Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 16 mart 2024 beşiktaş bitexen antalyaspor maçı

    şu cenk'in elini kolunu götüne sokucak biri yok mu. rezil herif.

  • 2. fiyatların çıldırmış olması

    türkiye cumhuriyeti halkının basit çoğunluğu 2017, 2018 ve 2023'te bir daha kolay kolay mülk edinememe ihtimalini göze alarak seçimler yaptı. bu fiyatlar da bu sürecin sonucudur.

    önce ev, araba alamamayı göze alıp seçtiler, son seçimde de temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak olmayı göze alıp seçtiler.

  • 3. turgut altınok'un 5 milyon metrekarelik tarlası

    adam mal varlığını açıkladı, hepiniz listeyi okurken yoruldunuz ama içinde acayip şeyler var!

    fakirlerin oy vermek için sıraya gireceği turgut altınok’un mal varlığındaki taşınmaz kalemlerden sadece biri 4.943.000 m2 büyüklüğünde bir arsa!

    5.000.000 m2!

    yazıyla; beş milyon metrekare!

    görsel
    görsel
    görsel

    amk ankara’nın yüzölçümü zaten ne kadar ki? herif ankara’yı almış diye dalga geçtiniz, adam derebeylik olmuş neredeyse.

    sizlerle arsanın değerini hesaplamaya çalışalım;

    50 tl/m2 den satılması adil olur. tarlanın büyüklüğü ve pazarlık payını hesaba katarak 40 tl/m2 desek;

    4.943.000 m2 x 40 tl = 197.720.000 tl eder.

    imarlı villa parseli 650 tl/m2'den satılıyor günümüzde. olur da imar alırsa, ki alır;

    4.943.000 m2 x 650 tl = oha hesap makinesi yetmedi!

  • 4. boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur

    2023 genel seçimleriyle bu hipotez çürütülmüştür.

    edit: yazım hatası düzeltildi.

  • 5. gibi (dizi)

    5.sezon kahır bölümünde çok güzel bir detay dikkatimi çekti.

    ersoy 1kilo kabak çekirdeği sipariş ediyor ama 1çuval kabak çekirdeği geliyor.

    siparişi getiren kurye değil, şirketin çalışanı ve bu kişi bu durumu patron çıldırdı, hiçbir yerde kabak çekirdeği görmek istemiyorum deyip silah çekti bana diye açıklamıştı.

    bölümün sonunda türkan sucukları için yılmaz'ın tepkisini görünce anladım. muhtemelen çekirdek işindeki patron da aşk acısı yaşıyordu ve kabak çekirdeği ona eski sevgilisini hatırlatıyordu. bu yüzden onu hatırlatan hiçbir şey görmek istemediği için kabak çekirdeklerini dağıtıyordu.

  • 6. büzüğüm yemiyor diyerek araçtan inmeyen sürücü

    dün buca’da telefonda konuşup sinirlenen adam yoldan geçen 17 yaşındaki çocuğun kafasına sıktı.
    düşünün yolda yürüyorsunuz başka biri telefonla konuşurken sinirlenip size sıkıyor. ortada sizlik bir olay bile yok.

    erkeği ödleklikle suçlayan orospu çocukları, herkes sizin gibi hapse girip girmemesi hiç bişey farketmeyecek olan, hayatsız, cahil 35 iq’ya sahip olmak zorunda mı?

    ıt’e köpeğe verecek canım yok benim.

    sensin ağam sensin paşam der geçerim.

  • 7. arda güler

    bugün konuşulan meşhur şutu kaçan gol değildir.

    girmeden önce ancelottiye "orta sahadan direği vurursam 45 dakika oynatçan mı?" diye sormuş, ancelotti "sen o mesafeden direği vur, küçük ardayla bile oynarım" demiş.

    olay bundan ibaret kaynağım sağlam.

  • 8. ayasofya'da yunan bayrağı açılması

    niye her şeyi bu kadar ciddiye alıyorsunuz... gülün geçin...

    edit: bu "z"ort kuşağı kafayı yemiş..
    akp ve mhp'nin dayattığı "kof milliyetçilikten" gözleri başka bir şey görmez olmuş..
    sen de git atina'da akropolis'te türk bayrağı aç..
    kime ne faydası olacaksa...
    tabi vize alabilirsen..
    yunan vizesiz türkiye'ye girebiliyor...
    sen bir dünya evrak toplayıp veriyorsun..
    randevu alabilirsen..
    randevu bulsan da vize alacağının garantisi yok...
    son not adamın parası senin parandan 35 kat değerli..
    böyle "içi boş milliyetçilik" yapacağınıza "neden bizim paramız 35 kat değerli değil?" sorusuyla hayatın gerçeklerini sorgulamaya başlayabilirsiniz..

