obispo35
profili

  • 21 ocak 2021 galericilerin zıvanadan çıkması

    inanılmaz bir çözüm varmış arkadaşlar zor ama bir deneyin:

    (bkz: almayın)

  • donald trump

    islamcıların trump'ı savunması 'ndaki en komik olay, kudüs'ü israil'in başkenti yapmasını yok saymaları.

    trump hiçbir amerikan başkanının yapamadığını yapıp fiilen filistin'i yok etti. bunu da resmi teklif olarak masaya koydu.
    şu kadar para alın ve israil'in içinde eriyin dedi.

    demek ki islamcıların filistin davası falan da tamamen hikaye. tek dertleri güçlü bir diktatöre ram olarak menfaat elde etmek.

  • bahattin şimşek

    insanlar kariyerlerini,mesleki hayatlarını göz göre göre yakıyorlarsa, mutlaka kâr zarar hesaplarını da yapmışlardır.

    yani, bu geceden sonraki hakemlik kariyerinden kaybedeceklerini ya hemen telafi etmiştir. ya da bundan sonraki hakemlik hayatının devam edeceğine dair garanti almıştır. zira bu gece gördüğüm beşer şaşar tarzı bir iş değildi.

  • lebron james

    oyunculuğu malûm ama bir de kişiliğine bakmak lazım. karakteri hakkında fikir verecek çok ilginç bir anekdot:

    lebron james cavs'in tarihindeki ilk ve tek efsane şampiyonluğunu kazandıktan sonra bir gün, cleveland'dan mütevazı bir arabayla, tebdil-i kıyafet detroit'e geçiyor. bildiğiniz gibi bu iki şehir yakındır araları 300 km'den az.

    lebron detroit'te gezip şehrin iyi mekanlarında falan takılıyor. detroit'i bilenler vardır, amerikan otomotiv sanayisinin çöküşünden sonra tum abd'deki en hızlı küçülen şehirdir ve suçun da başkentidir. bu yüzden lebron tamamen tanınmayacak hale kendini sokup bu perişan mahalleleri yerinde görmek istiyor. altında 2004 model chevy aracıyla başlıyor dolaşmaya.

    eninde sonunda korkulan oluyor ve silahli iki genç nigga lebron'un önünü kesip, "hey uzun ahbap açız ve zor durumdayız" diyerek lebron'un cüzdanıni istiyorlar.

    lebron bunlara "bakın ben zengin biri değilim cüzdanımda sizin için sadece 100 usd cash var ama eğer isterseniz size bir başka hediye verebilirim. ve jesus şahit olsun ki bu sizin için daha hayırlıdır" diyor.

    bunun üzerine soygunculardan biri "lanet olsun sana pis zenci derhal 100'lüğü tosla" deyip parayı alıyor.

    ancak diğer genç ben parayı istemiyorum "bu adam bir hurma çekirdeği de verse onun hediyesini alacağım" diyor ve kalıyor. diğer soyguncu lanet olsun adamım sen kafayı mı üsüttun gibisinden konuşup kaçıyor.

    akabinde lebron kalan çocuğu arabasına kadar yürütüyor ve bagajı açıp çocuğa bir tepsi baklava veriyor. ve çocuğa "senden ricam bu baklavayı kimseye satma ya da verme sadece kendin ye, umulur ki, böylelikle tanrı ve jesus sana sahip çıkar" diyor.

    bu sözler üzere imana ve izana gelen o genç ilzam olmuş şekilde eve dönüyor. acıktıgi anda da başlıyor baklavayı yemeye. elbette bir günde bir tepsi baklavayı bitiremiyor. ertesi gün şeytan aklına giriyor yediğini yedin kalanını sat diyor ama çocuk şeytani dinlemiyor. ve baklavanın son dilimlerini yerken ağzına cat diye bir nesne geliyor. neredeyse dişlerini kıracak olan şeyi çıkarınca bir bakıyor ki, gösterişli bir yüzük.

    kimseye göstermeye kiyamadigi yüzüğü internetten araştırınca anlıyor ki, lebron james'in en değerli şampiyonluk yüzüğü.

