Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 29 ağustos 2023 galatasaray molde maçı

    okan buruk’un kazaya mahal vermeyecek bir kurgu ile çıkmasını umduğum maç.

    mevcut kadro ile galatasaray'ın 4-2-4'ü bence avrupa için maceracı kaçıyor zira takımın oyun içinde üstünlüğünü hissettirmesi için bir şekilde rakip sahaya yığılmış olması gerekiyor ama bunu kendi inisiyatifiyle yapacak hızlı pas alışverişlerini her zaman yapamıyor, hızlı hücumlar kalabalık değil sadece uzun topların adresini bulması halinde az kişiyle yapılabiliyor, bu anlarda ön ve arka arasındaki mesafe uzadığı için seken toplara karşı orta sahanın reaksiyonu yetersiz kalabiliyor... yapılacağı söylenen orta saha ve stoper transferleri bu kaderi ilerde değiştirebilir ama o da bu akşamın konusu değil.

    o yüzden kuralar çekildiğinde pek sevinmemiştim çünkü erling moe denişik bir hoca. ilk maçta molde'nin fizik üstünlüğü üzerine eğildi ve kendinden güçlü rakibi yenmek isteyen her düşük takımın yapması gerekeni yaptırarak futbolun güncel hızına (bkz: #128715216) uygun bir oyun oynattı; her yerde gs'den bir - bazen iki kişi fazlaydılar. hızlı yer değiştirmeler ile birbirlerine pas açısı yarattılar, hızlı çıktılar - hızlı döndüler, seken toplara agresif davranıp kaptılar, mücadele ettiler... ama bu hıza çıktıktan sonra kadronun total kapasitesi beceriye yetmedi (bonus: muslera).

    zincir galatasaray ön hattının arkadan kopuk kalışı ile başladı. molde, gs'nin ön alan baskısına karşılık geride kalabalık bir kurulumla top çevirip hızlı yer değiştirmelerle gs ön dörtlüsünün arkasına kolayca geçti, orta saha da bu geçirgenliği telafi edemedi zira gs'nin karşılama planı molde'nin kağıt üstündeki 3-5-2'sine göre kurgulanmış gibi görünüyordu: kanatlar (kerem-yunus) kenar stoperleri alacak, mertens ön libero sivert mannsverk'i, iki merkez (berkan-sergio) ise sağ iç ve sol içi tutacak, bekler (boey-angelino) molde'nin kanat-beklerine saldıracaktı.

    ama oyunu bozan, kağıt üstünde 3-5-2'nin forveti görünen 10 numara magnus wolff eikrem'in geriye çalması oldu. onun geriye gelmesiyle birlikte mertens'in kovalaması gereken molde'li sayısı ikiye çıktı (mannsverk ve eriksen), mertens'in tutamadığı kişiye sergio-berkan ikilisinden biri öne çıkarak basmak zorunda kaldı. angelino ve boey kanatlarda iki molde'li ile baş başa kaldı ve molde kenarlardan rahatça çıkabilmeye başladı:

    görsel - gs'nin karşılama planı

    icardi başta olmak üzere mertens ve kerem de, ilk etaptaki geçilmenin ardından takibi ikinci adıma taşımadılar (öne çıkmak zorunda kaldığı anlarda sergio oliveira da öyleydi) ve molde neredeyse her hücumunu sayısal üstünlükle yapma şansı buldu. bu hücumlar karşısında ön hattan sadece yunus bir nebze geriye gelme çabası içine girse de o da hep geç kaldı.

    bir yerden sonra bunu çözen erling moe, paslaşmaların ikinci adımında stoperlerden birinin hep ileri çıkıp tekrar top istemesini söyledi. becerikli sol stoper martin ellingsen bu doğrultuda fazlasıyla aktif oldu ve ilk çıkışlarla birlikte yunus'un arkasına sürekli sızarak, sol iç breivik'le birlikte sergio'yu ikilemde bıraktı ve topun ileri taşınmasında önemli rol oynadı.

    görsel - ellingsen'in merkeze çıkması

    bu doğal gelişim molde'nin ikinci golünü de getirdi. yunus'un bu sefer basmak yerine geride durup boş bıraktığı ellingsen merkeze girerek sağ stoper haugan'dan pası aldı ve en sağda bomboş duran sağ kanat-bek knutdtzon'a aktardı (görsel), knudtzon ise hemen mannsverk'e oynadı. mertens'in kontrolündeki mannsverk'in topu taşırken, sergio'nun kontrolündeki eriksen'in ise topsuz yaptığı koşulara bakalım:

    görsel - eriksen sergio'yu geçerek angelino'yu kendine kilitliyor (knutdzon boşa çıkıyor), mannsverk'le eşleşen sergio pası kesecek durumda değil, mertens en arkada nal topluyor

    galatasaray'a düzgün oyun da kurdurmadılar. özellikle dries mertens'in orta sahaya yardıma geldiği anlarda gs'nin yapabildiği 1) ileriye uzun atmak 2) ters kanada dönmek oldu, çünkü molde'nin karşılama planı (görsel) gereği galatasaray kenarlardan başlamak zorunda kaldı, sonrasında molde'nin merkezi kapatan anlayışı karşısında merkeze yerden bir türlü giremedi, girmeye çalıştığı her an topu kaptırdı ve arkada çok geniş alanlar bıraktı.