  • 9. sırp denince akla gelenler

  • 10. ibb kent lokantası ve kreşlerinin kiralık çıkması

    ulan ulkende senin verginle yapilan yol bile kiralik ekoya mi taktin kafani? duzgun secim kampanyasi yurutun. az bi beyninizi calistirin. kiralik ama calisiyor mu? evet. lan devlet bankasinin bile subeleri kiralik. akil fikir ihsan eylesinler iyi saatte olsunlar...

  • 11. fenerbahçe futbol takımı nisan 2024 fikstürü

    galatasaray'ın 2001 yılında real madrid'le oynayacağı şampiyonlar ligi çeyrek final maçından üç gün önce beşiktaş maçı vardı. erteleme talebi beşiktaş ve fenerbahçe tarafından reddedildi.

    (bkz: #162200565)

  • 12. dünyanın en kötü tatlısı

    bici bici; ismi tatlı. kendi tam ne ben de anlamadım.

  • 13. sekülerlerin muhafazakarlara olan anlamsız kini

    muhafazakarların çoğu şizofren normal bir kafa görmedim ben.
    haddi olmayan şeylere karışmaya bayılırlar.

  • 14. kredi kartı nakit çekim faiz oranına zam gelmesi

    öncelikle şuna dikkat edin, seçimlere 15 gün var ve buna rağmen bu kararı alıyorlarsa siz seçimden sonrasını düşünün. bu daha ön sevişme. asıl seks 1 nisandan sonra başlıyor.

    herkes hatırlayacaktır, talep dahi olmadan bol keseden genel seçim öncesi kredi kartı limitleri dağıttılar. tak diye herkesin kart limitleri ikiye üçe katlandı. şimdi millete kimse kızmasın. böyle bir ekonomi olan ülkede herkes kendince alabildiğini aldı, yarın alamam zaten diyerek. enflasyon iyice kudurdu. şimdi de enflasyonun faturasını yine halka kesiyorlar. kartına takla attırarak nefes almaya çalışan herkese geçmiş olsun.

    bir mont 3-5 bin lira. bin lira altına ayakkabı kalmamış. lan daha dün kravatlara bakıyorum, ramsey bile 800-900 lira. iki üç çocuğu olan bir aile düşünün. kredi kartı olmadan nefes alamaz. çünkü sen ona nefes alabileceği imkanı sunmuyorsun. sonra da kartla harcama yapma diyorsun. götünü mü verip alışveriş yapacak bu adam.

  • 15. turgut altınok'un malvarlığını kısmen açıklaması

    bununki böyleyse i. melih'inkini siz düşünün. ama sakın birisininkini düşünmeyin hapise girebilirsiniz.
    yiyin, efendiler yiyin; bu cümbüşlü sofra sizin;
    doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

  • 16. kocası vefat etmiş teyzeye yürüyen dede

    olm aynısı oldu bizde. yemin ederim bak.
    annem uzun süre anlatmamış, sonra bir gün anlattı.

    babam vefat ettikten sonra yan apartmanda bir herif anneme bakmaya laf atmaya falan başlamış, masumane falan.
    bir, iki. annem bir gün bak demiş ben senin niyetini anlıyorum, böyle bir düşüncem yok, böyle davranmaya devam edersen oğullarıma söylerim senin tüm kemiklerini kırarlar.
    o günden sonra adam annemin olduğu kaldırımda bile yürümemiş..
    canım annem, o da gitti. güzel annem, dünyanın en güzel çerkez'i idi…

  • 17. 1998 yazı

    trenle izmir'den amasya'ya gittiğim, robinson crusoe ve cuma 'nın ilk cildinin çıktığı yaz. ankara tren garından almıştım.

    aynı yaz cd çektirmeye on milyon lira para vermiştim. l-manyak o zaman iki yüz elli bin lira idi.

  • 18. 30 yaşında saçın beyazlaması

    insan bu duruma bir süre üzülüyor. birkaç yıl geçtikten sonra ise üzüldüğü zamanlara gülüyor. senin elinde olduğunu sandığın çoğu şeyin aslında takdir edildiğini anlıyorsun. mevlana'nın bir cümlesi beni uyandırmıştı. "allah'ın takdiri, kulun rızasıdır" demiş. öyle bakmaya çalışıyorum artık hayata. bak mesela en çok korktuğum şeylerden biri saçlarımın dökülmesi idi. yarın sabah uyandığımda saçlarımın tamamen döküldüğünü görsem, ayna karşısında tebessüm eder, yola devam ederim. yok yok, gözyaşlarım sel olur sanıyorum :) kan ağlarım hatta. mevlana'yı okumakla onun gibi düşünmek aynı şey değil.

