Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. deniz akkaya'nın kızı tarafından dövülmesi

    16 yaşındaki kızını sosyal medyaya şikayet etmek yerine, ben neyi yanlış yaptım da ruh hastası bir evladım oldu dese daha rasyonel olurmuş.

  • 2. köpeğine kediyi öldürten adam

    köpeğiyle beraber itlaf edilmesi gereken faydasız.

  • 3. rte'nin chp'ye 4 bakanlık teklif edeceği iddiası

    can ataklı'dan sonrasını okumadığım palavra.

  • 4. deniz akkaya

    sevgili deniz buraları okuyorsan içini rahatlatacak bir şey; çocuğun sana itibar suikasti yapamaz, çünkü senin bu ülkede bir itibarın yok.

  • 5. ali koç'un fb türkiye kupası'nda olmayacak demesi

    ligde hakkımız yendi deyip süper kupa'yı ezeli rakibine hediye ettikten sonra, ligde hakkımız yendi deyip türkiye kupası'na katılmamak.

    aynı zamanda ligden çekileceğiz diye on binlerce kişiyi stada toplayıp oylama bile yapmadan evlerine göndermek.

    çekileceğini söylediği ligin gerçek şampiyonu olduğuna inanmak.

    bu kadar saçmalık, tutarsızlık ve komediye rağmen de inanılıp desteklenmek :)

    vallahi siyasetteki muadillerini de geçecek bu adam ve bu camia böyle giderse.

  • 6. edirne'de yaya geçidinde meydana gelen kaza

    kaza değil cinayettir.
    o esnada video çektiğine eminim.

    devlet, devlet olsa youtube'da instagram'da şurada burada 250-300 yapıp paylaşan motorcularin hepsini bulup motorlarını bir yerlerine sokardı ama devlet değil maalesef.
    üstelik motorcu ölmemişse, öldürdüğü yanına kâr kalacaktır. yarın öbür gün ayağa kalkınca "lavugun birini şöyle cennete yolladım, bakın ben böyle asabiyim" diye gevşek gevşek konuşması da olasıdır.
    böyleleri keşke sadece kendilerini imha etseler.
    not: motorcuyum.

  • 7. köpekleri ne zaman uyutsak başımıza felaket geldi

    gazeteci ve tarihçi kimliğiyle tanıdığımız şahsın 70'e merdiven dayayınca medyumluğa başlaması olayı. dünyayı ekonomik olarak domine eden milletlerde sokak köpeği yok, nerde bok içinde yüzen ülke varsa oradalar. demekki neymiş, çok şey biliyor sandıklarımız aslında birer içi boş oryantal tenekeymiş.

  • 8. israil'in bm çadır kampını bombalaması

    hala filistinlileri suçlayanları görüyorum şurda be el insaf. bu mesele 7 ekim'de başlamadı. bunu o kalın kafanıza sokun artık. ve bunu filistinliler başlatmadı. batı'nın insaflı insanları anladı siz anlamadınız ulan. 75 senedir yahudiler bunu yapıyor hamas ne zaman kuruldu peki? 1987'de. kafayı hamas'a takmışsınız olm siz. ama sevgili sekülerler size bi haberim var. orda savaşan tek grup hamas ya da diğer islami gruplar değil. seküler, laik, marksist hareketler de dahil olmak üzere ondan fazla grup var. ve savaşa fiili destek veriyorlar. yani bu meseleyi sekülerler domine etseydi bir şey değişmeyecekti ki daha evvel onlar yapıyordu bu işi.

    gazze'de 130 civarında rehine bulunuyor. peki israil'in siyasi tutuklu diyerek hapsettiği kişi sayısı ne kadar? 9 binden fazla. ve en kötüsü de bu sayının 4 bin kadarı 18 yaşından küçük çocuklardan oluşuyor. işgal dışında yapılan insan hakları ihlallerini anlatmaya vakit yetmez. bu kişiler 7 ekim'de değil çok daha önce hapsedildi. peki batı şeria'da hamas mı var? orda her gece 7 ekim'den sonra devam ederek ve artarak çocuk, kadın demeden neden öldürülüyorlar? insanlar kendi vatanlarında neden mülteci kamplarında yaşıyor?

    amaan neyse ya anlamak istemeyene anlatamazsın. merak eden açar okur zaten her şey gözümüzün önünde.

    ama bu kadar sevdiğiniz batı ve israil sıra bize geldiğinde bize daha kötüsünü yapacaklar. sadece sıramız gelmedi. a bu bizi seviyomuş, destekliyormuş, yazık buna dokunamayalım demeyecekler. onu da bilin.

    sıra bize gelecek bu komplo teorisi değil. çünkü kimse sesini çıkarmadı, çıkaramadı. belki biz de çocuklarımızın böyle öldürüldüğüne dünyayı ikna etmek için kameralara göstericez.

    ha bi de müslümanlar ideolojik ve dini saiklerle yaklaşıyomuş ya olaya. en başta yahudiler, evanjelistler açmadı mı o kapıyı? tevrat'tan okumadılar mı ayetleri? kendinden olmayanlara "insanımsı hayvanlar" demediler mi?

    hadi şimdi masumları suçlamaya, hakaretlerinize ve aşağılamalarınıza devam edin. size de ancak o yakışır.

