Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 24 ağustos 2016 osmanlı devletinin geri dönmesi

  • 2. 24 ağustos marmaray'da tacize uğramam

    adamla göz temasına filan girmedinse böyle bir şeye cesaret etmesi imkansız.

    adam fiziki bi saldırıda bulunmamış, gayet kibarca talebini bildirmiş. kabul edersin ya da etmezsin.

    buraya yazarak ilgi çekme çaban ayrı bi olay.
    bu yaptığın tam bi kezmanlık.

    o saatte ne işin vardı marmara'yda?

    favlardan sonra şu meseleyi biraz daha açalım edit i;

    empati ; eş duyu.

    bir insanın bedeni hakkındaki tasarrufuna doğrudan ya da dolaylı olarak müdahil olmadan önce yapmanız gereken tek şey bu. aynısı sizin başınıza gelse ne hissedersiniz? '' ya ben erkek adamım, kim dayayacak sanki koluma '' dediğimiz için allah berberleri gönderdi.

    bir de kadınları bu konuda yalnız bırakmayın. her tarafı radikal feministlerle dolu bir dünya, ne kadar sıkıcı, ne kadar renksiz olmaz mı?

    not; tepkim feminizme değil radikalizme. her türlü radikalliğin abv. bu da son sosyal mesaj.

  • 3. joe biden'ı vali yardımcısının karşılaması

    bir daha ki amerika ziyaretinde cumbabamız beyaz saraya havaşla geçebilir hazırlıklı olalım.

  • 4. 24 ağustos 2016 cerablus operasyonu

    ışid'li toplamak için suriye'ye girmeye gerek yoktu amk. fatih'e girseler zaten üçte birini alırlar.

  • 5. instagram'da hunharca ot içen kız

    boş insan.

  • 6. arif erdem

    polisten kaçarken kendisini yere atacak olan eski futbolcu.

  • 7. marsel ilhan'ın tenisten 1.290.645 dolar kazanması

    "canlıdan rakibe basıyo heralde" yorumu yarım yarım yarmıştır *

  • 8. galatasaray kapatılsın

    fetö soruşturması kapsamında tutuklanan otuz hakim ve savcı aynı zamanda fenerbahçe kongre üyesi. fenerbahçe de kapatılsın mı?

  • 9. hakan şükür

    2011 yılında çalıştığım iş yerinden ayrılıp kendi işimi kurdum. teknolojik işler yapıyorum. bir süre iyi gitse de işler zamanla bozuldu. bunun sebepleri farklı. o zamanlar benimle benzer işler yapan bir arkadaşım tuskondu hizmetti sohbetti derken aynı piyasada ben kirayı iki ayda bir ödediğim dönemde 6 ayda üçüncü dobloyu almıştı.

    battık tabi. borç harç kapattık dükkanı. altın sattık çalışan maaşı ödedik ettik. 3 ay işsiz dolaştık. sonra girdik bir şirkete utanmadık çalıştık. borcumuzu ödemeye çalıştık. vergi borcunu hala ödüyorum.

    çağırmadılar mı sohbete beni de, e hergün neredeyse. o arkadaş gel tanıştırayım demedi mi? belki 50 kere. belediyeden hastaneden iş alırsın demediler mi. belki bin kere. 9 aylık çocuk evde mama beklerken gitmedim minnet etmedim.

    temiz olmak boyle bir şey.

    hakan şükür ne anlatıyor anlamadım o yüzden.

    pikatchu nun gotunu sikeyim.

  • 10. polisin arif'i ararken songül karlı'ya ulaşması

    arif erdem hakkında yakalama kararının çıkması sonucu oluşabilecek muhtemel durum. bir klasik...

  • 11. kürt erkeklerin inanılmaz derecede iyi sevişmesi

    epey tutulmuş olan bir eşeğin itirafları bakınızına keh keh diye güldüm, sonra mizah ve ırkçılık hakkında biraz düşündüm (hımm hımm diye düşündüm).

    aklıma, geçenlerde donald trumpın abuk yorumlarından birini "sadece şakaydı" diye savunması ve birinin bunun hakkında yazdığı güzel bir dizi tweet geldi. özetle dediği:

    1) mizahın ana görevi sosyal kimlik belirlemektir

    mesela tatildeyken, facebook'a fırtınalı bir deniz resmi koyup, altına "the sea was angry that day, my friends" yazarsam, seinfeld göndermesi üstünden bir kimlik yaratırım. bu resmi beğenenler de "ben de senin gibi biriyim, ingilizce biliyorum, amerikan pop kültürüne hakimim" demiş olurlar.

    2) hiçbir zaman "sadece şaka" yapmayız. saldırgan şakalar bile -hatta özellikle o tip şakalar- "benim grubum nedir" (in-group), "diğerleri kimdir" (out-group) ve "grubum içindeki yerim neresidir" gibi soruları cevaplar.

    3) "sadece şakaydı" lafı, out-group'a yönelik bir savunmadır. in-group için zaten bir savunma gerekmez. savunma gerekmediği ölçüde, insanlar gruba bağlanır.

    4) bu mekanizma sadece insanlar için değil, fikirler için de işler. yani grubumuz içinde, herhangi bir özür ve açıklama gerektirmeyen fikirler, içselleştirilmiş olurlar. zamanla grubun kimliğini belirlerler.

    tabii bu "kurallar" katı değiller, mizah epey karmaşık bir konu. çünkü insanın grup ilişkileri de karmaşık. biz tek bir gruba üye değiliz. çeşitli konularda bazen birbirine zıt kamplardayız, bazense içiçe geçmiş gruplardayız.

    örneğin sarkastik ırkçı mizah (south park gibi), liberalleri kenetlendirir ("işte bu sağcılar aynen bu kadar salaklar"). fakat bunun sarkazm olduğunu fazla belli etmeden yapmak, bu grup içinde ayrı bir klik oluşturmasına yolaçar ("biz politik doğruculuk delisi liberallerden değiliz, ince görüyoruz"). yani mizahın tipi ve derecesi grup içindeki yerinizi oynatıyor.

    ***

    şimdi gelelim "eşeğin itiraflarına" ...

    birden fazla seviyede işleyen bir espri bu. ilk seviye "kürtlerin eşek sikmeleri" stereotipine oynuyor. stereotipler, insan doğasının bir parçası. genelleme yapmadan, örüntüler kurmadan (pattern), dış dünyadan gelen bunca veriyi işlemenin imkanı yok. fakat bir bilgisayar gibi olmadığımız için, evrimin bazı cilveleri sonucu, aşırı stereotipleştirmeye meyilliy'z (mesela base rate fallacy benim favorilerimden).

    elbette bu meyillerin hepsine ırkçılık demek manasız, tembelce ve baskıcı olur. her ırkçılık bir stereotipe dayanır ama her stereotip aynı derecede yanlış ve zararlı değil...

    mesela bir amerikalının, kanadalıların pasifizmiyle dalga geçmesi epey masum. bunun işleyeceği bir grup dinamiği neredeyse yok.

