Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 9 aralık 2023 beşiktaş fenerbahçe maçı

    necip'in babası yönetse ayıptır deyip bir sarı verirdi en azından

  • 2. köpeklerin parçaladığı çocuğun entübe edilmesi

    (#159541943)

    “ben durduk yere insana saldıran köpek görmedim.”

    fıkra bu kadar arkadaşlar. böyle ruh hastaları ile mücadele ediyoruz işte.

    tabi profil resmine bakıyorsun. cins köpek besliyor büyük ihtimal. arada da cebine üç beş mama koyup, sokaktaki köpeklere verir. kendini çok merhametli falan sanıp gönlünü rahat tutar.

  • 3. youtube'dan izlenerek halledilen en son iş

    millet arabasının bakımını evinin tamirini yapıyor. ben de hala kaşarlı omlet tarifi izliyorum.

  • 4. sokak köpeği sorununa çözüm projeleri

    diyelim ki ülkedeki her 100 köpekten 90'ını kısırlaştırdın. (imkansız ama başarılı bir operasyonla bunu başardın diyelim) bir dişi köpek bir doğurmaya 8-10 tane doğurabildiği için, yine çoğalmanın önüne geçebilmen mümkün değil. nüfusları inanılmaz fazla şu an. kaldı ki, kısırlaştırma diyelim ki başarılı oldu, en az 8-10 yıl boyunca yine saldırıların önüne geçemezsin. bu süreçte ölen insanlar ölsün, kalan sağlar bizimdir diyemezsin. hiçbir şey insan canından önemli değil. o yüzden maalesef aynı avrupa ve abd'de olduğu gibi, uyutma dışındaki hiçbir çözümün geçerliliği yok. bu iş ne kadar geciktirilirse, sorun o kadar büyümeye devam edecek. halı altına süpürüp, halk gazı alacak hamasi söylemlerle bu iş çözülmez!

  • 5. evine yılbaşı çam ağacı alanların zeka seviyesi

    arap gibi giyinip arap gibi yaşarsa arap cennetine gideceğini zanneden az gelişmişlere dert olmuş demek.

  • 6. mihrez isimli cini öldüren hoca

    şimdi bize salakça geliyor ya bu video. heh işte bu adamın hayalindeki cini öldürme sebebi cinin müslüman olmaması. yani ileride bu gibilerin ellerine güç geçtiğinde öldürmeye çalıştıkları tek şey hayali cinler olmayabilir.

  • 7. kafayı sokak köpekleri ile bozmuş kitle

    çocuğu köpekler yemiş yahu, siz neyin kafasındasınız? neyi savunuyorsunuz? rahatsız olmamak mı gerekir bundan? normaldir olabilir böyle şeyler denip geçilmeli mi?

    sokak köpekleri bir güvenlik sorunudur ve çözülmelidir.

    evet tek güvenlik sorunu değildir ancak tüm sorunları aynı anda çözmek zorunda değiliz, hangisini çözsek kar.

  • 8. polise yumruk atan starbucks eylemcisi

    amk adamlar mekan mekan gezip eşkıyalık yapıyor haftalardır umrunuzda değil de , taaa ki polise mukavemet edince mi sinirlendiniz ? onlar ne kadar arap seviciyse , sizde düzen sevicisiniz.birbirinizden farkınız yok bence !

  • 9. hatırası olup kapanmış mekanlar

    bir türkiye klasiği olarak, daha 25-30 yaşına gelmeden bile sayılamayacak kadar çok olan mekanlar.
    bu hoyratlığımız, bu sıfırın altında kent belleğimizle çok şey kaybediyoruz, çok yazık oluyor. ne mimari kalıyor, ne mekanla toplumla kurulan ilişki kalıyor.

    gerçekten şahsen beni ülkeye dair en çok üzen şeylerden biri bu.

    şahsen en büyükler hariç, kişisel hikayesi bol olan ve o yüzden kapanması beni en çok üzen 3 tanesini yazayım:
    (bkz: kabalcı kitabevi)
    (bkz: arnavutköy bp) - burasıyla ilgili benzer şeyleri hisseden güzel ruhlar yeşillendirebilir, dernekleşelim bir şey yapalım.
    (bkz: emek sineması)

    ama dediğim gibi, abartısız yüzlerce yer sayılabilir. hepsi ayrı ayrı üzüyor.

  • 10. atilla karaoğlan

    kendisini beğenmem, maçı da kötü yönetiyor ama bazen hakemlere hak veriyorum; sahadaki bütün futbolcular kötü niyetli. hepsi sahtekarlık ve ayrımcılık peşinde.

    %1000 penaltıya tüm takım itiraz ediyor. rakibin saçı dokunsa 40 takla atıyor futbolcular...

    bu ortamda iyi hakemlik yapmak imkansız, iyi hakem de bırakıp gider bu rezilliği.

  • 11. rıza çalımbay

    futbolcu olan rıza çalımbay bir beşiktaş efsanesidir.

    teknik direktör olan rıza çalımbay anadolu takımı hocasıdır, beşiktaş'ın hocası değildir.

    nokta.

  • 12. kız arkadaşını paraya satan youtuber

    çok afedersiniz, videoyu izlerken utandım, yerin dibine girdim. ağlıyormuş gibi garip hareketler, kız arkadaşının yüzünü gösterecekmiş falan filan. lan oğlum, 2100 kişi bu salağı neden takip ediyor ve izliyor? ara gaz verecekmiş. bu yüzden salağa para gönderiyorlar. lavuk da ağlıyor. küfür edecektim ağız dolusu ama etmiyorum artık.

