Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. sabah fethe çıksak avrupa'yı üç günde alırız

    adam hala savaşı yeniçeriler yapıyor sanıyor. sıra sıra askerlerin fetih yapabileceğini ciddi ciddi düşünüyor.

    komik gibi ama buna inanan insan sayısını düşününce daha çok hüzünlü ve zavallı bir tespit.

  • 2. game of thrones

    ne şu, ne bu... bu dizi hakkında son bölümde dikkatimi tek şey çekti... şimdi game of thrones'daki inanılmaz mantık hatası diye başlık açmayayım şuraya bırakıvereyim...

    arkadaş; bu kuzeylilerle, kuzeyli olmayanların bir arada olduğu sahnelerde, ister daenerys'le jon snow, ister sansa ile little finger olsun, aynı mekandalar, kuzeylilerde kürkler filan, diğerleri kalınca kumaşlarla duruyorlar...

    anlıyorum sanat yönetmeni kuzeylilere kürk giydiriyor, nereli oldukları belli olsun maksatlı ama arkadaş gerçekçilik gidiyor...

    normalde diğerlerinin kürkle dolaşabildiği yerde kuzeylilerin fanileyle dolaşması lazım "sen soğuk görmemişsin" diyerek... ya da ne bileyim khaleesi üzerinde fistanla durabiliyorken jon snow'un terden gebermesi lazım kürklere bürünmüş haliyle...

    ne biçim kuzeyli lan bunlar? kimse üşümüyor, bir bunlar kürklerle filan takılıyor...

  • 3. mehmet görmez'in helallik dilemesi

    haram olsun hocam.

  • 4. fatih terim'in 291 bin euro işsizlik maaşı alması

    daha çok alsınlar, daha çok yesinler. aksırıncaya tıksırıncaya kadar yesinler. bu ülkeden, bu milletten hiçbir halt olmaz. altı ay sonra bu fatih terim'e aslında haksızlık yapıldı denilip galatasaray'ın ya da milli takımın başına yine getirilir. bu seferkinin iki katı para verilir. yiyin ulan, hakkınızdır. hak ettiğimizdir.

  • 5. ülkemize gelse konserine 1000tl verilecek sanatçı

    (bkz: david gilmour)
    pls.

  • 6. dr elif çolak

    (bkz: yemeyi)
    (bkz: mercimeyi)

  • 7. beşiktaş'ın bayrak temsilinin alınması gerekliliği

    sen önce tuttuğun takımın başkanını askere gönder, sonra vatan-millet muhabbeti yap troll kardeş. sahte çürük raporlu bir asker kaçağının müritleri için iddialı sözler bunlar.

    o bayrak beşiktaş armasına milli takım'ı temsil ettiğinde verildi. bir gün senin takımın da milli takım adına sahaya çıkarsa armandaki maydonozu kaldırıp bayrak koyabilirsin.

    tanım : mal beyanı.

  • 8. yılmaz vural'ın milli takımın başına geçmesi

    yılmaz vural ve hikmet karamanın beraber milli takımın başına gelmesi gerekiyor maç esnasında ya futbolcuları ya da birbirlerini döverler aradığımız şey de bu. mesela prim mi istiyon al bak sana prim amk. fotoğrafa mı girmiyon sokarım o deklanşörü götüne gel lan buraya totoş cümlelerini söyleyecek adamlara ihtiyacımız var.

  • 9. kavgaya giderken dinlenilecek şarkılar

    (bkz: survivor)
    (bkz: eye of the tiger)

    tek geçerim...

  • 10. rte'nin içini boşalttığı kelimeler

    bi çırpıda sayabildiklerim

    (bkz: cumhurbaşkanı)
    (bkz: milli irade)
    (bkz: demokrasi)
    (bkz: vatan haini)
    (bkz: terörist)

  • 11. ekşi itiraf

    çok acayip sinirliyim, kızgınım, üzgünüm, gözyaşlarıma hakim olamıyor, dişimi sıkmadan duramıyorum. patladım galiba bugün. belki uykusuzluğun da etkisi var, bilmiyorum.
    dün oğlumun okulundan bir eğitim materyali hazırlamam için dökümanları yollamışlar. son 3 yılım bunlarla geçti zaten alışkınım ama sorasım geldi, kendim yapmasam da alsam kaç para diye. iki kıçı kırık asetat, 50 tane 4 cmlik kart için 250 lira istiyorlarmış. bu ne demek biliyor musunuz? sen zaten zor durumdasın, işe yarayıp yaramayacağı belli olmayan sikik bir zımbırtı için bile verirsin bu parayı. normal çocuklar için bu tür kartlar kaç para dersiniz? en kaliyelisi 40-50 tl.
    çok ağırıma gidiyor artık ya, bu amınakoduğumun ülkesinde yaşamak, sömürülmek, zor durumda olana, düşene bir tekme daha atan insanlarla çevrili olmak çok zoruma gidiyor.
    tek başımayım olm ben. tek başıma hanginizle savaşayım.
    lanet olası devlete 15 yıldır vergi veriyorum, evimde çalışan türk kadının sigortasını yapıyorum, yabancı kadının her türlü iznini alıyorum, tüm faturalarımı gününde ödüyorum, her türlü kurala uyuyorum ama bir tane kurumunu kullanmıyorum. sağlık özelde, çocuk zaten farklı haliyle okul özelde, koduğumun güvenlik sistemini bile kendi kendime parasını verip kurduruyorum. neden çünkü yalnızım, kendimi polisten de korumalıyım, nerden geleceği belli olmayan hayvanlardan da. çünkü devlet beni niye korusun, ben kimim ki. ne kazanıyorsam size harcamalıyım, gelecek kaygısı falan siktir edeyim, gelmişinden ne gördük, gelecek ne ki amk.

    zor durumdayım ya, çocuğum düzelir belki diye her türlü öneriye açığım ya, devlet biter özel sektör başlar. gerçekten insan mısınız abi siz? beni geç beni, söylenir küfrederim bir yolunu bulur parayı öderim de açlık sınırında olan ailelerin özel çocukları napıyor haberiniz var mı lan? o çocuklar devletin açtığı göstermelik okullarda nasıl eğitim alıyor, denetim var mı, kontrol var mı? o okulların da öğretmenlerin de parasını veriyorum amk. bir boka yaramayan her şeyi bizden kesiyorlar. mal gibi veriyoruz. sinirden kendi canımı yakasım var yemin ediyorum, deliricem.

    abi insan umut üzerinden sömürülmez. bu insanlık suçudur, haysiyetsizliktir, vizdansızlıktır. kaçamıyorum, kurtulamıyorum bu durumdan, resmen cendereye sıkıştım, nefes alamıyorum bu boktan ülkede. bu kadar kötü insan ne zaman sardı çevremi ya. ben bunları nasıl görmedim, nasıl düştüm bu tuzaklara. elimi verdim kolumu kurtaramıyorum bu sistemden.

    ben iyi biriydim, insanları severdim, gülerdim, inanırdım, mahvediyorlar, benim gibi insanları çiğneyip tükürüyorlar.
    ölmemizi istiyorlar galiba bilmiyorum. ama artık herkesten nefret ediyorum. zerre umudum yok bu ülkeye dair. siz gitmiyorsanız ben sktirip gidiyorum hayatınızdan. yanıma yaklaşını, yaram üzerinden benden maddi manevi faydalanmak isteyeni öldürürüm, ciddiyim.