  • 19. kızılcık şerbeti (dizi)

    tek derdi candy crushta level atlamak olan sönmez hanımı ne hale getirdiniz. yazıklar olsun.

  • 20. ilk aşık olunan yabancı şarkı

    500 miles
    (bkz: 500 miles away from home)

    anadolu ekspresinde gidip gelirken mırıldanılan, yaban rüzgârlarla sürüklenen kuru yaprakların, dalından koparıldığı yüce çınarlara duydukları içli hasret…

    eski bir folk song. farklı sözlerle söylendiği vâkidir. hatırda kalan biçimi şöylece:
    ———
    if you miss the train i'm on, you will know that i am gone.
    you can hear the whistle blow a hundred miles,
    a hundred miles, a hundred miles, a hundred miles, a hundred miles,
    you can hear the whistle blow a hundred miles.

    eğer trenimi kaçırırsan, bileceksinki artık yokum.
    yüz mil öteden çalan bir düdük duyabilirsin.
    yüz mil öteden, yüzlerce mil öteden… bir düdük duyabilirsin.

    more than one, more than two, more than three, more than four,
    more than 500 miles i'm away from home.
    500 miles, 500 miles, 500 miles, 500 miles
    more than five hundred miles i'm home.

    birden, ikiden, üçten, dörtten fazla,
    500 milden fazla, evimden uzağım.
    500 milden fazla, 500 milden fazla yuvamdan uzağım…

    not a shirt on my back, not a penny to my name
    lord i can't go back my home this way.
    this a-away, this a-way, this a-way, this a-way,
    lord i can't go back my home this way.

    ne sırtımda bir gömlek, ne cebimde tek kuruş
    allahım evime böyle dönemem.
    böylece, böylece, allahım evime böyle dönemem…

    if you miss the train i'm on you will know that i am gone
    you can hear the whistle blow a hundred miles.?
    a hundred miles, a hundred miles, a hundred miles, a hundred miles,
    you can hear the whistle blow a hundred miles.

    bobby bare - 500 miles away from home

    bu da bizdeki eşleniği:
    ersen ve dadaşlar - sal allahım sal

    bu iş haktan geldi, kime küseyim.
    sal allahım sal, sılama varayım.

  • 21. manisa'da polis tarafından tekmelenen sürücü

    uygulama noktasından kaçmaya çalışan, başka bir araca çarpan araç... polis tekmeledi.

    bak şimdi bizzat tanık olduğum bir anı özetleyeceğim; uygulamada önde bir kamyon var genç bir polis arkadaş kamyoncuya gitti dedi ki;
    -iyi akşamlar beyefendi takograf çıktınızı alabilir miyim?
    - ben almayı bilmiyorum şimdi alamam vs salladı.
    yaşlı bi trafikçi geldi adamın yanına;
    - o takografı senin götüne sokarım akşam akşam ayarımı kaçırma benim.
    - amirim çıkartayım dur bi dk.

    bu kadar hümanist olup hayatta kalmanız gerçekten mucize gibi bişey. olm çıkın sokakta iki insan tanıyın lan o işler öyle olmuyor.

    dur ihtarına uymayana, ama bebişim neden kaçıyorsun ki kalbim çok kırıldı, maalesef sana iki gıdım ceza yazmak zorunda kalacağım şimdi demesi gerekiyordu.

    hırsıza, katile anlat bakalım balım nasıl yaptın bunları diye sorması gerekiyor. ( ki bunların ceza almamasının ihalesi de polise kalıyor çoğu cahil tarafından o ayrı bi konu)

    neyse şahsi çözümüm şudur, kanun adam gibi olmalı, uygulayan adam gibi uygulamalı.

  • 22. gelmiş geçmiş en yakışıklı futbolcu

    kimse kaka leite yazmamış mı ben mi yanlış görüyorum?

  • 23. cevizli baklavanın fıstıklıdan daha güzel olması

    bunu benden baska dusunen birilerinin olmasi daha guzel. hele bir de cevizli ev baklavası ise

  • 24. 7 nisan 2024 galatasaray fenerbahçe maçı

    1,5 saat toplantı yapıp rakibine hakaret edecek ve iftiralar atacaksın. aynı toplantıda da "sipir kipi finilini irtiliyilim mi" diye bir cümle geçireceksin. inanılmaz bir psikoloji bak!
    iki saat birine bağır çağır, hakaret et sonra kanka bana borç verir misin demek gibi bir şey.

    sonrasında "galatasaray milli bir konu olan avrupa'da başarı konusuna karşı tarafta yer aldı" deme pozuna girecekleri net olduğu halde galatasaray bu talebe net olumsuz dönmeli. hadi yallah başka kapıya. siz kirli oynamayı seviyorsunuz. biz kirli oynamıyoruz. zaten var olan bir maç oynanacak desinler yeter diyoruz.

