Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 16 eylül 2023 galatasaray samsunspor maçı

    maçın yıldızı şu ana kadar ne 2 gol atan kerem ne de 2 asist yapan mertens.

    maçın yıldızı kerem demirbay. inanılmaz bir top oynuyor. tam bir maestro. uzun paslar, kısa paslar, ara paslar efsane. ikili mücadelede yıkılmıyor. pas arası yapıyor alıyor veriyor, üstüne bir de gelip defansta top kesiyor.

    “ topu kesmeden içinden ne çıkar bilemem kardeşşşş “ :d

  • 2. konser kaydı orijinalinden daha iyi olan şarkılar

    pink floyd - echoes (live at pompeii)
    linkini de bırakalım live at pompeii

  • 3. kpss %50 mülakat %50

    kpss çalışmak bir ömür sürerrrrrrr
    mülakat bir dakikaaaa

  • 4. filenin sultanları kafirdir

    bir gök tengici olarak bunlara değil, bunlara rağmen hala müslüman olan türklere kızıyorum.

  • 5. 15 eylül 2023 özgür özel'in yarattığı heyecan

    sizde de ne heyecan ne umut varmış. bu ülkede kayda değer bir iyileşmeyi görmeye bizim ömrümüz yetmez. o geldi, bu gitti ile olacak şeyler değil. çoook uzun zaman lazım. bizden geçti. geçmiş olsun.

  • 6. ab ile gerekirse yolları ayırabiliriz

    avrupa ile ne zaman yolumuz kesişti ki? medeniyet orada, yeşil kuşak burada.

    siyasal islamcı bir orta doğu ülkesinin cumhurbaşkanına ait söz.

  • 7. fetullahçıların ortak özelliği

    niye yazmıyorsunuz “hepsinin akpli olmasını”

    baş fethullahçı da başta duruyor hala. kendisi epeyce göttür.

  • 8. mimar ve mühendislerin boşuna mı okuduk eylemi

    aranızdan birisi olarak söylüyorum, hele ki türkiye'de çalışacaksanız, cevabı evet olan sorudur. kimse bu bölümleri bitirince (düzgün) iş sahibi olacağınızı vaat etmedi. hepimiz zamanında o tuzağa düştük, daha çok iş imkanı olan bölümlere sırf puanları düşük olduğu için burun kıvırdık, ailemizin durumunu tartmadık. üniversitede sadece dersleri geçmeye çalıştık, bölümle ilgili kendimize yatırım yapmadık, sosyalleşmedik, yapmamız gereken çevreyi olusturamadik. tamam ülkemiz rerörerö ama genel konuşacak olursak biz de her şeyi doğru yapmadığımızı kabul edelim.

  • 9. mauro icardi

    böyle bir şeye kafa atan en son ibo vardı.

  • 10. apple'dan samsung'a geçmek

    yaklaşık 12 senelik apple serüvenimi iphone 12'den samsung s23'e geçerek sonlandırmış bulunmaktayım arkadaşlar. yaklaşık 10 günlük kullanım sonucunda 1gr dahi pişmanlık hissi oluşmadı.

    12 sene önce android telefonlar ile apple arasında inanılmaz fark vardı ancak günümüzde pek de bu farkın kalmadığını söyleyebilirim. android yazılımı da bu süreçte tıpkı ios'a benzemiş stabil bir hal almış. kullandığım s23 bataryası ve 120hz ekran resmen yağ gibi akıyor apple telefonlara bu iki konuda samsung fark atmış resmen. 120hz olayı geeeksiz ve abartılıyor sanıyordum kullanmadan önce ama gerçekten muhteşem bir olay. iphone 12 de 1 gün gitmeyen batarya s23'de 1,5 gün gidiyor. samsung switch uygulaması ile tüm mesajlar notlar whatsapp konuşmaları ios'tan androide kolaylıkla aktarılıyor. ülkemizde malum fiyatlara apple almak resmen enayilik arkadaşlar s23'e şans verin ne demek istediğimi anlayacaksınız. ilerde kasar mı şişer mi zaman gösterecek ama yedeklerden ötürü şuan telefonu 89 uygulama 7000 fotoğraf ve 300 video yüklü haliyle kullanıyor ve yorum yapıyorum.

    kamera konusunda iphone 12 yi bırak 13'ü ezip geçiyor. iş arkadaşımdaki iphone 13 ile mukayese ettik kendisi bile inanamadı. kamerasının iphone 14 ile denk olduğunu düşünüyorum.

    hah beğenmediğim yönü var mı var elbet. bunların başında ahize hoparlörü gelir. apple gerçekten bu konuda rakipsiz. face id, touch id de apple'da kesinlikle daha iyiydi. ancak aradaki fiyat farkını tolere edecek özellikler deği. iphone 14 128gb 45000tl'ye satılıyorken s23 256gb 28000 tl'yi satılyor. keriz olmayın arkadaşlar arada 17.000 lira fark var. bu arada iki ürün yurtdışında hemen hemen aynı fiyatlara satılıyor. bu aradaki fiyat farkı bizim ülkemize özgü ne yazık ki. marka fanatiği olmaya gerek yok arkadaşlar para kolay kazanılmıyor. söyleyeceklerim bu kadar.