  • 12. fatih terim'in alacağı tazminat helali hoş olsun

    seytanin hakki olmayan parayi helal kilmasidir. helal melal olmasin, haram zikkim olsun, bu fakir ulkenin paralarini boyle boyle uc bes bin kisiye hortumladiniz, ameliyat parasi bulamayip olen yavrular var lan ulkede. haram olsun.

  • 13. cnntürk tarafından organ mafyası ilan edilmek

    troll haber değil. keşke öyle olsaydı.

    nickimde rusça yazdığı için beni rus mafyasından ıv. ivan sergei dimitriç sanmışlar.

    söze nasıl başlayacağımı bilmiyorum. başlarda komik gibi geldi ama şimdi gülmüyorum. cnntürk isimli haber kanalının mizah içerikli bir twitimi ciddiye alıp beni organ mafyasıymışım gibi göstermesi durumu. her şey ilk olarak internette bulduğum bir ekran görüntüsünü alıp twit atmamla başladı. söz konusu twitim: https://twitter.com/…msus/status/891280125106540544

    ardından şakalaşmalar mentionlar vs derken olay bitti. mentionlarda olayın şaka olduğu bariz bir biçimde belli.

    az önce bir arkadaşım mesaj atıp twitin cnntürk'e çıkmış dedi. komik bir twiti acaba niye haber yapmışlar diye düşündüm. sonra habere bakmamla şok olmam bir oldu.

    ne diyeceğimi bilemiyorum ahahahaha. cnntürk linki: https://twitter.com/…turk/status/892390750922657793

    twiti kaldırmışlar. haber duruyor. https://www.cnnturk.com/…atar-gibi-organ-satiyorlar

    allah sizi bildiği gibi yapsın.

    edit: yaptığım şakaların hesabını kimseye vermek zorunda değilim. istediğim şakayı yaparım. twite bakıp ciddiye alan en hafif tabirle gerizekalıdır. troll olmadığım sözlük çevreleri tarafından bilinmektedir.

    ayrıca: https://medium.com/…ıyorlar-başlığıyla-82d2b4929d87

    son edit: haberi de kaldırmışlar. bu rezillikle nasıl yaşayacaklar bilmiyorum.

    son edit 2: gelen birkaç mesaj sonrasında bazı insanların kalbini kırmış olabileceğimin farkına vardım.

    organ nakli bekleyen ailelere ve hastalara şifa diliyorum. onların kalbini kırmak ya da incitmek istemezdim. şahsım adına özür dilerim.

  • 14. hoşlanılan erkeğe açılmak

    gayet normaldir. sevmek, sevdiğini söylemek neden ayıp olsun ki. ben yaptım zamanında, politika bilmediğim için ufak flört olaylarını hiç beceremedim hayatım boyunca, gittim söyledim. sonrasında da ''şimdi o düşünsün'' deyip içim rahat bir şekilde hayatıma devam ettim. yine olsa yine yaparım, içimde tutup kendime yazık edecek kadar manyak değilim çok şükür. *

  • 15. macbook air

    taşak geçenlerin argümanlara bak. siz almayın zaten kardeşim. bu ürün şarjı uzun giden, gerçekten hafif ve ufak olan laptop isteyenlere hitap ediyor. alır kod yazar, film izler, facebookta gezinir, ağır olmayan render işleri, photo editing, müzik ve türlü medya çalışmalarıyla uğraşır. bu işleri bütün gün yapar, şarj aletini bile yanına almaz. çantanın bi köşesine atıp gezer ve aldığı için pişmanlık duymaz. durduk yere anakartı bozuldu diye götüne 2000 lira girmez çünkü üzerine alenen su dökmediyseniz teknik servis hatayı daima kabul eder. seri üretimde bir sıkıntı varsa değişim bile verilir. adam bu aleti alır, kafa rahat takılır. bu kadar basit. bundan 7-8 sene sonra bile resmi yedek parça bulunabilir, yeni laptopa geçeceğine sadece bir batarya değişimi parası vererek aynı yerden devam eder. satmak isterse ürün değeri düşmediği için güzel bir fiyata da satar.

    hiçbir laptop firmasının yanaşamadığı user experience ve trackpad rahatlığından söz etmeme gerek bile yok sanırım. serinin sonu geldiği için yeni nesil işlemciler olmayacak içinde dolayısıyla parası olana 12" macbook da öneriyorum ayrıca. daha çok batarya ve daha hafif. artık içine i5 i7 de koyuyorlar.

    bu ülkede parası olanın ne alacağına karışma huyu nereden geliyor merak ediyorum.

    gidip kantır abanmak isteyen sırtında 5 kilo kütük taşımakta özgür, karışan yok. amacı oyun olmayan laptop serisini oyun üzerinden eleştirmek için meslek lisesine siktirip gidebilirsiniz, orada bol bol yapıyorlardır bu muhabbetleri. kafanız da rahatlar hem.

    edit: windows muadilini soran olmuş. dell xps 13. macbooka en çok yaklaşabilen ürün bu sanırım windows familyasında. touchpadi de şaşırtıcı derecede iyi.

  • 16. yayaya sen niye aynaya bakmıyorsun diyen motorcu

    ben sabırlı bir insanım, çok sinirlendiğimde bile kendimi dizginlemeyi bilirim ama son zamanlarda bu motorcu videoları beni öyle sinirlendiriyor ki, eğer bunun gibi bir tanesi bana denk gelirse kendimi kaybedip bijon anahtarı veya yangın tüpüyle allah ne verdiyse girişmekten çok korkmaya başladım. hayır hapise falan girmekten korkum yok, çolucuğum çocuğum perişan olur. gerçekten söylüyorum bunu, her gün trafikteyim ve bir tanesi bana musallat olacak ve başımı belaya sokacak diye tedirginlik içindeyim.

    ciddi ve efendi motorcular bence bu işe el atmalı ve aralarındaki bu atlangoç ergenleri dizginlemenin bir yolunu bulmalılar. bir kampanya falan başlatabilirler, motorcu gruplarında bu konuda uyarıda bulunabilirler, illa birşey yapılır.

    bunlar bütün motorcuların karizmasını çiziyor ve nefretleri üzerine topluyorlar. yakında motorcu cinayetleri furyası falan başlayabilir söyleyeyim. çünkü kafasına kamera takıp kendini yolların sahibi sanan ve olay kovalayan bu adamlar artık iyice azıttı. başlarına bir gelecek var benden söylemesi.

