ismin e hali63
profili

  • kız kulesi'nin kıyıya yaklaşması

    (bkz: imam hatip kız kulesi)

  • demirtaş'a 142 yıl hapis istenmesi

    bu adamı bu hükümet seve s.eve dışarı çıkartacak. bugün 1 mehmetçiğin canı masalı okuyanlar, o zaman o lafları yiyecekler mi? hayır, o gün de o hamleyi savunacaklar.

    aynı adamlar genelkurmay başkanı içeri alındığında da haklı buluyordu.
    aynı adamlar polis teşkilatı cemaatlere peşkeş çekildiğinde de haklı buluyordu.

    akpli olmak budur.

    günü gelir kırmızı beyaz. günü gelir milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum.
    günü gelir ortadoğu eş başkanıyım, günü gelir emevi camisinde namaz kılıyorum.

    günü gelir 2. rusya uçağını da düşürelim. günü gelir rusya tek müttefik. siz kimsiniz ya? nasıl bir türsünüz? utanmazlar sürüsü.

  • 6.000.000 hdp seçmeni olması

    yok kardeş 3 kişi 5 kişi değil. 6.000.000 kişi. düşünün ki 18 yaş altı çocuklar, oy kullanmamış kişiler, yaşlılar falan yok. öyle boş yere horozlanmayalım. makul olalım. rasyonel seçimler yapalım.

    12.000.000 chp seçmenini saymıyorum bile.

    danimarka 5.605.836
    kırgızistan 5.551.900
    finlandiya 5.497.302
    slovakya 5.424.058
    singapur 5.310.000
    türkmenistan 5.240.000
    norveç 5.214.890
    lübnan 4.822.000
    kosta rika 4.667.096
    orta afrika cumhuriyeti 4.616.000
    irlanda 4.585.400
    gürcistan[8] 4.483.800
    yeni zelanda 4.472.390
    kongo cumhuriyeti 4.448.000
    filistin 4.420.549
    liberya 4.294.000
    hırvatistan 4.290.612
    bosna-hersek 3.839.737
    ...

    edit : ne demek istiyorum? bu insanlar 'varlar'. havuz medyası istediği kadar yokmuş gibi davransın varlar. ve birkaç kişi değiller. sevelim ya da sevmeyelim. seçimleri doğru olsun, yanlış olsun, seçimleri bize zarar versin ya da vermesin, yok edilemeyecek, ortadan kaybolmayacak, hatta sayıları artacak milyonlarca insan var.

    türkiye'de 20 milyona yakın muhalif seçmen var. hiçbir zaman ortadan kaybolmayacak bu insanlar. bu ne demek?

    çatışma kültürü sürdürülemez. uzlaşı şart. bir seçim değil. mecburiyet. uzlaşmak zorundayız.

    bu ülke eğer çatışmayı devam ettirmek istiyorsa, hınçla, öfkeyle yönetilmek istiyorsa, kaynaklarını hızla tüketecek. iktidarı yönetenlerden bahsetmiyorum. bizzat halkımız rasyonel davranmalı, kamplaştırma niyetinde olan insanlara mesafe koymalı.

    chp: 12.000.000 kişi, 12.000.000 müşteri, ekonomiyi çeviren, örgütsüz, plansız 12.000.000 insan. bu demek değil ki yoklar. varlar kardeşim. seslerini duyuramadıklarına bakmayın. çocukları duyurur, torunları duyurur ama eninde sonunda varlıklarını farkedersiniz.

    ve siz bu insanları zorla örgütlü olmaya itiyorsunuz. inanın bana nasıl dindarlar zamanında bir yere itildiyse, bu insanlar da karşınıza çok daha örgütlü ve hırsla çıkacaklar. siz akıllı davranın. ülkemizin kaynaklarını, insan kaynağını, gençlerimizi boş kavgalar için harcamayalım.

    daha farklı bir çatı kuralım. yeniden biz olmanın bir yolunu bulalım. biz ve onlar söylemini bırakalım artık.

    edit 2 : değerli arkadaşlar hala algı operasyonu falan diyorsunuz. ysk sonuçları ortada. 6.000.000 hdp seçmeni yok mu? manyak mısınız nesiniz? gerçek bu. işine gelse de bu gelmese de bu. ne yapayım? dünyanın gerçeklerini mi değiştireyim? var olanı yok mu edeyim. iyi alıştınız.

    gerçeği değiştirmek istiyorsan önce onu kabul edeceksin.

    edit 3: vatan haini ilan edenlere cevabım : barış için uğraşın. savaşmak, kin duymak, nefret etmek kolay.