  • 11. a milli takım'da 4. fatih terim dönemi

    en son kovulmasından bu yana ne değişti acaba? kursa falan mı gitti? ya da rakipler mi zayıfladı?

    sürekli aynı şeyleri yapıp farklı sonuç bekleyen ülkeye türkiye denir.

  • 12. istanbul elazığ uçağındaki sığır

    ülkedeki tüm havayollarında kara liste uygulaması olmalı ve böyle kural dışı davranan yolculara yaptırım uygulanmalı. öyle göstermelik değil; 6 ay, 1 sene, 5 sene ve ömür boyu tüm havayollarından men. hatta 6 ay bile olmasın, direkt 1 sene. sonuçta ülke vatandaşı çok sık uçmuyor. bir de bunu tüm havayolları uygulamalı aksi halde daldan dala atlar bu davarlar pardon kural dışı yolcular.

  • 13. hayatımızdan yavaş yavaş çıkan şeyler

    umut
    yaşama hevesi
    neşe

  • 14. kel erkeklerin asla yakışıklı olmaması

    bir erkek eğer kel haliyle yakışıklıysa o erkeğin hasıdır hammadesidir.

    kırbaç gibi saçla herkes güzel olur aq götü kesen varsa kafayı kazıtsın kimin kafa yumurta kimin kafa mikasa görelim.

  • 15. generalin oğlunun şüpheli ölümü

    fatih altaylı'nın youtube'a geçmesiyle ülkeye nasıl bir iyilik yaptığını bugün aldığı konuğuyla tekrar görmüş olduk. insanın içine dokunan, kan donduran bir yozlaşmayı ayan beyan gösteren bir yayın oldu. pek işlerin düzeleceğine dair umut olmasa da bu tarz durumların gündemde tutulmasıyla arada sırada da olsa adalet tecelli ediyor. bu yazıyı da konuyla alakalı internet trafiğinin artması için yazıyorum. umarım sarf edilen çabalar ziyan olmaz.

  • 16. hakim ziyech

    ıcardi'ye yanaşıp "sen mi dokundun lan a*cık niye bu müzik çalıyor?" derken ki gevrek gevrek gülmesiyle beni yarmış oyuncu.

  • 17. valilik yasakları kabul edilemez

    bu yeni lider iyi muhalefet yapıyor. her yerde hakkımızı savunuyor. bu şekilde muhalefet yapmaya devam ederse bir dahaki seçimde kendisine oy verebilirim.

  • 18. kolpaçino 4'ün kadrosu

    sonunda mermiye gerçekten kafa atan birini bulmuşlar.

  • 19. sevgiliyle yapılması hayal edilenler

    tatlı bulduğumuz fotoğrafları canlandırıp çekmek
    bu ilki olabilir.
    görsel

  • 20. atatürk'ün batı merkezli bir dönüşüm yapma nedeni

    osmanlılarda batılılaşma hareketi ta 1700'lerde başlamıştır ama hep yarım yamalak ve eksik yapılmıştır. 1800'lerde batılılaşma hareketi iyice ivme kazanmıştır. atatürk de askeri okuldayken bu alanda eğitim almıştır. aynı dönemde rusya, japonya, iran, hindistan gibi ülkelerde de batılılaşma hareketi vardı. olay sadece türkiye'yle de sınırlı değildi.

    batılılaşma hareketini ilk kez atatürk başlatmadı ama bunu halka getiren atatürk'tü. osmanlıların anladığı batılılaşma saray ve çevresinde kalan, orduyu ve subayları saymazsak sadece 3-4 büyük şehirde etkileri görülen bir batılılaşma hareketiydi ve osmanlı vatandaşlarının büyük bir kısmına zerre etkisi yoktu. padişah ve etrafındakiler istanbul'da operaya giderken müzikal izlerken halkın %99'unun bunların varlığından haberi bile yoktu. atatürk bunu tüm ülkeye ve tüm seviyelere yayarak daha kalıcı olmasına çalıştı ama maalesef ömrü yetmedi.

  • 21. evlilik öncesi başkasından hamile olan kadın

    yargıtayın olayı doğru bulduğu falan yok. tık almak için çarpıtılarak yazılmış bir haber var ortada.

    yargıtay anladığım kadarıyla olayda evliliğin iptalini kabul edip iptal edilen evlilikte de boşanmaya karar verilemeyeceğinden boşanma davasını reddetmiş.

    evliliğin iptali ve boşanma davası aynı şey değil. hukuk okur yazarlığı olmayan bir ülkede de tık almak için böyle haberler yapılması ne yazık ki artık olağan.

  • 22. sakalı ustura ile dipten kesmek haramdır

    çıplak ten görünce dayanamıyorum diyemiyor da.

