sessiz sakin suskun adam94
profili

  • 28 ocak 2019 fenerbahçe yeni malatyaspor maçı

    maç öncesi şu yoruma iyi güldüm.

    ''ersun hocanın eline hıyarları vermişiz. al bunlardan et sote yap diyoruz. yahu et yok ki! hıyar var bir sürü adamın elinde hıyar. bir de gelmiş antrenmanda drone uçuruyormuş, f16 uçursan ne yazar, aşağısı salatalık tarlası''

    abdulkerim durmaz

  • birine sarılma ihtiyacı hissetmek

    abim ve yengem köye gitti. annem 1 haftadır evde yalnız. geçen fırtına çıkacak diye annemin yanına gittim. balkonda çiçekleri var onun. ortancaları var, küpeliler, fesleğen ve bir sürü çiçekleri var. açtı kapıyı beni gördü. oğlum dedi sarıldı bana. hayırdır dedi. çiçekler için geldim anne dedim. sen taşıyamazsın onları çatıya dedim. üstlerine poşet geçirmiştim oğlum dedi. olmaz öyle şey, yine de kırılır, kurur çiçekler dedim aldım çatı kata taşımaya başladım. hepsi bitti çiçeklerin. teşekkür ederim oğlum dedi. dur daha bitmedi ki dedim. baktı balkona bitmiş ki dedi. bitmedi dedim, en güzel çiçeği sona sakladım ben dedim. sarıldım anama kaldırıyorum. hımmm mis gibi kokulu annem deyip öptüm. çiçeklerin en güzeli sensin anne dedim. ağladı kadın. hıh deli şey dedi omzuma vurdu.

    çiçekler bahaneydi yani abi. bazen insan gerçekten birine sarılmak istiyor. sessizce, hiç konuşmadan, sadece sıkı sıkı sarılıp omzundan güç almak istiyor.

  • etimesgut zırhlı birlik bedelli askerlikte 21 gün

    adam 21 gün askerlik yapacak içeriye nasıl telefon sokulur? kendi hattınızı götürün, ziyaretçi günü telefon getirmelerini isteyin, askercell vs. dışarıyla nasıl irtibata geçilir bunları düşünüyor. lan ben 18 ay askerlik yaptım, tezkereyi alınca bazı arkadaşlar '' neredeydin la 1 aydır göremedik seni, memlekete mi gittin?'' diye sordu... 1 buçuk senedir yokum, 1 ay dediler la. yani 21 günde sizi kim özleyecek abi? hani üst devreler derler ya; '' sıçtığınız bok daha nizamiyeden çıkmadı'' diye. he işte siz belki de hiç sıçamadan tezkere alacaksınız lan, bir de gelmiş burada telefon da telefon ağlıyorsunuz. 21 gün lan. 21 amk. neymiş? içeride zaman geçmiyormuş, telefon şartmış. yuhh! şu yazıyı yazarken bile şafağınızın 1/3 bitti götlekler sizi. bir de lazım olacak eşyalar arasına pudra lazım demiş. ayak bakımı için şart diyor, ortopedik bot postal iç tabanlık da lazım demiş, krem de lazım ''el yüz ayak kremi için 1 adet'' demiş. ahaha ulan okurken krize girdim. sanki kocaya kaçıyorlar da çeyiz bohçası düzüyor ibneler. ulan 21 gün ya, 21 lan. 1 tüp tıraş köpüğünü tüm koğuş tezkere alana kadar bitiremezsiniz zaten lan. unutsanız nolur aga? tırnağınız bile uzamaz, sakalınız çıkmaz ne büyüttünüz şunu lan. 21 gün lan. pazardan muz alsanız kararmadan gelip yiyeceksiniz bi susun artık lan. valla rezil oluyorsunuz abi, topuk kremi getirin bak o da lazım oluyor ne demek lan? pudra nedir amk lan? blah blah...

  • polise hakaret yağdıran çıplak kadın

    kadın: sen tam bir orospu çocuğusun.
    polis: ney? bana mi dedin?
    kadın: yok, üçünüze dedim.

    ahaha senelerdir şu kafayı yakalayamadım amk.