  • suikastı aydınlatmak için rusya'dan heyet gelmesi

    bir bakıyosun adamlar soruşturmayı derinleştiriyorlar, ak parti'nin içindeki fetöcü bakanlar birer birer ortaya dökülüyor.
    (bkz: mukadderat)

  • osmanlı kuruluyor padişah tayyip bey olacak

    açık açık dile getirilmesi güzel gelişme. en azından artık korkaklar gibi şerefsizler, haysiyetsizler, onursuzlar gibi saklamıyorlar.

    cevap: laik türkiye cumhuriyeti devleti'ni yıkmaya kim kalkarsa onun o taşşaklarını keser ağzına veririz.

  • mustafa kemal posteri olmayan dükkana girmeyeceğim

    15 senedir ülkesinde kendisine zorla bir şeyler dayatılan yazar beyanı. düşündükleri de reisçilik denen kültürün, iktidar kurma biçiminin doğal sonucu. hoşgörü diyenler bunu da görsün. bizde hoşgörü bitti kardeş. meşru müdafaadayız. putları kaldıracağız diye geldiler, putun kendisi oldular. bu ülkede reis demeyen iş tutabiliyor mu? hayır...

    o zaman benim de kendimi savunmam gerek. biliyoruz ki insanlar çıkarları zedelenmeden davranışlarını değiştirme eğiliminde değildir. biliyoruz ki bazılarının dini imanı paradır. o halde ben de bireysel olarak, bir tüketici olarak, bazılarının ekonomik çıkarlarını etkilemeye çalışacağım. tekrarlıyorum insan farklı bağlamlarda yaşar, kimse homojen değildir, farklı çıkarları vardır. çıkarlarını etkilerseniz, bir daha düşünür. çünkü sadece o kimlikten ibaret değildir.

    alt tarafı bir poster değil mi? poster de ülkenin kurucu liderinin posteri. ben dayatmıyorum. kimden alışveriş yapacağımı söylüyorum, seçim insanların. ölmüyorlar ya. alt tarafı (1) müşteri. haa bu noktaya taşımayalım diyorsanız işi o zaman bir şeyleri değiştirin. ne kadar reis dayatırsanız, ne kadar osmanlı dayatırsanız, o kadar postere tutulurum. doğal değil mi?

    ben saksı değilim

    (bkz: topluluğun simgesel kuruluşu)

    öte yandan,
    biz bilmiyor muyuz? yeaaa kemalist teyzeler mi, ekieki demeyi?
    biz bilmiyor muyuz poster milliyetçisi olmayın demeyi?
    biz bilmiyor muyuz puta tapıyorlar demeyi?
    biz görmedik mi zorla heykel öptürülen zavallı insanları? gördük. ama başka çare bırakmadınız dostlar. madem bir sembol seçmek zorundayız, dayatıyorsunuz, o diriliş ertuğrul değil paşam, o değildir o gözüm. o değildir o canııım. orada aslan gibi mustafa kemal paşa duruyor.

    arabaya osmanlı tuğrası asmayı biliyorsunuz ama. o zaman hiç gülünecek bir şey olmuyor. trt'de bu ülkenin insanlarının vergileriyle bizlere fantezilerinizi dayatmayı biliyorsunuz ama.

    29 ekim, 23 nisan, 19 mayıs hangisi kutlanıyor bu ülkede? bir ülke sembolleri olmazsa nedir? biz istesek de istemesek de semboller vardır. ve siz onları savunmazsanız birileri gelir başka bir şey dayatır.

