Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı

    senin hakem gibi anani sikeyim

  • 2. halk anketlerde yeniden kılıçdaroğlu diyor

    (bkz: sende bunu yedin)

    trolleme denemesi içeren bir başlık.

  • 3. memurlara zam verilmesin kampanyası

    zam verilmesin, başlığı hortlatan beyaz yakalı avelden alınıp verilsin. ne de olsa bu kafayla çok maaş alıyordur.

  • 4. 31 mayıs 2024 mourinho'nun fenerbahçe'ye gelmesi

    2022-2023 > iyi hoca - kötü kadro
    2023-2024 > kötü hoca - iyi kadro
    2024-2025 > iyi hoca - iyi kadro

  • 5. karısına sahilde tanga bikini giydiren erkek

    karıma giyemezsin deme hakkım yok ama giyen kadınla evlenmeme hakkım var. evlenmeden önce konuşulur bunlar.

  • 6. jose mourinho

    "mourinho alınmasın dedik, alındı" diyen bir arkadaş var lan sözlükte.

    dedik ne abi,
    kime dedin,
    sen kimsin?

    buralar nasıl insanlarla dolmuş?

    eskiden 3 - 5 tane herbokolog köşe yazarı vardı. ilçe başında da kahvehanelerde falan 2-3 tane daha. o kadardı. hayatın boyunca ender karşılaşırdın.

    şimdi ise sosyal medya eksik olmasın,
    nüfusun 3'te 1'i herbokolog olmuş.

    tanım: dünyanın en büyük koçlarından biridir.

  • 7. 31 mayıs 2024 bolu yaya geçidi kazası

    eğer yaya geçidindeki yaya silahını çekip sürücüyü öldürse 20 yıl yatardı. sürücü öldürdüğünde ise birkaç ay yatıp çıkılıyor.

    türkiye’de arabayla adam öldürmek neredeyse serbest.