    bu yüzden galatasaray kenarlardan devam etti, bu minvalde kanat-forvetler (kerem-yunus) içeriye yığılarak, ilerlenen kanada enine bir daralma yaptılar. dolayısıyla kanat değiştirme topları hep beklere (angelino veya boey'e) atıldı ama bekler bu topları aldığında kalabalığa orta göndermekten başka çareleri yoktu:

    görsel - gs'nin ters kanada boey'e dönmesi

    ters kanada dönerken molde'nin bu savunma dizilimini bozmak için, topu çizgide bir kanat-forvetle buluşturup beki hemen yanına koşturmak gerekiyordu ama solda kerem aktürkoğlu'nun sürekli içe katetmekten (biraz da angelino'nun orta becerisinden faydalanmak için ona alan yaratmaktan) vazgeçmemesi sebebiyle bunu sağ tarafta yunus akgün'le yaptılar. oyun kurarken zaman zaman boey'e yardıma inip sol stoper ellingsen'i üstüne çekip sıyrılmayı başaran yunus gs'yi geniş alana taşımayı başardı, molde bu anlarda hemen takım halinde geriye dönüp yerleşebildi ama gs de rakip sahaya paslaşarak çıkabilmiş oldu. bu anlardan birinde, top sol taraftayken bu sefer yunus çizgiye açıldı ve abdülkerim'den gelen bir çarpraz topla kenarda buluştu ve sol kanat-bek haugen'i üstüne çekerek boey'i arkaya kaçırdı, devamında icardi'nin golü geldi:

    görsel - icardi'nin golü öncesi yunus çizgide

    ileri uzun toplar ise sürekli icardi odaklı olduğundan + ön hattın kopukluğundan, bir süre sonra molde bütün sekenleri toplayıp toplayıp baskıyı arttırmaya başladı. sadece bir kez, onda da berkan kutlu'nun iki stoper arasına girip molde'nin karşılama dizilimini bozmasıyla birlikte nelsson'un kerem'e attığı uzun topla sonuç alınır gibi oldu: icardi'nin topuk pasıyla mertens'e bıraktığı pozisyon. kerem'in tek dokunuşla angelino'ya bırakışı:

    görsel - icardi'nin topuk pası başı - berkan geriye

    molde ise üstlerde bahsettiğim üzere toplu oyunda çok daha fazlasını yaptı.

    molde'nin bu dinamizmi karşısında galatasaray öyle durgun kaldı ki okan buruk bu akşam tahtaya 11'i yazarken skerün tahtanızı diyip muslera ile icardi arasını komple değiştirse şaşırmam o derece. cezadan geri dönen torreira harici tabii ki komple değiştirmeyecektir ama yine de buruk'un önünde iki seçenek var:

    1) kendi evinin rüzgarıyla başlayıp kalite farkını öne çıkarmak - tete (ziyech listede yok diye biliyorum)

    2) önceki maça bazı tamirler yaparak başlamak - kerem demirbay, kaan ayhan, barış alper yılmaz, fredrik midtsjö

    birincisinde torreira harici tete'den başka bir değişim olmaz, ikincisinde orta sahayı güçlendirmek + ön alan baskısıyla sonuç almak adına birden fazla değişik isimle çıkabilir, ki bu seçenek zaten ilk maçı bitiren kadronun elemanlarından birilerini dahil etmek demek... okan buruk'un maçta adım adım doğruyu buluşu: önce kerem demirbay'ı mertens'in yerine alıp 4-3-3'e döndü, sonra sergio'nun yerine kaan ayhan'ı + kerem'in yerine barış alper yılmaz'ı alıp fiziksel vitesi arttırdı ama olmadı. en son artık bunları orta sahada kıramıyoruz bari geride eksik yakalanmayalım diyerek kaan ayhan'ı stopere çekip üçlü defansa döndü, berkan'ın yerine fredrik midtsjö'yü alarak merkezi de tazeledi ve maçı bu şekilde bitirdi. bu maça özel bir hamle miydi yoksa bu düşünceyi -ilk maç skorunun da etkisiyle- ikinci maça taşır mı göreceğiz.

    okan buruk belki bu denli farklı başlamaz ama yine de bu maça özel bir tamirat yapacaksa; bence ilk etapta, takım savunmasını aksatan icardi-mertens-sergio'dan en az birinin yerine başka biriyle başlamak isteyecek. elbette icardi'yi kesmeyeceği için mertens veya sergio'dan birinin yerine fiziksel bir takviye yapabilir:

    1) geçen sezonu bitirdikleri fb maçındaki gibi, mertens'in yerine ön alan presini güçlendirecek + savunmayı dağıtacak mikser görevli bir barış alper yılmaz olabilir. mertens toplu oyunda orta sahaya gelip yardım ediyor, hücumda kalitesini ortaya koyan fırlamalıklar yapabiliyor ama fizik kalitesinin git gide düştüğü yerde molde tarzı geride kalabalık paslaşmalarla çıkan bir rakibe karşı pres takibini devam ettirmediği de bir gerçek.

    tabii barış yerine kerem demirbay'la 4-3-3 gibi başlamak da var, bu da esas olarak ilk maçtaki skor sebebiyle topa sahip olmak isterse tercih edilir gibime geliyor.