    12.000.000 milyon chpliye de tavsiye ediyorum. sembolse sembol.

    mustafa kemal bir şeylerin işareti. mustafa kemal değil derdim, mustafa kemal'in idealleri.

    puta tapıyorlar dediğiniz çağdaş yaşamı destekleme vakfı, atatürkçü düşünce derneği kadar bu ülkeye bir faydanız oldu mu?
    bir tane tuğla mı koydunuz da puta tapıyorlar diye eleştiriyorsun.
    oturduğun yerden kalkıyor musun, sızlanmaktan başka bir şey mi yapıyorsun? bugün bile hale o puta tapıyorlar dediklerinin ürettikleriyle ayaktasın. hala o kafanın ürettiği insan sermayesi bir şekilde bizlere ayakta tutuyor.

    bundan sonra öyle ali ismailleri dövüp, para kazanmak devri bitti.
    bundan sonra mahallede terör estirmek yok, birilerinin savcısı, birilerinin polisiysen yok sana para. bitti o devir.
    gündüz gülüp, gece beni sokakta kıstırma devri bitti.

    sembollere bakarım.

    kim nedir ? kime çalışıyor artık her şeyi not ediyorum.
    akp'ye oy mu veriyorsun? okey gayet güzel, çıkarın oradan geçiyorsa ver tabi. ama benden para kazanamazsın. istersen çıkarlarını bir kere daha düşün. bir kişi, bir müşteri. bana sorarsan 12.000.000 müşteriyi unut kafadan.

    kimse kusura bakmasın bu ülkenin kurucu değerlerini yıpratmaya çalışanlara para kazandırmayacağım, kimse kusura bakmasın anayasa'dan laiklik çıkartılsın diyenlere oy verenlere para kazandıramam.

    mustafa kemal posterin yoksa alışveriş yapmama hakkımı kullanıyorum.

    eski usül. eskiden öyle değil miydi?

    osmanlı zımbırtısı mı var dükkanında, bireysel olarak tüketmeme hakkımı kullanacağım. küçümsüyor musun? göreceğiz sonuçlarını. yaw benim de naçizane çıkarım mustafa kemal posterinden geçiyor. sen istiyorsan büst koy. heykel koy dükkana.

    sadece küçük esnaf için de değil bu. eyyyy ntv'nin star'ın sahipleri yok öyle hem bana yemek satıp, hem akp propagandası yapmak kanallarında. bak koçlara koç gibi ol. yap bir mustafa kemal reklamı al gönlümü. bu kadar da 'safım' işte.

    erdoğan demirören beyefendi çıkarın akp'den mi geçiyor? eyvallah. güzel.
    bana bir yarım saatini ver diyordun tayyip erdoğan'a ? cumburbaşkanımız sana çok yarım saatler verdi. ama ben artık 1 dakika bile vermem. tüplerini başkasına satarsın.

    maymun gözünü açtı. sonuçlarını 10 seneye yaşarsın.

    no mustafa kemal, no money okey?
    can u understand me?

    ilgilenen arkadaşlara topluluğun simgesel kuruluşu isimli anthony cohen'in kitabını öneriyorum. aptal değilim, sosyoloğum. tez yazmıyorum. mesajı kitleselleştiriyorum. sizin dilinizden iyi anlarım. dil niye mi bu kadar seviyesiz, çünkü sizle muhattabım dostlar. basit mesaj. bol bol acite edeceğim ki mesaj yerine ulaşsın.

    osmanlıspor için milyonlarca dolar harcayan, diriliş ertuğrul denen garabet için boş boş konuşanlar mı sembolleri küçümsemeye başladı? arda turan'ı milliyet gazetesinde, sabah gazetesinde, habertürk'de yağlamaya çalışanlar mı? pr bizden sorulur babalar. bir siz mi akıllsınız? o sakal boşuna bırakılmadı dimi arda? katar matar meseleleri. hmm.

    anlayan, anladı. no mustafa kemal, no money. anlaşıldı mı mesaj? bırakın mustafa kemal posterini şeriatçılar da para kazanmak için kullansınlar. iki ayyaş demelerinden daha iyi değil mi? semboller değiştirir dostlar. koyuyorsun mustafa kemal posterini, şöyle bir de bakıyorum sana, bakıyorum eşine, çocuklarına. hemeeeeeeen cüzdanım çalışıyor.

    haaa mustafa kemal sana ters mi geliyor? sen de gökkuşak bayraklıdan al.

    bak elalem de böyle çalışıyor sembollerle.