  • 8. kendini nasıl hissediyorsun

    eğer istemeyle ölünseydi ben dun gece ölürdüm. o kadar istedim ki ölmeyi. eve nasıl geldim nasıl yattım hatırlamıyorum. vaden gelmeden ne istesen boş. ben mutluluğa hiç önem vermedim. hep olsa da olur olmasa da olurdu. ama hiç bu kadar uzulmedim. hayatımda hiç bu kadar uzulmedim. bugüne kadar hiçbir işim rast gitmedi neden ben demedim. bir şeyim bile kolaylıkla olmadı neden ben demedim. butun çocukluğum gençliğim ustume boca edilen sorumluluklarla kaygılarla geçti neden ben demedim. kanser oldum neden ben demedim. ama yureğim öyle eziliyor ki şimdi öyle kabul edemiyorum ki öyle uzgunum ki bana bu neden yapıldı diye bağırmak istiyorum. surekli gözlerim doluyor. neden ben be. allahım neden ben amına koyayım neden ben. ama bağıramıyorum da. kimseye anlatamıyorum. sesimi soluğumu da aldın benden. kendi içime çekildim kaldım. bağıra bağıra gerçekmiş sanıp yaşarken sır gibi saklamak zorunda kaldım seni. anca gelip yazabiliyorum. kafamdaki sesler susmuyor. öfkelenmek istedim sövmek sikmek istedim yok olmuyor. benim bitmek bilmeyen bir öfkem vardı nerede o bulamıyorum. ne yaptınız bana da ben çocuk gibi gibi kırıldım kaldım. kırıldım sadece paramparça oldum nefes aldıkça göğsume batıyor hepsi. kırılan inancım, salakça kendi kendime hiçbir şey bilmeden kurduğum yalandan hayallerim, umitlerim. umidim var dedim sana insanın umidi yalan olur mu. hayattan bu gune kadar bir şey istememiştim dedim istediğim yalan mıymış. nasıl izin verdin buna. ruyalarım çıkıyormuş. ermiş değil aptalmışım ama aptala da malum oluyormuş. ona da inanamadım ki yine geldim sana sordum sana inandım yine. inandırdın beni. haksızlık ettiğimi duşundum. bi de ona uzuldum saygısızlık olmasın diye. bir kere değil iki kere değil kaç kere oldu bu be. şimdiyse senin anlatıp da benim dinleyip uzulduğum sevindiğim meraklandığım endişe duyduğum kızdığım kıskandığım şeylerin hangisi doğruydu hangisi yalandı hangisi gerçekti diye dondum kaldım. yalan gerçek ayırt edemez oldum hiçbir şeyi. aklım izanım yureğim yerle bir oldu. seni kollarından tutup sarsmak istiyorum anlat hangileri yalandı hangileri doğru anlat diye en ufak detayına kadar anlat çunku ben en ufak detayına kadar hatırlıyorum dediğin her şeyi diye. bilsem ne olacak diyorum bi yandan da. bilsen ne olacak arif. ama gerçek olsun istiyorum bir şeyler de gerçek olsun ben butunuyle bir yalanı, olmayan birini sevmiş istemiş olamam bir şeyler gerçektir bu insan hakkında demek istiyorum ben konduramıyorum bunu yureğıme çunku. bu yureğime senin bunu yapmanı konduramıyorum. o kadar bencil olduğuna inanmak istemiyorum ya istemiyorum işte. o gözler yalandan parlamıyorsa o dudaklar bu kadar yalanı nasıl böyle rahat konuştu. sevdim ben seni be yalan oyun değildi bu sana söyledim herkese söyledim bak ben kimseyi sevmedim ama işte bu kadını seviyorum diye. şaka mı sandın. sen yalan dedin diye benimkileri de mi yalan sandın. bağıra bağıra sevdim seni. millete anlata anlata. sen de bir kere de demedin ki az sessiz ol be adam. bu kadar yuksek sesle sevme. ben yalanım. gerçek değilim ben. bu yaşadığımız şeyler senin sandığın gibi değil pek. destek verdiğim hayallerin yalan. planlarımız yalan. ben seni millete böyle böyle anlatıyorum, gizli saklı. senin bildiğin gibi değil o işler. demedin. aksine hoşuna gitti benim sesimin avaz avaz çıkması. yoksa o da mı yalandı. gelip deseydin ben sana kıyamıyorum bak böyle böyle deseydin. deseydin de azıcık kırılsaydı gözumde bu bencillik. deseydim yaptı ama yapamadı da. deseydim yureği el vermedi kendini bana böyle bağırta bağırta sevdirmeye. uzuldu halime. seviyormuş en azından kendi mutluluğunun da uzerinde. gerçekten bir yurek açıldı sana ardına kadar. demedin. mutlu olmak istedin. ben de mutlu olmanı istedim. ama ben bilmesem öğrenmesem senin mutluluğunun biteceği yere kadar mı gidecekti benim vadem ve senin yalanın bu ihtimal bana öyle acımasızca geliyor ki bana bunu yapabilme ihtimalini kabul edemiyorum. benim seni sevişimi çok sevdin. ve gerçeği bilerek, gerçek gibi yaşayarak mutlu veya mutsuz olmaya layık görmedin beni başkaları gibi. ben onlardan çok sevmişim senin demene göre ama onlar kadar olamadım. ben o kadar değerli, saygıdeğer olamadım di mi. ben senin yalanına yakışabildim ancak. izin verseydin de aşk acısı neymiş bilseydim be sevgilim. beni ona layık görseydin keşke. ben bilmiyorum ki şu an ne yaşıyorum. neyin acısını çekiyorum ben. bu içimde yanan şey ne benim ne. sen hislerinin efendisisin ya söyle neymiş bu. var mı bunun da bir adı. ben bugune kadar hep bildiğim yerlerden yara almışım. alışkınmışım. ondanmış bu acı duymayan her şeyi çabucak geçiren halim. şimdi paramparça bir şeyle kaldım göğsumde. anlam vermeye çalışıyorum gözum dala dala. hiç buradan vurulmamıştım. şimdi birini çok seviyorum ama o kişi sen misin bilmiyorum. bu cumlenin ağırlığı belimi büküyor işte. hangi anlattığın, hangi hayalin gerçekti de ben onu sevdim. elimde olsa da hepsini bilsem keşke. hangi hareketi ne niyetle yaptın bilsem sorabilsem de baksam anlatabilecek misin. sesini duyunca da elim ayağım boşalıyor sinirden uzuntuden. şunu da soracağım diyorum ne soracağımı da unutuyorum konuşunca. allah belasını versin ki seviyorum. butun dunyayı karşıma alabilecek kadar sevdiğimi duşunurken hiçbir şeye yaramayan bir sevgiyle bıraktın beni. bu yalanın içinde sevgim de maharetini yitirdi. şimdi beni sevecek bir sebebin de kalmadı ki. çunku benim seni sevişim artık seni mutlu da edemez. ben ne yapacağım bu yaşadığımın adı ne benim ne

  • 9. schengen vizesi uygun kullanım kontrolü

    bu yaz tüm şengen ülkelerine vize uygulamaya başlamayan devlet, turistlerin orospusu olmuştur dediğim aşağılamadır.

    en kibar da bu şekilde açıklanır bu aşağılama. bir millet 20 yılda bu kadar aşağılık bir seviyeye ancak işgal ile düşerdi. allah bin belanızı versin.

  • 10. çağla tuğaltay cinayeti

    katil yakalanmak istiyor. dustyshadow'un hesabını çalıp kendi üslubuyla entry girmesinin sebebi bu olabilir. cinayet işleyecek cesarete! sahip olduğunu, herkesten üstün ve akıllı olduğunu kanıtlamak istiyor. oyun kurucu olduğunu sanıyor ve dahil olanları manipülasyonla alt etmeye çalışıyor. her koldan saldırıyor. güç ve kontrol arzusuna yenik düşüyor aslında.

    duyduğu suçluluk ve pişmanlık bilinçaltında yakalanma isteği oluşturuyor. dikkat çekmeye çalışıyor, tanınmak istiyor.

    aksi halde ya ahmak ya da muhataplarını fazla hafife alıyor.

  • 11. arkadaşımın mesajda yazdığı evlilik itirafı

    evliliğinle ilgili problem yaşıyorsun ve herkese anlatamadığın ve güvenmediğin için 'arkadaş'ınla paylaşıyorsun o da başlık açıp binlerce insanla paylaşıyor. ben bu devrin insanı değilim ya.

