Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 19 ocak 2019 galatasaray mke ankaragücü maçı

    yarrağı yediğimiz maç.

    maç sonu konuşması şöyle olacak; değerli arkadazlar hepunuz gördunuz sinanumuz onyeçurumuz allah nazardan saklasun muhteşemler hepsi allahun izniyle fati hozam önderliğinde şampiyon olacağımuza inancumuz tamdur o yüzden tıransfer yapmayacağuz.

  • 2. fazıl say

    biz kimiz ki adamı linç ediyoruz? bence bir sanatçı olarak daha iyi bir gelecek için her yolu deniyor adam. ben saygı duyuyorum. yalakalık yapmaya ihtiyacı yok ki. paraya da ihtiyacı yok. dünya kucak açmış. bugün istese japonya vatandaşlık veriyor. o ise burada bir uğraş veriyor. yaptığı sanat deseniz çok üst seviyelerde. hem bu ülkenin kültürüyle, hem de dünyanın acılarıyla yoğurduğu eserler ortaya koyuyor. burada onu eleştirenler youtube’u açıp bir iki söyleşisini izlesin. kurduğu cümlelerle bizi beşle çarpıp ona böler.

  • 3. ssg'nin soru yanıtlama atraksiyonu

    gece saat 00:00 dan sonra , dünde kalan en iyi entryleri şukela modunun yetersizliğinden dolayı okuyamıyoruz. şukela modunu son 24 saatin en iyi entryleri , son haftanın en iyi entryleri şeklinde geliştirmek bu kadar zor mu? değilse neden yapılmıyor?

  • 4. 28-30 ocak'ta erkek yazarları mesaja boğuyoruz

  • 5. buram buram seks kokan şarkılar

    vega - yalnızca ben yüzlerce sen

  • 6. rock ve metal müzik seven sözlükçüler

    buyrun benim
    (bkz: entry nick uyumu)
    (bkz: tool)

  • 7. maç öncesi 13 yabancı olduğunu biliyorduk

    şenol güneş varsa normal durum. yıllarca bilge amca tribini yedirdi millete.

  • 8. 18 ocak 2019 rte'nin fazıl say konserine gitmesi

    şehit tabutlarına yaslanarak siyasi propaganda yapan birinin fazıl say konserinden etkilenip bir şeyleri olumlu anlamda değiştireceğine inanıyorsanız tayyibi fazlası ile hak ediyorsunuz demektir.

  • 9. londra'da homofobik saldırı gerçekleştiren türkler

    tiplerini siktiğimin güya türk olarak klasifiye edilmiş maymun kırması şerefsizlerin yaptıkları eylemdir.

    bu hayvan evlatlarından avrupa'da çok var, hatta büyük bir çoğunluğu da bunlar gibi. içtikleri su mu yaramıyor, yedikleri samanda mı bir bozukluk vardır bilinmez ama hepsi benzer sakal bırakıyor, benzer leş eşorfmanları giyiyor. bu yavşaklar yüzünden hep bir önyargıyla karşı karşıya kalıyoruz. berberde bile düz çizgi çizilmiş kirli sakallı yavşak fotosu var, örnek olarak gösterip kesmek için.

    edit: yanarak ölmesinler, bi yazar uyardı, bu kadar nefrete gerek yok tabi bünyede. evet.

  • 10. memur kalitesinin artması için çözüm önerileri

    referansa dayalı memur alımının sonlandırılmasıdır. adaletin olmadığı yerde kaliteden söz edemeyiz.

  • 11. geceye bir oyun müziği bırak

  • 12. erken bitirilmek zorunda bırakılmış efsane diziler

    tabi ki şahsiyet (dizi) dediğim başlıktır.

    fark ettiyseniz en az 3 sezon sürebilecek hikaye 3 bölüme sıkıştırılıp zamanlar hızlı hızlı geçiştirilerek final yaptı.

    gelmiş ve gelecek bütün hükümetlere, yaşamış ve yaşayacak bütün insanlara ucu dokunan bir dizinin final yapabilmesi bile başarıdır bence!

    o kadar yerinde eleştiriler vardı ki kimse bu yanlış diyemedi ve kimsenin kendi yaptığı şeyleri daha fazla izlemeye cesareti yoktu.

    hakan günday ve onur saylak ikilisini başka bir projede görmek dileğiyle.

  • 13. 15 gün yatıp maaş almak

  • 14. aşı yaptırmaya mecbur değilim hareketi

    toplum bağışıklıgının ne oldugundan bihaber yazarlar mümkünse entry sıçmasın..
    otizm nedeni sosyal genetik ve çevresel faktörlerdir.
    senin yedigin balıkta midye de aşıdakinden çok daha fazla civa bulunmaktadır..

    "otizmi çağrıştıran davranış özellikleri ile ilgili ilkyazılar 18. yüzyıla kadar gitmektedir. 1700’lü yıllarda fransa’da jan ıtard ve ingiltere’de jon hâlsam söz etmişlerdir. bu bilim adamları otizmi incelemişler ve otizmli kişileri her hangi bir tanım koymadan farklı bireyler olarak isimlendirmişlerdir.