    2) veya sergio'nun yerine berkan kutlu / kaan ayhan / fredrik midtsjö gibi bir ikinci eleman. bu seçenek üretim gücünü düşürebilir diye düşündürse de aslında zaten sergio - torreira ikilisi de merkezi molde tarzı savunan takımların arasına dalıp top alacak, alsa bile bir şeyler çıkarabilecek bir ikili değil; torreira bazen kaos yaratmak / boşluk bulursa şok giriş yapma adına kendini öne atıyor ama nadir. özellikle sergio'nun toplu oyundaki statikliği; topu sadece ayağına isteyen, alınca istediği menzilde pas gönderebilen tarzı zaman zaman rakip savunmayı hackleyen paslarla fayda verse de çoğunlukla oyuncuların birbirinden uzaklaşmasına sebep oluyor. dolayısıyla merkezi sertleştirmek ön dörtlüyü rahatlatacak ve esas üretim gücünü bu sayede toplayacaklardır.

    bu seçeneğin diğer bir önemi; molde çıkarken mutlaka lucas torreira'nın olmadığı tarafa yönelmek isteyecek. galatasaray ön alan savunması yaparken her ne kadar molde'yi torreira'nın basıp top kapacağı yöne kanalize etmek isteyecek olsa da molde topsuz oyundaki çabukluğu sayesinde birbirine hemen pas açısı yaratabiliyor, sahayı geniş kullanıp ters kanada çıkabiliyor. gs'nin enine daralan takım savunmasına karşı torreira'nın partneri sergio'dan daha iyi reaksiyon verecek biri olmalı bence.

    bu seçenek aynı zamanda mertens yerine de tercih edilebilir ve dengeli bir merkez ile başlanabilir. bu ihtimal zaten geçen sezondan beri şahsen aklımda olan bir kurguydu (bkz: #140607321); molde seviyesinde bir rakibe karşı hazır skor avantajı da varken temkini elde tutmaya + dakikalar ilerledikçe motivasyonu düşebilecek molde'ye karşı ön üçlüye (kerem-icardi-tete) alan yaratmaya yarayabilir.

    üçlü merkez fikri de o yüzden bana mantıksız gelmiyor. okan buruk'un 4-2-4'ünde orta sahadaki boşlukları doldurmak belki hızlı bir stoper hattıyla mümkün olabilirdi ama victor nelsson gibi kendini geriye atmaya programlı biriyle bu pek mümkün olmuyor. molde birçok anda birden bire savunma hattıyla karşı karşıya kaldıysa bunda nelsson'un payı hiç de az değil. bu yüzden abdülkerim bardakçı da kendisini öne çıkaran o agresif tarzını yansıtamıyor ve ceza sahası cengaverliği yapmaktan öte bir görüntü sergileyemiyor.

    uzun lafın kısası bence tur cepte değil ve ilk maçta elde edilen avantajı korumanın esas yolu orta sahayı doldurmaktan geçiyor, herhangi bir kazanın yaşanmaması adına dirençli olabilmek şart. biz galatasaray'ız kardeşim diye maça başlamak elbette rams park + bireysel beceri farkıyla erkenden bile sonuç verebilir, ama futbol şansı biraz bile yanımızda olmazsa tam terse de dönebilir işler. inşallah her şey yolunda gider ve ülke puanını arttırmakta olduğumuz bir dönemde kazasız belasız şampiyonlar ligi'ne gideriz.

    edit: fikrinizi merak ettiğim sorular: link

  • 2. bıçaklı saldırganı ayağından vuran polis

    gayet temiz atış. eğer bu olayda da soruşturma yerse bu polis, polislerin silah taşımasına gerek yok demektir.

  • 3. thy uçaklarında kokpitte namaza onay verilmesi

    bunların derdi ibadet değil, show.

  • 4. muhafazakar kadın rock grubu isim önerileri

    kuranberries

  • 5. türkler ve araplar bir elin parmakları gibidir

  • 6. hiçbir devlet kurumu telefonunun cevap vermemesi

    tapu daireleri başta olmak üzere;
    sgk, adliye, ptt, sağlık bakanlığı, hastaneler ve hemen hemen tüm kamu kurum ve kuruluşlarının telefonlarına hiçbir şekilde cevap verilmeyerek danışacak bir yetkili personele, santrale dahi ulaşılamaması çok üzücü bir durumdur.
    değerli yetkililerimizden bu konuya bir el atılmasını bekliyoruz.

  • 7. ek motorlu taşıtlar vergisini ödememek

    ömrü hayatında her şeyini günü gününe ödeyen, dürüst (keriz) vatandaş oldum hep. ama bu artık yetti be dedirtti.

    ödemicem. nasılsa iptal olur ya da af çıkar. iptal olursa ne âlâ. ama olmazsa da nasılsa af çıkar ve para da o zamana pul olmuş olur. nasılsa gecikme şeysini de şe yapıyorlar öyle olunca. bundan sonra böyle arkadaş...