  • 25. kürtçe öğrenmeyi sorumluluk kabul ediyorum

    tamamı "kendi özüme, türklüğüme hayranım, kendi dilime çok tutkuluyum; hâl hatır soracak kadar kürtçe öğrenmeyi sorumluluk kabul ediyorum." olan cümle.

    ayak oyunlarından, türlü manipülasyondan medet umacak kadar onursuzlaşan tiplerin atatürk'ün mirasçılığına soyunması ne acı!
    (bkz: dalgaya gelmek) görsel

    ata'm sağ olsa bugün kişisel çıkarları için ülkeyi kutuplaştıran ve kutuplaşmadan nemalananların tek tek yüzüne tükürür müydü? yapmazdı öyle şey, istiklâl mahkemeleri görürdü hesabı.

  • 26. ekrem imamoğlu

    eğer aranızda benim gibi geçen seçimden sonra psikolojik kırılma yaşayan, hiçbir şeyi umursamayan, hıncını bu seçimde almak isteyen varsa eko'nun es kaza seçimi kaybetmesi durumunda mesela vitaminsizlerin supreme lordu kk'nın 1 nisan sabahı fare gibi deliğinden çıkacağını aklına getirerek de bir nebze olsun kendinde motivasyon bulabilir.

    yani illa rte veya akp karşıtlığı üzerinden düşünmenize gerek yok. eko kazanırsa rte, akp, kk, mommy, özdağ, hdp, pkk, imralı, ince, babacan, davutoğlu, israil, 5li çete, taksici lobisi vs. bir şekilde kaybetmiş oluyor. çok değişik denklem. motive olmak isteyene bin tane neden bulurum.

  • 27. stres + umutsuzluk + karamsarlık + üzüntü + korku

    bayılana kadar tv izliyorum. bazen bir gecede; bir sezon dizi, üstüne cila gibi bir film, kesmedi mi? bir suç belgeseli.
    evet resmen bayılana kadar izliyorum.
    arada çişe veya su içmeye ya da atıştırmalık almak için kalktığımda tv başından, hemen üşüşüyor bunlar.
    iki gece önce oturdum beş bölüm bahar dizisini izledim. kendi sıkıntılarımı bırakıp, bittikten sonra bahar'ın dertleri ile dertlendim.
    ne güzel dedim ya, iyi ki bahar değilim*
    böyle bir kaçış her şeyden. ben içinde bir yerlerde epeyce de mutlu bir kadındım.
    yıllarca canımdan bezdiren evliliğimden kurtulmuş, beş parasız çıktığım bu yolda, kendi evim* kendi hayat şeklim, çalıştığım, çalışabildiğim bir işim, iyi kötü elime geçen para, içini huzur doldurduğum evim, çok sevdiğim bir bey, yine çok sevdiğim arkadaşlarım, liste uzar gider.
    bütün yolları yürüdük bitti sanıyoruz oysa.
    bütün belaları savdık, bütün sözleri tuttuk, en güzel aşkı yaşadık, her türlü bedeli ödedik bitti sanıyoruz.
    varış noktamız değil, aldığımız yol hiç değil, başımıza gelenlerle adım adım büyüdük sanıyorken, tv başında sabaha kadar susturmak için, içimde konuşan beni, bayılana kadar tv izliyorum.
    içimde epeyce mutlu biriydim ben.
    bu kadını tanımıyorum.

  • 28. rte'nin erzurum mitinginde yaşanan histerik dram

    aga biz ne yaşıyoz ya

  • 29. anne mi önce gelir yoksa eş mi sorunsalı

    bu mesele çetrefilli gözüküyor ama değil.

    birinci gerçek; çocuğuna, çocuğunun evliliğine saygı duyan ve aklı başında anne, çocuğunu arada bırakmaz. "benim evladım sözümü dinler.", "benim dediğim geçer." gibi toyluklara düşmez, evlilik içinde önce kendi çocuğunun yanlışlarını görür ve onu uyarır. böyle bir anneye de aklı başında eş saygı duyar. bir problem olmaz.

    ama iki taraftan biri, sınırını bilmezse, diğer tarafı provoke ederse, gerginlik ortaya çıkar. bunlara da karakter zaafları sebep olur genellikle. burada, arada kalan, kim haksızsa onunla konuşacak. konuşmak yetersiz olursa iletişimi kesecek, gerekirse bağını koparacak. anne de haksız olabilir, eş de. oğlunu, hamile eşinin gözü önünde, oğluna ait evden kovmaya çalışan anneler de var, kocasını aldatıp başka adamlardan çocuk yapan eşler de var. hiçbir zaman bir taraf tamamen haklı olamayacağı gibi, hep annenin yâhut hep eşin sözü de dinlenmez. bir gerçek var; insan annesini seçemiyor. tam bir piyango. çok şanslıyım neyse ki.