  • 12. çeşme belediye başkanı'nın köpeği makama oturtması

    bunlar cidden gerizekalı mı gerizekalı taklidi mi yapıyor? bir ülkenin yüzde 90'ı zeka geriliğinden muzdarip olamaz değil mi? lütfen bana bunların sadece mama paralarını cukkalamak için olduğunu söyleyin lütfen. artık trilyon dolar mı katrilyon dolar mı nasıl bir büyüklük bilmiyorum ama bu rant belli ki o miktarlara ulaşmış ve herkes ekmeğinde. yoksa cidden sokakta başıboş it sürüleri olmasın derken, hanfendinin bu ponçik ve belli ki kendisinden daha zeki olan sevimli köpeğini uyutalım dediğimizi düşünmüyor değil mi?

  • 13. tilkilerin evcil hayvan olmak istemesi

    martılar da aynısını istiyor. birkaç yıl önce insan bulunan yerlerden uzak duran martılar kedi/köpek yemlerine o kadar bağımlı hale gelmiş ki çok fazla rahatsız olunca insan kovalar olmuş. bu ittapar/keditapar kitle her yere yem bırakarak tüm hayvanatın yengesini sikti. düzen alt üst oldu. kumrusundan faresine kadar, karıncasından martısına kadar bütün hayvanat sağa sola bırakılan kedi/köpek yemlerinden yiyor.

  • 14. 100 bin tl maaş alıp sevgilisiz olmak

    şu başlığa gelip " benim " diyip üzülenler kendilerinin niye sevgilisi olmadığının özetini o " benim " yazarak göstermiş oluyorlar. işin komik tarafı niye hala sevgilileri olmadıklarını bilmiyor olmaları.

  • 15. gratis meydan muharebesi

    nefret ediyorum bu aq memleketinin pisliğinden de insanından da ya.

    e: şurada karşısındaki insana fiziksel temas halinde bulunan herkesi akşamında tutuklayıp 2-5 yıl arası hapis cezası vericeksin. bedava baklava sırasında nasıl ip gibi dizilir tüm memleket. sığır bunlar amına koyim sığır.

  • 16. viski içmenin gerekçesi

    tadını beğeniyor olmamız dışında mantıklı sebepler mi arıyorsunuz?

    mideyi yormaz, şişirmez. glutensizdir, gazsızdır. yanında bir şeyler yeme ihtiyacı hissettirmez.

    karbonhidrat içermediği için bütün kalorisi alkolden gelir. 20 gram alkolü vücuda birayla sokmak isterseniz 210 kcal alırsınız. aynı miktar alkolü viskiyle sisteme sokarsanız 140 kcal yapar.

    "akşam iki duble çakayım, keyifleneyim" içkisidir.

    tadını beğenmiyorsanız yapacak bir şey yok. gidip vat69 ayarında viski içerseniz beğenmeniz zor.

  • 17. akıllı saatlerin bir boka yaramaması

    gelen arama ve mesajlar saatten cevaplanabiliyormuş.

    arkadaş o kadar da ulaşılır olmayın, sanki hepiniz milyar dolarlık fon yönetiyorsunuz amk. alayınız beyaz yaka, gelen mesajlar da 20 dakika sonra görseniz hiçbir şey kaybetmeyeceğiniz mesajlar.

  • 18. 1 haziran 2024 güney kore türkiye maçı

    beterin beteri varmış. bu nasıl sunucu ya? mehmet sevinç nerdesin kurtar bizi bu işkenceden.

  • 19. galatasaray'ın mourinho hamlesine cevabı

    hala anlayamadınız büyüklüğümüzü.

    okan buruk'a karşı jose mourinho hamleydi zaten. :)

  • 20. özer uçuran çiller

    ülkenin tüm imkanlarından faydalanıp, iyi ve uzun yaşayan kaymak tabakadan biriydi.

    karısı zaten zarardan başka bir şey getirmedi ülkeye...

  • 21. ersan şen

    televizyonlarda millete lak lak ucuz ahlak satip, bugun meydanlarda asagilik kopek denilerek yuhalanmistir.

  • 22. türkiye'nin göç yoluyla imha edilmesi

    birleşik devletler "naval postgraduate scholl", yani deniz kuvvetleri için yüksek lisans eğitimi veren "deniz harp enstitüsü" denkliğinde, okulunda yapılan bir yüksek lisans tezinin türkiye'ye uyarlanmış hali. kaynak emekli tümamiral cihat yaycı, fatih altaylı programı (seyretmenin millet menfaatine uygun olduğunu düşündüğüm için tam halini koydum.)

    göç akınlarının politik bir silah olarak hedef devlet ya da topluma karşı nasıl kullanılabileceği konusunda bir yüksek lisans tezi yapılmış. yapılan çalışmada ana hatlarıyla hedef ülkenin;

    1-) ekonomisini çökertmek
    2-) göçün topraklara yayılarak uzun vadede toprak elde etmek amacıyla kullanılması
    3-) tecrübeli teröristlerin göç yoluyla ülkeye sokularak ülkede istenildiği zamanda iç karışıklık çıkarabilecek altyapıyı hazırlamak
    4-) göçmenlik yoluyla kolay casusluk faaliyetleri sağlayabilmek
    5-) göçmenleri kullanarak ülkenin politikasına yön vermek, istenilen politikanın uygulanmasını zorlayabilmek

    vb. gibi uygulamalarla kendisini veya toplumunu çökertmenin amaçlanması tasarlanmış. türkiye açısından incelediğimizde hemen hemen her aşama geri döndürülemez şekilde başarıya ulaşmış gözüküyor. türkiye'de kayıtlı sığınmacı sayısı 4 milyon, iddia edilen rakam 10 milyonun üzerinde. geçen her yirmi yıllık süreçte türk toplumuna kıyasla 5 katı doğum oranları mevcut ve hızla çoğalıyorlar. iyimser tahminlerle 2050 yılında sığınmacı sayısıyla türk nüfusu sayısının eşitleneceği öngörülüyor.

