(bkz: ali eren beşerler)
herturluacilansemsiye20 profili
-
at hırsızı tipli futbolcular
-
müge anlı programındaki esrarengiz aile
yeğenine tecavüz eden enişte, bunu bilip ses çıkarmayan aileler, kızını teyzesinin ve dayısının oğluyla evlendirenler, çocuğuna recep tayyip ismini koyanlar, muskalar, bayat gofretlerin ambalajını değiştirip satanlar, din, allah, kitap barındıran olaydır.
ahlaksızlık diz boyu, şaşırmıyoruz. -
hulusi akar'ın kek için tabak istemesi
29. türk silahlı kuvvetleri genel kurmay başkanı ve yeninin milli savunma bakanının "tabak yok mu oğlum?" demesi suretiyle gerçekleşendir.
isteme şekli, konuşması, davranışları yoruma açıktır. bana göre kendisi dahi yoruma açıktır, 1977 yılında abdullah gül ile ingiltere'de çekilmiş fotoğrafı ilgi çekicidir, o günlerden bu günlere. insan gerçekten hayret ediyor.
ayrıca hulusi akar'ın kim olduğunu üstte belirtme ihtiyacı duydum, çoğu kişi bilemeyebilir, kendisi biraz şeydir.
hani reis'inin ricasıyla gül'ü helikopterle ziyarete gidip aday olmaması için ricada bulunan, kimseyi kıramayan biridir. o kadar kıramaz ki, 2016 yılında her gün şehit haberleri gelirken kendisi tayyip erdoğan'ın biricik kızının düğününe şahitlik yapmaya gitmiştir. bir de yaveri feto itirafçısıdır, o da reisi gibi kandırılmıştır. evet genel kurmay başkanıydı. -
yanlışlıkla 3-j velileri grubuna eklenmek
yaşandı bitti saygısızca dediğim hikayemdir.
her ne kadar o dönem iş yoğunluğundan kıymetini bilemesem de şimdi dönüp yazılanları okuyunca keşke o masum yavrucakların , o ponçiklerin mezuniyetine kadar kalabilseydim grupta diye hayıflanmaktan kendimi alamıyorum.
belki de çok mutlu olabilirdim, tutsaydım dilimi, neyse...
ayrıca, özel hayata saygı, o, şu, bu sebeplerden dolayı telefon numaralarını, soyadları yer yer isimleri sansürlememi anlayışla karşılayın.
her şey bir sabah telefonuma gelen bildirim sesi ile başladı.
tanımadığım bir numara beni "3-j sınıf velileri" adlı bir whatsapp grubuna eklemişti, gruptaki numaralardan hiç biri kayıtlı değildi, bir veli grubuydu ama ben veli değildim, hatta çocuğum da yoktu ve hatta evli bile değilim. gruba yeni girmenin verdiği gazla ilk kurşunu attım.
olan biteni anlamak için bir süre sessiz kalıp, sinsi sinsi bütün yazılanları okudum. tahmin ettiğim gibi bu bir veli grubuydu. okul aidatları, ponçiklerin yaptıkları haytalıklar, sınıftaki gelişmeler, ponçiklere yapılan kısır günü(ikram) sırası, gösterilerde giyilecekler vb konuların konuşulduğu bu platforma yavaş yavaş uyum sağlamaya başlamıştım.
sabahları erkenden kalkıp gruba selam çakıp günlük hayatıma devam ediyordum, bazı günler grup çok hareketliyken bazı günler sessiz oluyordu. bu durum beni günden güne geriyordu. aklıma kurcalayan ise benim çocuğum hangisiydi, adı neydi! çocuğu olmayanların anlayamayacağı bir duygu yaşıyordum, orada öz olmasa da sonuçta bir çocuğum vardı, sahip çıkmam gerekirdi.
grupta ilk atağımı grubun kronikleşen sorunu üzerine yaptım. belirli günler veliler çocuklara pasta börek yapıp yolluyordu, bunun bir sırası vardı ama bağzı veliler ısrarla bu sırayı unutuyor ve yavrucaklar aç kalıyordu. her sabah acaba bugün sıra bende mi diye kan ter içinde uyanıp, gruba girip, olası sıramı başka velilere itelemeye çalışıyordum. bu durumu kendime görev edinmiştim.