    çevremden gördüğüm kadarıyla, erkeklerin çoğu bu meselelerde geçiştirici sözleri ve beyaz yalanları tercih ediyorlar ki, çok yanlış. psikopat ahmaklarla dolu ailesine karşı doğru tepkiyi gösteremediği için eşi migren hastası olan var. doğru olan, evlilik çerçevesini göz önüne alarak, kim haksızsa ona tepki göstermek ve sınırını aşanı sınırına itmek olmalı.

  • 30. türk hava yolları düşük profil rezaleti

    ……..

    olayın thy ile alakası yok! abd bunu güney amerika ülkelerine dayatmaya başladığı için bu ülkelere alınmıyorsunuz. zaten güney kore ve japonya bu uygulamayı başlattı ve halen uyguluyor.

    ………..

    şunu yazan arkadaşın thy'de hissesi var galiba.. böyle bir beyin tutulması olamaz. adama sormazlar mı biniş esnasında biletini kesen arkadaş mı yolcuların düşük profil şablonuna karar veriyor? düşük profil standardı nedir?

    diyelim ki bu görevli arkadaş karar verdi, thy fazla koltuk satıp işine gelene “düşük profil” diyerek uçuşunu gerçekleştirmediği onlarca yolcunun parasına çökmeyeceğini nereden bileceğiz?

    bak asıl önemli soru da şu: thy halka açık bir şirket, bu olaydan sonra kim gönül rahatlığıyla bilet alabilir? 125 k ücret ödeyip ya tutarsa mı diyeceğiz?

  • 31. kadınların sürekli gezmek istemesi

    kadınlar inanılmaz sıkılgan ve sürekli kendilerini hemcinsleri ile kendi kendilerine rekabete sokan canlılardır.

    özellikle sosyal medya sayesinde bu rekabet iyice arttı, her gittikleri yeri her attıkları adımı story olarak atıyorlar ve bunu gören hemcinsi ''bu buraya gittiyse ben de şuraya giderim'' düşüncesine dalıyor. özellikle bu rekabet hafta sonları iyice zirveye çıkıyor, instagram kapansa evde oturacak bugün dışarıdaki bir çok kişi emin olun. kızlar bu hemcins rekabetine yanlarında erkekler ile birlikte gidiyorlar çünkü erkekler bu rekabetlerine seks karşılığı sponsor oluyor genelde.

    mesela erkeklerde bu yok, gittikleri yerleri çok story atmazlar ve zaten erkekler story atıyorsa bunu hemcinsleri için değil, karşı cinsleri için yani kadınlar için atıyorlar. bak ben bu lüks mekana gidebiliyorum, seni de götüreyim istersen mesajı vermeye çalışıyorlar.

    kadınların yaptığı her hareket kendisi için değil toplum içindir, toplumda kendisini göstermek içindir. mesela dövme yaptırır, yaptırma amacı '' aa ne kadar özgür ve modern bir kız '' etiketine kavuşmak içindir çünkü yıllardır aile evinde baskı ile büyümüş birisi bu kız ve kendisine bundan dolayı farklı davranılacak diye de endişeli. hatta sırf bu geçmişindeki aile baskısı ile büyümüş düşüncelerini yıkmak için anlamsız onlarca hareket de yapabiliyorlar.

    sıkılganlık konusu da bu konuyla bağlantılı olsa da, kadınlar hayata gezme, eğlenme amacı ile gelen canlılar daha çok. üretme, geliştirme kaygıları yok. mesela erkeğin nasıl genel amacı para kazanmaksa ve evde otursa bile telefonundan borsayı takip ediyorsa, kızların da amacı eğlence. erkek nasıl para kazanamadığı 1 hafta hatta 1 gün bile olunca morali bozuk olursa ve canı sıkılırsa, kadınların da gezmediği ve eğlenmediği günler moralleri bozuluyor çünkü amaçları bu.

  • 32. canan karatay'ın kaju yemeyin açıklaması

    kaju fıstığının kilosu migrosta 400-1200 lira arası değişiyor. istesek de pek yiyemiyoruz.

  • 33. ilk erkeğim değilsin ama son erkeğim olacaksın

    çiçekli sen misin?
    .
    görsel...kız şusun mu demek istiyor.
    senin olmak istediğinse bu...görsel
    ben sıramı savayım, sıra devam etsin, devamı gelsin yani. he mi?
    başlıktan hiç bi p.k anlaşılmıyor.
    to be continued.