    bu kadar önemli bir meseleye, hem iktidar ve ortaklarının hem de muhalefet partilerinin görmedim duymadım bilmiyorum yaklaşımını kabul edilemez buluyorum. bir memeleket için 20 yıl gibi küçük bir dönemde hayat memat, var oluş meselesi olacak yanlış bir politika nasıl ülkenin %95 oyunu alan partilerin hiçbiri tarafından dillendirilmez, halk bu konuda bilinçlendirilmez! bir ülkenin ve toplumun kendi hakimiyet alanını, sınırlarını, kültürünü müdafaa etmesi ne zamandan beridir ırkçılık oldu? gerçekten bu iş ümit özdağ ve bir grup genç çocuğa mı kalmalıydı? devletin en iyi kadrolarında, üniversitelerinde konumlanmış, yıllarca milletin vergileriyle müreffeh yaşayan akademisyenler, bürokratlar, milletvekilleri neden tek bir kelime etmiyor? ülkeyi yıkıma götüren bu süreçte herkesin sus pus olmasını tesadüf olarak mı görüyorsunuz?

    biz halk olarak ne zaman bilinçleneceğiz? gözümüzün önünde bir vatan giderken ne zaman harekete geçeceğiz? hakkımızı hatta sınırlarımızı bile savunmaya hiç niyeti olmayan iktidar ve muhalefet partilerinin kendilerinden emin bu küstah ihanetine ne zaman tepki göstereceğiz? ana muhalefet genel başkanı dahil ülkede makama gelenin sihirli değnek değmiş gibi anında kimyası değişiyor. daima, sadece hainler ve casuslar mı politik bir mevkii kazanabiliyor ülkede?

    bu iş 20 yıl içinde türkiye'yi yok oluşa götürüyor, tüm veriler bunu gösteriyor. 20 yıl sonra anadolu'dan türk vatanı olarak bahsetmenin mümkün olmayacağı bir demografik yapı ortaya çıkacak. böyle bir felakete nasıl hep birlikte sabredebiliyorsunuz? nasıl sessiz kalabiliyorsunuz? nasıl içiniz içinizi yemiyor gerçekten anlayabilmiş değilim.

  • 23. kızılcık şerbeti (dizi)

    kıvılcım öğretmen değil miydi ya. spikerlik yaptı hadi ucundan kıyısından benzer işler denilebilir de.

    demin bilanço istedi. ne ara bu kadar hakim oldu olaya.

  • 24. barbara palvin'in aldatılması

    yakın zamanda bir kadın arkadaşım eşi tarafından aldatıldı. kadın baya güzel, sağlam karakterli, eğlenceli, başarılı, kocasını mutlu eden, kocasını merkeze alarak yaşayan, çalışkan, sadık, iyi de kazanan ve eve büyük maddi katkısı olan yani yeme de yanında yat bir kadın. kocasından daha fazla maddi katkısı var açıkçası kocasının işsiz kaldığı dönemlerde de eve kadın baktı.

    kocasının "ayağını yıkayıp suyunu lıkır lıkır içmesi gereken" hesap ödediği ve kaynakları konusunda paylaşımcı olduğu için "kıymeti bilinmesi" gereken -neden hep erkekler hesap ödüyoeaoaoa diye anırıyorsunuz ya hani- kocasının gün geçtikçe daha fazla hayranlık ve minnetle sarılması başının falan üstünde taşıması gereken bu kadın, aldatıldı. son derece sıradan kadınlarla, aptal yerine koyularak.

    adamla yüzleştiklerinde adam hicap etmek bir yana "bizim ilişkimiz bitti, evli kalmamız için bir şeyler yapman lazım" dedi. yani adam diyor ki evet aldattım beni elinde tutmak için daha maymunluklar yap beni yine kazan hadi bakayım adhsahsa. arkadaşım clark çeker gibi boşanma dilekçesini adamın alnına dayayınca adam da ailesi de şoka girdiler, hiç beklemiyorlarmış.

    onlar şoka girince ben de şoka girdim. dinleyen olarak. erkeğin aldatmasını o denli "boşanma sebebi olarak görmeyen" bir dünyadayız ki akıllar almaz. adamın ailesi kadına demiş ki "ne var canım bir daha görüşmez o kadınlarla" arkadaşım sinirden gülüyordu anlatırken. "çocuk yap kocanı eve bağla" falan diyen olmuş yine aile büyüklerinden. ulan erkeğin aldatmasını normalleştirmek bir yana, üstüne üstlük "erkeğin dışarıya bakmaması ve baktıysa tekrar kendisine dönmesi için kadının ekstra bir şeyler yapması gerekliliği" sesli gülüyorum şu an dikkatim dağıldı pardon arkadaşlar. bu ne menem altın çüklülüktür ya.

