lazor14
profili

  • dw türkçe'nin asgari ücret ama sigortasız videosu

    ilk birkaç dakikası bile saç baş yolduran cinsten lanet bir video.

    hayat pahalılığı, ekonominin gidişatı, sütün litre fiyatı şu bu zaten ortada iken,

    2010 yılında evlenip, o günden beri ara vermeden çoğalıp 5 tane çocuk sahibi olan bir ailenin hikayesini anlatıyor. eskiden maddi güçleri yerinde olup da sonra başlarına gelen aksiliklerle dara düşmüş insanlar değil bunlar. kendi anlatıyor “evlendiğimizde de durumu iyi değildi. her şeyi borç harç yaptık” diye.

    hayat pahalı, geçim zor, çocuklarını doyuramıyor ama patır patır üremekten de geri kalmıyor. hey yavrum hey! en küçüğü 9 aylıkmış. yani bu çocuğun temeli aşağı yukarı geçen yıl bu zamanlar atıldı. o zaman geride kalan 4 taneyi doyurabiliyordu herhalde ki kendine güvendi. önümüzdeki yıl altıncıyı da yapar.

    sen yarınlar yokmuş gibi, dünyaya çok faydalıymışsınız gibi nefes almadan üre, bir de çocuklarımı duyuramıyorum da bilmem ne de diye tantana et. emine erdoğan bunlara “porsiyonları kısın” diyeceğine, başka şeylerden kısmayı söyleseydi keşke. sağlık ocakları bedava kondom dağıtıyor, korunmak isteyen korunur. “sigortasız” diye duygu sömürüsüne de gerek yok. emekliliğine faydası olmamakla birlikte, tüm sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanabiliyorlar.

    bu ekonominin değil sosyolojinin alanına girmesi gereken bir videodur.

  • çocuk kabul etmeyen restoran görünce çıldıran anne

    çok konuşan ama bir türlü restoranın adını ve konumunu söylemeyen anne.

    söylesin de kapsama alanımızdaysa gidip elin eniğinin zırıltısını dırıltısını dinlemeden huzur içinde bir yemek yiyelim.

  • küpeli ve dövmeli doktor istemiyoruz

    ağızda ekşimtrak bir tat bırakan kurgu doktor tweetlerinden birinde geçen cümle.

    dövme daha taptaze, kızarıklıkları üstünde. hevesini anlıyoruz ama keşke biraz sabır gösterseydin.

  • kapanan dükkan falan yok

    desteklediğim açıklama. benim de üslubum bu olacak bundan sonra.

    adamlara “açsın. altında yok üstünde yok, hayatın çakmasını yaşıyorsun, çoluk çocuğunun her şeyi eksik” diyorsun, kıt aklıyla savunmaya kalkıyor.

    bırakın yahu, bırakın “ooo iyisin lan her şeyin var daha ne” deyin, bırakın kendi şikayet etmeye başlasın. evet de demeyin, “yürü git lan terörist misin nesin” deyin, iyice kudursun.

  • 27 ağustos 2020 corona pozitif çıkmam

    kayınvalide yazlık alıyor.

    yazlıkta böyle bir zamanda akrabalarını ağırlamak istiyor.

    böyle bir zamanda akrabalar yatılı misafirliğe geliyor.

    akrabalardan biri grip olduğu halde geliyor.

    “siz torun torba sahibi insanlarsınız, ne akrabası ne misafiri manyak mısınız” diyen olmuyor.

    kayınvalidenin etrafında, böyle bir zamanda, etki alanında torunları bulunuyor.

    böyle bir zamanda “aman da aman çok sevimli” olan yeğen seviliyor. elin bebesi alınıp seviliyor.

    herkes çok bilgili, herkes çok tedbirli, herkes akıl küpü; ama işte o lanet olasıca cahil akraba, tüm dengeleri altüst ediyor.

    o cahil akraba olmasa, kimsenin böyle sorunları olmayacaktı. gelmiş tüm cehaletiyle, insanların bu denli sıkı tedbirlerini ihlal etmiş, zehrini saçmış gitmiş! ah be akraba! cahil akraba!!

  • polise kapıyı açmayan kadın

    ruh ikizimi bulmamı sağlayan kadındır.

    kapılar kilitli olunca “ulan bagajdan girebilir miyim acaba” diye bagaj kapağını yoklayan polis var ya, işte o benim (ruh ikizim).

  • markette vendetta maskesi takan dayı

    “maskeli adamın dayı olduğunu nereden anladınız amk” demeye gelmiştim ki dayının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar dayı olduğunu görüp susup oturdum.

