bok gibi solo calan adam5
profili

  • corona virüsünün yayılmaması için çözüm önerileri

    devlet tarafından uçakla tüm ülkenin üzerine kolonya dökülmesi.

    edit: entry baya beğenilmiş. burdan obicham te sezen.

  • türk hava yolları'nın 1.12 milyar tl zarar etmesi

    olmayan zarardır. edilen kar, daha yüksek miktarda karlılık için şirketin büyümesine harcandığından şirket zarar etmiş görünmektedir. aynısı amazon ve tesla gibi şirketlere de olmaktadır. girin bakın her sene zarar etmiş gözükürler. ama gittikçe daha da büyürler.

    edit: imla.

  • anasının amı gibi geçen gün

    yanlışınız var, dündür. bugün ise devamıdır.

  • 22 mart 2019 dolar kuru

    merkez bankası gösterge faizi %24 iken bankaları eşkiyalık yoluyla faizleri indirmeye zorlarsan, yabancısı yerlisi tabi sana güvenmeyip kaçar. bu cin fikir hangi zekanın ürünüyse kutluyorum. ama anlamadığım iki şey var, birincisi ortaya çıkmayacağını nasıl düşünebildiler? ikincisi ise yatırımcılar bunu neden bu kadar geç fark etti?
    tahminlerin çok üzerinde yükselmiş kurdur.

    bunu hemen şöyle açıklayalım;
    yatırımcı: kardeşim senin enflasyon hafiften yükselmeye başladı faizi biraz yükselt te kaldığımıza değsin. (3.80)
    devlet: aman abartmayın canım faizi yükseltirsek enflasyon da yükselir ekonomi hepten durur. (4.05)
    yatırımcı: kardeşim bak faizleri yükseltin ben gidiyorum ona göre. (4.50)
    devlet: faiz enflasyona sebep olur.. (4.80)
    yatırımcı: bak gidiyorum (4.95)
    devlet: git ulan yiyorsa allahın dış mihrakı seni.. (5.20)
    yatırımcı: dolar daha güvenli, enflasyonu yok ve reel faizi baba gibi. ben kaçtım güle güle.. (5.90)
    devlet: kaçmazsan adam değilsin. (6.20)
    yatırımcı: ... (7.20)
    devlet: la gel gel vercem sana faiz söz. (6.80)
    yatırımcı: sana inanmıyorum (6.55)
    devlet: al sana %24 faiz paşalar gibi ye iç (6.10)
    yatırımcı: yetmez ama neyse hadi geleyim aferin aklın başına gelmiş (5.20)
    devlet: lan bu faizi yükselttik ama ekonomi durdu, yok mu çözümü bunun? hem dolar yükselmesin hem ekonomi işlesin seçimi kazanalım. (5.17)
    cin fikir bir dostumuz: bankalarla gizli odalarda konuşalım. kredi faizlerini düşürsünler mevduat faizini aynı tutsunlar birazcık karları azalır bi şey olmaz ekonomi de işler 1-2 ay idare etsinler canım nolcak.
    bankalar: wowowowowow karımdan vazgeçemem. ama eğer sizin de rızanız varsa mevduat faizlerini de indirirsem kredi faizlerini ancak o zaman düşünebilirim.
    devlet: napsak? yatırımcıya da söz verdik..
    cin fikirli dostumuz: merkez bankası gösterge faizi gösterge olarak kalır bir şeycik olmaz ya. 1-2 ay yeter. zaten farketmezler çoğu insan %24 ten senelik vadeye girdi.
    devlet: iyi bakalım o zaman senin dediğin olsun banka kardeş (5.40)
    yatırımcı (2 ay sonra): lan?!?!??? (5.80>)

    edit: düzeltmeler..

  • insanların tek başına bir aktivite yapamaması

    çevremdekilerden, ne zaman tek başıma sinemaya, konsere vs. gitsem sürekli işittiğim "yalnız mı gittin?" , "olum söylesen beraber giderdik" vb. sözlerle ve de acıyan gözlerle bakmasından mütevellit farkettiğim durum.

    insanlar tek başlarına sinemaya, tiyatroya, konsere, içmeye ve belki de yakın bi zamanda sıçmaya da, ve hatta alışveriş'e yalnız gidemiyorlar gibi bir durum var ortada uzun zamandır farkına vardığım. hayır, sorun benim henüz ruh ikizi bir dost ya da eş bulamamamdan mı kaynaklanıyor bilemiyorum fakat bana oldukça saçma geliyorlar.
    çünkü, bana göre bu tür etkinlikler kesinlikle tek başına yapılması gereken etkinliklerdir.

