Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. amasya kral et entegre merkezi

    bu hayvanı usulünce doğru düzgün kesmek gayet mümkünken çalışanlar işkence etmeyi tercih etmiş.

    bunun tek sebebi de hepsinin şerefsiz birer orospu çocuğu olması.

  • 2. 18 mayıs 2024 beşiktaş hatayspor maçı

    takım kötüye gittikçe, evimizde oynadığımız maçlardaki taraftar sayımız daha da artıyor.
    iki hafta önce de stat kapalı gişeydi, bugün de.

    yıllardır yaşanan bu gerçeği herhangi bir renkli taraftarın anlaması da imkansız. ibretlik işler..

  • 3. mit'te çalışıyorum demenin mütevazı yolları

    çalıştığım kurumda bir bayan işe başlamıştı. tanışırken sordum eşiniz nerede çalışıyor diye. o da başbakanlıkta çalışıyor dedi. (izmirli dominant bir bayandı.) hocam eşiniz mitte mi çalışıyor, dedim. nasıl bildiniz şok oldum dedi. hocam sivas'ta başbakanlığa bağlı iki kurum var biri mit biri diyanet. hiç imam eşine benzemiyorsunuz dedim.( bi 10 yıl önceydi)

  • 4. 18 mayıs 2024 italya türkiye maçı

    yine yeniden spikerin bizi kanser edeceği bir akşam yaşayacağız.

    kazansak da kaybetsek de bu maçları zevk alarak izlemek için saygılı, voleybol sporundan anlayan, sporcuların sezon içi performans, sakatlık gibi süreçlerine hakim bir isimden maçı dinlemek apayrı bir “lüks” oldu bizler için.

    nerede mehmet sevinç ve başak koç. koyun ikisi anlatsın şu maçları. hırsa girmeden, rakibi küçümseyip aşağılamadan. ortada bir çaba ve emek var yahu.

    - “sen daha çok beklersin…”
    - “o topa öyle vurulmaz böyle vurulur”
    - “karşında ebrar var senin…”

    gibi, ezik ve yoksun cümleler işiterek ben maç izlemek istemiyorum.

  • 5. paşinyan'ın ermeni soykırımı yalandı açıklaması

    dem ve tip'lileri üzecek gelişme. ermenistan başbakanı nikol paşinyan açıklaması parti toplantısında söylemiş. ruhun şad olsun talat paşa! ruhun şad olsun kazım karabekir! kabul ettirdik!

    1 ay önce de bir konuşmasında 1915 olayları için soykırım ifadesini kullanmamıştı.

    kaynak 2

    ermeniler paşinyana sövmeye başlamış.

    soykırım yalanını destekleyen lemkin enstitüsü paşinyanı kınamış.

    --- spoiler ---

    türkiye ermenilere karşı soykırım yapmamıştır. bu iddia jeopolitik kaygılarla sscb tarafından türkiye ile ermenistan arasındaki ilişkileri bozmak için icat edilmiştir.
    --- spoiler ---

  • 6. büyük tuvalet kaç günde bir yapılır sorunsalı

    günde 3-4 kere yapıyorum. adam dört günde bir diyor. nasıl bir bağırsak var sizde arkadaş.

  • 7. bacak ayırmalı modern sanat

    sanatı göremedik ki sansürlemişler. yazıklar olsun. sansüre hayır!

  • 8. rakının dünya arenasında yer bulmamasının sebebi

    - en önemli sebebi diğer içkilerden farklı olarak, bar gibi kulüp gibi yerlerde tüketilmeyen veya tüketilemeyen bir içki olması. mezeyle içiliyor.

    - tadının gerçekten kötü olması. "içmeyi bilmiyorsun", "adabı var" vs geçiniz. bunlar boş laf. o kadar kötü ki; içebilmek için su katıyorsun, o da yetmiyor, kırk tane meze yiyorsun. olay sertliğiyle alakalı değil. viski seven biri olarak, ortama uyma amacı dışında rakı içmem.

    - kendi ürettiğimiz hiçbir şeyin reklamını yapamıyor oluşumuz. bakınız dünya'da fındık üretiminin %70'i ülkemizde, ama nutella kadar meşhur bir markamız yok. örneğin fiskobirlik nuga ürünü çok daha iyidir*, ama tanıtamıyoruz. çocuklar nutella istiyor. başka bir örnek; adam gidip yurtdışında lahmacuncu açıyor, tabelasına yazıyor "turkish pizza". bu ezikliktir abi.

  • 9. başörtülü hakim laikliğe aykırıdır diyen avukat

    herhangi bir hakimin kürsüye yahudi kipası, ateizm sembollü bir kıyafet ya da orak çekiç figürlü kravatla çıkabildiği gün haksız olacak avukattir. bu özgürlük niye sadece tek bir kesime işliyor ve bunu neden o kesimden olmayan herkes de sadece bir açıdan destekleyerek kendini özgürlükçü sanıyor?
    bu kadar ezbere yaygın olanı savunmakla özgürlükçü olunmuyor.