    (bkz: tiktok yasaklansın kampanyası)

    edit: tekrardan çok özür diliyorum, 256 bin tane salak bu şahsı takip ediyormuş. allah akıl fikir versin cümlemize.

  • 13. 13 yıl önce halk selamünaleyküm demeye çekiniyordu

    42 yaşındayım hiç selamünaleyküm demeye cekinen bir halk görmedim. en azından bursada böyle bir cekinme yoktu.

    belki olay istanbul nişantaşında filan olmuştur.

    edit; la olum siz delirdiniz mi? bu yorum için özelden küfür edelir mi? hepine selamun aleyküm manyak herifler.

  • 14. devlet izin verse köpekleri yok eder misiniz

    sokakta köpek olmaz. sokak hayvanı diye bir şey olmaz.

    medeniyetsizliğinizi hayvanseverlik adı altında o hayvanlara da zarar vererek, erdem sinyalciliği ile gizlemek dışında bir bok yediğiniz yok.

  • 15. samet akaydın

    el alem gider konya'dan abdülkerim alır herif maldini'ye dönüşür, biz ligin revaçta takımının stoperini alırız herif maldonado'ya dönüştü aq.

  • 16. kaan ayhan'ın hakemi rakibin üzerine itmesi

    gecenin o vakti, kısacık şortla hakemin orada ne işi varmış.

  • 17. yılbaşı kutlamak bizim kültürümüzde yoktur

    feto'nun uydurduğu kutlu doğum haftasını kutlamak kültürünüzde vardı ama.

    noldu neden bıraktınız. peygamberin doğum tarihi mi değişti.

    (bkz: ya sabır)

  • 18. aöf mezunlarının kendini lisans mezunu sanması

    gayet de hakları var. şimdi isim verip birilerini rencide etmek istemiyorum ama gidip abuk subuk bir taşra üniversitesinde bomboş geçen bir 5 yıl neticesinde alınan lisans diploması aslında aöf diplomasından pek de farklı değildir. hatta vizyon sahibi bir aöf öğrencisi bunlardan çok daha yüksek nitelikler elde edebilir lisans eğitimi boyunca.

    sanki bana lablardan dışarı çıkmıyor haspalarım.

  • 19. gizem bağdaçiçek'in kafasına eliyle bastıran polis

    pakistan polisine benziyor, türk polisine pek benzetemedim. ya da türkiye pakistan oldu.

  • 20. ekrem imamoğlu'nun 5 yılda ne yaptığı sorunsalı

    * bitirdiği 5 metro hattı, kendi kendine finansman bulduğu ve başlattığı 10 metro hattı projesi.

    * üniversite öğrencilerini tarikatların kucağından kurtarıp modern ve temiz yurtlara yerleştirmesi. öğrencilere burs desteği vermesi.

    * betoncu talan rant ve arazi peşkeşlerinin bitmesi yolsuzluğun sıfırlanması, belediyede çöreklenmiş partizan bankamatik calişanlarının temizlenmesi.

    * anneler ve bebeklerine semt kreşleri, süt ve ulaşım yardımı

    * halk ekmek ile koca bir yoksul nüfusun ekmek ihtiyacını karşılaması

    * sadece 1 tane çalışan çöpten elektrik üretme tesisinin sayısını 6'ya çıkarması

    * bir sürü semtin altyapı sorununu çözüp sel baakınlarının önüne geçmesi.

    * haliç ve kurbağalıderenin ilk defa adam gibi temizlenmesi. haliç kenarındaki tramvay hattını bitirip etrafını parklar ile bezemesi.

    * metruk ve harabe halindeki tarihi binalar, surlar, palaslar, otel ve işyerlerini restore ederek sanata açması.

    * tarihi çeşmeleri restore edip su vermelerinin sağlanması

    * betoncu akp"nin asla yapmaya yanaşmadığı kent ormanlarını yapıp halka açması

    * depreme dayanıksız binaların yıkılıp yenilenmesi, yerlerine mimarisi güzel modern sağlam evlerin yapılması. akp'nin komple çuvallayıp milleti mağdur ettiği kangren olmuş fikirtepe kentsel dönüşüm sorununu kökten çözmesi.

    * esenler otogarı ya!! başka söze gerek var mı?

    * adalarda faytona son, elektrikli araçlar hizmete girdi. o kadar acı koydu ki, zerre hayvan sevgisi olmayan akp atları türkiye'de takip etmeye başladı başlarına bir şey geldi mi hastalandılar mı diye.

    * dev konserler ve kültür sanat etkinlikleri ile istanbul tam bir avrupa sehri gibi canlı bir hayata yelken açtı. bütün hükümet engellemelerine rağmen.

    eksikler var mı var:

    taksim başta olmak üzere mimari yarışma açtığı meydan projelerini akp engellemesi yüzünden yapamadı. bunun icin belediye meclisini de kazanması şart.

    * taksi devrimi de benzer şekilde akp engellemesine takıldı. istanbullular taksi çilesi çekmeye devam ediyor.

  • 21. çocuğumu ısırmamışlar resmen yemişler

    tek diyeceğim şu olur.
    ortada “benim çocuğumu yemişler abi, yaşama şansı yok” diye feryat eden bir baba varken, hala gelip sokak köpeklerini savunan tipler varsa, alayının beynini sikeyim. üç gün önce de benim akrabama saldırdılar. çocuk kalıplı da boğuşarak kurtuldu köpeğin ağzından. çığlık seslerini duyup adamlar yetişmese belki çok farklı bir durumla karşı karşıya kalacaktık.

    sikerim sizin itini köpeğinizi. şuna bir çözüm bulun abi artık. sokak köpeği nedir lan ? olum yıl 2024 olacak. derdimizi sikeyim ya. la bizden bir bok olmaz ya !