  • 8. fredrik midtsjö

    pendikspor 3 milyon euroya transfer mi yapıyormuş sorusunu bana sorduran ve oldukça güldüren futbolcu. bu kadar özgüvenli sahtekarlık görülmemiştir. o kadar eminler herhangi bir inceleme yaptırım olmayacağından. bu vizyonu devam ettir pendik bak muleka var elimizde 5 e bırakırız.

  • 9. m. kemal'in zannedildiği kadar büyük olmaması

    üzgünüm, mustafa kemal atatürk'ün büyüklüğünü de değerini de o.ç'ları anlayamaz.

    edit: anlaşılan bu entry vatan hainlerini epey rahatsız etmiş. benim ve türk milletinin ölümsüz önderi tüm dünyanın tanıdığı ve saygı duyduğu adam atatürk'tür. başlıkla alakası olmayan re.te.e. değil.

  • 10. sinan oğan'ın ortadan kaybolması

    yerel seçimde çıkar ortaya merak etmeyin. sizin gibilere yine " türk milleti, bayrak, kuran, allah, vatan" der. sizin de milliyetçilik duygularınız kabarır. oyunuzu verirsiniz. sonra yerel seçim biter kenara çekilir yine.

    olan size olur. sinan sadece bir isim. sinan gider alparslan gelir. alparslan gider mete han gelir. bu işler böyle.

  • 11. togg'da yolda giderken ekranların kapanması

    togg da baskaca bazi yazilimsal sorunlar da var. guncellemelerle cozulur sanırım. araba siyasi gerekçelerle uretim baslama tarihinden iki yil kadar erken piyasaya sunuldu. belki donanimsal sorunlar da cikabilir. isin komigi togg bir kamu şirketi filan degil. devletle hic bir bagi yok. ama gel gor ki aselsan roketsan vs gibi devlet muamelesi yapiliyor. her yerde her sey o kadar sacma ki, bu sacmalik goze bile gorunmuyor. dusunsenize fiat bir araba cikartiyor, italyan hukumeti, iktidardaki parti filan bu arabayi siyaseten secimde kullaniyor, italyadaki bakanlara valilere filan bu arabayi kullanma zorunlulugu getiriyor, bu arabayi elestirenleri vatan haini ilan ediyor filan. komik di mi? türkiye de komik degil.

    not: araba kendi segmentinde guzel sayilir. daha ust segmentte cok daha iyi, alt segmentlerinde daha kötü arabalar var. elektrikli araclar genis bir bir yelpazede uretiliyor. bin cesit arac var. iyiler var, kötüler var, bu araba da ortalarda bir yerlerde. yazilimsal ve donanimsal eksikleri varsa da guncellemelerle halledildikten sonra rahatlikla alinir. turkiye icin f/p orani da iyi sayilabilir. allahin bir lutfu da degil, boktan bir araba da degil. mevzu bu, ne fazla ne eksik.

  • 12. mafya rolünün en çok yakıştığı oyuncu

    aha bu adamdır: görsel
    cennet mahallesi, akasya durağı gibi bütün sikimsonik dizilerde mafya rolünün hakkını en iyi şekilde verir. adını da kimse bilmez. gerçek bir sanatçı.

  • 13. mado'da çayın 28 tl olması

    şu üstteki 1 dolar pahalı değil avrupa da 4 -5 dolar diyen yazarı tutup yatırıp sikeceksin
    bi bitmediniz be kardeşim

  • 14. 29 ağustos 2023 ankara depremi

    konya kulu 5.1. internete erişen tüm kululular isveçte yaşadığı için merkez üssünü hızlıca belirleyemedik.

  • 15. futbol tarihinin en overrated futbolcusu

    hakan çalhanoğlu diyesim var.

  • 16. memurlara performans yönetim sistemi getirilmesi

    hesap kitap bilmeyen adam yorum yapıyor. evet 5 milyondan 2 milyona düşünce polisler günde 32 saat çalışır, doktorlar 46 saat çalışır, öğretmenler 200 kişilik sınıfa girer.

    siz cidden beyinsizsiniz. masa başı oturup çalışan memur sayısı kaç? kaç tanesi verimsiz bunun üzerinden hesap kitap yapın en azından.

  • 17. suriyeli kız çocuğunu istismar eden türk

    suriyeli sığınmacıların bir an evvel vatanlarına geri dönmesinin ne kadar elzem olduğunu gösteren binlerce acı olaydan bir diğeri.

    umarım türkiye ve suriye işbirliği yaparak bu insanların tarlalarını yakıp göç etmeye zorlayan pyd'ye karşı birlikte mücadele ederler. arap kardeşlerimiz de bir an evvel vatanlarına döner, güvenli ve huzurlu bir şekilde yaşamaya devam ederler.

    ama sığınmacıların türkiye'de kalmasını isteyenler, suriye'yi bölmek isteyenler ne türkleri, ne de arapları zerre düşünmüyor. bunların tek derdi suriye'nin kuzeyinde pyd'nin devletleşmesi ve batının suriye politikasına destek vermek.

    alman merkezli basın organı dw suriyeli arapların suriye'ye geri dönmesi durumunda buradaki kürt nüfusun demografik yapısı bozulur diye açık açık haber bile yaptı. bunu bile bile halen arap nüfusun vatanlarına dönmesine engel olmak isteyenleri ben iyi niyetli bulmam.

    link

    siz türkiye ve araplardan yana mısınız? yoksa almanya ve pyd'den yana mısınız?

    zira ümit özdağ arapların ve türklerin çıkarlarını savunuyor. almanlar ise pyd'nin ve batının çıkarlarını.