  • 17. ilk kez fethe çıkacaklara tavsiyeler

    vizeniz bitmeden dönün.

  • 18. iü botanik bahçesinin diyanete devredilmesi

    efendim bitkiler üzerinde kalıtım çalışması yapan mendel de kilisede rahipti biliyorsunuz. bizim din adamlarımız da bitkiler üzerinde çalslşfmgkdfm..
    yok lan yok, güzelim yeşilliğin anasını sikecekler matmazel.

  • 19. mastürbasyon yaparken tüm ailenin odaya girmesi

    buyrun gelin, bana da girin diye bağırasım gelmişti...

    cidden ölün daha iyi abi. ha gece tuvaletten çıkarken emmanuel eboue'i görmüşün, ha osbir çekerken tüm aileyi... yani yalan yok, eskiden ben de çok porno filmi izlerdim. paso asılırdım. zaten 18-25 yaş arası olup '' ben hiç porno izlemedim '' diyen insanlar bana hep samimiyetsiz gelmiştir. artık tüm olanaklar var çünkü.
    eskisi gibi ''3 film 5 milyon lira'' tarzı sinemalar yerine; bilgisayarlar, cd ler, dvd ler falan var. her şey bir tık kadar yakında artık.

    hani abartmıyorum öyle bir porno izlerdim ki uyumak için yastığa kafayı koyduğum zaman gözümün önüne yaraklar gelirdi. yıldız gibi uçuşurdu kafamın üzerinde. gece uyanıp uyanıp cd takardım. sanki çişe kalkarmış gibi, sanki su içmeye kalkmış gibi 31 saatlerim vardı benim. her porno starını çükünden tanırdım. sıfatlarını görmeme gerek yoktu. damarlı, damarsız, eğri, düz, kalın, uzun, doğum lekesi olan herifi bile taşağından tanırdım. aha bu top sakallı elaman derdim. öyle müdavimiydim.

    o dönemler baya kaptırmıştım kendimi. hatta psikolojim bile bozulmuştu. tuvalete girdiğim zaman duvarlardan yarak çıkacakmış gibi hissederdim. çalıştığım iş yerinin tuvaletinde bi tane küçük delik vardı.. bir gün dayanamadım yalvardım patrona '' ne olur şuraya alçı yaptır, sağlıklı sıçamıyorum '' diye. tabi anlamadı patron, o bilmez duvarlardan sik çıkan sahneleri...
    titreyerek sıçıyordum hep.

    yine böyle bi gün 5 tane film aldım. hızlı hızlı eve gidiyorum. insan heyecanlı bi şekilde eve gider mi? gidiyor işte. az daha hızlansam koşacağım sanki. aylardan da ağustos ayındayız, tam öğlen saati. öğlen osbir mi çekilir denmesin, çekiyorum. sabah 5'te kalkıp çeken biriyim ben. tiryakisiyim diyorum. saatim gelmiş krizdeyim...

    girdim eve. üst katta kalıyorum, alt katta kimse yok . abim yengem çalışıyor, annem de komşuya gitmiş. abazan bi genç daha ne isteyebilir ki? kapıyı kapatır kapatmaz salonda soyuna soyuna koşuyorum. sanki gerdeğe gireceğim, acayip heyecanlıyım. nihayet düşmeden girdim odaya. ayağımla fırlattım pantolonu, çıkardım filmleri. atletin iç yüzüyle güzelce bi sildim cd yi. şans getirsin diye de öpüp taktım.

    şansımı sıçayım.

    takar takmaz ohhh yeahh, ohh yeahh diye sesler geldi. hoşuma gitmez böyle sahneler. porno da olsa giriş-gelişme-sonuç bölümü olması lazım ama bazı yönetmenler giriş bölümünü harbi 'giriş' olarak algılıyor. izleyicinin çükünü düşünen hiç yok. daha ayaktayım ben, çüküm toprağa bakıyor. hele bi yatalım, hele bi ortama alışalım di mi? açar açmaz şak şak şak... başlarım öyle filmi deyip başka cd taktım. bu yüzden 5 tane alıyorum zaten. aralarında dandik çıkar diye...

    yattım yatağa, sıyırdım donumu. üzerimde sadece atlet var. muazzam bi film, başrol de rocco reis oynuyor, ormanda tarzan olmuş ceyn'e veriyor ayarı. tam arşivlik. erman toroğlu gibi önemli pozisyonları durdurup durdurup izliyorum. öyle bi kaptırmışım ki, evin kapısının açıldığını bile duymamışım. annem komşudan gelmiş haberim yok. gelirken de gelinini de alıp gelmiş. gelini dediğim, beni evlendirmeye çalıştığı bir kız. o kız da zırt bırt bize geliyor, anneme ev işlerinde falan yardım ediyor, sohbet muhabbet takılıp gidiyorlar. annem yalvarıyor illa evlen bu kızla, çok hamarat diye. aslında benim değil, annemin hoşlandığı bir kız yani. önceden ben de hoşlanıyordum ama baktım çok soru soruyor, hafif çatlak biraz vazgeçtim. defalarca kez dedim '' anne ümit verme bu kıza '' diye,
    ama dinletemedim işte.

    neyse, dudaklarımı kemire kemire bayrağı göğe dikiyorum. felaket asılıyorum yani. rocco reis veriyor küsküyü. o ara nejmi nejmiii diye salondan bi ses duydum. ahan dedim sıçtık şimdi. insan böyle şeylerde panik oluyor. hemen kumandayı elime alıp tv ye geçiş yapmak istedim. bastım çalışmıyor, bastım çalışmıyor, bi daha bastım yine çalışmıyor. şerefsiz kumanda misilleme yapıyor sanki. kalkıp açsam götüm gözükecek. oha ya zaten gözüküyor çıplağım. bıraktım kumandayı, üzerime pikeyi örttüm. odanın kapısı çaldı. tv de rocco kadının poposunu tokatlıyor. ben kumandayı tokatlıyorum. odada olağan üstü şak şak sesleri var. bir insan anca bu kadar panik olabilir. zaten erkekler salak mk. bu gibi şeylerde hiç sağlıklı düşünemez. bi ara yanımda duran sehpadaki kül tablosunu tv ye fırlatmayı bile düşündüm. malız biz. kırılsın televizyon kurtulayım dedim, anlık bi olay bu ama halen de kapı çalıyor, derken hele şükür açıldı kanal. esra erol'u o yüzden çok severim. tam karşımda evlilik programı var.

