o felix26
profili

  • 22 nisan 2018 sabah gazetesi manşeti

    türkiyede her şey pahalanıyor.

    benzin fırladı.
    dolar, euro durduğu yerde değerleniyor.
    et artık o kadar pahalı ki, altın gibi gramla satılıyor.
    kiralar el yakıyor...

    ama bazı şeyler de tarihte hiç olmadığı kadar ucuzladı.

    ahlak mesela,
    ya da vicdan.
    meslek onuru.
    namus, şeref, haysiyet.

  • arda turan'ın bir oturuşta 200 midye yemesi

    sonra neden barcelona'nın maçında herkes oyuna girerken ben "kenarıya" çekiliyorum? işte bunlar hep adamlıktan.

  • fethullah gülen

    kendisini ilk tanımaya başladığım (videolarından, söylemlerinden, müridlerinin hakkındaki söylemlerinden) 10 sene önce de şerefsiz bir şarlatan olarak görüyordum, bugün de aynı şekilde görüyorum. sırf bundan dolayı bile kendimle gurur duyuyorum.

  • yüksek seçim kurulu

    saatlerdir düşünüyorum, ben yanlış anlamışımdır, vardır bir bildikleri diye. naif beyinlerimiz kaldırmıyor böyle hokkabazlıkları.

    mühürsüz pusulalar da dışarıdan getirildiği ispatlanmadıkça kabul edilecektir ne demek lan!!?

    yani ben bir dahaki seçimde bunların oy pusulalarını önceden benzer bir şekilde bastırsam, bunlara istediğim partinin, tercihin mühürlerini vursam ve bir şekilde bu oyları atsam, bunlar benim oyları dışarıdan getirdiğimi kanıtlayana dek sayılacak öyle mi? kaldı ki ben sade bir vatandaşım, düşün ki partilerin onca teşkilatı var gücü var. bunlar göz göre göre seçimde hile yapsa, bu kurumdakiler bağdaş kurup "öyle bir şey varsa kanıtlayıver kardeşim, uğraştırma bizi" diyecek öyle mi? artık bir "sandık demokrasisi" bile değiliz, o bile olamıyoruz. yazıklar olsun ülkeyi bu hale getirenlere.

  • mario gomez

    ben beşiktaşlı olsam, mario gomez hakkinda bizim medyada yer alan haberlere bakmazdım bile. bizim spor medyası için eşi bulunmaz bir fırsat mario gomez. bir yaz boyunca konusunu aç, dur. mario gelecek mi? mario xxx'e mi gidiyor? aziz yıldırım kurmaylarına talimat verdi: mario'yu alın!

    beşiktaş şu anda fenerden de bizden de on kat daha avantajlı durumda. takımın başında çok iyi bir teknik direktör ve çok iyi bir yönetim var. fikret orman var la her şey bir yana. mario gomez 1000 euroya transfer olma opsiyonunu kullanmadı mı? e kardeşim zaten sevr anlaşmasından beter o mukaveleyi fiorentina'ya imzalatan fikret orman yönetimi değil mi? gomez bu turnuva sonrasında beşiktaşın yolunu tutmak isterse fiko onu her türlü alır. ben buna kefilim. yok mario istemiyor mu türkiyeye dönmeyi? almeida gitse kimi alıcaz abi diyen beşiktaşlıları demba ba ile coşturup, sonra onu çine postalayıp mario gomezi inanılması güç bir sözleşmeyle beşiktaşa bağlayan kişiden bahsediyoruz. mutlaka gomezin de yerini doldururlar. hem de gomez'in satışından gelecek pay düşünülürse, beşiktaş yine karlı çıkabilir.

    farz edelim beşiktaş mario'nun yerini doldurabilecek kalibrede bir oyuncu alamadı. yahu cenk var, daha da önemlisi burak yılmazı "kral" yapan şenol güneş var takımın başında. cenk ile yarışacak bir oyuncu alır beşiktaş, sene sonuna kadar şenol hoca cenk'i bu ligin gol krallığı listesine oturtur bir şekilde. telaşa mahal yok gerçekten.

    şimdi "sen burada ne ötüyorsun" diyenler olabilir. ben galatasaray taraftarı olduğum kadar futbol taraftarıyım. beşiktaş kulübü, yönetiminden teknik kadrosuna, oyuncularına kadar bu sene ciddi bir katkıda bulundu türk futboluna. o emeğin bir karşılığı olmalı diye düşünüyorum. beşiktaş güzel bir yola girdi, bunu istikrarla birleştirebilirlerse tüm türk futbolu açısından bir model olacaklar. büyük başarılar için çok büyük harcamalar yapılması gerekmediğini ispatlamış olacaklar. işte bir futbol seyircisi olarak beni heyecanlandıran da bu.

  • tübitak'ın tillo evliyaları projesini kabul etmesi

    tübitak'ın (tam açılımı türkiye bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu olan kurumun yani) “tillo evliyalarının kerametleri” isimli bir projeyi 2016 yılı ortaöğretim öğrencileri araştırma projeleri yarışması
    bölge sergisine davet etmesi olayıdır.