  • 22. dünyayı en iyi o yönetir denilecek dizi karakteri

    agâh beyoğlu

  • 23. somali cb'nin oğlunun yurt dışına kaçması

    muz cumhuriyetinde sıradan bir olay.

    bu arada somali cumhurbaşkanının oğlunun kuryeye arkadan çarpıp kaçtığı video istanbul büyükşehir belediyesinin mobese kamerasından çekilmiş. eğer ibb akp’de olsaydı bunu da kaybederlerdi elbet.

    ailesine sabırlar dilerim.

  • 24. kızılcık şerbeti (dizi)

    doğa'nın niye fatih'le yeniden evlenmesi gerekiyor? madem her şey doğa'nın istediği gibi olacak, velayette anlaşsınlar. niye yeniden evleniyorlar??

  • 25. aylık geliri 100 bin lira olan erkek

    türkiye standartlarında oldukça başarılıdır. güzel rakam.

  • 26. beşiktaş

    10 senedir şampiyon olamamış, inönüde kaç maçtır galibiyeti yok, cl ye gittiği son sene kenarda ps1 reklamları var üşenmeyip buraya gelip küçük yazıyor tek hücreli :). karakteri bu kadar zayıf, bu kadar ezilmişlik duygusunda boğulan adamlarlarla aynı sporun taraftarı olduğumuza üzülüyorum dostlar.

    neyse güzel bir hava yakaladık akşam vurup geçelim.

  • 27. deniz göktaş

    saçlarını kesince bıyıklı bir lezbiyene benzeyen başarılı komedyen.

  • 28. oyun oynayan erkeklerin erkek olmadığı gerçeği

    ps5, yenge'den daha çok rağbet görüyor sanırım ajsjfjf

    t: iq'su düşük kezban beyanı

  • 29. 8 aralık 2023 galatasaray adana demirspor maçı

    beni keyiflendiren takimimin son maci.

    ama cok elestiriyoruz. diger takim taraftarlarinin elestirileri bir kenara dursun takimin ve okan hoca’nin hakettiginden fazla elestiri aldigini dusunyorum. ve daha kotusu az takdir ediyoruz.

    yakin tarihin en istikrarli oyunu oynaniyor. sadece sonuc odakli degil. sahada hic silinmiyor galatasaray. hep bir plani uygulamaya calisiyor. sezonun bu noktasinda sadece ligte 11 direkten donen topunun olmasi nekadar sanssiz oldugunu gosteriyor. bu agir fiksturu 2 bayern 1 hatay maglubiyetiyle gecmek buyuk bir is. galatasarayin oynadigi oyunu izlemek de cok keyifli degil mi? evet tete sacma sapan gol kaciriyor, zaha son 2 mactir hayalet icardi keza formsuz. ama ayiriyor musun 2 saniye gozunu ekrandan. ben adim kadar eminim fenerbahce taraftari bile iple cekiyor bu maclari. bu takimin potansiyeli cok yuksek. bunu onlarda biliyor. suan yuz uzerinden 60 -70 dolaylarinda 1.5 sezon oynadi bu takim. biz bunca zaman her sezon 1 hafta 75’ lik takim 3 hafta 30’luk maclar izledik. kazandigimiz maclarda izlemekten yoruluyorduk. ıngiliz kanali tnt spikerlerinin manu macinda mac boyunca defalarca altini cizdigi gibi: galatasarayi izlemek cok zevkli. sampiyonlar liginde city ve bayernin ardindan en cok gol kaciran takimmis galatasaray. kacirmak demek uretmek demek. gecen sezon basinda giresun’a karsi emre akbabanin ayagina bakiyoduk.uretsin diye. bunlari unuttuk, dunya futbolunda bir karsiligi var bu futbolun. cok mutluyum. kopenhag’da ne olursa olsun. ben takimimi begeniyorum. bende kredileri cok. kolay degil bu adamlar temmuzda acti sezonu. dualarimiz sali gunu kazanmak icin onlarla olacak.

  • 30. lisans + master + doktora sonrası işsiz kalmak

    herkes kendini geliştirmeye bağlamış da bu ülkede olup hala buna inaniyorsaniz kusura bakmayın ama süzmesiniz demektir. sınırlarımız içinde iş sahibi olmanın belli şartları var aklı olan biliyor görüyor zaten. gerisini geçiniz.

  • 31. güzel kadın çok iken yakışıklı erkeğin az olması

    maskülenitenin ölçüsü keskin çene hattı, çıkık elmacık, geniş omuzlar ve belirgin sixpacklerdir. öyle midir? yarrak öyledir.

    maskülenite denilen erkek puanlama sistemi, ticaret hacmine endeksli bir sistemdir. ticarette tutunamamak doğal seçilimdir. ticarette büyümek muktedir olmaktır. ilk gerçek budur.

    başlığın kendiyle çelişkili olduğunu anlamak için hayatta biraz yol almış olmak gerekiyor. aynı mantıkla düşünüldüğünde 'zengin erkek çok iken zengin kadının az olması' sorunsalına ne diyeceğiz? cevap yok. cevap olmaz tabi.
    sistem kadınları genç ve çekici olmaya odaklandırdığı gibi erkekleri de muktedir olma yarışına sokmuş.

    kadınlar zaman ile yarışıyor. genç kalma mücadelesi veriyor. her kadın bunu başarabilir, kontenjan sınırlaması yoktur. bir kadının güzel olması, diğer kadının çirkin kalmasına sebep olmaz.

    erkeğin yarışı ise çok daha acımasızdır. erkekler puanlama değil sıralama yarışı içindedir. kontenjan sınırı vardır. ya ilk yüzde 10'a girip muktedir olunur, ya da muktedirlere biat edilir. 2. sanayi devriminden beri düzen tüm çıplaklığıyla bu şekilde işliyor. erkeğin tüm odağı başarı ve zenginlik üzerine yönlendirilmiştir.

