başlığı 29 temmuz olarak açıp entry döşemek üzereydim, yollamadan hemen önce bu başlığı gördüm. aynen yabıştırıyorum o halde. yalnızca liseler kapatılmıyor. harp okulları da öğrencilerini yolluyor. ama okul açık kalıp, yeni öğrencilerle doldurulacak.
--
yarın gerçekleşecek yaş'tan sonra resmi gazetede yayınlanacak karar. binlerce öğrencinin okul ile ilişiği kesilecek. ve kimsenin sikinde değil. ama ne desek boş yani. kılıçdar bile bahsetse "bu ortamda muhaliflik mi yapıyosun!11" denilecek.
askeri liseler kapanıyor. peki memlekette nasıl asker yetişecek?
harp okulları daha fazla sivil öğrenci alacak ve kapsam genişletiliecek. açık öğretim mezunu ve imam hatip lisesi mezunu öğrenciler de harp okuluna gidip asker olabilecek.
çıta düştü anasının amına kadar düştü. imam öğrenciler asker oluyor. artık imamın ordusu kitabındaki imam fethullah gülen değil, recep tayyip erdoğan.
imöm hötöplör köpötölsön diyen bi kişi bile bu duruma ses çıkarmıyor. çıkarana da "bu durumda muhalif mi oluyosun" diyorlar.
evet, oluyorum, olmayanın amına koyim.
ohal durumunda hükümetin aldığı her karar kanun hükmünde kararname olduğundan dolayı, "tüm bacılara kanun hükmünde kararname ile el koyuyorum" dese ses çıkaramayız zira yargı yolu da kapalı. peki bu karar nasıl değiştirilir? başlığı bir gün önceden açmamın sebebi bu. yarınki yaş toplantısında hulusi akar, rte'nin "askeri liseleri kapatalım, harp öğrencilerini de tasfiye edelim sıfırdan öğrenci alımı yapalım" önerisine,
- "hayır böyle bir şey çok saçma olur, ben 44 yıllık askerim, bu işi çok iyi biliyorum" diyebilecek yüreğe sahip ise, bu karar çıkmaz. kısaca her şey, boğazına kemer geçirilmiş bir silahlı kuvvetler kurmayının ağzından çıkacak birkaç kelimeye bağlı.
--
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 27 temmuz 2016 askeri liselerin kapatılması
-
2. fethullahçılara ilk kim ne zaman karşı çıktı
"çocuklar cemaat ve tarikatlara veriliyor. çok değil 40 yıl sonra bu çocuklar hakim, savcı, general olacak."
ilk midir bilemem ama en net ve temiz çıkışı 1993 yılında uğur mumcu yapmıştır. -
3. ertem şener cemaat videosu
herkese generallik, trt müdürlüğü vs. verirlerken ertem'ciğime muğla tarih vermişler ahhahahah.
-
4. 27 temmuz 2016 tarihli kanun hükmünde kararname
başlık açılalı yarım saat olmuş ve girilen entry sayısı üç. aslında o kadar çok yazılması gereken bir konu ki bu, ama yazamıyoruz.
korkuyoruz.
aklımda bin tane komplo teorisi var, ben bunu yazıcam ekşi'ye diyorum. arkadaşım; 'yazma, ortalık karışık. ohal var, alırlar içeri' diyor.
e haklı tabi.
insanlar sokakta demokrasi nöbeti tutuyor, biz ise özgürce yazamıyoruz bile.
öyle özgürlüğün amk.
o kadar yazmışız, bi sikim yazmamışız. ekleyelim o zaman.
jandarmayı içişlerine bağlayarak, sanırım ilerde olabilecek darbelerin önüne geçmeye çalışıyorlar.
bakın, darbeyi engellemenin açık ve tek bir yolu var. hukuk. ötesi, berisi yok bunun.
eğer darbe gerçekleşmiş olsaydı, bugün şehit dedikleriyle vatan haini insanlar yer değiştirecekti. bugün müebbet hapis bir çok milletvekili için konuşuluyor olacaktı. bu iki uç arasında dünya kadar fark olmasına rağmen, aynı hukuk bu hükümleri sağlayabiliyor. bu hukuk falan değildir. bu güçtür ve güç sürekli el değişir.
peki hukukumuz gerçekten hukuk olsa ne olur?
önce kendilerini yargılatmaları gerekir ki; bu işlerine gelmeyecektir.
ilerde darbe olmayacak demek hayalperestlikten öte bişey değildir. -
5. 15 temmuz sonrası rte'nin sevimlileşmesi
her geçen gün daha bir ponçikleşiyor efendim durduramıyoruz. önce muhalif liderlere teşekkür etti. normaldir dedik. sonra atatürk'ün meclis açılışı telgrafını okumasıyla neler oluyor dedirtti. peşinden trt'ye seni nasıl çıkarmazlar, olmaz öyle şey çıkışıyla *cehape'lileri sevdi. lozan'ın yıldönümünü kutlaması*, açtığı davaları geri çekmesi* vs. hatta tecavüzle ilgili partinin kaybettiği imajı değiştiren bir adım var ki o da enteresan. yetmezmiş gibi, pek çok insanın farkında olmadığı vergi affı, stok affı gibi gelişmeler de var.
bundan önce bu konulardaki tavırları bellidir. iki ayyaş, alo fatih vs. insanın aklına balkon konuşmaları geliyor. biliyorsunuz sayın cumhurbaşkanı*, zamanında galip geldiği seçimlerin ardından toplumun gerilimini almak için böyle kucaklayıcı konuşmalar yapardı. sanırsam bu kansız cemaatin darbe girişimi sonucu sayın cumhurbaşkanımız* başkanlığına artık kesin gözüyle bakıyor. ve bir erken balkon konuşması mı yapıyor diye de şüphelenmiyor değilim.
not: şimdiye kadar kendisine tayyip diyen ben artık sayın cumhurbaşkanı diye hitap ediyorum. bunu iki sebeple kendisi hak ediyor. birincisi şu anda bir cumhurbaşkanı gibi tarafsız hareket ediyor. ikincisi ohal dolayısıyla gözaltı süresi bir ay. bir ay sen niye sayın cumhurbaşkanımıza bu şekilde hitap edersin diye polislere hesap vermek istemiyorum.
edit: bana da aktroll dendi ya daha da iflah olmam.
edit 2: cumhurbaşkanımızı en çok ben severim diye mesajlar geliyor. bakın bu bir yalandır. tabi ki en çok ben. -
6. fuck buddy
fuck boddy olarak başlar, evlilikle devam eder ve beginner seviyede ingilizce kursuyla sonuçlanır. aman diyim.