  • 10. ibb'nin roma'ya götürdüğü yandaşların otel menüsü

    öncelikle, biz koyun olmadığımız için ve takım tutar gibi fanatik duygularla siyasi tercih yapmadığımız için, bugün imamoğlu'nun bu yaptığını gayet eleştiririz. oraya geleceğim.

    fakat sizin gibi akp yalakalarının, bu tarz şeyleri eleştirmeleri gerçekten çok komik oluyor. kahkaha atasım geliyor. birader, imamoğlu ibb'nin parasıyla gidip 30-40 ferrari alıp, konvoyla gezse bile sizin eleştirmeye hakkınız yok. sen kimsin de bunu eleştiriyorsun la? sizin hırsızlıklarınızın ses kayıtları var la, daha konuşmaya hakkınız mı var? buna rağmen gidip adamı desteklediniz.

    gelelim imamoğlu'na... yav sevgili başkan, bu hıyarların ağzına laf verdiğiniz yetmez gibi, neden daha uygun fiyatlı bir yer tercih etmediniz? merak ediyorum gerçekten. yapmayın etmeyin ya. biz kime sarılıp, kimi destekleyeceğimizi şaşırdık, siz de böyle yapmayın. geceliği 1000 euro olan otelde değil de, 300 euroluk otelde kalın. daha mütevazi olun yani. zor mu?

  • 11. devamlı çişin gelmesi

    bir zamanlar benim de muzdarip olduğum ama daha sonra yaptığım araştırmalar sayesinde çözdüğüm hastalık.

    ben hiçbir hastalığım olmamasına rağmen gece defalarca çişe kalkan bir insandım. ama ne kalkmak! her gece min 3 kere tuvalete kalkardım. en fazla uyuduğum blok uyku 1.5 saatti. üstüne üstlük sadece bir kaç damla idrar için. bir gün 5 saatlik uykuda 7 kere tuvalete kalktıktan sonra dedim silerler. benim bu işi çözmem lazım. ve gördüm ki bu problemin 2 tane tetikleyicisi var:

    1-) idrar torbanızı çok az idrarda bile kendini boşaltacak şekilde alıştırmak.
    2-) kronik kabızlık

    1-) idrar torbanızı çok az idrarda bile kendini boşaltacak şekilde alıştırmak:
    eğer siz de benim gibi evden çıkmadan önce "aman dışarda tuvalet aramıyım" diye kendinizi zorlayarak evde tuvalete giriyorsanız, hata ediyorsunuz. bu tarz davranışlar idrar torbasını "çok az idrarda bile" kendini boşaltmaya programlıyor. bundan dolayı da sürekli çişiniz geliyor. çözümü ise basit: gün içerisinde çişinizi tutarak idrar kesenizi eğiteceksiniz. çişiniz gelir gelmez hemen tuvalete gitmiyorsunuz, tutabildiğiniz kadar tutuyorsunuz ve böylelikle idrar keseniz "çok az idrar varsa bile kendini boşalt" döngüsünden çıkıyor. üstelik hiç de zor bir şey değil. çişinizi tutmaya başladığınızda bir süre sonra aslında çişinizin olmadığını anlıyorsunuz. sinyal o kadar erken geliyor işte. ben bunu yaparken bir keresinde çişim varken evden dışarı çıkmıştım. kesin dışarda tuvalet arayacağımı sanıyordum. fakat evden çıktım, 5-6 saat sonra eve geldim, ondan sonra tuvalete girdim ve üstelik dışarıdayken çişimin olduğunu bile unutmuştum. işte bu şu demek: aslında yok çişin falan. ama öyle bir alıştırmışım ki vücudu, var sanıyorum.

    2-) kronik kabızlık
    bazı insanlarda kabızlık çok fazla idrar üretilmesine yol açabiliyor. kabız olduğunuz zaman bağırsaklar boşalamıyor. ve hacmi büyüyen bağırsaklar idrar kesesine baskı yaparak onu sürekli uyarıyor ve gereğinden fazla idrar üretimine yol açıyor. bende de durum buydu. kronik kabızlık problemimi çözünce ortada problem kalmadı. hala bazen kabızlık çektiğimde idrar kesemin uyarıldığını ve çok fazla çiş yapma ihtiyacı hissettiğimi görüyorum.

    özetle bu durumu çözmenin iki yolu var: gün içerisinde çişimiz gelir gelmez tuvalete gitmiyoruz ve idrar kesemizi eğitiyoruz. kronik kabızlık problemimiz varsa bir de onu çözüyoruz.

    burada yazdıklarım, prostat veya diyabet gibi nedenlerle çok fazla çiş yapma ihtiyacı olan insanlar için geçerli olmayabilir. benim yazdıklarım hiçbir hastalığı olmadan, sadece yanlış alışkanlıklar yüzünden sürekli idrara çıkma ihtiyacı hisseden insanlar içindir. öncelikle doktora gidip, bu durumunuzun altında belli bir hastalık olup olmadığını araştırmalısınız.