    “otizm” teriminin ise ilk kez isviçre'li psikiyatr eugen bleuler tarafından 1911 yılında kullanılmıştır.

    unıcef verilerine göre aşı ile önlenebilir altı hastalık (boğmaca, difteri, tetanos, kızamık, çocuk felci, verem) nedeniyle olan çocuk ölümlerinin sayısı 1989’da 5 milyon dolayında iken, bugün bu altı hastalıktan ölüm yılda yalnızca 100 bin dolayındadır. dünya sağlık örgütü (dsö) avrupa bölgesi aylık bildirim verilerinden elde edilen bilgilere göre, 2013 ve 2015 yıllarındaki kızamık salgınında hastalananların çoğu aşısız çocuklardır. dsö kızamık aşısı yapılmadığında yılda 2,7 milyon çocuğun kızamık komplikasyonları nedeniyle öleceğini öngörmektedir.

    abd hastalık kontrol ve korunma merkezi verilerine göre çocuk felci (poliomiyelitis) aşısı yapılmaması durumunda her yıl çocuk felcinin neden olacağı akut paralizi ve ardından gelişecek kalıcı fiziksel engellilik sonucu ölüme kadar giden bir sürecin gözleneceği yaklaşık 20.000 hasta çocuk ortaya çıkacaktır. sonuç olarak birçok hastalığın ortadan kalkmasında ve yaşanan salgınların tekrarlanmamasında aşıların katkısı yadsınamaz ve bağışıklama en güçlü ve düşük maliyetli halk sağlığı girişimi olmaya devam etmektedir.

    aşılar uygulanmadan önce yararlılık ve güvenlik incelemelerinden geçmektedir, uygulamaya geçiş sonrası da istenmeyen etkiler ve yan etkiler açısından sürekli olarak izlenmektedir. yaratılan yanlış algılara karşın aşılar güvenli tıbbi ürünlerdir, çünkü;

    aşılanma (bcg, bdt, kkk, opv) sonrası invaziv bakteriyel enfeksiyon sıklığı aşılanmayan çocuklara göre daha yüksek değildir.
    doğal grip enfeksiyonundan daha sık guillain barre sendromuna yol açmazlar.
    kızamık aşılaması otizme neden olmamaktadır.
    aşılarda alüminyum tuzları, bağışık yanıtı güçlendirmek için 1930’lardan beri kullanılmaktadır ve aşılardaki dozu çok düşüktür. aşılanan çocuklarda yapılan araştırmalar, serumda alüminyum düzeyinin toksik düzeyin çok altında olduğunu göstermektedir."

    dolayısıyla aşı yaptırın.yaptirmayani da dövün amk.

    edit:imla
    edit2:tirnak içindeki bilgiler türk tabipler birligi makalelerinden derlenmistir..götümden uydurulmamistir.

  • 15. 1.85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek

    ünlü şair ne demiş

    “at yalanı sikeyim inananı”

    bu başlık altında ki enrylere bakarsak tahincioğlu basketbol ligini tek başımıza oluşturuyoruz

  • 16. teyze ile hala arasındaki fark

    3 halamın 1 teyzem etmediği fark...

    genel bir durum elbette olamaz, benimkilerin karaktersizliği. herşey iyiyken canım cicim. peder battı, açmısın diyen olmadı. büyüyünce anladım ki o canım cicimlerde babamın sürekli herşeylerini karşılamasındanmış. insanoğlu işte. akrabalık filan hep boş

  • 17. hrant dink

    şehrin gürültüsünde boğulan bir silah sesi türkiye için yeni ve karanlık bir dönemin ilk habercisi oldu.namlunun ucundaki hedef gazeteci hrant dink ensesinden ve kafasından aldığı kurşunlarla olay yerinde hayatını kaybetti.

    saldırgan dersine çalışmıştı, koşarak ara sokaklarda kayboldu.
    bir kaç saat sonra da başında beyaz beresi, belinde silahı ile memleketine doğru giderken otobüste yakalandı.

    tetikçi ogün samast daha ilk sorguda cinayeti itiraf etti.
    kendisi gibi dönemin siyasileri, üst düzey bürokratları cinayetin ‘dini ve milli gerekçelerle işlendiğini’ söyledi ancak gerçek öyle değildi.

    bu inanılması istenen senaryoydu….

    dink cinayeti’ni anlamak için 2007 türkiye’sinden geriye doğru 2002’ye kadar gitmek gerekiyor.

    akp’nin tek başına iktidara gelmesi türkiye’de kendini devletin asıl sahibi gören çevreleri harekete geçirdi.

    fakat bu kez öncekilerden farklı olarak ‘irtica’ kullanılmadı.
    islamcı referansları olan akp’ye karşı milliyetçi söylemleri güçlendirecek bir konsept belirlendi.

    islamcı referansları olan akp’ye karşı milliyetçi söylem…

    12 mart 2003 tarihli mgk toplantısında ‘misyonerliğin türkiye’nin geleceği için tehdit olduğuna karar verildi.