    yine şeytan aklına giriyor bir bakıyor ki yüzüğün değeri milyonlarca dolar. koleksiyon değeri ile açık artırmaya sokulsa hesapsız para edecek. ancak gencin yine kalp gözü açılıyor ve ne pahasına olursa olsun bu yüzüğü sahibine iade edeceğim diyor.

    uzatmayalım ilk otobüse atlayıp cleveland'a dönüyor ve lebron james'i görmek istiyor ancak elbette koruma ordusunu geçemiyor.
    orada korumaların başındaki adama yalvarıyor, kendisine "sadece detroit'teki arkadaşı baklavanın hatri için gelmiş" deyin diyor. bu mesaj iletilir iletilmez yol kenarında bekleyen çocuğun önünde devasa bir jeepin kapısı açılıyor. lebron çocuğu maiikanesine aldırıyor.

    çocuk bu yüzüğü asla kabul edemeyeceğini bundan sonra namusuyla işportacı olarak tako satacağını fakat hırsızlık yapmayacağını söyleyip yüzüğü geri veriyor. lebron cocuktan tum kimlik bilgilerini alıp onu özel araçla geri gönderiyor.

    son olaydan 1 hafta sonra çocuğun kapısı çalıyor. acinca karşısında takım elbiseli iki adam görüyor. kendisine bir banka cüzdanı uzatıyorlar. buna göre artık ölene kadar o hesaba her ay 10.000 usd yatırılacağı söyleniyor ve tam sağlık sigortasi da yapılmış durumda. çocuk gözyaşları içinde diz çöküp ağlıyor, "kurban olduğum rabbim, bu dünya lebron james'lerin yüzü suyu hürmetine dönüyor"diyor.

    ancak kendisinden istenen tek bir şey var, bu hayır hasenatin gizli kalması.

    işte o lebron james aslinda böyle bir gönül sultanı.

    kaynak: az bilinen lebron menkıbeleri - frankie jason fincher bölüm 1 sayfa 154.

    ayrıca: 86444235

  • jeff bezos

    isterse serveti 1 trilyon dolar olsun, anadolu'da lokantaya tek gitse aile salonuna giremez.

  • donanımhaber'deki covid ölümlerine dair iddia

    edit : link uçmuş diyenler için yeniden, ayrıca en sona yazıyı da kopyaladım ama orijinal yazının sonunda foto da var. dh link

    iddia bana ait değil sadece dh'den buraya ilettim .

    donanımhaber yazarı, covid-19 ölümlerinin gizlendiğine dair iddiasını, kız arkadaşının babasının ölümü ile delillendirmiş.

    sosyal medyada paylaşılmasını da özellikle istediği için linki aşağıya bırakıyorum.

    ne kadar doğru bilemiyorum, ben sadece iddiayı taşıdım.

    dh link

    --- spoiler ---

    herkese sağlıklı günler dileyerek yazıya başlıyorum. şimdiden yazının gidişatını kestiremiyorum fakat biraz uzun olabilir, okuyun ve okutturun lütfen. bizzat tecrübelerimi içerir.

    6 ağustos 2020 günü kız arkadaşımın babası corona şüphesiyle apar topar ambulans ile hastaneye kaldırıldı. çekilen ciğer filmi sonucunda buzlu cam görünümü mevcuttu ve hasta istanbul'da bir hastanede karantinaya alındı. yapılan test sonucu 9 ağustos 2020 günü covid-19 pozitif tanısı kesin olarak koyuldu ve hasta istanbul sancaktepe'deki pandemi hastanesine sevk edildi. hastayla irtibatımız hiçbir şekilde mümkün olmadığı için elimizden geldiği kadarını yapıp enabiz'dan uygulanan tüm işlemleri, tahlil ve raporları takip ediyorduk. bu süreçte hastane personeli de bizi her gün arayıp durum hakkında bilgilendiriyordu.