  • 23. çok zeki birinin kimsin sorusuna vereceği cevap

    iyi okumanızı tavsiye ederim.
    bu bir iletişim stratejisidir.
    bu soru tanımadığınız birisinden gelir ve özellikle telefon konuşmasında sorulur.
    fakat farklı mekanlarda olabilir ve aşağıdakilerin aynısı geçerlidir.
    sahte bir isimle karşılık verin. satranç gibi hamle yaptığınızı düşünün.
    ikinci soru işinizle ilgili olabilir buna da sahte bir işle cevap verin.
    ikinci en kötü üçüncü cümle şahsın sizi neden sorduğuna gelecektir.
    gelecek cevaba göre bilgi alıp sonra konuyla ilgili dönüş yapılacağını belirtip konuşmayı sonlandırın. konuşmanın bu sürecinde sadece dinleyin ve hiç bir tepki vermeyin.
    konuşma bittikten sonra 10 sn ila 1 dk arasında algınızı değiştirip başka bir şeyle ilgilenin, mekan aynı ise mekanı hemen değiştirin. sonra konuşmayı hatırlayıp size gerçekten lazım mı bu bilgiler düşünün. vereceğiniz cevaba göre dönüş yapın ya da yapmayın.

    ek 1: bu iletişim sürecinde adres bilgileriniz istenirse sahte adres vermeniz gerektiğini anlamışsınızdır fakat burada ufak bir nokta var. bildiğiniz ve kolaylıkla oradan da istihbarat bilgisi alabileceğiniz (yani .... gibi birisi beni burada sordumu vb.) bir adres verin.

    ek 2: kanuni bir durum anlatıldıysa e-devletten tebligatlarınıza bakacağınızı buna göre dönüş yapacağınızı belirtin.

    daha fazla detayları kendi mantığınızla doldurun. ilk 1 dk bu tarz konuşmalarda önemlidir.

  • 24. trekking ücretlerinin kimseyi çıldırtmıyor olması

    trekking için para ödeyen yolunacak kazların ağladığı başlık.
    alırsın birkaç arkadaşını, yaparsın trekking'ini. doğa yürüyüşüne para verecek kadar sazansanız ağlamayın zaten.
    "rehber önemli" diyorsan da trekking için tasarlanmış offline harita uygulamalarından haberin yoktur. teknoloji çağında trekking için rehber arıyorsan sonuç yine aynı; yolunacak kazsın.
    hadi, trekking yapmayı seven arkadaşın yok diyelim... onlarca facebook grubu var trekking buluşması yapan... girip kafa dengi bir grup bulursun, toplanırsınız.
    insan desteği olmadan oluşan doğal ortamda, doğduğunuz günden beri sizinle olan ayaklarınızla yürümek için para ödüyorsanız zaten sizin kafanızı sikeyim ben.
    saf mısınız oğlum siz? alık mısınız?

    özelden uygulama adı soran çok olmuş. wikiloc ve green tracks'i deneyebilirsiniz.

  • 25. masterchef türkiye 2023 all-star

    adam dilini yemeğe değdirip yapan aşçının götündeki basura kadar sayabilecek gibi bir tip. bizim obez turizm otelci somer ve yabancı damat daniloya benzemiyor tabi

  • 26. 16 eylül 2023 vestel rezaleti

    2022 kasım ayında aldığımız vestel nf521 kodlu buzdolabı, aldığımız günden beri soğutma ile ilgili sorun çıkarıyor. ayarlar servisin belirttiği ayarda olmasına rağmen ya çok soğutuyor normal bölümdeki sebze ve meyveler buzlanıyor, ya da yeterli soğutamıyor sebzeler, meyveler, surahiler sudan çıkmış gibi sırılsıklam oluyor. haliyle içerisindeki her şey iki günde bozuluyor. haziran ayı gibi artık dolabı kullanamaz olduk. nitekim haziran ayının 21 inde tüm aile sofrada oturuyoruz öğle vakti. dolap konusu açıldı. kayinvalide, al bu dolabı ne yapıyorlarsa yapsınlar artık diye söyleniyor. kayınbabam daha masadan kalkmadan telefonu aldı eline. arayın kızım su musteri hizmetlerini dedi. eşim numarayi cevirdi verdi telefonu. çok kızgın... öfkeli... derdidi anlatıyor. musteri temsilcisi, yaz ayarı şöyle yapın, böyle yapin, fişi cikarin. bir kac saat oyle kalsın filan diyor. kayinbabam bizmi ugrasacagiz bunlarla gelin sorun neyse halledin dedi. dedi şak telefonu kapattı. kapatti ama hala söyleniyor. çok kızdı anlayacağınız. ben ilkdefa böyle gordum açıkçası. neyse biz tekrar aradık çağrı merkezini kayıt oluşturduk.
    bu arada kayinbabam ve kayinvalide akşamına yaylaya gidecekler. alinacak bir kaç eşya var çarşıdan. babam, alacakları alayım, hem bir kaç ahbabımı görürüm kafam dağılır dedi çıktı evden(evet babam ahbap derdi).
    saat 4 gibi ben işteyken telefonum çaldı, baldız arıyor. abi babam rahatsızlanmış hastaneye götürmüşler. tamam hemen geliyorum dedim, eşim aradı ayni şekilde. ama sesleri cok kötü gelmiyor. bunlarda normal şekilde konuşunca, önemli bir şey değil diye geldi açıkçası. bir migde ağrısı vardı subat ayi gibi acile gitmiştik o geldi aklıma. onun dışında, gayet sağlıklı, günlük yürüyüşünü yapar, bağ bahçe isleriyle uğraşır. hiç bir sağlık sorunu yoktu.hatta koronaya yakalandik. hepimiz yatak döşek yatarken, kendisi normal sporuna devam etti.