  • unutulmayan üşüme anları

    aylardan kasım.
    yer: düzce'nin melen deresi yanı.

    sonbaharın son günleri derenin kıyısında dört arkadaş rakı sofrasını kurup alem yapıyoruz. arabanın bagajında tabureden tut, piknik tüpüne kadar herbir şeyimiz var. yalnız sofrayı kurduğumuz yer de derenin hemen kıyısı. iki metre mesafe var suya. yemyeşil ormanlık bir alan. arkadaşlar ''dereye yakın olsun, hem içeriz hem şırıl şırıl su sesi dinleriz'' dedi.

    peki dedik, oturduk taburelere çekiyoruz kafayı. çekerken arkadaşın biri panda yavrusu gibi birden tabureden yuvarlanmaya başladı. lannnnnn dedi, hoppp dedi, hıg mıg falan gitti düştü dereye mal.

    dere de akıntılı olunca sürükleniyor bu. laannnnn diye bağırıyor giderken. kankisi samet de ''dönmezse ön koltuğa ben otururum ha'' diyor. öyle rahat. baktık bu harbiden gidiyor. kalktık taburelerden koşmaya başladık. adamı kıyıya çekeceğiz ama önümüzde çalılar var, o sürükleniyor biz koşuyoruz. biz koşuyoruz o gidiyor. '' dayannnnn '' diye bağırıyoruz peşinden. çalılar bitince geldi kıyıya yüze yüze, titriyor adam. neredeyse hipotermi geçirecek. yanaştığı yer de biraz yüksek yer olunca tutup çıkarmamız lazım. çıkarmayın diye bağırıyor samet ''ön koltuğa ben oturacağım kalsın'' diyor.

    yahu sus deyip elimi uzattım. küt beni de suya çekti. uvv hakket buz gibi su. ayağımın altından toprak kayınca sarıldık suda dans ediyoruz. 1 dakika kadar çırpındık ama yok böyle soğuk. çiftleşen leylek gibi çenemiz şakıyor. meme meme metin sakin ol dedim. çıçı çıkarın beni burdan diye bağırıyor. metin sakin falan, çıkarınnn ölüyorum diye inliyor.

    neyse, kıyıda kalan arkadaşlar elele tutuşup teker teker bizi kıyıya çıkardı. çıktık çıkmasına ama su soğuk olunca ve elbiseler de çamur olunca hemen küçük bir ateş yakıp hem elbiseleri yıkayıp kurutalım, hem de ısınalım dedik.

    sağ olsun çetin çalı çırpı toplayıp ateş yaktı. samet de bildiğimiz samet, o uzakta kalan içki masasına tekrar gidip içiyor. biz de metin'le beraber elbiseleri komple çıkarıp derede yıkadıktan sonra ateşin yanına vardık. ısınırken leylek gibi hâlen şakıyoruz. avava avava çenemiz istemsiz bir şekilde titriyor. ıslak elbiselerden kurtulup ateşin yanında külotla duruyoruz. altımızda sadece boxer var. hemen yandaki küçük kaya parçasına da şak şak kot pantolonu vurup kurutmaya çalışıyorum. suları süzülürse hemen kurur biliyorum. hem titriyorum hem de hareketli olup vücut ısımı arttırmak için pantolonu taşa vuruyorum. metin de önümdeki ateşin yaninda çıplak bir şekilde eğilmiş o da titreye titreye elbisesini çitiliyor.

    kot pantolonun bel kısmını da taşa vurup kurutmak için kemeri çıkartayım dedim. güzel tokalı bir kemerim var parçalamasın. tam kemeri çıkardım ki ''ohaaaa, ohaaaa'' diye bir ses geldi.

    yerde eğilmiş vaziyette duran metin sesin geldiği yöne doğru kafasını çevirdi. avava avava durmuyor ağzı. ben elde kemerle şok bir vaziyet sese doğru döndüm.