    karar çıktığı günlerde istihbarat raporlarında türkiye’deki misyonerlerin sayısı sadece 54 kişi gözüküyordu ancak 40 sayfalık ‘çok gizli’ rapor tüm devlet birimlerine gönderilmiş ve emir olarak algılanmıştı bile…

    türkiye bir anda misyonerlik paranoyasına kapıldı.

    televizyonlar ‘din değiştiren müslüman gençler’ haberleriyle doldu. siyasiler, üst düzey komutanlar, gazeteciler misyonerlik tehdidini günlerce işlediler.

    ardından hristiyan azınlıklara saldırılar başladı. trabzon’da rahip santaro, 15 yaşındaki ‘milliyetçi bir genç’ tarafından öldürüldü.

    bu dönemde karadeniz şehirlerinde de bir anda ‘garip olaylar’ başladı. bir tarikat ve siyasi parti lideri il il, ilçe ilçe dolaşıp ‘müslüman türk gençlerinin hristiyan yapıldığı’ tezini işledi.

    cinayete giden yolda son hazırlıklar…
    istanbul’da da başka bir ekip dink üzerinde çalışıyordu. dönemin kudretli generali veli küçük, milliyetçi avukatlardan kemal kerinçsiz ve milliyetçi gruplar dink’e karşı protesto gösterileri organize ediyorlardı.

    dink’in yayın yönetmeni olduğu gazete şubat 2004’te sabiha gökçen isimli ilk türk kadın pilotun ‘ermeni kökenli olabileceğini’ yazdı. aranan malzeme bulunmuştu. adeta kıyamet koparıldı.

    dink istanbul valilliği’ne çağrıldı ve bir vali yardımcısı tarafından tehdit edildi. aynı günlerde dink’e ‘türklüğü aşağılamaktan’ dava açıldı ve duruşmalar milliyetçi grupların gösteri mekanına dönüştürüldü.

    halkalar tamamlanıyordu ve artık sıra ‘tetikçi’ aşamasına gelmişti.

    adeta pilot bölge seçilen trabzon / pelitli ilçesinde internet cafelerden toplanan ve cinayet için motive edilen gençlerden biri ‘ogün samast’ istanbul’a yollandı.

    bu esnada jandarma ve polis cinayetin istihbaratını aldı ama gereğini yapmadı. jandarma cinayette kullanılacak silahı bile biliyor, trabzon’daki jandarmalardan birinin telefonu da istanbul’dan sinyal veriyordu !.

    dink’in adını bile bilmeyen samast’ın ise tek bildiği ‘bir ermeni var, öldürülecek’ti...

    gözünü kırpmadan cinayeti işledi.

    mahkeme ifadelerinde ‘garanti verildiği’ anlamına gelen sözler kullandı.

    cinayeti işletenler ise kamuoyunu ‘trabzon’un mu yoksa istanbul’un mu ihmali var?’ tartışmasına çekmeyi başardı.

    soruşturma ülkeyi 17 yıldır yöneten akp iktidarının siyasi hedeflerine uygun şekilde ilerliyor. dink’i hedef yapan, tetikçileri belirleyip yetiştiren jandarma ve istihbaratçılara hala dokunulamadı. fakat cumhurbaşkanlığı ddk raporuna göre ihmali olmayan iki emniyetçi tutuklandı.

    2015 sonunda yeniden iddianame yazıldı ancak bu da cinayeti aydınlatmaktan çok akp’nin yolsuzluk skandalı sonrası başlattığı cadı avına hizmet etti.

    geçen 12 yılın ardından dink’i katleden tetikçiyi azmettirenler hala bulunmuş değil...

    bebekten katil yaratan o karanlığa sesleniyorum:
    gelin bu ülkedeki güvercin tedirginliğini kaldıralım
    gelin güvercinlere kıymayalım
    gelin önce birbirimizi anlayalım
    gelin önce birbirimizin acılarına saygı gösterelim
    gelin önce birbirimizi yaşatalım.

  • 18. netflix dizilerindeki eşcinselliğin bıktırması

    zamanında ezilip hor görülen her topluluk gibi, toplumda kabul görulme oranı arttıkça, işlerinde piyasada güçlendikçe işin bokunu cikarmalaridir. gaylere özgü bir durum değildir. sırasıyla yahudiler ve zenciler de aynı süreçten geçmiştir. cinsel kimlik değil sosyoloji problemidir yukarıda bahsedilen. bir gariban kızılderililer yapamadı şunu amerika'da

  • 19. yakışıklı diye yutturulan ünlüler

    barış arduç kesinlikle bunlardan birisidir.

  • 20. 53 bin suriyelinin oy kullanacak olması

    1 milyon kullansa kimin haberi olcak olsa bile kim ne diyebilecek allasen süleymancım kasmayın artık bu kadar bu ülke sizin.