    üzücü ancak, etraftaki erkeklerin yüzde 90'ı sıralama dışı kalmış erkeklerdir. yakışıklılık için ideal kilo, düşük yağ oranı, düzgün postür, giyim stili, mental farkındalık ve kişisel bakım gerek. bunları sağlamak için gerekli maddi kaynak, zaman ve enerji yüzde 10'luk erkekler tarafından sömürüldüğü için erkeğin bedensel estetiğe ulaşması kadına göre çok daha zor oluyor.

    fakat son yıllarda sosyal medya, gelir dağılımı çarpık ülkelerde dengeleri acımasızca netleştirdi. artık orta-alt sınıf erkekler zengin olmadan aile kurmaktan kaçınıyor. burjuva aileden gelmeyen görece kültürsüz ama amı pembe kadınlar da başarılı erkekler tarafından fark edilmek için güzellik yarışına giriyor. sonuç? sonuç komedi. 30'lu yaşlarını sorumluluk altında debelenmek yerine 1+1 evinde 31 çekerek geçiren erkekler, iş adamlarının metresi olmuş güzel ama vizyonsuz genç kızlar.

    gelir dağılımı adil, ekonomik refahı yüksek, sınıf farkı olmayan ülkelerdeki erkekler daha yakışıklı oluyor. gelir dağılımı adaletsiz, ekonomik kriz içinde, sınıf farkı olan ülkelerdeki kadınlar da daha seksi oluyor. ne hikmetse artık.

  • 32. tayland'da klozetten komoro ejderi çıkması

    adam başlığa ayar vermeye gelmiş, komodo ejderi yazacak, sıfır bilgiyle komodor ejderi yazıyor. ayar verecek adamın bile kalibresi düştü. yok commodore 64 ejderiymiş.

    yeni ekşi sözlük'e hoş geldiniz.

  • 33. çok güzel seven erkek

    çok güzel seven erkeğin değeri ayrılındığında anlaşılır. çok güzel sevmenin erkeğe bu yüzdendir ki hiç bir faydası yoktur. çünkü kadınlar kendilerini karmaşık sanan basit varlıklardır.

  • 34. ateizmin çöküyor olduğu gerçeği

    ben bu ben müslümanım diyenlerdeki bir şeyleri ispat çabasına hastayım. bundan 10 sene önce sarsılmaz bir müslümanken de asla kimin inanıp inanmadığıyla ilgilenmezdim. zaten hesabı ben vereceğim bana ne başkası neye inanıyorsa diyordum. şu an deizm civarlarındayım ve yine bana ne diyorum. arkadaşlar diyelim ki var. hesap alman usulü niye sürekli ispat peşindesiniz? ha ispatlamanız imkansız da niye kasıyorsunuz bu kadar? çağ ve bilim ilerledikçe ateizm ve deizm tüm dinlerin toplam inananını geçecek hazırlıklı olun sonra üzülürsünüz.

  • 35. sanal kumar bağımlılığı

    bu entry'nin amacı, çok yakın bir arkadaşımla tecrübemden yola çıkarak sanal kumar illetine bulaşanlarla ilgili özet bir rehber hazırlamaktır.

    hayatımın ilk 24 yılını kardeş gibi geçirdik, hatta kardeş olsak bu kadar vakit geçirmezdik belki de. aynı yıl doğmuşuz, o benden üç ay büyük. hatta ağzımızda dört diş varken güldüğümüz aynı koltukta fotoğrafımız var, 6 yaşında top oynarken, 10 yaşında piknikte, 12 yaşında babalarımızın dükkanında... sonra evlendik, semtler uzaklaştı, ara ara telefonlaşsak da kabul edelim, koptuk. ben adları büyük okullar okuyup beyaz yakalı oldum, o meslek lisesinden sonra ticarete girdi.

    bu arka plandan sonra başımdan geçen hikayeyi anlatıp sonunda şu soruyu soracağım: bu kumar illetinin çözümü yok, fakat kişiyi nasıl kontrol altına alabiliriz?

    - geçen yıl eylül ayına kadar yılda bir ancak görüştük, o gün görüşelim diye beni çağırdı, çok mutlu, bir yerlerden para gelmiş, yüzler gülüyor. kesinlikle para ödetmedi, "haram para ezicez olum, dokunma sakın hesap bende." dedi.
    - ocak ayında beni aradı, "bir şeyleri batırdım, abimin haberi olmadan çözmeye çalışıyorum, ne kadar verebilirsin?" dedi. ben "sana ne kadar lazım?" dedim, "50bin" deyince o kadar olmadığını, bir miktarını verebileceğimi söyledim, verdim de.
    - ben yoklama için tekrar aradım, açmadı.
    - mesajla "para hâlâ lazımsa göndereyim, prim ödemesi vardı bu ay, senin işini çözer." dedim, istemedi.
    - nisan ayında haber geldi, belirsiz bir miktarı kumarda yemiş.

    sonradan hikayeyi başka arkadaşlarımdan da dinledim ve kumar oynayan arkadaşımın tüm banka hesaplarını kalem kalem inceledim. kendi tecrübemden çıkarımlarımı paylaşmak isterim, en azından eşinden dostundan bu konuda şüphelenen varsa nelere dikkat etmeleri gerektiğini görsünler:

    1. "kumarbazlar, ilk başta para kazanıyorlar." bilgisi yanlış. hesaplara bakınca, eylül ayında arkadaşım para ezerken de zararda olduğu çok açık. fakat fark şu: ilk başta görece büyük rakamları tek seferde kazandırıyorlar, mesela her gün 3-5bin tl kaybettiniz, birkaç ay boyunca birkaç sefer bir anda 150-200bin tl kazanabiliyorsunuz. nette zarardasınız, fakat hissiniz para ezecek kadar kazandığınız yolunda, zaten kumarın büyüsü de burada. zihniniz bir zamanlar kâr ettiğinize inandığı için, işler kötü gittikçe şansınızın dönüp voliyi vuracağınıza bahis koymaya devam ediyor. fakat gidin bakın, bu başlıkta da sık sık gördüğümüz "çok güzel paralar kazandım." diyen herkes, nette o gün bile zarardadır. özetle, bu bir ilüzyon.

    2. ocak'ta beni arayınca, bende "haram para" ışığı hemen yandı. mesleğim gereği ben şüpheci biriyim, belki ondandır. fakat biri sizden borç istiyorsa ve bu kişinin ucundan kıyısından bu işlere bulaştığını biliyorsanız, bilin ki kumar için istiyordur. yemin billah etsin, kumar için olmadığını iddia etsin, ağlasın, sızlasın; fakat vermeyin. ben verdim, neden verdim, madde 3'te.

    3. bende ışık yandı fakat emin olamadım, siz emin olun. o yüzden gitse canımı yakmayacak miktarı belirledim, ikiye böldüm, sonra adamı yemlemeye karar verdim. telefonla aradım, o sırada sıtmalı gibi titriyormuş adam, kimselere söyleyemiyormuş ama birkaç milyon tl yemiş çoktan. "prim geldi, göndereyim parayı" dedim, evet dese telefonu kapatıp direkt abisini arayacaktım. o almadı, sonradan öğrendim ki 24 yılın hatrına bana kıyamamış. uçana kaçana borç yapan birinin kendisine para teklif eden yakın arkadaşını reddetmesinin psikolojik tahlilini henüz öğrenemedim, o birazdan öneriler bölümünde.

    4. nisan ayında haber geldi, borçları hesaplamak bana düştü. tek tek bankalardan dökümleri aldık, alt alta koyduk. bu arada aklınızda olsun, papara gibi bankacılık sisteminin dışındaki yapılar üzerinden gönderim yapılıyor. eğer limit yetmezse, o zaman bahisçilerin fakir fukaraya açtırıp üç beş kuruşa şifrelerini aldıkları hesaplar üzerinden eft/havale ile de para gönderimi oluyor. o yüzden biz arkadaşın e-devletinden girip tüm hesaplarını gördük, ekstrelerini aldık, o ekstrelerden hangi banka-dışı finans kuruluşuna para gitmişse onun da ekstrelerini aldık.

    5. ekstrelere bakınca bir örüntü görüyorsunuz zaten, bizdeki örüntü akşam iş çıkışı dükkanı kapatmadan hesaba para atma şeklindeydi. atılan paraların zamanla büyüdüğünü görüyorsunuz, bin tl ile başlayan tutarlar art arda giden 50bin tl'lere dönüşmüş zamanla.

    6. bu işin fiziksel bulgusu depresyon, ama ağır depresyon. dediğim gibi titreme krizleri, serumlar, hastalanıp işe gitmeme, çökmüş gözler, uyuyamama v.s. yani telefonda sesi kötü gelen birine borç verirken iki kere düşünün, hatta tavsiyem reddetmek istemiyorsanız "akşam sana uğrayayım, elden vereyim." deyip bir kontrole gidin.

    7. bu süreçte karşınızdaki kişi inanılmaz şekilde yalan söylüyor. başka tecrübelerimle de sabit, normalde çok güveneceğiniz biri bile acayip yalanlar atmaya başlıyor. bu vakada bizim arkadaş, kendisine ima yollu kumar oynadığını söyleyen arkadaşına öyle bir trip atıyor ki, çocuk eve gidip utancından ağlıyor "ben bunca yıllık kardeşime bu iftirayı nasıl atarım?" diye. sonuçta maalesef çocuk haklı çıkıyor ama.

    8. bu yalanların ve ödenemeyen borçların sonucunda, takdir edersiniz ki bizim arkadaşın yanında bir tek ben kaldım. dostlarının hepsiyle kavga etti, abisiyle kavga etti, yeğenleriyle kavga etti. benim de tek amacım kumara para kaptıramayacağı bir yaşam dizayn etmek. bunun için de bazı fikirlerim var, daha fazlası için ekşi'deki uzmanlardan destek almak istiyorum.

    9. bu arada şunu yazmadım: bu adamı durduran ne oldu? çok basit, parası bitti. başka türlü kendiliğinden durma şansı yok zaten, konuştukça onu anlıyorsunuz. gazı takılı kalmış araba gibi, benzin bitene kadar devam ediyor yoluna. hesaplarına bakınca altı farklı bankadan kredi kartları dolmuş, hesaptaki eksi bakiye limitleri dolmuş, ihtiyaç kredileri çekilip ödenmemiş, yakın/uzak tüm arkadaşlardan borçlar alınmış, düğünden kalma takılar satılmış, son olarak kuyumcudan borç alınmış (yani tefeciden borç alınmış). zaten malvarlığı namına kendi adına bir şey yoktu, olsa eminim ki onları da satmadan bitirmezdi. ödeyemeyince kasadan tırtıklamış, abisiyle papaz olunca da bu iş açığa çıkmış.