    üzerimi düzeltip ''gelll'' diye seslendim, girdi içeri kız. girdi girmesine ama oturamıyorum, oturursam götümün lobu gözükecek. hoş geldin dedim, hoş bulduk deyip oturdu karşı çekyata. attı bacak bacak üstüne ve başladı salak salak soru sormaya;

    - hasta mısın nejmi, terlemişsin?
    + ağır kaldırdım biraz, belimi incitmişim.
    - o sehpadaki tuvalet rulosu ne? neden selpak kullanmıyorsun?
    + nezle oldum filiz, terleyince üşütmüşüm, burnum durmuyor.
    - geçmiş olsun, nane limon kaynatayım mı sana?
    + valla çok iyi olur. çok sevinirim. hadi git kaynat.
    - bu kadın evlenemez, hiçbir erkeği beğenmiyor.
    + hangi kadın?
    - televziyondaki kadın canım, sürekli geliyor programa, esra erol bıktı bundan.
    + kısmet işte.
    - o vazelin niçin?
    + hangi vazelin?
    - tuvalet rulosunun yanındaki vazelin.
    + şeyy
    - ney?
    + dudaklarım çatladı da, iyi geliyormuş sürmek.
    - kızdın mı?
    + yok ya hastalık işte, gerginim biraz.
    - ne filmi izliyorsun sen?
    + ne ne filmi?
    - cd deki film canım, baksana oynuyor hala, 34. dakkaya gelmiş.
    + şeyy o mu? o korku filmi ya, çok saçma ama. yarım saat geçti daha 1 kişi ölmedi.
    - açsana.
    + valla izlenmez. çok saçma diyorum. hem gündüz korku sarmıyor.
    - dur ben açayım.
    + lan lannnnnnn

    * nejmi dayııı

    nasıl uzanıp kumandayı elinden kaptım hâlâ şaşarım. en kral basketçi bile böyle top çalamaz. bu arada '' nejmi dayııı'' diye bağıran da ablamın 5 yaşındaki küçük oğlu. tam bi afacan. şak ablamla beraber bu da girdi odaya. girer girmez üzerimdeki pikeyi çekiyor '' hadi salıncak yap bana, hadi dayı ' diye bağırıyor. lan olum bi siktir git işte, çıplağım diyemiyorsun. o çekiyor ben çekiyorum. osbir çekerken böyle terlemedim ama çocuk işte, söz verdik bahçeye salıncak kuracağız diye; '' yeğen bak bırak şu pikeyi, birazdan beraber kurarız tamam mı?'' diyorum dinlemiyor '' bana ne şimdi istiyorum'' diye çekmeye devam ediyor. ablam da '' söz verdin yapacaksın '' diyor. yeğen bağırıyor '' salıncakkk '' diye. ona kızarken eniştem de girdi odaya. vay kayınçı naper lan ölüyon mu diye espiri yapıyor puşt. ulan şuradan kalkabilsem öldüreceğim adamı ama yok işte. yeğen yine pikeyi çekiştirirken cimdik attım eline mk. kaşımı indirip kızdım. bu başladı ağlamaya.

    o ağlarken pat anam da girdi odaya. hopbaaa!! bi o eksik.

    - oğlum bu odanın hali ne? kaç kere dedim burda sigara içme diye, tüllerim sararıyor.

    ehhh ulan sikecem tüllerini de, salıncağı da, tv deki kadını da ha. yeterin ulan deyip dal taşak ayağa kalkasım geldi. o kadar psikolojim bozuldu ki, bağdaş kurup ağlayacağım nerdeyse.

    '' anne tamam, içmem bi daha, siz aşağı inin, gelcem ben. moralim biraz bozuk'' dedim. öyle derken yeğen çekyattan kalkıp şak bana vurdu. tuttu pikeyi '' salıncakkkk'' diye bağırıyor. lan tipini siktimin çocuğu, nası bi inatsın sen? o çekiyor, ben çekiyorum... annem de oturdu çekyata, neye moralin bozuk oğlum anlat hele diyor. ablam noldu len diyor, eniştem anladı piç bacak bacak üstüne atıp bıyık altı halime sırıtıyor. filiz de kalktı kumandaya doğru geliyor. hani muhabbet olacak ya, sesini kısacak tv nin. eniştemin o sinsi gülüşünü görünce amına kodumun kumandasını alıp götüme sokasım geldi. iyice gerildim. aldım kumandayı. bi elimle de yeğenle pikeyi çekiştiriyorum. filiz öylece ayakta kaldı.

    eehhhh dedim, '' inin aşağıya yalnız bırakın beni, anne inince anlatırım, filiz sen de kusura bakma, abla hadi '' dedim.

    içimden değil de sesli söyleyince gergin olduğumu anladılar. filiz anneme baktı, annem filize baktı, yeğen bana baktı, ben enişteme
    ve hele şükür çıktılar odadan. çıkarken '' salıncakkk '' diye bağırıyordu yeğen.

    şimdi şöyle bir maziye bakıyorum da, ne zor şartlar altında çekiyormuşuz. ev cümbür cemaat. şimdi ise yalnızlık hakim. kapıyı kapatmadan, mouse elde olmadan asılabiliyorum. halen 3-5 ayda bir çekerim. yeni pozisyonlar çıkmış mı diye takip ederim.

    bu aralar uyurken sevişmeler revaçta. eskisi gibi tuvalet deliklerinden sik çıkma sahneleri pek rağbet görmüyor. bir de taksi şoförleri arabaya binen kızlarla sevişiyor. masaj yaparak sevişmeler de baya popüler.

    tamam lan hadi itiraf edeyim, taksiye binmekten çok korkuyorum. deli gibi korkuyorum hem de.

  • 20. fakir uyuşturucuları

    futbol, ana akım medya, çomar parti mitingleri

  • 21. bes'den cayma hakkının kısıtlanması

    faşist istektir.

    kardeşim ben vergimi kaynakta kesilmesi suretiyle paşa paşa ödüyorum, sgk primlerimi sosyal devlet olmamız adına ve nimetlerinden faydalanmak için yatırıyorum. bireysel emekliliğe ihtiyacım yok ve istemiyorum.

    lan ben ne diyorum ya? neden açıklama yapıyorum ki?

    istemiyorum lan, zorla para vermek istemiyorum size! nedenim de canımın istememesi! anam mısın, babam mısın kardeşim sen ki bana para biriktirme terbiyesi vermeye çalışıyorsun? ben para biriktirmek istemiyorum. tüm kalan paramı biraya yatıracağım lan! size ne?

    bir de yok ekonomik dar boğaz falan filan. ben mi yaptım lan? bana ne? ben üzerime düşeni yaptım! bak güzel kardeşim ülkenin durumunu bu kadar düşünüyorsan eline en alt kademe beyaz yakalı çalışanının bordrosunu al, sonra git google'a "cengiz insaat vergi" yaz. sonra konuş!

    edit: aynı şeyi söyleyen iki paragraf birleştirildi. noktalama hataları düzeltildi. sinirden böyle hatalar oluyor, bir de ofiste osurdular beynim yandı.