en büyük sorunum yaşadığım bilgi eksikliğiydi, ne okulu biliyordum ne de ponçik evladımın adını. oysa bilgiler tam olsa da lahmacun yollasaydım çocuklarımıza, ne güzel olurdu değil mi sonuçta yavrucaklar aç kalmasın. unutulan sıralarda tedarikli veliler sağolsun evladımı aç bırakmıyordu ve benden şukusunu kapıyordu.
ikram günlerini unutanların korkulu rüyası olmaya devam ediyordum. resmen grubun emekli albayı olmuştum. ama arada geri vites yaptığım da oluyordu.
güldüğüm günlerin yanında hüzünlendiğim günler de olmuyor değildi, sınıftan gelen fotoğraflara bakamaz olmuştum. ponçikler çakmak çakmak bakarken ben hala hangisi benim yavrum diye düşünüyordum, kahroluyorum anlıyor musunuz, bu fotoğraflardakilerden biri benim yavrumdu ve ben hala bilmiyordum. insanı günden güne yiyen bitiren bir durumdu, öyle!!! tenefüsünde fotoğrafları açıp açıp kendimi alkole, sigaraya ve trollemeye veriyordum. acaba hangisiydi benim yavrum?
artık grupta sivrilme vaktiydi, madem yavrumun adını bile bilmiyordum, artık bu grubun temeline dinamit koymanın zamanıydı, al sana bombe. ilk kurbanım furkan olmuştu ama cidden furkan da liderlik vasfı yoktu, bir de sınıf başkanı mı olacaktı. zaten ben bunu dedikten sonra gruptan ayrılan annesi ispatlamıştı bunu. hangi liderin annesi çocuğunda liderlik vasfı yok denildiğinde kaçar ki, sorarım size ey dostlar!
furkan atağımdan sonra grupta kartlar yeniden dağıtılıyordu. beni tek endişelendiren durum artık "siz kimin velisisiniz" diye sorgulanmaya başlamamdı. sünepe furkan'ın benim için sonun başlangıcının olacağını nereden bilebilirdim ki? veliler çılgınca furkan'ı savunmaya başlamışlardı. benim için yağrının!!! ne olacağı belli değildi.
ama hız kesmedim, vur keke vur felsefesini benimsemiştim. biricik ponçiğimin bulunduğu sınıfta küfür edilmesini duymamla olaya müdahale etmem bir oldu. artık mert'in annesi kankamdı, onun için disipline gitmeyi bile göze almıştım. gerçekten de biz hep "belgesel neyin" izletiyorduk, küfür de neymiş ayol!!!
dünyevi işlerin yanında grupta maneviyatın da konuşulması paylaşılması gerginliklere kısa bir mola oluyordu. ibretlik paylaşımlar bana süpanallah dedirtiyordu.
bardağı taşıran son nokta ise papyon oldu. papyon deyip geçmemek lazım. papyon önemli. papyonsuz bir gösteri düşünülemez. 7tl'ye papyon mu olur, beymen'de 10tl diyolla.
artık sorgulanmam ve deşifre olmam an meselesiydi, kendi kafama sıkmıştım. alkollüyken o gruba yazmamam gerektiğini sabah uyanınca anlamıştım. gerçekten de hoş olmamıştı. ertesi gün whatsapp'dan gelen arama ve benim açmamam ise sonum olmuştu. grupta yetkili görüp kaydettiğim kişinin beni atması ve atıldıktan sonra da bir süre mesaj gelmesi belki de bir işaretti!
not: bu uzun hikayeye tanıklık eden ve yazmam konusunda baskılarını esirgemeyen ekşi beşiktaş whatsapp grubu'na selam olsun. -
çocuklarımıza öz kürtçe adlar veriyoruz kampanyası
(bkz: biji ktir git)
-
siyah gömlek giyen erkeklerin keko olma sorunsalı
üzerimde siyah gömlek varken okuduğum sorunsaldır.