    (bkz: arda turan)
    (bkz: acun ılıcalı)
    (bkz: osmanlıspor)
    (bkz: diriliş ertuğrul)
    (bkz: kerimcan durmaz)

    bu arada ben şizofrenim aklınızda olsun.
    kerimcan
    arda
    sedat peker ve hac ziyaretleri
    tayyip erdoğan
    sabah gazetesi

    hayat işte, 15 sene önce bir dersten mustafa kemal en büyük insandır demedim diye teröristlikle suçlanıp kovulmuş insandım ben. ama kusura bakmayın orada mustafa kemal dememişken şimdi recep tayyip erdoğan hiç diyemem. birisini seçmek mi zorundayım. seçimim belli.

    sarı saçlım mavi gözlüm

    en sonda söylüyorum. mustafa kemal posteri metafordur.

  • istanbul'un en güzel ilçelerinde chp'nin kazanması

    adalar, ataşehir, bakırköy, beşiktaş, kadıköy, şişli.

    tesadüf mü? hayır tesadüf değil. yaşayan insanların profillerine bir bakmak lazım.
    ilçenin göç hikayesine bir bakmak lazım.

    bu durum, türkiye'nin geleceği için de bir fikir oluşturmalı.
    beyoğlu'nun son durumu ortada.

    öte yandan medeniyet kendisini hemen belli ediyor. ondan sonra haftasonu gezmeye bu ilçelere geliyorsunuz.
    insan gibi yaşamakta karar verilince gerisi geliyor. yani önce istemek lazım. tevekkül gibi düşünebilirsiniz. siz önce üstünüze düşeni yapın, gerisi gelecektir.

    hırslarınız yüzünden yanlış tercihler yapmayın. biraz kendinizi düşünün. mekan belirleyicidir. insan zamanla yaşadığı mekana benzer. bırakın dev fıskıyeler yerine kültür merkezleri, kütüphaneler yapılsın. çocuklarınız huzurlu bir ortamda yaşasınlar.

    bırakın belediyeniz felsefe günleri, edebiyat günleri düzenlesin de siz yine gitmeyin.

    diğer chpli ilçeler:
    avcılar, beylikdüzü, büyükçekmece, çatalca, kartal, maltepe, sarıyer, silivri.

    sırça köşk denmiş, ailem ordu'nun bir köyünden geliyor. dedem zengin değildi. belediyede biletçilik yapmaya başlamış. istanbul'da önce gültepe'de kalmışlar, sonra şirinevler, sonra ümraniye, sonra kadıköy, sonra ataşehir.

    bir değişiklik var değil mi hikayede. anlayana. bu arada dedem hacıdır.

  • istikrar için akp diyenler şimdi ne düşünüyorlar

    ekonomi yerlerde.
    akp geldi ohal bitti diyordunuz, ohal'in allah'ını yaşıyoruz.
    gazeteci, akademisyen, yazar tutuklanmayan kalmadı.
    cezaevlerinde doluluk oranı yüzde 120.
    bir tane iyi geçindiğimiz komşu ülke kalmadı.
    ab, abd karşımıza almadığımız kimse kalmadı.
    kürt barışı, kürt düşmanlığına döndü.
    analar ağlıyor mu? ağlıyor.
    kamudan 50.000'in üzerinde memur atılmış. yeni iç düşmanlar edindik.
    genelkurmay başkanı terör örgütü üyesi olmaktan yıllarca cezaevinde kaldı.
    her gün şehitler var.

    ama istikrar? siktirin.
    her şey bir yana bu ülkede insanlar birbirlerinden nefret etmeye başladı.

    nasıl bir istikrar kardeşim bu, aptal mısınız siz?
    böyle devam edebilir mi?