-
7. halk tv ve uğur dündar'a açık çağrı
dün izlediğimiz tarafsız bölge programın da 6 tane şerefli türk askerinin aynı zaman da içlerinde akademik kariyeri olanlar da var nasıl bilgi birikimli olduklarını gördük.
vatanı için canını verecek bu adamların anlatacakları çok şey olduğunu hepimiz biliyoruz zaten bir arkadaşımız çok güzel örneklemiş bilgi birikimlerinin sadece zekatını verdiler diyerek . ne yazık ki dün ahmet hakan'ın yaptığı terbiyesizliğe maruz kaldılar.
tayfun uzbay'ın dünyayı yerinden sarsacak buluşunu bile anlattırmadan sadete gel demesi tv başında olan herkesi delirtti çok açık.
(bkz: ali türkşen) 'i , (bkz: levent bektaş)'ı , (bkz: semih çetin)'i , eray albay'ı ,(bkz: tayfun uzbay) hocayı ve diğer adını unuttuğum paşamızın (bkz: halk tv) ekranlarına çıkarılarak uğur dündar eşliğinde konuşturulmasını talep ediyorum.
uğur dündar'da söz kesen araya giren birisi ama eminim böyle bir program olursa müdahil olmayacaktır.
son olarak şunu diyorum.
ahmet hakan sen kimsin? sen kimsin dostum? karşında dünya tarihine geçecek bir buluşu bulduğunu ve üzerinde çalıştığını söyleyen bir adamı küçümsüyorsun sonra tepkileri görünce pozitif ayrımcılık ayağına yalamaya başlıyorsun. yemezler ahmet yemezler.
diğer paşamızın adı (bkz: kadir sağdıç)
(bkz: murat eren) unutulmamalı ona da ayrı bir zaman yaratılmalı (bkz: cezaevinde unutulan yüzbaşı)
aranızda halk tv'yi en çok eleştri yağmuruna tutanlardan biriyim benim amacım herşeyi tüm açıklığıyla dinlemek . habertürk , ntv , a haber e bunlar kabul etmeyeceğine göre.
son olarak bana dersiniz ki şu kanala bu kadro tekrar çıkar o zaman moderatör olarak çağrıyı uğur dündar'a yapalım ve başlığın değişilmesini talep edelim.
edit : ilave -
8. cipsten çıkan bedava kolayı vermeyen adi bakkal
en hafif tabiriyle oro*pu evladı olan serbest meslek erbabı.
doritos cips aldıydım migros'tan dün. evde cips paketini açtığımda, 330 ml pepsi kola kazandığıma dair bir kupon çıktı içinden. odama gidip, kuponu bugün giyeceğim gömleğin cebine koydum ve salona geçtim.
sabah evden çıktım ve birtakım işlerimi hallettikten sonra evin yolunu tutmuşken, alt sokağımızdaki bir bakkalın camekanında "yüz binlerce pepsi hediye" yazılı bir poster gördüm ve cebimdeki kupon aklıma geldi. birden heyecanlandım, çünkü para vermeden bedava bir şey alacaktım ve bu ana çok yakındım. içten içe çekiniyordum, bakkal beni azarlayabilirdi, bana beleşçi diyebilirdi, bedava kola için 40 takla attığıma dair aşağılayıcı ithamlarla insanlık onurumu ayaklar altına alabilirdi. ama o kola benim hakkımdı. frito lay gıda san. ve tic. a.ş'nin müşterilerine tanıdığı bir haktı bu, çekinmenin, utanmanın alemi yoktu. tüm cesaretimi toplayıp bakkala girdim ve selamun aleyküm dememe kalmadan 37 ekran tv'de halk tv'nin açık olduğunu gördüm ve selam deyip kestim. selamun dedikten sonra televizyonu görseydim geri dönüşüm olmazdı ve aleyküm de demek zorunda kalırdım bu da bedava kolamı daha başından kaybedeceğim manasına geliyordu, çünkü bana gıcık olacaktı. kafadan, ne alacaksa alsa da s*ktir olup gitse denecek bir müşteri sınıfına girecektim top sakallı bakkalın nazarında. selam dedi. dan diye kuponu uzatıp bedava kola kazanmışım verir misiniz diyemedim. dükkanın ucuna kadar yürüdüm raflara bakarak. bir şeyler düşünmeliydim. öyle armut gibi kuponu uzatıp kolamı istersem bana tutulabilirdi.
kafamda bazı planlamalar yaptım. düşündüm, ölçtüm, biçtim tarttım. evet bu hak bana frito lay gıda san. ve tic. a.ş'nin tanımış olduğu bir haktı ama adamdan direkt bedava kola istemek, ne bileyim, bana da fırsatçılık ve beleşcilik gibi geldi. bi tane eti cin almaya karar verdim. 50 kuruştu zaten, o 50 kuruşu uzatırken, böyle yarım ağızla, sanki verse de olur vermese de olur kafasında olduğumu sanacakmışcasına, sanki kendisinin de bedava kolayı vermeme ihtimali yokmuşcasına, son derece doğal bi şekilde kuponu da uzatıp bedava kolamı alırım diye hesap ettim.
bi müşteri vardı çıktı, 50 kuruşu uzattım, paranın üstüne de kuponu koydum, "bi de şu kuponda bedava şey varmış herhalde" gibi bi şey dedim, tam hatırlamıyorum, umrumda değilmiş gibi davrandım yani, ısrarcı olduğumu anlarsa hepten ayar olabilirdi bana, yok biz vermiyoz onu dedi. ben beynimden vurulmuşa döndüm, peki deyip çıkacaktım ama bu haksızlığa karşı sessiz kalmak işime gelmiyordu, direnmeye karar verdim.