    öte yandan fransızların pasifizmiyle dalga geçmeleri, biraz daha ciddi. niye? bir kere bunun tarihsel bir izdüşümü var (2. dünya savaşında nazi işgali). işbirlikçilerin neden olduğu suçluluk duygusu + direnişçilerin fedakarlıklarının hatırlanmaması, fransızlar için bu tip bir stereotipi hazmetmeyi zorlaştırıyor. ikincisiyse, nazi işgalinden bağımsız olarak, günümüz politikasına bir izdüşümü var: amerikan sağcıları, sosyalist gördükleri fransızları aşağılayarak, kendi grup kimliklerini tazeliyorlar. bu da doğal olarak amerikan liberallerini gıcık ediyor. in-group, out-group...

    bu iki örneğe de ırkçılık diyeni bulmak zor olacaktır. oysa, aynı amerikalı, bir karikatürde zencileri maymun olarak resmederse kıyamet kopar. çünkü bu stereotipin tarihsel boyutu (kölelik), fransız örneğine kıyasla katbekat daha yoğun. ayrıca güncel izdüşümü de mühim (siyahlara karşı orantısız polis şiddeti, zencilerin yüksek hüküm giyme oranları, ırksal ekonomik adaletsizlik, vs). bunlar halen kanayan yaralar, bu konular hakkında çıkarları olan ve mücadele eden birçok grup var. dolayısıyla "sadece şakanın" etrafında anında mevziler oluşuyor.

    dahası, ilk iki örneğin aksine, maymun stereotipi doğrudan insanlık vasfına saldırıyor (dehumanize ediyor). bunun tehlikesi şu: şeytani insanlar, her türlü şeytanlık yapacaklar zaten, onun kaçışı yok. ama iyi/normal insanların kötülük yapabilmeleri için, kurbanlarını daha az bir şeye indirgemeleri lazım.

    250 sene önce fransa'da insan hakları bildirgesini yazan ama köleliği kaldırmayan insanlar şeytani değillerdi. devrim öncesi fransız ekonomisi bataktaydı, hatta yunanlıların ab'yi muhasebe hileleriyle kandırmaları gibi, maliye bakanı necker'in yalanları sayesinde borç bulabiliyorlardı. bu kıtlıkta, köle emeğiyle çalışan sömürgeler değerindeydi. hatta altından da değerli, zira haitinin şeker tarlaları, ispanyolların altın madenlerinden bile daha fazla para getiriyordu. bu durumu gören ve psikolojileri gayet normal olan binlerce insan, çoğumuzun o şartlarda yapacağını yaptı ve çıkış yolu olarak zenci köleleri, insanla hayvan arasında bir konuma koydu. bunları destekleyen kitaplar yazıldı. beyaz ve siyah evliliklerinden doğan çocukları 128 derecelik bir renk skalasına oturttular mesela.

    ***

    şimdi, kürtlerin eşek sikmesi bu üç örnekten hangisine daha yakın?

    kürtler zencilerin yaşadığı kölelik dönemlerini yaşamadıklarından, işin tarihsel boyutu o kadar derin değil ama deşilecek yaralar bol. amerikalılar aya gittikten 40 sene sonra hala kürtçe eğitim sorunu çözülmüş değil. bu yine iyi, işin güncel boyutuna bakın: adını koymasak da her gün devam eden bir savaş var.

    bunlara ek olarak, stereotipin doğası da 3. örneğe daha yakın. hele ki diğer mevcut kalıplarla birleşince: zaten dağda yaşıyorlar (aslen tabii ki kürtlerin çoğu dağda yaşamıyor), zaten çirkinler, zaten uyduruk bir dil konuşuyorlar, zaten bir devlet bile kuramamışlar...bunların hepsi birlikte, kürtü daha az insan yapıyor.

    (bu arada bu "devlet bile kuramamışlar" argümanına da hastayım. tek bir tarih kitabı okumamış insanlarla çevriliyiz. tarihte büyük devlet kuramamış dünya kadar topluluk var, say say bitmez. neden kuramamışlar? guns, germs and steel okuyun derdim ama bunu okuyacak insan zaten bu kadar saçma düşünmez. neyse, dezavantajları yüzünden devlet kuramayan topluluklar eninde sonunda komşuları tarafından işgal ediliyor ve genelde asimile oluyorlar. bugün türkiye nüfusunun büyük kısmının ataları, bırak bir imparatorluğu, bir şehir devleti dahi kurup yönetemeden asimile edilmiş köylüler. sonra bu adamların çocukları bugün gelip, onlardan daha az asimile olmuş bir grubu (çok asil olduklarından değil elbet, coğrafi koşullar yüzünden), zamanında yeterince işgalci ve otoriter olamamakla suçluyorlar. ve sorsan "biz misak-ı milliciyiz, emperyalist değiliz" diyecekler. yani artık ironi saymayı bırakıp, tokat saydırmaya başlayacağım)

    ***

    şimdi, in-group için zaten "ben orada şaka yapmıştım" savunması gereksiz demiştik. bu, ırkçılık suçlaması yapan ve grup dışında olan tipler için. ama burada bir adım ötesini görüyoruz: "şakanın eleştirdiği görüşün kendisi ırkçı".

    en baştaki pozitif ayrımcılıktan bahsediliyor burada ("kürt erkekleri süper sevişir"). bu savunma tehlikeli, çünkü grup dışından gelen suçlamalara yalandan bir savunmanın ötesinde, grup içine yönelik samimi bir gerekcelendirme: "sadece nefsi müdafaa yapıyoruz ve bunu orantılı yapıyoruz".

    halbuki eşek siken kürt kalıbının, mevzubahis pozitif ayrımcılığın dengi olmadığı belli. ikincisinin bir troll saçmalaması olduğunu biliyoruz. tarihte ve güncel toplumda hiçbir izdüşümü olmadığından bir yara deşmiyor. ve kimseyi dehumanize etmiyor.

    zenci örneğine paralellik çekersek: bir zencinin benim beyaz çükümle dalga geçmesi, hayatımı çok zorlaştırmaz. ama ben misilleme olarak o zenciyi prangalı bir maymun olarak resmedersem -hele ki bir sürü işsiz güçsüz cahil beyazın olduğu bir güney eyaletinde- bu onun gibi zencilerin hayatını zorlaştırır. orantılı bir tepki olmasını bırak, aynı kategoride bir tepki dahi değil.

    işin kötü tarafı, insanlar tam da bunu yapıyor mağdur rolüne bürünerek. iyi insanlar, mağdur olduklarına inandıkları ölçüde baskıcı olurlar. sözde, bir ırkçıyı eğitmek veya ona haddini bildirmek için, cevaben ırkçılık yapmayı savunuyorlar. halbuki yaptıklarının eğitimle, adaletle alakası yok. kendi ırkçı görüşleri bir tepki olamaz, çünkü tepki dediğin şey etkiden önce gerçekleşemez. oysa bu ırkçı görüşlere, bu troll yazısından önce de sahiptiler.

