Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. tekrar üretilmesi istenen araba

    alfa romeo 159

  • 2. küçük kıza acımasızca saldıran sokö terörü

    bazı cahiller sokö'ye takılmış, buyrun sokö: sokö nedir, (bkz: sokö). benim tanımım değil yani. bir de köpektapar olacaksınız, daha köpek literatürünü bilmiyorsunuz, ayıp size.

    olayın kahramanları:

    küçük kız: sokakta oynamak ya da yürümek istiyor, hiçbir kötü niyeti yok.

    sokö: sokak köpeği (sadece türkiye gibi 3. dünya ülkerinde sokak köpeği vardır). bu olayda tek bir sokö terörü var, kankileri piyasada yok.

    abiler: küçük kızı sokö teröründen kurtarmak için seferber olan 4 adet abi var videoda. belki 4 değil de 3 olsaydı küçük kız vefat edecekti.

    link

    soru: ey köpektaparlar, bu durum hoşunuza mı gidiyor da mama sektörünü fonlamaya devam ediyorsunuz? bırakın mamacılar batsın yeter ki insanlar ölmesin, mamacılar başka iş bulur kendine ama ölen geri getirilmez!

    şunlara da bakınız lütfen:

    (bkz: türkiye sokaklarını köpeklerin teslim alması)
    (bkz: 2030'da 60 milyon sokak köpeği tehdidi)

  • 3. akp'de 2. pudra şekeri vakası

    hak geçmesin diye hassas terazinin kullanıldığı vakadır.

  • 4. 11 aralık 2021 antalyaspor trabzonspor maçı

    2-1 antalyaspor alacak ve lige yeni bir hava getirecektir.

  • 5. 2021 abu dhabi gp

    koskoca bir ümmetin yükünü, gencecik bir adamın omuzlarına yükledik. biliyoruz yiğidim, yoruldun ama bu davayı en güzel sonla taçlandıracaksın.

    haydi max, son 1.

  • 6. doğa için çal 12

    antalya manavgat detayı ile içimizi tekrar parçalamıştır.

  • 7. devletin verdiği parayı dövize yatıran ahlaksızdır

    ahlaksız, devletin verdiği parayı dövize yatıran değil, halkın verdiği yetkiyle halkını satandır.

    edit: onlarca “silivri soğuktur” mesajı geldi. arkadaşlar bende biliyorum silivri'nin soğuk olduğunu. ama parasızlıktan dolayı doğalgaz açamadığım için evim de soğuk. ayrıca hapisten farklı bir hayat da yaşamıyoruz. velhasıl sayenizde gömüldüğüm tefekkürle, silivrideki bir mahkumdan farkım kalmadığını üzülerek fark ettim.

  • 8. veda ederken 2021'ye bir not bırak

    atmıyorum abartmıyorum, yaşadığım en ilginç yıldın 2021. tam böyle hiçbir konu hiçbir yere bağlanmadan, 50 tane soru işareti bırakarak en heyecanlı yerinde sezon finali yapan diziler gibi bitiyorsun. iyi miydin kötü müydün anlayabilmem için biraz daha yaşayıp dönüp tekrar incelemem lazım seni. şimdilik ben elimden geleni yaptım, hiçbir işi boşlamadım, çırpındım didindim diye kendimle gurur duyuyorum. bir de bu kadar iniş çıkış ve değişim içinde psikolojiyi dağıtmadığım ve de götü göbeği büyütmediğim için gururluyum hehe. canım kendim. bu kadar kıçımı yırttım, hadi nolur iyi bir yerlere bağlan 2021, fingers crossed.

  • 9. 11 aralık 2021 numan kurtulmuş'un açıklamaları

    bunlar şöyle zannediyorlar muhtemelen; ülkemizdeki içki içenleri, filmlerdeki kötü adamların safi kötülüğü temsil etmesi gibi sırf itlik olsun diye içki içiyorlar zannediyorlar. yeşilçam filmlerinde de hiçbir temeli olmadan sürekli kötülük olsun diye kötülük yapanlar gibi 'eee! biz akapeli değiliz, o zaman hemen içki içmeliyiz.' dediklerini düşünüyolar. zeka yoksunluğu timsali

  • 10. 11 aralık 2021 tsk kararları

    ordu laikliğin kalesiyken de yasaktı şimdi de yasak. ilk entryi okuyan bir zamanlar bülent ersoy genel kurmay başkanıydı sanacak.

  • 11. youtube'dan açılıp dinlenen oyun müziği

    diablo - tristram köy müziği. bir de fona alıyorsun kısık seste. ne güzel uyunuyor.

  • 12. süt fiyatları

    bu sefer hain içimizde...terörist inekler...

    edit:inek esprisi yapıyorsunuz diye ciddiyetsizlikle itham edenler olmuş.ciddiyetsizlik az kalır,artık delirme noktasındayız.

    herkes kendine şunu sorsun; yarın malum haber sitelerinde avrupa'dan gelen inekler az süt veriyor dış güçler yüzünden süt fiyatları arttı diye bir haber görünce kaç kişi şaşırır? buna inanacak yüz binler olacağına kim adı gibi emin? bu ülkede o yüzden inekten terörist de olur,hem de bal gibi olur.

  • 13. rabbimiz sizi biraz korku ve açlıkla sınar

    en'âm/123

    "işte böyle, her memlekette günahkârları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekârlık etsinler. hâlbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar. ama farkında olmuyorlar."

  • 14. bir restoranı kalitesiz yapan detaylar

    gel gel yapan dev balon. üstüne tanımam.