hee camekanda bedava yazısını gördüm de ondan şeaptım dedim, ben cipsleri rafa dizerken toptancı kafasına göre asmış onu dedi, sizin rızanız olmadan asamaz ki, assa bile sökebilirdiniz dedim, ya kaldı işte çıkarmadım bi daha, toptancı uğramadı, promosyon kolası diye sana dolaptaki kolayı mı vereyim, para verip kola isteyene ne vereceğim dedi. haklısınız ama ben bu kolayı hak ettim, cips aldım ve frito lay gıda san. ve tic. a.ş bana bu cipsten 330 ml kola kazandığıma dair bir kupon hediye etti ve kuponda yazılan esaslara göre siz bana bu kolayı vermekle yükümlüsünüz dedim. bu hindi gibi kabarmaya başladı, kardeşim asabımı bozma yok kola mola, nerden aldıysan git o versin beleş kolanı dedi. ben de sinirlenmeye başladım. ben bunu süpermarketten aldım ve süpermarketler bu kampanyaya dahil değil, anlaşmalı olan bakkal, büfe vs gibi yerlerden kolanızı alabilirsiniz şeklinde ifadeler var dedim kuponda ve masadan kuponu alıp ilgili kısımları kendisine de okuttum, bak burda yazıyor diye. yok benim anlaşmam filan dedi. ama camekanınızda bu kampanyaya dahil olduğunuzu gösterir bir poster asılı ve az önce, "sana promosyon kolası diye dolaptan kola verirsem" şeklinde bi ifadeniz oldu, demek ki daha önce bazı kimselere bu bedava kolalardan vermişsiniz, galiba siz bu kampanyayı kafanıza göre etkinleştirip kafanıza göre feshediyorsunuz dememe kalmadan başka bir müşteri girip, omzumun üstünden sanki ben orda yokmuşumcasına 20 tl uzatıp uzun marlboro istedi, bakkal, benden esirgediği tatlı dili sigara isteyen müşterisine sonuna kadar bahşediyordu, beni psikolojik olarak yıldırabileceğini sandı. gereksiz bir samimiyete girmiş, lüzumsuz bir sohbete tutuşmuştu sigara isteyen müşteri ile, beni hiçe sayıyordu. o esnada birkaç müşteri daha içeri girdi, ben dışarı çıktım ve bi sigara yaktım, içeriye müşteriler girip çıkıyordu.
15 dakika filan geçmişti, bakkalda müşteri kalmadığı bir anda tekrar kapıya yöneldim ve içeri girdim, şimdi nasıl yapıcaz bu işi abi dedim, resmi dili kenara bırakıp, kanına girmeye çalışacaktım. neyi nası yapcaz dedi, bedava kolam vardı, az önce konuşmuştuk, aliym mi dolaptan bi tane dedim, yok dedi, gelmiyo toptancı, 4 senedir ondan mal alıyorum, hukukumuz var diye hatır gönülden kesmiyorum ticareti ama savsaklıyor, ne cipse ne kolaya geliyor, c.tesi gelecekti salı oldu yok, satacak kola yok, veremem bedava kola dedi. peki abi allah rızası için cevap ver, samimi soruyorum, sizin aranızdaki kişisel husumetin, anlaşmazlıkların ceremesini ben çekmek zorunda mıyım, belli ki sen bu toptancı ile ihtilafa düşmüşsün, sana inat olsun diye sistematik bi yıldırma, ayar etme politikası izliyor, sen, ayağın alışmış, hak hukuk vs diye ticareti kesmiyorsun bu da ona güveniyor, velhasılı aranızda bi problem var ama frito lay gıda san. ve tic. a.ş'nin kuponlara yazdığı esaslarda bakkal ile toptancı arasındaki ihtilafi durumlarda bakkalın müşteriye kola vermeme hakkı saklıdır diye bi ifade yok, yani kameti uzatmayayım senin toptancı ile arandaki ticari kriz benim zerre kadar s*kimde değil, sen bana bu kolayı vereceksin, adamın asabını bozma, çıkar ver şu kolayı, s*kmiym vilayetini a*kodumun çocuğu, senin hayatını s*kerim ulan kahpenin çıkardığı, karısının kızının ırzına çöktüğümün, top sakalını s*ktiğimin kancığı diye saydırasım geldi ama yapamadım, korktum. başka bir müşteri geldi, ben yine dışarı çıktım, yine 10-15 dk dışarda zaman geçirdim, sigara filan, bi de içerden iskemle çekmiştim.
içerde yine müşteri kalmadı, kapının ağzına gittim, önündeki bulmacayı çözüyordu bakkal. kedi gibi kafamı uzattım kapıdan, içeri doğru, miyavvvv dedim, oralı olmadı bakkal, ğırrrrrr, miyavvvvvv diye huysuz kedi sesi çıkardım, kafayı kaldırdı, göz göze geldik, ben göz çaktım, sevimli sevimli sırıttım, bunu da bi gülme tuttu, yüzünde oluşan bu mütebessim ifadeden arka alıp, tazı gibi fırladım içeri. masayı aştım, yanına yanaştım, çömelip hizasına indim, gömleğinin yakasıyla oynayarak, kulağına doğru yanaştım, seri şekilde nefes almaya başladım, kulağına çarpıp tekrar dudağımda seken nefesim, benim bile içimi ürpertiyordu. "neden kolamı vermiyorsun tatlılık?" dedim. git al a*kodumun musibeti, al s*ktir git, dolaptan al, 2 litre al, yolunu s*kem, al bi de ice tea al dedi. sinirlendim, senin lütfunu s*kerim anası kaşar, ben senden sadaka istemiyorum, hakkımı istiyorum, frito lay gıda san. ve tic. a.ş'nin bana tanıdığı bedava kola hakkından faydalanmak istiyorum, sen kimsin de bana öyle müstehzi müstehzi, bahşeder, lütfeder gibi, köpeğe kemik atar gibi git al dolaptan filan diyebiliyorsun, kimsin ulan sen top sakalını s*ktimin kulamparası, babası şehven ekmiş, anası sehven sıçmış kahpe dölü dedim. o sırada halk tv de son dakika geçti, fetöden biri gözaltına mı ne alınmış , bu da bi anda ona dikkat kesildi, alın aq alın kim var kim yok alın diye saydırmaya başladı, ben hemen mevzuya uyandım, telefondan kaydı açtım, hükümete filan sallamaya başladı, fetocu fetocu darbe sevici şeyler söyledi, normalde bu şekilde elde edilen delilin hükmü yok ama ohal mohal bi kılıfına uydurup atarlar dedim bu gavur kırmasını kodese. velhasıl emniyete ihbar etmeye karar verdim soysuz ibineyi o anda. kola mola da gözümde değildi artık. neyse abi iyi günler deyip sezercik gibi koşa koşa çıktım ordan. -
9. hocam şizofreniye çare bulmanızdan bize ne
dün gece vasıfsız, sakallı bir adam tarafından şahsıma söylenmiş bir söz. cehaleti sezdim, cevap vermedim.