  • 9. çağla tuğaltay cinayeti

    çağla'nın mahallesine gittim. oldukça nezih bir semt, sessiz ve sakin.

    mecidiyeköy duraklardan çağla'nın evine gitmem yürüyerek 16 dk sürdü. geçiş yolu ıssız bir yol değil, yol üstünde okul var. yolun iki sırası da evlerde dolu. evler birbirine çok yakın.
    görsel

    görsel

    bu yolun sonunda ise bir merdiven başlıyor. merdivenin ve binanın diğer resimlerini de ekleyecegim.
    görsel

    görsel

    ancak yol üstünde tahta brandalar ile kapatılmış binalar mevcut. karşıdaki isyerine sordugum kadarı ile bu yerler daha önce de mevcutmuş.

    görsel

    yaklaşık 4 saattir mahalledeyim, çok güzel insanlarla tanıştım. buradan nişantası mesafesi araçla:

    görsel

    ancak bindiğim taksinin sürücüsü eski bir taksici ve haftasonu çok yoğun trafik olduğunda sürenin 30 dk'yı bulabildiğini söylüyor. trafik yokken ise yaklaşık 5 dakika olduğunu söyledi. yürüyerek de yaklaşık 40 dk civarı. biz orta halli bir trafikte 15 dk yolculuk yapacağız. ( yolculuk yaklaşık 14 dk sürdü ve taksimetre 65 tl gösterdi)

    aynı mahalleye üç sene önce taşınan bir grup kız ogrencinin, olay zamanı bu mahallede yaşayan iki hanımefendinin, çağla'nın annesinin bir arkadaşının, yan binada oturan bir hanımefendinin, olaydan bir sene sonra taşınan bir çiftin ve olay sırasında polisleri görünce kapının önüne gelen bir yaşlı bey'in ve olaydan 5 sene sonra mahalleye taşınan bir hanımefendinin anlattıklarını yazacağım. bu iddialar kişilerin kendi duydukları, gördükleri ya da duyan/ gören kişilerden bizzat duyduklarını iddia ettikleri şeyler. yorumsuz olarak yazıp, hepsinin birer iddia olduğunu ve kanıtlanmamış olduklarını belirtmeden geçemeyeceğim.

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    evin iki girişi var. üst giriş çağla'nın geldiği yol ve alt giriş. alt girişin köşesinde bir market var. market sahibi binaya giren kimseyi görmediğini söylemişti ancak üst girişten zaten göremez, alt giriş ise büyük bir u harfi düşünün; bir ucu apartman bir ucu market. giriş yolu marketin yanı ama ben geniş açıyla alt girişten girdiğim halde sokağa, beni görmemiş. sokak çıkmaz bir sokak, apartmandan çıkınca ya merdivenlerden yukarı ya da aşağı yola sapmak gerekiyor. ayrıca apartmana girişte uzun bir koridor var. bu koridordan gözükmeden geçmek imkansız. arka tarafta atlama mesafesinde bir çıkıntı olduğu söylenmişti. fotolarda bitişik görünse de apartmana bitişik değil. akrobat değilseniz imkansiz. 25 yıl önce de böyle aralık olduğu söylendi. daha sonra toprak kaydıkça biraz dolmuş sonra gene yağmur suyu aksın diye aradaki toprağı kazmışlar. zaten evin etrafında bir sürü camdan girilebilecek daire mevcut. hırsızlık icin eğer yanınızda halat taşımıyorsanız pek tercih edilecek yer değil. aynı çevrede yaklaşık 30 daireye daha kolay girersiniz.

    görsel
    görsel

    apartmanın içine de göz atma şansım oldu. kimseyi rahatsız etmemek için izinsiz fotosunu çekmedim . özel mülk olduğu için de apartmanda tanıdığı olan bir hanımla girip çıktık sadece. apartman kapısı kendi kendine kapanıyor ve içi aydınlık. üstelik yankısı olan bir apartman. ayak sesleri duyulabilecek kadar ses çıkarıyor. benim olduğum vakitler cama ya da balkona çıkmış görebildiğim birkaç kişi oldu. genelde sessiz bir mahalle. araba gürültüsü ya da çocuk sesi yok. zaten anayoldan da uzak, iki apartmanın arkasında kalıyor. önceden de bazı apartmanlar yokmuş, sonradan yapılmış, tek katlı gecekondular varmış. herhangi birinin eve kadar takip etmesi ve eve girmesi zor ancak yol üstünde kenara, köşeye cekilebilecek çok fazla kuytu köşe var.

    görsel

    görsel

    görsel

    özellikle çiğdem apartmanının altında ve hemen üst tarafında bir sürü sote yer var. ben bu binaya girip çıkarken zorluk yasayabilirim çünkü tek koridor şeklinde girişi mevcut ancak binadan çıktıktan sonra saklanabileceğim çok fazla alan var. zaten mahallenin kafasını karıştıran da bu kadar kuytu alan varken peşine takılan kişinin neden eve kadar girip, uzun koridorda kendini ifşa etme riskini aldığı.

    edit: 2 saattir uğraşıyorum, fotolar yüklenmiyor malesef, yarın tekrar denerim.

    mahalle sakinleri sorulan sorulardan, muhabirlerden, emniyetin takibinden oldukça bunalmış durumda. dediklerine göre emniyet mensupları,mahallede olay olduğu andan itibaren yaklaşık iki seneye yakın kapı kapı dolaşıp sürekli araştırma yapmış. hemen hemen herkesle konuşulmuş, anlattıkları da emniyet mensuplarına verdikleri bilgiler. birbiriyle çelişen çok fazla bilgi olmadığı için genel bir özet niteliğinde madde madde yazacağım.