    ben baldızla konustuktan sonra hemen sonra hastaneye geçtim tabi. daha kimse gelmemiş hastaneye. girdim içeri babam rahatsızlanmış, hastaneye getirmişler dedim. isim, soy isim, neyisiniz filab derken geçtik içeri. ondan oraya koridorlarda ilerliyoruz. korktuğum yerlere gidiyoruz.... bir odanin önünde durduk.. baldız, eşim, kayinvalide geldiler.on dk. sonra bir doktor çıktı ve kalbi durmuş, ugraşıyoruz dedi. biz şok olduk tabi ondan sonrası feryat figan. 10 dk geçti, 20 dk. geçti yok yok yok. arada çıkıp bilgilendirme yapıyorlar. sonra kalp çalıştı ama vücut oksijensiz kaldığı için kurtulması çok zor dediler. o an kabullenmek istemiyor insan tabi, lan kalp atıyorsa yaşıyor demektir iste diyorsun. daha ne zoru olacak. öyle değilmiş işte o iş... saat 8 civarı da malesef aramızdan ayrıldı. çok zor sözlük, çok zor. öğlen beraber yemek yedigin adamın meğerse o evdeki son yemeğiymiş. ( bu kısmı sonradan editleme sebebim, bir kaç yorum yapılmış. inanmayan olmuş, babası ölmüş dolap derdine düşmüş vb. beni üzdü açıkçası. ben de alelade yazdığım icin derdimi tam anlatamamışım. isteyen, yada inanmayan olursa da canları sağolsun, mail adresini yazarsa ölüm belgesi dahil olmak üzere hepsini gönderebilirim)

    tabi cenaze evi olduk artık, akşamına sandalyeler kuruldu, sabah defnettik eve geldik taziyeye gelenler oluyor, dualar ediliyor, yemekler yeniyor, vb. cebaze işleri. ev de haliyle çok kalabalık. ve dolabı da kullanmamız gerekiyor.

    cenazenin dördüncü günü servisten aradılar. bizde şu an cenazemiz var ama gelin dedik. sonuç ta dolap lazim. anlattık derdimizi , adam belli anlamıyor işten bu normal, arada kontrol etmeniz gerekiyor. sulanırsa derecesini düşürün, buzlanirsa yükseltip kullanın diyor. bizde zaten sıkıntımız var tamam dedik gönderdik. doğal olarak çözüm olmadı...

    cenaze işleri filan bitti, ikinci kez arıza kaydı oluşturduk. gelen ekip çok önemli bir buluşla geldi. ellerinde bir cihaz takip baktılar ve sorun yok dediler. derece cok soğuğa ayarlamış dedi ve önceki servisin ayarladıgı dereceyi arttırdı( 4 ten 7 ye cekti) ona da tamam dedik. elimizdeki videoyu, fotoğrafları gösterdik. nafile. sonuç aynı.

    tekrar kayıt açtık tabi. hem musteri hizmetlerinden, hem whatsapp üzerinden konuşmalarımız devam etti. son kayıtta ekip geldi yine program filan atacağız dediler, dedik olur. eleman aldı sazı eline vurdu tellere. yaklaşık bir saat uğraştı didindi ve bizi daha da şaşkına çevirecek bir sonuca ulaştı. cihaz komple gitti. yani yarım yamalak çalışan dolap hiç çalışmaz oldu...

    biz yine aradık. bize en azından onarım olana kadar ikame bir dolap verin, 45 derece sıcakta dolap olmadan yiyecek içeceğimiz muhafaza edelim dedik. tabi efenim dediler. tabi efenim ama ha bugün ha yarın ne dolap geldi ne sorun giderildi. aradan on gün gecti yeni kart geldi dediler. geldiler değiştirdiler, hayırlı oslun dediler. sonra ne mi oldu?
    aynı sorun devam ediyor.

    bütün bunlar yaşanırken, biz gayet medeni bir şekilde uslubumuzu bozmadan hakkımızı aramak istedik. ama gelinen noktada artık iki ay geçti ve iki aydır buz dolabımız yok. yine kayıt oluşturduk artık onarım talep etmediğimiz ilettik. bir haftaya gelip incelenecegini ilettiler.

    aradan bir ay geçti.bunlar bizi aradılar, dediler ki bir cihaz koyacağız(cihazın adı testo) iki gün boyunca ölçüm yapacak sonra cihazı alacağız. ölçüm sonucuna göre değerlendirilecek. cihazı dolabın içine bıraktılar. üç gün sonra geldiler aldılar. aradan bir kaç gün geçtikten sonra beni aradılar. efenim cihazı koyduklarında dolap boşmuş, sonuçta sorun görünmüyor, bir de dolap doluyken deneyecgeiz dediler. hasbinallah...e niye boş acaba dolap. biz kullanmadığımız için olabilir mi dedim. ve gelen eleman bilmiyor mu dolap boşsa dogru ölçüm yapmayacağını. neyse içerisine birseyler koyun gelip cihazı tekrar bırakacağız dediler. gelin amk dedim

