Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. rte'nin bara gitmesi

    adam tayyibe bugun cuma oldugu icin kalabalik oluyor demis.
    halk kahramani yemin ediyorum.

  • 2. hürriyet'in yayınladığı erdoğan fotoğrafı

    özür sayesinde gördüğüm fotoğraf. özür dilemeseniz haberimiz olmayacaktı. teşekkürler hürriyet sen bizi güldürdün tanrı da sizi güldürsün.

  • 3. kredi kartı aidatının iadesi için ağlayan insan

    yarrak kafali kraldan cok kralci bir bokuk'un sicmiği.

  • 4. penis boyu önemli mi

    pamela anderson, eski sevgilisi için ''penisi çok küçüktü'' demişti. adam da ''bir boeing 737' yi büyük kanyona indirirseniz boeing de küçük görünür'' dedi.

    yani bu da bir bakış açısı tabii.

    edit: bir yazar arkadaşımız mesaj atıp uçağın modelini 717 olarak düzeltti. marka yine aynı ama. ne kanyonmuş be.

  • 5. 13 kasım 2015 paris saldırıları

    60 kisi hayatini kaybediyor. haliyle olaganustu hal ilan ediliyor, ordu 2. dunya savasindan sonra ilk kez sokaga cikiyor, sinirlar kapatiliyor, terörle mücadele operasyonu baslatiliyor. ankara'da 100 kisi ölüyor cumhurbaskani gunlerce konusma ihtiyaci bile hissetmiyor, bakan istifa edecek misiniz sorusuna guluyor. saka gibi bir ulkede yasiyoruz.

  • 6. para klipsi bir erkeğin en karizmatik aksesuarıdır

    değişik bir tespit. hayır ben başlığı okuduğumda para klipside neymiş diyerek googledan baktım.

    (bkz: fakirliğin anlaşıldığı anlar)

  • 7. askerde verilen laptop

    amk. sizin yüzünüzden gittim bölük astsubayından laptopumu istedim. revirdeyim...

  • 8. 14 kasım 2015 samanyolu tv'nin uydudan çıkarılması

  • 9. kışın evi ucuza ısıtma yolları

    alt kata bebekli bir kiracı bulmak en ucuz ısınma yöntemidir.

  • 10. rus kızlarının aslında güzel olmadığı gerçeği

    (bkz: mastürbasyon yapıp başlık açmak)

  • 11. türkiye'de evlerin çirkin ve sinir bozucu olması

    türkiye'de en işleyen sektör, en iyi kazandırmış/kazandıran sektörlerden biri inşaat sektörüdür. ama türkiye'de öteden beri bok gibi evlerin yapılıp satıldığını görüyoruz. ulan bir sektörde hiç mi estetik duygusu olmaz. bu kadar mı kalas olunur?! beş para etmez, dandik yapılar. göz zevkinin içine eden, konumuyla, duruşuyla insanın içini karartan yapılar bunlar.

    müstakil evinde, yalısında krallar gibi yaşayan kodamanları bir kenara bıraktığımızda türkiye'de ev beğenmenin nasıl mümkün olduğunu anlayamıyorsun. mesela istanbul'daki evlere bakalım. hepsi üst üste binmiş. yeni bir bina götüm kadar bir aralığa yapılıyor ve bitmeye yakın 2+1'ler şu kadar, 3+1'ler 300 bin 400 bin diye afişe ediliyor. bir arkadaşım aldı böyle yeni bir binadan 2+1 ev. ev esenlerde. 350 bin liraya almış ve çok güzel diyor. çok güzel derken de gözleri parlıyor. şimdi istanbul'da çalıştığın yere yakın bir ev almak zorunda olmayı anlıyorum. istanbul'da evlerin uçuk fiyatlarda satılmasına neden olan arz/talep dengesini kavrıyorum ama görüntüsü, bulunduğu sokak; pencerelerinden baktığında karşılaştığın manzarasızlığa rağmen, "bu ev yepisyenii ve çok güzel görünüyor" diye sevinmeni anlayamıyorum. ulan bu nasıl bir algıdır yahu. şu anda içinde bulunduğun bu ev, çirkinliğin, estetik yoksunluğunun, ucubeliğin vücut bulmuş hali be. pencereden baktığında 10 metre ilerisini görebiliyorsun. gören de shire'a taşındın sanacak. bakın zorunlulukların/kısıtların bizi getirdiği noktayı anlarım ama başka imkan yok diye böyle sikimsonik yerlere kimse güzel demesin allah aşkına.

    anadolu'da da durum böyle. bütün binalar birbirine benziyor. sokaklar da keza öyle. tavanından rutubet akan evler yüzbinlerle ifade edilemiyor. beykoz'da, üsküdar'da yerin dibindeki evler; çürümüş daireler, denize yakın diye iyiymiş gibi anlatılıyor. ve şaşılacak biçimde insanların güzellik algısı da bunu kabul ediyor. kocaman rezidanslar var insanı bunaltıyor.

    neden şöyle merkezinde yeşil ve çok geniş, epey bir geniş alanın olacağı ilçelerde, müstakil ve yapısıyla bir şeye benzeyen evler yapılmıyor ki; neden böyle üst üste binmek zorundayız anasını satayım. türkiye'de evler bok gibi ve bu biçimsiz yapıları satın almak için ömür vererek çalışmak düşüncesi insanın zoruna gidiyor.

    koca bir ülkeyi kafası çalışmayan, içinde estetik duygusu bulunmayan cahil müteahhitler dizayn etti. bugünkü yapı inşaat şirketleri de, insanları daracık bir alanda üst üste koyarak becerme yolunu seçtiler. böylece geniş arsalara yayılıp kardan kaybetme riskleri yok olmuş oldu. ve böylece bugünkü çirkinlik ortaya çıktı.

    türkiye'de sokağa çıkınca için kararıyor. bir yeşillik görmek istesen, bir orman ferahlığı yaşamak istesen arabaya atlaman ve epey yol gitmen gerekiyor. 300 - 500 bin liralık evine döndüğünde, kapısından içeri adım atar atmaz, karanlık ve içe dönük bir yaşam biçimine dönüyorsun. yaşadığın en büyük estetik duygusu tavandaki kartonpiyerler. ne diyelim; yaşamaya mecbursun.