    (bu arada unutmayın, grup dışından biri yapınca "ırkçı" olur, sen ise belli şartlar altında "ırkçılık yapan" ama karakterki normal olan birisindir. çünkü fundamental attribution error).

    ***

    tüm bunlara bakıp, bu tip esprileri yoketmek istediğimi düşünebilirsiniz ama ben buna da karşıyım. hatta başta dediğim gibi, keh keh diye güldüm. muhtemelen bunun nedeni, kısmen bu kürt stereotipine benim de inanmam ve kendimi şakanın ayrıcalıklı bir in-group'unda hissetmem. yani entelektüel olarak saçma buluyorum ama aynı zamanda çoğunluk olan, kazanan tarafta olmamın tatlı güvencesini yaşıyorum. bunca yıllık kodlamadan sonra bu çelişkili tutum normal....normal di mi doktor bey?

    işleri daha da karıştıran bir şey var: esprinin işlediği ikinci seviye. yani kürtlere gönderme yaparken, aynı zamanda trolün kendisine "itirafçı eşek" diyor. bu kelime oyununu anlamak beni zeki hissettiriyor, o "ince görenler" grubunun bir parçası olmak istiyorum. dahası, aklına gelen ilk tepkiyi veren aşırı hassas liberallerden kendimi ayrıştırmak istiyorum, çünkü bunun yolaçacağı politik doğruculuk da boğucu. tam bir arapsaçı.

    sanırım en iyisi, yasakçılık yapmadan, bu psikolojik etkilerin farkında olabilmek. yasakçılık, eninde sonunda geri teper. farkındalıksa stereotipleri bitirmez -bitirmesin de zaten- ama en azından zehirli hale gelmelerini, habis bir ırkçılığa dönüşmelerini önleyebilir.

    (grubun içinde) olmak veya olmamak, işte tüm mesele bu.

    [peşin not: "alt tarafı bir şaka yapmış, amma analiz kasmışsın" diyenler çıkacağı için açık açık yazıyorum: şakayı yapanın niyetinden bahsetmiyorum. dünyanın en süper insanı olabilir. dünyanın en süper ikinci insanı olarak ben de böyle şakalar yapıyorum (benim de zenci arkadaşlarım var) ve hiçbiri için de "bu esprinin topluma etkisi ne olacak, uygarlığımızı mars'a taşımaya yardımı dokunacak mı" gibi şeyler düşünmüyorum. burada niyetten değil, mizahın perde arkasındaki işlevinden bahsettim, biraz da kendi çelişkili psikolojimden].

  • 12. 8 ağustos 2016 pegasus havayolları rezaleti

    bu durumu bildigi halde 1. siradan koltuk almaya tenezzul etmeyen ebeveynlerin de parcasi oldugu rezalet.

  • 13. ağzında sigarayla cerablus'a giden türk askeri

    yapmayın arkadaşlar , paylaşmayın böyle şeyleri. bu çocuklar hakkında disiplin soruşturulması başlatılıyor sonra. belki photoshop belki değil ama sikindirik sigara yüzünden bu çocuk hakkında işlem yapılacak , belki orada çok başarılı işler yürütecek ama döndüğünde "hımm tank'ta sigaralı görüntülerin var" denecek ve küstürülecektir.

  • 14. 24 ağustos 2016 biden'ın muhabire verdiği ayar

    biz bir teröristi neden ülkemizde besleyelim, bunun mantığı ne olabilir ki sorusuyla güldürmüştür.

    ayrica irak'ta saddam'i idam ederken, bin ladin'i yatak odasında öldürüp cesedini okyanusa atarken hangi federal mahkemenin karari istenmiştir?

  • 15. recep tayyip erdoğan

    sinir otesi harekatmis, bombali saldiriymis hak getire. konusuyor yine bildigimiz gibi.

    degerli kardeslerim,
    asjdkflskalfkd jsjdkd xjxfesa ulkemize karsi yapilanlar asesrdsjktk jrjskwwa sldlf kflrlwpqld elhamdulillah ustesinden gelecegiz. bir takim dis gucler isi bu noktaya getirdiler. onlar ayaklarini denk alsinlar. ajdkwoae foofowpw difofoe

    darbeciler, fetöcüler ashejakrfx akdkff kskdlftlw ofksaka kcorpala ofoeorq akskeaieptg pwtoogmsoaof sen kimsin ya ey dis guc. evvelallah biz imanla her isin ustesinden geliriz. ajdnckala iwitkvls ospgoww dunya da seyrediyir.

    ahqifoelfkwabdf iman, isdosortiv din, wifoflslgmrkdoaor faizler, uaieotlglbgtor isiqoa yine faizler, lobiler iakstkwoqq isifogvaoq skskalft ldldpq bir egilmez bukulmez benim. onurluyum. milletin hizmetcisiyim.

    degerli kardeslerim, aziz milletim (bkz: özlü söz) ajdkwoae kdoeowa skforoq itoflvlv vatan, millet, sakaryaakfkflewlqld kdiroer kaofth odosql ezanimiz, 2023, bin yillik tarih

    tek millet, tek vatan ajdkwoae off lala kdoeowa bir olalim iri olalim diri olalim . ajskdle akftlrlqla kforpqpft teror teroreroro.

    (bkz: özlü söz) skaoapqfflc sotoeowqsf kclvlr odpgos oeotgvmska kgogdivpda din, devlet millet. adiflslfhkx kcodls oaofkvoc her adim atilacaktir.

    allah yar ve yardimcimiz olsun.

  • 16. canlı köpeği kaynar suya atarak öldürmek

    şüphesiz eğer ki hayvanların dini olsaydı şeytanı insan şeklinde hayal ederdi.