  • 21. başörtüsünü çıkaran kadınlar

    "çıkardıysan çıkardın bize ne?" diye karşılanan, hatta bazı başörtülü kadınlarımız tarafından "hala başörtülüyüm ve gururluyum" paylaşımları ile güya kontra yapılan cesur kadınlar.

    her cuma "hayırlı cumalar" yazarken başkalarına ne bu diye düşünüyor musunuz? her ramazan "oruçluyum saygı duy" diye sokakları zindan ederken, gösterişli ramazan sofralarınızı instagram'a koyarken ben şov mu yapıyorum acaba diyor musunuz? kandil mesajlarınızı whatsapp gruplarına atarken olur da hani bir ihtimal haşa müslüman olmayan biri içinden "bana ne kandilinden?" diye geçiriyor mudur diyor musunuz?

    hayır.

    ama söz konusu başörtüsünü çıkaran birinin neredeyse devrimci bu hareketini cesurca paylaşması olunca "isteyen takar isteyen çıkarır, bize ne?" oysa çok iyi biliyorsunuz hiç de öyle isteyenin takıp isteyenin çıkaramadığını. siz yalnızca kadınlar üzerindeki baskı aracınızın elinden alınmasından, ayrıcalıklı halinizi kaybetmekten korkuyorsunuz. bu yüzden oyuncak arabası elinden alınmış çocuk gibi ağlıyorsunuz. ağlamaya da rahatsız olmaya da devam edeceksiniz.

    kadınlar nasıl özgürleşiyor, zincirlerinden nasıl kopuyor bunları birer birer göreceksiniz ve sindireceksiniz.

  • 22. ekşi itiraf

    20'li yaslarimda yasitlarim asktan aska kosarken, ben en buyuk hayalim olan yurtdisinda doktora yapmak icin gece gunduz ugrasiyor, bir yandan da hasta olan babam icin endiseleniyor ve uzuluyordum. simdi 30'larimdayim. o asktan aska kosan arkadaslarimin bircogu evlenip cocuklarinin ardinda kosarken, ben ne yurtdisinda doktora hayalimi gerceklestirebildim ne de artik babam artik hayatta. o aradaki 10 yil nerede bilmiyorum bile, yasi artinca illa ki eksiliyor insan.

  • 23. camilere daha fazla cemaat çekmenin yolları

    ücretsiz bir şey dağıtın

  • 24. ilk buluşmada sevişmek

    asıl ilginç olanın, erkeğin ilk buluşmada olup olmayacağını bilmemesine rağmen kızın bunu taa en başından biliyor olması durumudur.

  • 25. cem yılmaz

    problem hakkini aramasi degil. hakkini arama sekli. cikip "maliyet artti. giseden aldigimiz para ayni. arttirilsin." deseydi anlardim. ama adam cikmis "seyirciye misir kitliyorlar." diye agliyor. buradaki arkadaslardan biri de yazmis. cinemaximumun reklam yuzu degil miydi diye. hadi cem bey, bi cevap verin. reklamlarinda oynarken seyirciye misir kitlemiyorlar miydi?

  • 26. twitter'da 300 bin tweet atan enteresan profil

    bot olma ihtimali yüksek değil bence kesinlikle bot olan profil.
    bakınız:
    twitter'a giriş tarihi : ekim 2013 (1 ekim sayalım)
    bugün: ocak 2019
    fark: 1936 gün
    bugüne * kadar toplam 332 bin twit atmış.
    günlük 171,48 twit ediyor.
    diyeceksiniz ki ne var bunda ben de atarım günde 170 twitt.
    kazın ayağı öyle değil ama.
    bu herif 2013 yılından beri bu twitleri her saat atmış. gece gündüz demeden.
    sen oturup 200 twit atarsın belki sabahtan akşama kadar, ama bunları 24 saate bölüp de her saat ortalama 7 twit atarsan bu adamın yaptığını yapabilirsin ancak.
    uyumayacak mısın?
    traş olmayacak mısın?
    banyo yapmayacak mısın?
    markete alışverişe gitmeyecek misin?
    yemek yemeyecek misin?
    sıçmayacak mısın?
    eninde sonunda sektireceksin yani.
    bu herif hiç sektirmemiş.
    ben bunun google botu ya da ona benzer bir firmanın botu olduğunu düşünüyorum.
    bunun benzerinin diğer dillerde de olduğunu tahmin ediyorum.

  • 27. sözlük yazarlarının en çok etkilendiği film

    kimse de dememiş ki (bkz: srpski film)

    bu filmi izleyen için, bu ankete verilecek alternatif bir cevap yoktur.

  • 28. deep turkish web

    entel feridunları yine kızdırmışlar.

  • 29. taş gibi kültürsüz kız vs çirkin kültürlü kız

    (bkz: çirkin kültür)
    (bkz: yarak dili ve edebiyatı)

  • 30. nasa'nın alkol yağmurları olan gezegen bulması

    etil alkol bileşiğinin elementleri kaç milyar yıl süresince tam da kararında buluşmuşlar.

    tüm gezegen alkol amk.

    bu sefer ordan açılacak başlık;

    (bkz: 50lik suyun 15 lira olması)

    edit : yazılan bazı yazılara ve gelen bazı mesajlara bakınca eklemek şart oldu.

    yukarıda yazdıklarımı götümden uydurdum hacılar. az biraz sakin......

