tekrar tekrar söylemekten imtina etmeyeceğim! yeşil pasaport imtiyazı, bürokraside vizesiz avrupa için en büyük engeldir. çünkü; avrupa birliği zaten 10 milyona yakın vatandaşın bana vizesiz gelebiliyor. bunlar seçilmiş ve senin garantör olduğun insanlar. demek diğerleri daha riskli. diye bir yorum getiriyor. ab parlamentosu'nda çaycı tanıdığınız olsa bile bu durumdan haberiniz olurdu. bu sebeple yeşil pasaportuyla ab ülkelerine giden ve vizesiz avrupa görüşmesi yapan adam zaten cebinde olan pasaportla bunun için mücadeleye gerek bile duymuyor. yani damdan düşmemiş ki, damdan düşenin halinden anlasın.
olması gereken pasaport türleri (çoğu gelişmiş ülke gibi)
- umuma mahsus
- hizmet
- diplomatik
türleridir. bunlar dışındaki her yol, 2100 yılında çıkan takvim gazetesi'nde: tc vatandaşları için vizesiz avrupa müjdesi! başlıklarını görmemize yol açacaktır.
heyli hala hulada hamburleyli8 profili
-
yeşil pasaport yorumu
-
evrim teorisini çürüten bilim adamı
"200 milyon sene öncesi nasıl bilinebilir?" diyen bilim adamı mı olur? geçiniz.
edit: imla -
iyi menemenin sırrı
lezzetli meme diye okudum
-
chp'li başkanın her siteye atatürk büstü projesi
azılı bir muhalif olarak gereksiz bulduğum projedir. bunun yerine her siteden belli bir grup çocuk ankara'ya götürülüp, milli mücadele dönemi anlatılsa şu başlığı açan örümcek kafalilardan olabildiğince uzak dururlar.
-
atarlı dedenin sakalına karışan imama verdiği ayar
kuran'da bile geçmeyen kabir azabı ile korkutulmaya çalışan adam. ha bir de bunu yazan öylesine kendinden emin ki, gitmiş görmüş de, ona istinaden uyarıyor gibi. halbuki belki karşısına zeus çıkacak pezevengin. ulan, ben onlardan da önce vardım piç kurusu benden feyzalmadin mi? diye sorsa ne diyecek bilemez.
merak etme, o adam dediği pis şeyleri yapmamış ve insanları o veya bu diye ayirmamissa hiç bir şeyden korkmasına gerek yok. siz korkun bence. -
17 temmuz 2019 pegasus rezaleti
@dindar gorunumlu ateist nickli çaylak arkadaşın mesajına istinaden bu başlığı açıyorum.
merhabalar, kiz arkadasimin 17 temmuz gecesi saat 01.50’de amsterdam schiphol’den ıstanbul sabiha gokcen havalimani’na ucusu vardi. havalimanina birlikte gittik. bagaj teslimini yapip pasaport kontrolune kadar da bekledim ve sonra dondum. olayin pasaport konrolune kadar olan kismini 1. agizdan anlatacagim ondan sonraki kismini da kiz arkadasimin anlattigini aynen aktaracagim.
bagaj aliminda sorun cikmasi ihtimaline karsilik bagaj teslim suresince oradaydim, olur da bagaj fazla gelirse ucreti odemek ya da fazla bagaji kendimle geri goturmek icin. kiz arkadasim turkiye’ye dondugu icin onda hic euro yoktu hepsi bendeydi.
elimizde bir buyuk boy valiz, bir kabin boy valiz, icinde hediyelik cikolatalar olan bir karton canta ve bir de kiz arkadasimin normal gunluk ufak cantasi vardi. buyuk boy valiz 22.5 kucuk boy valiz de 9 kilo geldi. olmasi gereken 20 ve 8 idi. cikolata cantasini tartmadilar bile cunku zaten onemsenen bir sey degil duty-free yerine yerel marketlerden alinmis cikolatardi sadece. zaten 2 kiloyu gecmez. gorevli buyuk valizi biraz azaltirsaniz kabul ederim dedi fakat bu islemi biraz otede yapmamizi istedi cunku bu arada diger yolcularin islemlerini yapacagini soyledi. biz de kiz arkadasimin gunluk hayatta kullandigi diger cantasini buyuk valizden cikardik kiz arkadasim yanina aldi onu ve valiz tam 20 kilo geldi. gorevli tartti islemlerimizi yapti guler yuzle bizi ugurladi biz de tesekkur ettik el bagajlarini aldik ilerlemeye basladik. tam o sirada orada duran baska bir gorevli kadinin (o sirada hic bir is yapmiyordu) bizim islemlerimizi yapan kadina donerek kas goz hareketi ile bir seyleri onaylamadigini belirtti. biz onemsemeyip ilerledik, kiz arkadasim pasaport kontrolunden gecti ve ben de eve dogru yol aldim.