-
10. köprüde boğazı kesildiği iddia edilen asker
şu video da görülebilecek askerdir:
https://twitter.com/…leli/status/757660951650918401
şimdi gözünüze mi inanacaksınız yoksa "boğazı kesilen asker yok" diye açıklama yapan ve bütün medyanın yaydığı yalana mı? özellikle ayşe arman gibi gazetecilerin direkt olarak yok bunlar dezenformasyon demesi epey üzmüştü beni. zaten dikkatinizi çektiyse mobeselerde bütün görüntüleri vermiyor. askerlere saldırı anının tamamı ellerinde var tabiki ama vermiyorlar. şeriatçı piçlerin yaptıklarını vermezler tabi. unutmadan bu videodaki asker resimdeki asker değil. yani birden fazla boğaz kesme olayı var!
o seri de 11 tane twit var. bu ülkenin neden adam olmayacağını anlamanızı sağlar. yakalanıp işkence görmemiş 1 tane asker yok!
al bu da bunun olsun:
https://twitter.com/…leli/status/756028511178088448
ekleme: önce yok öyle bir şey dediler, şimdi "nereden biliyorsun boğazı kesilmiş belki kurşundur" diyorlar. lan gavat ne fark eder? teslim olmuş savunmasız insana yapıyorsun. darbenin de darbecilerinde hepsi yakalansın hapse atılsın ben senden çok isterim emin ol ama gözünle gördüğün bir şeyi de kabul et şerefsizlik yapma. ben bu görüntüleri yıllardır ışid sayesinde gördüm görüyorum. o zaman birinin arabasına çarptığın zamanda insin öteki arabanın sahibi kafanı kırsın cezada almasın. insancıl değerlerden bahsediyoruz. tayyip için bile ölsün gitsin dedikleri zaman hayır yaşasın ama yargılansın diyen adamım ben şerefsizlik yapmayın. böyle bir sahnenin savunması olmaz tıpkı darbenin olmayacağı gibi.
ekleme2: elimizde ne var başka bakalım: (bkz: 4'ünü öldürdük sıra 5'inciye geldi)
bu doğru mu emin değilim zira nette videolar harici pek inanmam ama dursun bu da : http://galeri.uludagsozluk.com/…n-ifşaları-1119896/
bir de şuraya bakın: https://www.youtube.com/watch?v=pxgrilefskm
"askerler emir almış 100 metreden fazla yaklaşanlara sıkıyorlar" diyor adam. "bizim hiç bir gücümüz yok bize sıkıyorlar" diyor. "anamız babamız kardeşimiz orada" diyor. biz en başından beri bunu söylüyoruz. asker emir almış gitmiş darbecilerden. emir emirdir. üstelik emiri de biliyorsun. ama sen insiyatif alarak gidiyorsun. nasıl bir sonuç bekliyorsunuz onu algılayamıyorum. adamların tankı var lan.
kısaca özet geçeyim. en az o darbeciler kadar orada teslim olmuş askere saldıranlarda suçludur. ama darbeciler yargılanırken orada önüne geleni öldürenler yargılanmayacak. çünkü burası muz cumhuriyeti. çünkü burası artık dandik bir ortadoğu ülkesi olmaya doğru hızlıca gidiyor.
ve iddia ediyorum daha o görüntülerin çok netlerini göreceğiz. büyük ihtimalle bıçakta göreceğiz. ama vermiyorlar anasını satayım şu görüntüleri. kimsenin yüreği yetmiyor. ama çıkar nasılsa. görürüz.
ekleme3: şunları yazdıktan sonra alttaki entrylere baktım da bir kaç mesajda gelmiş falan. bazıları kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyor. bazıları boğaz kesilmesini okumadan "kafa kesilmesi" diye dezenformasyon yapıyor. bazıları videoyu bile izlemeden bana saydırıyor falan. tekrar yazayım. darbe olmamasını ben sizden çok istiyordum ama elinde sopa olan adamlar tank falan durduramaz. beceremediler işte. siz durdurmuş oldunuz. eyvallah. ama tekrar diyorum bana videoda boğazın kesilmesi yok diyemezsiniz. ve tekrar diyorum daha net görüntülerde çıkacaktır. o zamanda ne diyeceğiniz belli zaten "ama bize ateş ettiler". aynen suçlular. ama sizin köprüde yaptığınız şey de sizi suçlu yapıyor. ister kabul edin ister etmeyin.
ekleme4: lan kabataş yalanına ve camide içki içildi yalanına inanmış adamlarsınız yemeyin şimdi bizi. haaa illa suçlu arıyorsunuz şuraya bir bakın: (bkz: rte'nin fetö'yü türkiye'ye çağırdığı zamanlar)
ekleme5: moderasyon da kafayı yedi. http://s31.postimg.org/qsluowajf/screenshot_50.png başlığın ilk haliyle son hali arasında hiç bir ilgi yok. diğer taraftan bak güzel kardeşim. kafan basmıyor ama ben darbecileri de savunmuyorum bu askerin boğazından(!) şarıl şarıl kan akıtanları da. ama sen darbecileri savunmuyorken bu teslim olmuş askeri öldürenleri savunuyorsun. ondan sonra komedi gibi çıkıp demokrasi nöbeti tutuyorsunuz falan. gerçekten büyük ironi. o demokrasi nöbetlerinde de atatürk resmi olmaması da ironi zira kendisi cumhuriyeti yani sözde savunduğunuz demokrasinin kurucusudur. neyse. çok kasmayın anam siz. hadi baş baş. -
11. 27 temmuz 2016 rivalobet dolandırıcılığı
temiz iş, 97li çocuklar tereyağından kıl çeker gibi keriz ayıklamışlar. elinde 75 oran olup da senin 50 lirana ihtiyacı olan adama nası güveniyosun? bence ilk soru bu.
-
12. tecavüz başa gelebilecek en kötü şey değildir
bir erkek beyanatı.
kadınların derdinden anlamayan adamlar, bir kadının hayatını mahvedecek olan olayı pollyanna edasıyla normaliteye indirmeye çalışıyor.
sen bi tecavüze uğrada başka bişey demiyorum!
edit edit edit; bu yazdıklarım hakkında epey ikaz aldım. evet tecavüz olayı sadece kadınların başına gelmiyor. ama bunu belirten şahıs erkek olduğu için olayın sıcaklığıyla kendisine yönelik bi çıkışım olmuştur.
tecavüz kadın için de erkek için de karanlık bir olaydır. hiç bir şekilde temize çıkamaz. -
13. pişman olmuş cemaatçi
pişman olan cemaatçi yoktur, akp'li olan cemaatçi vardır.
-
14. geziye vatan hainleri parkı ismi verilmesi
fetocularla is birligi yaparak balyoz da iceri tiktiginiz 1. ordu komutani gibi onurlu askerler olmasa, suan silivri de olan sendin canim.