  • 22. jeremain lens

  • 23. doğu karadeniz'i istila eden vampir kelebek

    her şey 10 sene önce başladı. bizim topraklarımızda görülmeyen ricania simulans bir anda bütün doğu karadeniz kıyısını istila etti. kısa sürede inanılmaz bir popülasyona ulaşan bu kelebeğe benzeyen tür, yeşil bitkilerin gövdesini 4 dişli ağzıyla ısırarak bitkiye gerekli olan bitki özsuyunu emerek besleniyor. dolayısıyla bitkilerde verim namına hiçbir şey kalmıyor, rekolte düşüyor. bu özelliğinden dolayı halk arasında vampir kelebek olarak adlandırılmakta.

    bir doğu karadeniz yerlisi olarak çok rahat söyleyebilirim ki ektiğimiz fasülyede, salatalıkta, mısırda, kivide, domateste, kabakta, yani her türlü yeşil bitkide bu hayvan mevcut ve biz bu hayvanı durduramıyoruz. bu hayvan ilk başta yumuşak bitkilerde etkiliyken giderek güçlendi ve artık mandalina, çay gibi daha odunsu sert bitkilere de dadandı. bu hayvan öyle bir meret ki sardığı bitkinin gövdesi görünmüyor. kendi çektiğim fotoğraflar da mevcut ancak önce böceği görmeniz açısından profesyonel çekilmiş örnekleri bırakıyorum. şuradan ilgili hayvanı görebilirsiniz.

    ilgili görselde olayın vehameti tam anlaşılmıyor. tam anlaşılması açısından kendi tarlamızdan örnek verelim.buyrun gerçekte olan

    gördüğünüz üzere tarlalarımız, bitkilerimiz tam anlamıyla istila edilmiş durumda. bu durumdan bütün üretici şikayetçi ve gerekli başvurular-şikayetler gerekli merciilere yapılmıştır. bu kelebek için bir sürü çalışma yapıldığına da eminim. ancak bir gerçeğimiz var ki o da bugüne kadar bu çalışmalar hiç bir sonuç vermemiştir. böceğin popülasyonu artmış, ilerlemesi durdurulamamış, biyolojik savaşta bugüne kadar başarılı olamamışız. bu açık ve tartışmaya kapalı bir konu.

    şimdi olayın daha vahim olanı ne biliyor musunuz? başarısızlıktan dolayı gelen şikayetlerin altında kalan yetkililer çareyi böceği savunmakta bulmuş.karadeniz tarımsal araştırma enstitüsü müdürü dr. kibar ak şöyle bir açıklamalarda bulunmuş. yukarıda yazdığım şikayetlerden hangisine cevap veriyor anlayan varsa allah aşkına söylesin.
    “bu bahsedilen böcek hem kelebek değil hem de ‘vampir kelebeği’ değil. bu olay sansasyonel bir ifade ile basına yansımış durumdadır. vampir kelebeği olarak adlandırılan bu böcek ‘ricania simulans’ dediğimiz ve doğu karadeniz bölgesi’nde 6 sene önce gürcistan’dan bitki materyalleri ile giren bir böcek türüdür. ülkemize ilk girdiği 2009-2010 yıllarında bazı bölgelerde yüksek popülasyon yapmış ama daha sonra doğu karadeniz’e yayılarak doğal dengeye gelme aşamasındadır. vampir kelebeği insanlara zarar veriyor anlamında çok yanlış ifadeler ve bilgi kirliliği var. bu kelebek denilen ricania simulansın ergin ve gençleri, taze bitkilerin sürgünleri üzerinde emerek besleniyor. 3-4 yıl önce özellikle ilkbahar döneminde iklimin denk geldiği zamanlarda hıyarda ve fasulyede bazı zararları görüldü. ama çayda ve diğer ürünlerde herhangi bir zararı yok. böceğin bazı yerlerde yoğun olarak bulunması, vatandaşlar tarafından görülmesi ve özellikle ağustos ayının sonu eylül ayının başında gece gündüz sıcaklıklarının artışı sonucunda evlerin balkonlarında ışığa gelen böceklerin ölmesi veya pencerelerden odalara girip ölmesi böceğin fazla olduğu izlenimi vermekte. vatandaşlar bu böceğin zararlı olabileceğini düşünüyorlar. bu böceğin insanlara herhangi bir zararı yok. bitki dışında herhangi bir şeyle beslenmez. bu böcek ne vampir özelliğinde ne de kelebek özelliğinde bir hayvandır. sadece erginleri kelebeğe benzediği için ‘kelebek zararlısı’ diye adlandırılıyor. bu ‘vampir’ ifadesi çok sansasyonel bir ifadedir. biz doğu karadeniz bölgesi’nde yaptığımız çalışmalar ile vatandaşları bu konular üzerinde bilgi verme noktasında elimizden gelenleri yapmayı çalıştık. vatandaşlar tarım il ve ilçe müdürlüklerindeki teknik elemanlar dışında, üniversitedeki konuyu bilen hocaların dışında ve bizlerin bilgileri dışında hiçbir şeye itibar etmemeleri gerekir. bugün çıkan haberde ‘çayda beklenen büyük tehlike’ diye haber yapılmış. bu böceğin çaya zararı olmadığını çok kez ifade ettik. sadece geçtiğimiz dönemlerde çay ile iç içe olan bahçelerdeki sebzelerde bazı zararlar oldu ama şu anda genel denge durumuna geliyor. onun için doğu karadeniz bölgesi’ni düşünerek, türk çayının hiçbir haşereye karşı kimyasal kullanılmadan üretim yapıldığını ve bu önemli değeri düşünerek o şekilde ifadelerimize dikkat etmemiz lazım. bu böceklerin insanlara zararlı olduğu, gözlük camlarına fırlayarak, gözlük camlarını bile çizdiği ifade ediliyor. kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil. çok abartılı ve dikkat çekici ifadeler bunlar. üreticilerimiz dışarıdan sabotaj mı oldu gibi hikayeleşmiş kurgulara inanmaması gerekiyor. çünkü bu ülkemizde değişik dönemlerde olabilecek böceklerden birisidir. biraz sabredip bu zararlıyı takip edip, üniversiteler, araştırma kurumları ve ilgililerin yapacağı çalışmaları bekleyeceğiz. il ve ilçe müdürlükleri, ziraat odaları, üniversiteler ve araştırma enstitüleri konuya hakimdir. bu konuda endişe etmeye, afaki ifadelerde bulunmaya gerek yok” . haberin devamında da böceğin kuş popülasyonunu arttırdığını vs yazarak aslında aynı zamanda güzel yanları da var diyerek cilayı da atmış.buyrun ilgili haberin tamamı

    biz diyoruz mahsülümüz yeniyor emiliyor, yetkililer diyor vampir ifadesi yanlış insan yemez. çiftçiden latince ismiyle ricania simulans demesini bekliyorlar, çok darılmışlar vampir dediğimiz için. burdan köyüm adına özür diliyorum.