    1) mahalle sakinleri abiden değil, anneden daha çok şüpheleniyor. ama abinin de tanık olmuş olabileceğine inanıyor.

    2) annenin çağla ile ilişkisi sanılanın aksine iyiymiş. anne oğluna çok düşkün olmasına rağmen, gökçe için her sabah erken uyanıp kahvaltı hazırlar, komşuya gittiğinde bile gökçe'nin geliş saatine yakın yemek vermek icin eve dönermiş. çağla ise annesine çok düşkünmüş.

    3) abi ve çağla'nın ilişkileri biraz karışıkmış. çağla bizim burada düşündüğümüz gibi bastırılmış, susturulmuş bir kız değilmiş. abisi ile kavga ederken karşılık verirmiş. babası özellikle çağla'nın tarafını tuttuğu için babasından güç alıp abisine karşı çıkarmış. çağla'nın çekindiği kişi babasıymış. anne ise ortada idare eden rolünde, ortamlarda oğlunun başarısını öven bir anneymiş. abisinin de kardeşine bilinenin aksine düşkün olduğunu söylediler. ama pek anlaşamazlarmış.

    4) çağla'nın anne ve babasının başka şehre gittikleri bilgisi doğru. süre 1 ay değil ama bir haftada değil. yaklaşık 15 gün kadar kalınmış. hem oğullarını yerleştirmişler hem de akrabalarını ziyaret etmişler. anne bu sırada komşuya gidip bak demiş mi diye sordum ama kimsenin bilgisi yok.

    5) çağla abisinin odasında kalıyormuş. o odadan bazen çağla'nın sesi geliyormuş. kaldığı oda gökçe'nin kaldığı odanın tam üstü olduğu için gökçe çağla'nın sesini bazen duyarmış. ozellikle haftasonları bilgisayar kullanmak için odayı kullanır, orada kalırmış.

    6) annenin komşularla ilişkisi kötü değilmiş. arada gider gelirmiş. cumartesi günleri de bazen yakındaki bir arkadaşına gidermiş oturmaya. yakın bir arkadaşı varmış, bazen o da gelirmiş. cumartesi günleri çağla sabahtan akşama kadar evde yalnız kaldığı zamanlarda takip ettiği düşünülen sapık neden gelmemiş de o gün 15 dakikalık sürece sığdırmış kendini diye mahalleli sorgulamış. haftaiçi gülnur hanım çağla okula gittiği için mutlaka evde olur, okuldan gelince karşılarmış.

    7) mahallede bu olaydan başka bir kıskançlık cinayeti hariç başka ciddi bir olay olmamış. göçmen olup olmadığını sordum sadece fizikçi bir kız olduğunu söylediler. genelde tüm mahalle birbirini tanıyormuş.

    8) gökçe bu olaydan sonra baya uzun süre kendine gelememiş ve uzun zaman tek başına yatmamış. annesi öğretmen olduğu için bilinçli bir kadın olduğunu söylediler. kızını sorgulardan, ifadelerden korumaya çalışmış. pek fazla da konuşmasına müsade etmemiş. apartman bazı kişilere anlattıkları dışında sadece polisle konuşmuş.

    9) gökçe'nin apartmandaki kişilere anlattığına göre, o gün çağla'nın apartmanda yürüme sesini duymuş. neşeli ve enerjik olduğu zamanlar lap lap yürürmüş. anahtar çevirme sesini de duymuş. üç kere duydum dememiş sadece duydum demiş. eve girdikten kısa bir süre sonra şaşırdığını duymuş. sonrasında bir konuşma duymuş ama bunun koridor tarafında olduğunu düşünüyormuş. abisinin odasının altındaymış gökçe'nin odası. bu yüzden net ses gelmemiş. ardından ses daha uzaklaşmış. büyük ihtimalle mutfağa geçtiler. burada karşı tarafın sesi kısık gelirken çağla'nın sesi yüksek geliyormuş. çağla bırak ya da o tarz bisey söylemiş. ardından koşturma başlamış. ayak sesleri paldır küldür gelince gökçe evi aramış. kimse açmayınca merak etmiş. bu arada üstündeki odada kosturma başlamış. o sırada babasına yukarı çıkmayı teklif etmiş. ve ses kesilmiş. apartmadakiler gökçe'nin sesini yukarıdakinin duymuş olabileceğini söylüyorlar. çünkü apartmanda normal sesler boğuk, yüksek sesler net duyuluyormuş. elbette bunların hepsi iddia. bu andan itibaren sessizlik başlamış. ve bir iki dakika sonra su sesi gelmiş. gökçe çağla'nın lavaboya girdiğini düşünmüş. ( belki şifon sesidir belki lavabo bunu bilmiyorlar) gökçe'de ses kesilip su sesi gelince kavganın bittiğini düşünmüş. ama aksam çağla'nın yanına uğrayıp ne olduğunu sormayı düşünmüş. sonra zaten komşuları bağırmaya başlamış.

