oturduğum masaya tabak koymuyorlar. tepside 6 porsiyon kebap geliyor, o bitince bir 6 porsiyon daha getiriyorlar, sonra da tatlı soruyorlar.
    kiminin kamyon dolusu parası var, benim de böyle bir zenginliğim.

    ha, üzerinde "diet", "low...", "zero", "....siz", "non-...", "tatlandırıcı", glikoz, vs yazan "gıda" ürünlerinden hep uzak durdum, o ayrı mesele.

  • 37. valerios leonidis

    naim'in cenazesine katılmak isterim ama madden iyi durumda değilim. davet edilirsem gelmeyi çok isterim demiş eski halterci. türkiye'nin daveti sonrası törene katılmış, o benim efsanem. onunla yarıştığım için çok şanslıyım, o geçtiğimiz yüzyılın en iyi atletidir demiştir.

    nasıl bir vefa nasıl bir insanlık ayakta alkışladım.

    ayrıca ekonomik durumunun kötü olması bizi nedense şaşırtmamıştır. tıpkı bizdeki gibi yunanistan'da da onlarca rekor kırıp onlarca madalya kazanan sporcu yıllar sonra ekonomik olarak eziliyorken, yetenek yoksunu onlarca futbolcu paraya para demiyor. bu da insanı daha çok üzüyor.

  • 38. sevgilisine astral seyahat yapıp mindfuck olan kız

  • 39. 2018 nato vs türkiye savaşı

    yemin ederim sözlük trol ve ergen kaynıyor.

  • 40. öykünaz çalğı'nın isteğini gerçekleştiriyoruz

    düzce üniversitesi tıp fakültesi öğrencilerinin düzenlediği bir etkinlikte pediatri servisindeki kronik hastalıklı çocukların dileklerini gerçekleştiriyorlarmış.bir çocuğun da dileği youtube kanalında çok abonesinin olmasıymış. hadi arkadaşlar, şu küçük tatlı kız kardeşimizin kanalına abone olup isteğini gerçekleştirelim.
    öykünaz’ın youtube kanalı

    edit: alttaki entrylerde arkadaşların da belirttiği gibi arkadaşlar abone olmak ile tek bırakmayın videolarını da izleyin yorum da attın mutlu olsun. aboneyi hile ile de kasardım ama asıl gereken abonelerin videoları izleyip ayrıca yorum atmasıdır.

  • 41. ateistlerin en büyük mantık hatası

    yani adam diyo ki, fizik yasalarınca bir asa yılan olamaz, deniz ikiye ayrılamaz ama "tanrı var ve oldu işte mucize" diğer taraftan da diyo ki fizik yasalarınca bilmem kaç da bir oran var nasıl mümkün oluyo?" mucize oldu işte ve tanrı var"

    ve bu adam felsefe falan bildiğini sanıyor. hey yavrum hey...

  • 42. atatürk'ün laikliği halka sormadan getirmesi

    halk o sırada eşek sikmekle meşguldü arkadaşlar... mustafa kemal ve gibileri geldi, onları bir hizaya sokup ülkeyi emperyalist işgalden kurtaran savaşın bir parçası haline getirdi... savaştan sonra ise iktidarı ele geçiren bir klik olarak elbette kendi düşüncelerini hayata geçirmeye başladılar. vahdettin de direnseydi de savaştan sonra peygamberliğini ilan etseydi aq!

    halk ise hala eşek sikiyor...

  • 43. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    aq atanamayan öğretmenim dedim,muhabbet kesildi.

    connectedme yok.profesyonel hayat tavsiyesi verenler,mutluluk reçetesi dağıtanlar,kariyeristler yeşillendirmesin lütfen.

  • 44. çirkin olmasına rağmen gülebilen kadın

    (bkz: the bomb has been planted)

  • 45. niçin atatürk hiçbir yere gitmemiştir

    abd de süren bm ambargosunun delinmesi davasından (reza davası) çıkacak muhtemel sonucun psikolojik altyapısını yapmaya başlamış olabilirler.

  • 46. fatih terim

    şu an çoğunluk tarafından takımın başına geçmesi isteniyor. gelirse de aynı çoğunluk gitmesini isteyecek. 20 yıldır bu böyle.

    fatih terim'in galatasaray takımında istenmeye durumu matematikteki sinusoidal fonksiyona en güzel örnektir.

    ek: sinüs eğrisinin çapı 1 yıl alınabilir*

  • 47. çalıştığı halde başarılı olamayan insan

    güya burası bir sözlük ve her başlık altına da, en azından ilk giride tanım girilmesi bekleniyor.