  • 34. ülkeyi terkeden doktora söylenmek istenenler

    b2 almancayla doktorluk yaparsınız, çünkü hastanız immanuel kant olmayacak amk. almanlar b2'yi kabul ediyorsa yaparsınız. şu yukarıdaki tipi sallamayın.

    sanki burada halk kendini çok iyi kendini ifade ediyor amk "pöçüğüm ağri, kıyır kıyır edii" falan diyorlar ne dedikleri belli değil.

  • 35. pilav yapan erkek

    sorun olur.
    suyu cok koyma du cektikten sonra kagit havlu ile kapatip demlenmesini bekle

  • 36. karşı cinsle tokalaşmayan türbanlı kadın

    hayatın doğal akışını bozmadıkça kendi tercihidir. lakin ilkokul öğretmeni babamın kız öğrencilerinden biri seneler önce bayram ziyareti için kapımıza gelmişti.
    babam kapıyı açınca önce kapıya geleni tanıyamadı. kara çarşaf içinde kapımıza ziyarete gelen nadirdir. buyur kızım kime bakmıştın dedi. "öğretmenim ben necla , fevzi çakmak'tan öğrenciniz" dedi kız. babam kara peçenin arkasından yüzü görmeyince duraksadı ama sesinden tanıdı. büyük bir sevinçle "hoşgeldin kızım buyur içeri gel" dedi, malum bir türk müslüman geleneği olduğundan kızın öpeceğini düşünüp elini uzattı. kız el öpmeye yeltenmedi. "ben gelmiim öğretmenim" dedi. annem lafa karıştı, "gel kızım yabancı yok" dedi. "teyzecim ben bir erkekle kapalı bir mekana giremem, inancıma göre büyük günah ve yasaktır" dedi kız. babam bir tepki vermedi, " sen bilirsin kızım" dedi. bir süre sessizlik oldu. kızın iyi bayramlar diyip gideceğini düşündük ama babama arka arkaya bir şeyler sordu. babam zamanında kızın okuması için köylü ailesine çok ısrar ettiği, neredeyse yalvardığı ve onları ikna ettiği için kız kendini babama karşı vicdanen borçlu hissediyormuş. sohbet ettiler. kızın ıkınıp sıkınmasından kapıya bir amaçla geldiğini hissettik. sonunda ağzındaki baklayı çıkarttı. "öğretmenim bize her şeyi öğrettiniz ama mahremi öğretmediniz, o yüzden doğru bir müslüman olarak yetişmedim, size hakkımı helal etmiyorum" dedi. babam "peki kızım , hayırlı bayramlar" diyip içeri yönelince "öğretmenim bana kızdınız biliyorum ama doğruyu söylüyorum ben" dedi kız. babam sakin bir ses tonuyla " kızmadım yavrum ama sana müslümanlığı doğru şekilde öğretselerdi bir öğrencinin öğretmeni üzerinde olan hakkından çok, öğretmenin öğrencisi üzerinde hakkı olduğunu bilirdin, verdiği emeğin karşılığının ödenemeyeceğini anlardın" dedi. "annene babana çok selam söyle, allah seni doğru yoldan ayırmasın" diyip kapıyı kapattı.

  • 37. karadenizlilerin sakin insanlar olması

    karadenizli olarak bu basligi gorunce sinirlendim.

  • 38. beyaz yakalıların en büyük sorunu

    “türkiye cumhuriyeti'ni maddi olarak ayakta tutma yükümlülüğü”dür

  • 39. kadınlar mı çok sever erkekler mi

    salak olan daha çok sever kadını erkeği yok

  • 40. kadınların evin içinde kötü giyinmesi

    paspal feministlerin çemkirmesini anladık da, kodumun meriçleri de hemen damlamış: “sonki biz orkoklor tokum olbuso goyoyoruz”. başlık “kadının evin içinde döpiyes giymemesi” değil ki, “kötü giyinmesi”. dolayısıyla bunun erkek versiyonu takım elbise değil.

    hem kadınlar kendilerini gayet iyi savunabiliyorlar, size ne oluyor aq? bu toplumda bu kadar çok ilkkan karakterine gerçekten ihtiyacımız var mı? bence çok fazlasınız.

    tanım: kadınları kızdırdığı kadar feminen erkekleri de kızdıran başlık.*

  • 41. ilk buluşmada hesabı kim öder

    bir buluşmada hesabı görgü kuralları gereği davet edenin ödemesi esastır. bu nezakettir.

    yalnız kadınların yazdığı şeyler bana çok korkunç göründü. kadınların çoğu demiş ki; hoşlanmadıysam, bir daha görüşmeyeceksem hesabı ne yapar eder bölüşürüm.

