çocuklarla girilen komik diyaloglar

  • kerem(5) ve annesi femme noir arabada müzik dinleyerek yolculuk etmektedir. the last shadow puppets - the meeting place çalmaya başlar.

    kerem: anne niye sorry diyor sürekli?
    femme noir: çünkü üzgünmüş keremcim.
    k: onu anladım, niye üzgünmüş yani?
    f: çünkü sevgilisinden ayrılmış.
    k: niye ayrılmış peki?
    f: söylemiyor şarkıda onu.
    k: sevmiyorlar mıymış birbirlerini?
    f: seviyorlarmış, o yüzden üzgünmüş zaten.
    k: e seviyorlarsa niye ayrılmışlar?
    f: bazen olur öyle. kavga etmişlerdir mesela.
    k: e biz de seninle ediyoruz ama barışıyoruz. severken ayrılmak çok saçma.

    kendime not: çekirdekten yetiştirip çift terapisti yapayım oğlanı.

  • savulun, iki senedir bu başlığa yazmak için bekliyorum. ilerleyen günlerde burayı kapatmayı umuyorum, neyse parası veririm.

    oğlumuz 4 yaşında ve otizm spektrumundadır. son iki senedir çılgın bir eğitim almaktadır ve bildiğimiz anlamdaki iletişim yolu-yani konuşmak- yerine farklı yöntemlerle derdini bana ve bakıcısına anlatabilmektedir. ki bu bizim için dev bir adım.
    yine bir ön bilgi anlamında, en büyük tutkusu arabalardır. bir km çapındaki tüm arabaları daha kasasından tanır ve o arabanın yanından geçene kadar markayı tekrar eder.
    öğrenme anlamında bize katkısı olacağını düşündüğümüz için ben de ona araba fotoğraflarıyla kitaplar hazırladım. balkonda araba saymaktan yorulduğumuzda bu kitaplarla oynarız.
    son zamanlarda iki ve üç kelimeli cümleler gelmeye başladı ve tabi biz çok heyecanlıyız. amacımız bizden kelimeleri kullanarak bir şey istemesini sağlamak.
    kitabını alır ve koynuma uzanır.
    oğul- mini kupır binicem
    ben-tamam oğlum
    oğul-pejoya binicem
    ben-tamam oğlum
    oğul-nisana binicem
    ben-tamam oğlum
    oğul-mersedes binicem
    ben-tamam oğlum
    -bunu tüm sayfalar boyunca yaptığını düşünün. ben de artık otomatik pilotta olduğum için kafalarımız rahat-
    oğul-anne bememe al
    ben-ne, ne dedin, bi daha söyle, bişey istedin, ne istedin, benden bişey mi istedin, oğlum ne istedin, bi daha söyle.
    oğul (biraz şaşıran bir ifadeyle)-anne bememe al
    ben-almayan şerefsiz, söz sen büyüyünce bmw alıcam sana. hem de hangisini istersen. oley be. sen yeter ki iste.
    oğul (bir an ciddileşir, hızla sayfaları çevirir, malum sayfaya gelir, yüzüme bakıp)- anne ferrari al
    ben (kahkalar eşliğinde)-eşşoğlusu, sen aslında bunları hep planlıyorsun di mi, bunların hepsi oyun.
    oğul-anne ferrari al x20
    ben-tamam be, iki böbrek bana fazla zaten, birini satar üstüne tamamlar alırız. sen yeter ki iste cüce.

    sonrası dans, sonrası renk.

  • az evvel bakkaldan dönerken sokakta bağrışan çocuklar gördüm. irice bir tanesi küçük kızın bisikletini almış peşinden koşturuyor. kız avaz avaz geri ver piskiletimi dedikçe çocuk kahkaha atıyor. sonra elinde plastik top olan cılız kahramanımız ortaya çıktı ve bisikletin önüne çıkarak çocuğu durdurdu.

    + versene lan kızın piskiletini
    iri olan bana artistlik yapma len diyerek kafasına koydu gondiği. üzerine az evvel zırlayan sidikli; ben izin veriyom sürsün piskiletimi diyerek çocuğu iyice yıktı.

    ben tam kızların efendi erkek yerine piç erkek tercih etmesi doğruymuş lan tespiti yapacaktım ki iri olan bana da atar yaptı.

    - sen ne bakıyon len düdük.

    şimdi sıçtım ağzına diyerek enseye şamarı yapıştırmamla birlikte balkondan annesi bağırmaya başladı.