  • 18. ahmet nur çebi

    çok karaktersiz adammış. sürekli sağa sola sallayıp duruyor. hem transfer çalımıyla işimiz yok diyor sahada atacağız diyor. hem de transfer çalımlarından bahsediyor. şunu merak ediyorum. gerek siyasi alanda gerek sportif alanda bu başkanların iqları neden bu kadar düşük oluyor anlamıyorum.

  • 19. 4 milyonluk aracı pert eden vale

    tanımadığın bilmediğin bir mekana gidiyorsun, kapıda bir tip duruyor ve senin kapını açıp in abi ben park ederim diyor. sen kimsin amk. neden veriyorum sana arabamı. sürekli gittiğim mekanlarda bile valeye araba teslim etmem ben. kapıda artistlik yapmak için tüm bu hareketler. şimdi kahvecilerde falan da başladı.

  • 20. istanbul-ankara arasına yeni otoyol yapılması

    mevcut otoyolun geliri karayolları'na aktarılıyor.

    vatandaşın cebindeki paranın devlete gitmesi birilerini rahatsız ediyor anlaşılan.

    biz kim köpekleriz ki devlet otoyolu kullanacağız.

    anamızı bellemeyi vaat edenlere geçiş ücreti ödememiz gerekiyor anlaşılan.

    (bkz: kuzey marmara otoyolu)
    (bkz: kuzey ege otoyolu)
    (bkz: ankara niğde otoyolu)
    (bkz: istanbul izmir otoyolu)

    edit: imla.

  • 21. vatan hainliğinin en net tanımı

    6 şubat depremi sürecinde bol bol görebilirsiniz.

  • 22. alınan ilk arabanın yılı modeli ve fiyatı

    ilk aracımı almak 2019 sonbaharında nasip oldu. 2019 audi a3 sport almıştım bayiden (evet, o zamanlar cepte para varsa bayiden araba alınabiliyordu). fiyat olarak 208 bin lira ödemiştik. bu aracı 2023 mayıs ayında 1.2 milyona sattım.

  • 23. öğrenciyken müdavimi olunmuş mekanlar

    ütopya: sbf, ankara hukuk karşısı
    büyük ekspress :sakarya caddesi
    mülkiyeliler birliği: yüksel caddesi
    engüri kahve: konur sokak
    eski dost kitabevi: konur sokak ( saat verilir önünde buluşurdu, bekleme süresi azami 30 dk. cep telefonu yok tabii o tarihlerde. alarm erteleme gibi düşünün, geldi geldi, gelmedi 30 dk içinde, kontörlü telefon bulunur, beklenen kişinin ev telefonu aranir , anne babasına çaktırmadan not düşülürdü. )

  • 24. masterchef türkiye 2023 all-star

    "belli ki altyapısı var"

    ikinci olan adam için edilen lafa bakar mısınız shshdshdhsd

  • 25. karabük valisinin suçu örtbas etmesi

    (bkz: #156149503)

    şu entry'de işkembeden sallanan hız değerleri için doğrusunu söyleyelim de herkes bilsin; çarpan aracın hızı 167 km. araç tali yoldan kontrollü bir şekilde çıkıyor, hızı 167 olan valinin çocuğu araca arkadan çarpıyor. çevreyolu hız limitlerinin üstünde bir hız var. kaza sırasında sol şerit boş. muhtemelen çarpan araç sağı kapatmış yardırıyor. objektif olacağım derken dikkat edin de onun bunun beslemesi olmayın.

  • 26. meyve dünyasının kralı

    (bkz: dutsu meyveler)

    yaban mersini, böğürtlen, ahududu, çilek, kara dut.

  • 27. bir erkek maaşla çalışmamalı memur olmamalı

    bu kızcağazın hayalindeki erkeğin ne ticareti yaptığını tahmin etmek zor olmasa gerek.