    sene 2024. bambaşka bir devirdeyiz. yerli yabancı fark etmez, tarihler boyunca erkeğe verilmiş bir aldatma özgürlüğü var. epigenetik miras olarak bu çağdaki erkeklere de geçmiş dedelerinden özgürlükleri var sanrısı; erkekler aldattıkları takdirde kadınların "yutacağı" gibi bir sanrı içerisindeler alenen.

    yani erkek kadını aldatırlarsa kadınların kıyamayacağı, ilişkisini yuvasını başka bir kadın uğruna bozamayacağı, erkeği daha da sahipleneceği, kadın başına hayatına devam edemeyip dizini kırıp ekmeğini suyunu veren kocasının aldatmasına göz yumacağı gibi bir beklenti içerisindeler, erkekler. akıllar almaz. almaz yani aklım almıyor. kadın çalışıyor, kadın kazanıyor ama adam, karşısındaki kadının "babası annesini aldattığında, içine atıp yuvasını sürdüren annesi gibi davranacağını" umuyor, bekliyor, öyle sanıyor.

    kadınların kocalarından azade bir hayat şansları olmayacağına inanmak istiyor.

    yahu eve kadınlar bakmasa da, medeni çağ sağ olsun kadınlar artık birer bireyler, aldatıldığı/aptal yerine koyulduğu/yok sayıldığı/başkasının tercih edildiği bir ortamda olmayı reddediyorlar, defalarca yazayım kadınlar artık hakları olan tercihlerini belirten mutluluğunun peşinde olan "bireyler".

    ama erkekler hala, umarsızca, bir çocuk saflığında "nasıl ya, sırf aldattım diye bu kadar şey neden yakılıp yıkılıyor ki? olm bu bizim doğamız değil mi, neden anlayışla karşılanmıyo aaa? babalarımız annelerimizi aldattığında böyle olmamıştı ama?" şaşkınlığında, önlerine koyulan boşanma dilekçelerine bakıyorlar mel mel. çıldırıyor birçoğu sosyal medyada kadın düşmanlığına başlıyor. altını kazsan neler çıkacak o evliliğin bitme sebepleriyle ilgili ama erkekler hep mağdur. bakın aldatma olmasa da öyle. kadına kötü davranıyor, özensiz ilgisiz zalimce davranıyor sonra kadın gidince "kadınlar hep şeytan beni memesiz öksüz nasıl bırakır böhühü"

    barbara palvin'in aldatılması da işte bu epigenetik kodlara dayanıyor, "aldatsam da barbara beni bırakmaya kıyamaz" demiş adam resmen. bu kadar celebirity couple'ız, yok canım iki tıklattım diye önemsiz bir kadına, aşkımızdan vazgeçecek değil ya barbara?

    kadınları, annelerinin boş bıraktığı azize rolü yerine ittirmeye kaktırmaya çalışarak, kafalarında yarattıkları "kadın merhameti"ne çok fazla güveniyor erkekler. bugün hala yaptığım tartışmalarda erkekler kadınların naif ve yumuşak başlı olduğu sanrısı içindeler. kadınlar zalimliğe merhamet göstermeyince de korkunç öfkeleniyorlar. bir kalıba koyamıyorlar "sınırları olan" kadını. el kızı değil sanki erkeğe ihsan bahşetmesi gereken bir melaike, kadın. sinesinde yaralı erkeği pıpışlayacak bir yastık kadın.

    kocası olacak adam barbara'yı kaybedeceğinden emin olsaydı, kendisini güncellemiş bir erkek olsaydı aldatma işine asla girmezdi. beynindeki "yok ya bir aldattık diye evliliğimizi bırakacak hali yok" kodları işte. o iş öyle değil dylan kardeşim. seve seve beyinlerinizi resetlemek zorundasınız. kadınlar eski tarihlerdeki gibi evliliği kafalarına kalkan gibi geçirip "aman ne yaparsa yapsın, başımda koca olarak ismen dursun, evin de ihtiyaçlarını karşılasın" çaresizliğinde, yok sayılmaya ve saygısızlığa tahammül etmiyorlar. ve erkekler hala şokta, ben de şahsen hala güncellenemeyen zekalarına şoktayım.

    barbara sana da bir kısım laflar hazırladım zira sende de ananelerinden gelme birtakım epigenetik kodlar mevcut gibi, "bana kocamın soyadıyla seslenin" ne allasen. ben soyadım ve kütüğüm değişmesin diye evlenmeyi reddediyorum, kendi kimliğini ismini cismini bir kapta eritip kocanın varoluşuna katık etmek, eskiden kadınların yapması beklenen bir şeydi. artık değil. artık senin varoluşun, kocan kadar değerli. güncelleme gelsin please.

    karşılıklı open relationship'e karar vermiş çiftler müstesna (herkesin hayatına kimse karışamaz) aldatmayalım arkadaşlar. gözü dışarı kayan gelsin mertçe ayrılsın. ayrılamıyorlar ama di mi. "yalnız kalma" korkusu işte bu hep çocukluktan gelen, dimyata pirinç gagalamaya giderken evdeki bulgurdan olmayalım tasası. gerekirse yetişkin gibi yalnız kalınacak, ama hayatındaki insanla sevgi saygı bağını yıpratmadan bırakmak öğrenilecek. çünkü medeniyet.

  • 25. tayyip bey istemez miydi emekliye zam yapsın

    sözlükteki iq seviyesini ortaya koyan laf. bakmıyorlar bile artık kaynak nedir, ne zaman söylemiş, öncesinde veya devamında ne denmiş, vs. vs.

    tamamen türkiye'ye döndü burası.