    (bkz: william ralph ınge)

  • 17. 24 ağustos 2016 ypg'nin geri çekilmesi

    sözlük teröristleri online mı? arkadan dolanıp el bab'ı alıyordunuz sabah? ypg'ci şerefsiz onursuzlar sizi. sırtını götünü başını yaslayan, saz çalıp arka plandan terörizm kullanıcılığı yapan ağlak suratlı yaratıklar siz nerelerdesiniz yav!?
    bu organizmaların siktir olup türkiye'ye karşı biz dedikleri ypg'ye, fırat'ın doğusuna gitmeleri gerek aslında.

  • 18. samir nasri

    en fazla 5 asist yapacağı söylenen futbolcu.

    mario gomez'e de aynısını söylemişlerdi.

    en son "beşiktaş da puan kaybedecek" derken görüldüler.

  • 19. komünist parti'nin cerablus operasyonu açıklaması

    uzun uzun konuşup hiçbir şey anlatmamak başlığına taşınması gereken açıklamadır.
    celabrus operasyonu durdurulmalıdır.
    neden?
    çünkü ışidi akp bu hale getirdi. (oldukça tatmin edici bir cevapmış yönetici kardeş)

    türkiye sınır güvenliğini sağlamaktan başka bir şeye karışmamalıdır.
    e adamlar 30 ağustos kutlar gibi 40 pare top atışı yapıyorlar her gün kilise gaziantepe?

    sanırım adamların çözüm önerisi ülkeye koca bir branda çekip top atışlarından korumak. komünist parti kadar dingil bir oluşum görmedim ömrü hayatımda.

  • 20. 24 ağustos 2016 suriye açıklaması

    "suriye'deki terörist organizasyonlarla savaş suriye hükümeti ile koordinasyon dahilinde olmalıdır. ışid'i kovup yerine diğer terörist örgütlerin yerleştirilmesi kabul edilemez. türk tanklarının topraklarımıza girişini kınıyoruz"

    şeklinde devam etmiş açıklamadır. adamlar haklı.

    edit: lan olum adamlar "terörle mücadele edeceksek bunu beraber yapalım, sizin yaptığınız bir grup teröristi, diğer terörist grubun yerine getirmek" diyorlar, burada hala ayar vermeye çalışan sikikler var.

    iki tank görünce gaza geliyorsunuz amk klavye komandoları.

  • 21. hoşlanılan kızın rektör çıkması

  • 22. beypazarı maden suyu

    kızılay maden suyu bunun yanında sidik gibi kalır. bok atanlar ağzının tadını pek bilmiyor zaar.

  • 23. 24 ağustos 2016 ilk bomba nerede patlar anketi

    (bkz: yapacağınız anketi sikeyim) (bkz: inşallah içinde patlar)

    edit: anketi açanın içinde patladı heralde birden yok olmuş darısı tüm trollerin başına.

  • 24. türk insanının hayattan zevk alamaması

    içselleştirilmiş baskıdır.

    çocukluktan başlar. her sınıfta okul gezisine gitmesine izin verilmeyen en az bir öğrenci vardır. kalanların yarısına da babaları önce "olmaz" demiş sonra da ağlayınca "tamam tamam git" demiştir. bir kısmını öğretmen/öğrenci aramıştır. bu ülkede insanlar güvensizdir. çocuğu okul gezisine göndermek istemez. arkadaşına göndermek istemez. dolaşsın istemez. kontrol ve otorite esastır. spor faliyetleri, antreman gerektiren her şey hem şüphelidir, hem de ana babaya iş çıkarır.

    o ana baba da zaten birbirini sevmeden evlenmiştir. ya görücü usülüdür, ya akrabadır. severek evlendiğini sananların bir kısmı vakit geldiğinden, yaş geçtiğinden evlenmiştir. bir kısmı gerçekten severek evlenmiştir de kadın erkek rollerini oynamakta yaşadıkları sıkıntılar, bencilikler nedeniyle derin mutsuzluğa gömülmüşlerdir. boşanmazlar da. elalem ne der. hem boşansa daha mı iyi olacak, o da belli değil.

    çekirdek aile dediğimiz şeye dikkatli bakın. küçük baskılar, sevgi adı altında zorlamalar, yüzleşmeme. sanki anne baba ve çocuklar çekilişle belirlenip bir odaya konmuş gibi yaşarlar. çocuklar ailelerini örnek alır.

    aileler kimi örnek alır? başka aileleri. "sor bakalım falancanın çocuğu da gidiyor muymuş?"

    bence türk insanının mutsuzluğunun temelinde "diğer insanlar" var. cehennem başkalarıdır. o ne der, bu ne der, şu ne der. bunu unutup takılalım diyemezsiniz. invasion of body snatchers diye bir film vardı. güruh farklı olana parmağını uzatır ve bağırır. dışlar. sürekli ondan bahseder. günlerde konuşur. sokakta bakar. fırsat geçince hapse atar.

    hani filmlerde bir kahraman kış ortasında kumsala gider denize bakar ya... yani dalgıçlık demiyorum, dağa çıkma demiyorum, safari değil, kürek çekmek değil. "kumsala gidip denize bakmak" kadar kolay ve ucuz bir istek. türkiyede bunu yapamazsın. yaparsın da birileri tip tip bakar. gözlerini çekmeye utanmaz da, doğrudan bakar. ne yapıyor diye bakar. kimbilir ne işi var diye bakar. "bizim bilmediğimiz bir zevki alıyor kesin" diye bakar. huzursuz olursun, kalkarsın.

    insanların olmadığı, olan üç beş kişinin de gözünü dikip sana bakmadığı bir tatil için ciddi paralar ödersin. kalabalığı ve bakışları dışarda tutsunlar diye haraç ödersin. yurt dışına çıktığın anda gelen hafiflik hissi, üzerine yapışan bakışların ağırlığının kalkmasındandır. eğer gerçekten uzaklaştıysan...

    o nedenle bir süre yurt dışında yaşayanlar, dağın başında tek başına yaşayanlar, kendi özel hayatlarında kurtarılmış bölgeler yaratanlar hayattan zevk alabilir.

  • 25. türkiye'nin abd'den daha iyi bir dostu yoktur

  • 26. dekolte bluz giyip göğüs çatalını elle kapatmak

    haklı harekettir.

    -sen gör. sen gör. sen görme lan ayı.

  • 27. joe biden

    türkiye'ye gelmiş.
    rehin alınıp, f. gülen ile takas edilsin.

    edit: şaka lan.

    ironiden anlamayan cia'ya aşina değiliz.