-
15. bir kedinin kalitesiz olduğunu gösteren detaylar
sevilmek için gelip sevilirken tırmıklaması :(
-
16. avusturya'da türk bayraklarının yasaklanması
yerinde karardır.
edit: aslanlarım, suriyeli mültecilerin türkiye'de doğan 3. ve 4. nesilleri, mahallelerini komple suriye bayraklarıyla donatınca göreceğim sizi. -
17. asena atalay'ın 1.245 liralık terliği
babamın giydiği şu terlikten farkı olmayan terliktir.
http://i.sanalpazar.com/…__i_5664537_hrm.jpg?v=2013 -
18. 170 boyunda dsbku nvyae gddy eed tcknnet esmer kız
-
19. 27 temmuz 2016 fenerbahçe monaco maçı
emenike attığı gollerden sonra asker selamı veriyor. olayı yanlış anlatmışlar adama sanırım.
tanım: fenerbahçenin tekrar öne geçtiği maçtır. -
20. taraf gazetesinin kapatılması
-
21. 1 fethullah doları
1 reis penisi karsisinda hizla deger kaybetmekte olan paradir.
(bkz: peni) -
22. emmanuel emenike
hala beyin yok. darbe olmus asker selami veriyor. paralel diye iceri atacaklar.
-
23. ömer halisdemir
bir mermiye otuz mermi yemiş,
bir mermiyle otuz yılı kurtarmış kahramandır.
kahramandır. -
24. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
trafik kazalarına dair fotoğraf ya da videolarda zaman zaman ayaktan çıkmış bir ayakkabı teki görürüz. bu tek ayakkabı aslında kazaya ve kazayı yapan kişi ve kişilere dair ciddi bir ipucu verir.
bugüne kadar çok fazla trafik kazasında kurtarma faaliyetlerinde çalıştım* ve ne zaman ayaktan çıkmış bir ayakkabı gördümse o ayakkabının sahibi olan kişi ya ölmüştü ya da ağır yaralı idi.
ve bu tip kazalardaki araçların süratleri 60-70km üstünde olduğu bilgileri vardı.
sonrasında bunu biraz araştırınca kazada kişinin bilinci kapandığı anda o ayakkabıyı ayakta tutacak herhangi bir kontrol gücü kalmadığından, ayakkabı kazanın meydana geliş şekline bağlı olarak ayaktan çıkabiliyor ve savrularak kaza mahallinden uzak yerlere dahi gidebilmesi bundan dolayıymış.
bir tafik kazasına müdahaleye yeni başlamışken trafik polisi bir ayakkabı teki getirip "ayakkabı çıkmış, bu adam zor yaşar" demişti. nitekim hastane yolunda ağır yaralı kurtardığımız kişi hayatını kaybetmiş haberini duymuştuk.
bu bilgiden sonra ne zaman bir olay yerinde ayakkabı teki görsem hep içim burulur. -
25. 30 yaşında hala metal dinleyen insan
30 yaş altında metal dinleyen var mı ki?
-
26. sözlük yazarlarının kızlarına verecekleri isimler
-
27. salih uçan
roma'da kendini baya geliştirmiş.
bu demek oluyor ki vitor pezevengi bu çocuğu yedek bırakır. -
28. renault fluence
ışıklarda bütün arabaları tokatlama olayı sonuna kadar doğrudur. ben de geçen sene 75 beygirlik corsa aracımla ışıklarda tüm araçları tokatlayıp vay be ne hızlanıyo arabam diyordum.
herkes efendi gibi ağır ağır hızlanırken siz tam gaz ışıklardan kalkınca ne audiler ne mercedesler dikiz aynanızda kayboluyor. bir tane gaza gelip sizle yarışa giren tipe denk geleceğiniz güne kadar tüm araçları kolayca tokatlarsınız. -
29. 26 temmuz 2016 cnn türk tarafsız bölge yayını
aksam rakiyi fazla kaçırınca oturup yazamadım. kısmet simdiyeymis. şimdi size tayfun uzbay ile ilgili bilmediklerinizi anlatayım. hocamız ile aktif olarak çalışan biriyim. bilirsiniz ki şizofreni konusunda çok iyi bir araştırma yaptı (bkz: agmatin) ben de kendisiyle çocuk şizofreni hastalarında beraber çalışıyorum.
tayfun hoca nun bir lafı vardır. bilim adami kendini yanlislamalidir diye. öyle ortaya attığınız her hipotez doğru çıkacak değil. hocanın farkı bu. etik olmasi ve diğer uyduruk akademisyenler gibi her bulduğunu çözüm gibi sunmamasi; çözüm pozitif ise neden öyle olduğuna da bakması.
başlıkta yazılara baktım ama goremedim; sizofreni denmiş ama asıl önemli bir bilgiyi aktarmak isterim madem burası kutsal bilgi kaynağı. agmatin denen molekülün anti depresan etkisi olduğunu iddia eden bir ilaç firması grubu fdaye bunu kabul ettirmeye çalışıp yeni ilaç piyasası oluşturmaya çalıştı. halbuki daha agmatinin geçerliliği bile sorgulaniyor. peki fda neden ruhsat vermedi? çünkü tayfun hoca öyle olmadığını gösterdi. fda de buna dayanarak olaya yanaşmadi.
tayfun hoca ile tubitaka proje yazdık, sanırım 4-5 bin lira butceliydi. reddettiler. karar gerekçesini incelesen en iyi dansöz bile böyle kıvıramaz dersin. telefon açtım bu proje bitecek ben sana garantisini veriyorum, bi yolunu bulacağım dedi. o proje şimdi bitmek üzere.
en ama en önemlisi. hocayla reyhan pastanesinde otururken anlatti. gerçekten tanıyıp etik ve naif bir insan olan bu adam neyle suçlandı biliyor musun? hayir sadece casusluk değil. kadin saticiligindan uyuşturucuya kadar herseyle. boynuna yazılı bu suçları cezaevinde ailesiyle görüşmeye giderken hep sakladı görüp de uzulmesinler diye. bu insanlar böyle işkenceler de çektiler.
sen cezaevinde bilimsel makale yazan insan tanıyor musun? ben tanıyorum: tayfun hoca.
bu adam bizim için çalışırken biz onu cezaevine sokup bağlama çaldırır, resim kursuna verdirdik ama şizofreni ile çalışmasına engel olduk.
bilin istedim turkiye de neler yapıldığını. bu ülkede pezevenk olmak bilim insanı olmaktan daha kolay. bi iftiraya bakar. -
30. ucuza para satın alma yöntemi
biraz daha zekası olsa gerizekalı olabilecek kişi eylemi..