  • 15. sokak köpekleri için referandum yapılması

    halka sorulsa cevabın ne olacağı bellidir. 3-5 meczup dışında kimse sokakta köpek istemez.

    yapılan şey hayvan düşmanlığı değildir. herkes sizin gibi köpektapar değil, bunu bilin. sokakta sadece sizin takıntılı olduğunuz köpekler değil, daha başka birçok canlı yaşıyor. en başta insanlar. sizin yüzünüzden insanlar zarar görüyor. içtenlikle duyarlı olsaydınız önce komşularınızı düşünürdünüz zaten.

    ha yobaz akp'li, ha yobaz köpektapar. inan tek bir farkınız yok. siz kendinizi daha eğitimli sandığınız için havalara giriyorsunuz, o tür bir kompleksiniz var fazladan, gerisi aynı.

    edit: kedisever veya kuşsever olsam yine sokak köpeklerinin itlaf edilmesini isterdim. köpektaparlık başka bir ruh hali, sadece ve sadece köpekleri düşünüyorlar, başka hiçbir canlıyı katiyen düşünmüyorlar, ve kendilerini de çok haklı buluyorlar. psikiyatriste kim gitmeli acaba.

  • 16. her gün yesem bıkmam tatlısı

    (bkz: kazandibi)

    sütlü tatlıların gelmiş geçmiş en güzeli olan bu tatlı artık süt fiyatlarının zamlanmasıyla iyice ulaşılmaz olacak. ancak o lömbür lömbür kıvamı ve üstündeki bazen yanık bazen utangaç bir kadının yanakları gibi al al olan kızarıkımsı şekliyle ne kadar yazsamda güzelliğine kelimeler yetiremeyeceğim tatlı.

  • 17. hüseyin nihal atsız

    atatürk'e düşman değildir. ancak bir dönem hem atatürk'ün hem de chp parti programının uygulumaya çalıştığı bazı şeyleri tenkit etmiştir, bu da her insan gibi en tabii hakkıdır, edebilir. aziz nesin'in de atatürk'ü tenkit ettiği görüşleri vardır ve konuyla ilgili ahmet taner kışlalı ile yaptığı söyleşide ''geçmişte atatürk'ü eleştirmiş olmaktan dolayı utanç duyuyorum, her geçen gün gözümde küçüleceğine, tersine daha da büyüyor. zaman bizleri değil, atatürk'ü haklı çıkardı'' demiştir. kaynak için: atatürk'e saldırmanın dayanılmaz hafifliği

    aziz nesin'e de şimdi kalkıp bir dönem atatürk'ü eleştirdiği için, kendisi hakkında atatürk düşmanı mı diyeceğiz?

    atsız da eleştirmiştir. bilahare ülkenin popülizm pisliğine bulaştığını ve bilhassa demokrat parti iktidarı ile nasıl bir yol aldığını gördükten sonra bazı şeyler (deyim yerindeyse) kafasına dank etmiş ve ''korkarım bu memlekette atatürk'ü savunan bir ben kalacağım. çok aşırı ve haksız atatürk düşmanlığı propagandası yapılıyor'' demiştir. bi de bugünleri görse acaba kim bilir ne derdi?

    arkadaşlar, konjonktürel şartlara göre insanların eğilimleri, hayata bakış açıları, düşünceleri, tavırları, kısacası her şeyleri değişebilir... fikirleri yumuşayabilir, aynı fikri daha farklı açılardan düşünebilir. herkes sabahattin ali meselesinden dert yanıyor, ali'nin 30'ların ortasına kadar atsız ile samimi arkadaş ve türkçü görüşleri olduğunu, sonradan birtakım menfaatler uğruna çark ettiğini biliyor musunuz peki? biliyorsanız bilmiyormuş gibi yapmanızın sebebi ne? çocuk mu kandırıyorsunuz?

    atsız, bu ülkenin tarih ve edebiyat araştırmalarına çok şey katmıştır. akademik camia kendisini tanımaz, tanımak istemez, ırkçı fikirlerinden dolayı. ama aynı akademik camia mensupları atsız'ın neşrettiği osmanlıca çevirileri bugün hâlâ kullanmakta bir sakınca görmez (süleymaniye kütüphanesi çevirileri). daha yeni okuduğum bir akademik kitabın dipnotunda dahi 15. asırdan kalma bir eserden alıntı yapıldığını ve eserin atsız tarafından çevrildiğini gördüm, bir tebessüm belirdi dudaklarımda.

    atsız, bu ülkenin kanımca 20. asırda yetiştirdiği en büyük kalemlerinden biridir. tatlı su solcularının kendisine yönelik itham ve hakaretleri ondan bir şey eksiltmez. aksine onun doğru olduğunu bir kez daha ispat eder.

    bu vesileyle ölüm yıldönümünde bir kez daha saygıyla anıyorum kendisini. ruhu şad olsun.

  • 18. bahçeli 7. cadde vs tunalı hilmi caddesi

    ikisi de değil. eskiden tunalının, bahçelinin bir ağırlığı vardı. herkes gelmez, gezmezdi.

    önce 7. caddeyi son ses müzik açıp arabayla turlayan kekolar sardı. ardından o kekolar tunalıyı da keşfetti. böylece iki cadde de sıradanlaştı aslında ve o bağırtlılı egzozlu araba terörü hâlâ devam ediyor ister istemez.

    sonrasında 7. cadde öğrenci mekanı oldu, tunalı çalışan orta yaşlı insan profilinin bolca görüldüğü bir cadde oldu.

    yalnız tunalı çakır keyif, neşeli, mutlu şekilde kızılaya yürümek için harika bir güzergah olduğu için bir adım önde oluyor ister istemez

    illa bir yer seçmek gerekiyorsa bahçeli ve tunalının arka sokakları diyorum. daha az kalabalık, daha çok huzur.