  • 12. 10 yıllık beyaz yakalılar yeşil pasaport almalı

    15+ yillik memurun killari agarmistir, devletten baska yerde de calisamaz artik istese de, yani seve seve dönecek - hem 15 yildir her sene amirine hesap veren, elli tane tüzük yönetmelikle is yapan adamlar bunlar. devletin bunlara kefil olmasinda sorun yok. aynisi avukatlar icin de gecerli: türkiye hukuk ortamina alismis, yolunu bulmus adam alman hukukunu nasil ögrensin? yahut büyük cirolu ihracat odakli firman var kocaman, yarin kepengi kapatamazsin ki.

    10 senede daha cok mayis alacaam diye 15 isyeri degistiren adamla o memur bir mi simdi? 16.da yurtdisina kapak atacagi kesin o adamin, hem orada da tutunamazsa gidip gurbetci dönercide calisip entegre olmayi reddetme olasiligi da var. böyle risk alinir mi yahu?

    dipnot: 80 darbesi sonrasi "biz bu solculari yurtdisinda tutuklayamayiz, bize vize koyun" diyen kenan evren'e buradan tesekkürlerinizi iletebilirsiniz. o dönem diplomatlar ve üst kadro müsavirler de rezil rüsva olduklari icin onlara özel cikti bu yesil pasaport uygulamasi. sonra da bu adam 82'de anayasa yapti, %90+ oy verdiniz ya, simdi ne yüzle elestiriyorsunuz? genc kardesim, sen de bu soruyu anana babana sor.

  • 13. bir gemiye verilebilecek en güzel isim

    (bkz: cemil olabilir mi cemil)

  • 14. kızılcık şerbeti (dizi)

    alev iğrenç bir kişiliksin…

    gerizekalı kankan karısını küçümseyip üzerine bir de aldatıyor,

    sen karşısındaki adamı aldatmışsın, üzerine gidip evli adamdan hamile kalmışsın…

    ama utanmadan bunlara değmez diyorsun!

    tam bir leş kepaze kadının tekisin.

  • 15. borç vermeyin borç vermeyin borç vermeyin

    kendi paranın dilencisi olacak duruma düşmek çok zor.

    edit : veriyorsanız kesin geri gelmeyecek şekilde verin ki, gelirse sorun yok , gelmezse canınız
    acımaz.

  • 16. tokat'ta keserle saldıran cani

    iki yıl önce 1.2 milyonluk malımızı alan adamın çeki karşılıksız çıktı. bu kişi 2-3 yildir iş yaptığımız biri ve o güne kadar ticari hiç bir sorun yaşamamıştı. çek sorunlu çıkınca paranızın derdine düşüp araştırdık meğer adam dükkanını, arabalarını evini... v.s. her şeyi bu olaydan bir iki ay önce muhasebecisi, akrabası, eş - dostuna satmış görünüyor. tabi bu durumdan habersiz elimizdeki çek ile biz başbaşa kaldık. savcılığa şikayet ettik ama ne kanunen bir şey yapılabiliyor ne de hiç bir şeyi olmayan adama çek verip milyonlarca liraya aracı olan bankanın bir sorumluluğu var.

    bu olaydan sonra adam 2 3 ay boyunca ortadan kayboldu, sosyal medya hesaplarını falan kapattı bu süreçte piyasada tek mağdur olanın biz olmadığını da öğrenmiş olduk. adam bizim öğrendiğimiz kadarıyla 45 50 milyon lira kadar vurgun yapmış. ve şimdi bu şahıs elini kolunu sallaya sallaya ortalarda geziyor. sosyal medya hesaplarını acmis ve oradan bakınca tatiller, fiyakalı kıyafet, arabalar falan takılıyor. ayrıca da yeni işler yapıp ticaretine de devam ediyor. sonuc olarak biz artık adama telefon edip rica ediyoruz, paramızı ödesin diye çünkü biz devlet veya mafya değiliz. adam asip kesecek insanlar da degiliz. işimizde gücümüze kendi ticaretini yapıp ve olabildiğince helal kazanip kendi yagimizda kavruluyoruz. yapacak başka bir şeyimiz yok.

    olayin aslını bilmeden ve sadece videoyu izleyince herkesin bizim kadar sabırlı ve sakin olmadığını düşündüm nedense. adaletin ve düzenin olmadığı yerde böyle insanlar, yanlış yaparak kendi adaletini sağlamaya çalışıyor ne yazık ki.

  • 17. hiçbir türk erkeği bana hayır diyemez

    kadın türk erkeklerini çözmüş. abazan kaynıyor memleket. ** ülkede tuğla deliğine saplayacak erkek sayısı azımsanmayacak kadar çok.

