ismin e hali63
profili

  • star tv'nin 1998'deki başörtüsü eylemi haberi

    ak parti seçmeni, başörtülü genç kızların izlemesini çok istediğim haber.
    link

    kendilerine birkaç sorum var. muhtemelen cevap veremeyecekler biliyorum. yine de bir kişi bile görse yeter.
    sizce,
    1998'de protesto haktı da bugün değil mi?
    1998'de başörtüsü protestoları yapılırken neden bu konu dış güçlerin oyunu olarak görülmüyordu?
    1998'de neden solcu öğrencilerle iyi geçiniyordu başörtüsü protestocuları?
    1998'de itiraz etmek niye devletin bütünlüğüne bir müdahale gibi algılanmıyordu?
    1998'de protestocular neden vatan hainliği ile suçlanmıyordu?
    1998'de solcuların başörtüsü protestocularına gösterdiği saygıyı bugün siz solcu protestoculara gösteriyor musunuz?
    bugün siz de solcuların 1998'de yaptığı gibi başkalarının mağduriyetine sahip çıkıyor musunuz?
    1998'de grup yorum sizlere destek oldu. üyeleri ak parti iktidarında tutuklanırken gıkınızı çıkarttınız mı?
    star tv'nin yayıncılığı bugünün ana akım medyasında yapılabilir mi? neden? bu durum sizce adil mi?

  • 24 haziran seçimi öncesi liderler açık oturumu

    bu konuda çok ciddi propaganda yapılmalı. liderler bir araya gelmeye zorlanmalı.

    delikanlıyım diye ortada dolaşan herkes çıksın insanların karşısına cevap üretsin.

    dünyadaki sistemi getirdik demeyi biliyorlar. dünyadaki gibi mertçe işlesin o zaman sistem.

    #liderleraçıkoturuma
    #adaysanaçıkoturuma

  • demirtaş'ın terörü bitirme çabası samimiydi

    abdullah öcalan'la görüşen uzaylılar.
    çözüm sürecini başlatan marslılar.
    barzani, şivan perver ile halaylar çeken jüpiter halkı.
    milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık diyen uranüslüler.
    genelkurmay başkanını terör örgütü lideri olarak yargılayanlar, pkk liderini gizli tanık yapanlar venüslüler.

    fakat acınası durumda olan cehape.
    insanda azıcık dürüstlük, mertlik olacak. haysiyetli olacak insan azıcık.

    insan ağlar be. bu kadar gerçeklik rejimine tecavüz edilmez.
    bu kadar arsız olunmaz.

    zerre kadar haysiyetiniz varsa, ar damarınız çatlamadıysa, şu linki açın da geçen gün hatay'ı ziyarete giden bu kadının neler söylediğine bakın.
    -

    bu da hatay fotoğrafı

    çok yazık be. insanımız yerlerde sürünüyor. ya kalem namustur kardeşim. namustur kalem. bu kadar dönülmez be. insan içine çıkamazsın. bu insanlarda yok ama böyle bir duygu.

    bu ülkede milliyetçiliği savunacak insanlar ak parti tabanı değil. gelir mhp tabanı savunur başım üstüne. kavgamı ederim. ak parti tabanı sa-vu-na-maz. size kalmadı. bana terörist diyecek insan ak parti tabanı değil. gelir bbp seçmeni, mhp seçmeni, iyi parti seçmeni söyler. sen söyleyemezsin. çünkü senin hamurunda milliyetçilik falan yok. sen rantçı bir çakalsın.

  • ergenekon davası karar duruşması görüntüleri

    ülkenin bütün kurumlarını cemaate teslim edip sonra türk halkından özür dileyen akp zihniyeti gelip utanmadan, arsızca hala konuşuyor.

    suratınıza tükürsek yarabbi şükür dersiniz.

  • bilal erdoğan beyefendi hazretleri

    gençlik eğitim ve kültür konfederasyonu'nun yahya kemal beyatlı gösteri merkezi'nde düzenlediği, "son büyük sultan abdülhamid han'ı anlamak" etkinliğinde küçükçekmece belediye başkan vekili mehmet besim müftüoğlu, bilal erdoğan'ı böyle selamlamış...

    link

    bu halka cumhuriyet, demokrasi fazla gerçekten. bu kadar onurlu bir yaşamı belli ki haketmiyoruz.

    daha uzun yıllar, yüzyıllar boyunca bir ailenin iktidarında, köle gibi yaşamamız gerekiyordu.

    atatürk erken hareket etti cumhuriyet için. ihtiyaç yok ki. arkadaşlar hazır biat etmeye.