  • 19. zazaların italyanların atası olması

    arkadaşlar sene neredeyse 2022 oldu ve bu gibi şeyler artık antropologlar haricinde çok da kimsenin sikinde değil. günün sonunda italyan bir genç 18 yaşında arabasını alıp, ortalama 25 yaşında tamamladığı lisans eğitiminin ardından da hayatına bir zaza, türk, kürt vb. gencinden 5-0 önde başlıyor. hadi şimdi gelin aradaki bu farkları tartışalım. yoksa aryan, hint avrupa falan filan bunlar hep ego otuzbiri.

  • 20. bir erkeği adam edip başkasına kaptırmak

    bir erkeği adam edip başkasına kaptirmiyorsunuz canlarim. o sizin sokmaya çalıştığınız kalıba girmiş gibi görünmekten yorulup sizden uzaklaşıyor. esasında kimse kimseyi direkt yolla değiştiremez. değişim içten gelen sadece kişinin kendisinin yapabileceği bir durumdur. olduğu gibi kabul etmediginiz insanları hayatlarinizda tutma cabasindan vazgeçin. size uymayan biriyse ne kendinizi ne de onu yorun. bir şeyleri değiştirip düzelmeye çalışmak da bir nevi ruhsal masturbasyondur, böyle bir dinamigin içine girmeyin, uzulursunuz.

  • 21. kadınların coin piyasasına girmemesi

    birikimimiz 100 ise. bunun 90 ını hanımın hesabına verdim yıllar içinde. kendisi 1+1 ev aldı altın aldı. arabayı değiştirmek için beni zorladı. bana kalan 10 birim ile yok borsa yok kripto yok kaldıraçlı işlemler derken oynaya oynaya sikim kaldı geriye. şimdi akıllılık yapın ve o parayı kadınlara bırakın.

  • 22. 600 adet otomobili stoklayan galerici

    sözlükteki yazarların neredeyse %90'ı serbest piyasa ekonomisi'ni, herkesin kafasına göre karar verebildiği bir olgu sanıyor. durum tabii ki öyle değil.

    "mal benim değil mi ister satarım ister satmam" diyen heyecanlı arkadaşlar önce sakince yerlerine oturup derin bir nefes alsınlar. türk ticaret kanununa göre bir satıcı, satışa çıkardığı malı satmaktan kaçınma hakkına sahip değildir. alıcı kanlı bıçaklı düşmanınız bile olsa satın alma maksadıyla ürünün bedelini takdim ettiği takdirde malı satmak zorundasınız. aksi halde kanunun emrettiği şekilde cezalandırılırsınız.

    e ama bu olayda otomobiller satışa çıkmamış. o zaman ne olacak? onun da cevabını verelim. ülkemizde araba alış-satışı oligopol piyasaya tabidir. oligopol piyasa, bir malı alım-satım hakkının sadece belirli şirketlerin/grupların elinde olduğu piyasadır. oligopol piyasada normal vatandaşın mala/hizmete aracısız bir şekilde ulaşma ihtimali olmadığı için şirketler haklı sebepler sunmadıkça verdikleri hizmeti durduramazlar.

    spesifik bir örnek vereyim ki durumun neden suç olabileceğini anlayınız. bugün ülkemizde internet dağıtım hakkı sadece birkaç büyük şirketin tekelinde değil mi? ülkede serbest piyasa ekonomisi var ya hani! bugün şirketler hiçbir sebep sunmadan sadece dolar kurunu bahane ederek aboneliği bitenlerin aboneliklerini yenilemeyip piyasa düzelene kadar internet hizmeti vermeyi durdursalar "abi hizmet dağıtım hakkı şirkete ait, yatırım yapmış, altyapı döşemiş, ister dağıtım yapar ister yapmaz" diye bu durumu savunabilir misiniz? savunamazsınız değil mi? e ama şirket de haklı! bugün seninle 10 dolara tekabül eden bir abonelik bedeliyle sözleşme imzalasa altı ay sonra bu bedel 3 dolara inecek. işler öyle yürümüyor işte. çünkü ülke sınırları içerisinde hiçbir aracı olmadan internete doğrudan ulaşmanız mümkün değil. sıfır otomobil piyasasında da durum böyledir. ne zaman herhangi bir vatandaş hiçbir aracı olmadan fabrikadan sipariş verip otomobil ithal edebilecek hakka sahip olur, o zaman otomobil ithal etme tekelini elinde bulunduran bayiler de artık tekel olmadıkları için kafalarına göre hareket edebilirler.

    ha gelelim dolar kurundaki oynaklık, hizmeti durdurmak için geçerli bir bahane midir? bu da ayrı bir başlıkta tartışılması gereken çok farklı bir konu.

  • 23. ezel dizisi fetö propagandası yapıyordu

    doğruysa bundan sonrası şöyle işleyecek demektir: ne kadar figüran varsa içeri girecek, diziden parayı vuran kim varsa kandırıldık deyip serbest kalacak.

  • 24. tl'yi dövize yatırmak ahlaksızlıktır

    devletin döviz bazlı ihale yapması nedir?