    10) aile ilk defa apartmana ayak bastığında baba perişan bir haldeymiş, anne ise şaşkın ve donuk. annenin daha kötü durumda olacağını düşündükleri için anneyi komşuya almışlar ama anne orada sürekli eşini sormuş napıyor, nerde diye. komşuların anneden şüphelenmesi bu olayla başlamış. verilen sakinleştirici içilmemiş ve bu başkalarının yanında reddedilmiş. ancak başka biri verdi mi kimse bilmiyor. annenin bu durumu olayı öğrenmeden, apartmana ilk ayak basarken başlamış. eşyaları çöpe atması ( bir kısmını gerçekten bağışlamış), kuaföre gitmesi, dua okunurken gülmeye başlaması, çağla'nın cenazesi çıkarılırken dönüp bakmaması kuşku uyandırmış. mahalleli zaten apartmanda ve evde olayı yüksek sesle konuştukları için annenin zaten komşuda iken olayı duyduğunu ve bildiğini düşünüyor herkes. o yüzden polislerin yanında ilk defa öğrenmiş gibi davranması şaşkınlık yaratmış komşularda. bir de cenaze arabasında neşeli halleri konu olmuş. mahalleli annesinin öldüğü için mutlu olduğunu değil, ölümden sorumlu olduğu ve suçluluk duyduğu için psikolojisinin berbat hale geldiğini düşünüyor daha çok.

    11) cenazede ilker'in ellerini sargılı gören kimse yok. ama bileğinde bandaj olduğunu iddia eden birileri olmuş. hatta gören kişi acaba kardeşi ölünce üzüntüden bileğini mi kesmeye kalktı diye düşünmüş. ama bunu kim gördü, kime dedi de yayıldı bilen yok. sadece o dönem bu muhabbet ortamlarda çok konuşulmuş. sağ bileğinde olduğunu söylüyorlar. mevcut tanık kim bilinmiyor.

    12) aile çağla'nın ölümünden sonra eve gelmemiş. uzun süre başka bir yerde kalmışlar. sonra ara ara gelmeye başlamışlar ve kiraya vermişler. apartman ve mahalle zaten tepkiliymiş. ailenin cinayeti işleyip kendilerine suç attığını düşünüyormuş çoğu. ailenin ise kimseyle herhangi bir kavgası, direkt suçlaması olmamış.

    13) çağla'nın mahallede çok güleryüzlü ve nazik biri oldugu konuşuluyormuş. hareketli ve konuşkan biriymiş. herhangi bir şekilde depresif gören ya da hatırlayan biri de yokmuş.

    14) anne ve abi çağla'nın ölümünden sonra biraz geri planda kalmışlar. baba da sessiz kalınca mahalle şaşırmış. komşular özellikle anne ve babanın ortalığı ayağa kaldıracağını düşünmüş ama aile sanki hiç var olmamış gibi davranmış. bu yüzden ailenin çağla'ya kızgın olduklarını düşünüyorlarmış. çağla ile önceki ilişkileri düşünülünce de olayın kaza olduğuna ya da planlı bir cinayet olmadığına inanıyor mahalle. bir kısmı da çagla'nın bir kavga sırasında kendimi öldürürüm diye aileden birini tehdit ettiğini ve bıçağı ilk onun eline aldığını, daha sonra çıkan kavgada diğer kişinin anlık sinirle cinayeti işlediğini düşünüyor. bunun nerden çıktığını kimse bilmiyor ama genel iddia bu yönde imiş. bıçağı kullanan kişinin yüksek ihtimal anne , bir ihtimal de abi ya da baba olduğunu düşünüyorlar. evde iki kişi de olabilir deniyor.

    15) cinayet ilk işlediğinde herkese tecavüz olduğu söylenmiş. abinin ya da babanın ensest bir ilişki ihtimali olmadığını düşündükleri için dışardan biri olduğunu düşünmüşler. baba bundan çok rahatsız olmuş ama anne duzeltmemiş kimseyi. sonrasında olmadığı anlaşılmış.

    16) olayın öncesinde ve sonrasında abiyi gören mahalleden kimse yokmuş. cinayetin ertesi günü görmüşler.

    17) gökçe'nin duyduğu çağla'nın sesi korkmuş değil kızgın geliyormuş. bu yüzden yabancı biri olduğunu düşünmemiş. ardından tecavüz söz konusu olunca eve erkek arkadaşını aldığını düşünmüşler. ama bilgisayar yazışmalarında öyle bisey çıkmamış. daha sonrasında tecavüz olmadığı anlaşılınca mahallenin yönü aileye doğru çevrilmiş. onun öncesinde mahalle bir sapıktan korkup kapılarını dikkatle kilitlemişler ama eve nasıl girdiğine anlam verememişler. çünkü apartmana giriş çıkmaz bir sokakta, apartman o gün kilitli ve camdan balkondan girme şansı yokmuş. üstelik gökçe'nin de yarım saat önce geldiğini düşününce neden gökçe değil de çağla diye düşünmüşler.

    18) tecavüz olmadığı anlaşılınca ailenin tavrından annenin ilişkisi olduğunu düşünüp polise bu yönde ifade vermişler. bu konu araştırılmış, evde birini gördü de o mu öldürdü diye düşünmüşler. ama annenin hayatında başka biri olmadığı hakkında polis araştırma yapıp bu kanıya varmış.

    19) duyulan sesin bir kadın sesi mi yoksa kısık sesli bir erkek mi olduğu konusunda gökçe gerçekten emin değilmiş. ama tanıdık biri olduğunu düşünüyorum demiş. bunu da çağla'nın konuşma tarzından anlamış. apartmandakiler kendi dairelerinden denemisler sesleri, ses boğuk geliyormuş. ama aynı odanın altındaki odada sesler anlaşılıyor deniyor.