    10. abisiyle papaz olunca, abisi "abilik" yapmış ve sormuş: "kaç lira borcun var?" aldığı cevaba şaşırsa da çıkarıp nakit para vermiş ve borçlarını temizleyip hayatına devam etmesini söylemiş. tabii ki ertesi gün tamamı kumara verilmiş. maalesef.

    peki bu kadar olayı anlattım, sonrasında ne yapmalı?

    1. kişi ikrar etmeli ve yaptığının da kötü olduğunu kabul etmeli. bunu hızlıca yaptırdık çok şükür, psikoloğa gitti, halen devam da ediyor.
    2. kesinlikle yalnız bırakılmamalı, burada da yazılmış zaten, allah korusun... geçiyorum.
    3. haftada bir/iki aranıp havadan sudan konuşmalı, hatta kendi dertlerinizi filan da anlatabilirsiniz. burada önemli olan güveni korumak ve bir bağ kurmak. bizde bağ zaten vardı, hızlıca tazeledik ve devam ettik.
    4. nakit akışı kontrol altına alınmalı. benim tavsiyem, maaşlı bir işe girmesi ve banka hesabına kendisinin de gönüllü olacağı bir vasi tayin edilmeli. tüm internet şifreleri bu kişide olacak, aynı zamanda e-devlet şifresini arada açtırıp banka hesaplarına bakılmalı. az evvel bahsettiğim banka-dışı hesaplar maalesef hiçbir yerde yazmıyor, buna nasıl bakarız, bilen varsa ve paylaşırsa çok sevinirim.
    5. bizdeki durumda maalesef ticaret yapmaya devam ediyor. henüz bu kısma giremedim, fakat bu hesapların da benzer şekilde alınıp kontrol edilmesi gerek. bir yandan da çok boğmuş olmaktan korkuyorum. yine bilen birinden önerilere açığım.
    6. eski borçları takip etmek gerekli. sorduğunuzda emin olun "tamam kardeşim, o işi hallettim kimse kalmadı." diyecektir, yalan. benim gibi şanslıysanız borçlu listesini biliyorsunuzdur, aracılarla borçların ödenip ödenmediğini kontrol edebilirsiniz. -ödenmedi- ödenmesi şu anlama geliyor, demek ki nakit akışını düzene oturtmuş ve kumara para gitmiyor, yoksa borçlarını ödeyemezdi.
    7. benim bir fikrim daha var: kumara karşı bir amaç oluşturmak. mesela arabaları çok sever, şöyle lüks bir araba aldırıp borca soksam, o "ulvi amaç" uğruna en azından bir süre kumar oynamaz gibi geliyor. ve koskoca araba sonuçta, daha güzel bir kumar alarmı düşünemiyorum: kapıdan kaybolursa, anında kapısını çalarım.

    benim tecrübem bu şekilde, umuyorum bu entry'yi olumsuz yönde editlememe gerek olmaz.

  • 36. mansur yavaş'ın 5 yılda ne yaptığı sorunsalı

    20 yıllık ankaralı olarak ilk seçildiğinde umut ederek ankara'da değişeceğini umut ettiğim ama asla değişmeyen şeyler:
    1.görüntü kirliliğini önlemeye yönelik hiçbir girişimde bulunulmaması (iğrenç tabelalar, hele ki o kızılay, bir başkent nasıl o iğrenç karman çorman binlerce parti bayrağının sallanmasına izin verebilir aklım almıyor.)
    2. yeşillik ve park, meydan planlaması ( güzelim kızılay meydanı 10 yıl öncesiyle hala aynı, dikimevi aynı, tandoğan ,ulus ve sayamadığım ankaranın onlarca önemli meydanı aynı. bu meydanların planlanmasına dair ilerleme 0.heykel, ağaç, çiçekler vs yok arkadaşım yok. parklar ve yeşillik keza öyle. ekrem imamoğlunun en basitinde beşiktaş meydanı yenilenmesi gibi bir yenilenme 0. başka bir ülke başkentini bu kadar savsaklar mı sanmıyorum. parklara değinmiyorum bile zaten. ankapark davadan sonra aynı duruyor 0 ilerleme yine.bisiklet yolu zaten yalan oldu.
    3. trafik. ankaraya geldiğinizde en ufak bir üst geçit alt geçit vs 0 yol planlanması görürsünüz. koca şehirin nüfusu 3 4e katlandı fakat gözle görülür bir biçimde belli ki kimse trafik nasıl rahatlatılır kafasını yormak istemiyor.
    4. toplu taşıma. bir başkentin sahip olduğu en kötü toplu taşımaya sahip olduğunu düşünüyorum. her şekilde yetersiz. otobüsler yetersiz, duraklar az, rotalar saçma, metro girişimi planı bile ortada yok. çoğu metro eski. minibüs kurbanı bir şehir.
    5. ankara çevresindeki çiftçiye destekler bolca reklam olarak kullanılırken başkent markette çoğu ürünün normal marketten pahalı olması.