    günden güne durumu kötüye giden ve yoğun bakımda tedavisine devam edilen hastamızın 24 ağustos günü enabiz da tahlillerini kontrol ederken, ne hikmetse bir kez daha covid testi yapıldığını ve test sonucunun negatif olduğunu görmem üzere vefat haberini alacağımızı düşünmeye başladım. nitekim öyle de oldu. bir-iki saat içinde hastaneden arandık ve negatif covid sonucunun sisteme girildiği gün vefat haberini aldık.

    bu hastanede covid yüzünden vefat eden hastaların naaşı sancaktepe cenaze işlerine gönderilip burada cenaze namazı kılındıktan sonra defin işleminin yapılacağı yere naklediliyor. ve covid yüzünden ölen merhumun yanına hiçkimse alınmadığı için naaşı tanıma işlemi fotoğrafı çekilip yakınlarına gösterilmek suretiyle yapılıyor. biz sancaktepe cenaze işlerinde geçirdiğimiz yaklaşık 1 saatlik süre içerisinde 5 naaş buraya getirildi ve hepsinin ölüm sebebi covid idi.

    şimdi nasıl oluyor da sadece istanbul sancaktepe de 1 saat içinde 5 covid vakası defin ediliyorken, türkiye genelindeki günlük ölüm sayısı 15-20 arası lanse ediliyor?

    covid yüzünden vefat eden hastanın pozitifden negatife çevrilmesine dair kanıt:
    --- spoiler ---

  • ali babacan

    ali babacan dolar 2 tl iken "ekonomi fazla ısındı, frene basmamız lazım" dediğinde dönemin başbakanı"ne freni tam gaz devam edeceğiz" diyerek bugünleri hazırlamıştı. hatırlatalım.

  • #darbe

    yine darbe ayağına hangi antidemokratik düzenlemeler yapılacak acaba. darbe yapacaklar diye babacan'in partisini anında kapatmasınlar:)))

  • istanbul kart'a akbil demek

    ben ve yaşıtlarımin kıyamete kadar yapacağımız iş.

    akbil hayattır.

  • şempanze ile yiyeceğini paylaşan orangutan

    birilerinin dünyanın en ileri milleti sandığı japonların, zavallı hayvanları ne kadar berbat şartlarda, daracık, paslı zindanlarda tuttuğunu da göstermiştir.

    hayvanat bahçesi suçsuzlara ağırlaştırılmış müebbettir.

  • davutoğlu'nın iki ay içinde parti kuracak olması

    0 çekeceği için önemsiz durum. küskün aklardan başarı şansı olan tek kişi babacan diyorum. krizde ekonomik bir figür arayacaktır muhafazakar cenah. suriyeli göçünün mimarı, koyu bir siyasal islamcı değil.

  • rusya ile vizelerin tamamen kaldırılması

    uçak düşürülene kadar zaten rusya ile karşılıklı vize prosedürü yoktu.

    çok zeki hemcinslerim ne zannediyor ki, afet-i devran rus kadınlarının airbuslar dolusu tr ye akın edip, ilk gördükleri ekşici dostumuza ilan-ı aşk edeceğini mi?

    rusya hem çok pahalı bir ülke, hem de o eski açlıktan ölen 4 üniversite mezunu barbie yıllarını çoktan geride bıraktı. dikkat edin de sizin kız arkadaşlarınız st. petersburg'da ivan'la sevgili olmaya gitmesin.

  • 27 şubat 2019 rte'nin paylaştığı tweet

    eyt ve diğer talepkar memur - işçilerin umrunda bile değildir. satürn'den iki uzay gemisi dolusu adam gelse kapıyı açtıklari anda emeklilik ve tayin ister bu adamlar.