  • 12. rusya'nın ışid'e karşı fosfor bombası kullanması

  • 13. akit'e verilen ceza düşünce özgürlüğüne darbedir

    akit yazarları düşünemediği için sorun yok.

  • 14. 13 kasım 2015 dolar kuru

    nominal değer nedir, reel değer nedir açıklamadan parti şakşakçılığı yapanları gösteren kurdur. ulan dolar %2300 arttı da kalan ekonomik göstergeler ne oldu? herhangi bir dönemi övme kaygım yok ama nominal değer ile açıklama yapmak nedir amuğagoyum?
    not: yatırım tavsiyesi değildir zira tavsiye içermez.

  • 15. metrodan inenleri sıra halinde bekleyen japonlar

    (bkz: insanlığa giriş 101)

  • 16. markafoni'nin hakkı olmayan paraya el koyması

    aslında markafoni'nin para gasp etmesi diye açacaktım başlığı ama ticari itibarı zedeleyici olabilir diye vazgeçtim. ne de olsa ortada bir ticari itibar yok.
    dün siteden ürün seçerken mobil uygulamadan kargo bedava pop up'ı çıkması üzerine mobilden yaptığım alışverişin ardından gelişen süreci, sadece firma ile yazışmalarımla aktaracağım.

    c**** ***** <c*********@gmail.com>

    16:12 (21 saat önce)

    alıcı: destek
    merhaba,
    saat 14.00 - 16.00 arası mobil uygulamadan 50 tl üzeri alışverişe kargo ücretsizdi. buna istinaden saat 16'dan evvel (sanıyorum 15.54 gibi) app üzerinden 13************* sipariş no'lu alışverişimi yaptım ancak kargo ücreti de faturalandı.

    13************* no'lu siparişime yansıtılan kargo ücretinin iadesini rica ederim.

    -----

    mine p**** <case@markafoni.com>

    16:14 (21 saat önce)

    alıcı: bana
    değerli üyemiz,

    konuyla ilgili gerekli araştırmalar yapılarak tarafınıza en kısa süre içerisinde bilgilendirme yapılacaktır.

    kampanya süresi 18:00'e kadar uzaltıldı.

    iyi alışverişler,

    destek detayları
    destek no:muo-207-77354
    bölüm: markafoni
    tip:test

    -------

    sevinc b**** <case@markafoni.com>

    17:58 (20 saat önce)

    alıcı: bana
    değerli üyemiz,

    memnuniyetiniz adına hesabınıza kargo bedeli kadar kupon tanımlanmıştır. bir sonraki alışverişinizde kullanabilirsiniz.

    iyi alışverişler,

    saygılarımızla,

    sevinç b****
    müşteri hizmetleri ekibi

    destek detayları
    destek no:muo-207-77354
    bölüm: markafoni
    tip:test

    -------

    c**** ***** <c*********@gmail.com>

    09:03 (5 saat önce)

    alıcı: case
    merhaba,
    "memnuniyetiniz adına" ifadenizi tam olarak anlayamadım? burada bir müşteri memnuniyeti lütfunda bulunmanızı gerektirecek bir şey yok. satır içi resim 1
    yukarıdaki görselde sunduğunuz anlık fırsatla ilgili sorumluluğunuzu yerine getirmeniz gerekir.
    mobil uygulamadan alışverişe kargo bedava dediğiniz için mobil uygulamadan alışveriş yaptım, kargo ücretini tahsil ettiniz. şimdi ise bedava diyerek aldığınız ücreti indirim kodu olarak yine kendinize bağımlı tutuyorsunuz.
    bu tabloda bir müşteri memnuniyeti durumu yok, sizin teknik hatanızı giderememe sorumsuzluğunuz var. ben indirim kodu istemiyorum, ücretin iadesini yapın lütfen.

    ------

    fatih k**

    09:16 (4 saat önce)

    alıcı: bana
    değerli üyemiz,

    belirttiğiniz şeklinde bir uygulamamız bulunmamaktadır.

    sadece kupon olarak yükleme yapılmaktadır.

    iyi alışverişler.

    saygılarımızla,

    fatih k**
    müşteri hizmetleri ekibi

    destek detayları
    destek no:muo-207-77354
    bölüm: markafoni
    tip:test

    -----------

    c**** ***** <c*********@gmail.com>

    11:31 (2 saat önce)

    alıcı: case
    böyle bir uygulamanızın olmamasının gerekçesi nedir? tüketiciyi koruma kanunu'na uygun mu bu yaptığınız?
    bakın çok net yazıyorum:
    bedava dediğiniz hizmetin ücretini alıyorsunuz ve parama kendi sisteminizde el koyuyorsunuz. ben 12 aralık'a kadar ya da sonrasında alışveriş yapmayı filan düşünmüyorum. paramı iade etmek zorundasınız.

