supraterritorial1
profili

  • elif can yetim

    bu hanım kızımızın yazdığı iddia edilen maillerin önünü de ardını da okudum. yazışmaların doğru olup olmadığını bilmeden, okuduklarımı kısaca özetleyerek hem yüzlerce insana vakit kazandırayım, hem de bulantımı biraz azaltayım istedim:

    kartal anadolu imam hatip lisesi 1999 mezunu olan elif yetim’in hikayesi, 2008 yılında londra’dan döndükten sonra kökünden değişiyor. 2008’de bank asya’ya iş başvurusunda bulunuyor ama başvurusu dikkate alınmıyor. bir anlamda direkten dönen elif yetim’in çalık holding’e stajyer olarak girmesini sağlayan berat albayrak’ın ağabeyi serhat albayrak. berat albayrak’a ilk olarak 2010’daki iş görüşmesinden sonra teşekkür maili atıyor. berat bey o tarihte 6 yıllık damat ve 3 yıllık çalık holding genel müdürü. (muhtemelen yazılmıştır, genel müdür olarak kurumsal bir mail hesabı yerine yahoo mail kullanması ilginç.) berat bey’e görüşme sonrası attığı teşekkür mailinde “abi” yerine “berat bey” diye hitap ederken, muhabbet 7 ay içerisinde “kravatınız güzel değil ama yüzünüz huzur verici berat abi” seviyesine evriliyor. staja başlangıcının üzerinden 1,5 yıl geçtikten sonra yöneticisine sitem dolu bir mail atıyor elif. bu mailinden, genel müdür berat albayrak’tan bir tarihte çok kötü sözler işittiğini ve kendisine nankör denildiğini anlıyoruz. yöneticisinin elif’le arası iyi değil, kendisi şerh koyduğu halde torpille işe alındığı ve muhtemelen düşük performans gösterdiği için elif’e psikolojik baskı uyguluyor, yurtdışında yüksek lisans yapması için yönlendirerek kendisinden en temiz şekilde kurtulmaya çalışıyor, “sen çalışma, evde otur, çocuk bak” bile diyor.

    elif yetim 2011 yılında çalık holding’den ayrılarak ingiltere’de lisansüstü eğitime başlıyor. gerek yurtdışında gerekse döndükten sonra berat abisiyle arayı sıcak tutmaya devam ediyor. 2013 yılında yurda dönerek thy’de işe başlıyor. ama ne tesadüftür ki buradaki yöneticisi de (zeliha akça) kendisini pek tutmuyor (elif çalışmak yerine sürekli sağa sola mail yağdırdığı, kalite güvence başkanı’nın torpiliyle işe girdiği, yöneticisini aşarak rahatsızlıklarını başkan’a ilettiği için olabilir mi, kendileriyle aynı çalışma ortamında bulunmadığım için bu konuda yorum yapamıyorum. yine de şu kadarını söyleyeyim: düşünün ki 9 aylık bir çalışansınız, yöneticinizle ve çalışma arkadaşlarınızın birçoğuyla yıldızınız barışmıyor, hatayı biraz olsun kendinizde aramak yerine büyüğünüzü arayarak bu kişileri kovdurmaya çalışıyorsunuz, vallahi pes billahi pes.)

    başkan bakıyor ki elif yetim’in çalıştığı stratejik planlama ve yatırımlar müdürlüğünde gerginlik had safhada, problemi tüm departman çalışanlarını değiştirmek yerine elif’in müdürlüğünü değiştirerek çözmek istiyor. bu kararı öğrenen elif’in, başkana verdiği cevabı kendi kaleminden nakledelim: “şirketten de istifa ediyorum, bunu temel bey’e açıklarsınız”. temel bey dediği temel kotil, yani thy’nin o tarihteki ceo’su. bakınız, burası çokçokomelli... şirkette daha bir yılını bile doldurmamış, stajyerden hallice bir çalışan, başka bir göreve atandığı için “ben istifa edersem ceo’ya hesap verirsiniz” diye başkan’ı tehdit edebiliyor ve başkan da anında çark ediyor. bu nasıl bir gövde gösterisidir yarabbim, bu memlekette dayın olacak dayın! elif bununla yetinmiyor, şikayetlerini bir de thy genel müdür yardımcısı ahmet olmuştur’a bizzat iletiyor. (bu arada ahmet olmuştur da ülkenin en güzide yöneticilerini yetiştiren kartal anadolu imam hatip lisesi’nden mezun.) görüşme öncesi berat abi de bilgilendirildiğinden midir bilinmez, hiçbir yöneticisine yaranamayan elif hanım kızımız görüşmeden 3. havalimanı projesine dahil edilmiş olarak çıkıyor. bu görüşmeden bir ay sonra da, elif’e mobbing uyguladığı iddia edilen zeliha akça görevden alınıyor. (yerine atanan müdürün mezun olduğu liseyi mesajla gönderen ilk üç kişiye selam ve dua gönderiyorum, istanbul anadolu yakasında bir lise.)

    aradan 6 ay geçmeden mali işler bünyesindeki dört thy yöneticisi daha “şutlanıyor”. elif buna “temizlik” diyor ve “elif gibi istemek” deyiminin harcını bu noktada karmaya başlıyor: “makamlar ehil olmayanların elinden alınarak ehil olanın sorumluluğuna verilmeli”. bütün bunlar olurken takvimler mayıs 2015’i gösteriyor, elif’in berat abisi istanbul 1. bölgeden milletvekili adayı olmuş, akabinde bakan olacak, haliyle elif’in ağzı kulaklarında. dahası elif’in sevmediği ne kadar çalışan varsa şutlanmaya temizlenmeye devam ediyor, insanlar işinden oldukça elif mutluluktan çıldıracak gibi, berat abisine “allah razı olsun, tamamını bekliyorum” diyor. tamamı ne mi? thy’de işe başlayalı 1,5 yıl oldu ve elif’in artık müdür olması lazımmmmm!!!!! ne var ki bu sıralarda maili ve duayı azaltmış olacak ki, birkaç ay sonra rüzgar terse döner gibi oluyor. berat abisi artık ankara’da, onunla eskisi kadar ilgilenemez, tepesine uzman kadrosundan müdür atanıyor, üstelik bu müdür burhan kuzu’nun yeğeni muhsin gülmüş, yani rakip dişli sayılır. elif maille tacizin dozunu arttırıyor, artık sabır taşı çatlamış durumda. işi kendisi için müdürlük ısmarlama noktasına kadar vardırıyor, o müdürlük olmazsa bu, bu olmazsa şu... falanca müdürlük olacaksa önce genel müdür yardımcısı kovulsun, daha neler neler..

    derler ki, “elif gibi istemek” deyimiyle “gemi azıya almak” deyimini aynı tavada eriten kişi, bu dünyada her muradına erermiş. elif yetim de bunlardan biri işte...

    (bu arada, intihar gibi orantısız ve acımasız beklentilere girenler, beddua edenler görüyorum. biliyorum ki siz bu kadar kötü ya da mantıksız insanlar değilsiniz. okuduklarımızın tamamı doğru olsa bile elif, torpil yapılan ne ilk ne de son kişi. kaldı ki onun nazarında ona hakkı teslim edildi; torpilden, hak yemekten allah’a sığınır. olan biten gözümüze bu kadar detaylı sokulunca belki galeyana geldik, belki hayatta bir yerlere gelmek için çektiğimiz çileler, yaptığımız fedakarlıklar aklımıza geldi, ama mantıktan uzaklaşmayalım derim.)

    selam ve dua ile...