  • 26. izmir'de öğrenci ulaşım kartlarına yaş sınırı

    ulaşım gerektirmeyen açıköğretim öğrencilerini indirim kapsamı dışına almak varken komple yaş sınırı getiren, bir sorunu çözelim derken daha kötü hale getiren 4 bin yıllık muhteşem devlet aklının sonucudur.

  • 27. cemre demirel

    ilk önce tanım: ekşi sözlüğe 10 yıl aradan sonra yazdığı cevap niteliğindeki yazısında desteksiz sallamış youtuber kişi.
    (bkz: #164940682)

    birbiriyle hiç alakası olmayan binlerce insandan oluşan bir topluluğa genelleme yaparak iftira atmış. internette kendisi hakkındaki içerikleri baltalayan bir takım sözlük kullanıcıları var mıdır bunu bilmek mümkün değil, lakin kendisini felsefeci ve yazar olarak tanımlayan birinin tüm camiayı rutin olmayan faaliyetlerden sorumlu tutmaması gerekirdi.

    arkadaşın aynı anda şunların hepsi diye gösterildiğini söylediği bir ifadesi var. görenler bir sözlükçü kendisine bu sıfatları topluca yüklemiş zanneder. kamuya mal olmuş bir insana ilişkin farklı görüşler olması gayet doğal. cemre'nin ekşideki yorum çeşitliliğine kızdığını buradan anlıyoruz nitekim twitter ve youtube mecralarında kendi fikirlerine muhalif olan herkesi engellediği malum.

    buradaki kişilerin %99.9'undan daha yüksek felsefe bilgisi olduğunu söyleseydi, buna katılabilirdim. birçok insan hayatın sorumlulukları gereği çalıştığı için latince ve antik yunanca terimleri ezberinde tutmuyor olabilir. ancak felsefeye hakimiyeti, felsefe terimlerini ezberlememiş olan buradaki çoğunluğun oldukça gerisinde.
    "aynı anda şunların hepsiyim" diye uzunca bir liste verip, akabinde kimsenin o kadar kötü olamayacağını yazmış. kötülüğün tanımı felsefenin binlerce yıldır ilgilendiği bir dal, temel düzeyde felsefe dersi alanlar bu dalda sınırların sonsuzluğa yaklaşırken bittiğini bilir. yazdığı hayali ithamlar listesinde katil olmakla bile suçlanmadan, kendisine hiç kimsenin olamayacağı kadar kötü sıfatlar yüklendiğini söylemesi felsefeyi geçtim mübalağa sanatını bile aşar.

    son olarak, sevgili cemre; bu sayfada hakkında yazılanları merak edip okumuşsun. ancak bu okumayı öfkeyle, boşa yapmışsın. çünkü yazdığın metinde sana karşı yapılmış bir eleştiriyi bin edip, hayali düşmanlarına nobranca sözler dizmekten öteye gitmemişsin.
    tüm yazımın koca bir boşluk, tıpkı islam'ı anlatımın ve yaşayış tarzın gibi. öznel nedenlerle dindar olan insanlara daima saygım var. sana da var. ancak dininin kurallarını toplumu manipüle etmek için tersten yorumlayan kişilere yok, bugüne kadar istemeyerek de olsa yaptığın bu.
    tanrı yoksa ahlak olmaz diyorsun ancak bu sürekli tekrar ettiğin ve dinlerin dahi en azından evren için geçerliliğini iddia etmediği bir argüman. toplum, bireyleri ahlaka zorlar; bu uğurda antik çağlarda din kullanışlı olsa da günümüzde yasalar, gelecekte farklı yollar kullanılacak. çoğunluğun dinsiz olduğu ancak hukuk ve devletin muteber olduğu japonya'daki ahlak, halkının tamamı müslüman olan ancak iç savaşta her türlü günah ve vahşetin yaşandığı suriye'den mutlak nispette üstündür.

  • 28. tatilini kaş'ta geçiren 35 yaş üstü bekar kadın

    sözlükçülerin yine kafalarında bir karakter yaratıp onu eleştirdikleri milyonlarca başlıklardan bir tanesi.

  • 29. yemek yapan erkeklerin çok çekici olması

    yahu bir erkek sana çekici geliyor ise,
    yemek yaptığı,
    ütü yaptığı,
    tamir yaparken çatalı göründüğü için değil,
    o erkek zaten sana
    sözü ile
    bakışı ile
    ya da senin psikolojik ya da genetik eksikliğini hissettiğin her ne ise onda bulduğun için, çok çekici geliyordur.
    bunun için o adam koltukta camış gibi yatsa da , sen aradığını bulduğun için onu o koltukta eros gibi göreceksin.
    kısacası onu çekici yapan senin bakışın, buna aşk diyorlar.
    bittiğinde de, ya,
    yemek yapacağım diye mutfağın içine etmiş slk diyeceksin
    ya da koltukta camış gibi yatıyor,allah'ın öküzü...

    çünkü insan böyledir...
    ve çok zaman rasyonel çalışmaz..

  • 30. ismail kartal

    bu sene değil morinho, tillahı da gelse sanki ismail kartalın ahı tutacak da gene şampiyon olamayacak gibi bir his var içimde. öyle veya böyle adam başarısız değildi, tek şanssızlığı galatasaray bu sene çok iyiydi.