    -----

    aytac p**

    11:58 (2 saat önce)

    alıcı: bana
    değerli üyemiz,

    kampanya hakları ve koşulları markafoni'de saklıdır. teknik hata kaynaklı alınan kargo ücreti kupon olarak geri tanımlanmıştır.

    bu işlem dışında farklı bir sürecimiz bulunmamaktadır.

    iyi alışverişler,

    aytaç p**
    müşteri hizmetleri ekibi

    destek detayları
    destek no:muo-207-77354
    bölüm: markafoni
    tip:sorun

    -----

    c**** ***** <c*********@gmail.com>

    12:13 (1 saat önce)

    alıcı: case
    sorduğum gibi kanun'a uygun mu? bedava denen hizmetin ücretini alıp el koyma hakkının ve koşulunun markafoni'de saklı olması tüketicinin koruması hakkında kanun'dan üstün mü?

    -----

    aytac p**

    12:22 (1 saat önce)

    alıcı: bana
    değerli üyemiz,

    konu hakkında tarafınıza detaylı bilgi, bir önceki iletide verilmiştir. hukuksal anlamda detalı bilgi için tükeci hakem heyeti ile iletişime geçebilirsiniz.

    iyi alışverişler,

    aytaç p**
    müşteri hizmetleri ekibi

    destek detayları
    destek no:muo-207-77354
    bölüm: markafoni
    tip:sorun

    -----

    c**** ***** <c*********@gmail.com>

    12:27 (1 saat önce)

    alıcı: case
    detaylı bir bilgi vermediniz çünkü detaylı bilgi verecek yeterlilikte değilsiniz.
    o dediğinizi zaten yapacağım.

    ****

    şimdi şu durumda hırsız demek elbette haksızlık olurdu. e ne de olsa sokakta cüzdan çarpanın adı belli. bizim olaydaki aktörümüz türkiye'nin e-ticaret büyüğü. respect please tabii ki ;)

  • 17. avrupalı yılda 75 kg et yerken yılda 8 kg et yemek

    (bkz: kişi başı haftada 28 gr et tüketilen cihan devleti)... hizmeti...

    hizmetkarının 1150 odası var ama o ayrı...

  • 18. 13 kasım 2015 gölcük'te banka soygunu

    suriyelileri ülkeye kontrolsüz şekilde alıp memleketin her köşesine kafalarına göre gitmelerine izin verdiği için babam suçludur.
    babama o konuda ben de çok kırgınım.
    akp pür-i paktır.

  • 19. başkentinde 3 bomba patlatılan ülke

    dur bismillah daha olay netleşmedi ölü sayısı belli degil kim yaptı neden yaptı bilinmiyor az bekle. sonra yine yaparsın akp propagandasını.

  • 20. izmir'deki sopalı baltalı kavga

    niye herkes pembe giyinmiş oğlum yumoş reklamı mı bu?

  • 21. koç grubu'na kayyum atanması

    güven
    özveri
    tecrübe ister. buyursunlar bakalım, bekleriz.

    edit: aklıma geldi, aslan bey'den gelsin; '' beklemediğiniz zaman geliriz''* zaten anca o zaman gelebilirsiniz amınoğulları.

    edit 2: yapılır diyen arkadaşlarımızı birazcık küresel ekonomi okumaya davet edecekken bir gülme geliyor. okuyan ne arar la burada. burası okuma değil, yazma merciiii
    işte bunlar hep kanzuk

    yani asker almaya benzemez bu iş, öyle korkma kimse kimseninde götünden kan almaz.ama... evet aması var. şu ergenlikten bi' çıkamadınız amk. hayatınız kurtlar vadisi. hala o bundan güçlü, şu şundan zengin hesabı yapıyorsunuz. bizim de fikirlerimizi o minvalde aktardığımızı zannediyorsunuz, değil ama. senin baban benim babamı döver meselesi de değil bu. dünya 'network' ilişkilerini öyle kurmaz, birbirine dolayarak kurar. yani senin kafanın basmayacağı teknik konular bunlar. neyse ki para ile beslenen bir halk ve o halkın oylarıyla hüküm süren 'hükümet' senden biraz daha akıllı, kendi bacağına sıkmaz. sıkamaz (yatırım tavsiyesidir, at fav'a bekle)

    onun dışında vakıf makıf götünden sallayanlar olmuş, onlar için daha ilgi çekici konular sunacağım;
    beyaz şov bu sene kanal d'den ayrılıyormuş
    cem uzana hapis şoku
    bülent arınç yeni parti kurmuş, urfa başkanı adayı da melih gökçekmiş
    aydın doğan aslında vehbi değil mustafa koç'un oğluymuş. makyajla yaşlandırıyorlarmış onu hergün.
    eriğin kilosu da macro center'da 127 liraymış. (papaz)

