muskulpesentmisim2
profili

  • ankara'da tek başına yapılabilecekler

    yürümek başlıkta küçümsenmiş. oysa ankara'da sadece ayrancı'dan kavaklıdere'ye tek başına yürüyerek türkiye'nin 68'ine de selam vermeniz mümkündür.

    ilk durak, meneviş sokak 31 numara. burası, 9 mart 1972'de, thkp-c'nin odtü sorumlusu koray doğan'ın, deniz, hüseyin ve yusuf'un idamını engelleyebillmek üzere thkp-c ve thko önderleriyle birlikte eylem hazırlığındayken, kurulan pusudan habersiz sevgilisi nervin tan'ı görebilmek için uğradığı ve sokağında tek kurşunla vurularak öldürüldüğü yer.

    ikinci durak, güvenlik caddesi'ndeki amaç apartmanı. buranın 3 numaralı dairesi, 4 mart 1971'de thko'lu deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan'ın kaçırdıkları dört amerikan askerini dört gün boyunca tutup 8 mart'ta kapıyı çıkıp gittikleri yer. askerlerin bulunması için odtü'nün kuşatılmasıyla başlayan çember iyice daralınca deniz gezmiş, yusuf aslan, sinan cemgil ve `tayfur cinemre' sivas'a doğru motorsikletle yola koyulacaktır. askerlerin kaçırılması deniz, huseyin ve yusuf'un idamlarına bahane edilen en önemli olay olacaktır.

    üçüncü durak, abay kunanbay caddesi 28/1. burası, sevgi soysal'ın bir dönem yaşadığı ve yürümek romanını yazdığı ağaçlı ev.

    son durak, kavaklıdere'den tunalı'ya doğru dönerken uğranacak büklüm sokak, çam apartmanı. burası, aralık 1970'de mahir çayan, yusuf küpeli, münir ramazan aktolga, ulaş bardakçı, hüseyin cevahir, sina çıladır, bingöl erdumlu, ertuğrul kürkçü, orhan savaşçı ve ziya yılmaz’dan oluşan genel komite’nin yani thkp-c'nın kurulduğu yer.

    selam olsun.

  • metro turizm'de yaşanan alıkoyma ve darp girişimi

    “kısa geç” özeti: rezalet başlığı açmam affola fakat diyeceğim şu ki, ne olursa olsun metro turizm’i kullanmayın. “zor durumda kalmazsanız” falan demiyorum, ne kadar zor durumda kalsanız da, yolculuğu erteleyin, kesinlikle otobüslerine binmeyin. sizi mutlaka çok daha zor bir durumda bırakacaklar. her seyahat firmasında çeşitli aksaklıklar olabilir, nezaketle çözülebilir. ama metro personeli en yukarıdan aşağıya, hatalı olduğu durumda bile bundan zarar görmeyeceğinin bilinciyle kaba kuvvete girişir. otobüste rızanıza rağmen alıkonulabilir, saldırıya uğrayabilirsiniz.

