tatli limoncu29
profili

  • 3 haziran 2018 konsensus seçim anketi

    seçime girmeyen btp'nin dahil edildiği, seçime giren hüda-par'ın dahil edilmediği saçma sapan anket.

  • kabe'nin bombalanması

    yok efendim "islamiyet çökecek"miş de bilmem neymiş...

    adam daha kabe'nin nerede olduğunu bilmiyor, gelmiş burada saçma sapan komplo teorisi kasıyor.

    kabe için "arabistan'ın başkentinde bulunan" diyor. arabistan diye bir devlet zaten yok, suudi arabistan var, onun da başkenti riyad. kabe ise mekke'de ve mekke herhangi bir devletin başkenti değil. ki peygamber döneminde bile mekke başkent olmamıştır, başkent o dönem medine'dir.

  • ermeni ve yunan bayrakları arasındaki hdp bayrağı

    "7 haziran'da oy verdiğim partiden, sinirden bu başlığı bana açtıran partiye nasıl dönüştünüz? ya da belki hep böyleydiniz de biz bilemedik"

    sen bilememişsin arkadaşım.

    hdp zaten eşbaşkanı ve örgütleriyle birlikte 1915 olaylarını "ermeni soykırımı" olarak tanımlayan bir parti. hatta soykırımlar konusunda özür dilenmesi için çalışmalar yapacaklarını seçim bildirgelerinde yazmışlardı.

    alman meclisinin bugün aldığı karar hukuki açıdan geçersiz olsa bile (okuyunuz: #60898436), soykırım tezini savunanların siyasi açıdan bir zaferidir ve bu mücadelede türkiye'ye karşı aynı cephede bulunanların birlikte kutlama yapması doğaldır.

    geçen sene neye göre oy verdin bilmiyorum da, sırf serok selo'nun "sen başkan yaptırmayacağız" gazına gelip verdiysen geçmiş olsun.

    (bkz: hdp'nin değiştiğine inanan insanın mantığı/#51876496)

  • tübitak'ın 50.000 kitabı toplatıp imha etmesi

    tübitak başkanı prof. dr. a. arif ergin'in yeniçağ gazetesi yazarı arslan bulut'a gönderdiği mektupla ortaya çıkan skandal: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/…atti-36357yy.htm

    mektuba göre tübitak, kendi yayınlarından bugüne kadar çıkan bütün kitapları 2014'ten beri geçmişe dönük "kültürel uygunluk ve yerlilik testi"nden geçiriyor ve buna göre kitapları imha etmeye karar veriyormuş. bunun sonucu olarak sadece 2015 yılında 50.000'den fazla kitap imha edilmek üzere toplatılmış!

    evet, tübitak kitaplarının bazıları gerçekten sorunlu. konuyu gündeme getiren arslan bulut, tübitak yayınlarından çıkan ve çocuklara siyonizm aşıladığı belirtilen gökkuşağının tüm renkleri adlı çocuk kitabına itiraz etmişti: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/…-var-36211yy.htm zira tübitak gibi aklın ve bilimin ışığını yayması gereken bir kurumun, çocuklara herhangi bir dine ait değerleri aşılaması kesinlikle kabul edilemez. ama bunlar bahane edilerek, başka kitaplar da toplatılıyor ve yok ediliyor demek ki. çünkü 2011 yılında yayımlanmış bir çocuk kitabının piyasada 50.000 baskısının kalacağını sanmıyorum.

    bu mektup sayesinde, tübitak yayınlarınca senelerce yayımlanan tüfek, mikrop ve çelik, kör saatçi, gen bencildir, modern insanın kökeni gibi kitapları şimdi neden bulamadığımız ortaya çıktı.

    bundan sonra "kültürel uygunluk ve yerlilik" adına piyasadan evrimci bütün kitapları toplatıp namaz hocası falan yayımlasınlar artık.