    - ne vuruyon len el kadar bebeye. mahmut koş bizim çocuğu dövüyor eşek kadar adam.

    bu feryada çevredeki esnaf da reaksiyon verince ayakta şipidik terlik kıçımda şortla ayaklarım götüme vura vura kaçtım. dayak yemek mevzu değil otuz üç yaşında adamım lan ben. karakolda küçük çocukların bisikletine iş olmuş, vermeyince dövmüş derler de eşe dosta anlatamam durumu diyerek kaçtım. baktım az ileride cuma namazı kalabalığı var, elimde ekmekle daldım şadırvana. kaçacağım derken ateist halimle iki rekat şükür namazı kılıp çıktım.

    lan acaba bunu sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar başlığına mı yazsaydım. esnaf dayağından kaçarken müslüman olmak hergün başa gelen bir şey değil nasıl olsa.

  • arkadaşlarla yemeğe gittik. o zaman kerem 3 yaşında. bir ailenin 4.5, diğerinin 5.5 yaşında birer oğlu var.

    5.5 yaşındaki oğlanın oynadığı oyuncaklar kerem'in çok ilgisini çekti. belli alıp oynamak istiyor. durdu durdu.. çocuğa baktı. sonra çocuğun annesine baktı, döndü ve sordu

    "çocuğunuz paylaşımcı mıdır?"

    masa koptu tabii ve arkadaşım oğlunun önünden bir oyuncağı alıp kerem'e verdi.

    tam bir strateji uzmanı namussuz.

  • dün kurye geldi. birkaç evrak imzaladım.
    mete (yaş 5).
    -anne o gelen kimdi?
    +kurye annecim.
    bu sabah uykudan uyandı.
    -anne huriye geldi mi?
    +huriye kim oğlum?
    -hani dün gelmişti ya.
    +huriye değil o tatlim kurye.*
    -gülme ya ben onu çok sevdim.
    +404 not found

    ıki dk görmedin adami neyini sevdin acaba?

  • kardeşi, elindeki oyuncaklara dadanan kerem(4.5) sinirlidir.
    suratını asıp yanıma gelir:

    of anne ya! sen hep mutlu olmayı nasıl başarıyorsun, üstelik senin de kardeşin var!

    not: benim hep mutlu olduğumu zannetmesi kadar mutluluk verici bir şey yok şu hayatta.

  • ortağımın 4,5 yaşındaki oğlu cep telefonumla oynarken birisi aradı. çocuk da açıverdi telefonu.

    arayan şahıs "selamınaleyküm" demiş, bizim ufaklık da ne diyeceğini bilememiş, şaşkın bi ifadeyle telefonu bana uzattı,

    - ecamko abi al allah arıyo

  • mete yaş beş. fırının önünden geçerken yine trolluge başlıyor.
    - anne bana buğday al.
    +buğday ekmeği mi?
    -hayır buğday al.
    +nerden bulayim oğlum sana buğdayı?
    -ekmek neyden yapılır?
    +undan.
    -un neyden yapılır?
    +buğdaydan.
    -evet şimdi ekmek al. bak bir şey daha öğrendin sayemde.(hunharca gülüyor)

    allahim sen sabır ver bana bu trolle.

  • baba : babacım biz annenle dışarı çıkıyoruz.
    ata (3) : ama ben ?
    baba : sen büyüdün artık evde kalabilirsin.
    ata : evet kalabilirim.
    anne : ama ata ben seni özlerim bizle gel sen de.
    ata : hayır anne ben evde kalabilirim
    anne : sen daha o kadar büyümedin bırakamam seni evde, tek kalamazsın...
    ata : bi dene, kalamazsam götürürsün

  • (okul gezisindeyiz, olay mekani servis. kimsenin velisi değilim. çocuklar bana yabancı)
    ege (9 yaş). gezi başladığında beni göz takibine aliyor. uğradığımız her yerde dibimde. tanışıyoruz.
    - sanat tarihi gözlerin ne kadar güzel.
    +teşekkür ederim canım. senin gözlerin daha güzel.
    -ben sana aşık olmak istiyorum.
    +ben senden büyüğüm ve evliyim bitanem.
    -ben zaten evlenmek istemiyorum sadece aşık olmak istiyorum.
    +%*##(???
    aşık olup tüm gün yanyana geziyoruz. eve dönerken dizimde uyuyor. gezi bitince aşkta bitiyor.*