  • 28. konserine gidilemediği için kahrolunan sanatçılar

    jeff beck

  • 29. burası chp hak eden yarışı kazanır

    sen bu diktatörlükle iyi ki seçimi kaybetmişsin. ömrün vefa etse 100 yıl koltuktan inmezdin sen. şımarık diktatör

  • 30. peugeot 408 dolandırıcılığı

    kardeş eline yazılı imzalı bir kağıt almadan hayatında ilk kez gördüğün temsilcinin sözüne neye istinaden güveniyorsun? siz hangi ülkede büyüdünüz ben anlamadım ki bu rahatlık nereden geliyor. 1 hafta sonra gelir demiş ve sen ertesi gün arabanı satmışsın. sizi daha çok öperler bu kafayla

  • 31. 29 ağustos 2023 istanbul'daki ışık patlamaları

    pek çok kişi tarafından patlama, haarp, deprem öncesi uyarı gibi tanımlamaları yapılsa da bunların çoğu ortaya atılmış bir takım söylentilerdir. bu tarz ışıklar genellikle sıcak havalarda, boğucu yaz akşamlarında ortaya çıktığı için ufku aydınlatan büyüleyici ve gizemli ışıklar olarak görünür. 100 km uzaktan net bir şekilde karşımıza çıktığı için pek çok kişinin dikkatini çeker.

    benzer şekilde kısa süreli ortaya çıkan ışıklar genellikle trafo patlaması olarak görülür. bunun haricinde gerçekleşein, günümüzde gördüğümüz bu tarz uzun süreli ışıkların ise bilimsel bir tanımı var. bilimsel açıklaması (bkz: ısı şimşeği) olarak geçmektedir. depremlerden hemen önce ortaya çıkan ışıklar ile karıştırılmamalıdır. 29 ağustos tarihinde istanbul'da görünen ışık süzmesi veya diğer tarihlerde karşımıza çıkan ışık süzmelerinin çoğu (bkz: ısı şimşeği) olarak geçer. buna sessiz şimşek diyenler de vardır. merak edenler için pek çok video'su bulunur.

    şuradaki gibi bir görüntüsü vardır. görsel şuradaki gibi karşımıza çıkar.

    ısı şimşeği - (bkz: heat lightning) nedir?

    "ısı şimşeği" veya "heat lightning", genellikle uzaktaki fırtına bulutlarının yarattığı yıldırım görüntülerini ifade eder. bu tür yıldırım çakmaları genellikle gökyüzünde belirgin bir şimşek ışığı olarak görülmez ancak bulutların arkasında veya uzak mesafelerdeki bulutlar arasında parlamış gibi görünebilirler. "heat lightning" terimi, yıldırımın gerçekte olmadığı veya gökyüzünün parıldadığı durumları tanımlamak için kullanılır. yani aslında yıldırımdan farklı olarak ses ortaya çıkmaz ve bulutların arasında gerçekleştiği için nerede olduğu tam olarak belli olmayan bir görüntü oluşturur. bu yüzden de sık sık yukarıda paylaştığım gibi teoriler ortaya atılır.

    ısı şimşeği genellikle yaz aylarında sıcak hava dalgaları ve fırtınaların olduğu bölgelerde gözlemlenir. fırtına bulutlarından kaynaklanan elektrik yüklü deşarjlar, uzak mesafelerdeki gözlemciler için yıldırım çakması şeklinde algılanabilir. ancak, bu yıldırım çakmaları genellikle gök gürültülü fırtınaların uzakta olduğu anlamına gelir ve doğrudan tehdit oluşturmazlar.

    insanların aklına ilk olarak "deprem" gelmesinin en temel sebebi maalesef hiçbir hazırlığımızın olmayışıdır. sürekli olarak deprem geleceğinden bahsediyoruz ancak bunun için bir hazırlık oluşturmuyoruz. en azından bu entry'i okuduğunuzda (bkz: deprem çantası) oluşturmak için hazırlık yapmanızı öneririm. herkes elinden geleni yapmalı...

  • 32. güneş gözlüğünün gereksiz bir şey olduğu gerçeği

    arkadaşa karşıdan vuran güneşe karşı gözlüksüz verelim direksiyonu da görsün ebesininkini yani şey gözlüğün gerekliliğini...

    edit: eleman bana laf çakmış ama zorunlu kullanımı olan bir şey nasıl gereksiz diye başlık acabiliyorsun ki? kullanımı zorunlu işte. beyin demek ki herkese lazım...
    edit 2: üste politik değil dini değil alt tarafı güneş gözlüğü yazıp alta dq aksini iddia eden de bilmem neci yazmak. kardeş bambaskaymışsın hani lan alt tarafı güneş gözlüğüyle? üst editte herkese saldırmışsın

  • 33. doğtaş'ın 5.5 aydır teslim etmediği sandalye

    herkese merhaba,

    sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. lütfen şu sandalyemi el birliğiyle bir olup, iri olup, diri olup alalım arkadaşlar. son ümidim sizsiniz <3

    burada bu başlığı açacağım aklıma gelmezdi ama biz bu hataya düştük kimse düşmesin diye yazmak istedim. öncelikle parasını geçen sene ekim ayında ödediğimiz, zamlardan etkilenmemek adına teslimatını da mart ayında talep ettiğimiz mobilyalarımız 17 mart tarihinde doğtaş tarafından eksik ve kusurlu teslim edilmiştir.
    eşim ve ben çok yoğun çalıştığımız ve zaten 2 kişi yaşadığımız için bunu sorun etmeyip uygun vakitte teslim etmeleri konusunda anlayış gösterdik. fakat doğtaş firması 1 sandalyeyi yaklaşık 5.5 aydır halen teslim etmedi. aşağıya ekleri ekliyorum. defalarca arayıp rica etmemize rağmen, aylarca anlayış gösterip sorun etmememize rağmen her aradığımızda baştan savma ezbere cümlelerle süreci devam ettirdiler.