-
27 ocak 2017 erdoğan'ın ekonomi değerlendirmesi
-
sokak ortasında bir deste dolarını yakan vatandaş
o dolarla gidip kola alıp sonra da o kolayı dökmeliydi, böylelikle dış mihrakları kendi silahlarıyla vurmuş olacaktı.
büyük oyunu görememiş, talihsiz dayıdır. -
6 aralık 2016 ekonominin bug'ını bulmam
(bkz: einstein ona arkadaşım diyor)
-
iett otobüsleriyle aşk yaşayan adam
(bkz: hareket amiri)
ayrıca müzelik adamdır, helal olsundur.
her birey 1 konu hakkında bu kadar ilgili olsa, dünya bambaşka bir yer olur. adam şöför kravatı bile saklıyor.
"kapıların açılıp-kapanması" derken anlayamazsınız diyecek sandım, otobüse binince nasıl da mutlu oldu adam yaa!!! -
itü'de doçent doktorun odunla adam dövmesi
(bkz: orman mühendisliği)
-
cesedi tırnaktaki benden teşhis etmek
insanın içini acıtandır.
eski kız arkadaşımın kardeşini böyle teşhis ettiler. tanırdım çocuğu, severdim de! hava harp okulunda öğrenciydi, arada sırada uçuşları oluyordu, nasıl uçtuğunu neler yaptığını, uçakların özelliklerini anlatırken gözleri parlardı, gencecikti hatta çocuktu be! çok da başarılıydı, solo turk'te bile uçmuştu, iyi niyetli sevecendi lan! cemaat nedir bilmezdi!
ama okulun kampındayken komutanları uyandırmış, kalkın eğitime gidiyoruz demişler, tam teçhizat! yolda otobüste uyumuşlar güzel güzel, kimsenin aklına gelmemiş darbe yapmaya gittikleri, sıradan bir eğitim sanmışlar! ta ki boğaziçi köprüsüne gelene kadar!
o günden beri haber alınamıyordu, en başlarda kimsenin aklından bile geçmemiş bir şeyler olduğu, ne de olsa kamptaydı ve öğrenciydi. ne bilsinler komutanlarının bu gencecik çocukları cemaat çıkarı için ölüme götüreceklerini.
dün adli tıpta buldular! bakılmadık hastane, bakılmadık cezaevi, aranmadık kimse kalmamıştı. kayıtlarda firar diye gözüküyordu. okulu arıyorlar firar diyor, arkadaşları cezaevindeymiş bilgi alınamıyor, komutanlar zaten piyasada yok! lan daha çocuktu ne yapabilirdi ki firar etsin! zaten edememiş ki!
adli tıpta teşhis için bakan babası ve eniştesi tanıyamamışlar önce. yok bu değil bizim oğlumuz demişler. eniştesine bir kuşku düşmüş, dışarı çıkınca ben biraz benzettim bir daha bakalım demiş. gitmişler.
suratından olmasa da tırnağındaki benden teşhis etmişler. tırnağındaki ben lan!
bu çocuk suratının tanınmaz hale getirilmesi için ne yaptı lan katiller! kafasına yakın mesafeden sıktığınız o kurşunları çıkartmak için kafasının arkasını yardılar, yüzünün her tarafı şişmiş, tanınmaz halde!
önce ölesiye dövdünüz de sonra mı kafasına sıktınız bu gencecik çocuğun, ey katiller! yoksa kafasına arkadan sıkıp da yola mı bıraktınız, gelen geçenin tekme atması için! sizin vicdanınızı sikeyim ben.
bütün bu olanlar yetmezmiş gibi bir de hain demiş imamın biri, ben bunun selasını okumam diye! çok da bir önemi yok okumazsan okuma da aile işte, cemaat nedir bilmeyen, tertemiz çocukları bir hiç uğruna ölüyor üstüne bir de yavşağın teki hain diyor.
