Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. cinayet süsü (film)

    “sik beni” diye bağıran adama gülüp, böyle ince esprili filmlere bayılıyorum diyorlar. akıl tutulması yaşatır bunlar insana. "sik beni" diyor, gelmiş ince espri diyor...

  • 2. survivor 2020 ünlüler-gönüllüler

    ya s.kayım aycan'ın özel hayatına banane lan banane.

  • 3. sevgilisi kendisini arkadaşıyla aldatan yazar

    olaydaki en mağdur kişinin ahmet olması

  • 4. telefon numarasını hiç değiştirmemiş insan

    (bkz: babam)

    star gazetesinden kuponla aldığımız telsim hattını bile daha 5 sene evvel mecburen akıllı telefona geçerken değiştirdi.

    edit: sim kartını yani.

  • 5. 2 mayıs 2020 berat albayrak tweet'i

    millet derken bizi kastetmiyor sakin olalım arkadaşlar, kendi aralarındaki meseleler.

  • 6. ömer döngeloğlu

    son yıllarında siyasi tarafgirlik için çok çaba sarfetti rahmetli. önce fetullah'ı yağladı balladı, onun kitaplarıyla şu anda kendisini sevenlere hikayeler anlattı. sonra da kabe'nin önünden referanduma evet dediği videolar çekmeye başladı. emeviler nasıl kılıcın ucuna kuran sayfaları asmışsa, kabe'nin önünden seçim propagandası yapmak da aynıdır.

    kısacası, dünyanın ihtiyacı olan din adamı profilinden fersah fersah uzaktı merhum. iran'da da böyle ağlak tipler çoktur. islam devriminden beri halkı hikayelerle uyuturlar.

    bu merhumun ağzından işsizlikten dolayı intihar eden, işini-aşını siyasi baskıdan dolayı kaybeden ya da yurtlarda tecavüze uğrayan çocuklarla ilgili iki kelime ettiğini işiten var mı?

    ekşisözlükteki eleştirileri okumasına rağmen fetullah'ı övdüğü tweeti yıllardır neden silmediğini merak etmişimdir.

  • 7. denizli denince akla gelenler

    euro 2008 avrupa futbol şampiyonası türkiye-hırvatistan maçı var. çınar meydanı'nda dolaşırken meydandaki sinemada 3 tl karşılığında maçı izleyebileceğimizi duyduk. girdik içeri, boş bulduğumuz ilk koltuğa oturduk. çok geçmeden sinema tıklım tıklım doldu ve maç başladı. yüzlerce insan stadyum havasında maç izlemeye başladık. kadın/erkek deliler gibi bağırıyoruz.

    hırvat oyuncu yere attı kendini. sesler yükselmeye başladı.

    +alcem o topu atııvecem gafana
    -akideş atıvedi kendini, gosgoca hakemi gandıma
    +gahberif yerde durupduru

    artık son düdüğü bekliyoruz. hakem düdüğü çaldı çalacak 120+1 de semih'in attığı golle yıkıldı sinema salonu. penaltılarla aldık maçı. izlediğim en muhteşem maçtı.

    hey gidi günler.

  • 8. macrocenter'ın başörtülü çalışanı işten çıkarması

    açılın sağcıyım, aktroll defalarca ilan edilmiş biriym. bu karar %100 doğrudur, adecconun bok yemesi.ablacım türbanlıysan bir zahmet macrocenter'da çalışma zaten, devamlı elin konyaka, vizksiye değcek, sana göre değil, macrocenterın yaratıtğı imaja ters orda çalışman.

    her firmanın hedef kitlesi var, thy'de mesela türbanlı hostes çalıştırmyıor.

    bu duyarı sikiyim açıkcası, git şoka başvur, bim , a101.