  • 31. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    yoksa siz de artık benden geçti, gençler yola katırlarla devam etsin, ben dehlerim, anlayan anlar diyenlerden misiniz?
    yoksa siz de onca yıl bir işe yaramayıp, para ve cinsel uzuv peşinde koşup, faizi gelmiş kredilerini ödemeyenlerden misiniz?
    yoksa siz de arkadaşlarınıza (kaldıysa tabii) bundan sonra farklı bir insan olduğunuzu kabul ettirme telaşına girip kendinizi helak edenlerden misiniz?

    korkmayın sevgili tedirgin ve kendine maruz dostlarım. yalnız değilsiniz. sizin gibi milyonlar var.

  • 32. benjamin tetteh

    1.95 boya 65 kiloymuş. gelince kebapçıdan çıkarmayın bu adamı.

  • 33. kedi köpek beslenen evde yemek yemem

    ne abartmışsınız, ne abartmışsınız be. hepinizin mi yaşı 25'in altında bu amk yerinde anlamıyorum ki.

    evde kedi-köpek varsa ekstra pislik olur. bunun kedinin temiz bir hayvan olmasıyla hiçbir ilgisi yok, köpek zaten bebekten farksız bu konularda.

    ben 1 sene öğrenci evimde kedi besledim, evi temizleme alışkanlığınızın kuvvetli olması gerekiyor. kimsenin kediden iğrendiği yok, en azından benim yok, yoksa beslemezdim zaten. ama kedinin özellikle mevsimsel tüy dökme süreçlerinde evin, kanepenin, koltuğun anasını sikiyor, her yer tüy, oturduğunuz zaman kalkıyorsunuz koyu renk eşofmanın üzerinde yüzlerce tüy var.

    kedi köpek beslenen eve hiçbir zaman girmem demedim, çok girdim, daha da girerim. ama bir kere girdiğim evin pis olduğuna kanaat getirirsem bir daha gitmem. arkadaşlarımdan birinin iki tane kedisi vardı, ikisi de beyaz ve sürekli tüy döküyorlar. adamda da doğru düzgün temizlik alışkanlığı olmadığı için evin her yerinde tüy var, camdan içeri güneş vuruyor ve havada asılı olan tüyleri falan görüyorsunuz o derece. böyle bir eve tabii ki gitmem, yemek de yemem. iki kere gittim, yarım saat üstümden tüy temizlemekle uğraştım. adamın evinden geliyordum, babamın yanına yaklaşamıyordum çünkü resmen her yerime tüy yapışmış ve adamda koah var. tüyleri saça saça kendi evimde geziyorum ve adam öksürük krizine giriyor.

    hayvan beslemek eşit değildir evi ahıra çevirmek. sen hayvanı alıyorsan onun gerektirdiği ekstra temizlik yükümlülüklerini de kabul edeceksin, etmiyorsan o zaman evin temiz değildir, kedin temiz olsa da.

    "ayyyy gelmesin, bok yesin". sen bok ye amk, ki yiyorsun zaten. o pislikle 10 sene içinde akciğerinden kafan kadar apse çıkarırlar da farkına varmazsın. önce evini temiz tutmayı öğren.

    dipnot: astım ve koah sahibi arkadaşlarınıza da "gelmezsen gelme, bok ye" diyorsunuzdur herhalde siz.

  • 34. 18 ocak itibariyle öğretmenlerin yatmaya başlaması

    özel okulda rehber öğretmen olarak görev yapıyorum yaklaşık 1,5 yıldır 2 günden fazla tatil yapmadım. (yaz tatili ve sömestr dahil) dün de bölüm başkanımız mesaj attı ara tatilde veli görüşmesine katılacaksınız diye. bırakın boş yapmayı dediğim başlıktır.

    not: bu ülkede eğitimin kalitesini artımak isteyen önce yöneticileri ardından da öğretmenleri nitelikli hale getirmek zorunda.

  • 35. şenol güneş

    bizlere 3 sezonda 2 şampiyonluk, 1 uefa kupası çeyrek finali, 1 şampiyonlar ligi grup aşamasında namağlup liderlik yaşatan, beşiktaş tarihinin en başaralı iki teknik direktöründen biri. performansı diplerden alıp tepelere çıkarttığı futbolculardan kazandığımız bonservis paralarıda cabası.