  • domuz eti

    eninde sonunda türkiye'nin de tam gaz üretimine geçeceği ve geçmesi de gerekli et türü.

    nüfus artışı, kaynakların kısıtlı oluşu ve ülkemizde hayvancılıkla uğraşan insan bulmakta yaşanan sıkıntı ortada. kırmızı et üretemediğimiz için fahiş fiyatlara tüketiyoruz. o da yetmiyor ta brezilyalardan şarbonlu hayvan alıp tüketiyoruz.

    konuyu birçok açıdan ele almak gerekirse,

    öncelikle domuz çok kolay üretilebilir bir hayvan. inek gibi doğum hızı çok az, koyun gibi nazlı bir hayvan değil. bir batında çok sayıda doğuruyor, yılda birkaç kez doğum yapıyor ve yavrusu çok kısa sürede 90 kg'ye çıkıyor. domuz gibi lafının hakkını veren zor hastalanan bir hayvan.

    diğer taraftan dünyadaki en güçlü ve rafine domuzların kuzey anadolu domuzu olduğu söyleniyor. örneğin internette gördüğünüz abd'li avcılar tarafından çekilen, avlanmış o devasa domuzların hemen hepsi karadeniz bölgesinde vurulmuş oluyor. bu açıdan tr'de tür avantajı da var.

    şimdi gelelim asıl mesele olan dini tutuma. yani üretirsek pazar bulabilir miyiz meselesine?

    öncelikle tartışmasız şekilde islam dinine göre domuz haramdır. kuran-ı kerim'de açıkça beyan edilmiştir. ancak şu da söylenmeli ki tr'de hiç de azımsanmayacak bir insan açıkça müslüman olmadığını beyan etmektedir. özellikle gençlikte deizm, agnostizm, ateizm patlaması yaşanmaktadır. bu gençler batı tarzı yaşamı tüm ögeleriyle yaşamak istediğinden, domuz eti tüketimi de kısa sürede bu kesim içerisinde artacaktır. ayrıca mahalle baskısı yüzünden elhamdülillah müslümanım deyip, içinde büyük tepki biriken sayılamayacak kadar insan var.

    diğer taraftan bir de müslümanım ama ucuz olsun da ne olursa yerim diyen de ciddi bir kitle var. ben bu kesimin de hard discount markete, sözgelimi kilosu 10 tl ye kıyma kondu mu gayet tüketeceklerini düşünüyorum.

    diğer taraftan şunu da söyleyeceğiz, islam dininde en az domuz eti kadar allah adına kesilmeyen hayvan eti de haramdır. hakeza ehli kitabin kestiği et helal iken ateistin kestiği et kesin şekilde haramdır. bu durumda brezilya'dan, sırbistan'dan, rusya'dan gelen karkas ne derece helaldir, bunları hangi şahıslar allah adına kesmektedir, yargıyı size bırakıyorum. yani aslında şu an ithal eti tüketen bir müslüman, "şüpheli şeylerden sakınınız" hükmünü açıkça ihlal etmektedir. bunu da bir tarafa koyalım.

    diğer yandan konu dönüp dolaşıp sağlık konusuna gelecekse, bu eti tüketen ülkelerdeki gıda güvenliği ve genel sağlık durumuna bakarsak söylendiği gibi risklerin olmadığını görüyoruz. et fiyatını düşürmek için kendimizin üretmediği, ucuz olsun da nasıl olursa olsun diye saldırdığımız ithal etlerin ne hastalıklar getirdiği de malum.

    işin ekonomik boyutu da ortada, cari açık için yeterince kalem yokmuş gibi bir de kırmızı et de açık veriyoruz.

    neticede devlet bu et türünün üretimindeki her türlü engeli kaldırmalıdır. yalnızca karışım etli ürünleri en sert şekilde engellemelidir. ayrıca bu et türü okuma yazma bilmeyenin dahi algılayabileceği şekilde etiketlenmeli ve kendine özel reyonda satılmalıdır. bu şartlar sağlandıktan sonra, kimse bir diğerinin ne yiyip içtiğini belirleme hakkına sahip olmamalıdır.

  • dövme yaptıranların genelde boş insanlar olması

    80'li yıllara kadar avrupai kültüre sahip, marjinal, çok azınlık insanlar dövme yaptırır, alaturka zihniyetteki arabesk tipler beğenmezdi. şimdi ne kadar vasat altı, minibüs şoförü, nargileci, arabesk tip varsa dövme yaptırıyor, daha rafine bir zevke sahip insanlar beğenmiyor.

    yani haklılık payı günden güne artan iddia.