    şimdilik aklıma gelen bunlar. insanlar çalıp çırpmıyor diyor da tek kriter bu mudur bir başkentte? bir belediye çalışıp o şehri kültür sanat çevre teknolojik her daim ilerletmek zorunda. değişim, gelişim üzerine düşünmeye mecali kalmamış, tek belediyecilik kriteri şeffalık (ki zaten olması gereken) olan biri bir başkenti ne kadar geliştirebilir.ben bir ankaralı olarak çok hayal kırıklığına uğradım ve mansurun asla iyi bir aday olduğunu düşünmüyorum.ekrem'in istanbulda yaptığının yüzde onu yapılmadı. ankara bir memur bir şehridir.şuan bu ekonomik krizde memurların da refah seviyesi iyi olmadığına göre kimse kimseye popülerist sosyal belediyecilikle bakmak zorunda değil.insanlar artık gündelik hayatında bir değişim görmek istiyor ve göremiyor.ha iyi tek bir şey oldu. gençler için konser vb etkinlikler arttı ama onun dışında maalesef büyük hayal kırıklığı. bakalım yaz geliyor. ankaralılar için bir başka büyük ihtiyaç havuz.olanlar gayet uzak.ona dair de bir gelişme olmadı bildiğim kadarıyla. belki sosyal yardım alanların hayatlarında bir şey değişti ama klasik bir vergi veren orta gelirli aile olarak benim gündelik hayatımda hiçbir şey değişmedi.melih gökçek zamanında ankara neye sahipse, hangi görüntüdeyse şuan da aynı 5yıldır.ben buna bakıyorum. vergim de mansur olsa da olmasa da her türlü istenmeyen yerlere gidiyor.

  • 37. insanı salaklaştıran şeyler

    aşktır o

  • 38. kadın erkek ilişkilerinin güncel sorunu

    kendini sevmeyen insanların birbirini sevmeye çalışması.

    samimi anlamda kendini seven insan egoist, narsist, toksik, kibirli olmaz; etrafına ışık saçar. herkes kendinden nefret eder, en kötüsü de bu nefreti kabul eder olmuş. nefretin acısını da kimi zaman ezilmemek adına kendini seviyor gibi yapıp başkalarından çıkarıyor.

    önce lütfen kendinizi bulun, sonra partner bulursunuz.

  • 39. 2024 yılı kitap okuma hedefi

    goodreads üyeliği başlattığımdan beri her yıl kendime ekstradan bir eğlence olsun diye okuma hedefi belirlerim, hiçbir yıl okuma sürecinde bu hedef tuttu mu, tutmadı mı diye kontrol etmem, sadece goodreads'e okuduğum kitapları düzenli işaretlerim, o benim yerime sağ olsun yılın sonunda rapor gönderir. (bu arada goodreads'ten de önce okuma günlükleri tutardım, hatta kitap blogu bile yazardım, o yüzden bu arşiv tutma, istatistik tutma, liste yapma güdüsü de benim kişisel alışkanlıklarımda goodreads'ten çok öncedir.)

    her yıl, bir önceki yıl kaç kitap okumuşsam, onun bir fazlasını kendime hedef olarak belirlerim. çoğu yıl hedefi tutturur, bazen hedefin epeyce gerisinde kalırım. çünkü kitap var, kitap var, proust okuduğum günle zweig okuduğum gün bir değil. o yıl ağırlıklı olarak dan brown, haruki murakami, stephen king okuyorsam o yılın hedefi genelde uçarak, koşarak geçilir, daha ağırbaşlı yazarları okuyorsam genelde geride kalınır.

    henüz yıl bitmedi, şimdiye dek goodreads kayıtlarına göre okuduğum kitap sayısı bu yıl için 45 imiş, yıl bitene kadar kaç olursa benim için 2024 yılı hedefi de onun bir üstüdür. şu an görünen o ki en aşağı 46. neyi okuduğumuza göre de gerçekleşme ihtimali değişir. hedef tutsun diye "ince kitap" da okumayız çünkü o ne öyle, ilkokulda da değiliz. (ilkokulda bile yapmazdık.)

    bu gibi başlıkların altında da "rakama indirgiyorsunuzcular", "skor tutmak neymişçiler" de tartışılır genelde. skor tutmak değil ama arşiv tutmak iyidir. neleri okuduğunuzu, hangi yıl, nerede okuduğunuzu, okurken o kitapla ilgili neler hissettiğinizi, o kitapla beraber o yıl neleri de okuduğunuzu vesaire bilmek güzel şey. ben bunu yine goodreads'ten de çok önce okuma günlüğü tutmanın yanında bir de her kitabın başına o kitaba başladığım tarihi ve yeri de not ederek kaydederdim kendime. skora/rakama indirgemekten ziyade bir yılın okuma güzergahının bütünlüğü, nerelerde neleri okumuş olmanın bilgisi, hangi kitapların kendini birden fazla kere okuttuğu gibi detayları bir yerlere not etmek güzel şeylerdir, tavsiye ederim. skor tutmak, skor için yarışmak da kişiye göre motive edici ve hoş hedefler olabilir elbet, okuma alışkanlığını daha da artırmak isteyenler için. ancak başkalarıyla değil, kendinizle yarışın derim. yoksa sosyal medyada gördüğümüz her ay paylaşılan kitap yığınları, kitap kuleleri, "bu ayki okumalarım" paylaşımları için bir yarışa girmek okuma eyleminden aldığınız keyfi azaltıp eyleme değil sonuca odaklanmanıza neden olabilir. şu hayatta en güldüğüm pasif agresif paylaşım "bu ayki okumalarım" diye mezarlık paylaşan bir twitter/x kullanıcısının bir gönderisiydi * ki normalde bu tür pasif agresif paylaşımlardan hazzetmem ama bu biraz yerini bulan bir taştı.