    şimdi gelelim kendisi hakkında yapılan çapsız eleştirilere.

    birisi demiş ki; negredo, abuş falan geldi haftalarca yedek bekledi, burak yılmaz geldi hemen ilk 11 oynuyor... e be kardeşim negredo ve abuş geldiğinde takımda gelene gidene saplayan bir cenk tosun vardı, hani şu türkiye'de transfer rekorunu kıran cenk tosun. ne yapsaydı hoca cenk'i mi yedek bıraksaydı? peki burak geldi yedek kulübesinde kim var, pektemek ve larin. ister sev ister sevme ama burak her sezon 20den fazla gol atan bir adam, yedekleri ise 10 sezonda 20 golü olmayan pektemek, sezon başından beri bize saç baş yolduran larin. sence ne yapsın hoca?

    bir digeri demiş ki; rakibinin 13 yabancısını söylemeyip, rakibine karşı ayıp işlemiş. ha siktir lan ayıbının amk. karşında bi dünya teknik ekibi ve çalışanı olan, bunlara toplamda milyon eurolar maaşlar veren profesyonel bir kulüp var. şimdi böyle bir ekip işini yapmayacak, o onlarca çalışandan biri kural nedir bilmeyecek, kadroda kim var saymayacak ama şenol güneş durumun farkına varıp, ya kardeş sizin yabancı sayınız fazlaymış onu bi düzeltin diyecek öyle mi? herkes işini düzgün yapsın allah'ın tek enayisi şenol güneş mi? 3 puan kaybetseydik buralarda şenol güneş'e küfür edilecekti. yok yani bi de ulan iş yerlerinizde 200tl ikramiye için en yakın çalışma arkadaşlarınızı satan adamlarsınız gelip burada insanlık dersi de vermeyin kimseye.

    bir başkasıda demiş ki pektemek varken larin'i niye oyuna sokuyor. vay amk vay. adına sayfalar dolusu küfürler yazılan pektemek bir anda kıymete binmiş. şenol güneş düşmanlığı bunların gözünü kör etmiş yemin ederim. allahtan larin çaktı da bir tane "mustafa pektemek niye girmedi oyuna" diyenlerin sayısı sınırlı kaldı.

    bakın arkadaşlar birilerinin gazına mı geliyorsunuz nedir bilmiyorum ama büyük ayıp ediyorsunuz büyük. şu hocaya az destek olun lan. daha sezon bitmeden sizler bizi moralman bitirdiniz.

    edit: he yavrum he "onu çekme bunu çek" diyen, kebapçılar ile kavgalara karışan, tazminatım allah tazminatım diyerek tff'ye dava açan, futbolcularını rakip isviçre milli takımına saldırttıran, derin devlet mafya ilişkisi olan daha saymadığım bir dünya olaya karışmış fatih terim efendi, düzgün bir adam şenol güneş kötü, öyle mi?

    bakın görün beşiktaşlı kardeşlerim sizleri gaza getirenler bunlar, sizin şenol güneş aleyhine yazdığınız entryleri favorileyenler bunlar.

  • 36. sakallı tiplerden artık gına gelmesi

    garip bir gına gelme hali.

    düşünsene seninle alakası bile olmayan bir insanın sakalı var ve bundan rahatsız oluyorsun. sakalı var diye kafaya takıyorsun. neden sakalı var? diye sorgulamalara giriyorsun. işin içinden çıkamıyorsun, sinirleniyorsun sakalı var diye. böyle baya baya insanların sakalı var diye kafaya takarak ortalarda dolanıyorsun, ‘gına’ filan geliyor. yolda yürüyorsun mesela karşıdan biri geliyor, “oha ya yine sakallı bir insan” diyerek mutsuzlaşıyorsun. içinden tekrar, “sakallı insanlardan gına geldi pöff” diyerek yolunu değiştiriyorsun ama o da ne, karşına bir sakallı insan daha çıktı. yani cildinde bir takım kıllanmalar olan insan, lanet olsun. neden böyle insanlar var! gına, gına, sakalllll.

    daha kaliteli dertler bulun arkadaşlar. toplum içinde fikir, bakış açısı, beğeni sahibiyim algısı yaratmak, mesajı vermek için aptal aptal triplere girmeyin. bir başkasının sakalını, bıyığını kafaya takmak nedir? başkalarının fiziksel durumlarını hayatınızın gündemlerinden biri haline getirince neyi başarmış ya da kanıtlamış oluyorsunuz acaba?

    +ben sakallı erkek sevmem ve görmekten de gına geldi.
    -bravo aq.

    not: sinekkaydı.

  • 37. evde vakit geçirmekten keyif alan insan

    benim. 7/24 çıkmam aslında bıraksalar 365 gün çıkmam. sıcak çayım hazır. salçalı yumurtam ve kızarmış ekmeğim de. şimdi gel de çık. en kral mekan olsa bu tadı vermez bana. sobam da yanıyor. daha ne isteyeyim allah'tan. çok şükür ki evimiz var.

  • 38. sütyen giymeden dışarı çıkmak

    sütyen giymeyen erkeklerin yapmaktan bıkmadığı, usanmadığı espri. çok komik amk..

  • 39. rte'nin pazartesi gel başla demesi

    kırk yıllık chp'liyim. tüm çevremi çöpe atıp koşarak giderim.

    hayat kılışdar'ın bokuyla oynanmayacak kadar kısa. hem liyakatli olduğum konuda vatana hizmet etmek boynumun borcudur.

    neyse ki kimsenin liyakati falan siklediği yok da en konforlusundan muhalif takılabiliyoruz.