    20) kurumuş kan konusunda apartmana girip aydınlık durumuna baktığımızda oldukça aydınlık olduğunu gördük. gündüz ışığında otomata neden basıldığı konusunda hiçbir fikir bulamadık. üstelik apartmanın akustiği de güzel ama gökçe herhangi inen birini duymamış.

    21) mahalle anne ve abiden şüphelenirken birkaç kişi de babadan şüphelenmiş. sebebi de babanın allahım canımı al diye köşede söylenmesi. bazıları bildiği için vicdan azabı diyor bazıları da babanın pişman olduğu için bunu söylediğini düşünüyormuş. bu bilgi teyitli değil ama şüphelenen kişiler babanın üzüntüden çok pişmanlık duyduğunu söylüyorlarmış.

    22) mahalle aileden birinin yaptığından emin, diğerleri de biliyor diye düşünüyor. elbette hepsi iddia, umarım yakın zamanda yakalanır ve eğer dışardan biriyse aile üzerindeki töhmet de kalkar. nur içinde yat çağla.. az kaldı..

  • 10. cahillerin sık kullandığı ifadeler

    birkaç sayfa dolaştım, yazanların alayının okuduğunu idrak edemediği ortada

    90%'ının cehaletle zerre alakası olmadığı ifadeleri doldurmuşlar

    başlığı okuyunca anladıkları "gıcık olduğunuz ifadeler" zaar...

    okuduklarını, duyduklarını idrak edemiyorlar; dolayısıyla da eğitilebilme, öğretilebilme şansları sıfır (ne yapacağız okutarak, dinleterek öğretemeyeceksek; download mu edeceğiz) her kalıbı kullanan millete cahil demişler

    bu milletin özgüveni de, kendisi de ibretlik...

  • 11. türklere döve döve öğretilmesi gereken şeyler

    bu kibirli millete hiçbir şey öğretemezsiniz.

  • 12. kocaeli'de ders basan veli

    bu haneye tecavüzdür, devlet dairesini basmaktır. hakaret vardır, tehdit vardır, vardır da vardır. bu olay cezasız kalırsa, bu devletin acziyetidir.

  • 13. okan buruk'un kutlamalarda küfür etmesi

    sen çıkacaksın "şerefsizler, hainler, hırsızlar, teröristler" diyeceksin. statta "her sene böyle, cimbom'a böyle" çekeceksin. polis zoruyla stat basıp yönetici tartaklayacaksın. sonra "bini kifir ittilir". sen şükret sadece küfür ettiler.

  • 14. 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

    türkiye cumhuriyeti’nde yaşanmış en şerefli, coşkulu ve haklı halk hareketidir.

    kendilerine pranga vurmak isteyen baskı rejimine karşı direnmiş onurlu insanlara selam olsun!

    #direngeziparkı

  • 15. semicenk'in seyirciye yaptığı ayıp

    buna gidenin kendine saygısı olmaz ki. bu adam onlara niye saygı duysun :d

  • 16. kemalizmin ve türk solunun gazze imtihanı

    (bkz: bi siktir git dedirten dinci zırvaları)

    gazzen de arabın da umrumda değil.

  • 17. 27 mayıs 2024 galatasaray şampiyonluk kutlamaları

    olum kim siker senin f*b'ni.

    bein abonede biz ucsek sen ikisin, taraftarda biz ucsek sen ikisin, herhangi bir haberde biz ucsek sen ikisin su an. galatasaray yazi tura atsa su an senden kat be kat fazla izleniyor. senin euroleague sampiyonlugun benim eurocup sampiyonlugumun yarisi kadar coskulu kutlan(a)madi. isin sizin icin daha da kotusu rezil sezonlarda dahi tribun ortalamamiz sizden cok geride degil.

    yirmi yil once bu kadar sikik dandik bir kulup degildiniz, otuz yil once kulup derneklerinizin birbiri ile atismasi bile buyuk haberdi. bugun ise hepi topu sosyal medyada isi gucu galatasaray olmus bi grup yurtdisi menseili orospu cocugunun oyuncagisiniz, az biraz da istanbulu erkenden mesken tutmus kadikoy beyaz turklerinin gelenegi. futbolcu getiris sekillerinizden tut mac sonu sevinclerimize kadar taklit ettiniz sene boyu. en son ankaragucune para yolladigin cantacin ersunla kutladigin 2014 sampiyonlugunda istanbulda yaprak kimildamamisti. sen daha 2 3 4 sene ust uste sampiyon ol heves edip sokaga cikacak fenerli kalir mi bi bak angut. biz hala dolup tasan sevgimizle sampiyonlugu haykirabiliyoruz.

    istanbulun gordugu, yeri gogu inleten en tasakli iki sampiyonluk 1987de ve 2006da bize ait. amciga bak, ciliz kalmis cart curt. 40 milyon gsli ayni anda ziplasa senin gt deligini titretir gelmis burda salak salak konusuyor. kudur amina kodumun evladi. anira anira sampiyonuz.

  • 18. sabaha karşı dışardan gelen kuş sesi

    sabah 5 gibi kedimin camda ekekek mesaisinin başlama sebebidir.
    (bkz: kuş gören kedinin çıkarttığı tuhaf sesler)

  • 19. dries mertens'in milli takımına çağrılmaması

    37 yaşında ronaldo'yu bile oynatmadılar. anlamsız bir çıkarım yapılan durum.

  • 20. israil'in güvenli bölge ilan ettiği kampı vurması

    müslüman ülkelerin tükürükleriyle boğabileceği bir terör devleti'nin yaptığı bu katliamlara kınamak dışında bir direnişin karşı koymanın olmaması da bizlere ne kadar müslüman olduğumuzu gösteriyor.