    edit 3: yeni uyandım. ben bu sözlük uygulamasını telefonuma kuran aklımı sikim. neyse ki silinebilen birşey. şimdi onu siliyorum. oğlum sizi kim kandırdı lan, özel mesajlara cevap verdiğim konusunda ? adam daha öncesinde kronolojik(bu nasıl yazılıyor amk) olarak 4 entry'im hakkında abuk sabuk sorular sormuş, hiçbirine yanıt vermemişim üzerine yılmamış bir de bunun hakkında atmış tutmuş. yemin ediyorum tutarlılığına hayran kaldım. inanç böyle birşey demek ki. mesajların bir kısmını okudum, gerisini okumadan siliyorken ee sikerim uygulamasını komple sileyime kadar geldim. uygulama silinsin sonra kalanları da sileceğim. şimdi o yüzden size bu konuda ki izlenimlerimi anlatacağım.
    1- öncelikle işsiz gurubu takdir ediyorum, beni bu saatte sözlüğe giriş yaptırabildikleri için. bundan sonra hiç kimseyi kınamayacağım, siksen bunu yapmam demeyeceğim. birileri o söylediklerimi zamanında not almış olsaydı şimdi teknik anlamda sıkıntıdaydım. beni yavaş yavaş imana getiriyorsunuz.
    2- ekşisözlük özel mesaj fasilitesi meğer ne sikindirik birşeymiş onu anladım. daha önce de bu konuda kaygılarımı belirtmiştim, küfür eden mesajlardan yana dertli olmadığımı hatta bir yerde onların eğlenceli olduğunu ancak 'sanı' üzerine içinde ilim/fikir barındırmayan boş safsatalarınızı ''bu it bunu okumalı'' mantığı ile bana ulaştırmanızın ikimiz içinde zaman kaybı olduğunu anlatmıştım. arkadaşlar, size acı bir gerçeği açıklayacağım. lütfen sıkı durun. sizler benim yazılarımı okumak zorunda değilsiniz. (evet) eğer çevrenizde size şiddet zoruyla bunu(benim yazılarımı) yaptıran(zorla okutan) orospu çocukları varsa beni de çağırın gidelim anasını birlikte sikelim. daha öncesinde de belirtmiştim sözlüğe neden yazdığımı. okunmak için, ya da bazı 3. seri beyin sahipleri gibi tarihe not düşmek için değil. tarih benim umrumda değil. keza okunup/okunmamakta. ben isterdim ki, burada sizinle ''yazmak ve faydaları'' üzerine teknik bir meseleyi tartışalım ama siz konuyu sürekli ''kılıçdaroğlu aslında alevi imiş'' boyutuna indirgeyip beni her seferinde deplasmanda yakalıyorsunuz. güncel siyaset ve niceleri benim anladığım, anlamak istediğim konulardan değil. ilgilenmiyorum/anlamıyorumda. tıpkı özel mesajlarınızla ilgilenmediğim gibi. size acılı gelebilir ama ''bu it'' o yazdıklarınızı okumak istemiyor arkadaşlar. ve burada benim canımı yakan şey, arada ki samimi ve gerçekten benim gibi olan kişileri sizin yüzünüzden kaçırabileceğim endişesi. korkarım ki tanrı değilim ve bu yüzden mesajları da içeriğine bakmadan anlayamıyorum. ancak ne zaman içeriğine baksam ''ooofff'' ünlemi dilimden eksik olmuyor sayenizde. yapmayın. gerçekten inandığım tek şey olan ve bu dünyayı yaşanabilir kılabilmeye yardımcı olacak tek etken aktivitemi de en azından bu portalda benim elimden almayın. sizler benim yazdıklarımı ben de sizlerin yazdıklarını okumak zorunda değiliz. en azından dünya bu kadar kalabalıkken. evet arkadaşlar, dünya çok kalabalık. zamanında taş taşımak için gönderilmiş(benim fikrim bu) bunca insan gereksiz sikişerek çoğalmışız. şimdi de işin içinden çıkamıyoruz. ya n'apıyorum ben burada ya, neyse arkadaşlar umarım birbirimizi birazcık daha iyi anlayabilmişizdir. bu entry'de tıpkı diğer entrylerim gibi benim umrumda değil. yazdıktan sonra üzerine düşündüğüm ya da banyoda kız arkadaşımla sevişebildiğim zamanlarda aklıma gelen aslında şurayı şöyle yazabilirmişiz dediğim birşey değil. yazdıktan sonra unutuyorum bile. şu güne kadar bu sözlüğe 5-6 binden fazla entry yazmışımdır. amk hepsine sizin bana attığınız mesajlar kadar zaman ayırsaydım şimdi aç kalırdım(evet zamanında fakirmişiz biz, sizin aksinize isteklerimizi yerine getirebilmemiz için hala çalışmamız gerekiyor). o yüzden yormayın beni lütfen. daha önce de anlattım özel mesajları kapatmak istemiyorum, sırf sikişebiliyoruz ama yine de canımız çekti diye yolda yürürken bir kadına saldırmadığımız gibi, siz de sırf bir anlık gaz ve heves için bir de bunu yapabiliyorsunuz diye bana mesaj atmayın. yardıma ihitacınız olur, birşey kafanıza takılmış olup belki bu bilir diyebileceğiniz birşey olur ya da canınız çok sıkkındır beni dinleyeceksin yarrağım dediğiniz birşey olur onların hepsi kabulüm. öyle zamanlarda atın özel mesaj. ama din nedir hakkında bir fikri olmadan şu duayı tersten okuyunca şu oluyor tadında ki mesajlarınız hem sizi hem de beni yoruyor, görüyorsunuz. ve ben arada diğer mesajlar hatrına çok zorlanıyorum. sayenizde de güneşin doğuşunu neredeyse kaçırdım. aferin.

  • 22. askeri öldürünce annesini arayıp dalga geçmek

    kimse kusura bakmasin, sikerim boyle dini mezhebi inanci.

  • 23. 13 kasım 2015 mediamarkt rezaleti

    aslında mediamarkt ve teleservice rezaleti olarak acacaktım baslıgı. aslında sıgıyordu da.

    efendim lenovo marka bir akıllı telefon alma gafletine dustum bu mediamarktan. 4 gun sonra dokunmatigin sag kısmı calısmamaya basladı. arastırdım ki kronik bir rahatsızlıkmıs bu model lenovolarda. neyse 14gun dolmadı kendi hatam degil, esek degiller ya degistirirler dedim. goturdum degistirmediler. ( yazıyı burda bıraksam haklı olarak derdimi sikmeye gelecekler. ama asıl olay buradan sonra baslıyor.)

    iade almamalarının sebebi içine sim kart takmıs olmammıs. servise gondereceklermiş. yani bu 14 gun olayı falan hikaye. butun olayı gectim musteri ilişkisi sifir sifir sifir. yapacak birsey yok,sıraki musteri lutfen modunda. telefona sinirlenmedigim kadar buna sinirlendim ve bundan dolayı bir karıstırdım ortalıgı ama bi boka yaramadı tabiki.
    neyse o gun yedek telefonum olmadıgı için bırakamadım. birkac gun sonra tekrar gittim. bu arada ikame telefon alma hakkım oldugunu falan duydum ve mediamarktta elemana soyledim. evet abi var ama 10 gun içinde sana donmezlerse verirler dedi. anlastık delikanlı dedim.