  • 9. 5 mart 2016 cizre'nin korkunç hali

    oradaydım.

    adı çözüm süreci veya başka bir şey oldu. denendi. tekrar tekrar denendi olmadı. bu görüntülerin oluşmasını hiçbir güvenlik gücü istemedi.

    mecbur kaldık. her evden her delikten ateş yedik. kilit taşlarının altından el yapımı patlayıcılar çıkardık. hiçbir eve isteyerek girmedik. mecbur kaldık. bütün mahallenin yer altından birbirine bağlı olduğunu. görüp dokunulabilecek her şeyin tuzaklanabileceğini yaşadık kayıplarla.
    bir çoğumuz barış-çözüm ne derseniz deyin bu süreci destekledik. tecrübeli olan bizler, insanın insana yapabileceklerinin sınırının olmadığını bilen bizler destekledik. arkadaşlarımız kardeşlerimiz ölmesin. bu garipler ve geride bıraktıkları yetimler üzerinden siyaset yapılmasın diye destekledik. umutlandık bile.
    ama sonra devasa bir ateş topuyla karşılaştık. tecrübemize güvenerek baskıladığımız genç arkadaşlarımıza karşı boynumuz büküldü. yine ölen öldü. tabutlara kol dayandı. iki taraftada. tabutlar üzerinden paylaşımlar devam etti iki taraftarda.

    kimsenin evine girmek istemedik ama mecburduk. temizlediğimizi sandığımız evi geçer geçmez arkamızdan vurulduk. karşılıklı vuruşamadığımız zaman büyük çaplı silahlara ihtiyaç duyduk. mecburduk. garibanların evini devlet tekrar yapar verir dedik. kimsenin hakkına girmemek için suyunu içmek zorunda kaldığımız evde para bıraktık.

    gerçeği yazmak istiyorum. itlik peşinde olan oldu aramızda. aramızdaki şeytanlar. evini korkuyla bırakıp ayağına sadece terliğini geçirip giden insanların gümüş tepsilerine el uzatanlar oldu. gördüğümüzü, duyduğumuzu yakalayıp o elleri kırdık. ayrıca hepsini de ihraç ettirdik.

    ama yine de bir terazi kurarsak zararın büyüğünü biz vermedik. mahallelinin eşyalarını toparlayıp biz yakmadık. insanları kalkan olarak kullanmadık. anasını babasını katlettiği yavruyu kucağına alıp mahallenin sakiniymiş gibi aramızdan sıyrılmaya çalışanlarını bile tespit ettik.

    artık bitti. en azından benim için bitti. benim savaşım atatürkü tarlasının başında karşılayan köylü ile aynı artık. benim savaşım evimin kapısında başlar.

    çünkü bıktım. iki tarafında riyakarlığından, kendi istikballeri için garipleri kalkan yapmasından bıktım.

    benim için bitti diyorum ama yine de kopamıyorum malesef. bugün iftar vakti şehit edilen kardeşlerimin ruhu şad olsun

    edit: birkaç ekleme

  • 10. 3 mayıs türkçülük günü

    türküm, mutluyum böyle olmaktan ama sadece allah türk'ü korumasin, iyi insanların hepsini korusun.

    türkçülük gününde doğmuş naçizane yazar beyanidir.

  • 11. türklerin güzel dizi çekememe nedeni

    bütün gün survivor tartışan erik beyinliler black mirror izlemez de o yüzden. iş yapmaz yani.

  • 12. 11 ağustos 1999 güneş tutulmasını görmüş nesil

    nedense 1 hafta sonraki gölcük depremiyle bağlantısı olduğunun düşünüldüğünü de görmüş nesildir. gerçi değirmenderedeki sultan babanın da türbesinden kalkıp depreme müdahale ettiği düşünülüyor

  • 13. yasak zamanı site bahçesinde oynayan çocuklar

    izolasyonun önemini kavrayamayanlarca “diken-siken”, “hiç çocuk olmadın mi?” argümanlarıyla savunulan ufaklıklardır. azıcık daha sabır.*

    bir yasak koyulduysa herkesin uyması gerekir, hele ki toplum ve birey sağlığı için. çocuklardan birisinin taşıyıcı olmadığı ne malum?

    editto: gelen mesajlardan bir kuple: “fav almak icin”, “kudur”, “ağla”, “kürtçü”.

    bakin, kirmak-dokmek-siddet cozum degildir burasi net, ama su salgin sartlari altinda da kimin tasiyici, kimin temiz oldugunu bilemezsiniz, bi-le-mez-si-niz.