  • 31 aralık 1999

    kıyamet senaryolarını hatırlamıyorum ama bilgisayarların bozulacağı söylentisi başbakanlığı bile harekete geçirmişti.

    rahmetli ecevit bir basın açıklamasında, bu tarihte saat 23.45’ten itibaren yarım saat süre ile bilgisayarların kapalı tutulmasına yönelik bir çağrıda bulunmuştu.

  • 17 ağustos depreminin helikopter görüntüleri

    enkaz görünmeyen tek bir karesi bulunmasa da yıkılan bina ve ölen insan sayısıyla kendini beğendirememiş görüntülerdir.

    17 ağustos’tan bir süre sonra enkaz kaldırma alanlarında bulundum. kan ve ceset nasıl kokarmış orada o sokaklarda öğrendim. bilgisayar başından iki görüntü izleyip de vıdıvıdı etmeye utanmıyor ama insanlar.

    edit: cahilliğe allah lanet etsin! bir haber kaydı üzerinden yıkılan bina istatistiği çıkarılmış. beklenen depremde de istanbul’da aynı oranda bina yıkılacağı hesaplanmış. beklenen depremin maksimum şiddeti saptanıp, 17 ağustosla oranlanmış. istanbula 150 km uzaktaki depremle, şurada burnumuzun dibinde marmara denizinde gerçekleşecek deprem arasında istanbul üzerinde karşılaştırma yapılmış.

    yıllardır bu işin uzmanları, hocaları, profesörleri bir taraflarını yırtıyor; “istanbulda büyük bir deprem olacak!!!” diye! ülkenin en saygın üniversiteleri açıklama üstüne açıklama yapıyor, “beklenen deprem bugün gelse istanbul ve türkiye için korkunç bir felaket olacak. istanbul’un bu haliyle depreme yakalanması ülkenin bağımsızlığını bile tehlikeye düşürebilecek bir yıkım yaratır” diye.

    amaaaaa ne oluyor? bizim mahallenin kahvesinde oturan bir sığır, (daha bu sabah) arşiv görüntüleri üzerinden deprem yorumu yapıyor. allah kahretsin! yerin dibine batsın.

    el birliğiyle mahalleden def etmeyi düşünüyoruz sığır oğlu sığırını!

    mahalledeki anılarımla sizin de başınızı ağrıttım ama cinlerim tepeme çıkıyor bahsettiğim gibi cahil cesaretini görünce.

  • sen devasa bir fabrikatörsün 50 kişi daha al

    biraz daha damardan girmesi gereken açıklamadır. örneğin;

    “bak beyim, sana iki çift lafım var. koskoca adamsın; paran var, pulun var, her şeyin var. binlerce kişi çalışıyor emrinde!

    seeenn! büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi falan bey! sen mi büyüksün? hayır! ben büyüğüm ben; recep tayyip erdoğan! sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun; bir hiç! gözümde pul kadar değerin yok!”

  • pkklı cesetlerinden mühimmat parası alınmaması

    devletin “atarlı ergen” olmaması bunun ilk sebebi olabilir. sonrasında buranın bir kabile devleti olmaması, onlarca asırlık devlet geleneğinin mirasçısı bir hukuk devleti olması sebep gösterilebilir.

  • kızlarda mizah yeteneğinin olmaması

    mutluluktur.

    olanını bulursanız, ondan sonraki herkeste o zekanın, o yeteneğin eksikliği gözünüze batar.

    yok diye bilmek mutluluktur.

  • 15 temmuz dövmesi yaptıran tekel bayi çalışanı

    yalnızca "15 temmuz" yazdırsa "abi şehitlerimizin aziz hatırası" falan deme şansı varken, işi garantiye alıp "yurtta sulh konseyi" de yazdırmış ki kaçacak yeri olmasın.

    akıbetini merak ediyorum. ilk kez bir mahkemenin "dövme sildirme" kararı verdiğini görebiliriz.

  • içki içenlerin daha sağlıklı olması

    entrylerden anladığım kadarıyla içki içmemek, okuduğunu anlama yetisine onulmaz zararlar veriyor;

    söylenen;
    --- spoiler ---
    ...
    bu bir neden sonuç ilişkisi değil belki ama net korelasyon vardır arada.
    ...
    --- spoiler ---

    el-cevab;
    --- spoiler ---
    ...
    avrupa ülkelerinin içki içtiği için ileride olduğunu iddia etmek için de hayatında "mantık", "neden sonuç" gibi kelimeleri duymamış olmak gerek diye düşünüyorum.
    --- spoiler ---

    (bkz: götünden anlamak)