    evlenecek olan, evini yenileyecek olan doğtaş'ı düşünüyorsa lütfen “parasını verdiği bir ürünü alabilmek için 5/6 ay boyunca psikolojik harp verebilir miyim” diye birkaç defa düşünsün. parasını aldıktan sonra ürün sanki kendilerine ait değilmiş gibi asla ilgilenmiyorlar, üstelik utanmadan “teslim edilecek ürün sandalye olmasaydı daha çabuk teslim edilirdi, nakliye sürecinde bu gibi tek tük ürünlerin teslimatında sorunlar yaşanabiliyor” diyecek kadar da arsızlar. sırrı süreyya tonlamasıyla “ne etti benim bu gariban sandalyem size len ne etti” diye volta atıyorum kıç kadar evimde.

    son olarak doğtaş'a sesleniyorum.

    verin abi benim sandalyemi, ne sizi zengin eder ne beni. neden çöküyorsunuz benim sandalyeme.
    sizin işiniz müşteriyi memnun etmek iken neden müşterilerinize düzgün ve arıza çıkarmayan tipler oldukları için kendilerini enayi gibi hissettiriyorsunuz :(

    kırık sandalye topal ördek gibi gözümüzün önünde duruyor, ölüyorum anlasana der gibi bakıyoor :(

    sandalyemi verinnnnnnnn :(((

    müşteri numarası: m002598

    görsel
    görsel
    görsel

    edit: özel mesaj üzerinden arkadaşlarımın uyarmasıyla müşteri kodunu ekledim, belki zalım doğtaş bu süreci düzeltmek ister :/ hala ne arayan, ne soran var.

    edit2: görünen telefon numaramızın yer aldığı teslim belgesini silip tekrar yükledim.

    edit 3: doğanlar mobilya grubunda yer alan yöneticilere ve icra kurulu üyelerine bugün linkedin üzerinden yazdık konu hakkında. olay sandalyeden çıktı garip bir şekilde inada bindi :s inanın baktıkça sinirim bozuluyor bazen sandalye ile başbaşa kaldığımda absürt bir dizinin herhangi bölümündeymişim gibi “yıkıl karşımdan!!!” diye yükseliyorum ama sonra ayağı eksik olduğu için bir yere gidemeyecek olması geliyor gözümün önüne :(

    saat 20:34 itibarıyla iletişime geçen olmadı. eyyy doğtaş ben bir sandalye kaybettim ama sen de ekşi sözlükte müşteriye verdiğin değeri binlerce kişiye üzerimde deneyerek gösterdin :s

  • 34. istanbulda açık alanlarda alkolün yasaklanması

    ince ince ,nakış gibi işliyorlar.
    hani sigaraya zam gelince ,iyi oldu içmeyin kardeşim diyenler şimdi bu habere de ohh iyi oldu evde için vs... diyecekler . sonra sırada açık alanda şarkı söylemek, müzik dinlemek var dedirten uygulama .

  • 35. önce türkler gitsin

    (bkz: vatan hainliğinin en net tanımı)
    bir tanım girme gereği duymuyorum. adam zaten kendini açık etmiş.

  • 36. 35 yaşında erkek 19 yaşında kız ilişkisi

  • 37. mauro icardi

    golcülüğü, karizması falan hepsinin dışında mauro nasıl bir insandır üzerine bir şeyler yazayım. iki şey öyle aklıma geldi…

    ilki galatasarayın şampiyonluk kutlamalarıydı.. sahneye çocukları ve müzisyen simge hanımla çıktı.. sahnenin ortasına, şarkıdan sonra fotoğraf için geçilirken, ekip simgeyi çıkarmaya çalıştı.. ama icardi simge hanımı yanına çekti ve o da her karede oldu…

    ikincisi geçen günlerde oldu… yunus ayrıldı malum. yakın arkadaşı kerem aktürkoğlunun, gs resmi hesabının paylaştığı antreman görüntülerinde canı sıkkındı. belirgin şekilde… top üstünde oturup, mauro icardi ile fotoğrafını paylaştı kerem.. icardi kendi hesabından türk büyücü diye keremi paylaştı.. yunusun ayrılığına üzüldüğünü anlamıştı..

    mauro için yıllarca ırz düşmanı, sorunlu falan dense de, dışardan görünen gibi olmadığını yaşayınca gördük. mauro isimli genç, yakışıklı adam, o star.. her şeyden önce çok iyi bir insan. bu bile tek başına onu özel biri yapıyor.

    hayat böyledir. insan hiç beklemediği, ummadığı yerde kendini bulabiliyor, nasıl biri olduğunu o yere gelince anlıyor. orasa kendisi olabiliyor. mauro burada kendisi..