  • 14. ankaralılar dışında ankara'yı kimsenin sevmemesi

    kabul edilmeli ki antalya, izmir hatta istanbul'un bir kaç bölgesi dışında tamamından çok daha kozmopolit olma bilincine sahip bir şehirdir ankara. sosyaldir, görgülüdür, kurallıdır. türkiye'nin en kaliteli eğitimini veren üniversitelerin nüfusa olan etkisi*, politik duruşların çeşitliliğinin bir arada yaşayarak oluşturduğu yaşantı ve devlet geleneğinin bozulmamış genlerinin şehir yaşantısında oluşturduğu algılar, kolay kolay bulunabilecek bir ekosistem değildir. hiç görmedim ama eminim washington da böyle bir yerdir. çünkü orası da bir ülkenin kuruluş vizyonunun konsantre halidir.

    insanlarının susmamasının neden önemli olduğunu ancak bu şehire gelince anlarsınız. çünkü politik varlığınız size sadece bir seçim sonucu sunmaz. karşındakini anlama, kendinizi anlatma modelleri geliştirmenizi sağlar. dolayısıyla ankara da radikalleşme ne kadar çoksa uzlaşma da o kadar çoktur. mesela mansur yavaş bunun bir sonucudur aslında.

    ankara'yı sevmeyen ankara da yaşamamış kişidir. yaşasa en azından can sıkıcı bir olayı olmadığı sürece nefret edemez. bir eskişehir'li olarak da şunu açıkça söyleyebilirim ki bu bölge insanı batı insanından daha samimi ve medeniyete daha yatkındır. çünkü hayatında survive ettiği şeyler şehirle, düzeniyle alakalı değil bireysel dertleriyle ilgilidir. o yüzden yaşadığı şehire kolay kolay düşman olmayı seçmez ve etrafına bakma olasılığı daha çoktur. yani ankara kafasını kaldırıp bakmaya niyetlenen bir insanın daha duyarlı bir insana dönüşme fırsatının en yüksek olduğu şehirdir.

    sözüm ona burayı sevmeyen insanlar hırslı insanlardır. çekişme isterler, bir adımda olsa önce varmak isterler gidecekleri yere, şehirlerden çektikleri çilenin karşılığını almak zorunda hissederler, odakları budur çünkü.

    söylediklerim saldırganca algılanmasın, ama dediğim gibi burada yaşamadan burayı sevmeniz zaten imkansızdır. burası sizin için hep gridir, anadolu şehridir.

  • 15. 3 mayıs 2020 covid-19 vakasının 126.045'e çıkması

    lan ilk defa başlığın ilk hâline denk geliyorum bu fav kasmak için hazırda bekleyenler; siz manyaksınız.

    before: görsel
    after: görsel

  • 16. erdoğan'ın hataları türkiye'yi iflas ettirdi

    18 yıldır ülkeyi bilfiil kim yönetiyorsa elbette onun hataları çökertmiştir. babamın hataları çökertecek değil hoş...

  • 17. ibrahim gökçek'in ölmek üzere olması

    (bkz: bir an 06 sanmak)

  • 18. en lezzetli balık

    20 küsür yıllık sözlük, yüzbinlerce yazar ve bu başlığın sadece kendi aklına geldiğini düşünen bir suser(!)
    (bkz: en lezzetli balık)

    edit: başlığı açıp kaçan, özelden ana avrat küfür ettiği kişi hakkında en ufak bir bilgisi olmayan bir zavallı. bakın bunu okuyan herkes şahid olsun, ibreti alem için bu şahısı öyle bir hâle sokacağım ki; değil tanımadığı birine küfür etmek, üç gün düşünmeden klavyeye dokunamayacak!

    görsel

    edit: başlığı açıp kaçan arkadaş, işin ciddiyetini anladıktan sonra, özür diyerek bir daha böyle bir şey yapmayacağını. yüzüne küfür edemeyeceği birine, böyle anonim olarak küfür etmesinin yanına kalmayacağını ve bir daha yapmayacağı defalarca söylediği için şimdilik bir şey yapmama kararı aldım. eğer bir daha tanımadığı birine veya başkasına küfür ederse başına gelecekleri anladığını umuyorum.

  • 19. mermi resmi paylaşıp muhalefeti tehdit eden tip

    turşu kavanozunda mermi saklayan adamdan zarar gelmez rahat olun. bir daha da tombiğimi üzmeyin.

