mound1
profili

  • arakan'daki vahşetin kimsenin umrunda olmaması

    istisnaları tenzih ederek, "arakan konusunu da kimse sallamıyor çünkü müslümanlar" ağlaklığına sapmadan ve işi farklı boyut/argümanlara çekmeden duyarımızı yapmak ve çeşitli sosyal mecralarda ümmetçilik oynamadan önce umrumuzda olan bir şey hakkında önce bilgi edinmek önemli bence. daha önce de söylenmiş ama her görsele atlamayın.

    myanmar ve arakan özelinde taaaa 90'ların sonunda, 2000'lerde yazılmış pek çok kitap var. neden? çünkü burası zaten yüzyıllardır etnik ve dinsel çatışma kanıyla yıkanıyor.

    ben aşağıda, bir süreden beri farklı nedenlerle merak ettiğim için okuduklarımın özetini kısaca yazacağım merak edenler için (kısa dediğime bakmayın, yine uzun olacak) ama yine de siz de çeşitli kaynaklardan okuyun, durumun ne kadar pislik çukuru olduğunu göreceksiniz.

    19.yy'da işi ingilizler çöp ediyor. bunun öncesine hiç girmeyeceğim çünkü o zamanki sınırlar şu anda bildiğimiz gibi değil. bu ingilizler burada koloni kurunca var olan müslüman, budistleri karıştırıyorlar. o zaman da budist-müslüman sürtüşmesi var, az biraz. hristiyanları da araya sıkıştırıyorlar. hatta yetmiyor hintlileri de (müslüman- hindu ayırmadan) buraya topluyorlar. iş güç yürüsün diye ondan alıp buna, bundan alıp şuna, sana bu sözü veriyorum dedikten iki saniye sonra şuna şu sözü veriyorum diyerek günlerini gün ettikten sonra günün birinde "hadi bize eyvallah, gerisine siz bakın artık" deyip basıp gidiyorlar. bir kargaşa alıp başını gidiyor.

    günümüze dönelim. myanmar denilen ülkede yaklaşık 135 etnik grup yaşıyor ve ülke 7 eyalete bölünmüş durumda. bunlardan en ağır basanı bamarlar. askeri ve politik güç bunların elinde. chin eyaleti var mesela, bu insanların çoğu hıristiyan. bilerek aç bırakılıyorlar. sağlık hizmeti yok vs... bir kısmı hindistan ve malezya'da mülteci kamplarında yaşıyor. tüm diğer etnik gruplara gösterilen fiziki ve ruhsal şiddetten nasipleniyorlar. monlar var ( bu bahsettiklerimin hepsinin altında çeşitli enik gruplar var) ve ilginçtir şu andaki baskın kültür üzerinde etkileri var kültürel anlamda ama bunların da kendi dillerini konuşmaları ve kültürel aktivitelerde bulunmaları yasak. çeşitli işkence ve yaptırımlara maruz kalıyorlar. karen, karenni, kachin var mesela, onların durumları daha da farklı. silahlı orduları ile bir ateşkes yapılıyor, sonra myanmar ordusu tarafından bozuluyor falan... (bunların da bir kısmı budist, bir kısmı farklı inançlara mensup)