    10 gun gecti aradım mediamarktı. bir no verdiler lenovo servisleriyle ugrasan. aradım. ellerinde parca olmadıgını ve beklediklerini soyledi. ee nerde benim ikame telefon dedim. kendiniz getirseydiniz olurdu ama kargolanan urunlerde olmaz dedi. mediamarktın boyle birsey soylemedigini soyledim. '' yapabilecegimiz birsey yok '' dendi. usendim ugrasmaya bekledim birkac gun daha.

    bana anlasmalı servisin telefonunu vermislerdi ama zaten bana verdikleri belgede de vardır diye kaydetmedim. ( farklı no yazıyor belgede ) iki gundur bu anlasmalı servislerini arıyorum, alcatel için 1 e su için 2 ye diye sayıyor ama lenovo yok sistemde. imei numarası giriyorum. tanımlı degil diyor. musteri hizmetlerine herhangi bir sekilde baglanmıyor. denemek isteyenler buyursun denesin : 0216 458 97 97 buradan bir sekilde herhangi bir musteri hizmetlerine baglanabilen adam cıkarsa benden cay.

    bu sefer mediamarktı aradım. bunu da isteyen denesin : 0242 320 04 70/71 10 gun once calan telefon calmıyor. genel cagrı merkezini aradım durumu anlattım. 15 gundur haber alınamıyor telefondan. antalya mediamarkt cevap vermiyor vs diye. onlar sizi arayabilir ama siz arayamazsınız o numarayı dendi. ee 10 gun once aradım calıyordu dedim. artık oyle degil dendi isgucu vs diyerek. ikame urun verilmesi gerektigini soylediniz oyle birsey ancak kendim iletirsem olurmus, bunu niye bana soylemediniz dedim. arkadas yeni calısmaya baslamıs olabilir dendi. anlasmalı yerin telefon numarasına ulasamıyorum dedim. onu size veremeyiz zaten dedi. daha önceden verdiler dedim. vermemeleri lazımdı dedi. telefon onarımda beklemekten baska yapabilecegimiz birsey yok yasal surec 21 gun dedi.

    antalya mediamarkt a soyleyin beni arasınlar dedim. tamam ilettim dedi ve arayan soran yok tabi ki.

    telefona sokayım da su siniri yasattılar ya telefonda..

    kurumsalmıs gotum.

    sizden ricam derdimi siken bakınızlar olsun ''like''lar olsun, biraz canlı tutun sunu. ben yurtiçi kargo rezaletlerin de basıyordum artıyı. verdigimi alma vakti gelsin lan lutfen.

  • 24. fazla itibarı olmayıp iyi para kazanan meslekler

    (bkz: alp kırşanlık)

  • 25. ekşi yazarıyım dendiğinde gelen tepki

    bi kere bu fırsat elime geçti.

    ortaokulda hoşlandığım kız vardı. o zamanlar çok zıpırdım türlü şebeklikler yapardım o gülsün diye. çok da gülüyordu ama bi türlü açılamıyordum. aradan yıllar geçti, o yıldan sonra bir daha hiç görmedim onu. sonra bi gün facebook'ta denk geldim. sığır gibi mesaj attım naber diye. iyiyim sen dedi, cevap vermedim. mesaj attığıma bile pişman olmuştum. unutmuştur belki de beni, ne diye mesaj attım ki?

    neyse on dakika sonra tekrar yazdı noldu nerden aklına esti falan dedi öyle başladık konuşmaya. aynı şehirde yaşıyormuşuz. eskişehir hakkında konuştuk, eski günlerden konuştuk, o zamanlar ben hoşlanıyordum senden meheh falan diyorum gülüyo o da. hala aynı duyguları beslemediğimi biliyor tabii. neyse birkaç gün sonra görüştük. kahvaltı yaptık. nerden açıldı bilmiyorum laf ekşi sözlük'e geldi.
    ekşi sözlük'ü biliyor musun diye sordu. aga yılların hıncı mı varmış artık içimde, bilemiyorum. döndüm denize* doğru bakıp, "yazarım" dedim. o an birden karizmam iki kat arttı kızın gözünde.

    şimdi evliyiz... çocuk yolda... şaka şaka, bir iki görüşmeden sonra verdim yolu. entersan bi insan olmuş. şimdi ben bunu niye anlattım, sırf şu "şimdi evliyiz... çocuk yolda..." cümlesi için anlattım. arkadaş kıskanıyorum sözlükte böyle uzun uzun sikko hikayeler anlatıp, finalde "şimdi evliyiz" diyen insanları.

  • 26. kedi bakarken sevişmek

    şu hayatta asla yapamayacağım bir etkinlik. yani şöyle deyim, ergenken odamda fener posteri vardı, masaüstü bilgisayarın dns ayarlarıyla oynayıp malum siteye girmeden önce posterin üzerini kağıt havlu ile örtüyordum. yani ne bileyim, rıdvan bakıyor, oğuz bakıyor hadi bunları geç aykut bakıyor abi!