  • 20. gaziantep'ten adam çıkmaması

  • 21. 2020 turizm krizi

    yabancı turiste neredeyse bedava tatil yaptırıp türk turiste haşırt diye geçiren turizmcilerin batmasına kimse kusura bakmasın hiç üzülemeyeceğim.

    otellerin yüzde 60'ının batma ihtimalini de şuraya bir kenara not edin.

  • 22. düğün giriş müziği tavsiyeleri

    son pişmanlık neye yarar..... olmadı yarr.....

  • 23. 31 kente seyahat yasağının 1 gün uzatılması

    4 mayıs pazartesi saat 00:00 dersen bu gece olur. 24:00 diye bir saat dilimi yok. 4 mayıs pazartesi 23:59 veya 5 mayıs salı saat 00:00 diyebilirsin...

    nasıl insanlar yönetiyor ülkeyi...

  • 24. ekşi itiraf

    "seni görmek gibi bir kaygım var. görsem sevgimden öleceğim, görmesem hasretimden."

  • 25. şanlıurfa'daki toplu zikir töreni

    zikirden çok kertenkele dansına benzeyen görüntülerdir.

  • 26. bir cana karşılık 21 vatandaşlık verilmesi

    18 kardeşi. 18 kardeşi. bakın 18 kardeşi.

    tanım: fıkra gibi bir rezalet.

  • 27. erkeklerin yatmadan önce yaptıkları son şey

    işemek. o sinsi az çiş var ya onu yapmadan uyuyamazsın . uyumaman için seni sabaha kadar rahatsız eder. onu yapar sonra keyifli bir uyku çekerim.

  • 28. 3 mayıs 2020 seyahat yasağının bitmesi ihtimali

    hatay'ın merkezine en uzak ilçesinde yaşıyorum. osmaniye'ye iş başvurusunu gitmek için 1 aydır bekliyorum. gideceğim yer sadece ve sadece 12 km uzakta. 100 km uzağımdaki antakya'ya gidiş serbest ama 12 km ötedeki fabrikaya gidemezsin çünkü yasak. sözlükteki tuzu kurulara bakmayın insanlar iş bulmak zorundalar. bu kısıtlamanın hiç olmazsa özel araçlar için kaldırılması gerek. virüsten değil açlıktan öleceğiz.

  • 29. tv'de sadece dmax ve tlc izleyen yazar

    antika avcılarını izleyip vay be ne paralar dönüyor amk tepkisi veren yazardır.

  • 30. türk kızlarının hepsinin zengin erkek araması

    dünyanın her yerinde böyle değil, türkiye gibi gariban ülkelerde böyledir. gelişmiş ülkelerde asgari ücretle bile belli bir standartta yaşayabilen insanların çoğu buna takılmaz.

  • 31. z kuşağını diğer kuşaklardan üstün kılan yönler

    2000-2005 arası amerika'da hocalık yaptım, 2005'den beri ise türkiye'de hem nispeten yüksek puan alınarak girilen bir devlet üniversitesinde hem de ortalama bir özel üniversitede ders veriyorum. her yıl 300 kadar öğrenciyle karşılaşıyorum.
    insanları doğum yılına göre kuşaklara ayırmak burçlara göre ayırmak kadar mantıklı aslında; yani y kuşağı candır, z kuşağı şöyledir böyledir demek epey saçma.
    ama yıllar içinde değişen bir öğrenci profili de var ve bu değişim az çok y ve z kuşağı ayrımıyla örtüşüyor.

    öncelikle, z kuşağının öncekilere göre teknolojiden daha iyi anladığı tamamen yanlış. yakın zamanda sınıfla bir bulut sistemi üzerinden bir rar dosyası paylaştım, sınıfın yarısı dosya bozuk hocam diye mail attı örneğin. sonradan anladım ki iphone üzerinden açmaya çalışmışlar, default dosya yöneticisi rar dosyasını açmayınca başka hiçbir yolu denemeden şikayet etmişler. önceki yıllarda csv uzantılı veri dosyalarını şakır şakır eviews, stata gibi yazılımlara adapte edebiliyordu öğrencilerim, açıklama yapmam bile gerekmiyordu. önceden bildiklerinden değil, sadece bir şeyleri yapamayınca hocaya mail atıp yanıt beklemek yerine google'a yazıp yöntemini öğrenebiliyorlardı kendi kendilerine. z kuşağının her daim elini tutmak gerekiyor, kendi kendine inisiyatif almak falan yok. yoklama almazsan derse gelmez, quiz yapmazsan vizeye, finale kadar kitabı eline almazlar.