  • 38. muhalif seçmenin kk'yı bile indirememesi

    kara mizah tadında günün fıkrası. muhalif seçmen halbuki bu ülkenin aydınlık yüzü, demokratik değerleri benimsemiş, haklarını savunan, düşünen, sorgulayan bilinçli tc vatandaşı. gel gelelim ülkenin en büyük loser'ına dahi o iradesini sirayet ettirmeye muktedir değil bu kesim de. hele ki rte'yi falan indireceklerdi daha. hayaller bedava.

    bilinçli kesim. orda bir bilinç var uzakta, o bilinç bizim bilincimizdir.

    tırı vırıyı geçelim. hepimiz aynı toprakların mahsulüyüz. bir taraf biraz daha okumuşu, ama okuduğuyla kalmış. sağı ne ki solu ne olsun, solu ne ki sağı ne olsun.

    edit: bana aktroll ve hatta jahrein troll'ü falan diyen olmuş. 39 yaşındayım, oyun oynamayıp oynayanı izleyen nesle aşina değilim, simide gevrek, ay çekirdeğine çiğdem derim, hayatım boyunca tek bir partiye oy verdim. yine olsa yine vermem.

  • 39. imei kayıt ücretinin 30 bin lira olması

    hayır neden tüm telefonlara iphone 15 muamelesi yapılıyor ki? belki ben yurt dışına çıkınca xiaomi veya reeder belki de bulursam vestel alacağım. böyle saçmalık mı olur baş belaları? 30 bin lira nedir?

  • 40. 31 ağustos 2023 şampiyonlar ligi kura çekimi

    gencler egleniyor muyuz? turu gectik de ben mi kacirdim?

    bozmayin konsantrasyonu.

    aksam su turu bir gecelim ondan sonra keyfini cikaralim.

    tanim: sampiyonlar ligi muhabbetinin en sevdigim kismidir. o toplarin yuvarlanmasi, kagitlarin acilip takim isimlerinin okunmasi. offf aksam olsun su turu gecelim baska bir sey istemiyorum.

  • 41. çok zengin olmak mutluluk getirmez goygoyu

    günde 3 öğünün her öğününü değil başka ülkede başka kıtalarda yiyecek kadar parası olan tiplerin dillerinden düşmeyen zırva. az önce baktım acun ılıcalı yine bunu diyor. gelin bunu ahırdan hallice evi uygun fiyattan kiralayınca sevinen insanların yüzüne karşı söyleyin de iç huzura kavuştursunlar sizi. beyefendi 45 derece sıcakta denizin ortasında yatta uzanmış "para mutluluk getirmez" diyor. mutluluğu sikeyim, mutluluğun amk ben para istiyorum.

  • 42. internetten hastalık araştırmak

    bütün yazıların sonu kanser'e çıkar.

  • 43. e-bebek

    yine bir sürü hikaye anlatılmıştır muhakkak. kendi hesabından, eşin, anan, babandan 11 lot almak için emir veriyosun (511tl). yaklaşık olarak ikiye katladığında hepsini satıyosun. 2-3 bin lira kar bırakıyo. onunla da güzel bir restoranda 2 kişi yemek yiyosun. bu kadar.

    tanım: halka arza olan bir şirket

  • 44. irlandalı dendiğinde zihinde oluşan ilk imge

    irlandalı boksör. tüm istanbul esnafını yere sermişti.

  • 45. yerel seçimlerde zafer partisine oy vermek

    kaybedecek bir şeyimiz kalmadı + sığınmacılar it gibi eniklemeye devam ediyor. bunları göndereceğini üstüne basa basa aylardır vaadeden ve atatürk'ün ilkelerine gerçek anlamda sahip çıktığını gördüğüm tek parti de zafer partisi.

    yaparken masayı kıracağım eylemdir.

  • 46. sekülerlerin muhafazakarlara olan anlamsız kini

    ancak tarih bilmeyen cahillerin anlamsız olarak nitelendirebilecekleri kindir. zira muhafazakarlık/tutuculuk, tarih boyunca insanlığın, aydınlanmanın ve ilerlemenin amansız düşmanı olmuştur. insan savunduğu değerlerlere düşman olan bir olguya zaten doğal olarak düşmandır.

    bir alıntı ile anlatmak gerekirse:

    “günümüz medeniyeti ve inkılaplar, geriliğin amansız düşmanıdırlar.

    bunlara uymayan milletlerin sonu mutlaka zarardır, yokluktur.”

  • 47. içecek dünyasının kralı

    beypazarı sade soda bir dilim lime limon ve nane benim için kafi.

  • 48. yerçekimi varsa güneş neden düşmüyor

    çünkü ayın karanlık tarafındaki üssün uzaylı komutanına sormadan hiç bir şey düşemiyor.
    bunların teknoloji var ya üfff, tarifi mümkünsüz. biz da saf saf bakıyoruz gece lambası gibi.

  • 49. neden fuckbuddy'in yok

    biz bunları hep açıkladık #151455966

  • 50. seni sen yapan kötü huyların

    kötü huylara bak işiniz gücünüz şov. ya zaten anonimiz yazsana şuraya "tarak gibi bir insanım ortalıkta konuşacak adam kalmadı" diye. neden her ortamda, platformda, mecrada benliğinizi cilalıyorsun? çok merak ediyorum ne zaman, nerde kendinize dürüst oluyorsunuz? aslında hiç oluyor musunuz?

    gerçekten en kötü huyunuzun saflık olduğunu mu düşünüyorsunuz? acınası.