  • 28. çavdar tarlasında çocukların roman olmaması

  • 29. 24 ağustos 2016 antalya saldırısı

    az önce antalya-kemer yolunda jandarma aracına yönelik gerçekleştiği iddia edilen saldırı.

    (net bilgisi olanlar varsa paylaşsın lütfen.)

    edit: kemer yolunda hareket halinde olan arkadaşımın ilettiğidir.
    "trafik sıkıştı ve aşağı indik. az evvel jandarma aracı patlamış ve iki asker hastaneye kaldırılmış. biz de araçtan indik burası keşmekeş durumda. terör saldırısı diyorlar." dedi ve şu fotoyu gönderdi. bana trafik kazası gibi geldi. ama ısrarla kaza değil patlamaymış dedi.

    http://i.hizliresim.com/3aampm.jpg

    edit2: millet anında sövmeye başlamış yuh arkadaş. bilgim olsa, haber linki elimde olsa niye paylaşmayayım. bilgim bu kadar. ayrıntılı haberi olan var mı diye de belirttim.

    kaynak: http://www.birgun.net/…i-3-asker-yarali-125341.html

    ek kaynak: https://www.59saniye.com/…s-2016-antalya-saldirisi/

    olayla ilgili çok net bir video:
    https://m.facebook.com/…15714917&id=620425807977800

    ota boka küfrediyorsunuz amk. haber aldık işte burada paylaştık. gazetelerde bile yayınlanmamıştı henüz. bilgi edinebilme amacıyla uğraşıyoruz. anında küfür dizmeye başlıyorsunuz. ne biçim heriflersiniz.

  • 30. 3. köprü çevresinde manzaralı villa olmayacak

  • 31. 11 yaşındaki çocuğa babasının ölüsünü göstermek

    sarıyer demirciköy mezarlığında ikindi namazından sonra gerçekleşen olay..
    39 yaşında kalp krizi sonucu vefat eden arkadaşımızın cenazesinde 11 yaşındaki oğluna, son kez görmesi için babasının yüzünü gösterdiler. haliyle çocuk babasının ölüsünü görür görmez kıyameti kopartıyor..
    ondan sonra imam olacak lavuk "rabbim bize taşıyamayacağımız acılar verme" diyerek dua etmeye başladı. be yavşak sen bir çocuğa ömrü boyunca taşıyamayacağı acıyı verdin.. bırak babasını canlı hatırlasın çocuk, ne gösteriyorsunuz ufacıcık çocuğa babasının ölüsünü? sen mesleğin gereği her gün ölü görebilirsin sana göre normal bir şeydir de, çocuk ulan bu çocuk..

    ilkokul 5'e geçtiğimizde abi kardeş 2 sınıf arkadaşımız boğulmuştu, annemi dinlemeyerek cenaze evine gittim arkadaşlarımı son defa göreyim dedim. 10 yaşımdan 14 yaşıma kadar arkadaşlarımın yüzleri gözümün önünden gitmedi, her gece gözümün önüne geldi.. şimdi o çocuğu düşününce kalbim sıkışıyor resmen.. umarım benim yaşadığımı yaşamaz..

    çocukları öldürmeyin...
    çocuklara ölü göstermeyin...

  • 32. en iyi maden suyu

    (bkz: beypazarı) demeyeni dövüyoruz.

    edit: hazır içeçek bazında sadece ve sadece maden suyu tüketen biri olarak sürekli araştırdığım konudur. şimdi sodyum durumuna çok kafayı takmış gibiyiz. sodyumu sıfıra yakın olsa en iyi maden suyu o diyecek seviyeye gelmişiz. fakat sodyum vücuttaki su dengesi için çok önemlidir. ve bunu maden suyu aracılığıyla almak bence en sağlıklısıdır. tabi tutup da kızılay için demiyorum. ama hazır besinleri tüketiyorsanız maden sularındaki sodyum miktarları en son derdiniz olmalı.
    hadi bi de örnek verelim. hazır çorbanın yaklaşık 30 gramında 2300 mg sodyum bulunuyor. senin alacağın günlük ortalama sodyum ise 1500 mg. her gün hazırından bir tas çorba içtiğini düşün şimdi.
    neyse maden sularına dönersek, ortalamalara göre istanbulda ulaşılabilir olmasıyla da beypazarı bence en iyisidir.

    bu arada başlıkta inişdibi diye bir marka okudum.
    ilk defa duyuyorum araştırınca memleketimden çıkıyormuş.
    şansa bakın anam da orada, sipariş verdim bakalım denildiği kadar iyi mi

  • 33. mcdonald's big mac'e sülfürik asit dökme

    c + 2 h2so4 › co2 + 2 so2 + 2 h2o ile aciklanacagi uzere sulfurik asit organik maddelerde oksidasyona sebep olur.
    deney yapacaklarina sorsalardi soylerdik.
    sirf ziyan.

  • 34. 24 ağustos 2016 aziz yıldırım ntv canlı yayını

    kendince doğru olanı açıklamaktan hiçbir zaman çekinmeyen kişinin canlı yayını. açık açık " bunlar eğer 17-25 aralık'tan sonra yaptılarsa amenna ama öncesiyse bana göre eski futbolcuların gözaltı kararı yanlış. eğer onlar da 'kandırıldık' derse ne olacak? bir ayağı havada kalır. ayrıca ihtilal olsaydı kim büyükbaş olacaksa onu almak gerekiyor. memurları falan değil, asıl bu ülkeyi kim yönetecekse onları almak gerekiyor." demistir. görüşleri doğru veya yanlış; ki bana gore futbolcu konusunu bilmiyorum ama memurlar konusunda katilmiyorum, çünkü darbe olsaydı büyükbaş olacak olanlara da işlem yaptılar, şunu söyleyebilecek bir tane spor adamı var mı mevcut konjonktürde, veya kaç tane var?