    z kuşağında medeni cesaretin daha yüksek olduğu da külliyen yalan. daha önceden ders sırasında öğrenciler anlamadıkları yerleri ingilizceleri düzgün olsun olmasın sorarlardı. son iki-üç yıldır derste tek tük soru soruluyor, onları da fiks bir-iki öğrenci soruyor. "her şeyi anladılar herhalde" deyip geçemiyorsun da, en basit bir hesaplamayı, tanımı sorduğunda araba farıyla yüz yüze gelmiş tavşan gibi mal mal bakıyorlar suratına. abartmıyorum ikinci yıl bilgisayar mühendisliği okuyan çocuğa 1/2x 'in türevi ne evladım dediğinde ya cevap vermiyor ya da korka korka bir şeyler geveliyor ağzında.

    ders aralarında sigara içerken ister istemez kulak misafiri oluyorsun konuşmalarına, için sızlıyor. ya "şu hoca çok kazık sordu, 25 aldım, kağıdıma baktım" falan gibi not muhabbeti ya da berberde falan maruz kalacağın araba sohbetleri: "tamponu çizikmiş de usta 500 istemiş, başka usta 100'e halletmiş", futbol falan çok konuşulmuyor ama nba geyikleri ya da beyinsiz online oyunlar (dota vs.) had safada. ulan anladık kitap falan okumuyorsunuz, bilimle felsefeyle alakanız yok ama film, dizi de mi seyretmiyorsunuz? ne bileyim iron-man'ın bireyci neo-liberalizmiyle kaptan amerika'nın idealist liberalizmini falan kıyaslayın bari, ya da ne bileyim black mirror falan konuşun azıcık.

    birbirinden ders notu saklama, sınıf içinde gereksiz gruplaşmalar vs. de z kuşağında daha fazla anladığım kadarıyla. daha benciller, daha acımasızlar asosyal arkadaşlarına karşı. çok daha maddiyatçılar hatta. derste monopol piyasaları anlatırken, yarım saat boyunca de beers elmas kartelinin piyasada arzı kısıtlayıp hem elmas madencilerini hem de tüketicileri nasıl sömürdüğünü anlatırsın ders bitiminde "nasıl yani, siz nişanlınıza tek taş yüzük almadınız mı?" diye sorarlar gözler faltaşı gibi açılmış halde. 2,000 tl gibi komik miktarlar için yatırım tavsiyesi almaya çalışanlar da yoktu daha önceki senelerde. 19 yaşında bir insan 2,000 liradan neden rant yaratmaya çalışır anlamak mümkün değil. git kelebekler vadisi'ne, git yaz konserlerine, git bara pavyona; döviz veya hisse spekülasyonu senin neyine, hayatını yaşa! özellikle devlet üniversitesindeki öğrencilerin mezuniyet sonrasında memur olmak dışında hiç bir beklentisi yok, o da çok acıklı bir durum gençlik adına.

    bunlar naçizane benim gözlemlerim. elimdeki örneklem belli, gözlem olanağı belli, o yüzden genelleme yapmak istemiyorum ama, budur işte durum.

    peki hiç mi olumlu yanları yok z kuşağının? olmaz mı? bir kere daha az muhafazakarlar, kadın erkek ilişkileri daha bir sağlıklı sanki. bir kadınla erkeğin aşk ve cinsellik olmadan arkadaş olmaları daha yaygın gibi z kuşağında. bir de sağlıklarına daha bir dikkat ediyorlar.