    bunların dolabı değiştirmeye niyeti yok, ha bire bahane uyduruyup iade almama derdindeler anladım artık. iş artık arıza, tamir muhabbetinden çıktı. bildiğin enayi muamelesi yapıyorlar. aklıma bir fikir geldi. bakalım testo cihazı ölçümü dogru yapmaz ise nasıl ilerleyecek deneyeyim dedim.cihaz doğru ve tutarlı ölçüm yapmasın diye iki gün boyunca dolabın ayarını bir yükseltiyorum 8 dereceye, bir düşünüyorum 1 dereceye, cihazı bir kabın içine koyuyorum o şekilde bir kaç saat bekliyor, sonra bir bezle sarıyorum, hatta yavaş yavaş ısınsın diye kat kat bir kutuya koyuyorum dolabın içerisinde. ara ara yerini değiştiriyorum dolabın icerisinde. hatta iki üç saat dolabın fişini çekiyorum vs. amacım doğru ve tutarlı ölçüm yapmasın. iki gün boyunca böyle yaptım.
    neyse iki gün sonra gelip aldılar cihazı. biz haber bekliyoruz... ben eminim cihazın doğru ölçüm yapamadığından

    ve bugün telefonum çaldı. manisa vestel çözüm merkezinden aranıyorum. vıdı vıdı vıdı vıdı. dolabınızda sorun yok ölçümler gayet sağlıklı. neee! sağlıklı mı?
    kafayı yememek elde değil. dedim o dolabı arabanın arkasına bağlayıp sürüye sürüye servisin önüne bırakıp kameraya alırım dedim. o hooo sallayan kim ki. şu an dolap bizde ve yapılacak iki şey kaldı. ya tüketici hakem heyetine basvurmak, ya da dolabı sürükleye sürükleye servisin önüne atmak.

    şimdi dostlar. kutsal bilgi kaynağının her türlü fikir ve desteğine açığım. derdimi dert edinip yol göstereceklerin önerilerini beklerim. bu kepazeliği duyurabilmek adına desteklerinizi rica ederim.

    edit: bir çok kişiden mesaj aldım. anlaşılmayan ve yanlış anlaşılan yerler icin ekleme yaptım. herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. sorunu yaşayan çok kişi varmış.biz deprem bölgesinde ne şartlarda yaşam mücadelesi veriyoruz kimsenin haberi yok. harabe olmuş bir şehirde ayakta durmaya çalışıyoruz ve bir kişi eksik. evet eşimin babası müsteri hizmetlerini aradigi 21 haziran günü kalp krizi geçirip vefat etti. ona bağlamak istemiyorum ama onu ilk defa bu kadar öfkeli gördük. kızdı, sinirlendi. ben de baba sıkma canını hallederler, garantisi var dedim. sorun belli çözümü basittir. nedir buzdolabı dediğin sıkma canını yenisini alırız dedim.

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

  • 27. istanbul'da camide votka içen embesil

    ne salak insanlarsınız ya, toplanmış hedef göstermişsiniz adamı, hem de ne için?

    ateist yazamayan ‘agnostik atayizler’ birleşip; kınıyorum, nefret objesi bilmem ne yazmış. ulan neyi kınıyorsun? adalet bakanı tivit atmış. gerçekten sürreal ya… kemiksiz; günde üç dört cinayet, gasp, işkence, yolsuzluk haberi okuyoruz. ne adalet bakanından ne sizden ses yok!
    biri de dinimize ne zarar verdi demiş, madem öyle niye tepeden gelmiş paket etme haberlerine 31 çekiyorsunuz?
    troller hariç yine aynı yere saf oldunuz ya.
    camide içki içildi yalanı atılınca durduğunuz yerle şimdiki yeri kıyaslayın bakalım. kıyas yapacak aklınız olsa sürekli hıyarım var diyene tuz alıp koşmazsınız gerçi. içinizde bu yalan değil diyenler olacak. gerçekliği ne yaptı lan size, nasıl bir hasar verdi?

    ne olabilir ya şu olunca, nolur da bu kadar celalleniyorsunuz? saygı saygı diye kafa sikiyorsunuz. sizin istediğiniz saygı hepimizin inançlarınıza göre yaşamasıyla ancak sağlanabilir bir şey; hatta ölmemizi istiyorsunuz.
    her şeyiniz yalan, her hassasiyetiniz trendlere göre belirleniyor. inanılmaz bir şey! evet belki provokasyon ama üstünüzde işe yatıyor işte.

    mide bulandırıcı, çünkü ne asker, ne polis ne de dikta sizin kadar diktatör değil.
    biri de 16 yaşında atatürk heykelini boyayan çocuk neyse bu da o demiş.
    ulan bir çocuğun heykel boyaması gerçekten atatürk’e ve sizin zihninizdeki imgesine ne gibi bir zarar verir? ne olmuş yani heykel boyanmışsa, bu tantana niye?
    içiniz kof, safi mitlere tutunuyorsunuz.

    aklınızı yitirmişsiniz iyice. akıl vererek yapılanlara da hak veriyorsunuz. dertsiz başına dert almışmış. işte sizin bu orta sınıf yarraklığınız yüzünden onlar her seferinde el yükseltiyor. karşı duruşunuz yok, olanı da iktidarın zulmü seviyesine çekiyorsunuz.
    sizin bir haltı belirleyebilme gücünüz yok, ancak akışa kapılırsınız. halk değilsiniz, ‘atalarınız’ size boşuna ‘sürü’ dememiş.