  • 40. cenk tosun

    buz gibi penaltı pozisyonuna ağlayan fenerlileri görüyoruz.

    bugün ali palabıyık geçmişteki fener maçında beşiktaş'ı nasıl katlettiğini itiraf etmiş. bu fenerliler o maçta da utanmadan kendilerine karşı ali palabıyık'ın kötü yönetim sergilediğini söylüyorlardı.

    az edep ahlak amk, şu pozisyona penaltı değil diyeni anası babası evlatlıktan reddeder ben böylesini doğurmuş doğurtmuş olamam diye

  • 41. sebastian szymanski

    bir gün aç kalırsan sana yemeğim var, bir gün sokakta kalırsan sana yatacak yerim var, sevgilin aldatırsa dinleyecek kulağım var.

    ne derdin varsa arkanda ben ve koskoca fenerbahçe ailesi var.

  • 42. mauro icardi

    not: gs

    ben bu galatasaray taraftarının futboldan anlamamasından bıktım. bütün futbol yorumlarını son 3 4 maça göre yapıyorlar.

    kerem'i yerden yere vurdular, "kerem oynarsa ben bu şampiyonlar ligi maçını izlemem" diyenlerle doldu sözlük. adam en çok asist yapan oyuncumuz, en çok gol atan ikinci oyuncumuzken, 3 4 maç son vuruşlarda şanssız olduğu için yerden yere vurdular. farkında değiller ki kerem oynamasa takım o kadar pozisyona bile giremeyecek. net pozisyona giremeyeceğimiz için otomatik olarak net pozisyon kaçırmamış olacağız, siz de oyundan memnun olacaksınız. ee ne yaptı kerem? gitti manchester united'a da golünü attı, adana demirspor'a da gol + asistini yaptı. kerem bu takımda iyi oyuncu statüsünde değil, yıldız statüsündedir. bunu anlayın artık. zaha'dan da daha iyi futbolcudur.

    geçelim boey'e. 3 4 maç son paslarda hata yaptı, herkes tutturdu "boey'in savunması iyi de hücumu zayıf". e yuh. boey'in mi hücumu zayıf? bir oyuncunun hücumunun iyi olmasının tek yolu asist veya gol katkısı mıdır? defansın arasından sağ kanada mükemmel paslar çıkarıyo, sağ kanat oyuncusu o pası forvete düzgün atamıyo. sonuç? boey'in hücumu kötü. yok ya!

    şimdi de başladılar icardi eleştirmeye. arkadaşlar rakip defans icardi'yi tutmaya çalışmaktan diğer oyuncuları tutamıyor farkında değil misiniz? yetmiyo, adam orta sahaya gelip oyun yönlendiriyo, pas dağıtıyo. yetmiyo, mükemmel asistler çıkarıyo. bugün tete karşı karşıya kaçırmasa 2 tane müthiş asist yapmış olacak. penaltı golünü saymaya gerek yok, ama bir maçta 2 tane süper asist yapan adamı da eleştirmezsin.

    futboldan mı anlamıyorsunuz, yoksa galatasaraylı rolü yapan fenerbahçe taraftarı mısınız anlamıyorum.

  • 43. memurun vergi verdiği safsatası

    memur işçi ve emekli hem para kazanırken hem harcarken iki kere vergi ödüyor diğer sınıflar sadece harcarken ödüyor

  • 44. ezginin günlüğü denilince akla gelen şey

    "gökyüzü bazen ciğerime doluyor."

  • 45. 9 aralık 2023 mansur yavaş sokak köpeği açıklaması

    9 aralık açıklamasi "bu popülasyonda bu şekilde sadece kısırlaştırmayla bunun önünü almanın imkanı yok"

    25 mayıs 2022 açıklamasi "“can dostlarımız için türkiye'nin en kapsamlı kısırlaştırma seferberliğini başlattık. rehabilitasyon merkezimiz ve anlaştığımız özel klinikler aracılığıyla yılda 25 bin dostumuzu kısırlaştıracak, kontrolsüz popülasyon artışını da engelleyeceğiz” link

    e hani kısırlaştırma ile bu sorunu çözeceğiz diyordun. ne oldu neden çözemedin? yanlış hesap mı yaptın kisirlastirmayi mi beceremedin. şu an önerin ne? itlafı neden söyleyemiyorsun. kisırlaştırma olmaz diyorsun, barınak zaten olmaz başka ne kaldı? cesur olun cesur. iki tane deli itperestten korkmayın. daha dün çocugunun cigerini gördü bir baba. köpekler iç organina kadar yemişler çocuğu. can dostuna sahip çık ya da çözüm önerisi sun. merkezi iktidara baskı yap. hepsini geçtim köpekler icin yaptigin mama fabrikasini kapat, sokakta it beslemekten vazgeç. faydan olmuyor zararin olmasin bari.

  • 46. kültürlü ve zeki kadınların en büyük problemi

    dengini bulamamak.

  • 47. mühendislerin kendilerini bilim insanı sanmaları

  • 48. loş ışıkta oturmayı seven insan

    keşke bu konuda çalışma yapsalar da çıkarıp çat diye göstersem. kendi gözlemlerime dayanarak söylüyorum aydınlatma kalitesi ruh sağlığımı etkiliyor sözlük.

    evet.kör eden tavan aydınlatmaları ne kadar sinir bozucu ise loş ışık bir o kadar sakinleştirici.

  • 49. 12 eylül 2023 netflix zammı

    olm hakikaten mal mısınız? bu zam aylar önce duyuruldu zaten. netflix telefonunuza her ücret tarifesi hatırlatması gönderdiğinde yeni zam zannedip başlık mı açıyorsunuz? ben böyle bir salaklık görmedim, netflix'i savundurtuyorsunuz adama.

  • 50. ismail kartal

    yensek dahi bugün vedalaşmak lazım. takımın önündeki en büyük engel kendisi. uzun uzun analiz kasmaya gerek yok. kendisi futbolun f'sinden anlamıyor.