"ey bu topraklar için toprağa düşen bir karış toprağın var mıydı yaşarken?
(bkz: ataol behramoğlu)
(bkz: toprağa düşen)
kagemusha9 profili
-
bir şiirin tamamını anlatan tek mısrası
-
roboski katliamı
öncelikle mevcut konjonktürde tüm sivil ölümlere karşıyım ve eleştirmek insani bir görevdir.
bilinçli veya bilinçsiz ortada bir katliam var. bizim elimizde belge, delil olmadığı için gerçekten organize bir terör saldırısı olacak mı sanıldı veya devletin içinde başka bir oluşum mu yaptı veya direkt devletin kendisi mi yaptı bilemeyiz. ama ben en çok da kaçakçılık olayına takıldım. sözlük tamamen cahil ergen faşistlerin eline kaldı. tüm yatırımların yapıldığı turizimin merkezi ülkenin batısı bile, işsizlik sorununu halledememiş. gerek devlet gerek coğrafi şartlarından dolayı yoksulluğa mahküm olmuş inanları, bu salaklar her zaman olduğu gibi nedensellikden tamamen yoksun bir anlayışla linç edip; kolaya kaçarak işin içinden sıyrılabilceklerini sanıyorlar. imkanlardan dolayı iyi eğitim alamamış bu insanlar geçim derdinden batıya göç etse, aynı faşist zihniyetli cahiller, kürtler şehirlerimizin anasını sikti diyor. ne yapsın bu millet göç etse suç göç etmeyip yaşam mücadelesi verse suç. sözlüğü ele geçirdiniz tebirkler. şimdiden sözlük hollywood’a döndü. hollywood da liberal ve muhafazakarların dışında senarist ve yönetmen bırakmadı. geldiği yer ortada. -
kapitalizmi özet geçmek
dünya; aç oldukları için uyuyamayanlarla, açlardan korktukları için uyuyamayanlar arasında ikiye bölünmüştür.
(bkz: paulo freire) -
pkk'lıların trabzon'da bir çocuğu katletmesi
öldürülen sivillere bahane bulmakta üstlerine de yoktur. en son öldürülen öğretmene ajan dediler, bu olay için de çocuk kurşuna isabet etti derler.
-
bir kıza aşık olunca seks düşünememek
evrimsel açıdan bakarsak, hormonlarla ilgili bir durum. aşkın ilk başlarında erkekte testosteron hormonu yüksektir. erkeğin aşkı karşılık bulduğunda testosteron seviyesi düşer, östrojen yükselir. bu yüzden aşık olan erkekler feminen gözükür. kadın da ise tam tersi durum baş gösterir. kadının testosteronu artar, östrojeni düşer. çünkü doğada dişiler erkeğin gücünün farkında, bu sefer hayatta kalma içgüdüsü devreye giriyor. bununla ilgili yeşilçam'dan güzel bir örnek vermişlerdi. gülşen bubikoğlu'nun tarık akana tokat atması gibi.
-
okurken ağlanan kitaplar
(bkz: karamazov kardeşler)
kitaptaki olaylara değil, bir insan evladı nasıl böyle bir kitap yazar diye ağladım.
şaka değil tamamen gerçek. -
selman öğüt
hayatımda bu kadar itici bir tip görmedim. demogojiden başka hiçbir şey yapmıyor. bunu ekrana çıkaran cnn'e yazıklar olsun. bu kadar mı düştünüz?
-
akp'nin yaptığı iyi şeyler
-
2016 ekonomik krizi
işsizlik oranı, borçlanma, ithalat-ihracat gibi bazı ekonomik verileri arkadaşlar ayrıntılı bir biçimde bu başlıkta yazmış, ellerine sağlık. onlara ilaveten çevremde gördüklerimi söylemek isterim. zira yaşamak, yaşayarak deneyimlemek akplilerin çizdiği pembe tablo gibi değil.
beni; artan işsizlikten, kapanan kobilerden, sürekli bankaya borçlanan insanlardan daha daha çok üzen; ülkeye olan inancın bitmesi. ülkenin, orta doğu ülkesi olmasının yanı sıra, ekonomik olarak hiç ümit vadetmemesi.
aslında cumhurbaşkanı gibi akpliler de bunun farkında. geçenlerde erdoğan bankacılara faizi düşürün diye serzenişte bulunurken, şunu söyledi: insanlar faize para yetiştiremiyor ve batıyor. faizler yüksek olduğu için yatırımlar olmuyor dedi. topu bankacılara attı. tefeci gibisiniz dedi. bankaları bilen biliyor ama asıl tefeci kim biliyor musunuz? asıl tefeci akp hükümeti. ötv zamları, ötv'nin kdv'si, zorunlu trafik sigortası zamları, benzin, noter masrafları, kiracıdan alınan stopaj, damga, kdv, geçici vergi vb gibi onlarca kalem insanların belini büken haraçlar alınıyor. ülkede yaşıyorsunuz, nefes alıyorsunuz faizi bunun adı.
köprü yaptık diye reklam yapıyorlar, kamyoncu dayıya köprü üzerinde nutuk çektiriyorlar, sonra kamyoncu dayı köprüden geçmemek için cezayı göze alıp diğer köprüden geçiyor. hükümet ne yapıyor? sanki halkla kan davalılarmış gibi, * kanunla cezayı arttırıyor ve milleti o köprüye mahküm ediyor.
yaşayarak görme dedik. bu öyle bir şey ki; çevremdeki insanların bir bir eridiğini görüyorum. bankaya borcu olmayan yok gibi, bunların yarısı da icralık. insanlar kayıt dışı ekonomiye yönelmek zorunda kalıyor. seks işçiliği artıyor. motosiklet sürücüleri sigorta ve cezalardan bıkmış, artık plakasız geziyor, daha 2 sene öncesine kadar böyle bir şey kesinlikle yoktu. dükkanlar bir bir iflas ediyor ve sahipleri kayıt dışı çalışmak zorunda kalıyor. ev kiraları almış başını gitmiş, büyük şehirlerde 1+1 dairelere 900-1000 tl istiyorlar. biraz sermayesi olan sisteme uyup, 1+1 daire alıp, kiraya veriyor. yani öyle bir piyasa yaratmışsınız ki, kimse size güvenip üretime girmek istemiyor. parası olan da girmek istemiyor. sayenizde sermayesi olanlar bile az risk çok paranın derdinde. türkler bile size güvenip yatırım yapmıyor, yabancı yatırımcı nasıl güvensin size? bu söylediklerim siyasi istikrar hariç, onu saymıyorum bile. onu da saysam yatırımı, üretimi unutun.
bunları söylediğim zaman, akpli bazı arkadaşlar eskiden de böyleydi, hatta daha kötüydü diyorlar. yani bunu söylemeleri bile bir kabullenişlik göstergesi. ellerinde argüman kalmayınca eskiye sarıyorlar. sizi bilmiyorum ama ben eskiden daha mutluydum. ekonomik yönden ise; eskiden tek kişi evi rahatlıkla geçindirirken şimdi 2 kişi geçindiremiyoruz. bunu akrabalarımdan da arkadaşlarımdan da duyuyorum.