  • 31. boşanmış bir kadınla ciddi düşünmek

    prensip olarak istememek çok doğal bir davranış olsa da hayatın neler getirip götüreceğini bilemeyiz. burada sayfalarca yapılan mide bulandırıcı ve iğrenç yakıştırmaları zaten sadece klavye karşısında yapabilen pek çok ergene de şifa diliyorum.

    çalışma hayatında ilk evliliğini üniversiteden hemen sonra yapıp arkasından boşanan ve 30-40'lı yaşlarında ikinci evliliklerini daha bilinçli bir şekilde yaparak mutlu bir hayat sürdüren çok insan gördüm.

    o yüzden bol şans

  • 32. diamond tema ve cemre demirel tartışması

    cemre demirel benim de çok uzun zamandır kendisi ile ilgili şüphelerim olan bir konuyu istemeden de olsa diamond'un sorusu ile cevaplamış oldu. aslında cevap vermedi ama yüz ifadesi o soruyu duyduğunda benim için yeterli cevaptı.

    diamond tema soruyor, "gördüğüm kadarıyla ahlakı temellendirmeye ve tanrıyla temellendirmeye çok ihtiyacın var gibi, bu acaba senin objektif felsefe anlayışından mı kaynaklanıyor, yoksa senin tanrıya çok ihtiyacın var da bu yüzden tanrıyla mı bir şeyleri temellendirmeye çalışıyorsun?" ilgili kesit, 1:14:00'da başlayan soru.

    soru sorulduktan sonra, önceki soruları dinlerken diamond'un yüzüne bakan cemre birden masaya bakmaya başlıyor. daha önceden açtığı sayısız canlı yayınların bazılarında bu sorunun cevabı niteliğindeki hissiyatını takipçileri ile paylaşmıştı zaten. tek değişiklik kimsenin bu soruyu cemre'nin suratına sormamış olması.

    cemre genç yaşta çok derin bağlarının olduğu, bir nevi örnek modeli olan babasını kaybettikten sonra bu hale geliyor. anladığım kadarıyla yaşamak istiyor ama yaşamak için çaba sarf edecek motivasyonu yok. bu motivasyonun kaynağını islamiyet inancı ile bulmuş gibi ve diamond da bu durumun farkına varmış. zaten diamond'un bu soruyu sorarken 'istersen cevaplamayabilirsin' demesinin altında da sorunun cevabının cemre'nin tüm inanç sistemini ve yaşam kaynağı olan motivasyonu sarsabilecek olması olabilir. en azından ben öyle hissettim. başka birisi olsa bu fark ettiği gerçeklik üzerine yüklenerek tartışmada duygusal avantajı ele geçirebilir ama diamond bir kez daha delikanlı ve adil bir duruş sergilemiş. cemre'yi çok onaylamasam da samimi birisi olarak görüyorum lakin diamond da bir kez daha takdirimi kazandı.

  • 33. ateistlerin yüzde 61'i allah'a inanıyor

    o da bişey mi aq muslumanlarin %99 kuranı bilmiyor

  • 34. fb'nin ismail kartal'ı göndermesinin sebebi

    99 puanın minimum 15'inin penaltı jokeri, kırmızı kart jokeri gibi itelemelerle geldiğinin köpek gibi bilinmesidir. ortamlarda yapı dersin kim bilecek amk *

  • 35. beşiktaş

    şu an hiçbir besiktasli mourinho gelmedi diye uzulmuyor. ali koç bile 1 hafta talepleri çok yüksek diye direndi baktı getirmedigi takdirde hem başkanlığı kaybedecek hem de mourinho her türlü gelecek seçimi kaybetmemek için getirdi. aziz yıldırım desen seçimi kazanmasının tek yolu böyle yüksek bir vaat vermeseydi o da ondan anlaştım diye açıklama yapmıştı. tadic mevzusundaki üzüntünün 10'da 1 i yok hiçbir besiktasli taraftarda çünkü başarısız olduğu takdirde efendi gibi gitmez tazminatını almak için elinden geleni yapardı bu adam.

  • 36. espressolab

    bu çekirge sürüsü gibi memleketin en güzel ve tarihi binalarını, iskelelerini istila eden bu markanın gücü nereden ve kimden geliyor?

    neden gidip bu adamlara para kazandırıyorsunuz?

  • 37. 3 ay asgari ödeme yapılan kartın kapatılması

    bankaların faizden vazgeçeceğini düşünen mal beyanı. en kral müşteri asgari ödeyip faiz veren müşteri.

  • 38. 31 mayıs 2024 hulusi akar mikrofonu açık unutması

    --- spoiler ---

    ne kadar üzücü…

    bu ülkede genelkurmay başkanlığı yapmış, milli savunma bakanlığı yapmış şimdi de milletvekili olmuş bir insanın komisyondaki üyenin “ak partili mi?, chp’li mi?” diye partisini sorması hatta konuşmasından bile anlayamıyor olması, 9 yıldır milletvekili olan defalarca tarafına soru önergesi vermiş hatta bütçe görüşmelerinde yüzüne direkt konuşmuş ve soru sormuş milletvekilini tanımaması, komisyon başkanı olarak komisyonun işleyişini hiç bilmemesi…

    benim verdiğim önerge; tsk’nın omurgası astsubayların ve uzman çavuşların hakları ile ilgiliydi. kendisi önergemin ret sebebini soruyor yanındakine 'niçin?' diyor, 'niçin' demek adam haklı demek… benim haklı olduğumu görüyor ama yanındaki 'bilgi geldi reddeceğiz' diyor, reddediliyor. yani sorgulamaması… yani hiçbir iradesi olmaması... ne kadar acınacak bir durum. ne kadar üzücü bir durum.