    ''nabıyonuz lan siz'' diyen tüfekli üç adam.
    ormana ava çıkmış adamlar.

    şöyle bir kendimize baktım da gel de durumun izahını yap. külotla yarı çıplak bir vaziyet elde kemerle duruyorum, önümde de yine külotla domalmış ağzı titreyen bir adam var. bi kemere bi metine bakıyorum, metin hâlen avava avava yapıyor. eheh abi dedim, yani olay sandığınız gibi değil, biz çamaşır yıkıyoruz burda dedim.

    adamlar birbirine bakmaya başladı. biz titriyoruz. sonra tekrar döndüler, metinle horon çeker gibi titremeye devam ediyoruz, bakıyo dayılar. sonra hep bir ağızdan "siktirin gidin lan burdan" diye bağırdılar.

    o seslere çetin ve samet de içki sofrasından kalkıp geldi. hayırdır dayılar dedi samet, adamlar ellerini kaldırıp bizi gösteriyor. biz yarı çıplak titriyoruz. sonra böyleyken böyle bu salaklar dereye düştü falan olay tatlıya bağlandı...

    ulan ne gündü. hayatımda o kadar üşüdüğümü bilmem. giydik elbiseleri gittik. ön koltuğa samet'i oturtmadık ameke.

  • 3. havalimanı'na mevlana adı verilmesi

    osmanlı havalimanı olsun dediler vazgeçtiler, abdülhamit han olsun dediler ondan da vazgeçtiler, bir ara eyüp el ensari havalimanı bile koymayı düşündüler, sürekli ''islam'' bilinçaltından gittiler ve şimdi ise mevlana celaleddin rumi olsun diyorlar. valla ben olsam eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdûhu ve resûluhu havalimanı koyarım kafam rahat olur. negzel. okuyan dine girer oh mis.

  • 24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçı

    ''evet, çok sakatımız var. takıma sakatlar ordusu dileyebiliriz ama sakatlar ordusu dediğimiz ordunun başında hâlen bir kumandan varsa, geriye cephane kalıyor. 50 bin de cephane varsa, seyirciyi kastediyorum. çıkar aslanlar gibi savaşırız. biz galatasarayız ''

    fatih terim.

  • 17 ekim 2018 ay'da yaşanan patlama

    konu hakkında şuan 23 entry girilmiş ve bunların 16 tanesi şaka üzerene geyik entryler olmuş ve diğerleri de bilgi alamadık diye bu şaka yapanlara sövmüş, dolayısıyla onlar da bilgisini paylaşmamış ve ben de bu mallara laf yetiştireyim derken buyur ben de bilgi paylaşmadım. sözlük çok acayip oldu lan. benden sonra entry girecek olan da gelsin beni siksin de böyle ay'a kadar zincirleme yapalım da belki öğreniriz orda durumu. evet efendim.

  • pena'daki aldatan sevgili entry canlandırması

    canlandırmayı izlerken heyecandan ölecektim neredeyse. bir an nefesim kesildi gibi oldu. kadın delirip çıldırdıgi an gözüm hep masadaki biradaydı. ben böyle oyunculuk görmedim. butun darbeleri birayı teğet geçti. hele o yastıkla vurma sahnesinde cenin pozisyonunda titredim hep. yastık denk gelecek bira düşecek diye aklım kaydı. yemin ederim ağlardım. bir bira 10 lira amk. o yüzden puanım 10 üzerinden 9. çok heyecanlıydı. bir puanı da çerezleri döktü diye kirdim yanlış anlaşılmasın.

  • burak yılmaz

    transferin son günü:

    '' beni ben yapan trabzonspor taraftarıdır ama kolumu kesseler sarı kırmızı akacağını galatasaray camiası iyi bilir ve inkar edemem ki doğma büyüme koyu bir fenerbahçe'liyim ama bu da demek değildir ki başakşehir kötü bir takım. bilakis en sevdiğim takım beşiktaştır ve bana göre de en iyi başkan mustafa cengiz'dir ''

    burak yılmaz.