  • 25. citroen ami

    beğenilmeyen, güven vermeyen bir araba olmasının en büyük nedeni bir araba olmamasıdır.
    kendisi fransada ehliyetsizlerin de kullanabileceği elektrikli scooter statüsündedir.

    tanım: elektrikli scooter

  • 26. dw türkçe'nin asgari ücret ama sigortasız videosu

    ilk birkaç dakikası bile saç baş yolduran cinsten lanet bir video.

    hayat pahalılığı, ekonominin gidişatı, sütün litre fiyatı şu bu zaten ortada iken,

    2010 yılında evlenip, o günden beri ara vermeden çoğalıp 5 tane çocuk sahibi olan bir ailenin hikayesini anlatıyor. eskiden maddi güçleri yerinde olup da sonra başlarına gelen aksiliklerle dara düşmüş insanlar değil bunlar. kendi anlatıyor “evlendiğimizde de durumu iyi değildi. her şeyi borç harç yaptık” diye.

    hayat pahalı, geçim zor, çocuklarını doyuramıyor ama patır patır üremekten de geri kalmıyor. hey yavrum hey! en küçüğü 9 aylıkmış. yani bu çocuğun temeli aşağı yukarı geçen yıl bu zamanlar atıldı. o zaman geride kalan 4 taneyi doyurabiliyordu herhalde ki kendine güvendi. önümüzdeki yıl altıncıyı da yapar.

    sen yarınlar yokmuş gibi, dünyaya çok faydalıymışsınız gibi nefes almadan üre, bir de çocuklarımı duyuramıyorum da bilmem ne de diye tantana et. emine erdoğan bunlara “porsiyonları kısın” diyeceğine, başka şeylerden kısmayı söyleseydi keşke. sağlık ocakları bedava kondom dağıtıyor, korunmak isteyen korunur. “sigortasız” diye duygu sömürüsüne de gerek yok. emekliliğine faydası olmamakla birlikte, tüm sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanabiliyorlar.

    bu ekonominin değil sosyolojinin alanına girmesi gereken bir videodur.

  • 27. sosyal medya demokrasi için ana tehdit

    iktidar için diyecekti sanırım. dili sürçtü.

  • 28. halter ve boks'un olimpiyatlardan çıkarılması

    tarihin en eski spor dallarından ikisinin, tarihin en eski yarışmasından çıkarılmasıdır.
    bunun yerine trans ligi falan açsanız daha mantıklı olmaz mıydı ?

  • 29. zile kalesine yapılan kadın heykeli

    valla bu kiraz toplayan kadından çok dolar kurunu öğrenen kadın gibi duruyor.

  • 30. tarcanlar'ın sıfır araç stokları videosu

    temmuz sonunda 375.000 tl olan bir araç kasım sonunda 870.000 tl’ye * çıkmış. 4 ayda 2.32 katına çıkmış yani. ayda %23,5 artış demek oluyor.

    bugün okumuşsunuzdur, izmir’de 600 araç stoklayan bayiye 545.500 tl ceza verildi diye.

    bayinin elindeki araçların ortalama fiyatlarının araç başı 500.000 tl olduğunu düşünürsek, bu bayi 600 aracı bir ay elinde tutarsa:

    (600 x 500.000) x 0.235 = 70.500.000 tl kâr elde etmiş olur.

    siz bu bayiye 545.550 tl ceza veriyorsunuz.

    545.550 / 70.500.000 = 0.0077 = %0.77

    bir başka deyişle, (sadece bir ayda elde ettiği) kazandığı her 129 tl’den 1tl’sini alıyorsunuz.

    siz bu cezayı yazarken geçen sürede dahi bayi daha çok kâr elde ediyor.

    bayiler niye satış yapsın ki?

  • 31. walter white'ın en büyük hatası

    zıçarken kitap okuması.

  • 32. özlenen çocukluk dönemi dizileri

    çılgın bediş, sabrina, süper baba,ikinci bahar, yılan hikayesi, vahşi güzel ve de çizgi diziler sayılıyorsa ay savaşçısı'dır.

  • 33. 11 aralık 2021 galatasaray fenerbahçe basket maçı

    #131026440

    yenince "feneri yendik", yenilince "ılkırspır"

    hadi abi hadi, gidin efes maçı falan izleyin siz.

  • 34. katar'ın türkiye'yi sırtından bıçaklaması

    tarih tekerrürden ibarettir. araplar bizi anında satar.

  • 35. bir cahille neden tartışmamalıyız

    çünkü cahiller ses kayıt cihazı gibi hafızadan konuşurlar. işlemcileri olmadığı için dıştan gelen verileri işleyip anlamlı bilgiye dönüştüremezler. böyle olunca da içinde ne varsa onu çalan plakla kavga etmek kadar gereksiz bir iştir bu yapılan.

  • 36. bir kadın doğum profesörünün suç itirafı

    suçlu profesör yani, hmmmmm...

    adam* çığlık atıyor, herşeye rağmen hastalara bakmaya çalışıyoruz ama durum fena diyor, ekonomik krizi ya da yönetilemeyen sistemi göreceğinize sadece etik diyorsanız samimi değilsiniz arkadaş.

  • 37. anın fotoğrafı

    akdeniz açıkları, güzel bi cumartesi sabahı, herkese iyi hafta sonları.
    görsel

  • 38. 11 aralik 2021 yozgat emniyet müdürlüğü açıklaması

    komplo olup olmadığına mahkeme karar vermiyor muydu amk? bu ne hız!

  • 39. hayat pahalılığını hissettiren ürün

    emine erdoğan ne demişti geçenlerde?