  • laiklerin ülkede çoğunluk olduklarını sanmaları

  • 15 ekim 2015 asırlık soykırım iftirasının çökmesi

    perinçek-isviçre davası kronolojisini şurada ele aldım: (bkz: #55539298)

    özetlemek gerekirse: doğu perinçek 2005'te isviçre'de "'ermeni soykırımı' uluslararası, tarihsel ve emperyalist bir yalandır. biz ermenilere soykırım yapmadık, 1. dünya savaşı sırasında emperyalist güçlere karşı vatanımızı savunduk" minvalinde açıklamalarda bulundu. bunun üzerine, isviçre mahkemelerince ırk ayrımcılığı suçundan ötürü hapis ve para cezasına çarptırıldı.

    perinçek isviçre'de iç hukuk yollarını tükettikten sonra 2008'de olayı avrupa insan hakları mahkemesine (aihm) taşıdı. kendisi ergenekon davası yüzünden silivri'de yatarken, dosyası da aihm masasında sırasını bekledi.

    2013'te davayı görüşen aihm 2. dairesi, doğu perinçek'in ifade özgürlüğünün isviçre tarafından ihlal edildiğine karar verdi. isviçre bu kararı temyiz için büyük daireye taşıdı ve ocak 2015'te yapılan duruşmanın ardından, bugün karar açıklandı.

    büyük daire, kararını 2. dairesinin perinçek lehindeki kararının (bkz: #55539339) paralelinde verdi.

    orijinal karar metni:
    http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-158235 (ingilizce)
    http://hudoc.echr.coe.int/fre?i=001-158216 (fransızca)

    kararda özetle şunlar var:

    aihm büyük dairesi ifade özgürlüğünün, demokratik bir toplumun temellerinden olduğunu belirtmiş ve bunun inciten, şok eden veya kaygılandıran ifadeler için de geçerli olduğunu söylemiş.

    konunun tartışılmasının kamu yararı taşıdığına hükmederek, doğu perinçek'in açıklamalarının tarihsel, hukuksal ve siyasal içerikli olduğunu söylemiş.

    doğu perinçek'in ermenilere karşı ırkçı saiklerle hareket etmediğini belirten mahkeme, perinçek'in sözleriyle ermeni halkını hedef almadığını, türkiye'yi parçalamak isteyen emperyalist güçlere saldırdığını ifade etmiş.
    sonuç olarak, aihm büyük dairesi, isviçre ulusal makamlarının kısıtlı takdir haklarını aşarak doğu perinçek'in ifade özgürlüğünü ihlal ettiklerini saptamış.

    ama sanıldığının aksine, bunun yalnızca bir ifade özgürlüğü davası sonucundan ibaret olduğunu söylemek güç.
    mahkeme, 1915 olaylarının soykırım olup olmadığı topuna girmemiş. ancak 1915 olaylarının, yahudi soykırımından nitelik ve etki bakımından farklı olduğuna karar vermiş. ayrıca, konunun tartışılmasında kamu yararı tespit etmiş. bu durumlar, "holocaust denial" (yahudi soykırımı inkarcılığı) benzeri bir suç kategorisinin 1915 olayları nazarında yaratılması girişimlerinin önünü kesmiş oluyor.

    oysa isviçre'nin çıkardığı yasa ve diğer bazı ülkelerin çıkardığı benzeri yasalar, soykırım iddialarını reddetmenin suç olduğu bir ortam yaratıyordu. yani "soykırım" gibi bir insanlık suçuyla yaftalanıyorsunuz ama siz aksi yönde fikir beyan edemiyorsunuz, savunma dahi yapamıyorsunuz. bu, tabiricaizse bir iftiradır. bu yasakçı, peşin hükümlü ve yaftalayıcı tavrın avrupa insan hakları mahkemesince mahkum edilmesi de iftiranın çöküşü olmuş oldu.

    mahkemenin verdiği kararda olayları tanımlarken tırnak işareti kullanmadan onlarca kez the events of 1915 (1915 olayları) ifadesini kullanması oldukça önemli. bu, türkiye'nin tezinde yer alan 1915 olayları ifadesini aihm'in görece tarafsız, geçerli ve makul kabul ettiğini gösterir. öte yandan 1915 olayları ifadesinin kullanılması, olayların ucunu 1923'e kadar uzatmaya çalışanların elini zayıflatması açısından da önemlidir.

    işin ilginç yanı, aihm ergenekon davası ile ilgili de bir tutum almış. davaya isviçre lehinde türkiye'den müdahil olan insan hakları derneği ve hakikat adalet hafıza merkezi'nin mahkemeye sunduğu ergenekon iddianamesini değerlendirmeye almamış. bunların seçmece alıntılar olduğunu ve daha da önemlisi, dosyanın yargıtay'da olduğuna ve yapılan yargılamanın adil olmadığına dair şikayetlere vurgu yapmış.

    not: kararın mahkemece açıklanmasının ardından, konunun güncelliği hasebiyle ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermemek için entry sayısız kez edit'lenmiştir.