  • 18. arda güler'in gol sevinci

    her sene zekatini eksiksiz vermiyorsa skeyim oyle tevekkulu. transfer parasinin zekatini verdi mi acaba?

  • 19. çağla şikel'in ayakları

    göte tekme atsa, adamı sakat bırakır

  • 20. 18 mayıs 2024 tyson fury oleksandr usyk maçı

    herkesin uzun zamandır beklediği, lenox lewis'ten sonraki ilk tartışmasız ağır siklet şampiyonunun belirleneceği maça nganu-joshua maçı kadar gösterişli olmaz dendi ya la xhdhdhd. şu cahillik cidden başa bela.

  • 21. 1 milyon doların o kadar da büyük para olmaması

    günlük mevduat faizi işleyen para piyasası fonları var. istediğiniz gün yatırıp istediğiniz gün anında paranızı çekebiliyorsunuz bu fonlardan. hatta ben maaş yatınca ödemeleri yapıp kalanı ile bu fonlardan alıyorum. para lazım olunca bozup harcıyorum.

    1 milyon dolar şuan 32.000.000 tl yapıyor. paranın tamamını para piyasası fonlarından birine koysanız günlük 45 bin tl getirir. bu 45 bin tl ile günlük 1400 dolar alabilirsiniz. ayda ise 42 bin dolar yapar. 10 bin doları harcasanız kalan 32 bin dolar ile istediğiniz şekilde kredi çekip istediğiniz kadar istediğiniz yerden mülk edinebilirsiniz.

    paranın tamamını eve gömecek kadar vizyonsuz olmayın aq. adamakıllı ev almaya kalksan beş tane anca alırsınız bu parayla.

    kısaca türkiye şartlarında çok iyi para.

  • 22. türk gencinin ömrünü mahveden üç şey

    adalet ve
    kalkınma
    partisi

  • 23. 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı

    yine pis düşünceleri hortlatan maç.

    işte bi tanesi ;

    "ben olsam bu maçta aşırı pis taktikle oynardım.
    maçın başından beri ölümüne oynayıp 2 veya 3-0 gibi net skoru bulup sonra maçın son bölümünde krtitik 2-3 oyuncusunu ikili mücadelede sakatlardım. sonra görsünler son maçta anyayı konyayı."

    bu düşünce tarzı yüzünden kupa sapı tutamadığınızı ne zaman anlayacaksınız acaba?

  • 24. ismail şenol

    adam basketbola mı aşık?
    ulan adam geçen bjk maçı anlatırken önündeki laptoptan fb maçı izliyordu lol.

    hep siz biliyonuz amk.

  • 25. evli ve mutsuz kadınlar

    2 farklı vaka ile karşıllaştım bu konuda. neredeyse 10 yıllık evli otuzbeşlerinde iki hanım efendi ve kocaları ile 10 yıl boyunca 2 yada3 defa cinsel birliktelik olmuş . birinin çocuğu olmuş diğeri cocuk da istememiş. cocuğu olmayan evliliğin 10. yılında boşandı, cocuğu olan evli devam ediyor. iki hanımefendi de 10 yıllık evlilikte hep farklı odalarda uyumuşlar. erkek eşlerden biri öğretmen diğeri doktor. bazen konu düşündüğünüzden çok daha derindir.

  • 26. samsung tv'lerin 10 yıl sonra hurdaya ayrılması

    10 sene sonra cihazın yazılım desteğinin çekilmesinin normal olduğu durum. cihazın ekranı çalışır durumda, hdmi girişleri bilmem nesi her şeyi çalışır olduğu sürece cihazın hurdaya ayrılması gibi bir durum yok. cihaz temel görevini yapıyor: ekrana görüntü vermek. zaten en yeni televizyona da sahip olsanız, uygulamaları verimli şekilde kullanmak istiyorsanız mi box, chromecast, apple tv gibi bir cihaz almanız gerek. dolayısıyla yeni tv alırken sadece donanımsal özelliklerine dikkat etmek gerekiyor. yazılım desteği pek önemli değil. durum böyle maalesef, samsung'a özel bir durum değil.

  • 27. fatih karagümrük spor

    güle güle süleyman zurna. kayseriden aldıklarını bi yerine sokarsın artık.

    edit: karabüllük yanıyor

  • 28. türk halkının sanattan uzaklaşması

    halkın gelirinin daha doğrusu alım gününün %30-%80 arası en az , 2 yıl içinde kayıp oldu.
    bakın en az oranla, bu sıkıntıda kim nasıl ilgilensin diye sormak lazım

  • 29. sahtesi olmayan tek duygu

    duygular sahte olmaz, sahte olan davranıştır

  • 30. cüzdan bırakılarak yapılan dürüstlük testi

    liste, müslümanlaştıkça ahlaksızlaşıyor!

    t. neyin ne olduğu hakkında fikir veren test.