    çalıştığı halde başarılı olamayan insan tanımını yapabilmemiz için öncelikle çalışmak ve başarı kavramlarının tanımlarının yapılması gerek. doktora yaptığım için çalışmak dendiğinde benim aklıma ilk gelen ders çalışmak, başarı dendiğinde de derslerden geçip tezi vermek oluyor haliyle.

    bu bağlamda öncelikle çalışmanın tanımına bakalım. diyelim ki bir ders alıyorsunuz ve size derste çeşitli konular anlatılıyor. sizden beklenense, bu konuları öğrenmeniz. bu dersten geçebilmeniz içinse öğrendiklerinizi doğru ve yeterli düzeyde öğrenip öğrenmediğinizi ölçmek için yapılacak sınavlarda geçer notu almanız gerekiyor.

    herhangi bir şeyi öğrenmek için öncelikle anlamanız ve sonra da öğrendiklerinizi yineleyerek işleyip uzun süreli belleğe atmanız gerekir ki öğrenme gerçekleşsin. bun sürece de çalışmak denir. siz çalışma işini doğru yapmıyor olabilirsiniz. neden olabileceğine bir bakalım:

    1) konuları anlamıyor, ama anladığınızı sanıyor olabilirsiniz.
    2) konuları anlıyor olsanız bile yeteri kadar yinelemediğiniz için uzun süreli belleğe aktarmıyor olabilirsiniz. yani öğrenmiyor ve yalnızca aşinalık kazanıyor olabilirsiniz. yeteri kadar çalışmıyorsunuz da diyebiliriz.
    3) çalışmak için kullandığınız yöntem ile öğrenmeniz gereken konu birbirini tutmuyor olabilir. söz gelimi, matematik ve geometri konularını okuyarak çalışırsanız, defalarca okusanız bile öğrenme gerçekleşmeyebilir. yazarak çalışmanız gereklidir.
    4) çalıştığınızı sanarak kendinizi kandırıyor olabilirsiniz. kitabın başından 4-5 saat boyunca hiç kalkmasanız bile kendinizi vermeden/anlamaya çalışmadan yazıp ya da okuyup geçmiş olabilirsiniz. bir gözünüz telefonunuzda olabilir ve birkaç dakikada bir sosyal medyaya bakıyor olabilirsiniz. müzik dinleyerek çalıştığınız için müzik dikkatinizi dağıtıyor ve anlamanıza engel oluyor olabilir. çalışmalar insanların aynı anda birkaç işi birlikte yapamayacağını gösteriyor. müzikle ders çalışılmıyor kısacası.

    çalışmanın tanımı yaptıktan sonra gelelim başarının tanımını yapmaya. başarının tanımını yapmak biraz daha zor; çünkü çalışmanın, geçerliği ve güvenirliği kanıtlanmış çeşitli testlerle ölçümünü yapmak her ne kadar mümkün olsa da başarı, tanımı çağa, kültüre, bireye göre değişiklik gösteren bir kavram. aslında oldukça göreceli. yalnızca nesnel ölçümleri göz önüne aldığımızda geçme notu 60 olan bir dersten 60 puan toplayıp geçen bir öğrenci, gereklerini yerine getirdiği için dersten geçmeye hak kazanır ve bu açıdan başarılı da sayılır. 60 alan öğrencinin kendisinden beklentisi de bu yönde ise kendisini başarılı sayar ve yaşamına devam eder; ama dersten 85 ile geçen bir öğrenci, dersi geçmek için gerekli puanı fazlasıyla toplamış olsa bile kendisini başarılı saymayabilir; çünkü kendi beklentisi dersi en azından 90 ile geçmek olduğundan ötürü beklentisinin altında kalmıştır. yani istediği başarıyı gösterememiş olabilir.

    ölçüm araçlarının geçerliğinin ve güvenirliğinin tam, ölçen kişinin de etik ilkelere bağlı kaldığını varsayıp buradan gelecek yanlılıkları bir kenara bırakırsak, çalıştığı halde başarılı olamayan insan ya 1) çalışmıyor ama çalıştığını sanıyordur; ya 2) yöntemi yanlıştır; ya da 3) beklentisini karşılayacak kadar çalışmıyordur.

  • 48. istanbul'da üç meydanın adının değişmesi

    ak parti iktidardan gittiği gün o meydanların ismi değişecek. şimdi oynayın bakalım.

  • 49. hakan şükür'ün amerika'da çekilen yeni görüntüleri

    zengin fetöcülere bir şey olmuyor evet hatta bazıları devlet bile yönetiyor :)