  • 32. dış görünüşün her şey olduğu gerçeği

    - 35 kilo sonrasında en basit yaşadığım değişim;
    yolda karşıdan karşıya geçmek istediğimde yaya geçidi olsun olmasın araçlar duruyor.
    alışmamış götte don durmazmış hesabı
    ben çoğu zaman anlamıyorum geçmem için durduklarını buyrun der gibi el işareti yapıyorlar *

    güzel ve ya çirkin olayını bilemiyorum. herkesin algısı farklı ama şişman insan kesinlikle sevilmiyor. çoğu zaman insan gibi bile görülmüyormuş ben bunu zayıflayınca fark ettim.

  • 33. akp deyince ak parti'yi küçülteceğini sanan insan

    şey gibi dimi cehape, hadepe.

    edit: arkadaş vıcık vıcık gerizekalıymış. dikkate alıp cevap verdiğim için kendimden özür diliyorum.

  • 34. baruthane pilavcısının yaptığı pilav

    video altındaki youtube yorumları ayrica yarmaktadır.

    " acik adres verir misin? önünden gecersem yanlislikla girmeyeyim..." agdhhshs.

  • 35. tuvalet kağıdını gidere atan hayvan

    ben de o hayvanlardanım.

    kimse kusura bakmasın kutu içinde boklu peçete biriktiremem.

    1 kere bile de tuvaletim tıkanmadı.

  • 36. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    sözlükte gördüğüm en angut başlıklardan birisidir. şuraya entry yazanları görünce kendisine "istanbul ne tarafta ağalar" diye soran müjde ar'a "gösterelim anam!" diyen kahvehane ahalisi geliyor aklıma

  • 37. sözlükçülerin walter white'ı andıran özellikleri

    dünyanın en cins kadınını ısrarla sevmek.

  • 38. mhp'nin türkçülük gününü kutlayamaması

    bir kez daha gördüğümüz acınası durum.

    “aman şimdi türkçülük filan diyerek dinci, türk düşmanı ortağım gücenmesin” diye 75 yıllık günün adını değiştirip hiç olmamış bir “milliyetçiler günü”nü kutlamak ise ilginç olmuş tabi.

    https://twitter.com/…tatus/1256819614794866694?s=21

  • 39. sözlük yazarlarının uyudukları en ilginç yer

    17 ağustos 1999 depremi sonrasında bahçenin girişindeki taş zeminde uyuduğum o iki gece benim için bir hayli ilginç bir tecrübe olmuştu ama o zamanlar çocuk sayılırdım ve bunun normal bir şey olmadığını düşünürdüm, diğer bütün yaşıtlarım gibi. şimdi ise sokaklarda yatıyor olmanın kimi insanlar için bir kader olduğunu düşününce artık eskisi kadar ilginç bulduğumu söyleyemeyeceğim. çünkü bu daha ziyade adaletsizlik ve büyük bir talihsizlik. cevaben girdiğim bu entry, ilgisi olduğu başlıktan giderek uzaklaşmış bulundu ama bazen bir cümleden ibaret olan cevaplar hissettirdikleri itibariyle bambaşka yerlere gidebiliyor işte.

  • 40. burası aile apartmanı diyen komşu

    henuz tasinirken, nakliye araci daha esyalari indirirken musallat olmustu namus bekcisi komsu.

    komsu: bekarsiniz galiba haberini aldik. biliyorsunuz aile apartmani burasi pek aliskin degiliz yalniz bekar insana, malum giren cikan belli olmuyor blabla...

    punkshady: tabi bekar olunca belli olmuyor bu isler. siz de alisirsiniz belki, sizin icin de yenilik olur...

    seklinde 1. dakika muhabbeti olmustu. bu muhabbeti yapan adamin kizinin ise evlenmeden once hamile kaldigini sonradan ogrendim.

  • 41. 2 milyar dolarlık pistlerin üstüne hastane yapmak

    amaç pistleri yok etmek değil.
    amaç pistlerin yaklaşma bölgesinde imar kanununa göre kat kısıtlaması olan bölgenin kat sınırını kaldırmak.
    havaalanlarında yaklaşma bölgesi denilen yaklaşık 5 kmlik bir bölgede uçakların yaklaşırken çarpmaması için kat sınırlaması vardır.
    şimdi pistler bu özelliği yitirince o bölgede kat sınırlaması kalkıyor.
    bırakın milyar doları katrilyon dolarlık ranta ulaştılar.
    tebrikler.
    ülkeden nasıl güzel rant sağlanır uzmanlaştılar 18 yılda.