  • 35. stalin'in oğlunun öğretmenine yazdığı mektup

    "yoldaş öğretmen martyshin'e

    vasily stalin'in yaptığı yaramazlıklarla ilgili yazdığınız mektubu aldım. haber verdiğiniz için teşekkür ederim. cevabım geciktiği için üzgünüm, işlerden ötürü çok yoğunum.

    vasily yetenekleri ortalama olan, biraz yaramaz ve zaman zaman yalan söyleyen bir çocuk. bir çok zaman küstahça konuşur ve güçsüz "öğretmen"lere şantaj yapmaktan hoşlanır. onun zayıf - ya da daha doğrusunu söylemek gerekirse- dağınık bir iradesi var.

    zamanında birçok "manevi anne" ve" babaları" ona stalin'in oğlu olduğunu vurguladılar ve şımarttılar. vasily'ye diğer herkesle eşit davranacak ve küstah bir çocuğa okul kurallarına uymasını talep edecek kadar kendine saygısı olan bir öğretmen bulunduğunu bilmek beni mutlu etti. vasily bahsettiğiniz müdür gibi, okullarda yeri olmayan paçavra insanlar tarafından şımartıldı ve de küstah vasily henüz kendini paramparça etmediyse bunu ülkemizde hala sizin gibi bu küçük gösteriş düşkününe fırsat vermeyen öğretmenler sayesinde yapmıştır.

    benim önerim: vasily'den daha katı taleplerde bulunun ve yalandan "intihar" tehditlerine kulak asmayın. benim desteğim yanınızdadır.

    maalesef vasily ile uğraşacak vaktim yok, ama zaman zaman yakasına asılacağım.

    hoşçakalın."

    orjinal metin
    reddit thread'i
    çeviri: ben

  • 36. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    tarihteki ilk fotoğraflar.

    ilk fotoğraf: 1826'da joseph nicéphore niépce tarafından fransa burgundy'deki evinin penceresinden helyograf yöntemiyle çekilmiştir. teksas'taki harry ransom center'da sergilenmektedir.
    yapımını anlatan video

    içinde insan olan ilk fotoğraf: dagerreyotipi yönteminin mucidi louis daguerre tarafından 1838'de paris'te çekilmiştir. fotoğraf 10 dakika boyunca pozlanarak çekildiğinden caddeden geçen diğer nesneler kaybolurken, ayakkabısını boyatan adam sabit durduğu için tesadüfen fotoğrafta kalmıştır.

    ilk selfie: robert cornelius tarafından 1839'da philadelphia'da çekilmiştir. günümüzün anlık selfielerinden farklı olarak, çekilmesi için cornelius'un 3 ila 15 dakika sabit durduğu tahmin edilmektedir. library of congress arşivinde saklanmaktadır.

    güneşin ilk fotoğrafı: fizikçi louis fizeau ve leon foucault tarafından dagerreyotipi yöntemiyle 1845'te fransa'da çekilmiştir.

    ilk renkli fotoğraf: matematikçi ve fizikçi james clerk maxwell'in icat ettiği yöntemle, slr'nin mucidi thomas sutton tarafından 1861'de çekilmiştir. aynı pozun kırmızı, mavi ve sarı filtrelerle çekilip birleştirilmesiyle elde edilmiştir.

    uzaydan çekilen ilk fotoğraf: uzaya abd tarafından gönderilen 13 numaralı v2 roketiyle 105 km yükseklikten 35 mm kamerayla 1946'da çekilmiştir.
    roketin 1948'teki seferinde çekilen panoramik fotoğraf

    dünyanın aydan çekilen ilk fotoğrafı: nasa'nın apollo uçuşlarına hazırlık için aya gönderdiği lunar orbiter 1 tarafından 1966'da çekilmiştir.

    ilk dijital fotoğraf: ilk dijital fotoğraf makinesini 1975'te kodak üretse de, ilk dijital tarayıcının mucidi russel kirch'in 1957'de bilgisayara aktardığı 3 aylık oğlunun fotoğrafı ilk dijital fotoğraf olarak kabul edilmektedir.

    kaynak 1, kaynak 2, kaynak 3, kaynak 4, kaynak 5, kaynak 6, kaynak 7, kaynak 8

  • 37. tsk'ın suriye'de teröristlerle iş birliği yapması

    ayar vermeye çalışanlar cidden çok ilginç. adam pkk ne kadar terörist ise onlar da o kadar teröristtir demiş hala adama pkk'lı diyenler var. saçma sapan hakaret edeceğinize el nusra'nın ve öso'nun neden terörist olmadığını, barış yanlısı sevgi pıtırcıkları olduğunu, o sakalların neden dize kadar yar gel bize kadar olduğunu, suratından sevimlilik akan bu arkadaşların neden göze bu kadar hoş göründüğünü bize bir anlatın da biz de anlayalım.
    bir yanda türk askerine bakıyorsun pırıl pırıl gençler. bir de üniformamızla donattığımız bu eşşeklere bakıyorsun suratlarında meymenet yok. suriye'nin içine sıçan adamlara terörist dediğimiz zaman pkk sevici oluyoruz.

  • 38. tinder

    kullandığım için sevgilimden azar yediğim uygulama. yahu kocam bu kadar karışmıyor, sana ne oluyor.

  • 39. mutsuzluktan ölmek

    bunu yasayanlara bir onerim var.
    herhangi bir üniversite hastanesinin acil servisine gidip bikac saat oturun.
    amacsizca. oylesine.
    etrafiniza bakin. ınsanlari izleyin.

    ara ara kan anonslari yapilir. kan grubunuz anons edilirse, usenmeyin kalkin kan merkezine gidin ve kan/trombosit verin.

    ben bugun yaptim. kucuk kizim depo penisilin yedikten sonra gozlem altinda tutuluyorken, cocuk hematolojideki bir hasta icin yapilan bir kan anonsunu duyup kalktim ve kan merkezine gittim...

    benim kizimdan birkac yas buyuk, akdeniz anemili bir yavrucak icin kan verdim.

    nasil anlatayim bilmiyorum babasinin gozlerindeki minneti. ben utandim o minnetten bugun.

    mutsuzluktan ölünmüyor. baska seylerden ölünüyor.
    lutfen bigun onkoloji servisinde turlayin ve ölmenin neye benzedigini koklayin azcik.
    yogun bakim'in kapisinda beklesen hasta yakinlarinin yuzlerine bakin gecerken..

    ve o kan anonsuna mutlaka gidin.
    iyi gelecek o kani vermek.