  • ab'nin üyelik müzakerelerini durdurması

    türkiye'nin çomarları bunun ne demek olduğunu 15 sene sonra anlarlar. siz gerizekalısınız arkadaşlar. tayyip gelip geçici, dünya sultan süleyman'a kalmadı ona mı kalacak? türkiye kalıcı. yalnız kendi hayatlarınızın değil, çocuklarınızın da hayatlarının içine sıçıyorsunuz.

  • doları 1.25'den 3.20'ye taşıyan çok başarılı parti

    akp'nin başarısız olduğunu anlamak için ekonomiden çok iyi anlamak gerekiyor mu? şu veri bile tek başına bir şey ifade etmiyor mu?

    nerdeyse 3 katına çıkmış. hele de geziciler yüzünden dolar 1.70'den 1.90'a çıktı diye ortalığı velveleye veren, adaklar adayan, kurbanlar kesen sizlerin paradigmasından bakınca, başarısızlık güneş gibi parlıyor.

    sene 2010 bakın yiğit bulut ne tartışıyor

    ekonomik krizle gideceksiniz. tıpkı geldiğiniz gibi gideceksiniz. başka partiler kurulacak. insanlar paralarını piyasadan çekecekler. o boktan esnafınızdan da alışveriş yapmıyorlar. palalı esnafınız artık kendini palalar.

  • 5 kasım 2016 ekonomik boykot direnişi ilk ayağı

    çomar türkiye'de böyle bir kültürün yerleşmesini ister mi?
    çomar senin bilinçli bir şekilde tüketmeni ister mi?
    çomar senin edilgen bir varoluştan etkin bir varoluşa geçmeni ister mi?

    sabaha kadar da boklasanız. bu iş olacak. eninde sonunda kazanacağız!

  • 12 milyon chp'li paralarını çekerse olabilecekler

    12 milyon chp seçmeni bankalardan paralarını çekerse olabilecekler diye uzun bir başlık yazılabilirdi ama maalesef yeterli yer yok.

    insanlar kazançlarıyla ne yapacaklarını kendileri belirlerler. kimsenin bu noktada bir yaptırımı olamaz.

    hali hazırda geleneksel olarak yastık altında para, altın, döviz tutan insanlarımız mevcuttur.

    hatta recep tayyip erdoğan, geçenlerde yaptığı bir açıklamada, yastık altında para saklamak gaflettir, demişti.

    peki bir gün chp seçmeni hatta diğer muhalif seçmenler bu ülkede artık yaşayamaz bir hale geldiklerinde, kendilerine şiddet olarak dönen bu sistemin işleyişine protesto olarak paralarını sistemden çekerlerse ne olur?

    bu paraları dövize çevirip elde tutmaya karar verirlerse ne olur?

    ekonomistlerin bu noktadaki yorumlarını merak ediyorum.

    mesela şöyle bir motto olabilir mi? çekin, gitsinler.

    ayrıca,
    (bkz: ekonomik boykot)
    (bkz: 31 ekim 2016 ekonomik boykot direnişi)

    bir de şu var. akp eşittir türkiye cumhuriyeti devleti söylemi bir algı yönetimidir. akp 2000 sonrası kurulmuş bir siyasi partidir. bu bağlamda akp'ye yönelen her eylemi, 1923'de kurulmuş devletimizin varlığına yöneliyormuş gibi göstermek manipülasyondur. her grup kendi çıkarlarını, yasalar içinde kalarak gözetmekte hürdür. türkiye cumhuriyeti vatandaşları akp'ye mecbur değildir.

    iki ihtimal var. ya bu ülkede herkes eşit bir şekilde yaşayacak, bu faşizm son bulacak, ya kaçınılmaz olarak büyük gruplar kendi çıkarlarını gözetmeye başlayacak.

    insanların alınterleriyle, kendi emekleriyle, ömürlerini tüketerek kazandıkları paralarını nasıl kullanacaklarına dair bir tartışmayı dahi kriminalize etmeye çalışmanıza ne demeli? mecbur muyuz akp'nin değirmenine su taşıyan bu sistemi beslemeye? gelin ne harcayacağımıza, paramızla ne yapacağımıza da siz karar verin. iyi alıştınız.