lan yavşak asıl hain bu cemaate yıllarca göz yumanlar, yıllarca hocaefendi diyenler! ülkeyi bu hale getiren hırsızlar, din tüccarları suçsuz da bu gencecik masumlar mı suçlu! o gün o köprüde gencecik çocukları ölesiye döven gözü dönmüş sarıklı cübbeliler dururken bun çocuk mu hain?!!!
tekbir getirerek kendinizce verdiğiniz adeleti sikeyim sizin! -
atatürk'ün tip olarak türklere hiç benzememesi
ek olarak huyunun da çoğu türk'e benzememesidir.
onurlu, çağdaş, zeki değil çoğumuz! -
chp'li esnaftan alışveriş yapmayacağım
(bkz: çok komikmiş bir daha yapma)
-
%25'in azerbaycan'a yerleşmesi
azerbaycan hakkında bilgi sahibi olmadan dile getirilen önermedir.
azerbayca'da dönen rüşvetin, üçkağıtın haddi hesabı yoktur. o yüzden %25 değil de %49 gitse çok daha çabuk uyum sağlar.
hem sırıtmazlar da! -
çocuklarına yunan mitolojisinden isim veren türk
(bkz: zeus'un babası halil)
-
30 ekim 2015 cuma gününün tatil olması
özel sektör çalışanlarını "iyi bari trafik çok olmaz" diye fakir tesellisine itendir.
-
abdestsiz maça çıkmam
abdestsiz maça çıkmam ama tekme atarım, tükürürüm, küfür ederim, ırkçılık yaparım diye devam etmesi gereken açıklama.
-
bir halkın önderini hapislerde çürütmek
ister önder olsun ister lider, orospu çocuğu bir katil olduktan sonra doğru bir eylemdir.
-
abd askerlerine eminönü'nde çuval geçirilmesi
boş işlerdir.
hiç bir kıymeti de yoktur. sen şimdi sivil halde turist gibi gezinen amerikan askerine 20 kişi çullanıp çuval geçirsen ne, geçirmesen ne? kime neyi ispatlıyorsun? bu kadar mı acizsin, eziksin! adam tek sen 20 kişi, bu mu lan senin delikanlılığın? atatürk görse önce bu çuval olayı zamanında sus pus olan siyasetçilere sonra da size haddini bildirirdi!
adam zamanında senin üniformalı askerlerine çuval geçirmekle kalmadı 60 saat sorguya aldı! bunun intikamı bu mu şimdi? adam senin binbaşını sorgularken sen belki de olaydan bihaber, mutfakta çalışan bir amerikan askerine 20 kişi çullanıyorsun!!!
ayrıca senin dünya lideri dediğin adam, bu olaydan sonra sus pus oturup, anca kınarken, sen bu eyleminle orada kaybettiğin onurunu mu kazanacaksın?
bu yapılan eylemin davostaki çakma delikanlının yaptığından pek bir farkı yoktur, ikisi de şov amaçlı yapılmıştır!
hele hele aranızda bu eylemden amerika'nın bir mesaj alacağını düşünenler varsa, siktirsin gitsin! adam ülkemizi köpeği yapmış, köpek gibi çağırdığı adamı başbakan yapmış, beyzbol sopasıyla billur geçtiği adamı da cumhurbaşkanı!
özetle bu tarz siktiriboktan artistlik işleri bırakın. ülke kukla olmuş hala neyin derdindesiniz!!!
ahh ulen o ağzınızdan düşürmediğiniz atatürk görse bunları, sizden utanırdı be!
edit:imla.
debe editi: ısrarla gurur duyulacak bir eylem olduğunu zanneden insanlar yüzünden akp bu ülkede bu kadar güçlendi. yada bu eylemi gerçekleştiren zihniyet yüzünden akp %50lerde oy alıyor. kısa bir süre önce de aynısı oldu. odtü'de cemaat yurtları için bulunan cemaatçileri odtü'den kovma biçimleri!!! evet eylemin amacı güzel ama eylemi gerçekleştirirken olan tutumlar eylemin de önüne geçiyor. bu eylemde de adama 1 metre mesafeden taş yada yumurta atmak, 20 kişi kovalamak... olmaz...
böyle eylemlerle anca kendi egonuzu tatmin edersiniz.