  • 40. mühendislerin az kazanıyoruz ağlaklığı

    "biz çok güzel paralar kazandık" diyenlerin çoğu 30 yaşın üstünde ve şunu unutuyor ki, onlar kuyunun başını tutabildiler. yıl yıldan zor geliyor. her sene yeni mezun sayısı daha da artıyor, rekabet daha da kızışıyor. "sen iyi mühendis olursan iyi para kazanırsın yeaa" diyorlar da, görüyorum, staj yapabilmek için bile kıran kırana savaş veriyor artık çocuklar. bakınız staj diyorum. iyi staj yapamazsan mezun olunca iş bulamazsın, iş bulmazsan hiçbir zaman tecrübe kazanamazsın. "biz çok güzel paralar kazandık" diyenler bunun farkında değiller, dünya onların başladığı dünya değil. sanıyorlar ki, bugün yeni mezun olmakla 2005 senesinde yeni mezun olmak aynı şey!

    bu aslında sadece mühendislik değil, her sektör için geçerli. bir zamanların lise mezunları bile çılgın paralar kazandılar. sanki çok mu matahlardı? hayır. okumuş insan yoktu, para kazanmak, yükselmek daha kolaydı ondan. ha, bugün tabela üniversitesinden mezun mühendis (ya da her neyse, fark etmez) ağladığında "ya zaten seninki eğitim değildi ki" diye ben de içimden geçirmiyor muyum, geçiriyorum. peki bu, o çocuğun suçu mu tamamen? açmışlar dandik üniversiteyi, girmesin mi? illa ki birileri de ona gidecek maalesef. mesleki yönlendirme yok, pıtrak gibi üniversite açıldı her yere, nüfus zaten kalabalık... 17 yaşında tüm hayatını belirleyecek bir üniversite tercihi yapmasını, 19-20 yaşlarında ise geleceğini etkileyecek stajı, eğitimleri, sertifika programlarını büyük titizlikle planlamasını bekliyoruz gençlerden. evet, bazısı gerçekten o kadar olgundur, ama "diğerleri de öyle olsaydı bana ne" derken, aslında yönlendirilse çok verimli olabilecek insanları da kaybettiğimiz bir gerçek.

    dahası, insanca yaşayabilecek kadar maaş kazanmak herkesin hakkıdır. çünkü bu bir ihtiyaçtır. asgari ücret dediğimiz şey de aslında bu yüzden zorunludur. mesleğiniz ne olursa olsun barınmaya, yiyeceğe, giyeceğe belli bir standartta erişebilmeye ihtiyacınız vardır hayatta kalabilmek için. dolayısıyla sadece mühendisler değil, bu ülkede insanların geneli az kazanıyor. ağlamaya da gayet hakları var (tabii gönül ister ki ağlamaktan fazlası yapılsın). bazen dönüp "ulan iyi ki şimdi bir yeni mezun değilim" diyorum. yaş ilerledikçe insanlar dünyanın da aynı kalmadığını fark etseler iyi olacak. imkanlar artıyor gibi gözükse de, rekabet çok daha kızışmış durumda zira.

  • 41. lisedeki kıyafet markası savaşları

    herkes birbirinin etiketine bakar ve yarıştırırdı. görgüsüzlük aileden geliyor ve insan olgunlaştıkça törpüleniyor.

  • 42. yere çömelerek su içen fetö'cüdür

    ciddiye alacak olursak bu işin hz muhammede kadar gideceğini beklediğim açıklama :)

  • 43. şirin payzın

    (bkz: kürtçü şirin)

  • 44. çocuklukta aşık olunan ünlüler

    (bkz: atilla taş)

    kral tv'yi açar akşama kadar hamçökelek nöbeti tutardım. çocukluğun verdiği salaklıkla kalbim hızlanırdı onu her gördüğümde.

    hatta bir gün hiç unutmam canlı yayında su içerse diye onunla aynı anda içmek için bir bardak suyla beklemiştim televizyon karşısında. kardeşim istemişti de suyu büyük bir kavga kopmuştu evde.

    aslında ne romantikmişim bee. bir daha kimseyi öyle sevmedim hahahahahah şaka şaka gaza geldim birden.

    edit: bu dümbüğün zilyoner diye bir dizisi vardı, bizim tv göstermiyordu star'ı halamlarda izlerdim her cumartesi. eniştem beni evden kovmuştu en sonunda maç izleyecekmiş de bilmem ne. aşığız şurda beeee azıcık anlayış yani :p

    onun öncesinde de küçük ibo vardı, bu konuda açıklama yapmak istemiyorum *

  • 45. fikret orman

  • 46. çalışılan pozisyonlar ve maaşları

    pozisyon: kurumsal bir firmada gıda tedarik sorumlusu

    maaş: 7 bin tl

    .

  • 47. kalpazankaya

    herşey 6-7 eylül 1955 tarihinde istanbul'da rum vatandaşlara girişilen pogrom ile başladı. kıbrıs olaylarının karmaşıklaşması sonucu devlet, binlerce yıldır burada yaşayan rumları ülkeden çıkartarak malına mülküne el koydu. bazı rumlar ise yapılan tacizlerden, hayatlarının tehlike altına girmesine mütevellit malını mülkünü yok pahasına satarak ülkeden kaçtı. böylece devletimiz kıbrıslı rumlara ve yunanistan'a cevap verdiğini düşünüyordu.
    kalpazankaya tarihine baktığımızda da bunu görüyoruz. 1959 yılında ismail bucak, burgazadalı bir rum'un işlettiği mekanı devralmış. o rum şimdi nerde? niye burgazada'dan kaçmış bilinmiyor.
    istanbul'da meyhane kültürü 1950'li yıllarda bitti derler. sebebi budur. o meyhaneler rumlar tarafından işletilirdi. meyhane dediğimiz mekan rumlar tarafından var edilmiş bir meslekti. sonra türkler bu mesleği devraldı. yeni işletmeciler gayet hızlı bir şekilde bir kültürü yozlaştırdı, içini boşalttı, yaşatılamaz duruma getirdi.

  • 48. 24 ağustos 2016 abd'nin ypg'yi satması

    farkı senaryolara göre satışlar sutuşlar dış politika için hiç şaşırtıcı olmaz ama şu anda bu gidişatın ana aktörleri bile yarın olabileceklerden emin değillerdir. "abd'ye rağmen" diyerek ballandıra ballandıra anlatılan harekatın abd hava desteğiyle, abd'nin kurduğu koalisyon'un bi icraatı olduğunu görüyoruz. zamanında da kuzey ırak'ta bi kürt yönetimi kırmızı çizgimizdi, dün o yönetimin başı ankaradaydı. bugün kantonların birleşmesi kırmızı çizgimiz olur, yarın onu da dolmabahçe saray'ında ağırlarız. bu işler böyle..