    " mangoyu kurutup saklayın! "

    bu bir tasarruf önerisiydi.

    hocam size bir iki şey anlatayım. vakti olan okusun.

    hayatımda ilk defa kivi meyvesini cüneyt arkın sayesinde yemiştim ben çocukken. bir etkinlikte protokolde idi kendisi. beni yanına oturttu. daha sonra tüm özel davetliler yemeğe davet edilip beni uzaklaştırmaya kalktıklarında cüneyt arkın " olur mu öyle şey kardeşim? " diyerek beni de masasına oturtmuştu.

    doğrudur. kivi, muz falan benim için birer hayaldi çocukluğumda. cidden hayaldi yani. beslenme saatlerinde taze ekmek, poğaça falan yediğimi hatırlamam ben yıllarca.
    ama bu yoksulluk, bizim şanssızlığımız, kaderimiz idi. bir seçme şansımız yoktu sanki o dönem. hastalıklar, borçlar, babamın işsiz kalması vs.

    sonra babam biraz kıçı başı doğrultunca gördüm ki hiçbir şey ulaşılmaz değilmiş.
    cipse, kolaya, dönere, lahmacuna ulaşabilmek öyle imkansız bir şey olmamış memlekette hiçbir zaman.

    iş eğitimi dersinde öğretmen sürekli malzeme isterdi. annemin canı kuru üzüm çekerdi.
    ben o malzemeleri almak için sürekli çalışırdım okul çıkışlarında. daha el kadar bebe. ama hiç gocunmazdım bundan.

    annem hep " bir küpem yok kulağımda " diye üzülürdü belli etmemeye çalışarak bize. ben üniversite okurken oto yıkamada çalışarak küpe aldım anneme. hâlâ o küpeler var kulağında ve inanın ucuza kaçmadığım hâlde hiç zorlamamıştı beni maddî anlamda.

    şimdi bazı satılmış gasteciler, " ne var canım, portakal da yemeyiverin! " diyorlar ya hani!

    ben, okuduğum okulun temizlikçisi olan annemle birlikte her gün okul çıkışlarında tuvaletlerde arkadaşlarımın boklarını temizlerdim.

    ne için peki?

    annem, eşim, çocuklarım, sevdiklerim... bir daha canları herhangi bir meyve çekerse rahatça yiyebilsinler diye.

    şimdi öğretmen oldum. bokun içinden çıktım tabiri caizse ve her şey düzelecek sandım.

    fakat şu an annesine bir küpe almak isteyen o üniversiteli evlat olsaydım mümkün değil alamazdım o küpeyi.

    çocukken rahatlıkla alabildiğim cipslere şimdi para vermeye kıyamıyorum kendimi enayi gibi hissettiğim için.

    öğrencilerimin ellerinde akıllı telefon var evet, hayret!

    peki ya ceplerinde? zihinlerinde?

    öğrencilerimin aileleriyle görüştüğümde çocuğunu okutmak için artık en son şartları zorlayan insanlar görüyorum karşımda hep.

    pazarlarda en çürük, en ucuz meyve sebzenin başında birikmiş insanlar.

    çocukken yoksuldum alamıyordum. üzülüyordum tabii ama bir hayal kurabiliyordum en azından ilerisi için.
    bir gün diyordum, " ben de üç tane lahmacun yicem anasını satim! "

    şimdi çocuklarımın, kardeşlerimin yani güzel öğrencilerimin yüzlerinde her sabah kocaman bir umutsuzluk!

    artık bu ülkede ucuz olan tek şey var, o da mutsuzluk.

    pahalı olanların en tepesinde de şeref, onur, haysiyet gelmekte.

  • 40. kadınların gerçekten sevebileceğine inanmayan adam

    kadınların gerçek yüzünü bilen adamdır. kadınlar fırtınalı denizde savrulur gibi dengesizdir. kafasındaki varış rotasına ulaşana kadar sizin geminizi kullanırlar. işleri bitince de her fırtınadan dolayı sizi suçlayıp çekip giderler. verdiğiniz huzur, temin ettiğiniz güven hissi her şey bittikten sonra anımsanmaz bile.

    kadınların sevme illüzyonu (bkz: #131017726)
    kadınlar ancak bu şartlar altında sever. buna sevmek denirse

  • 41. türkiye'nin venezuela gibi batıyor olduğu gerçeği

    sistem yanlışsa sefalet kaçınılmaz gerçektir ve "bir ülke nasıl yönetilmemelidir" sorusunun cevabı olan venezuela da buna en iyi örnek.

    303 milyar varil petrol rezervi ile dünyada ilk sırada yer alan, altın, demir, elmas ve kömürün yanı sıra çok stratejik madenler olan uranyum ve koltana bile sahip bir ülkenin ekonomisi nasıl batmış, halkı nasıl sefalete sürüklenmiş bir bakın... bakın da bir yerden tanıdık gelecek mi size;

    - hugo chavez 1998 yılında hapisten çıkıp yönetimi devre aldığında hikaye başladı.

    - önce latin amerika'da dünya liderliğine oynayacağını, ardından da tüm dünyada kıskanılan bir güç haline geleceğini söyledi.

    - "petrol parasını ülkenin yöneticilerine değil halka yedireceğim" sloganı yolsuzluklardan bıkmış halkın kulağına müzik gibi geldiğinden neredeyse tam destek aldı. seçimi kazandığında hemen hayata geçireceği 3 vaatte bulunuyordu; yolsuzlukla mücadele, yoksullukla mücadele ve yeni bir anayasa... tanıdık geldi mi?

    - yönetimi devraldığında petrol fiyatları bir hayli yüksek, ülkeye dolarlar yağıyor, demokrasi mesajları veriliyor, herkesle iyi geçinilmeye çalışılıyordu...

    - petrol fiyatlarının yüksekliği bolivarın aşırı değerli olmasını sağlayıp, ülkenin üretim yerine ithalata dayalı bir ekonomi temeline inşa edilmesine yol açtı. ilk yıllarda ılımlı politikalar yürütüp, farklı politik kesimlerden çeşitli isimlere göre verip, yabancı yatırımcılar ülkeyi yatırıma davet etti.

