Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. doğan cüceloğlu

    arkadaşlar siz gerizekalı mısınız? evinde ölü bulunduğu söylendiğini kaç kere daha yazmanız gerekiyor.

    allah rahmet eylesin.

  • 2. chp oylarımı bölmezse gelecek seçim iktidarım

    yakın tarihte akp'den sonra bu ülkeye en büyük
    kötülüğü yapanlardan birisin muharrem!

    hatta öyle bir zamanda yaptın ki iktidar sana
    ne verse azdır. belkide vermiştir bilemem tabii.
    altın harflerle kara leke olarak aldın tarihte yerini.

  • 3. madame coco'nun sidikli yorgan göndermesi

    ---
    ust edit-2: arkadaslar entry sebebiyle madame coco'dan eve geldiler. ayni siparis ettigim yorgandan hediye ettiler ve ozur dilediler. arastiracaklarini soylediler. bu olayi da soylemem gerekli diye dusundum. herkese ayrica destegi icin tesekkurler.

    ust edit-1: arkadaslar hepinize tesekkurler. madame coco dan aradilar ve parami iade ettiler. bu entry sonrasi aninda. 1 aydir ugrasiyorum hic umurlarinda degildim. bir de eksiye yazdigimdan dolayi biraz sitemkarlar. o zaman musteriye dolandirici imasi yapmasaydiniz 1 aydir. kalitesiz insanlarin yer aldigi bir olusumsunuz. bu ust notu yazmamin sebebi eksideki arkadaslarimin mutlu olmasi. siz umrumda degilsiniz.

    ----

    muazzam bir rezalet oluyor şu anda. 1 aydır buraya yazmadım çözüm bekledim ama artık tak etti canıma. artık yeter.

    7 ocakta trendyol üzerinden madame coco denen şirketten yorgan sipariş ettim.

    sipariş ettiğim yorgan bu: görsel
    markası filan yazmıyor. bambu yorgan yazıyor sadece. faturada da öyle.

    eve gelen yorgan şu arkadaşlar:
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    yorgan pislik içerisinde, yırtık pırtık, üzerinde de sidik izine benzeyen sarı lekeler var ve markası taç.

    hemen iade ettik, ancak şirket ürünü bizim ürünümüz değil diye geri yolladı, iadeyi kabul etmediler. biz taç yorgan satmıyoruz diyorlar. yani bana benim yolladığım yorganı aldınız eski başka yorgan iade etmeye kalkıyorsunuz diyor.

    bu durumda ben ne yapabilirim? 200 tl'sinde değilim gerçekten. canıma dokunan enayi yerine konmak. paramı istiyorum vermiyorlar. bizim sorunumuz değil diyorlar.

    trendyol'la da iletişime geçtim, tedarikçi kabul etmiyor yapabileceğimiz bir şey yok diyorlar. bu nasıl bir kandirmaca arkadaşlar? trendyol'da buna göz yumuyor!

    bu nasıl olabiliyor? ben ne yapabilirim? elim kolum bağlandı. tüketici heyetine gitsem çözüm olur mu bu durumda? ben dolandırıcı değilim. ama dolandırıcı olmadığımı nasıl ispatlayabilirim ki böyle pis bir durumda?

    özet:

    madame coco evime sidikli yırtık yorgan yollamıştır. şimdi de bu bizim ürün değil diye iade almamaktadır. yazıklar olsun. elim kolum bağlanmış durumdayım. ne yapabilirim?

    arkadaslar olay gercek. faturami da koyuyorum:

    görsel

  • 4. kafe ve restoranlara 45 dakika sınırı getirilmesi

    twitter yorumu yarmıştır: masa 5'i yarım saat uzatır mısın abi?''.

  • 5. türkiye'de kimse çalışmak istemiyor

    eşek gibi çalıştırıp üç kuruş verirsen tabi kimse istemez amk. sömür, gerekirse öldür, acıma, hakkını verme sonra çalışmak istemiyor. istemez tabi.

  • 6. kadıköy'de 5000 tlyi beğenmeyip grev yapan işçiler

    vay be kadıköy belediyesindeki bir çöpçü ile uluslararası bir şirkette yönetici pozisyonunda çalışan ben neredeyse aynı maaşı alıcaz. bu adalet değil. orta sınıf bilinçli bir şekilde yok ediliyor.

  • 7. kronik otomobil arızaları

    ilk taşı ben atayım günahsız bir sürücü olarak:

    volkswagen grubu için (bkz: dsg) otomatik şanzıman arızaları.

  • 8. evony maske

    uzun süredir herkeste bu maskeden görüyorum. adamlar kulak acıtmamanın formülünü keşfedip piyasayı eline geçirdi, tebrik edilesi.

  • 9. trafik.gov.tr'deki kaza görüntüleri

    bu kaza görüntülerinin %90'ı kavşağa bodoslama giren durgun zekalılardan oluşuyor. ya bir yavaşla, bir sağa sola bak aq. hep aynı konsept.