  • 21. mauro icardi

    bir fenerli olarak çok sevdiğim bir yıldız. yıldız bir kere. belki de iki senedir ligin tek rengiydi maçları izlenir kılan, hem golleri hem sevinci hem özel hayatı hem de paylaşımları ile. dolu dizgin yaşıyor futbolu, tutkuyla. tribünle bağı inanılmaz. böyle yıldızlar artmalı. mhy, kahveci tarzı itici; taraftara saldıran dangalak adamlar mı izleyelim allah aşkına. adı sanı duyulmamış yıldızlar dört büyüklere kapağı attı atalı keyifsiz tatsız tuzsuz. sadece bu adam. bu adam popüler kılıyor, hepimizi belli bir frekansta tutuyor varlığıyla. parayı değil, ligimizi seçtiği için, attığı goller ve çocuklarımıza öğrettiği şarkısı için, her şeyden öte, gençlerimizi bir nebze de olsa futbolda tuttuğu için bir fenerbahçeli olarak kendisine çok teşekkür ederim.

  • 22. sudan'da kiralanan tarım arazileri

    dünya üzerinde tarımda kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden biri olan türkiye cumhuriyeti, sudan'da meyve, pamuk, soya yetiştiriciliği yapmak için tarım arazisi kiralamıştı. günün sonunda yapılan açıklamaya göre kiralanan tarım arazileri verimsiz çıkmış. bu verimsizlik ise 10 yılın sonunda ancak anlaşılabilmiş! bu saçma sapan proje ve bu proje için kurulan şirket çalışanlarına, senelerce binlerce lira maaş verildi. kendi ülkesinde tarım politikası geliştiremeyen ve sistematik bir şekilde bu topraklarda tarımı bitiren iktidar, sırf birilerinin cebini doldurmak için sahte projeler üretiyor ve bu projeler fiyasko ile sonuçlanıyor. yazık, gerçekten çok yazık!

    kaynak:
    https://www.sozcu.com.tr/…ulkemizi-kandirmis-p50440

  • 23. tiny house

    kaş'ta tarlama 2018 yılında konteyner koydum. altına su basman yapmadım, kaldırım taşları üzerine, zerre beton atmadan veya başka bir kirlilik oluşturmadan... kaş belediyesi encümeni ceza kesti, arkasından mahkemeye verdi, 10 ay hapis verdiler, hükmün açıklanması geri bırakılmadı -para cezasına çevrildi allah'tan, yoksa memuriyet gidecek- üstelik insanı enayi yerine koyuyorlar, öyle bir yargılama yapılmış ki bir sürü hata ile....ben ceza meza olmaz diye düşünürken kendimi içerde bulacağım. baktım olmuyor, baldıza bıraktım, avukat kendisi, istinaftan döndürdü,ceza iptal edildi, kurtuldum. ama beş yıldır bu işle meşgul oldum. bilen bilir kaş kaçak villa cenneti, binlerce kaçak villa içinde beni buldular, şaka yapmıyorum. burası türkiye, her şey olur.
    benim kaçak villa yapmak gibi bir niyetim yoktu,tam tersine zeytinlerime bakmak,yapılaşmanın başladığı yerde yeşile sahip çıkmaktı düşüncem. ayrıca zeytin toplarken konaklama için kullanacaktım, eskişehir'den günlük gidip gelemezdim çünkü.
    mülteciler, ruhsatsız işyeri açıyor, kapatınca insanlık dışı diyen şerefsizler, gelmiş burada yok kanun yok bilmem ne diye zırvalıyor. ülke işgal ediliyor, onlara her şey yapabilir, türk insanı tarlasına 20 metrekarelik yaşam alanı kuramasın, sikerim böyle işi.

  • 24. kabullenince huzur veren gerçekler

    hayatta yaşadığımız her şey bizim kontrolümüzde değildir. olaylara müdahele eden çok fazla dış etken vardır. bu yüzden yaşadığımız her kötü olayda sorunu kendimizde aramamalıyız.

  • 25. bahar şenliklerini görmüş efsanevi nesil

    ne günlerdi be... şimdiki üniversiteli gençlere bakıp ne güzel zamanlarda okumuşuz diyen mezunlardır.
    hiç görme şansı bulamadığımız şarkıcıların sahnede capcanlı performansları ile okulun dönem yorgunluğunu unuturduk. şimdi okul bitti mi bitmedi mi belli değil. sınavları bekle hooop evlere, memlekete dön.... çok monoton...

  • 26. hadise'nin külotla 10. yıl marşı söylemesi

    videoya bakınca aklımdan geçenler;
    (bkz: horizontal ile vertical'ı karıştırmak)

    edit: nasıl ya ne alaka? bakarsan anlarsın.

  • 27. tavuğa hallenen genç

    suriye uyrukluymuş, tutuklanarak cezaevine gönderilmiş. yerli ve milli sapıklarımız yetmezmiş gibi insan kaynağı diye dışarıdan sapık ithal ediyoruz, ne hoş... kaynak

    edit: kaynak eklendi.

  • 28. düğünsüz takısız nikah dairesinde evlenmek

    bunu kabul edecek bir kadın bulursanız kaçırmayın. bulma ihtimaliniz sayısal loto’yu tutturma ihtimaliniz kadardır muhtemelen. belki daha da düşük.