  • ekşi itiraf

    az önce beşinci birayı bitirdim. bir kutu daha kaldı, onu da bitirince bütün derdi kederi atıp yatarım. aslında böyle içerek günü kurtarıyorum. hiçbir şeyin düzeleceği yok. sabah kalkınca yine aynı boktan hayata devam.

    eskiden daha da çok içerdim. vodka ile başlar, viskiyle devam eder, birayla cila yapıp, o istediğim kafayı yakalayana kadar piizlenip dururdum. bunları bana hep aşk yaptırdı. sensiz olmaz diyen sevdalar, yalanlar ve ayrılıklar yaptırdı. hayalini kurduğum kadının mavi geceliklerle bana sarılıp yatmasını düşlerken sürekli yatağımın yanında mavi boktan bir leğen oldu. bazı bazı ona döktüm içimi...

    aslında güçlü biri değilim ben. pes etmesini sevmesem de sürekli yenilen tarafım. yenilen kişi de güçlü değildir. babam küçükken çok çabaladı güçlü olmam için. süper kahraman gibi davranırdı hep. onun gözünde enerji saçan sıradışı biriydim. öpüşmen derdi bana. ben öpüşmendim. öpücüğüm sihirliydi benim.

    işten geldiği zaman kendini yere atar '' enerjim bitiyo çabuk öp beni '' derdi. salak gibi tepesine çıkıp öperdim. öperken 10 oldu, 20 oldu, enerjim 70 oldu falan derdi. en son uzun uzun ummahhhhhhhhhhhh diye o öpüp '' 100 oldu, bomba gibi oldum öpüşmen '' deyip yerinden kalkardı. öyle bir kalkıp zıplardı ki, kendimi süperman gibi hissederdim. küçücük boyumla aşağıdan ona doğru baktıkça kendimle gurur duyardım. kabarırdı minik göğsüm...

    bazen düşünüyorum da keşke böyle yapmasaydı.
    keşke bilek güreşlerinde yenilmeseydi ve keşke güçlü olmadığımı ve yenilgiyi küçükken öğretseydi.
    yemek yerken pazumu şişirip '' baba bakkkk '' dediğim zaman '' ovvv çok güçlü oldun '' demeseydi. ne bileyim güreşte yenilmeseydi keşke.

    güçlü değilim çünkü ben. artık yenilince ve bir şeyleri kaybedince koyuyor. belki sizler bu yazıyı gülerek okurken ben yazdıkça ağlıyorum. çocuk gibi ağlıyorum hem. arada bir avucumla silip ağlıyorum. şöyle bir bakıyorum da ne kadar acizmişim lan ben. önümdeki boş bira kutularını bile yumruğumla sıkıp poşete koymuşum. hani çok güçlüyüm ya, ezmişim onları...

    sanki ben hiç ezilmemişim gibi.

    sevdim lan ben. ezilsem de, üzülsem de, büzülsem de ben de sevdim. ama bu hayatta anne ve babadan başka her şeyin yalan olduğunu bir kez daha öğrendim. kimse sizi anne babanız gibi sevemez. hatalarınla doğrularınla kimse anne ve baba gibi yanınızda duramaz. en azından benim hayatıma giren kişiler için böyle.

    ulan hep mi böyle olacak be?

    güç önemli işte. güçlü olmak böyle anlarda lazım. avuçla kutuları ezmek yerine başka şeylerle üstesinden gelmek lazım. babamın yemekte ellediği pazular bununla başa çıkamıyor maalesef. çünkü kandırdı o beni. öldüğü gün kandırdığı gibi.

    keşke gelmeseydi cenazesi eve ama işte annem tutturdu '' morgda üşür babanız, alın getirin onu '' diye... abim gitti aldı geldi.

    misafir odasına koydular babamı. üzerinde beyaz bir kefen, ayaklarında battaniye, karnında bir bıçak.

    koltuklarda amcalar, dayılar, konu komşu ve iki tane erkek oğlu.