  • 42. 1954'te istiklal caddesi'nde çekilen fotoğraf

    eski insanların asilliği değildir o köyden kente göçün başlamamış olmasıdır. başlasa duramazlardı.

  • 43. ambulans helikopteri tarlasına indirmeyen çiftçi

    vefakar, cefakar, mert anadolu insanının aslında hamasetle beslenen benciller sürüsü olduğunu gösteren haberdir.

    biz içimizdeki delikanlıları; kurtuluş savaşlarında, çanakkale savaşlarında feda ettik, gerisi işte bu güruh.

    o çok övdüğünüz anadolu bu haberde gizli işte...

  • 44. feyyaz yiğit

    kendisi ketçap olabilir, patates olamaz.

    bir komedi filminde yan karakter olabilecek kalibrede adama başrol verirsen millete ketçap kaşıklatırsın.

    götü yanmış gibi bağırmaktan başka bir numarasını görmedim. birkaç sahnede güldürüp görevini tamamlaması lazım, fazlası kafa sikiyor.

  • 45. tiktok kullanıcısının eşeğe eziyet etmesi

    görüntüler hassas içerik barındırıyor, baştan uyarayım.

    https://twitter.com/…tatus/1256691633447460864?s=21

    berat kaya 06 isimli tiktok kullanıcısı videoda görüldüğü gibi, yanındaki köpeklere yavru eşeği parçalatıyor.

    biz artık buna ne kadar katlanacağız? zavallı bir canın eziyete maruz kalmasının karşılığı 927 lira para cezası mı olmalı? bu haysiyetsiz adilere ne zaman caydırıcı yaptırımlar gelecek?

    yeter artık her gün yeni bir hayvana eziyet görüntüleri ile sarsılıyoruz, benim artık içim dayanmıyor. yalvarıyorum bu pisliklere gereken cezalar verilsin.

    edit: haymana ilçe jandarma komutanlığı, berat kaya hakkında yakalanması için çalışma başlatmış. tek dileğimiz para cezasıyla değil, gereken en ağır cezalarla yargılanması.

    aşağıdaki yazar arkadaşın merakını gidermek üzere ılımlı bir argüman sunacağım şimdi.
    bir bak bakalım orası doğal ortam adı altında bir yere benziyor mu? senin bahsettiğin yerde doğal seçilimler olur. şimdi videoyu tekrar izle. insan adı altındaki yaratığın müdahalesi ve kasıtlı hareketleriyle hayvana eziyet çektire çektire parçalatması hangi doğal seçilimde var?
    veya şöyle yapalım, alalım seni aslan sürüsünün önüne atalım ve diyelim ki; bu zaten doğal ortamda olan bir şey, ne var ki bunda?
    umarım merakın giderilmiştir.

    edit: gece 03.00 sularında eşek ve sıpasını köpeklere parçalatan şahıs evinden alınmıştır. eşek ve sıpanın sağ olduğu ve rehabiliteleri için hızlıca aksiyon alınması talep edilmiştir. ayrıca köpeklere de el konulması için talepte bulunulmuştur.

  • 46. mustafa cengiz'in kalın bağırsak kanseri olması

    fenerli olarak değil bir insan olarak çok geçmiş olsun diyorum inşallah en kısa zamanda sağlığına kavuşur.

  • 47. yılmaz özdil'in bodrum'daki villası

    muhtemelen 1881 metrekaredir.

  • 48. yazarların 2020 yaz tatili planları

    konak'tan vapura binip karşıyaka'ya geçmek. hem de maskesiz. dünyaya bir daha mı geleceğiz.

  • 49. evlenemeyeceğim korkusunun başladığı dönem

    evlenin bok var evlenin abi. görün hayatınızda ki libido düşüklüğünü, karşı taraftan etkilenmeyi bırak nefret etme kısmına geçişinizi, fiziksel olarak aldatmasanız bile artık onun yerine başkalarını arzulamayı, borçları, vıcık vıcık akrabalık ilişkilerini vs, insan ne diye evlenmeyi tabu olarak görür ki anlayamıyorum. bildiğin davullu zurnalı cenaze senfonisinden başka bir şey değil evlilik.