  • 31. jose mourinho

    besiktasin ali koc’un kuklasi oldugunu anliyoruz su son gelismeden. ali koc besiktasa yaptiriyor bu aciklamayi. aziz yildirim’in elini zayiflatmak icin.

  • 32. gibi (dizi)

    son bölümde dikkatinizden kaçmış olabilecek bir detay: bölüm sonunda kıza sunulan listede yastık kılıfı, tuzluk ve bardak altıkları yok. onları beğenip kendilerine almışlar.

  • 33. olgun erkeklerden hoşlanmak

    valla ben 25 lerimdeyken 30 lardaki kadinlardan hoslaniyordum. bugün 44 yasindayim hala o yaş grubundan hoşlanıyorum ama her şey o kadar değişti ki. 35 ten sonra ben genç kızlardan talep görmeye başladım ama kalitesizlik kokan tanışma yöntemleri, erkek jargonuyla konuşmalari ve aşırı pervasız olmaları, ilişkiyi flortlesmeyi giriş gelişme şeklinde değil direk sonuç şeklinde yaşayıp o flörtün en haz veren kısımlarını pic etmeleri katlanabilecegim şeyler değildi. bir kaç yaşının üstünde asalet, zeka ve olgunluk gösteren istisnayla rüya gibi güzellikler yaşandı ama benim 30 üstü kadınlardan aldığım doyum hissini veren çok az oldu.

    maalesef şimdi de 30 yaş üstü kadınlar fena şekilde toksiğe bağladı ve flört ilişki yaşamak değil arıza çıkarmak, geçmişin acısını birilerine öfke kusarak çıkarmak için falan ilişki kurmayı denediği için hem yardan hem serden olduk.

  • 34. çağla tuğaltay cinayeti

    oha!!! bana göre inanılmaz bir ayrıntıyı atlamışım, şu yazarın entrysinde öğrendim ve şuan şoktayım.

    #164502811

    nilgün hanım, 5 haziran 2000'de, olay günü (taze taze) alınmış ifadesinde ne diyor? gülnur beni 17.10'da aradı. anahtarları alıp, (burası önemli) çağlaya bakmamı rica etti. ben de bakarım dedim. gülnur hanım da bana : “ tamam, ben seni yine arayacağım” dedi. kapatıp anahtarları alıp bakmaya gittim.

    arkadaşlar bu bile resmen tek başına cinayetten annenin bilgisi olduğunu ve başkasını tanık yapmaya çalıştığını göstermiyor mu?

    panik haldesin. 15.30-17.10 arası çağlaya ulaşamadın.doktorda 2 saat süren operasyon geçirmiş değilsin, muayene bile olmadın. 5 dk'lık mesafedesin. altında araban var. atlayıp gelmiyorsun. bekliyorsun. 1 saat 45 dakika panik içinde (doktordan muayene olmadan çıktığına göre ya sokakta ya da artık akad apartmanında mı, yoksa nedimin yanında mı) kıvranıyorsun. sonunda komşuyu arıyorsun. çağlaya ulaşamadım, bizim kapıyı bir tıklat demiyorsun. bizim zile bir bassana demiyorsun. ya da çağlayı apartmana girerken gördün mü bugün nilgün? demiyorsun. direk, anahtarları al da çağlaya bir bakıver! diyorsun. neden? (hiçbir anne haber alamasa bile kızının evdeki mahremini komşuya böldürmek istemez, kız belki duşta, belki ağda yapıyor, belki telefonun fişini çekti, uyuyor? çünkü çağla telefonları kapıları açmaktan da son zamanlarda rahatsız, çünkü ilker rahatsız ediyor.)

    ve zurnanın zırt dediği yere geliyoruz: bildiğim kadarıyla, bir daha nilgünü aramıyorsun. (yanılıyor olabilirim bir daha aramıyor, diye biliyorum, sonra 17.45'te polis intikal ediyor ve 18.00'de yani sen nilgüne çağlaya bak dedikten tam 50 dakika sonra polis sizi arıyor, evinize gelin diye.) yani çok telaşlıyım nilgün hanım, bi bakıver ben seni yine arayacağım diyorsun, ve fakat kadını tekrar arayıp, noldu nilgün hanım? evde miymiş? niye açmıyormuş telefonları? diye çıkışmıyorsun bile. neden?

    ve sen”, 17.10'da saatlerdir panikle kıvranan sen, 18.00'de polis seni aramasına rağmen, olay yerine 18.45'te geliyorsun.

    diyelim ki nilgünü 17.15'te tekrar aradın. komşucum bakabildin mi, çağla evde mi dedin. onlar da sana, gülnur abla çağla düşmüş. gelmen lazım dedi.

    sen o panikle, ahh, işte aklıma gelen başıma geldi, eyvah diye, koşa koşa, uça uça o yolu gerekirse yalınayak, 5 dakikada gelmesi gereken sen, 17.15'ten 18.45'e kadar nerdesin?