  • 49. amber heard

    amber heard için ayrı ayrı entry'lerinde "para avcısı", "fahişe", "psikopat fahişe" diyen, kendisi hakkında "onunki evlenmek değil, para karşılığı kendini satmak" diye atıp tutan errrrrkek suser'ler onlayn mı? mesela (bkz: rickon stark), mesela (bkz: akagami shanks), mesela
    (bkz: skeptico) (hani o çaylak edilince pek üzüldüğünüz, "aşırı bilgi birikimli" olduğunu sandığınız kadın düşmanı)

    hatalarınız: 1- bir kadını "fahişelik" ithamıyla küçük düşürebileceğinizi sanmak. bu bir meslektir. beğenin ya da beğenmeyin. birini "fahişe, orospu" diyerek aşağılamaya kalktığınızda sadece kendi zavallılığınızı göstermiş olursunuz. seks karşılığı para ödemeye hazır insanlar olmasaydı fahişelik mesleği de olmazdı. 2- bu kelimeleri küfür gibi kullanmak zaten zavallıca, ama kendinizce yanlış bulduğunuz bir hareketi yapan bir kadını küfürlerle, ithamlarla vurmaya çalışmak daha da zavallıca. isterseniz başka kelimelerle küfredin, her halükarda, dayak yediği darp raporuyla, bunun travmasını yaşadığı psikolojik raporlarla sabit bir kadına utanmadan "gold digger" muamelesi yaptınız. bipolar ne, travma dediğin şey insanı sadece ağlatan bir şey mi, altı milyar insanın hepsinde travma aynı şekilde mi sonuçlanır? zerre bilginiz yok, ama sanki ayrı ayrı psikoloji ve psikiyatri uzmanlıklarınız varmış gibi "yeaa orda güldü, burda bilmem ne resmi var, demek ki numara yapıyoo" diye böğürmeyi kendinize hak gördünüz. siz kimsiniz ki kadına teşhis koyuyorsunuz? (psikolog/psikiyatrist bile olsanız danışanla görüşmeden böyle uzaktan teşhis koyma hakkınız yoktur üstelik!) siz istiyosunuz ki travma denen şey sadece sizin istediğiniz, sizin aklınızda canlandığı gibi olsun. mesela girsin eve kapansın, aylarca ağlasın. konunun uzmanları görüşüp kadına raporu vermiş, ama olsun, onlar kim ki?! "bence numara yapıyo yeaa" diyen sizden daha mı çok biliyorlar, değil mi? (türkiye'de herkesin her konuda uzman olması meselesine delirmem vol. 365856375) değil. bir bok bilmiyorsunuz. o yüzden de böyle patlıyorsunuz işte. 3- gold digger dediğiniz, sanki çok ihtiyacı varmış gibi bu işten para kazanmaya çalıştığını düşündüğünüz (kadın da açlıktan ölüyordu sanki depp'le evlenmeden önce, kafanız nerde acaba?) kadın dava sonrası tüm parayı bağışladı. burada kadına "kendini para karşılığı satıyor, krizi fırsata çeviriyor" derken iyiydi, ama şimdi gelip "ben yanılmışım" diye entry girmezsiniz değil mi? anca "bu işte bir x yoksa ben de adam değilim" minvalli entry'ler kasmayı bilirsiniz. evet, "adam değilsiniz", zira insan da değilsiniz, dayak yemiş bir kadın üstünden adamlık edebiyatı kasan odunlarsınız. bitemedi gitti şu "adamlık" muhabbetiniz de zaten. arada bir insan olmayı mı deneseniz acaba, değişiklik olur sizin için. 4- konu amber heard de değil aslında, o burada binlerce kadından biri. konu sizin her zaman, her halükarda erkeğin tarafını tutan yaklaşımınız. amber heard geçmişte başka birine şiddet mi uygulamış? o da çeksin cezasını derim. para cezası mı, hapis mi, artık ne gerekiyorsa... ama mesela onun geçmişte bunu başka birine yapmış olması johnny depp'i masum kılar mı? hayır. bu örnekte amber heard üstelik kendi parasını kazanan, belli bir ünü ve çevresi olan bir kadın olarak, dünyadaki kalan şiddet gören kadınlara kıyasla "şanslı" bile sayılır. bu imkanlara ulaşamayacak binlerce kadın var ve onlar da şiddet gördüğünde tam buradaki odunların gerçek hayat versiyonlarıyla karşılaşacaklar. o yüzden mesela bence böyle tepkiler veren herkesin tek tek zorunlu toplumsal cinsiyet eğitimine (feminizm demedim dikkat ederseniz) tâbi tutulması şart. (daha iyi bir toplum için anaokulundan itibaren verilmesi lazım aslında o eğitimin de, türkiye'de nerdeeee tabii.)

    siz empati yoksunu zavallılar olduğunuz için, başınıza gelmeden anlamazsınız. o yüzden umarım bir gün hepiniz evrile çevrile dayak yersiniz ve bunu davada konu haline getirdiğinizde ve haklı olarak bunun karşılığında bir ceza biçilmesini istediğinizde darp raporlarınıza rağmen, maruz bırakılmaya çalışıldığınız psikolojik travma ve aşağılamaya rağmen birileri sizi "krizi fırsata çevirmeye çalışmakla" suçlar. bundan sonraki hayatınızda olur da bir errrrkek olarak bir başka errrkek size hakaret falan ederse sakın ha manevi tazminat davası filan da açmayın, çükü sizin yaklaşımınıza göre o da krizi fırsata çevirmeye girebilir. son bir aklıevvele de lafımı etmeden gitmeyeyim, "johnny depp'e pahalı patladı, dövmeden mahkemeye verse boşanmak için para ödemezdi" demiş. işte böylelerinin aslında evrimde yok olması gerekirdi ama maalesef yok olmamışlar. inanılmaz bir zeka gerçekten! bir insanın bir başka insanı dövmemesi gerektiğini idrak edememiş, bir de üstüne müthiş bir zeka belirtgeci olarak "dövmese bu kadar para ödemesi gerekmediğini" söylemiş. bakın gerçekten muhteşem bir zeka, sinirim geçti, sadece gülüyorum şu an.

    netice olarak amber heard parayı aldı, şiddete uğrayan birçok kadına yardımı olsun diye o parayı bağışladı ve dünya çapında kendisine laf eden erkekler yalancılıkları, palavracılıkları, kadın düşmanlıkları, şeref ve insaniyet yokluklarıyla ortada o çok düşkün oldukları organları gibi kalakaldılar. layığınız da buydu. tam da bu kadar güzel biçimde rezil olmayı ve ettiğiniz lafları yemeyi hak ediyordunuz çünkü.

  • 50. amerika'da ücretsiz üniversite olmaması

    doğru olan önerme
    burada var da ne oluyor. ücretsiz üniversite ücretsiz çalışan yetiştiriyor.