    - petrol paralarıyla, alt yapısı eski ve yetersiz olan ülkeye, seçmeni etkileyebilecek köprüler, yollar, hastaneler, evler yapmaya başladı. paraları adeta betona gömüyordu... milyarlarca dolarlık yatırımlar, hiçbir ekonomik getirisi olmayan ve hatta çoğu yarıda kalan betondan ibaret ölü yatırımlara dönüştü.

    - referandumda halk yeni anayasayı kabul etti. venezuela tipi başkanlık sistemine (!) geçildi. olağanüstü hal de ilan edip ülkeyi kararnamelerle yönetme yetkisi de oldu. ilk yıllarındaki başarı gözlerini kamaştırdığından, hızla otoriterleşme yolunda adımlar atmaya başlayıp yönetimi kendi ideolojik anlayışına göre düzenledi.

    - iktidara geldikten hemen sonra başta petrol olmak üzere yeraltı ve yer üstü zenginliklerini kamu kaynaklarının tüm yönetimini kendisinde toplayıp, önünde tek bir engel bile bırakmamak adına her türlü muhalifi içeriye attırdı. böylelikle tek adamlık rejimi başlamış oluyordu.

    - varlık fonu kuruldu, kamu kurumlarının ve devletin neyi varsa bunun içine konuldu. ülke gelirinin nasıl harcanacağının tek belirleyicisi kendi oluyor, hiçbiri parlementonun denetiminden geçmeyen yüzlerce, hatta binlerce projeye boş yere para akıtılıyordu.

    - suç bireysel olmaktan çıkıp sistematik bir hale geldi. kendisine sadık olanların yaptıkları yolsuzlukları görmezden gelip hatta onları ödüllendiriyordu.

    - yeni anayasa ile de yargı bağımsızlığı tamamen ortadan kalkmış olduğundan, sadece kendisine sadık son derece politize bir yargı oluşturuldu. yeni sistemde yargıçlar hükümete sormadan karar bile alamadığından kuvvetler ayrılığı tamamen ortadan kalkmıştı.

    - yabancı yatırımcı ülkeden o kadar hızlı kaçıyor ve bolivarın değeri o kadar dramatik bir şekilde düşüyordu ki, gerçek enflasyon ölçülemez hale geldi.

    - hugo chavez öylesine sapıtmıştı ki; haftanın her günü bütün televizyon kanallarında canlı ortak yayınlarda konuşmaya başladı. özellikle de pazar günleri ipin ucunu kaçırıyor ve saatlerce süren canlı yayın performansları sergiliyordu. her konuda görüş bildirip, geriye kalmış 3-5 muhalifi ve venezuela hariç diğer bütün ülkeleri tehdit ediyordu.

    - 2013 yılında ruhunu teslim ettiğinde, en güvendiği adam olan maduro başa geldi... kendisi hugo chavez'den de beterdi.

    - hükümet de tek bir ekonomist bakan bile kalmamıştı. ekonominin başına atadığı bakan ise enflasyonun ne olduğunu bilmiyor, soranlara da öyle bir şey olduğunu reddediyordu. bakana göre para basmanın enflasyonu fırlatması söz konusu bile değildi.

    - dünyada hiçbir kurum ve ülke, yüksek riskinden dolayı venezuela'ya kredi vermiyordu. ülke hiçbir şey üretilmemeye başladı, neredeyse her şey ithal ediliyordu. hiçbir konuyu bilgisi olmayan yönetim, mali krizi daha da derinleştirdi.

    - yoksulların alım gücünü korumak iddiasıyla ürünlere tavan fiyat zorunluluğu getirildi. ama bu sadece bir seraptı... raflarda hükümetin belirlediği düşük fiyatlı etiketler yer aldı ama mallarını kendileri kayboldu! çünkü kimse o fiyatlara satmak istemiyordu.

    - temizlik malzemelerinden temel gıda maddelerine kadar her şey karaborsaya düştü. hükümet ise işlerini yürütebilmek için hala karşılıksız para basıyordu.

    - maduro yönetimi daha da ileri gidip; ülkenin geleceğini ipotek altına alan, önümüzdeki yıllar boyunca çıkarılacak tüm petrolü çin'e sattı. parasını da aldı ve harcadı.

    - kötü yönetim, berbat politikalar, geleceği bile tüketilmiş, tüm para yenmiş ve halk bunu farkına vardığında artık venezuella için çok geçti...

    - protestolar başladı. hükümet protestoculara aşırı şiddet kullandığı gerekçesiyle amerika kapsamlı bir ambargo getirdi. en basit tepkiye, en basit eleştiriye, en masum protestoya bile "devlete komplo-darbe girişimi-karşıdevrim" yaftası vuruldu. binlerce insan mahkum edildi.

    - maduro seçimi kaybetti... ama maduro'nun yerleştirdiği adamlardan oluşan anayasa mahkemesi ve seçim kurulu seçimleri askıya aldı. "hiçbir şey olmasa da bir şey olmuştur" dedi ve seçim sonuçlarını kabul etmedi.