ucagin kalkis saati yaklasinca kiz arkadasima bir kac mesaj attim araliklarla hic birine donmedi. daha sonra aradim agliyordu, el bagajinin cok oldugu gerekcesi ile onu ucaga almadiklarini, ona bagirip cagirdiklarini, fiziksel temasta bulunduklarini son kontroldeki kapinin iki kez ustune kapatildigini parmak sallayarak tehditkar bir sekilde konusup psikolojik siddet gordugunu soyluyordu tam o sirada birilerinin sesleri geldi telefonu kapatti. bir sure sonra tekrar konustuk bana olanlari anlatti.
bagajimizi teslim alan ve ona onaylamaz kas goz hareketleri yapan pegasus’un iki kadin personeli ucaga alimda da gorevlilermis. bize bagaj tesliminde bilendiklerini anlamistim. kiz arkadasimi fazla el bagajindan dolayi iceri almamislar ilk etapta. sonra aralarinda asagidaki gibi bi konusma gecmis asagi yukari.
g-(gorevliler, iki kisiydiler, bagajimizi teslim alan, ve kas goz hareketiyle bize bilenen), k (kiz arkadasim)
g- bu kadar cok el bagaji ile gecemezsiniz
k- bunu burada mi soyluyorsuz daha demin siz bagaj tesliminde tarttiniz bunlari
g- (cikolata posetini ve gunluk kullandigi cantayi gostererek) sen bunu sakladin dediler.
k- hayir saklamadim gordun dedi
g- hayir kenarda valizlerinle bir seyler yapiyordun gordum orada sakladin (bunu bize bilenen soyluyor)
k- (bagajimizi teslim alan gorevliyi gostererek) hayir bu arkadas bize buyuk bagajin agirligini azaltmamizi ve bunu kenarda yapmamizi soyledi.
g- burada gorevli durmadan uzun sure yuksek sesle ve parmagiyla kiz arkadasimi gosterip suclayarak konusuyor sakladin falan filan tartismayi iyice atesliyor
g- 50 euro odemelisin bunun icin
k- basta itiraz ediyor sonra kabul ediyor kredi kartini cikariyor
g- hayir nakit odemek zorundasin (normalde kredi karti kabul ediliyor sirf killigina kabul etmedi asgida goreceginiz uzere kredi kartindan cekimi yapti.)
k- naktim yok ulkeme donuyorum nereden bulayim nakidi
gorevliler sert bi sekilde nakit odemesi gerektigini soyluyorlar yoksa ucaga almayacaklarini soyluyorlar. kiz arkadasim sinirden agliyor. oradan gecen bir turk cikolatalari ver ben gecireyim diyor, kiz arkadasim da veriyor. ama adami da gecirmiyorlar 5 dk kadar hollandaca konusuyorlar kiz arkadasim burayi anlamiyor daha sonra adam donuyor kiz arkadasima kabul etmiyorlar falan diyor.
sonra kiz arkadasima yine diyorlar ya 50 euro nakit getirirsin 2 dk icinde ya da ucaga binemezsin. kiz arkadasim da binmek zorunda cunku mulakati var. psikolojisi mahvoluyor sonra polisler geliyor. daha sonra pegasus gorevlileri kredi kartindan cekiyorlar.
kiz arkadasim da madem kredi karti oluyordu neden cekmediniz diyor yuksek sesle. bunlar da sinirleniyor seni ucaga almayacagiz sorun cikardin diyorlar. kiz arkadasim yine sinirden agliyor. binmeliyim mulakatim var diyor. bunlar kontrol kapisini kapatiyor ustune gorevlilerden biri ya arkadasimdan ozur dilersin ya da binemezsin diyorlar. kiz arkadasim da dilemem, hakaret etmedim bir sey yapmadim siz haksizlik yaptiniz diyor. bunlar da ya “ı am sorry” diyeceksin ya da almayacagiz seni diye psikolajik siddet uyguluyorlar. kiz arkadasim da artik bu siddete dayanamiyor binebilmek icin “sorry sorry sorry sorry” diyor. bunlar da oyle olmaz duzgun bir sekilde demelisin diye psikolik siddetlerine devam edip igrenc bir sekilde davraniyorlar. psikolajisi mahvolmus bir sekilde, aglayarak ı am sorry diyor. daha sonra bunlar yine almiyor kabin amirine diyorlar. kabin amiri gelip kiz arkadasimin durumunu goruyor perisan olmus agliyor hungur hungur aliyor ucaga ve kiz arkadasim saatlerce agliyor.
olayi sabah bana anlattiginda yine agladi psikoljisi mahvolmus ve bu sekilde mulakata girmesi gerekcek.
pegasusu aradik ne oradaki personelle gorusturduler ne de kendileri gorustu. sadece sikayet kaydini aldik deyip gectiler. -
cuma tatilken 1 numaraydık
yeniçerilere ulufe de dağıttık mi, çarşı pazar canlanır elhamdulillah
-
la casa de papel türkiye uyarlaması
aslında başrolü kimin alması gerektiği apaçık ortada.