  • ak parti'nin ürettiği insan tipi

    yeni türkiye'nin makbul vatandaşıdır...
    düşüncelerinde bir tutarlılık yoktur, böyle bir derdi de yoktur zaten...
    dün söylediğini bugün rahatlıkla inkar edebilir...
    parayı her şeyin önüne koyar...
    yalan söylemekten kaçınmaz... ortaya çıkarsa utanmaz...
    dini duyguları ekonomik çıkarları için kullanmaktan çekinmez...
    sanattan anladığı mustafa ceceli'dir....
    sporcudan anladığı arda turan'dır....
    eğlenceden anladığı "acun" izlemektir...
    avm ve televizyon müptelasıdır...
    eğitime inancı yoktur... eğitim ne kazandırır ki insana? diplomaysa konu, bulunur bir çaresi ...
    edebiyat, felsefe boş iştir ...
    düşünce özgürlüğüne inanmaz... güçlü olmaya inanır... mühim olan, güçlü olanın ne düşündüğüdür...
    adaletten anladığı kendi "takımının" kazanmasından, kolektif çıkardan anladığı kendi cemaatinin çıkarlarının gözetilmesinden ibarettir ...
    bal tutan parmağını yalar ... rüşvet, komisyon almak mübahtır onun için...
    liyakat derseniz gevrek gevrek güler size ... zavallı bulur bu düşüncenizi ...
    hızlı öfkelenir, duyguları çok kolay manipüle edilir...
    dün cemaatçidir, bugün milliyetçi, başka bir gün ümmetçidir, öbür gün milliyetçiliği ayaklar altına alır, günü gelir bir gün atatürkçü bile kesilir..

    ve suçlu hep başkalarıdır... hain hep başkaları ...
    asla hesap vermez... zeytinyağı gibidir ak parti'nin ürettiği insan tipi. istisnalar kaideyi bozmaz.

    şüphe yok ki bugünün 'kazananıdır' ve güç uzun bir süre daha onundur.

    not: ak parti'nin böyle bir insan tipi üretme derdi, niyeti ve kapasitesi yokmuş. gerçekten gülünç.
    kinine sahip çıkan bir nesil yetiştirmek istediklerini açık açık beyan eden bir siyasi düşüncenin, toplum mühendisliği yapmadığını söylemek herhalde bizlere atfedilen ahmaklığın dik alası. açın 1970'deki trt programlarını izleyin, topluma ideal olarak gösterilen insanların farkını görün. seviyeyi görün. net bir şekilde bu insan tipi pompalanıyor. ödüllendirilerek kollanıyor.

    ki bu insan tipi yalnız iktidar partisi tabanında gelişmedi. neden kötüyü eleştirmek yerine, onu savunmaya geçiyorsunuz anlamak zor. tanıdık mı geldi yoksa?

    -----
    "sanatçılarımıza" da çok teşekkürler. ne güzel destekliyorlar seviyeyi. bol kazançlar.

    sanatçı 1
    sanatçı 2
    sanatçı 3
    sanatçı 4

    bir arkadaşımız özel mesajla kemal sunal örneğini vermiş. kemal sunal üçkağıtçılara gereken cevabı verdi her zaman. bu arkadaşlar gibi yalnız cebini düşünmedi. gereken riski aldı.

    zübük
    bekçiler kralı
    -----

  • istanbul'da üç meydanın adının değişmesi

    ak parti iktidardan gittiği gün o meydanların ismi değişecek. şimdi oynayın bakalım.

  • sırf kadın diye meral akşener'e oy vermek

    bir erkek olarak ben bu ülkeyi yöneten bıyıklılardan bıktım kardeşim. sırf bu bıyıklılara inat oyumu meral akşener'e vereceğim. inanın siyasi görüşü bile beni ilgilendirmiyor.

    inanıyorum ki bu ülke bu sefil bıyıklılardan ancak kadınlar tarafından kurtarılabilir. inanıyorum ki bu ülkenin kaderini ancak kadınlar değiştirebilir.

    kadınlar akşener'in partisine girip ülke siyasetini değiştirmeli.

  • ak parti'nin yarattığı zengin zümre

    ak parti seçmeni ile hiçbir organik bağı kalmamış zümredir. parayı bulmuş, ilk iş mahalleyi değiştirmiş zümredir.

    ak parti seçmeninin büyük kısmı asgari ücretle çalışırken, bunların çocukları seneliği 50.000 lira olan özel okullarda okur, 200.000 liralık arabalarda gezer, 1000 euroluk eşarplar takarlar. kamu ihalelerinde milyonlarca lira kazanırlar.

    türkiye'nin en pahalı restaurantlarından çıkmazlar, kaldıkları otellerin gecesi 7000 liradır. buradan

    milleti televizyon başına, avmlerin loş koridorlarına hapsedip kendileri dünyayı gezerler. millet bir kere hacca gitmek için bir ömür dualar ederken, bunlar özel uçaklarla ayda bir umreye gider, vicdanlarını temize çıkarmaya çalışırlar. millete ahlak dersi verirler ama ukrayna'da genç kızlarla düşüp kalkmayı da ihmal etmezler.