    - şu an dış güçlerle savaştığını iddia ediyor. amerika'yı suçluyor.

    fazla dramatize etmeye gerek yok ama bu hikaye bir yerden tanıdık gelmedi mi size?

    işin aslı venezuela sadece 15 yılda petrol ihracatında 1 trilyon dolar'dan fazla gelir elde etti ama para ortada yok! (bkz: 128 milyar dolar nerede)

    ülkenin hala en zengin kişisi hugo chavez'in kızı... milyarlarca dolarlık servet hiçbir iş yapmayan bu hatun kişinin hesabında yatıyor. gemicikleri de var mı bilemem (!)

    maduro'nun da chavez'in de eşrafı, aile yakınları, dostları artık çok zenginler...

    asgari ücret 900.000 bolivar, yani 4 dolar. 1 kg peynirin kilosu 450.000 bolivar, yani 2 dolar. artık alışverişlerde para sayılmıyor, tartılıyor!

    her gün yaşanan yağma, isyan, adam kaçırma olaylarına yandaş basın da bile yayın yasağı getirildi. maduro "ekonomik savaş" başlattığını ilan etti. ülkede yatırım yapılmıyor, çiftçi ürünü yetiştirmiyor, ihracat yok, elektrik yok, su yok... herkes sefalet içinde çöpten yemek topluyor.

    venezuela artık ölçülemeyen enflasyonuyla felaketin bizzat içinde, adalet ve demokrasi ise eski bir masal... ve biz de onlar gibi batıyoruz.

    bu kadar benzerlik sadece tesadüfle mi açıklanabilir?

  • 42. sözlükteki defne 05316638809 reklamı

    bize anca implant reklamı, uluslararası kargo reklamı çıkıyor. kınıyorum ekşiyi böyle rezalet olmaz. bende defne reklamları istiyorum.

  • 43. deniz zeyrek'in fethullah gülen ile olan fotoğrafı

    ülkede fethullah gülen'le bir tek benim fotoğrafım yok herhalde amk.

  • 44. 11 aralık 2021 kapıkule sınırında oluşan kuyruk

    tıpkı hain abdulhamit ve hain vahdettin dönemlerinde olduğu gibi bugün de ülkemiz dış devleterle yağmalatılıyor. bu görüntüleri izledikçe üzülmemek elde değil.. ingiliz emekli bir çiftin bu konuya benzer videosunu izlemiştim. bu çift kendi ülkelerinde emekli maaşlarıyla çok zor geçindiklerini hatta karınlarını doyuramadıklarını, ardından türkiye'ye yerleşme kararı aldıklarını ve fethiye'de bir villa kiralayarak adeta ultralüks bir hayat yaşadıklarını söylüyorlardı.

    bu ülkeyi bu hale getirenleri unutmayın. sizin düşmanınız o. sizi nas'la bakara'yla kandırmaya çalışıyor olabilir. sizin beyninizi yıkıyor da olabilir. ancak uyanma vaktiniz gelmiştir. uyanıp gereğini yapmalısınız. şunu unutmayın ki onlar günü geldiğinde yurtdışına kaçarak, imtiyaz sağladıkları ingiltere, bulgaristan, almanya, katar ve benzeri ülkelere sığınacaktır.. hepsiyle tek tek yargı önünde hesaplaşacağız. bu ülke insanı açlıkla sefaletle uğraşırken, gurbetçiye, almana, ingilize, bulgara ve benzerlerine bu ülkeyi peşkeş çekenleri asla affetmeyeceğiz. yok öyle, ülkenin üzerinden silindir gibi geçip, ülkeyi dış güçlere peşkeş çekip, hazineyi soyup yurtdışına kaçıp gitmek. hesap vereceksiniz.

  • 45. kızılderililere ilgi duyan birine hediye önerileri

    espresso makinası al kanka medeniyet görsün amk.

  • 46. trendyol'un geçmiş skt'li boya satan satıcısı

    trendyol'daki eflamel adlı satıcının yaptığı iş ahlaksızlığı yüzünden sağlığımdan oluyordum.

    tüketici yorumlarına baktığımda bu satıcının bu ahlaksızlığı uzun süredir yaptığını ve trendyol'un da bu ahlaksızlığa bir çok kanıtlı şikayet yorumu bulunmasına rağmen göz yumduğunu görüyorum.

    3 kutu palette marka saç boyası aldım ve boyalardan ilkini kullanmak üzere karıştırmaya çalıştığım anda korkunç bir koku oluştu ve nefes nefese kendimi odadan attım. yarım saat boyunca korkunç bir nefes alamama, baş ağrısı ve mide bulantısı yaşadım. daha sonra boyanın fotoğrafını alıp direkt tuvalete döküp imha ettim.

    görsel

    görsel

    görselde de görüldüğü üzere boya topak topak ve karışmamış şekildeydi. hemen kutuların üzerindeki son kullanma tarihlerine baktım;

    görsel

    hiç birinde sorun görülmüyor fakat 3 kutunun da son kullanma tarihlerinin yazdığı yerlerin aynı tarihli etiket olduğunu farketmemle etiketleri kaldırınca yapılan dolandırıcılığı görmüş oldum;

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    son görselde de görüldüğü üzere 2016 üretim tarihli 2020 son kullanma tarihli boyaları etiket ile kamufle ederek son kullanma tarihlerine daha varmış şeklinde göstererek insan sağlığı ile oynanıyor.

    trendyolda bu satıcının sattığı boyaların yorunlarına bakmamla bu korkunç durumun uzun süredir yapıldığı ve tonlarca şikayet ve kanıta rağmen trendyol'un bu satıcının bu satış ahlaksızlığına devam etmesine izin verdiğini gördüm. görselli tüketici şikayetlerini ekliyorum bunlar gibi tonlarcası var (!);

    görsel
    görsel
    görsel

    görsel
    görsel
    görsel

    arkadaşlar şimdi sizden yardım rica ediyorum.ilk defa bu tarz bir durumla karşılaştım ve hala sağlık sorunum devam etmekte. trendyol ile yazışıp görselleri kendilerine iletmeme acilen iletişim kurulmasını rica etmeme rağmen asistan tarafından kopyala yapıştır özür mesajları ve çok dahiyene fikir olan iade edin (!) tavsiyesi dışında bir aksiyon alamadım. ne yapmam gerektiğini bilemiyorum. göz göre göre insanların sağlığı ile oynanıyor. bir sonraki iletiye diğer şikayet yorumlarını da ekliycem. bu ahlaksız satıcı bu duruma devam etmiş ve edecek belli ki trendyol da buna göz yumacak. o kadar sinirliyim ki duruma o boyayı saçıma sürdüğümü ve sonraki olabilecekleri düşündükçe daha da sinirleniyorum. dava vs bu sürecin peşini bırakmamayı düşünüyorum. desteğinizi bekliyorum lütfen.