  • 29. muhammed kerem aktürkoğlu

    neyin tribinde olduğunu anlayamadığım oyuncu. umarım ayrılır. o da kurtulur, biz de. bu kadar toksik bir zihinle bu çocuk mutlu falan da olamaz. bir kere yarım yamalak protesto oldu, o da hemen desteğe döndü zaten. takım arkadaşları bunu mutlu etmek için neler neler yapmadı? hâlâ her konuşmasında trip atıyor. yeter cidden.

    şampiyon olmuşsun, çaldığın şarkının sözleri "simsiyah gecenin koynundayım, yapayalnız." sen kimle kavga ediyorsun gerçekten? bence kerem'in tribünden önce kendisiyle sorunu var.

  • 30. dini nikah cüzdanı satan kadın

    eğer siz bir şeyin üzerine türk bayrağı koyar, yanına yöresine de "resmi belge" ibaresi koyarsanız o hukuken evrakta sahteciliğe ve dolandırıcılığa girer.

    delirtmeyin adamı ya.

    vallahi sikeyim sizin algınızı da beyninizi de ya.

  • 31. 27 mayıs 2024 mehmet büyükekşi'nin ıslıklanması

    ''fenerbahçesini o kadar penaltıya ve kollamaya rağmen şampiyon yapamayana gereken cevabın verilmesi olayıdır''

    olm gs kongre üyesi büyükekşiyi ''fenerbahçesini'' yazacak kadar mal olamazsınız bence ya.

    yazıyorsunuz valla.

    kendi mahallesinde ıslanması hoşuma gitti dicem de hep kolpadan aq

  • 32. bahçeli'nin türk milleti diyememesi

    kendisi arap milliyetcisi bir siyasal islamci oldugu icin normal durumdur.

  • 33. ali koç

    nihat özdemir'e, mehmet ali aydınlar'a , aziz yıldırım'a fetöcü diyen başkan. fenerbahçeliler de her dediğine inanıp bu dediklerini göz ardı ediyor. e bunlar feröcüyse fenerbahçe ne oluyor?

    yanına ak partili adamları alıp, onlarla iş yapıyor ama fenerliler bu adamı muhalif diye üzerine gidildiğini düşünüyor.

    tff başkanlarını kendisi seçiyor, yanına kendi adamlarını atıyor. büyükekşi'nin yanındaki adamlara bakarsanız ne dediğimi anlarsınız, mhk başkanları kendisine var kayıtlarını mesaj atıp hakemlere ayar veriyor ama günün sonunda suçlu tff ve mhk oluyor, buna oyun oynuyorlar.

    sürekli lehlerinde hakem kararları oluyor, yabancı var gelince türk var'ın veremeyeceği penaltıyı verdiği için adama saldırıp almanyada olay çıkartıyorlar, almanya'dan buraya tekrar hakem gelmiyor.

    bütün gerginliği körükleyip her yeri savaş alanına çeviriyor. trabzona gidiyor oyuncuları birilerine saldırıyor, türk telekom arena'ya cezalı olduğu için gelemeyip daha sonra polisleri alıp stada geliyor ve yardımcı antrenörleri burada yine kavga çıkartıyor. basketbolda oğlu 2,5 metrelik adama saldırıyor. kasımpaşa stadında bilet alıp bütün stad ali sami yene sövüyorlar. sonra üzerine çıkıp vaaz veriyor.

    yemişim başarısını, şampiyonluğunu, insanların akıl sağlığı ya da fiziksel sağlığı için bu kaybetmeyi bilmeyen adamın futboldan, medyadan silinmesi lazım.

    he yok dedikleri doğru mu ? o zaman fenerbahçe'nin son 20 yılındaki bütün fenerbahçeli başkan ve yardımcıları fetöcü olduğu için ona göre muamele edilsin.

  • 34. kafası kopan bebekle dalga geçen yahudiler

    ama ama ama, 7 ekim'in sonuçları bunlar kanzii...
    7 ekim israil'in 11 eylül'üdür ve organizatörü de mossad'dır. hala jeton çark etmedi mi sizde?

    yahudiler gelip ebelerini g.bse çok şükür diyecek iğrenç bir güruh var. illa bir tarafı savunmak, hamasçı olmak zorunda değilsiniz ya! dini ırkı kalmadı artık bu işin, insan olan herkes siyonist oçlar topluluğu olan israil yönetimine tepkisini gösterdi, gösteriyor, gösterecek.

    liberalizminize, sekülerizminize, cihatçılığınıza, modernizminize iki dk ara verip insan olup şu zulmü dillendirerek isyan eder misiniz lütfen?

    t: kafası kopasıca birkaç psikopattır. en ağır acıları tatmadan, en fena işkencelere maruz kalmadan ölmemeri dilenen vahşi psikopatlar.

  • 35. menzil şeyhinin oğlunun teslası

    tam dolu batarya ile menzilini merak ettiğim menzil bilmem neyinin aracı.

  • 36. galatasaray

    yanıcı ve parlayıcı sentetik madde bağımlısı müptezeller ile 19 kere şampiyon olmuş 21 kere kutlamış 28 kere şampiyon olduğunu düşünen falcı büyücü müptelası ibişleri hoplatmaktan bıkmayan türk futbolunun ağası.