    bu cinayet “neredesin/neredeydin” sorularıyla çözülecek arkadaşlar.

    gülnur: bu süre zarfında neredeydin?

    ilker: olay günü ve sonrası, neredeydin? ordu'da mı? ailenin evinde mi? akad apartmanında mı? neredeydin?

    nedim: 17.10'da gülnur sana komşuyu aradığınj söyledi. 17.15'ten 18.45'e kadar neredeydin? bir baba olarak, neye, nasıl iştirak ettin?

    ah çağla. aslında ailen de anlamış bu ilkerin sana zarar vereceğini. orduya göndermiş, istanbuldan ev tutmuş. olmamış, olmamış… cinayetten sonra ise abini de hapse göndermemek için üstünü kapatmışlar.

    bu cinayet benim için çözüldü arkadaşlar. kafamda o kadar billurlaştı ki ilkerin öldürdüğü. vah gidene. son nefeslerinde abisini katil olarak görene….

  • 35. bursa'da 7 yerinden bıçaklanan pompacı

    gariban adam bursadaki tüm şerefsizlere itinayla denk gelmiş.

  • 36. 30 yaşından sonra hala güzel olduğuna inanan kadın

    hay 30 yaşındaki kadın kadar başına taş düşsün ya... amip

  • 37. otuz yaşından sonra gülmenin bile yakışmaması

    görsel

  • 38. diyarbakır'da kafenin sadece kürtçe hizmet vermesi

    sosyal medya çağında yaşıyoruz. hani evladının henüz ruhunu teslim etmiş cesedi başında bile foto çekip "canım oğlum, seni nasıl unuturum :(" diye not düşerek paylaşanların olduğu zamanlar bunlar. düşünün sırf iki insanın acıma duygusuna, iki insanın teselli girişimine mazhar olacak diye girilen haller bunlar. bir de işin ticarete döküldüğünü hayal edin.

    mesela başlıkta tartışılan mekan kafe. yahu, konsepte neler neler deneniyor. köylerde bok atmak için kullanılan kürekle müşterinin önüne et boca edenler, çalışanlarını soyup eliyle müşteriye yemek yedirtenler, ateş ve drone gösterileri, bok, pipi ve kuku şeklinde tatlılar, tacize varan ikram şekilleri vs vs. tüm bunlara ve daha fazlasına bu başlıktaki tüm yazarlar denk gelmiştir. ama işte onlara bakıp "serbest piyasa ağbi, isterse götüne kompresörle hava basıp şişen bağırsaklarındaki havayı geri çıkarıp onunla balon şişirip müşterinin ağzına tıkar, ister çıkar masaya, sofranin orta yerine sıcar, bokundan çıkardığı çeyrek altını müşteriye takar, ister ölmüş veya yapay bir dilde hizmet verir. işinize gelmiyorsa gitmezsiniz olur biter. bir ürün satıyorlar ve bu ürünü satma şekillerinde tamamen özgürler" diyecek tipler hemen hepsi.

    fakat... ah işte o fakat! söz konusu kürtler oldu mu, aynı yazarlar "sikkke sikkke kabul edeceksiniz türk'ün bilmem neyini lağn, dağa gidin lağn, devlet devletliğini yapacak lağn" diye zehirlerini saçarak tıslıyor. gençler, hakikaten artık mide bile bulandırmıyorsunuz. olm bir kafe lan, iki çay içip arkanı döndüğun ve hatirlamadigin bir mekan sadece. tarihten, siyasetten, bilmem nelerden örnekler verilmiş, raconlar kesilmiş skfjjsfjjsjfh. "ırkçılık bu" diye kitlesel halde sapıtmışsıniz bir de. ırkçılık kendi dili ile ilgili tutum ve irade sahibi olmak değildir, başka dillere sizinki gibi sapıkça saldırmaktir daha çok. kürtçe'ye hakaret edeyim diye yazdığınız entrylerde dahi türkçe'nin ırzına geçmişsiniz. keşke siz de türkçe'ye sahip çıksanız, azıcık dilinize değer verseniz de gözümüz kanamadan bir şeyler okuyabilsek burada. fakat yok, kin ve nefret kusma fırsatı bulmuş ya, sonuna kadar emcükleyip bitirecek bu fırsadi.