  • demet akalın'ın mehmetçik vakfı'na yaptığı yardım

    dünyanın her yerinde ünlüler kâr amacı gütmeyen oluşumlara destek olur ve bunu duyurur. bundan normal bir şey yok diye düşünüyorum. çünkü bu, diğer ünlüleri daha yüksek meblağda bağış yapmaya teşvik eder ve bağış yapılan kurumun tanıtımı demektir. bu haberi okuyanlar mehmetçik vakfı'nın bağış kabul ettiğini ve hangi yolla destek olabileceklerini öğrendi mesela.

    haberi okumayanlar için entry sonu bilgi notu:

    mehmetçik vakfı şehit ailelerine ve gaziler ile ailelerine ayni ve nakdi yardım yapan, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş. gelir kaynakları da belli; bunlardan en önemlisi bağış. örneğin 2 hafta sonraki kurban bayramı için şu anda vekâleten kurban bağışı kabul etmekteler. ayrıca vakfa sms'le bile bağış yapılabiliyor. operatör fark etmeksizin 2582'ye boş mesaj göndererek mehmetçik vakfı'na 10 lira bağışlayabilirsiniz.

    http://www.mehmetcik.org.tr/

  • emniyet müdür yardımcısının işlediği cinayet

    vurulma anının görüntüleri ortaya çıkmış: http://m.youtube.com/watch?v=znmpi8ax5gw

    görüntülerin başında emniyet müdür yardımcısı evinin önünde arkadaşlarıyla konuşuyor. daha sonra motorcu olay yerine geliyor ve aracından iner inmez belinden çıkardığı silahı çekiyor ama kimseye doğrultmuyor. diğer kişiler ne olduğunu anlamaya çalışırken, "siz karışmayın, benim işim onunla" şeklinde vücut hareketleriyle bir şeyler söylüyor. şahsın elindeki silahı gören ve tehdidin muhatabı olan emniyet müdür yardımcısı da silahını çekerek arkadaşının arkasından uzanıp motorcuya doğrultuyor. motorcu bunu fark ettiği anda kendi silahını doğrultuyor ancak hamle yaptığı anda emniyet müdür yardımcısı tarafından vurularak etkisiz hale getiriliyor.

    bütün bunlar 10 saniye içinde olup bitiyor.

    olan biten elbette bundan ibaret değil, öncesi var ve sonrası da var. olay yargı sürecinde bütün yönleriyle incelenecektir. tarafsız ve adil bir yargılama olmasını diliyoruz.

    ama merhum motorcuya bir çift sözüm var: kusura bakma da kardeş, sen birini evine kadar takip edip, tehdit edip silah çekersen, ölmeyi de öldürmeyi de göze alıyorsun demektir. peki değdi mi? insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.

  • amasya üniversitesi'nde yapılan bisiklet

    trajikomik bir olay ve haber: http://www.haberler.com/…-bisikleti-7424117-haberi/

    otomotiv teknolojisi okuyan üniversite öğrencileri, hurda bir bisiklete ufak modifiyeler yapıp damacana bağlayarak "dönem ödevi"* diye kakalamış. amasya'da yeterince haber bulamayan ajans muhabiri de gelmiş bunu abartılı cümlelerle haber yapmış.

    "herkes alay etti ama başardık" diyor yapan öğrencilerden biri. otomotiv öğrencisinin övündüğü şey damacana ile suda yüzdürülen bisiklet!

    öğrencileri ayıplamıyorum, ufukları bu kadar olabilir. ama türkiye'de üniversitelerin düştüğü düzey işte bu bisikletin bile altındadır.