    çözüm olarak da çalı çırpıyı koparın bahçe temizliği yapın demiş. kuşlar da artınca doğal denge düzeyine oturacaktır demiş.

    öncelikle bizim bahçelerde tek yıllık bitki ekim-dikimi yapılır. diğer bitkiler zaten çay, fındık, mandalina gibi 4 mevsim yeşil olan bitkiler, kışın çalı çırpı olmazlar. söylediğim gibi fasülye domates vs. gibi tek yıllık bitkiler dönem sonunda koparılır. senin bahçen ekim zamanı temizlenmek zorunda. temizlemezsen seneye tarlayı ekemezsin.

    ikinci olarak ricania simulans ile beslenen kuşların popülasyonu arttığında doğal denge oluşacak denilmiş. peki soruyorum :

    -bunca yıldır topraklarımızda bu böcek yokken neden şimdi doğal dengeye oturmasına razı oluyoruz? bu böceği babam da dedem de bilmez. bu böcek bu topraklara yabancı ve zararlı. neden buraya yerleşmesine razı olalım?

    -çiftçi ve doğal denge dışında kurum olarak neden bir çalışmanızdan bahsetmiyorsunuz? tek çözümünüz çiftçi ve doğal denge mi? bu çiftçiyi yalnız bırakmak değil midir? o zaman siz ne işe yarıyorsunuz?

    vergi desen veriyoruz, üretim desen yapıyoruz. dövlet bize bahmir muhabbeti yapmak pek hoş değil ama salak yerine konmak da bize koyuyor. zaytung vampir kelebekler can aldı!!11! diye haber yapsa kara propaganda yapılıyor diye twitterda yayınlayacak insanlara kalmış kaderimiz.

  • 24. sözlük yazarlarının kızlarına verecekleri isimler

    kanzuksu

  • 25. alvaro negredo sanchez

    sırf kalıplı ve sol ayaklı diye almeida diyen var ya. böyle düz mantık salaklık görmedim. real madrid, man. city, sevilla, valencia'da oynamış, bonservisine şu ana dek 76 milyon harcanmış adamı almeida'ya benzetmek için kemerle dövülmeli çocukluk geçirmek falan lazım. başka yolu yok şu psikolojiyi edinmenin.

  • 26. şenol güneş

    milli vazife diyenler: bu adam 2002'de yaptı askerliğini.

    ben mi çalıştırayım bu şafaktan sonra demiş, zorunuza gitmesin.

  • 27. yaşlanınca bana kim bakacak sorunsalı

    yüz tane evladım olsa dahi gidip huzur evine yerleşeceğim için, bu sorunun cevabı bende net.

    elim ayağım tutmaz, aksi, hasta, mutsuz halimle çocuğumun hayatının içine sıçmayı düşünmüyorum açıkçası. gelmişim yetmiş yaşına, o saatten sonra hayattan ne beklentim olabilir ki? önüme çorba koysunlar kafi.

    "yaşlanınca bana baksın" diye çocuk doğurmak, hayatımda gördüğüm en bencilce davranış.

  • 28. süperlig izlemenin senelik 960 tl olması

    turk ligi izlemek icin uste para mi veriyonuz lan kafayi mi cizdiniz.

    bana 960 lira verseler ama her hafta oturup maclari izliceksin deseler bir dusunurdum deger mi diye millet para veriyor

  • 29. #vatanhainibesiktas

    bi galatasaraylı olarak, beşiktaş'a laf eden herkesin amk. türkiye'nin en delikanlı kulübü bu adamlar, az mert olun

  • 30. rejim değişirken kemalistlerden hiç ses çıkmaması

    ses çıkarmadık mı?
    (bkz: tehlikenin farkında mısınız)

    siyasi islam'ın zehir gibi türkiye'nin damarlarına nasıl karıştığını çok önceden gördük. "abartıyorsunuz" dediniz. "türban bir özgürlük meselesidir" dediniz. "komplo teorileri bunlar" dediniz. "kemalist hegemonya bitti" dediniz.

    türbanla başlayanın bireysel özgürlüklerin korunması sandınız. sözde insan haklarını savunuyordunuz. "yetmez ama evet" dediniz. ulusalcılığın bittiğini, zaten bitmesi gerektiğini savundunuz. terörün biteceğine inandınız. yağmalara sessiz kaldınız. sizin özgürlüklerinize kadar gelmeyeceğini sandınız. toplumsal tepki koymak yerine yozlaşmaya katıldınız. her şeye alıştınız.

    toplum muhafazakarlaşıp dindarlaştı. tüm kadrolar niteliksiz yancılarla dolduruldu. terör arttı; yüzlerce şehit verildi. toplumsal şiddet sınırları aştı. adalet işlemez hale geldi. her yer mülteci doldu. ülkede insanların zihinleri de dahil olmak üzere yağmalanmamış tek bir yer kalmadı. ülkenin itibarı hiç bu kadar zedelenmemişti. evinizde bile rahat değilsiniz artık.

    tehlikeyi hiç fark etmediniz. fark ettiğinizde de iş işten geçmişti. 10 bin kilometre uzaktan bile manzara korkunç görünüyor.

    biz söyledik. inanmayan sizdiniz.

    ben bir kemalist olarak şunu söyleyebilirim ki amacına inandığım her türlü eyleme katılmaya gayret ettim. sendikal mücadele verdim. gerektiğinde sokağa çıktım. sesimi kesmedim. kesinlikle üşenmedim ve oy vermek için 1000 kilometre yol gittim. sandık kurulu üyeliği yaptım. ben daha fazlasını yapabilirdim; ama sen kendine bir sor önce: sen herhangi bir şey yaptın mı? suçlamak kolay, sorumluluk almak zordur.