  • 10. 15 şubat 2021 illere göre covid-19 tablosu

    sözelciler ve tabloyu anlamayanlar için;
    tüik rakamlarına göre illerin nüfuslarını açtım illeri tek tek hesapladım.
    bu tabloya göre belirtilen haftada türkiye'deki toplam covid-19 sayısı 48354 kişi.
    edit; 8-14 subat'ta bakanlığın günlük açıkladığı tablodaki vaka sayısını toplamı: 55138.
    iller bazında:
    istanbul 9307
    ankara 1982
    izmir 1934
    bursa 1055
    antalya 1988
    adana 1333
    konya 2047
    şanlıurfa 574
    gaziantep 552
    kocaeli 1758
    mersin 1682
    diyarbakır 313
    hatay 1042
    manisa 617
    kayseri 806
    samsun 2323
    balıkesir 1036
    kahramanmaraş 460
    van 171
    aydın 394
    tekirdağ 603
    sakarya 800
    denizli 339
    muğla 550
    eskişehir 275
    mardin 131
    trabzon 1851
    malatya 330
    ordu 1477
    erzurum 286
    afyonkarahisar 162
    sivas 210
    adıyaman 636
    batman 77
    tokat 709
    zonguldak 323
    elâzığ 296
    kütahya 294
    osmaniye 767
    çanakkale 204
    şırnak 47
    ağrı 147
    çorum 187
    giresun 827
    ısparta 149
    aksaray 389
    yozgat 172
    muş 67
    edirne 268
    düzce 174
    kastamonu 112
    uşak 102
    niğde 198
    kırklareli 190
    bitlis 36
    rize 697
    amasya 322
    siirt 71
    bolu 142
    nevşehir 201
    kars 51
    bingöl 76
    hakkari 27
    kırıkkale 120
    yalova 208
    burdur 202
    karaman 263
    karabük 83
    kırşehir 73
    erzincan 142
    bilecik 77
    sinop 172
    ığdır 47
    bartın 89
    çankırı 44
    artvin 133
    kilis 74
    gümüşhane 138
    ardahan 63
    tunceli 33
    bayburt 50

  • 11. 13 kişi öldü diye ulusal yas olmaz

    halbuki bir vahhabi ölse ulusal yas için yeter sebeptir.

  • 12. tupac şarkısını birebir cover'layan türk

    ekşide bu kadar beğenildiği ve herkesi aynı fikir altında topladığı için (bkz: işin içinde bir kahbelik olabilir) diyorum.

  • 13. doğan cüceloğlu'nun evinde ölü bulunması

    annesini çok küçük yaşta kaybettiği için “ölüm”ü bir türlü algılayamayıp “annemin öldüğünü söylediler, ben misafirliğe gitti sandım, bir-iki gün sonra gelecek diye bekledim” demişti bir röportajında. şimdi o da gitmiş. mekanın cennet olsun kıymetli insan.

  • 14. 2.75 ortalama odtü vs 3.75 ortalama ktü

    2.5 motor ferrari versus 4.0 motor fiat linea.

  • 15. reklamların artık hiçbir öneminin kalmaması

    herkes reklamlardan etkilenmediğini düşünür. tv'de çıkan çikolata reklamına bakıp "şimdi bu reklamı izleyip de çikolata almak isteyen salak var mıdır acaba?" diye geçirir aklından.

    doğrudur, kimse tv'deki çikolata reklamını izleyip, bakkala doğru yönelmez ancak bir gün bakkaldayken canı çikolata almak istediğinde seçim yaparken bilinçaltında izlediği reklam canlanır ve gider o reklamdaki ürünü seçer.

  • 16. türkiye'de alevi olmak

    babası memur olduğu için elazığda doğmuş, aslen tuncelili olan bi arkadaşın 'gereksiz önyargılardan, sorulardan bıktığım için her yerde elazığlıyım diyorum' demesi benim için başlığı kısmen açıklıyor.

  • 17. yedikten sonra pişman olunan şeyler

    her şey. keşke nefes alarak beslenme ihtiyacımı da karşılayabilsem. istediğim kiloda yaşayabilmem için tek çarem bu.

  • 18. kartakip.ankara.com.tr

    abi çok iyi ya.

    oturdum kar küreme araçlarının kameralarını izliyorum.

    ak troll lere bundan daha güzel bi kapak olabilir mi. satılmış köpekler.

    ps: şaka maka baya eğlenceli izlemek. mansur başkan valla ben ayda 7.80 öderim bu araçları sürekli izlemek için. bi düşün sen bunu.

  • 19. 13 şehidimizin sorumlusu recep tayyip erdoğan'dır

    kılıcdaroğlu'nun biraz önceki söylemidir.
    https://twitter.com/…tatus/1361633580754042881?s=19

    kk'yı ben bir çok konuda eleştirdim ama özellikle yerel seçimlerden bu yana çok iyi siyaset yapıyor, uzunun tüm pis siyasetine bam güm dalıyor. tüm oyunlarını boşa çıkarıyor.

    uzun çarşamba günü şova hazırlanıyordu, olmadı, 13 insanımız, askeri değil, siyasi bir operasyon sonucunda terör örgütü pkk tarafından şehit edildi.

    kk hiç de popülizm yapmadan ne söylenmesi gerekiyorsa onu söylüyor.
    edit:yeni link https://twitter.com/…tatus/1361658370370002946?s=19

  • 20. hdp'nin kapatılması

    alınacak gücenecek bir şey yok, cumhur ittifakının aslına rücu olur. zaten parti köşe süsü olarak açık, belediyelerine el konmuş, lideri rehin. acı patlıcanı kırağı çalmaz, en azından normal bir demokrasi pozları biter, dünya çapında bu işin adı konmuş olur, tam olarak ne olduğumuz tescillenir. avrupa'dan kayda değer bir tepki beklemiyorum çünkü kendilerine demokratlar. olsa olsa adaylık statüsünden tamamen atılırız. amerika da hakeza öyle, türkiye'yi daha da avrasya bloğuna itme riskini almak istemezler, müşerref pakistan'ı gibi takılırız.

    ek: sonraki seçimde ne olur? bir daha seçim görür müyüz muallak bence.

