kustuyu5
profili

  • fi

    guzel bir 5. bolum olmakla beraber dikkatimi iki tane bug cekti :
    --- spoiler ---
    deniz'in selahattin pınar ve afife jale hikayesini bir bahar akşamı rastladım size eserine bağlaması hatalı olmuş çünkü şarkının bestesi selahattin bey'e aittir; güftesi ise fuat edip baksı'nindır, dolayısıyla sözlerin hikayesi bu adama aittir.
    bir de hesapta müzik hocası bu deniz. çok ayıp ne diyeyim, dikkat edin böyle ayrıntılara.

    diger bir olay, diziye katılan konuk oyuncuların, gerek verdikleri röportajlarda gerekse jenerikte "konuk oyuncu" olarak belirtilmeleri büyük hata. çünkü bu durumda nur fettahoğlu'nun bir şekilde diziden ayrılacağını ve büyük ihtimalle öleceğini bir izleyici olarak tahmin etmek sürpriz olmadı. halbuki hemen hemen aynı anda rolü başlayıp biten teoman kumbaracıbaşı'nin ismi normal yazıldığı için ölümü daha sürprizli oldu.

    edit: bu konuk oyuncu meselesine örnek vermem gerekirse mesela bir dizide hikayede değil de dizi senaryosuna renk katicak şekilde ufak bir bölüm oynayan oyuncuyu onore etmek amaçlı "konuk oyuncu" yazılır. ya da behzat ç'de zannedersem 32. bölümde leyla ile mecnun oyuncularının konuk olması da güzel bir örnek. lakin hikayenin en kilit karakterlerinden biri bir kaç bölümlük bir rolü var diye konuk oyuncu yazılmaz. ona bakılırsa bir dizide baş rollerin bile hikayeye göre yaşamı sonlanıyor. onlara da konuk oyuncu yazılsın o zaman. mantıksız yani. bir oyuncunun rolü kaç bölüm sürerse sürsün jeneriğe adı konur; başta olmasa da ending credits'te de olabilir.
    --- spoiler ---

    madem güzel bir is ortaya cikartma azmindesiniz bunlari da dikkate alin, cok zor degil.

  • merve boluğur

    taa yıllar evvel oynadığı cadılı dizide gördüğümde dikkatimi çekip bir gün epeyce ünlü olacağına zamanında kanaat getirdiğim oyuncu adayı. bana göre gerçekten pek sağda solda bulunmayan ve ekrana yakışan "underrated" bir güzelliği var. gel gör ki son haliyle beni üzdü. neden üzdü çünkü şu anda piyasadaki bütün jeune première'ler aynı hataya düşüyor. birincisi daha henüz kendilerini kanıtlamadan evlenmeye kalkıyorlar ve ikinci bir hata olarak genelde başka bir celebrity ile hayatlarını birleştiriyorlar. dolayısıyla egosu bir yandan, şov dünyası bir yandan, gençlik bir yandan iş arap saçına dönüyor.
    ha tabii yaptıkları işler yerine olay tamamen evlilik, kına, düğün, çocuk gibi suni gündemlere dönünce birbirlerinin karı-koca magazinel malzemelerinden beslenerek küçücük cephaneliklerini kısa sürede tüketiyorlar. şu anda hemen hemen hepsi bu durumda. olayın sonunda da ya meslekten kopup kezbana bağlıyorlar ya da sonuna kadar rock n roll yaşıyorlar ki beren saat de bu şekilde kariyerini bitirme yolunda. tuba büyüküstün de öyle lambada gaz bitti cünkü. hatta zamanında bir de naz elmas vardı, o garibim daha evlenemeden asmalimescit'te oyunculuk kariyerini rafa kaldırdı.
    bu güruhun içinde gene kör topal ilerleyen serenay var. o da 25 yasin ekmeğini yiyor. ikincisi aslı enver ki murat boz'la sürekli haber olması aslında şu anda ağzıyla kuş tutsa hanesine eksi puan yazıyor. siz daha oyuncu adayıyken her gün celebrity sevgilinizle haber olurken zaten kalitesi her geçen gün düşen dizilerde yaptığınız rollerle ne kadar inandırıcı olabilirsiniz ? yapımcı ve menajerlerin acil bir kural koyması lazım.
    her neyse bence durum meslek adına üzücü. sonuçta bunlar kazanmazsa sektör kazanmaz, sektör kazanmazsa çaycısından ışıkçısına ordan senaristine kimse bu işten karlı çıkmaz. en azından yeni gelen jenerasyonun daha akılcı ve dinamik stratejilerle ilerlemesi lazım, kalıcı olmak istiyorlarsa tabii.
    not: bir oyuncu kafasina gore bunalima girdi diye sacini kestirip boyatamaz, estetik yatiramaz her hangi bir fiziksel degisiklige yapimci sirketin ve bagli oldugu ekibin inisiyatifi disinda gidemez. giyecegi kottan taktigi yuzuge kadar gun gun planlidir bu isler. patronajlar dizilerin yurtdisi cirolariyla ilgileniyor ama daha en basitinden oyuncu yonetiminde bile cuvalliyoruz.

  • türkiye'nin en çok boşanma nedenleri

    (bkz: türkiye'deki başlıca boşanma nedenleri)
    türkçe öğreniyorum, seviye 1.

  • sezen aksu'nun müziği bırakması

    defalarca yazdım yine yazıcam. bir şarkıcıyı sevebilirsiniz, beğenebilirsiniz, ama lütfen "gelmiş geçmiş en büyük şarkıcı, ses, besteci" derken bir oturup düşünün. millet olarak sevdiğimizi göklere çıkarıp, sevmediğimizi yerin dibine sokmakta üstümüze yok.
    sezen aksu, 70'li yılların sonunda sesinin vuslatinin özellikle ajda pekkan'a olan benzerliğiyle dikkatleri çekmiş; keza nilüfer, nükhet duru tarzında pop müzikte kendine büyük bir hırsla yer bulmaya çalışmış bir yorumcudur.
    daha sonra 80'li yıllarda türk popunun arabeske dönmesinde önemli bir rol oynar çünkü bestesini yaptığı şarkılarının hemen hemen hepsi arabesk tandanslıdır. zaten bestelerinin çoğunu yardımla yapar ve "klasik" denilen parçalarının arkasında onno tunç, garo mafyan, uzay heparı, fahir atakoğlu gibi çok iyi müzisyenlerin imzaları vardır. kaldı ki bu müzisyenlerle çalışmaları bitince pop maskesi düşmüş özüne dönmüştür.
    bunun dışında kendisi söz yazarıdır eyvallah ama şarkı sözü yazma kalitesi de bir aysel güreli ya da nazan öncel'i geçmez.
    valla bakıyorum da hakkaten erol simavi'ye helal olsun. zamanında öyle bir korumaya alıp öyle bir pr yaptı ki, bu milletin başına vura vura bu kadını pop kraliçesi olarak kabul ettirdi. ne diyeyim. büyük başarı.
    edit:imla
    edit tanım: sezen aksu müziği değil, müzik sezen aksu'yu zaten yıllar önce bıraktı.

  • en güzel erkek parfümü

    (bkz: terre d'hermes by hermes)