    üzerine atlayıp öpmemek için zor tutuyorum kendimi. yatmış öylece yere. belli enerjisi bitmiş. öptükçe '' 10 oldu, 20 oldu, 50 oldu öpüşmen '' diyecek sanki.

    lan insana şaka gibi gelir mi ya? şaka yapıyor sanıyorum. her an kalkıp '' büyüdün mü eşek sıpası, niye öpmüyon len '' diyecek sanki.

    geceden taa sabaha kadar donuk gözlerle kafasını çevirip göz kırpmasını bekliyorum.

    öpecek gibi oluyorum vazgeçiyorum.

    ama nasıl öpeyim lan? güçlü değilim ki ben. öğrendim benden bir bok olmayacağını. salak derler adama.

    bak ağlıyorum yine. işte eğer bir gün oğlum olursa bilek güreşinde yenilmeyeceğim ona. şut çektiği zaman gol yemeyeceğim. kaybetmeyi ve yenilgiyi o yaşta öğrensin ki ileride benim gibi kutuları burup burup atmasın.

    elbet bir gün unutacağım o aşkı. elbet bir gün öğreneceğim güçlü olmayı ama şimdi değil... bu gece değil...
    zıbarayım ben... iyi geceler öpüşmen.

  • 4 ağustos 2018 aynı faytondaki iki atın ölümü

    babam rahmetli faytoncu idi.

    yani biz doğmadan önce, memleketinde faytonculuk yapardı. annemi de o sayede tanıyıp evlenmiş. arada bir anlatırdı atını bize. beyaz, çok güçlü, ipek yeleli bir atı varmış. adı da ipekmiş zaten. salı günleri fayton yerine fırına un çuvalları götürürmüş. fırın da uzakmış. ipek'in kıçına şaplağı vururmuş, o da tek başına fırına gidip önünde durur ve fırıncılar da çuvalları boşaltınca onlar da kıçına vurup ipek geri gelirmiş. tin tin tin o yolu tek başına gidip gelirmiş. zekiymiş ipek. asla hiçbir yere uğramaz, isterse en sevdiği otlar olsun, durup yemezmiş.

    pazar günleri çok para kazanırmış babam. dere kenarı boyunca herkes faytona binip gezmek istermiş ama ne olursa olsun ipek'in yorulduğunu anladığı an asla çalışmazmış. derede elleriyle yıkayıp tımar eder, evin yolunu tutarmış. ipek sayesinde hem ev yapmış, hem de annemle evlenmiş.

    iyi bir at, ahıra sahibi girince hemen ayağa kalkan attır derdi.

    günler geçmiş, ipek'in siyah bir tayı olmuş, tay büyümüş kocaman at olmuş ve haliyle ipek de yaşlanmış ama babam ipek'i satmaya kıyamamış. dedemle arası kötü olmuş ama o yine de onu satmamış. satarsa kimse onun gibi bakmayacağını biliyormuş. yaptığı evin yanına küçük bir ahır yapmış. böyle barakadan, derme çatma ama sağlam bir ahır yapmış. ipek ölene kadar, tam 4 sene boyunca orada bakmış.

    babam kafasını salladığı zaman ipek de sallıyormuş. selamları o şekilmiş. bir gün tımar ederken ölmüş. boylu boyunca yatıyormuş. yorgunmuş. kaşımış kaşımış sonra yattığı yerden babama bakmak istemiş. bakamamış. zar zor kaldırmış kafasını ve hafifçe başını selamlarmış gibi sallayıp ölmüş.

    ağlardı bunu anlatırken. bana selam vermek istedi deyip göz yaşlarını silerdi. yutkunurdu acı acı ve aradan yıllar geçmesine rağmen ne zaman adalardaki fayton haberlerini görse duymadığım küfürler ederdi. şerefsiz bunlar derdi. at güçlüdür doğası gereği çalışır, taşır. ama hayvana köle muamelesi yapmak şerefsizliktir. onun çok terlediğini görüp, onu zorlamak insanlık değildir derdi. duymadığım küfürleri edip söverdi.