  • 27. hürriyet'in 13.cuma haberi

    demin sitelerinde yayınlanan ve apar topar fotoğrafı değiştirilen haberdir.

    haberin alt görselindeki ayrıntı cidden enfestir ahahahahhhahhahahahahaa!!

    görsel

    görsel 2

    edit: linkler düzeltildi

  • 28. hayata dair gülümseten detaylar

    sabahın körü. ankara metrosu. herkes mutsuz. en çok ben mutsuzum. derken inanılmaz güzel bir akordeon sesi duyuluyor. benim de akordeonum var. ama hayatı ertelemek konusunda bir ölümsüz kadar gevşek olduğum için senelerdir öğrenemedim.

    anne ve çocuğu. çingeneler. oğlanın ön iki dişini fareler yemiş. benim ön sütdişlerim döküldüğünde babam öyle demişti çünkü. öyle de sevimli ki, gözleri ferfecir** okuyor. hatırla sevgili çalarak bana yaklaşıyorlar. nefes alan bu enstrüman kimsenin yüzünde bir gülümseme oluşturamıyor, çok ilginç.

    kimsenin ön dişlerini fare yemiş bu çocukla paylaşacak bir lirası bile yok. bir lirayı geçtim, kimsenin yüz ifadesi değişmiyor. halbuki o çocuk ve annesine o iğrenç ankara sabahını şenlendirme çabaları için plaket vermeleri gerekirdi.

    çantamı karıştırıyorum. ben dağınık bi kadınım. cüzdanım sadece kartları tutmak için. paraları üşengeçlikten direkt çantaya atarım. biraz da salağım galiba, aradığım hiçbir şeyi bulamam.

    bozukluk aradım, var biliyorum ama bulamadım. müzik yaklaşıyor. elime 5 lira geldi. çocuğun kısmetiymiş dedim. geldi yanıma bitter çikolata kılıklı çocuk. küçük pet şişeyi yarıdan kesmiş onu da para toplama kabı yapmış. 5 lirayı sıkıştırıyorum. kap bomboş. gözleri dönüyor mutluluktan, inanamıyor. bir kaba bir bana bakıp "ooooooğğğğ" diyor, annesine dönüp ana dilinde bir şeyler diyerek kabı gururla gösteriyor. sonra yerinde dans eder gibi iki gerdan kıvırıyor. en son para toplama kabını, müsabakadan kazandığı bir kupaymış gibi bir eliyle havaya kaldırıyor.

    5 lira ya. aptal bi beş lira. bir çocuğun gözlerini kocaman açtırıp yerinde dans ettirebiliyor.
    geri kalan ve ön dişlerini fare yememiş yetişkin insanlar ise aynı asık suratlarıyla inmek için kapının önüne yığılıyor.

  • 29. bütün iyi kadınların kapılmış olması

    "iyi adamlar yalnızlıktan ölüyor. iyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken."

    dostoyevski

  • 30. mehmet baransu'nun gazetecilere mektubu

    (bkz: su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim)
    olum siz ne utanmaz ne ahlaksiz adamlarmissiniz lan. eve kendi yerlestirdiginiz belgelerle insanlarin yillarca hapiste yatmasini saglamak gibi tarifi mumkun olmayan bir orospu cocuklugunu organize bir sekilde gerceklestirmis bir suc orgutunun uyeleri degil misiniz siz? lan sen daha 2-3 yil once televizyonda onu da aldik bunu da aldik demiyor muydun olum?

    tek kisilik hucrende curuyerek olsen ve seni bocekler yese zerre kadar uzulmeyecek insanlarin neden bu kadar gozunun dondugunu otur dusun. fazla sesini cikarma.

  • 31. 13 kasım 2015 paris'te kafa kesilmesi

    "belki de bu dünya, başka bir gezegenin cehennemidir"

    aldous huxley

  • 32. memurun iş güvencesinin kaldırılması

    memur düşmanı arkadaşlar heyecanlanmayın ve sevinmeyin;

    memurun iş güvencesinin kaldırılması belki eser miktarda fayda sağlayacak olsa da esas itibariyle olacak şudur:

    iktidar döneminde giren memur çalışmaya (çalışmak derken reel anlamda çalışmaktan bahsetmiyorum; maaş almaktan bahsediyorum) devam edecekken kendi kafalarına uymayan memurun sözleşmesi pek çok bahane bulunarak fes edilecektir.

    ama dediğim gibi, sevinmeyin!

    çünkü bulunacak bahanelerden hiçbiri "verimli çalışmaması" ya da "kalitesiz iş yapması" olmayacak, olamayacak.

    zira verimsiz ve kalitesiz çalışan memur ancak amirinden laf duymayacağına emin olan, sicilinin bozulmayacağını bilen, bir aksilik olduğunda amir atlayarak doğrudan üst amir ile muhatap olabilen iktidar memurudur.

    ve dediğim gibi iş güvencesi kaldırılırsa zaten iktidar sayesinde işe giren memur kendi sözleşmesinin fes edilmeyeceğine emin olduğundan yatışından taviz vermeyecektir.

    olan iyi çalışıyor olsa bile karşıt görüşlü memura olacaktır.

  • 33. levent'le levent'te event'e katılmak

    levent'te levent'le levante'nin maçını seyretmek mesela.

  • 34. ışid'in rusya'yı tehdit eden videosu

    onuncu kattan kara atlayan bir millete sahip ülkeyi tehdit etmeden önce insan bir düşünür diyeceğim ama aynı örgüt, zamanında beyaz saray'da hilafetin bayrağını dalgalandıracağız diye video hazırlamıştı.

    işin daha vahim kısmı ise bu tehditleri ciddiye alan insanlarla aynı coğrafyada yaşamak.