    adamlar genelde iki hanımlıdır. biri resmi hanım, diğeri pahalı sitelerde yaşayan mutlaka "açık" kapatmalarıdır.

    iş mazlum edebiyatı yapmaya gelince, ümmetin yetimlerinden bahsetmeye gelince lafı kimseye bırakmazlar.
    yoksulluk için çözümleri insanlara acımaktır. insanları sadakaya muhtaç bırakmaktır. böylelikle imparatorluklarını ayakta tutarlar.

    kısacası mağdur değil mağrurlardır.

    ak parti'ye oy veren yoksul seçmenlere:
    bu imparatorluk sizin sırtınıza basarak kuruldu. dini duygularınızı istismar ederek milyonluk oldular. kendinize bir sorun, çocuğumun gerçekten bir geleceği var mı? çünkü onların çocuklarının var.

    fındık işçisine sormak lazım bu zümreyi

  • bedelli askerlik

    aşağıdakilarden hangisi askerlik yapmıştır?

    (bkz: bilal erdoğan)
    (bkz: burak erdoğan)
    (bkz: berat albayrak)

    cevap:

    hiçbirisi.

    siz neden yapıyorsunuz?
    çünkü ak partili bir "vatanseverin" evladı değilsiniz.

  • kabuğu soyulmuş domatesi kimse almak istemez

    malum zihniyetin ürünü bir alimemiz, tesettür takmayan kadınları kabuğu soyulmuş domatese benzetiyor.
    metaforlar değişiyor, sözcüler değişiyor, mekanlar değişiyor, zihniyet aynı.

    10. dakikadan sonra dinleyebilirsiniz

    başörtüsü takmayan kadınlar için kullanılan bir başka ifade de şu:
    (bkz: kasabın çengelindeki yüzülmüş koyun) *

    yok öyle uzaktan atıp tutmak. madem "kamuya" açtınız o muhteşem fikirlerinizi, buyrun size kamusallık. buyrun tartışılsın metaforlarınız.

    kabuğu soyulmuş domatesler ne der bu işe bir bakalım?

    başörtüsü takan hanımlar,
    en yakın arkadaşınız, belki kardeşiniz başörtüsü takmıyor.
    sırdaşınız başörtüsü takmıyor. bu insanların hakarete uğramasına sessiz kalmayın. sonunda yine ucu size dayanır.
    kadının özgürlüğü çok önemli.
    bu insanlar bıktırdılar artık. ezilenler ezdi. 16 senedir bıktık bu saçmalıklardan. yeter artık.

    susmayın lütfen.

    edit : en güzeli de şu. hakarete uğrayan benim annem. ama nefreti ben teşvik ediyormuşum.
    çünkü alimenin sözlerini ortaya çıkartıyorum. ne nefret benim, ne sözler benim. sahiplenin sözlerinizin, düşüncelerinizin sorumluluğunu.
    nereden buldum bu görüntüyü? çünkü merak ediyorum. ne düşünüyorlar diye bakıyorum. çünkü şüphe ediyorum.
    çünkü diyaloğa dair bir şeyler aradım. ama ne mümkün.
    ama hep aynı şeyle karşılaşıyorum. o garip nefret duygusu. o herkesi kendisine benzetme arayışı.
    nefret sözcüklerini kullanan ben miyim?
    hayır.
    bana gelmeyeceksiniz o yüzden. gideceksiniz o "alimenin" sözlerinin yanlış olduğunu bir daha tekrarlanmaması gerektiğini söyleyeceksin.

  • kadıköy kızı

    (bkz: hayat ağacı dövmesi)
    (bkz: yoga)
    (bkz: büyük ev ablukada konseri)
    (bkz: kabak tatili) - çünkü çok doğa. hepsi aynı anda aynı yeri seviyooo. aynı yeri keşfediyoo. *
    (bkz: beyaz nike) kadıköy kızı item
    (bkz: grafik tasarımcı sevgili)
    (bkz: arkaoda)
    (bkz: neoliberal öznellik) ---- ağbiii herkesin kendi dışıncesi sonuçta. faşisme gerenk yok yani.

    arkadaşlar hepiniz birbirinize benziyorsunuz.
    sıkılmadınız mı?
    paketler iyi fakat beyin yok.
    ideoloji diye bir şey yok.
    ruhaniyet var. ruhani kurtulacak gerizekalılar. büyük ruhaniyet kuşağı. bravo. çok yaşayın.

