fucking battery6
profili

  • chp'nin oy bölünmesin yüzsüzlüğünden gına gelmesi

    e normal çünkü kazanabilmesinin başka bir yolu yok. chp'nin başına gelen şeylerin sebepleri belli. bu şey değil yani, ''ülkedeki halk salak. bizi anlamıyorlar.'' aslında mevzu çok daha basit. aslında iş hikaye ve pazarlamayla alakalı.

    1. chp'nin nev-i şahsına münhasır bir derdi yok. chp yıllardır neyi dert ediyor? yediler, içtiler, çaldılar, çırptılar, laiklik, geçim sıkıntısı vs. bu çağ dışı bir muhalefet anlayışı. halkımızın mantığında ''aa bizim paralarımızı çatır çatır yiyorlar. dur o zaman şu iktidarı indireyim.'' gibi bir mantalite hiçbir zaman olmadı ki. eğer olsaydı zaten menderesler, demireller, özallar bu kadar uzun süre iktidar kalamazlardı. recep tayyip erdoğan dediğiniz kişi bunların alegorisi gibi bir şey. bu kadar uzun soluklu başta kalmasının sebebi de belli. zamanı iyi tutturması tamamen. diğerlerinin zamanında engeller vardı. menderes'i halk yemeyince asker yedi. demirel zamanında ecevit vardı. özal başbakanlıktan sonra cumhurbaşkanlığına geçti ve finalinde öldü. tayyip erdoğan 28 şubat sonrası rüzgarı arkasına alan bir figürdü. chp'nin zaten türkiye'nin iyi gittiği zamanlarda iktidar olma şansı yoktu. aldıkları %18-20 küsür bandındaki oylara allah bereket versin desinler yani. ancak son 7-8 sene içerisinde iktidar olma şansları vardı ama adam akıllı kullanabilecekleri bir dert çıkaramadılar.

    2. chp bir türlü hikaye yaratamadı. sadece deniz baykal meşhur açılım dönemlerinde partiye aşiret ağalarını, şeriatçıları falan aldı o kadar. üstüne sadece kemal kılıçdaroğlu'nun meşhur yolsuzluk dosyalarını kucağına alıp televizyonlarda racon kestiği bir dönem hikaye yaratabildiler. işte meşhur dengir mir mehmet fırat ve melih gökçek kapışmalarından bahsediyorum. chp'nin halkı etkileyecek bir dert çıkarıp bunu süsleyerek iyi bir senaryoya dönüştürmesi lazımdı ve bu fırsat ayaklarına iki kez geldi. birincisinde belediye seçimlerinde istanbul ve ankara'yı aldılar. ikincisinde ise genel seçimleri kaybettiler.

    3. işte burada hikaye çıkarabilecek lider konusuna geliyoruz. seversiniz sevmezsiniz ama ekrem imamoğlu'nun ortaya çıkarttığı dert ve hikaye unsuru chp'yi iktidara taşıyacak anahtardı mesela. ''her şey çok güzel olacak'', ''ben kimsenin hakkını yemem ama hakkımı da yedirtmem'', ''genciz, heyecanlıyız, hazırız'' tarzı küçük trickler ve dönemin rüzgarı adamı istanbul büyükşehir belediye başkanlığının kapısını aralattı. hem de sağ olsunlar ak parti stratejik bir hata yaptı ve seçimi iptal ettirip bir daha tekrarlattı ve çok daha büyük bir hikaye yarattı. küçücük olan farkı ikinci turda koskoca bir kara deliğe dönüştürdü. takım elbise giyerken kravatını söküp, gömleğin kollarını sıyırarak halkın içerisine katılan lider imajı bile o dönem için çok tuttu ki bizim ülkede bunu yapan ilk kişi ekrem imamoğlu değil bizzat turgut özaldır.

    ne anlatmaya çalışıyorum? bütün konjonktür adamın tarafında. rüzgarı arkasına almış, prime dönemini yaşayan bir adamı (adam iyidir kötüdür noktasında değilim, tekrarlayayım.) cumhurbaşkanı adayı yapsan istanbul'u kaybedecektin ama türkiye'yi kazanacaktın. belki recep tayyip erdoğan'ı emekliliğe yollayacaktın. işte yukarıda söylediğim gibi eline bir dert gelmiş, üstüne bundan bir senaryo çıkarttın ki dizisini çıkarsan minimum 3 sezon prime time'da ilk üçe girer. altılı masa ilk çıktığı zaman ki heyecanı bir hatırlayın. e ülkenin hali de kötü, bütün rüzgar arkanda... peki sen ne yaptın? en son prime dönemini bundan 13 sene önce yaşamış, seçim kaybetme canavarı olan bir kişiyi aday gösterdin ve kendi kendini karikatür haline getirdin.