    biz bir hata edip, tatil dönüşüydü, feribot yokluğuydu derken bindik. eceabat’tan istanbul’a biletimizi internetten satın almıştık. 34 eg 5010 plakalı otobüs eceabat’a geldiğinde, önce bizi almadan aceleyle gitmeye çalıştı çünkü yerimizi başkalarına da sattıkları, hatta birkaç koltuğu böyle sattıkları için otobüste yer yoktu. eceabat’taki yazıhanenin yardımıyla otobüsü durdurduk, “tamam siz gelin, içeride halledelim” diye apar topar bizi orta kapıdan otobüse aldılar ve hareket ettiler. buldukları çözüm şuydu: “gelibolu’ya kadar ayakta gidin, gelibolu’dan sonra hallederiz”. bu şahane çözümü muavinden duymamızla birlikte, kabul etmediğimizi, otobüs ilçe merkezinden uzaklaşmadan inmek istediğimizi söyledik, şoföre bunu duyurmaya çalıştık. arkadaşım otobüsü durdurması için orta kapıdan şoför mahalline doğru ilerlemek istediğinde, muavin ve 1. kaptan “1 saat ayakta gitmemek için amma tantana yaptınız” diye bağırıp çağırarak üzerimize yürüdüler. yolcuların tamamı bu sırada tepkisizdi. ben bunun üzerine 155’i arayıp, inmek istediğimiz halde indirmediklerini ve otobüsün ayakta yolcuyla yola devam ettiğini bildirdim. emniyetin kayıtlarında bir taraftan “otobüsü durdurun” diye bağırırken bir taraftan durumu anlatmaya çalıştığım mevcut. dava açtığımda, ne kadar dirençle karşı koyduğumuzun o kayıtlardan anlaşılacağını sanıyorum. 155’teki memur önce durumun ciddiyetini kavrayamadı, ikinci arayışımda ise otobüsün kalkış yerine ekip göndermiş ancak aracı durdurmadıkları için bir işe yaramadı. daha sonra 155’i değil ilçe emniyet müdürlüğünü de arayarak şikâyeti ciddiye almadıklarını da, bulunduğumuz yeri de kayda geçirttim. bu sırada tüm otobüs personeli ve özellikle 1. kaptan (o sırada direksiyonda diğer kaptan vardı) “alt tarafı 1 saat” diyerek çeşitli hakaretlerde bulunmaya devam ediyordu. metro turizmin “acil hat” diye bildirdiği hatta ulaşmak ise elbette mümkün değildi. itirazlarımız ve polise yer bildirmeye çalışmamızın ardından ön sıralardan tanış oldukları anlaşılan iki yolcuyu şoförün yanındaki koltuğa alarak bizi oturttular, şu fotoğrafta bu durum görülebilir. gelibolu’ya kadar bu şekilde geldikten sonra inip yazıhanedekilere durumu bildirdik, özellikle kaptanın hakaretlerini belirttik. fakat bir hata edip, işe yetişme derdine vs de düşüp arabuluculuk etmelerine, kaptanı sakinleştirecekleri sözüne ikna olduk, otobüse yeniden bindik. gelibolu’dan çıkar çıkmaz bu sefer arabayı da kullanan şoförün hakaretleri yeniden başlayınca ben kamerayla kayıt altına almaya başladım. bunu engellemek için dozu iyice arttırdılar ve bu sefer gecenin karanlığında otobanın ortasında kenara çekip bizi indirmeye çalıştılar. yine bu durum da otobüsün hareket seyrinde görülecektir. biz ancak polis ya da jandarma gelip, şikâyetçi olduktan sonra ineceğimizi belirttik. bunun üzerine o dakikaya kadar bütün hakaretlere sessiz kalmış otobüsteki yolcuları da bizim yüzümüzden yola devam edemedikleri yönünde kışkırtıp daha fazla kişiyle bizi araçtan indirmek üzere darp uygulamaya kalkıştılar. benim ıssız sapsız bir yerde metro personelinin kim bilir ne yapacağına güvenmeyip otobüsten bu şekilde inmek istemem “üniforma fetişin mi var yavrum?” hakaretiyle karşılandı. fakat suçlu oldukları apaçık ortada olduğu için kolluk kuvveti gelmesine veya otobüsün bir merkeze doğru yol almasına, bizim orada şikâyette bulunmamıza hiçbir şekilde yanaşmadılar. sonunda otobüsü buradan hareket ettirip, saatlerce burada kalmayı göze alarak keşan otogarında araçtan indik.

    ben bu sabahtan itibaren adli birimlere gerekli başvuruyu yapmak için hazırlık yapıyorum. metro turizm genel merkeze ulaşma çabalarımın sonuçsuz kalması ise elbette şaşırtıcı değil. fakat hepsinden önemlisi, ne olursa olsun siz sakın bu firmayı kullanmayın. rezaletten başka bir şekilde adı duyulmayan bu firmada olanlar “bana denk gelmez”, “o bir kere olmuştur”, “alt tarafı şuradan şuraya gideceğim” demeyin, seyahatinizi erteleyin, binmeyin. neredeyse tüm personeli ve kurumsal olarak firma mafya zihniyeti ile çalıştığı için, işlerin nerelere varabileceğini tahmin dahi edemeyebilirsiniz.

    hatırlayalım, metro turizm neden böyle?