  • 28. majör depresyon yaşayanlara verilecek tavsiyeler

    geçenlerde bir video gördüm. adam diyor ki 'depresyon yoktur. zihnin sessizleşememesine depresyon diyorsunuz.'
    tamam işte amca, o dediğin şeye isim vermişiz biz. her seferinde zihnin sessizleşememesi mi diyelim amk.
    elma yoktur, kırmızı meyveye elma diyorsunuz. :(

    insanlık geliştikçe yeni duygu ve davranış türevleri ortaya çıkacak ve biz de bunlara isim vermeye devam edeceğiz. yauu 50 yıl önce nomophobia mı vardı sanki, bunlar uydurma demek gibi bir şey. az bilen çok bilmeye devam ediyor.

    sağda solda ben asla depresyona girmem çünkü inanmıyorum diyen insanlar da var. hayırdır kardeş son nefesini mi verdin? allah'tan malumat mı aldın? herif sabah akşam spor yapmakla kafayı bozmuş, ben depresyona girmem diyor. vücudunla kafayı bozmuşsun aloo. negatif duygulara geçit vermemek için kıçını yırtıyorsun, hala sağlıklı olduğunu iddia ediyorsun.

    majör depresyon, organik temelleri olan bir durumdur. ucundan kıyısından nörobilimin n'si ile ilgili mürekkep yalayan utanır zaten psikiyatri hakkında konuşmaya. psikiyatri, spiritüel manadaki ruhla ilgili gel-gitleri inceleyen bir branş değildir. beynin ak madde olarak bilinen komünikasyon liflerinin haberleşme ağında ortaya çıkan sapmalar sonucu oluşan durumları inceler. konunun uzmanları bunu size basitleştirerek anlatıyor diye, o kadar da basit değil amk.

  • 29. 2023 singapur gp

    sığır futbol izleyicisinin maalesef formula 1'e de sıçradığını gördüğümüz yarış. yorumlara bak leş kokan futbol başlıkları gibi.

  • 30. kızılcık şerbeti (dizi)

    doğa yeni sezonda "herkes bir gün fatihzede olacak" dedi.

    bu aslında dizinin biraz da özeti. muhafazakar ailenin içinde sırf erkek olduğu için, 'veliaht' olduğu için el bebek gül bebek büyüyen ve her ne isterse yapacağı, her ne isterse alacağı yönünde yetiştirilmiş erkek olmuş ama adam olamamış bir kişinin hatalarını ve sonuçlarını izliyoruz.

    sevgilisiyle korunarak sevişmemiş, evlenince eşiyle tartışıp kendini başka kollara atan, öfkesini kontrol edemeyen, ağzına gelen her lafı söyleyen dürtü kontrol sorunu olan bir kişi. bu durum 8-10 yaşında olsa hadi neyse ama 30 yaşında adam yapınca maalesef bedelini toplum ödüyor.

    keşke bunlar sadece dizilerde kalsa ama bu adamın aynısından maalesef her ailede bulabilirsiniz. ayrıca bu insanlar hatalarını kabullenip ders çıkarmak yerine hep bir suçlu arar ve hemen yeni bir kurban bulurlar.

    umarım kimse böyle kişilere denk gelmez.

  • 31. bisikletliyi zevk için ezen psikopatlar

    aynısını beyaz sürücü zenci bir bisikletliye yapsaydı yer yerinden oynardı. abd’deki zenci ağlaklığından bıktım artık.

  • 32. airfryer modasının geçmesi

    çamaşır makinesi de harika bir icat ama her gün konuşmuyoruz. öyle düşün.

  • 33. 1 kişi öldü 2 kişi hayatını kaybetti

    1 kişinin fakir 2 kişinin zengin olduğunu öğrendiğimiz ifade.

    fakirler ölür, zenginler hayatını kaybeder. daha öğrenemediniz mi?

  • 34. 16 eylül 2023 türkiye porto riko voleybol maçı

    orospu çocuğu cev'in sayesinde düzenlenen saçmalık.

    koskoca avrupa şampiyonunun ve dünya 1 numarasının olimpiyatlara gitmek için eleme oynamasının mantığı nedir? o şampiyonanın hiç mi forsu yok ne halta yararsınız siz? maçların birinde bir talihsizlik sakatlık vs olsa avrupa kıtasının en iyi takımı olimpiyat oyunlarına katılamayacak böyle saçma iş mi olur?

    avrupa şampiyonasında sıçıp batıran takım elemelerde düzgün performans gösterirse olimpiyat madalyasına gidebilir, avrupanın şampiyonu elemelerde hata yaparsa gidemez. o zaman niye kazandım ben bu kupayı? niye götümü yırttım ben size vargası zehrayı izlettim yorgunluktan perişan oldu takım? gönderirim u21 oyuncularımı gırgır şamata takılıp asıl hedef olan olimpiyata as takımla yüklenirim. sikeyim sizin avrupa kupanızı.

  • 35. ex hatunun başka ilişki sonrası dönmek istemesi

    senden iyisini buldu sanarken, veya seni unutmak için atladigi iliski beklediği gibi cikmayan kaltağın işidir.

    yüz vermeyip çok geniş olan kaltaklar çöplüğüne atilmalidir. ama bunu yapacak erkek sayisi çok sinirli. sünepe gibi atlarsiniz hemen.

    edit: ben yaşananları cıplak gerçekliğiyle söylüyorum bu durumu yaşayan milyonlarca erkek var. bizzat ben ara dönemde yardımcı oyuncu olarak çok ter döktüm :) 'ara vermek' ve ayrılmak olayı kadınların işidir yüzde 90. andersen'den masallar dinlemek isteyenler alttaki abisini dinleyip pasif olarak seninle ilişkideyken başkalarindan seken topları kabul edebilir.