    eminim eğer yaşasaydı, bu son olaylardan sonra kesin soluğu adalarda alırdı. o atların hakkını savunmak için bağırıp dururdu. kafasını sallardı belki ölen atları okşarken...

    ne bileyim aklıma geldi işte. yaşayanlar, yani bizler bağıralım. bu olaya sessiz kalmayalım.

    edit: ipek'i merak eden olmuş. tek bir fotoğrafı var albümde. oğlu ile beraber.

    ipek: https://ibb.co/i03prk

  • 6 temmuz 2018 uruguay fransa maçı

    dakika 85 uruguay 2-0 yeniliyor ve jose gimenez hıçkıra hıçkıra ağlayarak oyuna devam ediyor. ağlıyor koşarken. siliyor gözyaşlarını formasına. pas atıyor arkadaşına. sonra yine koşuyor... bir de bize bakıyorum arda turan sırıtarak oyundan çıkıyor. işte böyle duygu yüklü bir maçtır. ders niyetinde!

  • 18 haziran 2018 isveç güney kore maçı

    güney kore teknik direktörü maça çıkmadan önce oyuncularının forma numaralarını değiştirmiş. sebebi ise batılıların korelileri hep birbirine benzetmesi imiş. böylelikle kim nerde oynuyor rakibin kafası karışacakmış.

    tipini siktimin sinsisi, güldürdü evet.

  • survivor 2018 all-star

    şu hilmicem'e hastayım valla. hicbir olayda adı yok. adem'le turabi birbirini kesecek o öbur tarafta " momentomu iyi ayarla murat, momentommmm" diye takim arkadaşına bağırıyor. bu sefer takim arkadaşı mustafayla kavga ediyor. o ordan yine " rölanti gidelim o engelde, bas geç, bas geç " diyor. nagihan kavga ediyor kadın sinirden ağlıyor, bu ordan " bombeli atacaksın anıl, şu sekil bombeli " diyor. damla ediyor " bi tık hızlı murat, momentom da çok önemli, bi tık hızlı" diyor. lan sema korktum diye yarışmadan çekiliyor, ne bileyim merve parmağıni bahane edip çekiliyor takim arkadaşları ayar olup bunlarla tartışıyor , bu halen " aç motoru damlaaaaaa" diye köşesinden bağırıyor. momentom beyler diyor. hiçbir şeye itiraz, hicbir şeye karışma yok. yeni banyo yapmış muhabbet kuşu masumiyetinde benchte oturup sadece sırıtıyor. ehehe evvvveeeettttttt sadece bu.

    lan adada deprem bile oluyor. herkes panik. adam kalkıp ehehehe dün de deprem olmuş hissetmedim diye gülüyor. herif sırıta sırıta şampiyonluğa gidiyor. moğolistan gibi yemin ederim.

  • 23 mayıs 2018 cumhurbaşkanı özel yayını

    az önce pelin çift:
    " sayın cumhurbaşkanım, sayin muharrem ince ve meral hanim sizi sürekli tv'de ülke meselelerini konuşmaya davet ediyorlar, gelsin istediği kanalda karşılıklı konuşalım diyorlar. neden kabul etmiyorsunuz? diğer ülkelerde her secim öncesi bu var. siz neden çekiniyorsunuz" dedi ya la, boyle gözünün içine baka baka pür dikkat bu soruyu so.. eheh şaka saka " yorılmıyır mısınız sıyın cımhırbıskınım , hırgın bır yerdısınız, sahı orıcınızı nısıl ıcıyınız siz " diyerek devam ediyor sorular. iki garip açıyorlarmış karısıyla beraber. vavvv. evet.

  • survivor 2018 all-star

    o değil de cumali'nin giydiği tişört resmen isviçre peynirine dönmüş kimse adama tişört vermiyor ama herkes yeni yeni taytlar giyip bolu patlıcanı gibi dolanabiliyor. şortu bile dedemin donuna dönmüş adamın lan. hani abartmıyorum yerli halk bunu ormanda tek görse gemi battı diye düşünüp senelerce burada kaldı diyerek acıyip adama yiyecek verir lan. okşar saçını. de hele yırtık adam, anlat bize der.