-
31. asker elbiseli teröristler tsk'nın %1.5'idir
subayların yüzde kaçı?
generallerin yüzde kaçı?
bu oranlar önemli. yoksa paydaya askerliğini yapmaya gelmiş darbe sırasında koğuşta uyuyan yüzbinlerce eri yazarsan ne anlamı var? -
32. 27 temmuz 2016 davutoğlu açıklamaları
rus uçağının düşürülmesi konusunda "o an için emir vermem mümkün değildi" demiş eski başbakandır. kaynak
aynı zamanda bu konuyla ilgili art niyetli yaklaşımlar varmış. bak bak.
türkiye rus devletinin uçağını düşürmüş. bin bir planın olduğu ortadoğu coğrafyası karma karışık. bu uçak niye düştü, şimdi neler olacak, buradan zarar görür müyüz, devletimizin durumu ne olur diye düşünecek yerde "ben düşürdüm ben ben ben" diye ortaya atılıp takdir toplayan adamı izliyoruz.
sözüm ona bu adam bayırbucak türkmenleri için rus uçağını düşürmüştü. türkmenler için, millet için yapmıştı. şimdi "emir mi, ne emri, emir ne arar la bazarda" triplerine giriyor.
devletini, milletini düşünüp yahu uçak niye düştü diye iki saniye düşünmeden pay kapmak için erdoğan'dan daha hızlı hareket edip "emri ben verdim" demenin derdinde bir insan, ne diyelim.
bir de "emri ben verdim" lafını dile getirip kendisini eleştirenlere de art niyetli diyor. milletin aklıyla dalga geçiyor. bu ne bu? -
33. yeşil vadi'nin aslında o kadar da yeşil olmaması
tosun paşa filmine dair üzen gerçek.
kirli bir dere, sazlık ve 5-6 ağaç var burada. bunun için kapışılır mı? üstüne üstlük ulaşmak için çölleri aşmak gerekiyor. ayrıca tellioğulları'nın evinin çevresi daha yeşil. daver bey'in oralar ise zaten abant gibi. zira güreş sahası da. film; seferoğulları'nın evinin çevresinde pek geçmese de, evin camlarından dışarısının yemyeşil ve ağaçlarla kaplı olduğunu hayal meyal görebiliyoruz. oturun işte mis gibi eviniz, barkınız var. bu hırslarını anlamak mümkün değil. iskenderiye'nin iki ailesine yakışmayan davranışlar bunlar. -
34. ali türkşen
bir yakalanan subaylara bakıyorum bir dün akşamki programda konuşan komutanlarımıza lan adamlar resmen bütün vasıfsızları cemaat ayağına askere almış.
bir ali komutanımın karizmasına, bir semih komutanımın hitabetine, bir kadir komutanımın sakin ama olgun komutan tavrına, levent binbaşımın mütevazi ama bir o kadar da bilgili tavrına, eray komutanımın bilgisine ve tayfun komutanımın hem bilgi hem nezaketine hayran kalmamak elde değil.
asıl bizim askerde gördüğümüzde altımıza yaptığımız, gerçekten vatan evladı olan komutanlarımız bunlar işte. o kadar yıl hapiste kal. zorunlu emekli ettiril ama yine çakı gibi ol. abime de hep kızardım ulan binbaşı olmuşsun azıcık toparlan diye. çakı gibi şu an tabi.
bir de o darbe yapan fetö'cü piçlere bakıyorum. sıfatta meymenet yok. korkak. tırsak. amcık ağızlı tipleri var.
ulan bu adamlar darbe yapsa eğer başarısız olurlarsa kendi kafalarına sıkarlar.
affedin bizi komutanım. üniversite dedik, karı kız dedik, o dedik bu dedik fazla üstüne düşemedik sizin konuların. biz vatan haini olduk. sizin hakkınızı savunamadık nasıl savunacağız bu vatanı ? gözümün önünde çok iyi bildiğim arkadaşımın babasını bile almışlardı. o kadar siklemez bir tavrımız vardı ki. o kadar umursamaz. arkadaşım anlatırdı bize. suçsuz olduğunu söylerdi. biz inanırdık. konuşmuştuk kendisi ile. ne kadar bilgili ve vatan sever olduğunu bilirdik. ama hiç tepki göstermedik. konuştuktan sonra alkolümüzü alıp batak oynamaya devam ettik.
affedin bizi komutanım. size layık asker olamadık. -
35. galatasaray
bütün kupaları fiti yapılanması sayesinde almıştır. fildişi sahili'nin imamı drogba, dönemin kilit adamı mesela. şimdi bile montreal'de şakirt ontivero'yu eğitiyor.
bence galatasaray'dan en az 7 şampiyonluk iptal edilmeli, 2 yıldız silinmeli. bir süre fenerbahçe tek üç yıldızlı takım olarak "herkes rütbesini bilecek" diye gezer, ama sonra aziz başgan galatasaray'a kupa ve şampiyonlukları hediye etmeye devam eder.
olm bizim asıl adamımız aziz, siz onu fark etmiyorsunuz şfdlkdşlhkdşlf. -
36. ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
bu lafı arkadaşıma söyledim kendisi ırkçı azılı gızıl gominist erzurumlu taş fırın ustası gay ve türbanlı ve de bakire.
dedi ki; "o zaman söğüt gölgesinde yatalım anasını satıyım. ne gerek var o kadar hengameye?"
bişey demedim sonra ben. işte bu da böyle bir anımdır. -
37. 27 temmuz 2016 çok acil b rh pozitif kan ihtiyacı
çok özür dilerim başlık için. dikkat çekmek gerekiyordu.
çok acil b rh + trombosit veya kan ihtiyacı var arkadaşlar.
hasta medikal park bahçelievler hastanesinde.
isim burak.
annesi yanında. ismi zülfiye kaya. telefon: 0 535 829 38 48
çok çok acil yayabilir miyiz?
edit: focus on it adlı arkadaşımıza çok teşekkürler. ihtiyaç kalmamış bugünlük. sağolun var olun -
38. ertem şener
bir memleketin spikeri bile satılk olur mu lan?
-hadi hakim satılık olur, savcı satılık olur, kaymakam satılık olur anlarım.
-asker, polis, zabıta,jandarma satılık olur, anlarım.
-köşe yazarı, gazetecisi, habercisi, akademisyeni satılık olur anlarım.
spiker lan!! sanki bana kanaat önderi. yok ama o bile satılık.