    (bkz: rüya)

  • 40. lütfen inenlere öncelik tanıyınız

    üslup hatası.

    (bkz: siz)
    (bkz: lütfen)
    (bkz: öncelik)

    olmaz... bünyeye uymaz.

    inenleri bekle şeklinde sertçe anons geçilmeli. evet, sana söylüyorum, sen diye arada da eklenmeli.

  • 41. federer'e kimlik soran görevli

    aynı hareketin arda turan'a yapıldığını düşünüyorum.

    ''senin arda olduğunu bilmiyordum. çek vur beni.''

  • 42. almanların beceremediği şey

    1 bulaşık- elde bulaşık yıkamaları iğrenç. bir komşumuz var, bulaşık makinaları yok. bir kere nasıl yıkadıklarını gördüm evlerindeki bardak-tabaktan yiyip içemez oldum.
    lavaboya ne var ne yok yağıyla pisiyle doldurup, iki çevirip kenara alıp kurulama şeklinde bulaşık yıkayışları beni benden aldı.

    2 temizlik- bizim gibi temizlikte şartları şurtları yok. mutfak beziyle yere dökülen bir şeyi rahatlıkla silebiliyorlar ki ben titizlik hastası filan olmasam da nefret ederim. bizim evde mutfak bezi sadece mutfakta ve mutfak için kullanılır asla yer silinmez. sonra o bez toz bezi olur, en son tuvalete gider sonra da çöpe.

    3- tuvalet - tuvaletlerin deliği çoğu yerde tuvaletin ön kısmında. şöyle
    büyük tuvalette deliği tutturmak imkansız. ille de içinizden ne çıkmış gözüne sokulacak. hiç hoş değil. taharet musluğu zaten yok.

    4- çorba, yemek vs . artıkları tuvalete döküp sifonu çekebiliyor olmaları.

    5- derinlemesine samimi muhabbet- yok anam yapamıyorsun. hele yeni tanıştığın biriyse genelde çok dikkatli ve muhabbete açık olmuyorlar. bizim gibi sıcakkanlı değiller. (genel olarak) sorulara kısa kısa cevap verip muhabbeti devam ettirmiyorlar mal gibi kalıyorsun. (kafa sikeni de var o ayrı)

    6- o kadar teknoloji üretip teknolojiye açık olmamaları - hala online bankacılık kullanmayanı bırak online bankacılığı atm bile kullanmayanı var ya da cep telefonu.

    7- sağlık sistemi- bunu da beceremiyorlar. sağlık sistemi sıçmış durumda. burada doktorlar kendi muayenehanelerinde hizmet veriyor. hastaneler ise ameliyatlar veya acil durumlar için. hastanede acile gittiğinizde zaten 2-3 saat bekliyorsunuz. eğer grip gibi hafif bir hastalığınız varsa ve doktora gitmeniz gerekiyorsa acil zaten size götüyle gülüyor niye geldin gibilerinden, ya hemen doktorunuzdan randevu alıp gitmeniz gerekiyor (ki randevulu durumlarda bile 1 saate yakın bekleme süresini gözden çıkarmanız gerekiyor), ya da öylece gidip saatlerce bekleme odasında bir boşluk olup sizi almalarını beklemeniz gerekiyor. hele ki çalışıyorsanız ve işten dolayı rapor almanız gerekiyorsa, bu processlerden dolayı ben şahsen işe gidiyorum daha kolay oluyor.
    spesifik bir bölüme muayene olacaksanız "endokrinoloji" gibi, üniversite hastanelerinden randevu alabiliyorsunuz. ben dün aradım temmuza randevu verelim dediler. yok dedim kalsın.
    ayrıca doktorların çoğu da çöp, benim bugüne kadar inanılmaz memnun kaldığım bir doktor henüz olmadı.

  • 43. burak yılmaz

    burak da şenol güneş de bunun böyle olacağını biliyordu. baskı altında oynayamıyorsa oynamasın, şenol da oynatmasın. ben mi dedim ona gel diye?

    baskı var diye mi maçta hiç koşmadı? baskı var diye mi önde basmadı da adamlar savunmadan orta sahaya basketbol oynar gibi sekiz saniyede top geçirdi? ilk yarıdaki kaleciyle karşı karşıya zor pozisyonda köşe vuruşu olan şutu ve ikinci yarıdaki ljajic'e atmaya çalışıp atamadığı topuk pası dışında olumluymuş gibi gözüken tek bir hareketi var mıydı? koşsun mücadelesini etsin, yine kimse tribüne çağırmaz o emek hırsızını ama belki kimse ıslıklamaz da...

    eşini dövdü diye burak'ı ıslaklarsak tecavüzcü robinho'nun takımı başakşehir şampiyon olabilir elbette. ama eşini döven burak'ı ıslıklamazsak tecavüzcü robinho'nun takımı başakşehir'den ne farkımız kalıyor?

    burak'ı ıslıklayanlar beşiktaş'ı iyiyken tutanlar değil, feda sezonunda da yalnız bırakmayan taraftarlar. kazanalım da ne olursa olsun diyen taraftarların maçası bizi beşiktaş'tan kovmaya yetmez. ne olursa olsun kazanalım diyenler isterlerse başarı için her şeyi mubah gören galatasaray'ı tutabilirler. karakteriniz çok uyar.