    şimdi arakan' a gelelim. arakan ya da rakhine de bu 7 bölgeden biri. buranın insanları ağırlıklı budist, aralarında müslümanlar da var. bunlar zamanla kaynaşmış. arakan problemi nereden çıkıyor? haberlerde geçen ve bizim arakanlı müslüman dediklerimize rohingyalılar deniyor. (rakhineli müslümanlarla, rohingyalıları biraz ayırıyorlar, zaman zaman. bu arada rakhine dışındaki yerlerde yaşayan müslümanların olduğunu da aklımızda tutalım) bunlar arakan' da yaşıyor çoğunlukla ve çoğu müslüman hintli aslen. myanmar' ın uluslararası arenada savunduğu tez şu; "bu insanlar bu toprağın insanları değil, myanmar birliğine ait değil bunlar, bangladeş'ten gelip sızdılar." bu insanlar ne diyor "biz eskiden beri buradayız, bu toprağın insanıyız". bangledeş ise; "myanmar ne diyorsun, bu insanların benim ülkemle işi yok. beni de uğraştırma. mülteciler nedeniyle hem seninle hem dünya ile hem kendi insanımla aram bozuluyor" diyor. ne myanmar ne de bangladeş bu insanları kendi vatandaşı kabul etmiyor. 1982' de myanmar bir yasa çıkararak bu rohingyalıları evsiz ve yurtsuz ilan etmiş zaten. büyük bir ayrımcılığa ve eziyete maruz kalıyor bu grup. ülke zaten vatandaşı olarak görmüyor buna bağlı olarak hiçbir hakları, eğitim, sağlık vs... yok.

    dönelim 1947' ye. bu tarihte general aung san ingilizlerden bir sene içinde burma' nın bağımsızlığına kavuşacağı sözünü aldıktan sonra tüm etnik grupları topluyor ve "hadi birliği kuralım" diyor. sonrasında suikaste kurban gidiyor. (çok ilginç!) sonrasında pek çok etnik grup kendi bağımsızlığı, başka gruplar da burma' nın bağımsızlığı için çarpışırken arakan'da bir isyan başlıyor ve buradaki müslümanlar cihat ilan ediyor. budistler de propangadaya başlıyor; "bunlar buranın insanı değil, bunlar paki. doğu pakistan ile işbirliği içinde" diye. arakanlılar da "biz has be has bu toprağın insanıyız ama bize ayrımcılık yapılıyor" diyor ve isyan büyüyor ve çatışmalar başlıyor. önce burma birliğinde otonom olmak, eğitim ve urduca konuşma hakkı istiyorlar. merkez bu isteklere cevap vermeyince çatışmalar bayağı devam ediyor. budistleri arakan'dan atıyorlar, gerilla savaşları derken 1951'lerde burma birliği pakistan' ı suçluyor. pakistan kabul etmiyor. ortam iyice geriliyor. o tarihlerde kan oluk oluk aktığı için bir kısım pakistanlının arakan'a gelip yerleştiği söyleniyor. ( bu hala bir söylenti mi gerçek mi belli değil) neyse 1962' de darbe oluyor zaten ve askeri yönetim ipleri ele alıyor.

    neyse cunta yönetimi zaten sıkıntılı. 90'lara gelene kadar müslüman- budist çatışması yok. 1991' de başlıyor ama merkezi ordu hemen müdahale ediyor duruma. bir kaç yıl ara ile devam ediyor. bu arada hatırlar mısınız bilmem 2007' de budist rahipler cuntaya karşı ayaklanıyor. çoğu tutuklanıp hapse atılıyor. sonra seçimler yapılıyor ama yine de ordu yine bir şekilde ipleri tutuyor görülüyor.

    taaa bu askeri hükümetten günümüze myanmar hükümetinin hedefi burma kültürü ve theravada budizmi ile birliği domine etmek ya da onların açısından bakarsak birliği sağlamak için bu ikisini temel öğe olarak kullanıp, etnik grupları asimile etmek. tüm yedi eyalet içinde ayrımcılık, şiddet, sürme, fiziki şiddet gibi hak ihlalleri görülüyor. bu arada özellikle rohingyalılar konusunda sesi hiç çıkmayan bir isim var o da sivil lider ang san su çi. kendisi nobel barış ödüllü bir aktivist. (bazı kaynaklar ülkede yaşayan ve siyasi anlamda görev alan, aktivist olup hapis yatan başka diğer müslümanların da konuyu umursamadıklarını ya da görmezden geldiğini söylüyor.)