  • 21. süleyman soylu'nun ağlaması

    reisi gülüyor bakanı ağlıyor, tam bir kişilik bozukluğu var bu iktidarda.

  • 22. 25 yaş + bekar + mühendis + 10 bin tl + 1.80 boy

    eğer gerçek bir mühendis ise boyu 1.80 m değil 1800 mm'dir.

  • 23. yaş ilerledikçe fark edilen şey

    babam 48 doğumlu. evet 1948

    bazen düşünüyorum. bir insan 1948 de nasıl doğar diyorum. 50'ler 60'lar 70'ler 80'ler 90'lar 2000'ler 2010'lar 2020'ler hepsini yaşamış inanılır gibi değil. onca zaman, onca acı, keder, mutluluk, yaşanmışlıklar.

    nasıl geçti baba diyorum bunca yıl. bilmiyorum ki diyor. delikanlılık resimlerime bakıyorum. sanki ben değilim, başka biri. sanki onca seneyi ben yaşamamışım gibi diyor.

    ne yaşarsanız yaşayın hepsi geçmişte kalıp unutulup gidiyor. sevinç de, keder de. yaşadığınız o anı hissediyorsunuz sadece.

  • 24. hukuk barajının 125 binden 100 bine yükseltilmesi

    gayet yerinde ve başarılı değildir, en azından 50 bin barajı olmalı.
    sırf özel üniversitelerin yatırımlarını baltalamamak için önüne gelen hukuka giriyor.

  • 25. kilo vermek isteyenlere tavsiyeler

    10.000 adım, yavaş yemek yeme ve 18.30'dan sonra ağzınızı mühürlemek. yaşam kaliteniz yükselecek.

  • 26. kitap okurken yazıların altını çizmek

    okuduğun satırın kalbine değmiş olmasının göstergesidir.
    bence bastırmadan, kitaba zarar vermeden çizilmedir. hele bir de onu sevdiğin kişiye vermek yok mu sözlük? tüm duygularını haykırmaktır bence.

    nazan bekiroğlu demiş ki;
    "birine altı çizili kitaplarınızı vermek, yaralarınızı emanet etmektir bir bakıma.."

    dipçe: bence (bkz: kitap okurken satırların altını çizmek) dersek daha doğru olur.

  • 27. 16 şubat 2021 istanbul kar yağışı

    durulmuştur, 1 saat öncesine kadar kar yağışı değil, tipi idi.

    az önce yokuştan çıkmaya çalışan bir kurye gördüm, içim parçalandı. yemeksepeti banabi olumsuz hava koşulları sebebiyle bulunduğum bölgeye sipariş göndermezken, mahalle arası kebapçılar ya da diğer restoranlar hizmete devam ediyor. yazık.

  • 28. 15 şubat 2021 kolan hastanesi rezaleti

    başlık, 15 şubat 2021 beylikdüzü kolan hastanesi rezaleti olarak açılacaktı ama malum karakter sınırı.

    üst edit: bütün destek mesajlarına, iyi dileklere, dualara teşekkür ediyorum, lütfen dua edin. mesajlarınızı detaylı şekilde okuyup dönemiyorum ama müsait olunca dönücem özellikle yardımcı olabilecek arkadaşlara. çok sağ olun.
    annemin bana anlattıklarını şimdi bire bir aktarıyorum, ambulanstayken kullandığı ilaçları sormuşlar, hastanede doktor annemle muhattap olmayıp ambulans doktoruna sormuş sorularını, serum takılmadan önce 450 lira istemişler, evet bu serumu takıcaz ama 450 lira istiyoruz demişler, annem de para ödemem demiş ama tabii ki yine de serumu takmışlar. daha sonra biraz dinlenip tuvalete gitmiş, sonrasında bu halinin ne zaman geçeceğini sormuş, uyuyunca geçer denmiş. evet yine yanlış okumadınız, uyuyunca geçer denmiş. bu hal devam ederse doktora gidin dediler mi dedim, hayır dedi. ve dün de hastaneye giderken ne doğru dürüst yürüyebiliyor ne de konuşabiliyormuş şu anki gibi. bunu anlamamak için aptal olmak gerekir ya da kasıtlı olarak yapılmıştır.

    üst edit 2: https://eksiup.com/p/mr4630429n23
    bahsettiğim sistemdeki vefat etmiş görülmesi bu arkadaşlar. neden yalan söyleyeyim. bunun sebebini daha detaylı da öğreneceğim sonrasında.

    öncelikle şu an o kadar yorgun ve bitkinim ki kendimi ne kadar doğru şekilde ifade edebilirim bilmiyorum. şimdiden okuyup bana destek olacak, yol gösterecek arkadaşlara teşekkür ediyorum.

    annem dün beylikdüzü'ndeki arkadaşlarına gitmişti, orda fenalaşmış. normalde de tansiyonu ve şekeri olan kadın konuşmakta güçlük çekmeye başlamış ve yürümekte zorlanmaya başlamış. arkadaşları ambulansı aramışlar ambulans gelip annemi beylikdüzü kolan hastanesi'ne götürmüş. ambulanstakiler hastanın yanına kimseyi alamayacaklarını söylemişler, tabii arkadaşları da ne peşinden gitmişler ne de bana habe verdiler annem tembihlediği için.