    burada inanılmaz bir çıkarcılık seziyorum. yani o insanla bir daha görüşmeyeceksem istediğim nezaketsizliği ona yapmayı kendimde hak görürüm.

    bir insanla bir mekanda buluşacak seviyeye geldiyseniz mutlaka öncesinde biraz da olsa diyaloğunuz olmuştur. o insanı buluşmaya layık görmüşsünüzdür.

    bir araya gelince hoşlanmamış olabilirsiniz ki bu gayet doğal ve insani bir durum.

    yine bu durumda doğru olan tavır, hoşnutsuzluğunuzu açık bir dille getirip, karşı tarafa bir daha görüşmeyeceğinizi söylemenizdir.

    buluşma teklifini erkeğin yaptığını varsayarsak doğru olan hesabı erkeğin ödemesidir.

    adam belki sizi tanındığı, saygı gördüğünü mekana davet etti.
    orada küçük bir kız çocuğu gibi şımarık bir tavırla ben kendi hesabımı ayrı ödeyeceğim diye tutturmanız hoş değil.

    sizin o insandan hoşlanmamış oluşunuz onu kötü biri yapmaz. hayat sizin küçük bencil dünyanızdan ibaret değil.
    hiç kimse de sizin yediğiniz iki lokmanın hesabının peşinde değil.

    lütfen biraz nezaket.

  • 42. 16 mart 2024 arda güler'in çektiği inanılmaz şut

    adama 3 dakika oynama firsati veriyorlar , ya gol atiyor ya sutlari direkten donuyor.

    futbol tanrilari arda guler oynasin istiyor anlayin sunu artik.

  • 43. doğurmayan kadın eksiktir

    *yaşlanınca bana bakar zihniyeti ile çocuk doğurmak istemiyorum.

    *kendim çalışmayıp bakamayacaksam kim olursa olsun bir başkasının kültürüyle büyümesi için çocuk doğurmak istemiyorum.

    *sadece bak bende doğurabildim bakııın bende anne oldum demek için çocuk doğurmak istemiyorum.

    *can güvenliğini sağlayabileceğimden emin olamadığım bir ortama çocuk doğurmak istemiyorum.

    *sadece iyi eş değil iyi bir babaya da denk gelmediğim için öylesine birinden çocuk doğurmak istemiyorum.

    *daha ben artık önümü göremezken o masumu düşündüğüm için çocuk doğurmak istemiyorum.

    *benden sonra ne yapar nasıl yaşar diye düşünerek delirmemek için çocuk doğurmak istemiyorum.

    *kalbimin ömür boyu bedenimin dışında atmasını kabullenemediğim için çocuk doğurmak istemiyorum.

    yoksa bizde anne olmayı biliriz.

  • 44. ermenistan'ın ab üyeliği

    genelde uzun entryleri severim. katma değer içerir bir çoğu. elemanın entrysini okuyorum olay neymiş diye. bir baktım laf arasında ben soykırıma inanıyorum falan demiş ya la. ya senin boyun posun devrilsin ya. işte bunun gibi tipler ve atatürk’ü sevmiyorum diye ortalıkta dolanan tipler pratikte birbirinin aynısı. düşmanı dışarda aramamak lazım. yüzüne tükürülesi insanlarla aynı sokakları paylaşıyoruz.

    insan gerçekten hayret ediyor.

    t: rezalettir.

  • 45. 1800 dolara ithal işçi transfer edilmesi

    ben turizmci ölücüleri tanıyorsam eğer, o 1800 usd olayı külliyen yalan. bu andavallar 1800 usd'yi türk çalışana verecek ve bulamayacak öyle mi? hadi 1800 bile olmasın 1500 teklif ettiler ve bulamadılar? sen de bunu yedin? geç içeri geç...*

  • 46. fernando santos

    umarım en kısa zamanda evladı cenk tosun'u da alıp defolup gider. tabii bu, şu anki berbat kadronun mimarlarından şenol güneş ve ikinci sezonunda şampiyonlar liginde 0 çekip, ligde üst üste kaybettiği bir düzine maçtan sonra "çözüm bulamıyorum" diyen sergen yalçın gelmeli demek değil. bu takım yeniliğe açık, bağnaz olmayan, otoriter bir adamla ancak toparlanır.

  • 47. ali erbaş'ın kızının arabası için şiir yazması

    din bu ülkenin ilerlemesinde ve gelişmesinin önündeki engeldir. bu gibi kımıl zararlısı tipler din sömürüsüyle, vatandaşın vergileriyle krallar gibi hayat yaşıyor. tarikatlere, cemaatlere aktarılan paralar, imamlara verilen maaşlar eğitime ve doğru yatırımlara aktarılsaydı hangi noktada olurduk acaba.