  • 31. ilk kez bira içeceklere tavsiyeler

    (bkz: soğuk içiniz)
    not: başka bir tavsiyeye gerek yok.

  • 32. plaja gidip denize girmeyen tip

    benim bu.

    güzel yüzmeyi falan geç yüzmeyi bilmiyorum olm ben. öyle bir iki kulaç falan değil, direkt titanik'in batışı gibi batıyorum suya girince.

    eşim gidelim diyor gidiyorum ama sahile, havuz kenarına, sırf suya girdim demek için napıyım boğulayım mı?

    edit: ya ne çok küfür yedim yüzmeyi bilmiyorum diye, sevmiyorum arkadaş ben suyu, gider saatlerce takılırım sahilde, havuz kenarında, kitabımı okur, biramı içerim, ayağımı bile sokmam ama suya, sevmiyorum yahu suyu, suç sanki.

  • 33. sen olsan bari

    şimdiye kadar türkçe pop muziginde yapılmış en iyi şarkı diyenler olmuş.

    ciddi soruyorum 12 yaşında falan mısınız?

  • 34. euron greyjoy

    tolga karel tarafından canlandırılmaktadır.yurtdışında ilk deneyimi.

  • 35. halkın %59'unun pepsi'yi seçmesi

    başkanlık sistemine geçsin o zaman pepsi.

  • 36. galatasaray

    "bir takım" muhabir ve spor yazarları tarafından ısrarla fatih terim ve arda turan'ın itelenmeye çalışıldığı takım.

    hatta dün şunu diyeni duydum; "galatasaray'ın tek ve en acil ihtiyacı fatih terim'dir. hemen gidip görüşmeli ve transfer etmelidir. bak şimdi 3'e ikna edebileceğin hocayı 3 maç sonra 5'e edemezsin."

    adam adeta fatih terim'i pazarlamak için apar topar ekrana çıkmış, sakalıyla falan.

    ben sadece şu kadarını diyorum; bu iki adamdan 1'isi bile galatasaray'a geri dönerse, bir daha tutmamacasına bu takımı bırakırım. bu kadar net söylüyorum.

    bir adet satış gerçekleştirip, kulübü ortada bırakıp, yıldo'ya kaçan adam ve sürekli adam adam adam adam adam demekten başka bir şey yapmayan, ne işe yaradığı belirsiz karakteri ben bu takımda istemiyorum. melo bile daha karakterli adamdır gözümde.

    bu da kendimce manifestomdur ey galatasaray yönetimi. eminim benim gibi düşünen de binler vardır.

  • 37. world of çomarcraft

    gerçek hayatta oynanabilecek süper bir oyun. aylık ücret vermeniz filan da gerekmiyor, tamamen bedava.

    tek yapmanız gereken en yakın devlet kurumuna gitmek. zaten quest giver'ları göreceksiniz. ordan oraya quest peşinde koşacaksınız.

    bugün en az 5 level atladım. yarın da gitmem gerekiyormuş. bakalım neler olacak.

  • 38. bedelli askerlik

    askere gitmemekle vatan haini olmayı eş değer gören sığırları gördüğümüz başlık.
    bu homo erectus perspektifiyle baktığımızda geçen sene darbeyi yapan askerlerin kahraman olduğu sonucuna ulaşırız. sonuçta askersen vatan haini değilsindir.

  • 39. pkk'nın alüminyum folyolu uzaylı kostümü

    il gördüğümde arıcılık işine girdiler zannettiydim olay, yemek tarifiymiş.
    folyoda pkklı

  • 40. beşiktaş

    31 temmuz 2017'de kendisine yapılan gerçek bir darbe teşebbüsüdür.

    fatih terim görevden alındığı gibi, beşiktaş kamptayken şenol güneş'e 4 maçlık teknik direktörlük teklifi yapıldı. bu plana göre şenol hoca beşiktaş'ın başında kalmaya devam edecek ve aynı zamanda milli takımı yönetecekti. uzaktan yapılan görüşmede şenol hoca "şampiyonlar ligi, lig, türkiye kupası var; öyle bir durumda milli takım'a da gerekli ehemmiyeti gösteremem, beşiktaş'a da" diyerek kesin görüşünü iletmişti. başkan da hocayla yapacakları daha çok işin olduğunu belirterek kapıları kapatmıştı.

    dün gece takım kamptan döndü. gündüzleyin tff yetkilileri tesislere gelip şenol güneş'le ayaküstü görüşme talep ettiler. görüşmede tff başkanı'nın kendisiyle görüşme talep ettiğini ilettiler. tff'ye bağlı kulüplerden birinin hocası olarak buna hayır diyemezsiniz. hoca muhtemelen bu arada fikret orman'la görüşüp bunun nezaket gereği olduğunu söyledi. eski oyuncu kaçırmalı transfer görüşmeleri gibi hoca tesislerden adeta kaçırıldı.

    bu görüşmede hocaya yapılanlar net olarak "ayartma" çalışması. 4 maçlık milli takım + beşiktaş, sene sonunda da her biri 3 m. €'dan 4 yıllık sözleşme teklifi. beşiktaş'a da veda. her türlü imkan teklif edildi hocaya. futbolun içinde bulunup "benim" diyen beşiktaşlı'nın bile rahatça kabul edebileceği bir teklife karşı şenol güneş net tavrından hiç taviz vermedi. fikret orman da "sözleşmemiz var, 4 maçlık da izin vermiyoruz" diyerek şenol hoca'ya destek çıktı. şenol güneş için çok zor bir gün geçti ama arkasında duvar gibi duran bir beşiktaş kulübü vardı. bunu geçmişte galatasaray, fatih terim için yapamamıştı.

    bu yapılan milli takımın bekâsı için yapılmamıştır. yıldırım demirören, göreve geldiği günden beri aziz yıldırım'dan emir almaya devam etmektedir. bu muhtemelen aziz yıldırım'ın dayatmasıyla yapılmış bir ısrardır. kapanmış kapıyı zorlamaya devam etmek için sağlam bir kuyruk acısı gerekiyor. aziz yıldırım, camia olarak beşiktaş'a takmış durumda. beşiktaş robin van persie'yle anlaşma noktasına geldiği anda beşiktaş'ın teklifinden kat kat yüksek bir fiyat teklif etti ve oyuncuyu aldı. bu transfer sezonu başında vincent aboubakar'a, pepe'yle görüşmelerin son aşamasında pepe'ye ve en son da alvaro negredo'ya teklif götürdüler. aziz yıldırım, kişisel hırslarından dolayı fenerbahçe'yi uçuruma sürüklüyor. bu çırpınmaları da bu yüzden. daha önce 2 yıl üst üste şampiyon olan galatasaray'a da aynısının yapılması dikkatinizi çeksin. şimdi de beşiktaş'a. nedense fenerbahçe'nin başındaki teknik adama bu ayartmalar hiç yapılmadı. aziz yıldırım'ın yanında, el pençe divan duran tff başkanı pek çok şeyi açıklıyor.