şu hayatta bir demet akalın'ı bir de ertem şener'i anlayamadım.
not: cemaatçidir. -
39. recep tayyip erdoğan
kendisini atatürk ile karşılaştıranlar olmuş. anladık, çok heyecanlısınız bu günlerde ama biraz oturun da soluklanın.
atatürk 1919 senesinde başladığı milli mücadelenin silahlı aşamasını 1923 senesinde cumhuriyeti ilan ederek noktalamış. tayyip dediğiniz adam 15 senede ülkeyi bölünmenin eşiğine getirdi.
cumhuriyetin ilanı sonrası atatürk'ün hayatta olduğu 15 sene içinde bu yepyeni devlet sadece 5 sene bütçe açığı verdi. 1937 senesinde atatürk meclisin dönem açılışı konuşmasını yaparken, son verilere göre bütçe fazlası o dönemin parası ile 20 milyon doların üzerindeydi. tayyip dediğiniz adamın yönetiminde türkiye'nin cari açığı kontrolden çıktı, sadece dış kaynaklı sıcak para ile döner hale geldi.
cumhuriyetin ilk 15 senesinde gerçekleştirilen ziraat, sanayi, ulaştırma hamlelerini iyice bir araştırıp okuyun. o dönemde osmanlı'nın son dönemleri dahil, tam 35 sene yakalanamayan dış ticaret fazlasını atatürk'ün türkiye'si tam 9 sene üst üste yakaladı. bugün içinde bulunduğumuz durum malum. tayyip'in yeni türkiye'sinin en önemli, en stratejik kurumları birer birer yabancılara satıldı. 2015 sene sonu itibarı ile dış ticaret açığımız 63 milyar doların üzerinde.
cumhuriyetin ilk 15 senesinin sonunda milli gelir %105 oranında artarken, tarım sektörü %101, sanayi sektörü %149 oranında büyümüş, türk lirası abd doları karşısında %25 değer kazanmıştı. tayyip'in türkiye'sinde büyüyen, daha doğrusu büyütülen sektörlerin en başında inşaatçılık geliyor. bilal alsın, sümeyye'ye satsın, sümeyye alsın ahmet'e satsın, vs. böyle işleyen içe dönük bir saadet zinciri. ama dış ticaret açığımız ortada.
yeniden hatırlatmak gerekirse, atatürk bu hamlelerin hepsini hemen savaş sonrası yapıyor.
lütfen, ama lütfen gücünü vasıfsız kitlelerden alan popülist bir lider ile gücünü o vasıfsız kitleleri biraz olsun vasıflı kılabilmek için harcayan atatürk'ü karşılaştırmayın.
eğitim hakkında da iki laf edelim de, tam olsun. osmanlı döneminde %10'un altındaki okur/yazar oranı, atatürk devrimleri sonunda %25'i aşmıştı. evet, gaipten gelen seslere, gökten inen kitaplara inanmayan önderin yaptıkları bunlar. din adlı uyuşturucuyu kullanarak öteki dünyada güzel bir yer karşılığı oy satın alan şarlatanların ülkesinde ise "bizi eğitimlilerin şerrinden koru" lafına amin diyen bir lider var.
halkını bilgiye, bilime, sanata doğru iteleyen insan ile, halkının cahil kalmasını kendi çıkarları için daha uygun gören insan aynı kefeye konulamaz. iki dakika dik durun şurada.
yazmaya devam etsek, daha sayfalarca yazılır, ama bunları bilen biliyor zaten. bilmeyenlere laf anlatmaya kalkışmak ise zaman kaybı. tanrı onları uzun dönemli hafızanın, mantığın, karakterli ve sağlam duruşun, dürüstlüğün şerrinden korusun. amin. -
40. fethullah gülen'in 1 dolar dağıtma seansı
hoca işi biliyor.
bunlara 100 dolar versem, nefsine hakim olamaz karıya kıza gider diye düşünüyor zaar! -
41. arkadaş olunmak istenen dizi karakterleri
dexter valla, kendisine ölümüne kaynak sağlardım.
dexter yavrum bırak mexican drugcıları gel kardeş burda sübyancı var. tecavüzcü var. tüm dalyarakları bir temizle annem. -
42. fethullah gülen
bir teknoloji devi. 70'lerden beri sayısız robot üretti.
-
43. cesedi tırnaktaki benden teşhis etmek
insanın içini acıtandır.
eski kız arkadaşımın kardeşini böyle teşhis ettiler. tanırdım çocuğu, severdim de! hava harp okulunda öğrenciydi, arada sırada uçuşları oluyordu, nasıl uçtuğunu neler yaptığını, uçakların özelliklerini anlatırken gözleri parlardı, gencecikti hatta çocuktu be! çok da başarılıydı, solo turk'te bile uçmuştu, iyi niyetli sevecendi lan! cemaat nedir bilmezdi!
ama okulun kampındayken komutanları uyandırmış, kalkın eğitime gidiyoruz demişler, tam teçhizat! yolda otobüste uyumuşlar güzel güzel, kimsenin aklına gelmemiş darbe yapmaya gittikleri, sıradan bir eğitim sanmışlar! ta ki boğaziçi köprüsüne gelene kadar!
o günden beri haber alınamıyordu, en başlarda kimsenin aklından bile geçmemiş bir şeyler olduğu, ne de olsa kamptaydı ve öğrenciydi. ne bilsinler komutanlarının bu gencecik çocukları cemaat çıkarı için ölüme götüreceklerini.
dün adli tıpta buldular! bakılmadık hastane, bakılmadık cezaevi, aranmadık kimse kalmamıştı. kayıtlarda firar diye gözüküyordu. okulu arıyorlar firar diyor, arkadaşları cezaevindeymiş bilgi alınamıyor, komutanlar zaten piyasada yok! lan daha çocuktu ne yapabilirdi ki firar etsin! zaten edememiş ki!
adli tıpta teşhis için bakan babası ve eniştesi tanıyamamışlar önce. yok bu değil bizim oğlumuz demişler. eniştesine bir kuşku düşmüş, dışarı çıkınca ben biraz benzettim bir daha bakalım demiş. gitmişler.
suratından olmasa da tırnağındaki benden teşhis etmişler. tırnağındaki ben lan!
bu çocuk suratının tanınmaz hale getirilmesi için ne yaptı lan katiller! kafasına yakın mesafeden sıktığınız o kurşunları çıkartmak için kafasının arkasını yardılar, yüzünün her tarafı şişmiş, tanınmaz halde!