    akşam dokuz gibi annemi aradım önce uzun süre ulaşamadım, ulaştığımda da bi terslik olduğunu anladım. sarhoş gibi konuşuyordu, dili dönmüyor, kendini ifade ederken yoruluyordu. endişelendim, tansiyonunun yükseldiğini, arkadaşlarının da dil altı hapı verdiğini ve uyuyup dinleneceğini söyledi. sonra telefonu kapattık, meğer o sırada annem hastanedeymiş. gece 11 gibi arkadaşları arayıp durumu anlattılar. annemin tek başına hastaneye gittiğini ve tek başına döndüğünü söylediler.

    annemin dediğine göre serum vermişler, tansiyonunu ölçüp göndermişler annemi. arkadaşlar inanın o halde kimse bırakın eve gönderilmeyi, oturduğu yerden kalkmasına izin verilmez. annem resmen ne yürüyebiliyor ne de doğru dürüst konuşabiliyor. nasıl doktorlar muayene etti ki kadını dalga geçer gibi o halde evine gönderdiler? kimsenin aklına mr, tomografi çekmek gelmedi mi?

    bu sabah gittim annemi beylikdüzü'nden aldım, klasik bir tansiyon yükselmesi olduğunu düşündüğümüz için dinlenince geçer diye düşünmüştük. annem bana maalesef ki durumunu anlatmadı ve ben habersiz olduğum için hiçbir şey yapamadım.

    annemi bakırköy sadi konuk hastanesi'ne getirdim sabah 12 gibi. acile giriş yapabilmek için kayıt oluşturmak gerekiyordu ama bilin bakalım n'oldu, sistemde annem ölü görünüyordu. dünkü iş bilmez, sorumsuz, beceriksizler bir de annemi öldü diye sisteme girmişler. annem gözümün önünde acı çekerken acildeki görevlilerle kavga ettim önce, müdahale edin, kadın iyi değil dedim. onlar da sisteme giriş yapamadıkları için muayene olmayacağını muayene edilse bile yatış gerekirse bu durumda hastayı yatıramayacaklarını söylediler.
    kolan hastanesi'nin çağrı merkezini aradım derdimi anlattım, şifayla taburcu ettiklerini söylediler. bu kadına nasıl müdahale ettiniz? neler yaptınız, nasıl bir tedavi uyguladınız dediğimde hastanın mahremiyetinden dolayı paylaşamayız, dilerseniz gelin görün dediler.

    burdaki arkadaşlar neyse ki yardımcı oldu, sistemdeki sorunu bir şekilde düzeltip annemin kaydını yaptılar. daha sonra kan tahlili, mr, ekg ve tomografi çekildi. beyinde bir damar tıkanmış, felç olma ihtimali varmış annemin, tedavisine başlandı. doktoruna nasıl olacağını sorduğumdaysa erken müdahale edilseydi daha iyi olurdu, kalıcı hasar olabilir dendi.

    bakın arkadaşlar aklım almıyor bir insanı nasıl o şekilde hastaneden taburcu edersiniz, nasıl yakınlarını aramazsınız, nasıl yürüyemeyen, konuşamayan birini o halde bırakırsınız üstelik dışarda tipi varken, yerler buzdan dolayı kayganken. annemin dediğine göre hiç ilgilenmemişler ki ilgilenmiş olsalar şu an bu şekilde olmayabilirdi. bu kadın ya eve dönmeye çalışırken bi yerde düşüp kalsaydı? ya başına bi şey gelseydi?

    şimdi hastanedeyiz, annemin iyi olması için dua edip bekliyorum. lütfen hastaneyi şikayet etmem konusunda nasıl yol izleyeceğimi bilen, yardım etmek isteyen birileri varsa yardım etsin. başım çatlıyor artık, düşünemiyorum, çok üzgünüm.

  • 29. 2021 yılı türkiyesi'nde gençlerin temel sorunu

    avrupalı yaşıtları haftasonu tatili için amsterdam mı yoksa paris mi diye düşünürken. onlar sokakta sevgilimi öpsem linç edilir miyim yoksa sadece küfür edip bırakırlar mı diye düşünür.

  • 30. 16 şubat 2021 akar ve soylu ziyaretleri

    tüm aktroller 2 gündür esir askerlerin ölümünden chp'yi sorumlu tutuyorlardı; ne yapacaklar acaba tutup derdest edip hapse falan mı atacaklar?

    yok eğer böyle bir durum gelişmeyecekse; chp ve kılıçdaroğlu'nu hedef gösteren aktrolller hakkında soruşturma başlatılacak mı? yargı önüne çıkacaklar mı?

    edit: derdest falan edilmemiş aha fotosu da burada demek ki pkklı değilmiş kılıçdaroğlu.

    buna göre şu andan geriye sarıp chp ve kemal kılıçdaroğlu hakkında terörist ithamında bulunmuş, chpkk, fetöcü vs yazan herkesi yargı önüne almalıyız. zira ülkenin içişleri bakanı ve savunma bakanı'ndan daha iyi biliyor olamazlar kim pkk'lı kim değil?

  • 31. 16 şubat 2021 dolar kuru

    24.08.2020 - dolar 7,37tl - süt 4,50tl

    06.11.2020 - dolar 8,51tl - süt 5,90tl

    16.02.2021 - dolar 6,94tl - süt 7,50tl

  • 32. karadeniz'de vaka sayısının yüksek olma sebebi

    maskenin burunlarını kapatmaya yetmemesi olabilir.

  • 33. 1988 model bmw alıp rahatlamak

    20'li yaşların başında kredi çekerek yaptığım eylem.
    sonra sanayide beni bir siktiler, üstünden 15 sene geçti hala her yere koşarak gidiyorum.