  • 35. insanlığın en büyük sorunu

    islam'dır.

  • 36. fallout 4

    söyleyeceğim şey spoiler sayılmaz o nedenle paniklemeyin.

    bu oyunda deniz kenarında bir kale var. önemli de görevlerden biri bunun alınması. oraya yalın ayak başı kabak gidip tam üç saat koşarak görevi tamamladım. şaka değil abartı değil tam üç saat tavşan gibi düşmanlardan kaçarak, kalenin etrafında turlayarak düşmanların ekibim ve köpeğim tarafından öldürülmesini sağladım.

    diyeceğim o ki kahramanlık falan hikaye resmen wasteland üzerindeki en dandik adam benim.

    siz benim gibi olmayın, oyunda kale lafı geçtiği anda amerikan başkanı dahil ne kadar insan varsa telefonla arayıp yardım isteyin, topla tüfekle gidin, power armorları kazak gibi üst üste giyin, tank bulun, füze bulun, uzay mekiği bulun öyle gidin yoksa rezil olduğunuzla kalırsınız.

    sünnetten kaçan çocuk gibiydim lan.

    olmaz olsun umudunu bana bağlamış dünya.

    utanıyorum.

    edit:
    merak edenler için görevin adı "taking independence" minutemen görevlerinden biri. kalenin adı da şok edici bir şekilde "fort independence"

    bir de ne vardı düşman olarak diye soran olmuş şöyle özetleyeyim;

    "adam dedim havaaaya dedim bişeyler doldu, kuşlar uçuyo kıyamet gopçak herhalde dedim o ancuazda bir elamet geldi vuuuuuuuuu! evimizi de deldi, perişan etti, yıkacağı yeri yıktı, bi anda da iş bitti."

    gülüyorsunuz ama ciddiyim resmen sokak çocuğuna döndüm. ölmemek için yediğim hamam böcekleri yüzünden enerjinin yarısını radyasyon ele geçirdi, stimpack yok, kurşun yok, kolum bacağım kırık. yolda görseniz düşman mı değil mi bakmadan el bombası atarsınız.

    dünyayı kurtarıcam diye planlarken quasimodo'dan beter oldum. çocuğumu bulsam beni eve almaz, sopayla dürterek kireç çukuruna atar amk.

    daha demin 20 tane mermi için evlilik yüzüğümü sattım onları da utancımdan kafama sıkıcam bitecek bu çile.

  • 37. vodafone arena

    çatısı görsellerde gösterildiği gibi saydam olmayacak arenadır. bittiğinde şu şekilde olacak çatısı.

    stadı yıkamazlarcılar bitti,

    stadı oraya yaptırmazlarcılar bitti,

    inşaat 1 senedir ilerlemiyorcular bitti,

    çatı neden kalkmıyorcular bitti,

    çatı saydam olmayacakçılar çıktı şimdi başımıza.

  • 38. mario gomez

    kılına zarar gelse, beşiktaş taraftarı intikam için toplanıp rakka'ya taaruza geçer, ışid'in kökünü kazımadan da dönmez.

  • 39. paris'teki olaylara aslında o kadar da üzülmemek

    lev nikolayeviç tolstoy'un da dediği gibi; "bir insan acı duyarsa canlıdır. başkasının acısını duyarsa insandır."

  • 40. konya tramvayındaki koltuk sorunu

    tramvay sizin neyinize deveye binin diye düşündüren sorun.

  • 41. hapşıran birine çok yaşa demek yanlıştır

    yerhamukellah ne lan. ufacık bir dil sürçmesinde yarraamı ye olur o.

  • 42. 13 kasım 2015 reddit'e erişimin engellenmesi

    erişim yasağından etkilenmeyen arkadaşlara birkaç nsfw subreddit'i tavsiye edebileceğim şahane platformun engellenmesi durumu.

    * edepsiz kızlarımızın olmayacak yerlerde riske girmesiyle olayların gelişmesi: https://www.reddit.com/r/holdthemoan/
    * plaza çalışanı pelinsu'nun iş yeri halleri: https://www.reddit.com/r/workgonewild
    * vatani görevimi yapıyormuşum gibi çek: https://www.reddit.com/r/militarygonewild
    * dövmeli, piercingli vs hatunlar: https://www.reddit.com/r/altgonewild
    * sağlık alanında çalışanlar: https://www.reddit.com/r/gonewildscrubs
    * halka açık yerlerdeki seksi pozlar için tık: https://www.reddit.com/r/gwpublic
    * asyalıseven kardeşler: https://www.reddit.com/r/asiansgonewild
    * gülümsemesi yüzlerinden eksik olmayanların toplandığı alan: https://www.reddit.com/r/gonewildsmiles
    * bizim türbanlı uygulamamızda zorla +18 çektiler: https://www.reddit.com/r/nsfw_snapchat
    * bollywood güzelleri: https://www.reddit.com/r/indianbabes
    * aile kavramı kargaşası: https://www.reddit.com/r/incestporn
    * aldatmak hiç bu kadar güzel olmamıştı: https://www.reddit.com/r/cheatingwives
    * benim nimetimle şaka yaptılar: https://www.reddit.com/r/pizzadare
    * kadın arkadaşlarımızın fışkiyelerine hakim olamama hedesi: https://www.reddit.com/r/squirting
    * orta doğu ırkını hiç böyle görmediniz: https://www.reddit.com/r/middleeasternhotties
    * o an programının edepsiz versiyonu: https://www.reddit.com/r/flashinggirls
    * ağzından mı öbmüş: https://www.reddit.com/r/girlskissing
    * bilocan: https://www.reddit.com/r/blowjobs
    * kontrolün kadınlarda olmasını merak edenlere özel: https://www.reddit.com/r/workit
    * iç çamaşırı almak istiyorsunuz ama ne istediğinize karar mı veremediniz? https://www.reddit.com/r/underweargw
    * kadının özü yoga, yoganın dostu kadın: https://www.reddit.com/r/girlsinyogapants
    * sallanan tombikto memintolar: https://www.reddit.com/r/boobbounce
    * onlarda dindar nesil: https://www.reddit.com/r/christiangirls