  • 44. marcos do nascimento teixeira

    feto'nun dağıtılması sonrası ligde ancak 17. sırada kendine yer bulabilen takımın taraftarları arasında dalga konusu olmuş .

    forveti 30 maçta bir gol atabilen takımın hem de.

    çakma kabadayı dedikleri adamın neredeyse kapatma noktasına getirdiği bir kulüpten bahsediyoruz .

  • 45. şu anda çalan şarkı

  • 46. ankara'daki ağaçlarda papağanların görülmesi

    bilen bilmeyen atıp tutmuş, bilmiyorsanız niye yazıyorsunuz?

    papağanlar kış şartlarında yaşayamaz diye bir şey yok, tam tersi birçok papağan türü zekasından dolayı çok hızlı çevre şartlarına adapte oluyor. kuşların vücut ısıları -20 ile +35 derece arasında yaşamaya uyum sağlayabilir, ama bu da kural değil genelleme, türlere göre değişkenlik gösterir. pakistan papağanı diye bir şey var mesela, pakistan tropik ülke mi? avustralya'da doğada yaşayan bir sürü papağan var, orada kış olmuyor mu? kışın serçeler yiyecek bulamayabilir ama papağan bulur, gözleri kuvvetlidir çok uzağı görürler bu yüzden tepeden her yeri süzerler. gidip yerdeki karları eşeleyip yemeğini yine çıkarır. üç dört alt tür hariç neredeyse tüm papağanlar istilacı olduklarından gerekirse diğer kuşların yuvalarını ve yemeklerini çalarlar. gagaları ve ayakları sıradan kent kuşlarından çok daha kuvvetli olduğu için, boyut olarak küçük papağanlar bile kargalara kafa tutarlar, karga bunlarla dövüşemez, bir tane küçük yeşil papağan kocaman 4-5 kargayı korkutup kaçırabilir, bunda tuhaf sesler çıkarıp cins cins hareketler yapmalarının da etkisi olur.

    papağanlar meyve yer diye bir şey yok, meyve de yerler ama her şeyi yiyebilirler. meyve yemesi gereken ve yemezse sağlığı bozulan 2-3 papağan türü vardır, onun dışında normal serçe karga ne yiyorsa onu yerler.

    kamyonla mı gemiyle mi gelmiş fark etmez, hiç papağan olmayan bir şehre 3-4 tane "yeşil papağan" koyun, üremeye başladıkları anda türlerini çoğaltırlar. sayıca o kadar çok üreyemezler mesela serçe gibi, ama etrafta gözle görülecek kadar çoğalırlar kısa zamanda. öyle binlerce papağanın gemiden kaçmasına gerek yok yani.

  • 47. bill gates'in hamburgerci kuyruğunda beklemesi

    amerika gibi kapitalizmin babası olan ve kurtlar sofrası bir ülkede resmi olarak (!) 95.5 milyar usd serveti olan birinin,afrika'da aşı ve yardımlar ile insanları kurtardığını,çok naif ve sade bir yaşantısı olduğunu veya normal bir vatandaş gibi hamburger sırasına girdiğini düşünecek kadar naifseniz gelecek yaşamınızda başarılar diliyorum.

  • 48. avm dışında sosyal faaliyet olmaması

    istanbul gibi övüle övüle bitirilemeyen güzelliklerine methiyeler dizilen şehirde, haftasonu mağaza gezilip fast food yemek dışında bir faaliyet kalmaması,kalsa da yapılmaması durumudur.bakıyorum etrafımda bunu artık bir ayin gibi ibadet gibi rutin haline getirmiş aileler,arkadaş grupları var.haftasonu arkadaşlarımla düşünüyoruz yapacak bişey bulamıyoruz koca şehir ölü bir kasaba gibi.bisiklet alıyım kendi faaliyetimi kendim yaratayım desen, varoşlarda bisiklet kullanman ne mümkün. sığırlar bisiklet yolunda mangal yakıyor.avrupa şehirlerinde durum ne diye merak ediyorum.bilen arkadaşlar tecrübelerini paylaşırlarsa seve seve okuruz.

  • 49. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    siz laftan sözden anlamaz mısınız? bu tırnaklarınızı yemekte nerden çıktı eskiden böyle şeyler yoktu tırnak yeme moda oldu. tırnaklarınız sanayide çalışan mahmut usta gibi duruyor! silkelen ve kendine gel!!!

  • 50. tarımın çökme noktasına gelmesi

    iyi olmuştur.

    gidin o tarımın çöktüğü köylere, hala erduvan da erduvan diye gezerler. yılların mhp'lisi bile "biz liderimizin peşinden gideriz" diyor. tarımın çökmesi benim yapacağım mesleği de doğrudan etkiler ama yansın ağzına sıçayım, svihs.