    (bkz: yırtık adam) afjsihgdirjfs.

  • survivor 2018 all-star

    ünlülerin bir günde yedikleri: sabah çikolata yediler. öğlen gönülleri yenip bol etli iki tane hamburger kazandılar. akşam romanya ile oyun oynamadan önce acun reklam babında tüm yarışmacılara pal parmak yedirdi, böyle fındıklı bol enerjili bir şey. sonra romanya'yı da yendiler ve yine ödül olarak restauranta gidip bol etli yemekler,salatalar, tatlılar falan gömdüler mideye. geçen dikkatimi çekti bazı ünlüler yemekleri bile bitirmeden kalktı. özellikle tatlı düşkünü adem bile tatlısını yarım bırakıp gitti.

    bunlar gönüllülere de 12 oyundur hiç kaybetmiyor. yine ödül olarak tavuklar, hamburgerler, yoğurtlar, süt, peynir, kuru fasulye, patates, nohut, efendime söyleyeyim mercimek, un, yumurta, kızarmış etler falan fıstık... aperatif bisküvütler, çiziler, çikolata falan derken bizden daha iyi besleniyorlar.

    yemin ediyorum bugün menemenle duruyorum sadece.

    az önce de konserve balık gömdüm ekmek arası onu yedim. onlar daha sağlıklı ve düzenli besleniyor. gerçek bu... balık demişken, daha ünlülerin de balık tutup pişirdiklerini de görmedim. oltaları mı yok? yoksa umursamıyorlar mı? onu da bilmiyorum ama eskiden ilhan mansız olsun, serhat akın falan denizden çıkmazlardı. hatta suda fazla kaldığı için ilhan'ın götü parkurlarda hep geri kalırdı. kendisi yarışmayı kazanırdı ama götü halen koşardı. çok ilginç günlerdi. maymun gibi bütün gün taşla meyve kırıp palayla hindistan cevizi ayıklardı hepsi. şimdinin all-starları ise kazandığı yemekleri bitiremeyip birbirlerine ikram ediyorlar '' al kanki sen ye, al benimkini de ye'' falan diye...

    buna keza gönüllere bakıyorum herifler serum yiyerek açlığını geçiştiriyor.

    ramazan mesela bayıldı bugün. bir aydan beri hiçbir ödül kazanamadılar ama halen de ölmediler. hesabıma göre birsen ve yağmur'un çoktan ölmesi lazımdı. ramazan'ın da komaya girip cumali'nin de anıl'ı uyurken kemirmeye başlaması gerekti. ulan kemirmek dedim de, bu sene fare bile gelip bunları kemirmiyor aga. neresini kemirecekler ki? hepsi kuru götlü oldu çıktı. emre vardı mesela. deli çocuk, kertenkele yemek için ava çıkıyordu. baktılar çocuk iyice sıyırdı hemen elediler çocuğu. yer bizi de bu diye.

    özetle, çok adaletsiz bir yarışma haline geldi. bu sene gerçekten survivor'un tadı yok ama ünlülere sorsan '' kordoş nodon oylo doyon ayop amo ho'' derler.

    o da ağızları hep dolu olduğu için böyle konuşurlar. zira parkurlardan ziyade yemek yerken daha çok yorulur hale geldiler. hiç denk değil, hiç adil değil yarışma.

    yakında gönüllülerdeki ramazan her zamanki gibi sakin bir ses tonuyla; '' e artık sikeyim yarışmanızı acun abi. şeytanın bacağını da takımcana sikeyim. buradaki parkurların da takımcana amına koyim. o açtığın sepetin de takımcana amına koyim. yeter lan?'' falan derse kimse şaşırmasın. uzun bir bipp her an karşımıza çıkabilir. bekleyip göreceğiz...