  • 43. debe'ye giren entrylerimizi siliyoruz kampanyası

    (bkz: seni debe yaptırmayacağız)

  • 44. beşiktaş

    bu sene içerisinde akciğer kanseri denilen illet yüzünden kaybettiğim babamın mezarı .

    fanatikmiyim ? hayır, sadece "çok sevdik be abi"

  • 45. suud kralının 400 araç kiralaması

    g 20 zirvesi için ülkemize gelen kral, bin kişilik heyetinin kullanması için 400 mercedes kiralamış, otelin içindeki park alanlarına sığmayınca otel çevresindeki yollara park etmişler arabaları. ülkemizde kiralanabilecek 400 mercedes varmış öğrenmiş olduk. biz hala ibadet diye para basalım arabistan'a ulan madem bu kadar zenginler insanlardan ne diye para alıyor bunlar hac için. o değil de müslümanlar alçak gönüllüdür diyenler bir gelsin hele bişi dicem. https://onedio.com/…-zirvesi-icin-antalya-da-623425

  • 46. türk kızlarının cinselliği başlatmaması

    "duyan da sanar ki edirne'yi aştığın an bacağını aralamış fettan kızlar seni bekliyor." şeklinde irdelenecek sorun.

  • 47. zorunlu aşı anne baba rızası olmadan yapılamaz

    anayasa mahkemesinin almış olduğu karar.
    anne baba rızası olmadan çocuğa zorunlu aşı yaptırılmasını anayasa mahkemesi aykırı bulmuş.

    din dersi zorunlu bir ülkenin geleceğini belirleyen aşı seçmeli.

    yeni orta çağ türkiye'sine yakışır bi durum.

    suriyeli mülteciler nedeniyle; 50-60 yıldır görünmeyen trahoma vak'alarının yeniden görüldüğünü biliyor muydunuz?
    hatta viranşehir, bozova'da cüzzam vak'alarının görüldüğünü?
    aşı sadece senin çocuğunu korumaz, bütün çocukları korur.

    madem anne ve babanın aşı seçme kararı var, aşısını yaptıran ebeveyn de çocuğunu korumak adına aşı yaptırmayan çocuklarla aynı okulda olmasını istememe hakkı da olmalı.

    kaynak

    (bkz: domuz kanı var diye çocuğuna aşı yaptırmayan insan)

  • 48. zenginlik belirten ufak detaylar

    evde üçlü priz olmamasıdır. hiçbir zenginin evinde ortalarda dolaşan üçlü priz yok lan. hatta diğer elektrikli aletlerin de kabloları gözükmüyor.

    bi kere çok zengin birinin evine gitmiştim. ankastre elektrikli ocağını gördüğümde aklımı kaybettim. tezgahın üstünde hiçbir yere bağlı olmadan çalışıyordu. etrafta hiçbir kablo mablo yoktu. eve dönerken kafamı otobüs camına dayayıp, ''acaba pille mi çalışıyor, yoksa mazotla mı çalışıyor'' diye düşünmüştüm.

  • 49. maaşı alıp karısına teslim eden adam

    benim bu. çok müsrif birisi değilim ama yine de hesabını bilen bir eşim olduğu için maaş kartım ile sadece 1 adet olan kredi kartım kendisinde. ben her gün rutin bir şekilde işten eve, evden işe gittiğim için dışarıda ekstra harcama yapacak bir durumum olmuyor. bir nevi 'haftalık' alıyorum eşimden*. dışarıda dostlarla veya başbaşa yemeğe gittiğimizde hesabı eşim ödüyor. taksiye biniyoruz parayı eşim ödüyor. mağazaya giriyoruz alışverişi eşim ödüyor. sevgililik zamanlarının tam tersi*. yalnız, internet bankacılığı kontrolleri* bende. ne oluyor, ne bitiyor görebiliyorum.

    yalnız şunu özellikle belirteyim. 2010 başlarında mortgage kredi faizlerinin en dipte olduğu ve piyasanın en civcivli olduğu zamanlarda eşimin cesareti sayesinde krediye girdik. hesabı kendisi tuttuğu için hem krediyi ödedik, hem kenara para koyduk. 8 senelik krediyi 4.sene sonunda toplu ödeme ile kapattık. işte tüm bunlar hesabını bilen eşim sayesinde oldu. bana kalsaydı ben o zamanlarda krediye giremez, hala kiracı olarak oturuyor olurdum.

  • 50. 55 milyon euro

    oğuzhan: max 8-10
    töre: max 8-12
    gomez: kiralık amk beyinsizi bu adamı 8e alırsın kendi takımına
    toplam: max değerler 10+12=22
    gomez indirimi: 22-8=14
    total:14
    eşantiyon:tiner kafası

    edit:mesajla zoruna mı gitti yarraam yazmışsın ya ne kadar da zoruma gitti bir bilsen yazar kardeş düşün hayata küstüm kafama sıkacam. sow'un o fiyatı da arap sermayesi güdümlü lig yada takımlarda geçerli. tiner mi kullanıyorsun bali mi ben bilmem oksijen israf etme yeterli öptüm kib bye.