    türkiye'yi kaybettin, elinde istanbul kaldı ki o da garanti değil artık. ekrem imamoğlu'nun arkasındaki rüzgarı kestin, adamı da karikatürize etmiş oldun. şimdi onunla belediye seçimine gireceksin ve kaybetme ihtimalin gayet yüksek. böylece hem türkiye'yi hem de istanbul'u kaybetmiş olacaksın. yani midyat'a pirince giderken evindeki bulgurdan olacaksın. ha sonra belki imamoğlu chp'nin başına yürür, oradan da yeni bir dert yeni bir hikaye çıkar vs. onu bilemem.

    peki eski zamandan beri elinde ne kaldı? gelin birleşelim edebiyatı. aman oylar bölünmesin. neden? çünkü başka bir şansın yok. peki yapabilecek misin? hayır. zira artık bir kere yaralandın. herkes senden bir parça koparmak isteyecektir. ümit özdağ, meral akşener ve diğerleri... herkes senin etinden sütünden faydalanacak.

    arkadaşlar gerçekler acıdır ancak kabullenmek de bir erdemdir. chp'nin sıfırdan strateji değişikliğine gitmesi lazım. ha şansa istanbul ve ankara belediyelerini elinde tutarsa öpsün başına koysun. bu seçimden çıkarabilecekleri en büyük kazanç bu zira. allah yar ve yardımcımız olsun.

  • sevan nişanyan

    lan oğlum bir karar verin atatürk nedir?

    biri çükü kalkmaz der öbürü libidosu yüksek der beriki gay der başka biri pedofili der. kafayı mı yediniz siz anlamadım ki. ne oğlum bu adam? bir de siz niye cinsellikle kafayı bu kadar bozdunuz?

    libidosuyla bilinirmiş demiş bir de. ulan cahil diyeceğim ama cahil biri de değil ki. ne diyeceğimi şaşırdım. ben tarihçiyim. şu zamana kadar zibilyar tane hükumdarın resmi/gayrı resmi hayat hikayesini okudum. mustafa kemal'in bütün gayrı resmi kaynaklarını dahi birleştirseniz libido yönünden bırakın ilk ona girmeyi ilk yüze sokamazsınız. 100 küsür çocuğu olan padişahtan tutun da, kendi öz kardeşine atlayan krallar oradan da kutsal bekaret yeminini bozup genç kızı hamile bırakan papaya kadar (bu arada hamile bıraktığı kızın kendi öz kızı olma ihtimali var. daha da acayip bir durum.) okudum. hatta sahabelerin anlattığına göre tek gecede 9 eşiyle zifaf yaşayan hz. muhammed'e kadar gittim. nerede mustafa kemal libidosuyla tanınıyor? görende zanneder dolmabahçe sarayında orgy partileri yapıldığıyla ilgili söylenti var. iması bile yok oğlum nereden kanaat getirdin adamın libidosunun yüksek olduğuna?

    aslında ben biliyorum. zsa gabor'un yazdığı bir anı kitabı vardı. hoş onu da o mu yazdı belli değil ya. "56 yaşındaki atatürk ile deliler gibi seviştim. bir kadını nasıl mutlu edeceğini biliyordu. 15 yaşımda bekaretimi verdim." falan diyordu. zsa zsa gabor 1917 doğumlu. anlattığı söylenilen anı 1937 yılında geçiyor. yani zsa gabor 15 yaşında olamaz. bu arada atatürk o dönem siroz anasını satayım. ağır hasta adam anlayacağınız ne delisi ne sevişmesi. ha bir de bunun dışında ulaşabileceğiniz başka bir kaynak yok. dedikodu yok, ima bile yok lan. bir tek böyle bir anı var. anıda da elli tane hata var.

    öf be arkadaş gece gece sinirim zıpladı yine. zaten adamın da amacı bu ya. aferin sinirlendirdin beni. çok iyi bok yedin.