    oysa sevgili sürüngenler, şunu çok iyi biliyorum ki; sizin derdiniz kafede konuşulan dil ile de değil. sizin asıl sorununuz, o insanların bunu "küstahça" ifade etmeleri ile. sizin o boş kafataslarınızın içinde azınlıklar sadece sefil, acınası, komik, efendi, misafirperver, mülayim, kadirşinas, had bilen, ağzı var dili yok, minnettar, sadık, vefalı cisimler olarak yer edinebiliyor. onların çıkıp siz varken, üstelik sizi siklemeden, kendi köşesinde, size bir zararı dokunmadan bir hayat kurması, konsept planlaması, bunu dile getirmesi, yayması, bu cüreti göstermesi, itiraz etmesi, "ben de varım" demesi, haddini aşmasıdır sizi böyle insanlıktan çıkaran, çatal dilli ağzınızla tıslayarak kudurgan ırkçı ve alçakça ifadeler kullanmanıza sebep olan. yoksa siz de biliyorsunuz ülkenin her tarafında türkçe dışındaki dillerde hizmet veren sayısız yerin bulunduğunu. "yan baktın" kavgasının siyasaldaki karşılığı da bu toplu histeri işte.

    fakat kibirden doğan öfke ve çıldırma halini nerede görsem tanırım. en zevk aldığım şeylerden biridir. sizin zehir saçmalarınızı umursamadan karşı koyan, itiraz eden, beyan eden, tutum belirleyen sayısız insan var, halklar var, emekçiler var, kadınlar var, yani tüm ötekiler var. onların yüzü suyu hürmetine yarınlara biraz insanca ve umutla bakabiliyoruz. herkes sizin gibi biat edip el etek öpse, "döfletimisss" diye hırlasa halimiz nice olurdu. sizin ırkçı, insanlık düşmanı tüm nefretinizi kursağınızda bırakacak her türlü halktan ve pratikten razıyım, allah da onlardan razı olsun.

  • 39. sahillerde kamp sandalyesi yasaklansın

    sahillerde mangal da yasaklanmalı

  • 40. 163cm + 64kg + 50k maaş alan güler yüzlü kadın

    böyle bir kadına karşı taraf ne ile gelecek ben onu merak ediyorum. adamlar sipariş üzerine kadin hayal ediyor

  • 41. erkeklerden kadınlara sorular

    üniformanın kadınlar üzerindeki etkisi nedir??

  • 42. bundan böyle yılda 6-8 bin öğretmen atanacak

    kasada para yok para!
    akp ne yapsın? gidip zenginlerden daha yüksek vergi mi alsın?
    holdinglerin milyonlarca dolarlık vergi borçlarını silmeyi mi bıraksın?
    para yok diyorum.
    ülke için azıcık fedakarlık edin, bu sırada çocuğunuz yetersiz eğitimden gerizekalı oluversin ne olacak?

  • 43. küçükken nasıl bir çocuktunuz

    mutsuz ve mutsuzluğa zorlanan bir çocuktum. baskı yaptıkları zaman bana ders verdiklerini sanarlardı ama daha çok soğuyup içime kapanırdım. müzik cd'si dinlemek isterken bile cd'yi kırıp bana kızarlardı. sadece çocukluk yaptığım zamanlarda bile azar yedim. büyürken hep destek verirler sandım, daha çok eleştirildim. eleştirilmekten korktuğum için gülmeyi bile unuttum çünkü çok sesli gülünce onlara zarar veriyordum. belki de onlara yakışmayan hareketler yaptığımı düşünüyorlardı. okudum, destek bekledim görmeyince hırçınlaştım. çalıştım, destek bekledim görmeyince daha çok hırçınlaştım. sonra birşey oldu hiç beklemediğim bir anda. hayatımın aşkını buldum. beni hiç incitmedi, hep iyileştirdi. bazen ondan çıkardım sinirimi yok yere ama o bana rağmen hep bana destek oldu sorgusuz sualsiz. sonra ailemizi kurduk. çok mutlu olduk, çok sevdik birbirimizi. sonra oğlumuz oldu. o bile beni dünyanın en en en babası diye sarılıyor, öpüyor, canım babam diyor. bana destek oluyor. çok mutluyum ve bu anların bitmesini hiç istemiyorum. çok iyiyim çok şükür. artık çoğu şeyi kafama takmamaya çalışıyorum. çocuğuma kendi bildiklerimi kendi yöntemimle değil onun istediği yöntemle aktarmaya çalışıyorum. onlara layık değilim belki ama kendi kurduğum ailemi çok seviyorum. ağlamıyorum sadece gözüme mutluluk kaçtı.

  • 44. yurt dışında yaşayıp mutsuz olmak

    çok kolaydır.

    yerel halkla tek kelime konuşmazsan, ikide bir ah bir döner olsa, kokoreç olsa diye düşünürsen, 1 tane hobin olmaz mal gibi eve tıkılırsan, mangal yapacak yer ararsan, dur lan şuradan kestirme yapayım deyip ters yöne girdiğin için kol gibi ceza ödersen, çöpleri ayırmak zor geliyorsa, acaba domuz yedirirler mi bana deyip her yemeğe burun kıvırırsan, işini ahbap çavuş ilişkisiyle yürütmeye çalışırsan, insanların sana sürekli ırkçılık yaptığını düşünürsen, adamların yaşam tarzı sana zor geliyorsa, parkta bahçede konserde maçta elinde bira şişesi olan insan görmek seni rahatsız ediyorsa, insanların lgbt bireyleri oldukları gibi kabul etmesi sokakta iki erkeğin ya da kadıniın sarmaş dolaş yürümesi seni rahatsız ediyorsa, herşeyin kötüsünü bulup türkiye'yle kıyaslıyorsan , sürekli türkiye cennet cennet diye sayıklıyorsan, yağmur ve kapalı havadan nefret ediyorsan
    kolaylıkla mutsuz olabilirsiniz.