    çeşitli gazetelerde yer buldu bu olay. açıkçası sözcü abartması olabileceğini düşünmüştüm başta. ancak tübitak'ın kendi sitesinden de ulaşılabiliyor. şu linkten 98. sıradaki projeye bakarak görmeniz mümkün. başka buna benzer projeler de var tabi. mesela birisi de "aydınlatan ayak izleri" evliya menkıbeleri isimli bir proje. okulun da gurur kaynağı olmuş.

    tabi bu projelerin içeriğini bilemiyorum. türk dili ve edebiyatı alanında yarışıyor bu projeler. ve bu alandaki projelere bakıldığında da zaten genel olarak bir standartsızlık göze çarpıyor. yani şimdi evliya nedir, keramet nedir? bunları nasıl bir bilim kurumunun açacağı proje sergisine konu edebilirsiniz?

    bu aralar tübitak imam hatipler için müthiş bir sömürü kaynağı haline gelmeye başladı. bakıyorum da maaşallah ülkede bilim ve teknoloji alanında çalışmalar yapan insanları, gençleri desteklemesi gereken kurum bol bol bu tarz projelere yatırım yapmaya başlamış. anlaşılan cübbeli'nin isteği yerine geliyor. ülke bilimden, felsefeden ve teknolojiden bir bir elini çekip, kaynaklarını üfürükçülere harcıyor. çok güzel yoldayız çok. bu hızla gidersek on seneye kalmaz orta çağa dönmüş oluruz.

    edit: proje'nin içeriğine ulaşamadım. ancak sözcü'nün haberinde projenin içeriğiyle ilgili bilgi verilmiş. aynı haberde projenin bilimsel bulunmadığı için ankara'ya davet edilmediği belirtilmiş.

    benim asıl canımı sıkan mesele bu tarz projelere tübitak'ın verdiği desteğin gözle görülür ölçüde artması. kardeşim diyanetin müthiş bir bütçesi var. müthiş maliyetlerle sosyal tesis yapana kadar bir zahmet açsınlar böyle proje yarışmaları, onlar ödüllendirsin bu gençleri. tabi diyanetin varlığı bile ayrıca sorgulanmalı devleti laik, toplumu müslüman bir ülkede ama o aşamayı çoktan geçtik maalesef.

    evliyalarla, şeyhlerle, dervişlerle ilgili ülkede istemediğiniz kadar derleme var. bunlar ismi bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu olan bir kurumun ilgilenebileceği şeyler değil. yapılmaya çalışan şey ise çok bariz. islam-bilim sentezi yaratmak. kimse kusura bakmasın ama bu iş kılıçdaroğlu- erdoğan çekişmesinden çok daha önemli bir mesele. böyle bir sentez yaratıldıktan sonra bu ülkede evrim teorisi anlatabilecek olan hocayı zor bulursunuz. ve yarın bir gün bu nesiller yetiştiğinde bilim ve felsefe tartışabilecek insanlar kalmayacak.

    insanların inançlarıyla ilgili hiç bir problemim yok. bilakis, asıl sıkıntı bu inançların devlet eliyle yönlendirilmesidir. bu ülkenin bir kurumu kimlerin evliya olduğuna, kimlerin kerametlerinin hakiki olduğuna mı karar verecek? bu ülkenin bir kurumu hangi inançların doğru olduğuna mı karar verecek? bu çok tehlikeli bir şey. hafife alınmamasını öneririm.

    edit2: tekrar bir entri girmek istemiyorum. bazı eleştirilere buradan bir iki şey söylemek istiyorum.

    şu ana kadar bu başlıkta yazılan eleştirilerden kabul edebileceğim tek eleştiri için bkz. #59987343
    maalesef projenin içeriğiyle ilgili güvenilir bir kaynak bulamadım. konuyla ilgili tek bilgi çeşitli haber kaynaklarından aldığımız bilgi. onda da projenin tam da isminde geçtiği üzere evliyaların kerametleriyle ilgili olduğu belirtiliyor. bunu birinci entride de söylemiştim gerçi. eğer o entride bahsedilen şekilde bir çalışma olsa, değerli bir çalışma olacağını ama yine de tübitak'ın değil de başka kurumların bu tarz araştırmaları değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. yazara da haklı eleştirisinden dolayı teşekkür ediyorum.

    geri kalan eleştirilerden birisi bunun da dahil her şeyin bilimsel bir çalışma olabileceği yönünde. bu doğru değildir. yanlışlanamayacak şeyler bilimsel bir gerçekliğe doğru yol alamaz. konuyla ilgili olarak (bkz: garajımdaki ejderha)

    bir diğeri tillo'yu bilmememle ilgili. evet sevgili yazarlar, tillo'yu bilmiyorum. bu başlığı açabilmek için illa ki tillo'yu bilmem gerektiğini de düşünmüyorum açıkçası. zira bir proje dünyanın belli bir yerinde yapılınca bilimsel, başka yerinde yapılınca bilimle alakasız olmuyor. cübbeli ile ilgili verdiğim link ise bir zihniyetle alakalıdır. bilimse bu da bilim diyerek tamamen inançlarla açıklanan ve kıymeti kendinden menkul fikirlerin bilime sokuşturulmaya çalışılmasıdır. iki meselenin alakası da budur.

    bir yazar arkadaşımız da meseleyi evliya çelebi ile karıştırmış. burada mesele bahsi geçen kişilerin isimlerinin evliya olması değil. mesele dini görüşlerini bilimle karıştıran öğretmenlerin çocuklara böyle bir çalışma yaptırmaları. şüphesiz bu meselenin en büyük mağdurları da o çocuklar. ve evet, evliyaların(?) kerametlerini(?) araştıran bir proje bilimsel olamaz. toplumdaki velilik kavramını inceleyen, toplumca veli olduğu düşünülen kişilerin öğretilerini inceleyen bilimsel çalışmalar elbette yapılabilir. ancak kerametleri incelemek bilimsel olamaz. çünkü daha en başta kerameti bilimsel olarak tanımlamanız gerekir ki keramet denilen şey tanımı gereği olağan dışı, açıklanamayan güçleri içerir. bunun nesini bilime yanaştırmayı planlıyorsunuz açıklayabilirseniz sevinirim.