  • 36. yılmaz güney

    sağ-sol tartışmasına girip milliyetçiliğe sövenler olmuş. türkiye'de feminizm kelimesine literatüre sokan ve kadın-erkek eşitliğini yazan gökalp, milliyetçiydi. mecelle'den sonra, kadın hakları konusunda en önemli kazanımları sağlayan türk kanunu medenisi'ni yapan isim, bozkurt, milliyetçiydi. mecliste kadına seçme ve seçilme hakkı verilme tartışmalarında "türk kadını türk milletinin hiç değilse yarısıdır" diyen ve tartışmalar sürerken "kadına hak vermediniz, bari alkışlamayın" diyen peker, milliyetçiydi... görsel

    güney'i savunanlar arasında kadınlar da var. bu kadınlar gazi'den haklarını dövüşe dövüşe aldıklarını iddia ediyorlar. daha bir katile ses edemeyenler, az evvel şeyh sait'i asan gazi'den hak almışlar... :) çapsızlığı görüyor musunuz? aynı kadınlar, seçim sürecinde hdp'den değil, yalnızca hüdapar'dan tetiklendiler. pkk'nın (hdp'nin) otobüs durağında bomba patlatarak insan öldürmesiyle, hizbullah'ın (hüdapar'ın) işkence ile insan öldürmesi arasında fark gördüler ve ilkini yeğlediler. ikisine de karşıyız diyemediler çünkü zekaları ikisine de karşı olmaları gerektiğine yetmedi.

    şehirli, seküler (geçinen), eğitimli (zannedilen) kadınları kurtarmalıyız. onlara rağmen kurtarmalıyız; cumhuriyet bize bu vazifeyi veriyor. kurtarmalıyız, çünkü memlekete bir gün şeriat gelecekse bunu anadolulu, köylü kadınlar yapmayacak. bu bahsettiğim kadın grubu yapacak. bilgi/boğaziçi üniversitesinin tedrisatından geçen, hdpli, phd'li kadın grubu... memleketi bunlardan korumalıyız.

    bildiği tüm kelimeleri (sağcı, militarist, homofobik, cinsiyetçi, devletçi, ırkçı) yazıp da "ben türk'e düşmanım, yangınım bundan" diyemeyenlerden de memleketi korumalıyız. memlekette kadınlara haklarını, bunların sağcı diye küçümsedikleri verdi. bugün yılmaz güney barzosunun savunulması bu küçümsemenin ve medeniyetsizliğin ürünüdür ve bizleri şaşırtmıyor.

    t: terör destekçisi, katil.

  • 37. muhammed kerem aktürkoğlu

    ligimizdeki açık ara en verimli, en istikrarlı, en mücadeleci yerli oyuncu.

    gol var, asist var, mücadele var, istikrar var, kart yok, sakatlık yok. öp başına koy.

    kıymetini bilmemiz lazım. her zaman sahada, her zaman katkı veriyor. siz onu asıl daha açık futbol oynayabileceğimiz şl maçlarında görün.

  • 38. icra edilen mesleğin en can sıkıcı özelliği

    yolda görsem yolumu değiştireceğim insanlarla muhattap olmak

  • 39. 2007 yılındaymış gibi yazmak

    20 lira borç verebilir misin diğer ay 10 10 öderim

  • 40. romanı betimlemeye boğmak

    türk edebiyatında bu işin piri orhan pamuk'tur. herhangi bir romanını açın. mesela yeni hayat olabilir. romandaki karakter bir eve mi girdi. sıçtınız. 10 sayfa evi betimliyor adam. parkeler, yaşlı bir adamın yüzünü andırıyordu, duvardaki saatten çıkan ses ihtiyar bir kadının yorgun kalbinin gürültüsünden farksızdı. sehpa üzerindeki boş çay bardakları gelip geçen mutlu günlerin adeta bir yansıması gibiydi… şeklinde. her detayı her nesneyi sayfalarca betimliyor…

  • 41. profesör kabus skandalı

    olayda dikkat çeken bir durum var hemen hemen hepsi zengin aile çocukları. heleki mal varlığını kızınızın üzerine geçirin tavsiyesi zaten olayı açıklar nitelikte. bu manipülasyonlarla çocuklar üzerinden davalar açılıp bu ailelerin mal varlıklarını tek varis olan bu çocuklar üzerinden ele geçirmek gibi bir plan sezdim. sanırım fetonun yine akıllara durgunluk veren finansman sağlamak amacıyla yaptığı oyunlardan biri. adamlar rahat durmuyor yine teşkilatlanma çabalarındalar.

  • 42. wilfried zaha

    "fenerbahçe taraftarının istediği oyuncu alınmaz oğlum malmısınız siz."

    bir fenerbahçeli.

  • 43. farah zeynep abdullah

    babası kerkük türkmeni türk milliyetperveri bir beyefendi ile annesi üsküp türk’ü türk milliyetperveri bir hanımefendi olan, atatürk ilke ve devrimleri ışığında modern eğitim ile öğretim tahsil etmiş bulunan; laik, sosyal, cumhuriyetçi, halkçı ve atatürkçü türk milliyetperveri bir hanımefendidir.

    başta sözlük’te ve sosyal medyada olmak üzere; bir takım eşekperest ensest ilişki mahsulü dağ maymunlarını sinirlerinden eşek çiftesi yemişe döndürmüştür.

    farah zeynep abdullah türk’tür ve kımıl zararlısı asalakları ziyadesiyle ürkütmüştür.