    edit:
    https://ty.gl/th83s2771g
    satıcının sayfasında 707 adet kozmetik ve sağlık ürünü bulunmakta (!)

    destek veren arkadaşlara teşekkür ediyorum. ben ufak çaplı bir solunum zehirlenmesi ile atlattım gibi görünüyor çok şükür ama bu satıcının 707 adet daha sattığı ürün ve bu ürünleri alıp farketmeyen üstüne teşekkür bile eden tüketiciler var. inanın ben de boyada bir farklılık sezmesem farketmezdim etiket hilesini çok profesyonelce yapmışlar ve benim aldığım boyaların yorum kısmında hiç şikayet yoktu. tuvalete dökmen ile ilgili arkadaşların uyarılarını da anlıyorum ama gerçekten ciddi korku ve panik yaşadım odaya bile giremedim bir süre öyle berbat bir kokuydu. üzerinden saatler geçmiş olmasına rağmen boğaz yanması baş ağrısı devam ediyor. çöpe atmak daha mantıksız geldi o an ve anlık bir refleksle nefes almadan karışımdan kurtulmaya çalıştım.

    edit-2:

    https://ty.gl/8nzh9tyi7u

    satın alınan ürün bu ve mesela bu ürün yorumlarında bir çok teşekkür var.

    görsel

    görsel

    "daima bu satıcıdan alıyorum, ömürlü boya gönderiyor" şeklinde olan yorum gerçekten çok ironik (!)

    bunlar da alabildiğim bazı şikayet ekran görüntüleri tonlarcası var;

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    lütfen trendyolda alışveriş yapılır mı gibi çok harika eleştirileri bi kenara bırakıp yapılan insan sağlığıyla oynama durumunu gündeme getirin. evet ben dersimi aldım ama bir çok insan bu durumu farketmeden mağdur olabilir. kafa derimde yaralar oldu ama son kullanma tarihine baktım sorun yoktu diyen, boyadan sonra baş ağrısı yaşadım diyen yorumlar var. ölümcül sonuçlar doğurabilecek bir durum bu. ben temas etmediğim halde ne sıkıntılar yaşadım. temas edenlerin halini düşünemiyorum.

  • 47. chp beni arkamdan hançerledi

    "ben de intikamımı, millet ittifakının ortak çıkaracağı chp'nin adayının kazanma şansını baltalayıp muhalefet oylarını bölmek için aday çıkarak alıyorum" diye bitirilebilecek ifade..

    edit:
    bir arkadaş şu mesajı atmış.
    "oy bölme diye bir şey olmadığını bilmeyecek kadar bilgisizsen yazma."

    ona yazdığım yanıtı buraya da koyayım:

    "cumhur ittifakı erdoğan'ı, millet ittifakı x kişiyi aday çıkarıp, hdp de istanbul seçimindeki gibi aday cikarmayinca, ince'nin aday olması millet ittifakının adayının oyunu bölmek olmuyor diyorsan bence sen ilkokul matematik derslerini bir daha al.

    youtube'da ders videolari var. internet çağındayız yararlan bu çalışma videolarından."

    edit 2:
    "bu durum sadece seçimin ikinci tura kalmasına sebep olur" diye mesaj atan arkadaşlar oldu.

    hafızamızda bir 7 haziran -1 kasım 2015 seçimi deneyimi var. 7 haziran'da iktidara kızıp oy vermeyen ama başka partilere de gitmeyip hiç oy kullanmayan bir grup seçmen, 1 kasım seçiminde
    "iktidarımız gidiyor" deyip sandığa koştular.

    önümüzdeki cb seciminde muhalefet ilk turda kazanamazsa, ilk turda kızıp da oy kullanmayan iktidar seçmeninin bir kısmı, ikinci turda koşarak partilerine oy verir. bu yüzden muhalefetin temel stratejisi ortak adayla ilk turda seçimi almak şeklinde olacaktır. ince ise bu stratejiyi bozmaktan başka bir işe yaramaz.

  • 48. kalemle saçını topuz yapan kadın

    yeni yaptırdığı tırnaklarını göstermek için kalem fotoğrafı paylaşan kadındır da aynı zamanda. allah razı olsun biz malları aydınlatmıştır.

    ayrıca benim saçımı tutacak kalem daha anasından doğmadı keşke doğsaydı da şu hareketi yapabilseydim.

  • 49. çirkin olup güzel diye yutturulan ünlüler

    net olarak demet özdemir.

    resmen açılan başlığın tanımı şu kadın.

  • 50. akp yozgat ilçe bşk. pudra şekeri komasına girmesi

    belliydi zaten bi boklar içtikleri çünkü, düzgün bir beyine sahip olan kimse, bu kadar haksızlık karşısında hiçbir şey olmamış gibi davranamaz.

    sorsan bir damla alkol içmezler, içmiyorlardır da.
    toz-moz, hap, iğne vb. maddeler varken alkole kadar düşmez bu kötülüğün müptezelleri!