  • 8 mart 2018 çaylak onay rezaleti

    sözlük yönetiminin yazar alımları hususunda sabırla sırada bekleyen bütün çaylaklardan ivedi bir şekilde özür dilemesi gereken, o da olmadı açıklama yapılması gereken dumur edici bir rezalettir.

    lafı fazla uzatmayacağım. daha dün yazarlığı onaylanmış birinin çaylakken girdiği entryleri görünce ne demek istediğim anlaşılacaktır. buyrunuz;

    https://i.hizliresim.com/a18onr.jpg

    https://i.hizliresim.com/bbzok0.jpg

    ve bu arkadaşın yazarlığı onaylanıyor.
    https://i.hizliresim.com/p6m70q.jpg

    garip ama böyle onlarca haksız bir şekilde yazar alımı olurken tüm kurallara uyup senelerce sıra bekleyenler acaba neden bekliyor anlamış değilim.

    ve yukarıdaki linkleri gördüğü halde sessiz kalıp susan, kılını dahi kıpırdatmayan yazar arkadaşlara da sesleniyorum.

    unutmayın aga. daha dün burada hepimiz çaylaktık. o yüzden haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır düsturu asla unutulmasın. bu büyük bir rezalettir. koy kendini çaylağın yerine. asgfrssf kıjfırjsh sırfjsghsyr... falan diye entry giren yazar oluyor ama bilgi yüklü destan yazanlar senelerce bekliyor. blah blah...

    susmayın!

  • çaylak onay listesi

    diyorlar ki; 10 entryden fazla girme ve öylece bekle.

    çaylak da 10'dan fazla yazdığı entryleri silip beklemeye başlıyor.

    diyorlar ki; aman ha! çaylakken sakın siyasi entry de girme!

    çaylak dişlerini sıka sıka yorum yapmadan ona da tamam be diyor.

    diyorlar ki; aman ha! anket başlıklarına da girme!

    çaylak ona da okey lan diyor.

    diyorlar ki; '' beni unutma'' seçeneğini tıkla ve giriş-çıkış yapmaya bile gerek kalmadan yine sırada bekle.

    çaylak ona da peki be diyor.

    diyorlar ki ; eğer kadın çaylaksan ve canın gerçekten sevişmek istiyorsa sözlükte sessiz, sakin ve suskun bir adam tercih e.. ehehe şaka şaka yok böyle bir şey.

    olum kısaca hiçbir bok yapmayın lan. daha dün çaylak olan birinin girdiği entrleri görünce tüm kurallara uyup sabırla sıra bekleyenlere afedersiniz ama artık mabadımla gülüyorum.

    yazarlığı onaylanmış (dün onaylandı) bir elmanın girdiği entryler;

    https://i.hizliresim.com/lb8030.jpg

    https://i.hizliresim.com/oo8olz.jpg

    https://i.hizliresim.com/d7wqdz.jpg

    https://i.hizliresim.com/az8ryb.jpg

    https://i.hizliresim.com/roxvj1.jpg

    girdiği entryler hep anket içerikli ve noktalamalardan sonra boşluk bırakma da yok, hatta sonlarında nokta falan da yok. https://i.hizliresim.com/3ewjw4.jpg

    ve büyük bir ihtimalle kendisi eker süt ürünlerinde çalışıyor: https://i.hizliresim.com/qv8gza.jpg

    ve sonunda yazarlığı büyük bir denetim sonucu onaylanıyor; https://i.hizliresim.com/2jw4qv.jpg

    he gol amk aferin sana.

    ve onaylanır onaylanmaz girdiği ilk entry: https://i.hizliresim.com/a18pnx.jpg

    bravo sana yapram. müthişsin cidden.

    blah blah, özetle; uzun süre bu çaylak onay sırasında bekleyenlerden biri olarak hem algoritma sisteminin hem de moderatör denetim mekanizmasının pek de işe yaradığını düşünmüyor ve gerçekten büyük adaletsizlikler yaşandığını ambele belgelerle kamu oyunun vicdanına sunuyorum.

    meme.

    evet meme. meme demeden entry bitirmem. kimse kusura bakmasın!