  • öğretmenden dayak yemiş yazarlar

    size hikayeyi tersten anlatayım. stajını yeni bitirmekte olan yeni bir öğretmen adayıyım o dönemler. aynı zamanda ücretli öğretmenlik çıkmış, hani maksat tecrübe olsun diye başvurmuştum kendimi bir anda meslek lisesinde buldum.

    gencecik taze bir adamım o zamanlar. kafamda bir ton eğitimle ilgili teorik ders var. avucumda da idealler...

    kapıyı açtım, derse girdim. o sıra öğrenciler kavga ediyorlardı. daha önceden kpss kursu tecrübem vardı ama lise tecrübesi başkaymış arkadaş. bir an afalladım ve kavgaya olağanca idealist ve teorik açıdan doğru olacak şekilde müdahale etmeye çalıştım ama aralarından biri beni tanımamış olacak ki "kimsin lan sen? kaçıl yoksa alırım façanı" gibisinden bir şey söyledi.

    allah sizi inandırsın bir gözüm döndü, kendimi kaybetmişim kesik kesik hatırlıyorum. kendime geldiğimde birkaç öğrenciye tekme tokat dalarken buldum kendimi.

    daha da şaşkınlık verici olay ise dövdüğüm çocuklardan birisinin velisi, elinde bir tepsi baklavayla teşekküre geldi.

    not: kariyerib başlangıcına bak ya. resmen bok gibi...

  • ermenistan

    fakir ama gururlu ülke imajını yillardir çizmekten bir arpa boyu yol kat edememiş bir ülkedir.

    adamlar da zaten bütün yapı tezat. amerika ve avrupadaki ermeni diasporalari sayesinde bir ton kulis yapabiliyorlar oranın ermeni kodamanlari ama ülkenin kendisi tamamen rusya nin uydusu konumunda ve rusya'nin bu devletin halkına sağladığı fayda nedir? kocaman bir sıfir. peki amerika ve avrupanın bu devletin halkına sağladığı fayda nedir? kocaman bir sıfir. bu son azerbaycan olaylarında ve dahi diğer olaylarda iran paso ermenistani destekler çünkü kendilerinde yoğun bir azerbaycan türkü nüfusu var. peki iran'ın şimdiye kadar ermeni halkına sağladığı fayda nedir? kocaman bir sıfir.

    geriye kim kalıyor? türkler. bir asır geçmiş hala ermenilerle türkler kim kimin daha çok dedesini öldürdü tartirmasi yapıyor. japonya, amerikadan iki tane atom bombası yedi. hadi yüzbinlerce insanın o saniye ölümünü geçtim. ondan sonra milyonlarca insanın radyasyon yüzünden çeşitli hastalıklardan ölmesi, sakat doğumlar, düşükler, geri donulemez yaralar acılar bilmem neler vs. adamlar sineye çekti, ermeniler hala dedemiz öldü dedemiz öldü kısmında kaldılar. avrupa devletleri de yürü ya koçum diye gaz veriyorlar. gaz veren devletlere bakın bir hele.

    fransızlar cezayirde beş taş oynadı zaten. hollanda, belçika ruanda da evciliktelerdi. ıngiltere hindistanda vakti zamanında çin topraklarında falan hep medeniyet götürdü. almanya'yi söylemeye gerek yok zaten. bi türkler pis bi türkler kaka.

    abi açın şu gözleri azcık. hani azerbaycan da nerede o sevgili amerika, avrupa? rusya resmen ermenileri kullanıp sonra tükürüp attı. görün şunu artık. 1000 yıldan beri dipdibe yaşamış türklerle mi daha iyi anlaşırsiniz yoksa elin avrupalisiyla mi ona bir karar verin

  • türk otomobil sürücülerinin en çok yaptığı hata

    1. sinyal kolunu götüne sokmak

    herhalde öyledir diye düşünüyorum yoksa başka bir açıklaması olamaz. yani zevk meselesi tabi ama arkadaşlar sinyal kolu siz götünüze sokun diye yok. bir yere dönerken ya da şerit değiştirirken sinyal verin diye var. eğer ki kullanmazsanız unutmayın ki biz müneccim değiliz. her zaman 4 hamle sonrasını göremiyoruz. kusurumuza bakmayın.

    2. aynaları yeterince kullanmamak ya da çok kullanmak

    arkadaşlar sinyal yakınca bütün yollar sizin olmuyor. o amına kodumun aynasına bir bak, trafikte neler oluyor acaba diye? belki arkadan gelen vardır değil mi ya da şerit değiştiren falan vardır. olabilir çünkü böyle şeyler.

    bazıları da sadece aynaya bakarak araba kullanabileceğini zannediyor. arkadaş şerit değiştirirken ya da yol takibi için iki bilemedin üç saniye bakacaksın aynalara. devamlı aynaya bakarsan yola kim bakacak? kaç tane öyle kaza gördüm inanamazsınız. adam şerit değiştirecek, gözü bir aynaya takılıyor, hipnotize oluyor sanki pezevenk gözünü alamıyor aynadan. sonra öndeki araba fren yapınca önüne bakmadığı için sığır daaaaan diye giriyor. aşırı klişe bir kaza türü.

