cobanyastigi2
profili

  • ihsan eliaçık mealine toplatma kararı

    adam oturmuş hiç olmazsa meal yazmış. ya bir de deseydi ki "bu tanrı sözü değil, sümerlerden başlayarak çeşitli sürümleri kayıt altına alınmış orta doğu halk kültürünün bundan yaklaşık binbeşyüz yıl önce hicaz bölgesinde kabul görmüş hali. bu gün okuyup aslında ne demek istediğini anlamak neredeyse imkansız, günümüze aynen uygulamak akıl karı değil, zaten uygulayan da yok, sadece istediği yöne büküp demagojisini yapanlar var"

  • evinde ölüp 10 yıl sonra bulunan adam

    olayı anlatan haber şurada, norveççeden tercümesi şurada yaptırılabilir.

    kapıcı polise gidiyor, polis kapıyı açtırıyor, adamı ölmüş, evi düzenli, buzdolabını, çöp kutusunu olağan şeylerle dolu buluyor, önce yadırgamıyor çünkü bir milyon nüfuslu oslo ve çevresinde her yıl öldükten en az yedi gün sonra evinde ölüsü bulunanların sayısı bir evvelki yıl 27, daha önceki yıl 32 kişi. hatta bunlardan bir tanesi öldükten 7 ay sonra bulunmuş. derken polis buzdolbındaki sütün üzerindeki son kullanım tarihini görüyor; nerdeyse on yıl öncesinin tarihi. bir de mektup buluyorlar o da on yıl öncesinden.

    acaba nasıl oldu da bu kadar yıl farkına varılmadı? araştırıyorlar. adam başka bir ülkede doğmuş, memleketteki ailesiyle ilişkiyi kesmiş, uzun yıllar önce oslo da bir garson kızla evlilik yaptığı anlaşılıyor. sonra ikinci bu sefer bir bürokrat bir hatunla bir evliliğinin kaydını buluyorlar. çocukları varmış, çocukları gazetecinin hikayeyi yazmak istemesini anlayışla karşılamışlar ama konuşmak istememişler. adam bu daireyi satın almadan önce oslo ve çevresinde bir çok adreste oturmuş, apartmanın yönetiminde bir ara toplantılara katılmış, az konuşur, asansörde sorulan sorulara evet veya hayır ile kısa ve gönülsüz cevap verir, komşuların dışında marketteki kasadar ve arada sırada kapısını çalan satıcılar dışında kimseyle konuşmaz görüşmezmiş. emekli maaşı bankaya otomatik yatar, evin giderleri otomatik oradan ödenirmiş. apartman yönetimi bir yıl bütün yangın alarmlarını kontrol ettirmişler, o adamınki edilmemiş. komşular adamın belki o günlerde bir sağlık kurumunda kaldığını veya habersizce taşınmış olabileceğini düşünmüşler. polis daha sonra devlet kayıtlarında adamın bir resmi adresi olmadığını farketmiş. tahminen vergi dairesinin mektupları geri gelince kayıtlı adresinin yanlış olduğu kanaatine varıp "adressiz" olarak kaydetmişler. emeklilik dairesinin de cevap alamadığını, belediyenin, bankanın, telefon katalogunun hiç bir bilgi verememesi üzerine emekli maaşını ödemeyip biriktirmişler, gelen faturaları da bu birikintiden ödemişler, yani adam kağıt üzerinde yaşamaya devam etmiş.

    adama 10 yılda tahminen 1400 mektup gönderilmiş, kutu dolduktan sonra, posta kutuya "kutunuz dolu" diyen bir mektup koyup gelen mektupları yıllarca geri yollamış. adam öldükten bir kaç yıl sonra yerel gazetede 70 yaşını dolduranlar listesinde adı geçmiş olabilir çünkü listeyi haber ajansı otomatik üretiyor.

    bu şekilde eskiden tonla belgeyi toplayarak yapılan işlemler artık bilgisayarlar birbirleriyle haberleşerek otomatik yapılır hale geldi ve toplum bu sayede milyarlar tasarruf ediyor. norveçin en ünlü teknik üniversitesi ntnu de profesör arne krokan 30 yıl önce yaşansaydı bu olayın bu kadar uzun süre gizli kalamayacağını iddia ediyor. bilgi işlem sistemleri bir şeylerin yanlış olduğu sinyalini verseler bile, takibinin sorumluluğu kimsede olmadığından havada kalıyor. hizmetleri otomatikleştirmenin cezası bu diyor krokan.

    acaba böyle şeyler türkiye'de de oluyor mu? olabilir mi? olacak mıdır?