    şimdi, bir türk kızından yeterince gazaba maruz kaldıysanız s*ktir olup gidebilir hatta bütün eşekperestler olarak; “tece bizim dızlak düvey’imize laf söylüyor” diye zılgıtlar çekip 5 milyar trilyon bin yüz on yıllık ezikliğinizle çoğalmaya devam edebilir, hatta mezzo eşekleri gibi çığırıp anırabilirsiniz.

    fakat, mümkünse biraz ötede anırınız, asil türk kulaklarımız çirkin seslerinizden rahatsız oluyorlar...

  • 44. kadın dövene müdahale edilir mi sorunsalı

    kadınların ve a**** koduğumun meriçlerinin bir şeyi anlaması gerekiyor. erkekler tanımadıkları kadınların kişisel koruyucusu değildir. tanımadığımız kadınlar sokakta şiddete uğrayınca gidip müdahale etmek zorunda değiliz. arkamıza saklanan bizden yardım isteyen kadınlar için kavga etmek zorunda değiliz. bunları yapmadığımız zaman da erkekliğimize bir zeval gelmiyor. o uyuşuk ağzınızla anırarak hakaret etmeniz bir şey değiştirmiyor.

    bak istesem buraya çarşaf çarşaf link koyarım, ama sadece aklımda kalan bir haberi paylaşayım. geçen sen güneydoğu'da çocuğun biri sevgilisini satırla kovaladı. kız. koşup masada oturan 5-6 kişilik 50 üzeri dayıların yanına geldi onlara sığındı, masada oturan hiç kimse kalkıp araya girmedi veya kızı korumadi. o dayıların ne erkekliği kaldı ne onuru. edilmedik hakaret kalmadi. çocuk kızı öldürmedi, polis çocuğu aldı, kız mahkeme çıkışında köpek gibi ağlıyordu sevgilimi bırakın diye. ben böyle bir sik kırığı için neden hayatımı riske atayım söyler misiniz?

    seçimler ve sonuçlar. herkes yaptığı seçimin sonucuna katlanır. o erkek ilk defa şiddet uygulamıyor. o erkek ilk defa dışarıda bağırıp kavga etmiyor. bir kadın bunları bile bile o erkekle olmaya devam ediyorsa ağlayıp zirlamayacak, başka erkekten yardım dilenmeyecek. allah'ın kekosuna gönül verirken bana mı sordun bacım? yihaa ben biraz keko seviyorum, erkek dediğin biraz serseri olacak diye gidip it kopukla takılırken iyiydi. az ötede havlayin. sizin gibi sik kırıkları yüzünden gerçekten psikolojik şiddete uğrayan, sürekli rahatsız edilen, korkusundan ne yapacağını bilmeyen kadınlara da artık kimse inanmıyor ve suçu onlarda buluyor. bı siktirin gidin herkes rahat etsin.

  • 45. kalbinizi satılığa çıkarsanız ilana yazılacak şey

  • 46. böcekten korkan erkekler

    böcek gördüğün yerde duruyorsa sıkıntı yok da gördükten sonra ortadan kayboluyorsa sıkıntı büyük :)

  • 47. evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak

    hayatta görüp görebileceğimiz her şeyin ama her şeyin çok daha iyisi var. fakat ondan bir tane var ve bunun değeri hiçbir şeyle kıyaslanamayacak kadar önemli.

  • 48. erkeklerin farklı kadınları dölleme içgüdüsü

    çok affedersiniz ama naylona boşalanlar sosyoloji kasmasın ya. komik değil.

  • 49. erkeklerden kadınlara sorular

    her gün yeni insanlarla tanıştığınızı düşünün. farklı milletlerden insanlarla her gün tanışıyorsunuz. sabit arkadaşınız az. birkaç hafta sonra tanıştıklarınız gidiyor, yenileri geliyor. tanışma zorunluluğunuz yok ama tanışmazsanız da olmaz. bu yaşam biçimine ne kadar devam edebilirsiniz?

  • 50. ikinci el otomobil piyasası

    düşmez diyenlere zerre inanmayın. bakın görsellerde şu an üretilmeyen dokker var. görsel
    dacia bunu üretmeye bıraktı aynı araba daha donanımlı olarak renault üretiyor.görselde üretimi biten 2 yaşındaki arabalar 800bin civarı, peki daha donanımlı ve sıfırı ne kadar derseniz liste fiyatı 786bin tl. bayiyi aradık var mı diye var cevabını aldık ve daha telefonda liste fiyatının 30bin altını teklif etti.
    büyük oyuncular ya ellerinden araçları çıkardı ya çıkarmaya çalışıyor. küçükler araba fiyatı hiç düşer mi yahu kafasındalar ama geceleri uykuyu kaçırdılar. kripto gibi bu bir dönemdi ve o dönem bitti. satıcı bir mala 1milyar istiyor olması o malı 1 milyar yapmaz eğer o paraya satılıyorsa değeri odur.