bodom golu canavari2
profili

  • kızılcık şerbeti (dizi)

    bu akşamdan çok güzel anektodlar var aslında:

    - pembe hanım anadolu'da görülen en yaygın tür olan toksik kaynana profilini her hareketiyle zirveye çıkarıyor. mustafa ve nilayi ayri, fatih ve doğayı ayri, nursemayi ve umutla olan evliliğini ayri zehirliyor.

    - apo, en son babalar duyar ve hiçbir şeyi anlayamayan saf babayı iyi götürüyor. alev hanımı da koydu bir kenara, aptal aptal işe gidip geliyor. koca şirketi nasıl yönetiyor, hayret.

    - fatih oç god mode açtı yine, kapatıp kapatıp tekrar açıyor.

    - kıvılcım omerden ertugrula yumuşak geçiş yapiyor ya, dunya yansa dönüp bakmıyor. misal, torun torun diye yanıp tutuşuyordu, sesi soluğu çıkmıyor hiç. doganin götünde ayı bağırıyor ama annesinin umrunda değil.

    -alev baktı yaşlı kurttan hayır yok, genc televizyoncuya yapıştı gidiyor.

    -hele hele ertugrul. 2 günde 1 nursemadan hat alıp duruyordu. baktı bu evli, hemen rabbim ona bi koç indirdi kıvılcım adında. hat gitti hattat gitti. boşa çıkan kıvılcımı yavaş yavaş işliyor hacı. kıvılcımla bundan korkulur yeminle.

    -doga aynı bok doğa yine. altına sıçıp da ben yapmadım diyen çocuklar gibi. hata üstüne hata, aslında yüzde yüz haklı olup da haksız duruma kendini düşürenlerin yeryüzündeki temsilcisi gibi.

    velhasilkelam hayırlı sabahlar aşağı, hayırlı akşamlar yukarı. ertuğrul'un kızına kısıtlama koyması, sönmez annenin gizli muhafazakar ruhundan gelen tespitler de var. veya ne bileyim mustafa ve nilayin sünnet sancıları, avukatın ufacık bir konuda sirtindan hancerlenmis gibi davranıp ortamı terk etmesi filan.

    son olarak ömer "öl de ölelim"in tersi "öl diyelim, sen bir kenarda ölüver" olabilir. birdiniz, iki oldunuz, ortalığı bok götürecek belli oldu.

    eyyorlamam bu kadar

    :*

    ha bu arada, umut'a özellikle girmiyorum. psikolojime oynuyor fakir pc. allahın cimrisi, ağzına sokacam tekmeyi şerefsizin. darlandim bak.

    özet: kaygısızlar'dan bu yana, mizah bile evrim gecirdi. artik mizahın da realitesini seviyoruz.

  • beşiktaş'ın fikstüründeki adaletsizlik

    ya arkadas... kizmayayim yazmayayim diyorum da, neyse.

    kac yildir sampiyonlar ligine gidiyoruz, yeri geliyor 6 gunde 3 maca cikip 4 yedigimiz icin bulbulun sahinin maskarasi oluyoruz ama bir sefer de gelip surda soyle baslik acmadik arkadas ya.

    onca takim mac yapiyor, adam lider basaksehir'in oynadigi maclari degil de galatasaray'i yaziyor.

    bak ben sana yakin gecmisten bir adaletsizlik ornegi vereyim de, neyin ne oldugunu daha iyi irdeleyelim:

    17 subat 2008 pazar gunu oynanmasi gereken galatasaray konyaspor maci konya'daki yogun kar yagisi sebebiyle oynanamamisti. federasyon 21 subat 2008 tarihinde galatasaray'in leverkusen deplasmaninda uefa kupasi macina cikacagini bildigi halde bu maci ertelemedi ve galatasaray ertesi gunu yani 18 subat pazartesi gunu konya'da konya'yi 1-0 yendi, o boktan zeminde ugur ucar iflah olamaz sekilde sakatlanmisti. takim yogun kar yagisindan oturu istanbul'a ertesi gun donup 24 saat dolmadan almanya'ya ucmak zorunda kalmisti. 3 gun sonra ise yani 21 subat'ta da leverkusen deplasmanina yorgun argin giden takim 5 yiyerek avrupa'dan elenmisti.

    benfica macini izlediysen gordun. tas gibi takimsin, sampiyonlar liginde oynuyorsun. yeri geldiginde 6 gun icinde 3 mac yapmak zorunda kalacaksin. daha ilk macini oynamisken yok oyle adaletsizlik boyle haksizlik dersen sezon bitmez guzelim.

    bu lig hep boyledir, onde giderken arkandakinin yetisecegi korkusuyla devam edersen sonunda dusersin. sen gecen senenin sampiyonusun, buyuk dusunmek zorundasin.