  • 37. gaziantep'te kuduz karantinası başlaması

    kuduz dünyanın el ölümcül virüsüdür. ısırılma sonrasında ilk belirtinin görülmesi ile birlikte hastanın ölümü %100 olarak kesinleşir. virüs sinsice beyne ulaşmıştır ve artık bu noktadan sonra hastalığının hiç bir tedavisi yoktur. hastalık kısa süre içerisinde kişiyi acılar içinde süründürerek öldürür.

    bu sebeple kuduz görülen bölgede, hatta tüm şehirdeki köpeklerin toplatılıp uyutulması gerekir. bu işin şakası yok. ısırılan kişiler belirti falan beklemeden, hemen 1-2 gün içerisinde aşı olmalıdır.

  • 38. galatasaray iyiyse niye 10 kişiye yenildi

    cevabının iki telefonundan bylock çıkmış bir badem bıyıklıda saklı olduğu sorudur.
    sadece on kişiye değil, kendisine karşı direnç gösteren volkan demirel ve bülent uygun'un takımlarına da kaybetti. kopenhag ve sparta prag'ın nasıl çaktığından bahsetmiyorum bile.

  • 39. türkiye'de estetik yaptırıp 45 yaş gençleşen adam

    pasaport kontrolünden geçememiştir muhtemelen.

    bu arada elimde az kullanılmış köprü var, buna inanan arkadaşlarla pazarlığa açık. dosta gider.

  • 40. fenerbahçe'nin 2024-2025 sezonundaki rakibi

    galatasaray 105 puan alsa bile bu sistem olduğu müddetçe febeye 102 puan aldırırlar, zirveden kopmasına izin vermezler.
    emre malok ve erkan ergin'in form durumları da önemli.

  • 41. geceye bir adolf hitler sözü bırak

    ein volk, ein reich, ein führer. türkçesi tek halk, tek imparatorluk, tek liderdir. bir yerlerden tanıdık geliyor ama :d

  • 42. ilk buluşmada evin araban filan var mı diyen kız

    onlardan yok, yarram var, ister misin demek icab eder. o zaman da adiliğimiz, hayvanlığımız kalmaz ama karı sanki pazardan kurbanlık beğenirmiş gibi davranırken kimsenin gıkı çıkmaz.

    altı üstü sohbet edip, iyi vakit geçireceğiz. neyse, 31'e devam, en azından duygusal olarak yıpranmıyor insan.

  • 43. iş hayatının ilk kuralı

    yönetici kaderdir...

  • 44. filistin'in seküler türklerden destek görmemesi

    babanen hatalı genc bizim filistinlilerle bir bağımız yok. bağımız derken türklerden bahsediyorum seküler dindar umrumda değil. islam adını kullanarak arap emperyalizminin kölesi olanlara değil. türkler ne zarar gördülerse araplar ve onların bu topraktaki uşaklarından gördüler

  • 45. fenerbahçe

    “avrupa'da çıktığı son 38 maçta 4 (dört) galibiyet”

    size bu yalanı kim empoze ediyor bilmiyorum ama sadece bu sezon şampiyonlar ligi elemelerinde 3 tur geçti gs.

    6 maçta 5 galibiyet 1 beraberlik aldı.
    zalgiris, ljubljana, molde.

    şampiyonlar ligi 1 galibiyet (manchester united deplasmanı), 2 beraberlik, ikisi bayern münih'e olmak üzere 3 mağlubiyet.

    gruptan üçüncü çıkınca prag'ı içerde yenip 1 galibiyet daha, deplasmanda kırmızı kart sonrası farklı yenilgi.

    yani sırf bu sezon 14 avrupa maçında 7 galibiyeti var galatasaray'ın. bu takımların konferans ligi ekiplerinden daha kötü olduğu söylenemez. trnava ve ludogorets'i yenince de galibiyet, bunlar da galibiyet. bu şekilde algı yapılması doğru değil.

  • 46. kemal kılıçdaroğlu

    ülke gençliğinin 4 yılını çalan, sağa sola, siyasal islamcılara cumhurbaşkanı yardımcılığı ikram eden siyasal bir hırsız. kifayetsiz muhteris. ayrıca hiç utanması olmayan hala konuşan bir insan. ben olsam susar otururum bir neslin ümitlerini bitirdim diye. sen benim kızımın geleceğini çaldın.

    aklıma boris vian'ın çok sevdiğim kitabını getiriyor.

  • 47. netflix'in başladığı işi bitirmemesi

    bu konuda en çok beddua aldıkları proje tartışmasız (bkz: mindhunter) olmalı.

    bunun dışında (bkz: the lincoln lawyer) devam etmekte. yanılmıyorsam üçüncü sezonu bekleniyor.

  • 48. sinan oğan'ı dinlemeye 48 kişinin gelmesi

    gelen 48 kişinin neden geldiğini size güzel bir fıkra ile özetleyeyim.

    “adam suçüstü yakalanmış. tavuk kümesinden yumurta çalarken.
    üstü başı toz toprak içinde.
    tavuk tüyleri elbisesinin her yerinde.
    cepleri yumurta dolu.
    adamı mahkemeye çıkarmışlar.
    hâkim sormuş:
    - neden hırsızlık yaptın?
    - avukat istiyorum hâkim bey... avukat olmadan konuşmam.
    - yumurtalar cebinde... kümesin içinde yakalanmışsın... tavuk pisliği her tarafına bulaşmış... hırsızlık yaptığını gören çok... avukat gelip ne diyecek?
    - vallahi ben de onu merak ediyorum hâkim bey?. acaba avukat ne diyecek?

    merak etmişler sinan efendi millete attığı kazıktan sonra ne diyecek acaba (bkz: swh)