    3. telefonla oynama

    arkadaşlar istediğiniz kadar profesyonel olun elbet bir yerde şu sikik anlayışınız yüzünden kaza yapacaksınız. bir daha hatırlatıyorum. araç sürerken telefonla uğraşılmaz, mesaj atılmaz, konuşulmaz.

    4. aracın götüne girme

    takip mesafesi diye bir zamazingo var. arada bir kullanın çok güzel oluyor. öndeki aracın götüne girip kaza yaparsanız takip mesafesine uymadığınız için suçlu olmanız aşırı yüksek.

    5. ani hız ani fren getirir

    arkadaşlar en çok kaza yaptıran türe geldik. ani fren sıkmak tabii ki. diğeri daha uyuz. devamlı frenli gitmek. o gaza ve frene basan ayağınızı sikeyim. o ne öyle devamlı gaz fren gaz fren. bir stabil hız belirleyin kendinize. takip mesafenizi ayarlayın. devamlı gaza kökle sonra fren bas. öndeki de arkadaki de mal oluyor sonra.

    6. çok hızlı veya aşırı yavaş gitmek ha birde şerit kapatmak

    trafiğin akış hızına göre bir hız ayarlamak her zaman için en iyisidir. hızlanma şeridi olmasa bile orta şeriti aşırı yavaş bir hızla kapatmak normal bir şey değil arkadaşlar. trafiğin akış hızı 80 ise ona göre bir hız tutturmaya çalışın. iki şeritli yolda trafiğin akış hızı 80, sizin hızınız 50 ise boşverin şoförlüğü gidin otobüs metro kullanın çünkü ayaklı tehlikesiniz.

    3 veya daha fazla şeritli yoldaysanız atın kendinizi en sağ şeride ne bok yerseniz yiyin.

    aynı şekilde aşırı hızlı gitmekte sıkıntıdır. azami süratin 90 olduğu yolda 70 ile sol şeridi kapatmak (hızlanma şeridi) ne kadar büyük öküzlük ise gene aynı yolda 200 küsür kilometreye çıkmakta ayrı bir davarlıktır. hızlanma şeridi orası doğru ama şov yapma şeridi değil. sonuç itibariyle insanlar orta şeritten gelip sollama yapacak yeri geldiğinde, orta şeritte ortalama (trafik durumuna göre) adam 90 kilometre hızla sollamaya çıktığında arkadaki araba 180 kilometre ile geliyorsa her zaman selektör korna kombinasyonuyla iş halledemezsin. elbet bir yerde aşırı hızdan dolayı yavaşlayamayıp daaaan diye bir kaza yaşanacak. ekşi sözlükte de rastlıyorum ara ara, azami hız önemli değil sol şeride geldim mi yapıştırır geçerim tayfasına. çok tehlikeli bir kafa.

    7. maaakaaaaasss

    ne denilebilir ki allah bildiği gibi yapsın sizi davar oğlu davarlar.

    8. aşırı özgüven ve aşırı ihtiyatlı araba kullanma

    ikisinin de sonu bok yoludur. çok öz güvenli araba kullanırsanız mutlaka bir yerde kaza yaparsınız.

    eğer aşırı korkak araba kullanırsanız mutlaka bir yerde kaza yaparsınız.

    dengeli olun. ihtiyattan ayrılmayın ama bokunu da çıkarmayın.

    9. kararsızlık

    alın size top 3 kaza sebebi. bilhassa ışıklarda sarıya yakalananlar. kardeş ya dur ya da geç. hızlanıp hızlanıp bir anda frene asınılmaz. ya önceden yavaşla ya da geç ama bir karar ver. ayak üstü elli karar değiştirirsen kazaya davetiye çıkarırsın.

    şimdilik aklıma gelen bunlar. daha da editlerim.

  • 6 ekim 2016 türkiye ukrayna maçı

    şu emre mordan topu tekte alırım diyerek kayan, ukraynalı futbolcu kim? emre topu bir sola çekti, herifçioğlu o kaymanın şiddetiyle kameranın kadrajından çıktı, bizim eve geldi. oturduk çay, sigara muhabbet ediyoruz.