  • 14 ekim 2016 komaya sokulma ihtimalim

    yer kadıköy, bir tekel bayisindeyim. sigara istedim. verdi. 10.50 verdim. eksik vermişim. sigara 11 lira. 50 kuruş aldım, bir lira verdim tamamladım parayı.

    -pardon eksik verdim.
    -11.50 aldın demeyeceksin.
    -efendim?
    -11.50 aldın demeyeceksin.
    -demedim zaten, eksik verdim demek istedim.
    -kamera çekiyor, gösteririm şimdi.
    -yok öyle demedim.
    -yalan söyleme.
    -efendim?
    -ne ters ters bakıyosun lan?
    -niye kabalaştınız?
    -konuşma, lan, gelirsem oraya seni komaya sokarım. siktir ol git.

    evet 10 saniye içinde komaya sokma noktasına geliyor arkadaş.
    hareketlendi de. gelecek 50 kuruş için ağzımı burnumu patlatacak. komaya sokacak beni. konuşma bu kadar.

    bu adam kadıköy'de tekel. arkada türk bayrağı. televizyonda atv açık. bu adamlar her gün bir şekilde bizi tehdit ediyorlar. ne yapacağız? allah aşkına biriniz söylesin.

    ne yaptım? siktir olup gittim. bişey yapamadım. çünkü nuh köklü gibi ölmek istemedim.

    her gün böyle siniyoruz. ne isterlerse yapıyorlar. öyle kafamızı öne eğip devam ediyoruz. nereye kadar?

    konuşmaya devam etsem, bütün esnaf birleşirler, beni döverler, komaya sokarlar. polis çağırsam umurlarında olmaz. savcıya versem, tekel reis ailemi tehdit eder. ben ne yapıyorum? diyorum ki bu adamlar hayvan. insan yerine koyup da cevap verme.

    bir adam bağırıyor:

    -benim esnafım. gerektiğinde mahallenin polisi, savcısı.

    50 kuruşluk hayat hikayem.

    yer: kadıköy şifa hastanesi'nin karşısındaki tekel, bakkal... temel baba büfe değil.
    ben senbenualı olsam ne yazar, olmasam ne yazar? kibar feyzo olsam ne yazar, olmasam ne yazar? bu adamların ne mal olduğunu hepiniz biliyorsunuz. fırıncının, bakkalın tekmeleye tekmeleye öldürdüğü çocuğu unutmayın.

    not: türkçe'ye takılanlar olmuş, arkadaşın türkçesi bu kadar. türk bayrağı arkada ama türkçe konuşmayı bilmiyor.

  • ak parti'nin içinde hiç fetöcü olmaması

    mucize gibi bir şey. ne istedilerse vermişlerdi ama içlerinde hiç fetöcü yok.

  • instagram'da hunharca ot içen kız

    boş insan.

  • rabbim de milletim de bizi affetsin

    affetmek mi? affetmek devletin yöneticileri için doğru bir kavram değil. bu cemaat'in bu şekilde devlette yayılmasında kimin kabaati varsa mahkemeler kurulur, yargılanırlar. burası yeşilçam sokağı mı beyefendi? devlet yönetiyorsunuz. öznel değerlere yer olmaz devlet yönetiminde.

  • akp'nin türk vatandaşlığını para ile satması

    numan kurtulmuş:

    'beş yıl vadeli devlet tahvili alanlara oturma izni ve vatandaşlık hakkı verilmesi konusunda çalışmalarımızı yapıyoruz.'

    kardeş vatandaştan izin aldınız mı, kardeş?
    kime sordunuz?

    satmadıkları bir vatandaşlık kalmıştı onu da yapıyorlar. satın kardeşim ülkeyi komple araplara satın da kurtulalım artık. ulan iktidarda kalmak için satmadığınız hiçbir şey kalmadı be.

    -sattırmam desenize.

  • türkiye'yi dünyanın en büyük 17. ekonomisi yaptık

    1976 yılında dünyanın en büyük 17. ekonomisiydik
    1979 yılında 16. büyük ekonomi olduk
    1980 yılında askeri darbe sebebiyle 20. sıraya geriledik
    1990 yılında 18. sıraya yükseldik
    1993 yılında 17. sıradaydık
    2000 yılında 18. sıraydaydık
    2007 yılında 17. sıradaydık
    2015 yılında 18. sıradayız

    ak parti'yi hep beraber tebrik ediyoruz. büyük başarı göstermişler. allah'ın kekoları.