önce ölesiye dövdünüz de sonra mı kafasına sıktınız bu gencecik çocuğun, ey katiller! yoksa kafasına arkadan sıkıp da yola mı bıraktınız, gelen geçenin tekme atması için! sizin vicdanınızı sikeyim ben.
bütün bu olanlar yetmezmiş gibi bir de hain demiş imamın biri, ben bunun selasını okumam diye! çok da bir önemi yok okumazsan okuma da aile işte, cemaat nedir bilmeyen, tertemiz çocukları bir hiç uğruna ölüyor üstüne bir de yavşağın teki hain diyor.
lan yavşak asıl hain bu cemaate yıllarca göz yumanlar, yıllarca hocaefendi diyenler! ülkeyi bu hale getiren hırsızlar, din tüccarları suçsuz da bu gencecik masumlar mı suçlu! o gün o köprüde gencecik çocukları ölesiye döven gözü dönmüş sarıklı cübbeliler dururken bun çocuk mu hain?!!!
tekbir getirerek kendinizce verdiğiniz adeleti sikeyim sizin! -
44. cristiano ronaldo'nun foto çeken çocuğu iteklemesi
günlük hayatında yanına hiçbir şey demeden gelip avını avlayan çakal gibi davranan fanatiğin görmesi gereken muamele.
karşındaki de insan bi merhaba de fotoğraf de ne bileyim hello mello foto foto de sonra antipatik. -
45. 27 temmuz 2016 cnn türk tarafsız bölge yayını
can erenoğlu, "siyasetçiler gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünsünler. siyasetçi değil devlet adamı olsunlar." dedi.
ağzın bal yesin komutanım. -
46. odtü öğrencilerinin 15 temmuz bildirisi
kaynak: ensonhaber
söylenebilecek tek şey;
sabahattin koş lan odtü'yü kına, tercih dönemi, hazır rakiplerin de kapatılıyorken belki bir iki müşteri yakalarsın.
(bkz: sabahattin zaim üniversitesi'nin odtü'yü kınaması) -
47. ahmet hakan
ya olm bu geceki programda kendisi resmen bir cümle ile kendini ele verdi ve ben havaya kocaman bir i harfi çizip yuvarlak içine aldım. (irticacı)
komutanlardan biri dedi ki: "biz yaramaz çocuklardık, yani biat etmezler diye operasyona uğradık", bunun üzerine ahmet hakan şunları söyledi: "yani biat etmeyenler derken o halde hepiniz atatürkçü değildiniz, farklı farklı görüşler vardı öyle mi, hani hepinizin atatürkçü olduğuna yönelik öyle söyleniyor ergenekon-balyoz'da kumpasa uğrayan komutanlar hakkında"
oha lan oha. ohha. kafa bu işte, sonradan seküler medyada olanı da böyle, sittin sene dergahta kalanı da. "türkiye'de siyasal islam'ın temeli atatürk düşmanlığı üzerine kurulmuştur" tezimin bir delili daha bu bakış açısında saklıdır.
daha sonra komutan da "tarihteki son kurulan, modern demokratik laik türkiye cumhuriyeti’nin kurucusu mustafa kemal atatürk'tür ve bu ülkenin ortak değeridir. ortak değeri taşımayan insanın orduda işi ne? elbette hepimiz atatürkçüyüz." diyerek o ebleh surata hissetmeyeceği bir tokat vurmuştur.
gerçi ahmet hakan'ın da işi zor, ülkücüleri ağırlayan bir pkk sempatizanı geliyor insanın aklına. ne kadar memnun olabilir ki. durduk yere aklıma şirin payzın geldi nedense.
ah cnn ah, senin hakkında yazacak o kadar çok şey var ki, müsait olduğunda. -
48. akın öztürk
abidin ünal'ın ifadesini
"bundan sonra akın öztürk bana hiçbir şekilde dönüş yapmadı"
cümlesi ile kesmemek lazım.
"yapmaya teşebbüs etmiş olmuş ise de, telefon bende olmadığından bana dönmeye teşebbüs edip etmediğini bilemiyorum"
diye devam ediyor o ifade.
akın öztürk'ün suçlu olup olmadığı hakkında bir şey söylemiyor. yalnız nedense tüm komutanlar ankara'da ne olup bittiğini anlamak için akın öztürk'e koşmuşlar, hiç birbirlerine sormamışlar ne oluyor diye.
ilginç olan şey, akın öztürk'ten bağımsız olarak, koskoca hava kuvvetleri komutanının "telefonum yanımda değildi, aradıysa da haberim yok" diye bir mazereti var. bu ne lan?
akın öztürk ne kadar suçludur bilmiyoruz, ama şu şekilde ifade veren adamların hiçbir şeyden değilse "beceriksizlik" sebebiyle ordudan uzaklaştırılmaları lazım. -
49. selahattin demirtaş
türkiye tarihine baktığımızda, şu anda mecliste bulunan siyasi partiler içerisinde darbelerden hiçbir zaman nemalanmamış (hatta her zaman çok çekmiş) tek siyasi çizgi kendisinin üyesi olduğu partidir. inanmayan biraz yakın tarih okuyabilir.
bunu bilip ona göre yorum yapmak gerekir. -
50. beşiktaş
alexis delgado, serdar kurtuluş, ismail köybaşı gitti, görünen o ki alexander milosevic de gidecek. aman yerappim şampiyon kadro dağıldı. tüh ya... ya bırakın bu işleri.
mario gomez'in gitmesi kötü oldu, yerine yapılacak transfere göre durum değerlendirmesi yaparız hep beraber. samuel eto'o olursa sezonu kurtarmış oluruz en azından.
jose sosa'nın durumunun belli olmaması can sıkıcı. ya iyi para getirecek ya da çıkıp oynayacak. başka çare yok. iyi para getirirse yerine yapılacak transfere göre durumu değerlendiririz yine. dünyada futbolcu bolluğu olan bir mevki forvet arkası. birinci rakibimizin o bölgeye aatif chahechouhe transfer etti, sosa'dan gelecek parayla aatıf'tan iyisi alınabilir değil mi?
gökhan töre, çok severim, bir sezon daha oynayıp iyice parlayıp gidebilirdi ama şunu da sormak lazım, ne oynuyordu ki? sezonun ikinci yarısı hiç oynamadı gibi, oynadığında da pek katkısı olmadı. şöyle söyleyeyim, ligin ikinci yarısında 90dk hiç oynamadı, toplam aldığı süre 270 dk civarı. sadece 1 asisti var, o da osmanlıspor maçında, kornerden. yani gökhan bizden çoktan gitmişti.
kadro dağıldı geyiği yapanlara kafa atasım geliyor. bu kadar kırılgan bir taraftar kitlesi olabilir mi ya? ya hemen göklere çıkarma ya hemen sırt dönme. biraz sabır ya.