    myanmar' ın diğer bir söylemi bu insanların arasında (ya da hepsinin) teröristler olduğu. yakın zamanda ordu yine baskın yapıp gözaltılara girmiş. ( bu arada budist-müslüman çatışması olduğunda olaylar büyüyene kadar müdahale edilmiyor) ayrıca arakan kurtuluş ordusu denilen bir oluşum var ama ne kadar gerçek ne kadar değil ben ayıramıyorum. youtube' da ayrıca bazı videolar var ama ne dediklerini anlamıyorum.

    yani rohingyalılar'a yapılan bir vatansızlaştırma olayı ve eziyeti var. diğer 6 eyalette işlenen müslüman, hristiyan, budist ( bu arada budizmin de çeşitli kolları olduğunu unutmayın)pek çok insanlık suçu var. ülke (ya da birlik diyeyim) insanın az sayılamayacak bir kısmı bangladeş, malezya, tayland, hindistan ve hatta çin sınırında sığınmacı durumunda ve çok kötü koşullarda yaşıyor. merkezi hükümet tarafından desteklenen bir budist hareketi var, görünüşe göre hükümetin işine geliyor. budist demişken ülkedeki askeri ve politik gücün ağırlıklı olarak belli bir kesimde olduğunu unutmamak lazım.

    ilginç bir nokta daha var ki, özellikle 2010' dan sonra yaşanan müslüman-budist gerilimine ordu ne hikmetse müdahale etmiyor. en son safhada geliyor. diğer yöntemi ise bu son olayda da görüldüğü gibi direkt kendi dalmak. (2011 yılında da kachin' e kachin eyalet ordusu ateşkes halindeyken olay çıkaracaklar bahanesiyle girmişti.)

    (müslüman, budiste tecavüz etti, budistler cami yaktı gibi neden gösterici söylemler olsa da ne kadar doğru oldukları şüpheli çünkü pek çok farklı bildirim ve iddia da var. aslında köye saldıranlar budist kıyafeti giymiş askerlermiş, müslümanlara saldırılacağını önceden haber alan yöneticiler yaşlı müslümanlara sesinizi çıkarmayın, isyana teşvik etmeyin demiş, budistlere saldıranlar aslında yine budistmiş falan gibi. bu kısımları biz hiç bilemeyeceğiz zira soruşturmaların da sonucu yok. oranın insanı da bilmiyor belki de.. kesin olan tek bir şey var, bu saldırılardan sonra budistlerin ceza almaması)

    ayrıca merak ediyorsanız 969 movement denilen hareketi inceleyebilirsiniz.

    daha fazla ilginç yorum (yorum diyorum zira bunları kaynak olarak göstermiyorum. vaktiniz varsa takılmanız için) istiyorsanız; şu ve şu

    sonuç olarak öncelikle gökler kimseyi birleşmiş milletlerin eline düşürmesin. biz tüm bunları yine bm raporlarından ve gazetecilik yapanlardan öğreniyoruz. yani bir anlamda özgür gazetecilik önemli, bunu unutmamak lazım. birleşmiş milletlerin gözü kesseydi müdahale eder miydi, gözü yeseydi ya da işine gelseydi ya da çıkarı/kazancı olsaydı onlarca yıldır süren
    bu sürece müdahale ederdi herhalde. bizler oturduğumuz yerden tam olarak neler dönüyor, bilebilir miyiz? hayır. iş lanse edilenden karışık mı? evet. asya' da bu gerilimin tırmanması birilerinin işine yarar mı? evet. kimlerin işine yarar kısa vade ve uzun vadede, bunu sormak lazım. olan sivil ve masumlara oluyor mu? evet.

    yani çok üzgünüm bunu söylemeden geçemeyeceğim. dünya ülkesi ve dünya lideri olmak tanımını ülke içinde kullanmak, mazlumun yanındayız diye bağırmak,ümmetçilik oynamak kolay olabilir ama bunlar ağır iddialar işte. döner, dolaşır, bulur, bu da ayrıca bir konu.