  • 34. kadınlarınızı dövün diyen bir dine inanmak

    ama orada öyle söylemek istemiyor ki :/ mecaz anlam var, başka anlamlar var. çok retorik imgelemler var. hem arapça çok derin bir dil, tefsirler gerçeği yansıtmayabilir :/ kuran süper bir kitap, allah da çok minnoş.

  • 35. erkeklerin kız seçme ölçütleri

    (bkz: o2)
    (bkz: co2)

  • 36. habertürk muhabirinin rte'yi eleştirmesi

    dikkatinizi çekerim, muhabir arkadaş şu sıradan eleştiriyi yapabildiği için, hakkında burada başlık açılıyor.

  • 37. ttb'nin gara bildirisi

    bos beles seylere tepki vereceginize akar in/ak partinin operasyona basarili demesine de laf edin, tayyibin kongrede o an mezarlikta olan sehit anasini telefonla aramasina da laf edin la kani bozuklar.

    bir bildiri.

  • 38. 20 liralık çürük sebze poşeti

    önceden üzüldüğüm ancak artık üzülmediğim haberlerin bir yenisi.

    uzuuunn zamandır ülkede vatandaşın zararına alınacak kararlardan önce, kanun taslaklarına, politik adımlara ses çıkarmaya çalışanlar sustu veya susturuldu. bari seçimlerde tepkinizi koyun, bakın kötü günler hepimizi bekliyor dediğimizde kulak asılmadı. yahu elinizi vicdanınıza koyun yapmayın denildiğinde %60 - %70'ler havada uçuştu.

    bazı şeyleri anlamak için son dakkaya kadar bekleniyorsa, yumurta kapıya gelmeden, aç kalmadan anlaşılmıyorsa önceden dediğimiz gibi hepimiz etkileneceğiz ama öyle ya da böyle öğreneceğiz.

    hiç bir idari yönetim bu kadar uzun süre bir yapıyı idare etmemeli. bu belediye de olsa, ülke de olsa, şirket de olsa böyle.

  • 39. masumlar apartmanı

    arabaya 15 cm kalmış neden elimi bırakıyorsun inci.

    arabanın içinden elele geçin amk.

  • 40. erkeklerin berber sadakati

    iyisi bulununca anlaşılabilir bir harekettir. 29 yıldır aynı berbere gidiyorum, hatta eskiden evimin yanındaydı da simdi 18 km yol gidiyorum gitmeye. ha tom cruise mu oluyoruz, alain delon mu oluyoruz, en fazla tütün kolonyası kokan hakkı bulut oluyoruz ama hiç tanımadığın bir berber saçın hakkında hoşuna gitmeyen yorumlarda bulunabilir," şurası beyazlamış, burası dökülmüş" vs. veya sana sormadan burun kıllarını kesmeye çalışmak, kulak kıllarını yakmaya çalışmak, saçını boyamaya teşvik etmek gibi ilginc şeyler yapmaya çalışabilir...

    bir kez, şehre inemedigim icin tatilde olduğum yerde köy berberine gitmiştim, eleman kulağımı kesti, bildiğin kıkırdagı makasla kesti saç keserken, kulak da dil gibi çabuk kaynayan,iyileşen bir uzuvmus, onu öğrendim sayesinde. kestikten sonra da "tüh yine kestik ya" diye bir tepki vermişti...yine...her gün bir kaç kez kesiyormus yani anlaşılan... yani 3-5 kuruş fazla verirsin, 3-5 km fazla gidersin, canın sıkılmaz.

    böyle bir başka meslek grubu da diş hekimleri abi, ne zaman kendi dişcimden başkasına gitsem, bir bakıyor, "ooo diyor, bu çürük, şu çarpık, şuraya bir köprü yapalım,şuraya bir baraj kuralım, aşağısına market açalım" falan, kaç paraya cikar ?desen, 30-35 kağıt masraf çıkartacak, kendi dişçim her sey iyi, bir sorun yok diyor, senede 350 lira temizletme parası ödüyorum sadece, hiçbir şikayetim yok dişlerimle ilgili de, hayatımda hiç diş ağrısı çekmedim örneğin, çürükten dolayı dolgu yapılan yalnızca bir dişim var, bu ağza böyle masraf çıkartan adama katlanmak o koltuktan kalkıp gidemediğin bir anda, acayip sinir bozucu oluyor. berberde de durum böyle, adam kafanı sampuanliyor, "yok ben beğenmedim senin yaptığın işi arkadaş, gidiyorum" diyebilecek durumun yok, adamın sacmalamalarini da dinlemek zorunda kalıyorsun. kendi, alıştığın berberine karşı bir toleransın var, saçmalasa da arada.

  • 41. annen yok kimsen yok

    annen yok, kimsen yok

    değerli doğan cüceloğlu 'nun vefatını duyduğum zaman karşıma çıkan ilk video. ağladı, ben de ağladım. benimde annem yok. kimsem de yokmuş. bu acı gerçeği daha cenazende öğrendim annem. ölen bütün sevdiklerimize allah rahmet eylesin.

  • 42. evlenme teklifi alan kadının burnunu kapatması

    napsin kafasını iki elinin arasına alıp yere mi çömelsin tarlası yanmış çiftçi gibi.