    bu ülkede genelkurmay başkanlığı yap, milli savunma bakanlığı yap, tsk’yı sevk ve idare et ama önüne gelen askerin özlük hakları ile ilgili önergenin neden reddedildiğini bile bilme, bilgi geldi deyip reddet, sorgulama... bu çok acınası bir durum.

    iki şeye üzüldüm. birincisi; uzman çavuşun, astsubayın onların nezdinde hiç kıymetinin olmaması, onların geleceğini ilgilendiren bir önergeyi hiç sorgulamadan reddetmeleri.
    diğeri; hulusi akar’ın durumu! ben burada ne arıyorum, ne yapıyorum haleti ruhiyesinde ve yaptığı işten bir haber. yanındaki memurun yönlendirmesine göre hareket ediyor, kendi iradesi yok, “bilgi geldi” denmesi yeterli onun için.
    umarım, en azından kendi içinde içine düştüğü durumu sorgular !
    --- spoiler ---

    https://x.com/…448755?t=gq_kvc8webwzob3blwxd6g&s=19

  • 39. gibi (dizi)

    --- spoiler ---

    leyla ile mecnun'un açığını kapatır mı kapatmaz...
    --- spoiler ---

    kapatmaz annem içinden geçer, önüne arkasına portal açar.

  • 40. 01.06.2024 bitesso.com dolandırıcılığı

    milleti dolandirma çalışanları dolandıran site. sen 68lik mali 73ten millete satarken iyidi. hic dusunmedin mi bu kerizler niye 73ten aliyor diye.

  • 41. bir gün ölecek olmak

    korkutucu olmayandır. aksine insana bir rahatlama bile sağlar. ya ölümsüz olsaydık? asıl o fena, değil mi?

  • 42. galatasaray şampiyonluğunun coşkusuz geçmesi

    o kadar rutinleştiki artık sarmıyor aga be

  • 43. durduk yere insanın aklına gelen replikler

    "adalet dediğiniz o kadar da adil bir şey değil demek ki."

    ferhan şensoy (ibrahim) | pardon

  • 44. alman hayvanseverlerden türkiye'ye tepki

    türk insanının yaşadıklarının yarısını yaşasalar itlaf itlaf diye sokaklara dökülürlerdi.

    otoyola fırlayan köpek yüzünden kaza yapma riski olmayan, çocuğuyla yürürken köpek çetesine rastlamak gibi bir korku çekmeyen, işe okula giderken köpekleri düşünerek yolunu değiştirmek zorunda kalmayan, "acaba çocuğum servisten inerken bir köpek saldırır mı" diye endişelenmeyen, kuduzdan ölmek ya da kolu bacağı köpek dişlerinin arasında yitirmek gibi kaygıları olmayan tuzu kurular bu tepkiyi verebilir ancak.

    anca türkiye'ye tatile gelir, bedavadan az pahalıya tatilini yapar, istanbul'un keyfini çıkarırken "ay çok tatlıı, kediler ve köpekler istanbul'un asıl sahipleri ^_^" diye toplu taşımadaki köpeği, yemeğine dadanan kediyi çeker, insta'da paylaşıp like alır, ülkesine döner.

    zır deli tipler her gün gelsin evinin, iş yerinin önüne çuval çuval yemek artığı, kemik, mama döksün, pislik yaratsın, köpek çetelerini mahallesine dadandırsın, bak nasıl ağlaşıyorlar polizei diye.

  • 45. gitar çalma seviyesini anlatan parça

    fear of the dark- bas

    ilk zamanlar 7dk sonunda şöyle oluyordum*
    görsel

  • 46. fiziksel güzelliğin önemsizliği

    bu başlığı açan kardeş kendini kandırma boş yere. köpek alırken bile cinsine bakıp alıyorsun. tezgâhta meyve seçerken bile çürükleri ayırıp canlı olanları seçiyorsun. uğur böceğini sevip karafatmadan tiksiniyorsun. herhangi izlediğin bir dizide veya filmde hiç çirkin erkek veya çirkin kadın bir başrol gördün mü? ürünün kalitesine göre alıcısı çıkar herkesin alıcısı farklıdır. biraz ağır oluyor ürün falan ama gerçekler bunlar.

  • 47. kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri

    kılıçtaroğlu'nun yeri

  • 48. onlyfans içeriği kızının çıkan talihsiz baba

    terapist haldorsen de tam yavşakmış. tüm dünya basınına servis etmiş olayı.

  • 49. 2 şeritli yolda yaya geçidindeki yayaya yol vermek

    bu işin tek oluru, yaya geçidi önlerine tümsek atacaksın, hemde baya bir yüksek tümsek olmalı, başka hiç bir oluru yok.

  • 50. içtiği kahvenin fotoğrafını paylaşan insanın amacı

    kahve, yemek cart curt neyse artık.. bu tipleri asla çözemiyorum. ilk defa mı yemek yiyosun, ilk defa mı kahve içiyosun kamil/kamile