  • ak partili esnaftan alışveriş yapmayacağım

    bu ülkenin cumhurbaşkanı ne dedi?
    (bkz: taraf olmayan bertaraf olur)
    peki cumhurbaşkanım artık ben de tarafım. kendi değerlerimden taraf.

    insanlar tercihleriyle yaşarlar. her seçimin de bir bedeli var. sen ak parti'nin şiddet ve baskı politikalarına destek verip, mesela izmir'de ya da istanbul'da kadıköy'de benim senden alışveriş yapmamı bekliyorsan bu artık olmayacak.

    ben ali ismail'i öldüren fırıncıdan, taksim'deki palalıdan, beşiktaş'ta kadın döven meyhaneciden, aksaray'da bir turiste 40 kişiyle saldıran insanlardan, nuh köklü'yü öldüren esnaftan alışveriş yapmayacağım.

    ak parti politikalarına destek olan büyük zincirlerden de alışveriş yapmayacağım. kanallarında star'da ntv'de ak parti politikalarına çanak tutan, sonra açtığı yemek zincirlerinde beyaz yakalının parasını alan ferit şahenk'den de alışveriş yapmayacağım.

    atv'ye sabah gazetesi'ne reklam verenlerden de alışveriş yapmayacağım. herkes tercihleriyle yaşar. sabah güler yüzlü esnaf, gece tayyip bey'in askeri, polisi, savcısı. sen beni öldüren adamlara destek olursan, tek kuruş para yok. bitti o devir. ya bu adam gidecek ve barışı, huzuru tesis edecek bir insanı destekleyeceğiz hep beraber, ya musluğu kesiyorum.

    para benim param. kime istersem ona harcarım.

    kimin ak partili olduğunu nasıl belirleyeceğimi söyleyeyim. akşam beni yalnız başıma sokakta sıkıştırdıklarında ak partili fırıncı benim vatan haini olduğumu nasıl tespit ediyorsa öyle.

    haa

    ferit şahenkler, turgay cinerler, nihat özdemirler,ethem sancaklar belli. bize ne satıyorlar belli. takip edin. atv'ye reklam verenler belli. almayın kardeşim.

    edit: meselenin özü bizlerin özne olarak kendiliğimizi nasıl kurduğumuz ile ilgili. konu bir yaşam kültürü ve söz konusu kültürün dayandığı bazı değerler. bizler cemaat değiliz. bireyleriz. kitle ruhuyla hareket etmiyoruz. çıkar ilişkileri içine girmiyoruz.ihalelere girmiyoruz.

    bugüne kadar bizleri kemalist, solcu, çevreci, alevi, gezici, darbeci bir sürü yaftayla ayıkladı bu sistem. özne olarak sistemin karşısına bu kimliklerle çıktığımızda sistem bizleri eziyor. bu böyle devam etmeyecek. madem sonuç ortada. bundan böyle kriminalize edemeyecekleri, yıllarca da sürekli pekiştirilen kimliğimle çıkıyorum. artık müşteriyim. ve bu kez bu son derece politik.

    yaşam kültürümü savunmayan kimseye para kazandırmayacağım. yaşam kültürüme düşman ideolojileri besleyen sermaye gruplarıyla bireysel olarak savaşacağım. yaşamın büyük bir kısmı ekonomi. insanlar para kazanmak mı istiyor, o halde başkalarının yaşam kültürüne saygı göstermeyi öğrenecek. birlikte yaşamayı öğrenecek. bilinçlenelim. birilerini fişlememize gerek yok. kimden alışveriş yapmayacağımızdan çok kimden alışveriş yapacağımız, kimi destekleyeceğimiz üzerine düşünmeye başlayalım. cebimizdeki 20 lirayı yaşam kültürümüzü destekleyen sivil toplum örgütlerine, derneklere yatırmayı öğrenelim. tıpkı bugüne kadar siyasal islamcıların, cemaatlerin yaptığı gibi. biraz da birbirimizi desteklemeyi öğrenelim.