    beşiktaş gibi, geçmişinde milli takım'ı temsil etmiş bir kulüple "vatan haini" sıfatını; sadece kendi kulüplerinin menfaatleri için yanyana koyan herkes kendinden utanmalıdır. daha ileri gidip, işi sosyal medyada beşiktaş'ın armasında bulunan türk bayrağı'nı çıkartmaya vardıranlar içinse beşiktaş kulübü adına hukuki işlem başlatıldı.

    asıl vatan hainliği, türk futbolunun avrupa'da tek umudu olan beşiktaş'ın ayağını kaydırmaya çalışmaktır. asıl vatan hainliği, değişen güç dengesinden duyduğu rahatsızlıktan dolayı rakibinin önüne taş koymaya çalışmaktır. asıl vatan hainliği, kendi menfaatleri için bir hocaya hem şampiyonlar ligi, hem de dünya kupası yükünü yüklemekte beis görmemektir. asıl vatan hainliği, tüm mesaisini milli takıma verebilecek onlarca değerli hoca boştayken, en meşgul hocaya teklif götürmektir. geçeceksiniz o algıları. sikerler.

    bazıları farkında değil belki ama beşiktaş tarihinin belki de en uzun günü oldu 31 temmuz 2017. beşiktaş, hapsedildiği "üçüncü büyük" kisvesine geri gönderilmeye çalışıldı. yükselişi durdurulmaya çalışıldı. direkt olarak beyni sökülmeye çalışıldı. bu konumda fikret orman ve şenol güneş'in artık gözümde değerinin haddi yok. yarınlarımızı elimizden almaya yeltenenlere bugün bir tokat attılar.

    hiçbir beşiktaşlı bugünü unutmamalı. gelecekte bu hep denenecek. 2018 yılını 2004'e çevirmeyi denemeye sene boyu devam edecekler. başkan, hoca ve takım yapması gerekeni biliyor. taraftar olarak biz de takımın emeğine el uzatmaya yeltenenlere her zaman sert ve acımasız davranalım. oyunların farkında olalım. böyle hareket eden bir camiayı kim gelirse gelsin yıkamayacak.

    beşiktaş'ın çanakkale'de şehit olmuş bir kaptanı vardır. ismi kazım. 27. alayda şehit düştüğünde cebinden şu dörtlük çıkmıştır;

    "biz on bir arkadaşız, lakin arkamız daha var
    bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım
    vakar hak gibi sakin, nezih ve saf olalım
    fakat bu hal ile kuvvet gibi cesur olalım"

    şehidimiz doğru söylemiş. onlar 11 kişi ama arkaları daha var. bizim de bir beşiktaşımız var; gücü yeten gelsin alsın !

  • 41. lc waikiki'den giyinen insan

    küçümsüyorsunuz fakat cebinde bir kuruşu olmadığı için bu mağazalara giremeyen insanlar var. nasıl bi toplum oldunuz okudukça iğreniyorum.

  • 42. doğu karadenizin ülkeye katkısı

    --- spoiler ---

    çay ve nane dışında koca bir hiç. ismail türüt'e bakıp faydadan bahsedilemez.

    --- spoiler ---

    adam diyor ki: bu sene topladığınız fındıkları tek tek götüme sok fitil niyetine...

  • 43. papa alioune ndiaye

    5 milyon da annesine verin, doğum parası.

  • 44. ahmet cemal

    daha önce hiç görüşmemiş olmalarına rağmen oğuz atay, ahmet cemal'i arar ve aralarında şu konuşma geçer;

    -sen rakı içer misin?
    -arada evet...
    -peki hiç şalgam suyu ile birlikte içtin mi?
    -hayır.
    -güzel. o halde bu akşamüstü saat altıda atlas sineması’nın girişinde ol. seni bir yere götüreceğim.

    bu konuşmadan sonra bir meyhanede elias canetti'nin muhteşem romanı körleşme'nin çevrilmesi için görüşürler. kitap uzun süre sonra çevrilir ama oğuz atay göremez, hayata veda eder.

    şimdi de ahmet cemal bize veda etti. huzur içinde yatsın.

  • 45. apple'ın iphone 8'i yanlışlıkla deşifre etmesi

    "yanlışlıkla"...

    viral amaçlı yapıldığını düşündüğüm strateji.
    erken reklam ve fanatik kesimin dikkatini cezbetme çabası.

    (bkz: pardon yanlışlıkla oldu)

  • 46. yazarların akülü araba görünce hissettikleri

    geçmişe doğru hüzünbaz bir yolculuktur benim için.

    çocukken içten içe o kadar çok isterdim ki şu zamazingolardan birini kullanmayı bırakın benim olmasını tesadüfen bir başkasının akülü arabasını 2 dakikalığına kullanmaya bile razıydım. 34 yaşındayım hala merak ederim nasıl bir duygu bunu kullanmak diye. hiç binmedim.

    bugün 3,5 yaşındaki oğlum "keşke benim de akülü arabam olsaydı" dedi. demek ki çoktandır istiyor iç dünyasında sanki olmaz gibi düşünüp söylemiyor. jet hızıyla verdim siparişi. yarın hunharca binecek.

  • 47. sol haber portalına göre şehit olmayan askerler

    + askerlerimiz maalesef hayatını kaybetti.
    - nasıl hayatını kaybetti dersiniz ya mehmetçiğe!
    + ne dersek içiniz rahatlayacak?
    - şehit de şehit!
    + iyi tamam istediğiniz olsun şehit oldu.
    - rahatladım şimdi evet şehit oldu. oh oh ne de güzel şehit oldu. hayatlarını kaybetmediler şehit oldular. bugün duyduğum en güzel haber. şehadet şerbeti mis gibi. şehit olmak süper!!

    harbiden malsınız amk.

  • 48. şaka maka polis memurunun 4.201 tl maaş alması

    o da birşey mi? kovularak 13milyon tl alan meslekler var.

  • 49. motosiklete ilk binişte kaza geçirmek

    motordan önce gopro sipariş ettiğine emin olduğum bir salak tarafından yaşanmıştır.

  • 50. ilk kez sigara içeceklere tavsiyeler

    kesinlikle içmeyin. ne hayatlar sönüyor. uzak durun.

    alkole de başlamayın. zira ben ilk sigaramı bira içerken içmiştim. alkol alan adamın canı sigara çekiyor. arada böyle bir ilişki var. haberiniz olsun.