  • 43. bilgisayar mühendislerinin de işsiz kalma ihtimali

    mühendisliği, web sitesi yapmaya indirgeyen; sektörde 45 senelik tecrübeli abimizi içeren başlık ( #119641285 ). mahalle berberinde bile, daha mantıklı muhabbet dönüyor. o yüzden bazı sektörlerde belli bir yaşa gelmiş insan barındırmamak gerekiyor. insanın kendini geliştirmesi önemli.

    tanım: özellikle içinde bulunduğumuz ekonomik durumdan dolayı, tüm sektör ve mesleklerde olabileceği gibi bilgisayar mühendislerinin de işsiz kalma ihtimali mevcuttur.

  • 44. 15 şubat 2021 istanbul kar yağışı

    kar yağışı sebebiyle bir tespitte bulunacağım.

    özellikle ekşi sözlükte daha da göze çarpan bir ruh emici (sjw) tayfa var. bugün bir esnafa yapılan linç girişimi haberinden sonra (bkz: dere optik) daha da emin oldum, buraya karalayayım.

    mesela adamın biri “ oh kahvemi aldım kar eşliğinde keyif yapıyorum, aradığım huzur budur” filan diyor. hemen bir ruh hastası damlıyor, “sen keyif yapacaksın diye sokakta hayvanlar mı ölsün” diyor.

    başka misal evli biri “çok eğlendik çoluk çocuk, iyi ki yağdı” diyor, hemen damlıyor biri “ağaçları kesip, hayvanları katledersiniz bu yağışları bile rüyanızda göremezsiniz” diyor.

    kardeşim git bunu küresel ısınma başlığına yaz veya ayrı bir başlık aç.

    ekşi sözlük entellektüel seviyenin ve farklılıklara hoş görünün nispeten türkiye ortalamasının üstünde olduğu bir ortam. buna rağmen feminist, vegan, hayvansever vb. gruplara kendim de dahil olmak üzere tahammülün gittikçe azaldığını görüyorum.

    evet sıkıntılarınız var, evet görmezden geliniyorsunuz görüyorum. ama şu siyasi ortamda üç beş destek görebileceğiniz, iki kelime edebileceğiniz bir biz varız. bizi de terörize edip, soğutarak elinize ne geçecek onu anlamıyorum.

  • 45. yamaha mt-07

    ahirete doğru güzel bir başlangıç olur bu motordan.

  • 46. avrupa yakası'ndaki muhallebicinin yıllık cirosu

    avrupa yakası dizisini izlerken aklıma takılan acayip bir durum. dükkanın ruhsatı tahsin sütçüoğlu üzerine olan, işletmeciliğini ise volkan sütçüoğlu'nun üstlendiği, sütçüoğlu muhallebicisinin yıllık detaylandırılmış ciro hesaplaması. cimriliği ile dizide kendince hoş bir duruşu olan tahsin amcanın servetini en ince detayına kadar ortaya koymayı düşünüyorum.

    dizi toplamda 6 sezon ve 190 bölüm olarak çekilmiş. hesaplamanın doğruluğunu artırmak için, her zamanki gibi dizinin her sezonunu 365 günlük bir zaman dilimi içerisinde değerlendireceğiz. bunun en büyük nedeni, dizi sezon arası verdiğinde dizideki evrende halen hayatın devam ettiğini varsayarak, hesaplamayı daha detaylı ve doğru şekilde yapabilmek.

    öncelikle dükkanı yakından incelemek gerekiyor:

    istanbul'u pek bilmiyorum ama dükkan galiba nişantaşı'nda yer alıyor. en azından ben öyle hatırlıyorum. dükkan küçük butik bir kahveciyi andıran bir yapıya sahip. 90-100 m2'lik bir yer olduğunu söylemek yanlış olmaz. dükkanın içerisini gösteren bölümleri izleyerek, dükkanı detaylıca inceleme fırsatı buldum. hakikaten oldukça küçük, ufak bir yer. benim 2 ve 3 bölümde sayabildiğim toplam masa sayısı: 4. ancak dükkanın arka tarafında, kör noktada kalan bir boşluk var oraya da belki daha sonra bir masa koymuşlardır diye düşünerek toplam masa sayısını: 5 olarak belirliyorum. dışarıda kalan volkan ve yancılarının oturduğu masayı saymıyorum, çünkü işletmeye bir değer kattığı yok. yok yere işgal ediliyor, ha onu da sayarsak tabii ki de toplam masa sayısı: 6 olacaktır.

    çalışan sayısı:

    dükkan muhallebici diye geçmesine rağmen klasik 80'lerdeki muhallebiciler gibi pilav üstü tavuk döner de yapıyor. bu durumda çalışanlar şu şekilde: bir adet döner ustası, bir adet garson. ben sadece şef garson olarak mahmut'u gördüm sadece. ancak, dükkanı sacit'in işlettiği bölümlerde sacit dükkana deniz isminde bir garson alıyordu, mahmut'a yardımcı olması için. belki şef garsonun dışında bizlere gösterilmeyen, masalara bakan bir başka garson daha vardır diyerek bir çalışan daha eklemek istiyorum ve toplamda dükkanın çalışan sayısını: 3 olarak buluyoruz.