    bu tarz majör başlıklar kitlenin bir araya gelmesi için daha uygun oluyor. önermenin aksine ben negatif bir söylem üzerinden değil pozitif bir söylemle yürümek yanlısıyım. yani yaşam kültürüme saygılı esnaftan alışveriş yapacağım. bunun için de yatay bir örgütlemeye ihtiyaç var. belki bir 'mavi' liste oluşturulur. ve savunduğumuz değerlere saygılı insanlar(esnaf) bu listenin içinde yer almak isterler. yani kimden almayacağımdan çok kimden alacağıma dair bir düşünce pratiğinden söz ediyorum.

    edit 2: iktidarlar kendi adamlarına ihale verirlerken iyi, yıllarca cemaatler kırtasiyeden, bakkala, kasaba, dershaneye, okula yalnız kendi müridlerine para kazandırırken iyi. siz yapınca büyük iktidar yürüyüşü, vatandaş kendi yaşam kültürünü savununca aptal. kimin aptal olduğunu göreceğiz. chp'si hdp'si mhp'si umrumda bile değil ben kendi yaşam kültürüme kendim sahip çıkarım. bizler yolunacak kaz değiliz.

    edit 3:

    iki pozitif etkisi olabilir böyle bir bağlamda düşünmenin.

    1)insanlar tüketici olarak da bir şeyleri değiştirebileceğine dair yeniden düşünmeye başlarlar. bizler tüketici olarak yoksak sistem ne ifade eder? ekonomi politikanın özüdür. sadece üst yapıyla, söylem üretmekle bir şeylerin değiştirilemeyeceğini fark etmeliyiz. ki bugünü düşündüğümüzde hükümet karşıtı gazetecilerin çoğu işsiz. akademide de büyük baskılar var. yani o söylemi üretecek insan da yok. karşımızdaki yapınınsa onlarca şirketi var. yenilerine de çöküyorlar.

    iktidarla sermaye iç içe bir yapı. bu yüzden tüketici olarak da politize olmalıyız. bunun sermayeyi sıkıştırabileceğini düşünüyoruz. hayal mi? denemeden bilemeyiz. büyük sermaye sahiplerinin daha net bir şekilde konum alması gerekiyor. nedir bu konum? örneğin demirören şirketler zincirinin gazetelerinde tarafsız haber çıkmasıdır. hükümetin vergi cezası sopası var. müşterinin de satın almama gibi bir sopası. bakmak lazım demirörenlerin hangi ürünlerini satın alıyoruz? tercih sermayenin. bunları hafife alanlara, gezi sürecinde bir çok sermayedarın ve yöneticisinin boykot tehdidine karşı ben de geziciyim diyerek u dönüşlerini hatırlatıyorum.

    2)bir-iç ekonomik sistem nasıl kurulabilir bunun üzerine düşünmeye başlamalıyız. tıpkı islamcıların 90larda yaptıkları gibi kazan-kazan üzerine bir sistem kurmalıyız. aynı doğrulara inanan insanlar bir ekonomi oluşturmalı.

    unutmayın gezi sürecinde ne olduğunu. geziye destek veren herkesin sanatçısından, iş adamına herkesin ekmeği elinden alındı. müzisyenlerin bile belediye konserleri iptal edildi. karşımızda kim olduğu görmek zorundayız. faşist olan biz değiliz. bizler birbirimize destek olacak kişileriz.

    listeler yayınlama işi, büyük fişlemeleri doğru bulmuyorum. her şey ortada. kimin ne olduğu belli. ihaleleri takip edin. ihaleleri alan şirketlerin başka şirketlerine bakın. belediye ihalelerine bakın. belediyenin reklam işleri kimlere gidiyor bakın. otobüs firmaları, ya da kaldırımları kim yapıyor? daha da basiti var. havuz medyasına büyük reklamları kim veriyor!

    son bir şey... yazdıklarıma hak vermeyenler...
    yorumları okuyun

  • sahibi kürt olan firmalara boykot