  • 48. davutpaşa kütüphanesine sıçan memur çocuğu

    tipik kurallara uymayan memur çocuğudur. çocuğun bir suçu yok diyebiliriz. özel sektörde ofis çalışanları, "ben çocuğumu ofise getireyim burada takılsın bakıcıya para vermek istemiyorum" diyemezken memurlar nedense bunu çok rahat yapabiliyor. özellikle öğretmenlerde çok bariz olan ve öğretmenler odasını kreş haline getiren bir durum. düşünün ki okul bilgisayarında işinizi yapamazsınız çünkü bir arkadaşınızın çocuğu o bilgisayarda oyun oynamaktadır. bunu arkadaşınıza dile getirseniz aforoz edilirsiniz. müdüre çıksanız ispiyoncu olursunuz. kısacası memuru kurallara uymazken onun torpille gelmiş idarecisi de bir şeylere gebe olduğu için bu durumu görmezden gelir.

  • 49. erkeklerden kadınlara sorular

    size 1 milyon dolar vercekler ama 900 bin dolarını bana vereceksiniz ve bir gece benimle birlikte olmak zorundasınız. bu teklifi kabul eder miydiniz?

    hahaha gülmekten 3 dkda falan yazabildim.

  • 50. talat paşa

    "beni bir gün sokakta vuracaklar. alnımdan kan akarak yere serileceğim, yatakta ölmek nasip olmayacak. ziyanı yok, varsın vursunlar. vatan benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. bir talat gider, bin talat yetişir!"

    "millî mücadele muvaffak olacaktır, çünkü millî sınırlar dışında, türk milletinin hakikaten sahip olduğu topraklar dışında emel beslemiyor. bu toprağın sınırları millî misakla çizilmiştir."

    "talât yeis ve ümitsizlik içinde bıraktığı vatanını şimdi dirilmiş, kuvvetlenmiş, şeref ve itibarını tekrar kazanmış bir halde buluyor. sağlığında o bu ideal uğrunda didinmiş, mücadelelere atılmıştı. gayeyi elde eden cumhuriyet türkiyesi talât'ı lâyık olduğu hürmet ve muhabbetle kucağına alarak göğsüne basıyor ve hayatında tadamadığı zevki ve saadeti ona mematında temin ediyor."

    (bkz: hüseyin cahit yalçın) - eser (bkz: talat paşa)

    "bu harbin bize telkin ettiği en büyük ders asri bir milletin bilhassa ilim ve ahlakla yükselebileceği kanaatidir. milletlerin tecrübeleri açık bir suretle gösteriyor ki, bir memlekette kanunun hakimiyetinin temin edilebilmesi için, evvelemirde ilmin ve ahlakın hakimiyetinin temin edilmesi gerekir. gerçi bir devletin esas vazifesi kanuni bir adalet ve hürriyet vücuda getirmektir."

    (bkz: talat paşa) eser (bkz: hatıralarım ve müdafaam)

    "vatanın bütün çıkarlarından istifade eden bu halk onun (türklerin) kaderlerine ve yüklerine asla katılmıyordu. memleketin gerek saadetinden ve gerekli ızdıraplarından daima menfaatlar temin ediyorlardı. vatan için hiçbir harbe iştirak etmediler ve bu uğurda bir damla kan bile dökmediler. bilakis harp zamanlarında ticaretlerini devam ettiriyor ve taahhüt işlerine girişiyorlar, çok para kazanıyor ve iyi ve kötü günlerde rahat ve huzur içinde yaşıyorlardı. bu lütuflara teşekkür olarak şimdi çoğunluğu teşkil eden (türk) nüfusu kovmak ve istiklallerini temin üzere osmanlı vatanının bir parçasını koparmak istiyorlar."

    eser (bkz: talât paşa'nın anıları)

    "mümkün olsa şu iki kişi aleyhinde konuşanların dillerini kestirirdim: biri talat paşa, diğeri de mustafa kemal paşa!"

    (bkz: mahmut esat bozkurt)

    okunması gereken iki kitap (bkz: ermeni vahşeti) ve (bkz: talat paşa'nın anıları)

    anısı önünde minnet ve şükranla...

    talat paşa'ya küfreden orospu çocukları ermeni başbaşkanı (bkz: kaçaznuni)'nin ermenilerin anadolu'da yaptığı katliamları anlatan (bkz: taşnak partisi'nin yapacağı bir şey yok) adlı eseri okuyabilir. ayrıca rus arşivleri açıktır. talat paşa tehcir ile yanlış yapmıştır. yapması gerekeni yapsaydı daha uzun yaşardı...