    ürün çeşitliliği ve ürün portföyü:

    sütçüoğlu muhallebicisine benzeyen 3-4 tane muhallebiciyi inceledim ve şu ürünlerin satıldığını gördüm.

    yiyecekler: pilav üstü tavuk döner, sütlaç, muhallebi, tavuk göğsü, kazandibi, güllaç.

    içecekler: çay, su, salep, bilumum diğer gazlı meşrubatlar.

    en karlı olanları ise: tavuk göğsü, pilav üstü tavuk döner, sütlaç tercih edilen diğer sütlü tatlılar.

    bu verileri dizideki bölümlerden yola çıkarak sütçüoğlu muhallebicisi ile de örtüştürmek mümkün. mahmut'un geçtiği 20-30 sahneyi bularak, hemen hemen her masaya 2 tabak tavuk göğsü ve diğer ürün porföyü içerisinde geçen yiyecekleri götürdüğünü gördüm.

    bu veriler doğrultusunda sırasıyla: günlük ciro, aylık ciro daha sonra da yıllık ciroyu hesaplayabiliriz.

    günlük ciro:

    toplamda 5 masa var demiştik. dükkanı sabah 8'de açıp akşam 9'da kapattıklarını düşünürsek günlük müşteri sirkülasyonunu bulmak için, masa başında maksimum kaç müşteri olduğunu bulmamız gerekiyor. bu rakam günlük, aylık değişkenlik göstereceği için net olması açısında, 3 masayı tam kapasite, 2 masayı ise yarı kapasitede düşüneceğiz.

    yani: 3 masaya gün içerisinde daima en fazla 3 müşteri oturduğunu, diğer 2 masaya ise en az 2 müşteri oturduğunu düşüneceğiz. her masanın meşguliyet süresini ise: 1 saat olarak düşüneceğiz. insanlar belki iş çıkışından geliyor olabilir, karnı aç olabilir, turist olabilir. yani en az 1 saatte yiyip içip kalkıyorlar diyeceğiz. bu durumda:

    tam kapasite çalışan 3 masa için saatte gelen müşteri sayısı: 3x3=9

    yarı kapasite çalışan 2 masa için saatte gelen müşteri sayısı: 2x2=4

    toplamda saat başına muhallebiciye gelen müşteri sayısı= 9+4= 13 olur.

    her biri yemeklerini 60 dakikada yiyeceklerine göre, 7/11 arası mesai bitiminde günlük müşteri sayısı: 156 olur.

    müşterilerin sipariş tutarları:

    tam kapasite çalıştırdığımız 3 masa en azından kişi başına: 1 porsiyon pilav üstü tavuk döner, tavuk göğsü ve içecek olarak kola söylemiş olsun.

    bu da 3 kişi için: 3 porsiyon pilav üstü tavuk döner, 3 tabak tavuk göğsü ve 3 adet kola demek.

    fiyat olarak dizinin çekildiği ilk dönemi ele alıyorum. hemen hemen o dönem içindeki fiyatlandırma üzerinden tam kapasite çalışan tek masanın saatlik bıraktığı miktar:

    pilav üstü tavuk döner fiyat: 5 lira
    tavuk göğsü tek porsiyon: 3 lira
    330 ml kola: 2 lira

    kişi baş ödenecek tutar: 10 lira. 3 kişinin ödeyeceği tutar: 30 lira. tam kapasiteli çalışan tek masanın saatlik dükkana bıraktığı tutar: 30 lira.

    bu 3 masanın mesai bitimine kadar dükkana getirdiği kazanç:

    30x3=90(3 masanın saatlik ödediği hesap tutarı)

    108(üç masaya gün boyunca oturan toplam müşteri sayısı)x90=9.720 lira.

    tam kapasite çalışan 3 masanın işletmeye günlük getirdiği kazanç: 9.720 lira.

    şimdi bunu yarım kapasite ile çalışan diğer iki masa için bulacağız. bu iki masa sadece öğrencileri, fazla bir şey yemeyen sadece bir kahve içip soluklanmak için gelenlerin oturduğunu düşüneceğiz.

    bu 2 masaya oturanlar kişi başına: sadece kazandibi, yanına salep ve bir de bu ikisinin bünyede yarattığı susuzluk hissini bastırmak için su söylemiş olsun.

    o dönemdeki fiyatlandırma üzerinden:

    kazandibi: 3 lira
    salep:2 lira
    su:1 lira

    kişi başı ödenecek hesap tutarı: 6 lira. yarım kapasiteli çalışan tek masanın saatlik bırakacağı hesap tutarı: 6x2= 12 lira.

    bu 2 masanın mesai bitimine kadar dükkana getirdiği kazanç:

    12x2=24(2 masanın saatlik ödediği hesap tutarı)

    48(iki masaya gün boyunca oturan toplam müşteri sayısı)x24=1.152.

    tam kapasite çalışan 3 masanın işletmeye günlük getirdiği kazanç: 1.152.

    5 masa üzerinden belirlenen günlük hesap tutarı üzerinden işletmenin günlük cirosu:

    9.720+1.152=10.872 lira. (günlük ciro)

    günlük ciroyu bildiğimize göre aylık ciro ve yıllık ciroyu hesaplamak daha kolay olacaktır. öncelikle aylık ciroyu bulalım:

    günlük müşteri sayısının 156 olduğunu ve yine her masanın ürün porföyüne göre ne kadar hesap bıraktığını da biliyoruz. bu durumda günlük cirodan faydalanarak, aylık dükkanın aylık cirosunu bulacağız.

    işletmeyi sadece pazar günü çalıştırmayacağız, o da insani hak olarak. yoksa tahsin amcanın elinden olsa o eminim pazar günleri de çalıştırıyordur dükkanı. neyse, biz işçinin yanındayız. aslında cumartesi çalışmak bile saçmalık, insanlık suçudur ama işletmenin sahibi cimri olduğu için cumartesiyi de eklemek zorunda kaldım. buradan patron yalakası, işçi düşmanı olduğum gibi bir çıkarımda bulunulmasın.

    günlük ciroyu: 10.872 lira olarak bulmuştuk: 10.872x26=282.672. bu işletmenin aylık cirosu.