  • 45. depresif insan zeki olamaz

    götünüzden tespitler uydurup, eminmişsiniz gibi entry yazmanız yok mu... sikik tespitlerinizin doğruluğuyla kendinizi kandırmaya devam edin.

  • 46. gizem tuncer'in parasız adam gereksizdir demesi

    gizem tuncer kim amk?

  • 47. yeşil pasaport yorumu

    tekrar tekrar söylemekten imtina etmeyeceğim! yeşil pasaport imtiyazı, bürokraside vizesiz avrupa için en büyük engeldir. çünkü; avrupa birliği zaten 10 milyona yakın vatandaşın bana vizesiz gelebiliyor. bunlar seçilmiş ve senin garantör olduğun insanlar. demek diğerleri daha riskli. diye bir yorum getiriyor. ab parlamentosu'nda çaycı tanıdığınız olsa bile bu durumdan haberiniz olurdu. bu sebeple yeşil pasaportuyla ab ülkelerine giden ve vizesiz avrupa görüşmesi yapan adam zaten cebinde olan pasaportla bunun için mücadeleye gerek bile duymuyor. yani damdan düşmemiş ki, damdan düşenin halinden anlasın.

    olması gereken pasaport türleri (çoğu gelişmiş ülke gibi)

    - umuma mahsus
    - hizmet
    - diplomatik

    türleridir. bunlar dışındaki her yol, 2100 yılında çıkan takvim gazetesi'nde: tc vatandaşları için vizesiz avrupa müjdesi! başlıklarını görmemize yol açacaktır.

  • 48. okunması zor kitaplar

    anna karenina. yarısındayım ama açıp okumamak için iş üretiyorum kendime.

  • 49. türk halkının zehir yemesi

    yakınlarıma hep anlatırım.

    çocukluğumdan bu yana çok sık grip nezle olan birisiyim. ve c vitamini içeren hiçbir meyve işe yaramaz. ilaç almadan hatta bazen ilaçla bile 7-8 gün sürünürüm.

    2018 yılında budapeşte'ye gittik eşimle. tur filan yok ikimiziz.
    fakat ne o. gittiğim günün ertesi gününde hemen grip oldum. “yav” dedim “çok yazık oldu. seyahati otelde geçireceğim belli.”

    bir umut, şehir gezisinden otele dönerken marketten limon aldık. böyle büyük büyük limonlar. odada eşim sağolsun sıktı suyunu hazırladı, içtim. sabaha zımba gibi kalktım. seyahati de fırt fırt gezerek bitirdim.

    o gün anladım bu halkın yazgısını. biz bu ülkede hiçbir sebze meyvenin orijinalini yemiyoruz. tüm tarım ürünleri ayıplı bence.

    endüstriyel gıdalardan zaten kötülük dışında bir beklentimiz olmamalı.

    güzel, yalnız ve sefil ülkemiz.

  • 50. duygusal bağ kurmadan sevişemiyorum diyen kadın

    insani ihtiyaçlarını hayvani ihtiyaçlarının önüne koymuş kadındır.

    duygusal bağ kurmadan sevişmek abur cubur gibidir. tadı güzeldir. anlık mutluluk verir. üstelik öncesinde mutfağa girip uzun uzun hazırlık istemez. canınız çektiği anda paketi açar yersiniz. mis.

    ama bedeninizi ne kadar sağlıklı besler? tartışılır.

    ihtiyacınız olan proteini, yağı alamadan karnınızı doyurursunuz ve çok hızlı şekilde yeniden acıkırsınız. içindeki katkı maddeleri, dalgalanan kan şekeri, şusu busu derken hem fiziksel, hem psikolojik sağlığınıza zarar verir. bakın uzun vadedeki etkisinden bahsetmiyorum bile.

    eğer sağlıklı beslenme işine bir süre devam ettiyseniz o dönemlerde kendinizi ne kadar enerjik, sağlıklı ve mutlu hissettiğinizi bilirsiniz. şekerin tadı bile sizi baymaya başlar. çayı şekersiz içmeye bir kez alışınca bir daha şekere dönememek gibi.

    duygusuz seks de böyledir biraz. bazı insanlar bedenine aldığı yakıtı önemsemez, bazıları önemser. bazıları duygusal bağ olmasa da seks yapar, bazısı yapamaz.

    herkesin kendi bedeni. saygı duyun.