    sinemayı ele alalım. evet, film'den sonra film hakkında tartışabilecek biri olur yanınınzda. fakat... filme karar verebilecek misiniz? bir şekilde onun istediği veya kendi istediğin filme gittiniz. ikinizden biri diğeri kadar keyif almayacak. şahsen ben, manchester by the sea gibi bir filmi izlerken buna şahit oldum. ben, filmin durağanlığına ve müziklere, atmosfere odaklanmış, büyük bir hayranlıkla filmi izlerken, yanımdaki arkadaşlarım "bu nasıl film amk, böyle dram filmi mi olur saçma sapan film" şeklinde takılıyorlardı.
    keza bu yaz spiderman homecoming filmine arkadaşımla beraber gittiğimde, iron man sahnelerini ağzımdan salyalar akarak ve büyük heyecanla izlerken, yanımdaki arkadaşımın hiç zevk almadan öylece izlediğini gördüm.

    konser için yine keza böyle. ortak sevdiğiniz gruba gidersiniz fakat arkadaşınız sizin kadar hayran değildir. ya da tam tersi. fakat yalnızken, hem onunla ilgilenmek gibi bir sorununuz olmuyor hem de istediğiniz gibi kopabiliyorsunuz.

    alışveriş konusuna gelince, zaten halen daha neden "evet tek başıma gittim" dediğimde yadırganıyor anlamış değilim. ordu halinde mi gezmemiz lazım? ben yanımda birisi varken yeteri kadar rahat olamıyorum. kararsız biriyim ve boş seçenekleri çok çabuk eleyen ve fakat kalan son seçimlerimde aralarında çokça gidip gelen birisiyim. arkadaşlarım ise genelde almayacakları şeyleri bile defalarca giyip çıkaran, üzerine kafa patlatıp mal mal düşünen insanlar. hayır, adamların en sonunda neyi alacaklarını onlardan daha iyi biliyorum genellikle ve sonunda gidip onları alıyorlar. ayıp olmasın, sıkıldığımı düşünmesinler diye söylemiyorum da "olum bak sen en sonunda bunu alacaksın boşuna diğerlerine bakma" diye.

    dışarı çıkma konusuna gelince de biraz karşı tarafı ele alalım. liseden beri sürekli beni buluşmaya çağıran, her seferinde de boş boş oturup saçma konular üzerine muhabbet edip boş yere vakit ve nakit öldürdüğümüz ve hiç te hayır diyemediğim bir dostumla bu yaz tatile gittim.
    ve fakat gördüm ki adam beni yanında sadece yalnız gitmiş olmamak için çağırmış. bana videosunu, fotoğrafını çektiriyor. nereye gitmek istese yanında beni de zorla sürüklüyor. isin fenasi, o da icten ice yanlis kisi ile tatile ciktiginin farkinda ve beni yanina yakistiramiyor. bunu da beraber hic fotograf cekip sosyal mecralarda paylasmamasindan cok rahat anladim. ha ne alaka diyebilirsiniz fakat kendisi sosyal medyayi oldukca etkin kullanan birisi. mesela her gece club'a gittik. fakat hepsinde zorla götürüldüm. kaç kere hayır desem de sonucunda hep "buraya yatmaya mı geldin?" tarzı sözlerle karşılaştım. evet anasını satayım. şehir stresinden uzaklaşıp, kafa dinlemeye ve havuza girip güneşlenmeye, keyif yapmaya geldim soktuğumun tatiline.
    ama sonuçta ne oldu? 5 günlük tatilde her gece dışarı çıktık ve her defasında bok gibi para harcadık. ne için? rezil, playback yapan popçular için. ağır abiler, localarda otururken onlara hizmet eden bodyguard tipli garsonların bizi itip kakarak geçişleri için. yanımda mal gibi zıplayıp, kafasını sallayan arkadaşıma ayıp olmasın diye gitmek istediğimi söylemez ve kalırken, onun bana "neden mal gibi tüm gece öylece durdun?" demesi için ve tüm bunların üstüne para vermek için. ha en sonunda ne oldu? tatil dönüşü çocuğa durumu usulca anlatıp, iyi bir insan olduğunu fakat kafa yapımızın uyuşmadığını ve artık görüşmek istemediğimi söyledim. karşılığında "sevgilinden mi ayrılıyorsun amk?" tarzı asalakça bir cevap aldım ama olsun. geç olması hiç olmamasından iyidir ve zararın neresinden dönsen kardır demişler.

    sonuç olarak arkadaşlar, yalnız bir aktivite yapmaya çekinmeyin. yapın. yeni popüler kültüre ayak uydurmayın. insanın en iyi dostu kendisidir. arada kendinizle yalnız kalın. korkmayın. ve en önemlisi yalnız kalmak isteyen ve ya yalnız aktiviye yapan insanlara acıyan gözlerle bakmayın. zorlamayın onları. hoş şeyler değil inanın.

    edit: şöyle bir video varmış konuyla alakalı. @baharda bluescu olan metalci paylaştı sağolsun.