    şimdi de aylık ciro üzerinden yıllık ciroyu bulalım. 1 yılda toplamda 104 tane cumartesi/pazar vardır. biz işletmeyi cumartesi günü de çalıştırmaya karar vermiştik. bu durumda bu bizim için 52 oluyor. bayramdır, şudur, budur gibi özel günleri de 15 olarak belirledikten sonra işletmenin 1 yıllık çalışma takvimi gün olarak: 298 iş günü oluyor.

    2 günlük bir eksiklik olacak ama 300 gün: 300/30 = 10 ay yapar.

    aylık ciro: 282.672 lira olduğuna göre, işletmenin 10 aylık yani yıllık cirosu: 3.109.392 liradır.

    şimdi masrafları düşerek net geliri bulalım:

    3 çalışan olduğunu biliyoruz, ve bunların işletmeye aylık masrafı 3 işçi için:

    döner ustaları o dönem 600 lira maaş alıyormuş, en yakın 2008 tarihinde bir kaynaktan edindim bu bilgiyi.

    yine garson için 500, şef garson için 700 lira.

    toplamda üç işçi için aylık ödenen tutar: 1.800 lira.

    10 ayda:18.000 lira.

    dükkanın kirası falan yok o yüzden direkt mal tedariklerine geçiyorum. bunların o dönemdeki fiyatlarını bulmak neredeyse imkansız olduğu için maalesef tahmini yazmak durumundayım.

    yiyecek içecek için maliyet yıllık: 80 bin lira.

    dükkan için harcanan temizlik giderleri yıllık: 15 bin lira.

    gelir vergisi: 50 bin lira

    toplam maliyet ve gider kalemleri: 80.000+50.000+18.000+15.000= 163.000 lira.

    bu tarz küçük bir işletmenin altından kalkabileceği bir maliyet tutarı.

    yıllık cirodan masrafları düşelim şimdi: 3.109.392- 163.000=2.946.392.

    hemen yanılma payı olabilir diyerek, ne bileyim dükkanın başına bir iş gelmiştir ve dükkan o ay kapalı kalmıştır veya ceza yiyerek mühürlenmiştir vesaire diye 46.392 lirayı siliyoruz ve net kazancı: 2.900.000 olarak buluyoruz.

    yani; sütçüoğlu muhallebicisinin yıllık kazancı 2.900.000 liradır. bu rakamın doğruluğunu da diziden şöyle sağlamasını yapacağız. tahsin amca, koskoca apartman sahibi bir adam ve istanbul'un en zengin, lüks semtlerinin birinde bu apartman. demek ki hakikaten de geliri sağlam, zengin birisi. muhallebicinin getirdiği bu kazanç onun için azdır bile.

  • 47. gol denince akla gelen futbolcu

    (bkz: gabriel batistuta)

    lakabıda batigol’dü zaten.

  • 48. damak çikolatanın 63 grama düşmesi

    almanya'da 100gr altında tablet çikolata yok, kıskanırlar bizi tabi ki köftehorlar.

  • 49. akp mitingine katılanlara dağıtılan slogan broşürü

    ulan biz bu listeyi her cumartesi evde rakı balık yaparken spotifay'dan açıyoruz.

  • 50. yemek yapan erkekler

    bir tanesiyle evliyim ve şimdi onu övmeye geldim.

    kendisiyle tanıştığım ilk günden beri mutfakla ilgili ve değişik değişik şeyler denemeyi çok seviyor.

    yaklaşık 2 aydır home office'ten çıkmak durumunda kaldığım için haftanın 4 günü evdeki boş tencereler kendisine bakıyor ve bir şekilde mutlaka onları dolduracak bir şeyler bulabiliyor. kendisinden ilk defa "yemek yemek gibi ihtiyaç olan bir şeyi kendi başına halledemeyip de annesinin, karısının eline bakan erkekler başka şeyler için ahkam kesmesini çok iyi biliyor" benzeri bir cümle duyduğumda bir kere daha içimden "işte bu o!!!" dedirtmişti bana.

    zorunlu durumlar haricinde kendisi seve seve bana kahvaltı, değişik tarifli yemekler, ekmekler ve tatlılar hazırlıyor. aynı hevesle ben de kendisine yapıyorum, bazen gnam gnam sesleri eşliğinde yiyor bazen de "sen tatlı konusunda daha başarılısın, yemek... cıks " diyor.

    türkiye'deki erkeklerin*çoğunun sahip olduğu "erkek adam yemek yapmaz." düşüncesinin dışında kalabildiği için bile çoğu insandan ayrılmakta maskülenliğin böyle şeylerle gelmediğini ispatlamakta, hevesle yaptığı şeyleri mutfağı benden bile temiz kullanarak sunabildiği için de başarılı ve hayran kalınası. ayrıca mutlu mutlu sevdiği insana seksi poposuyla yemek yapan bir erkek de her türlü diğerlerinden birkaç arşın öndedir.

    kanımca, eğer zamanında doğru yönlendirilmiş ya da "arzu"sunun peşinden gidebilmiş olsaydı, hayattaki birkaç kırılmayla kendisi çok iyi şef olabilirdi, ama şimdi de bu şefin elinden çıkan en lezzetli ve taze şeyleri kendim birinci elden tadıyorum ve halimden de çok memnunum * <3