    ----ben değişince. dünya da değişecek. her şey içimizde saklı!

    e tabi öyle canım benim. kim bakacak "yabancıya"?
    sen içine bak.
    "öteki" dönüşmeyi getirir çünkü. ezber bozar.
    bas kültürel ensesti.

    okumak yok. bişey yok.
    içki iç, esrar çek, festivale git.
    souuund ç ok iyi yaaaa.
    souund çok iyi ağbiii.
    mütiş bir experyıns yane.

    sorsan türkiye'nin en aydınlık kitlesi.

    edit: genellemeymiş.
    kardeşim kendini genelletmeyeceksin o zaman. şunları okuyunca aklına hakikaten tam da böyle birisini tanımıyorum diyebilecek kaç kişi var?
    ne demişler? bir yerde herkes birbirine benziyorsa; orada kimse yok demektir. *

    y.dışına çıkıp vizyon genişletiyormuş.
    adam onun için 1000 sene vermiş. bizimki bir interrail yapıyor. rönesans. bir erasmus yapıyor. rönesans.
    hoooop bütün bilgiyi hüüüp diye çekti bizim kız.
    komedisiniz.
    ----
    edit 2 :
    gelen mesajlardan birisinin içinde geçen bir cümleyi kitlemizin ne mal olduğunu anlatması bakımından paylaşmak isterim.

    "muhtemelen fakirsin, çirkinsin ve muhafazakar bir aileden geliyorsun."
    ----
    biraz dünyaya bakın.
    hayatın çelişkileri yoksulluktan, çirkinlikten, muhafazakarlıktan ibaret değil.
    ah benim cahil kardeşim.
    bi de şey demiş:

    "nefret değil, sevgi saç."

    ne kadar da sevgili bir insan değil mi?
    yoksul, çirkin ve muhafazakar olduğumu düşündüğü için bana sevgi getirmiş.
    işte yogayla bu kadar sevgi oluyor.

    sevgi neydi?
    içimizdeydi.
    ama çok derinde.

    vuruldum en zayıf noktamdan çirkinliğimden, yoksulluğumdan vuruldum, şimdi neylerim kadıköy kızı?

    #70413254 *

  • sedat peker'in hepimizi bayrak direğine asması

    cumhurbaşkanım allah sizden razı olsun. mafya babaları hepimizi rahat rahat tehdit ediyor.
    beyefendi bizi bayrak direklerinde sallandıracakmış.
    bu muhteşem ülkeye bir dönün bakın. tam bir hukuk devleti. allah razı olsun.
    cumhurbaşkanım raconu ben keserim demiştiniz. fakat sedat abimiz de racon kesiyor.
    şimdi ne yapalım?

    bir sedat peker klasiği

  • tayyip erdoğan'ın köşeye sıkıştığı gerçeği

    bir kere yeni kuşağı kaybetti.
    geçmişte özgürlüğü temsil ediyordu. bugün baskıyı.

    hiçbir genç böyle bir politikayı uzun vadede kabul etmez. genç bir insanın doğasına aykırı.

    ikincisi politikaları iflas etti.
    suriye iflas.
    ırak iflas.
    filistin iflas.
    israil iflas.
    mısır iflas. (hele mısır)
    rusya iflas.

    müslüman kardeşlerle aynı trendeydi, topluluk terörist örgüt ilan edildi. katar sıkıştırıldı. halk bankasının müdür amerika'da rehin.

    barzani adım adım bağımsızlığa gidiyor.
    kürt sorununu çözeceğiz dediler, 90lara geri dönüldü.
    milliyetçiliği ayaklarımızın altında aldım dedi adamcağız bugün büyük milliyetçi.

    ab karşısında.
    amerika karşısında.

    durum bu. şu halde tabiki kendi kaderi ile türkiye'nin kaderi birmiş gibi hava yaratıyor.

    yüzlerce yıllık bir devletin kaderi bir vatandaşın kaderi ile bir tutulabilir mi?
    sultan süleyman'a kalmamış türkiye, tayyip erdoğan'a mı kalacak? herkes geçici.

    sayın cumhurbaşkanı ivmesini çoktan kaybetti.
    pik noktası çoktan geçildi.

    başka bir seçenek var.
    başka bir yol var.
    80.000.000 türkiye'yi yönetecek başka insanlar çıkar elbet.

    aranızdan birileri!
    -----

    tayyip erdoğan geçmişte bu coğrafyanın gerçeğine tekabül ediyordu. bugün bir gerçeğe tekabül etmiyor. bugün havuz medyasının suni gündemini yaşıyoruz.

    neydi o gerçek? türkiye'de sistemden dışlanan milyonlarca insan vardı.
    madunlar. tayyip erdoğan bu insanların, aslında sınıfsal bir hıncın sözcüsü oldu.
    onlara bir gelecek vadetti. kendi imgesi ve geçmişi de bu isteğe uygun düşüyordu.
    bir gün zengin olursam bilin ki çalmışımdır diyen bir adamdı tayyip erdoğan. sözleri

    şimdi? ne durumda?

    bugün tayyip erdoğan ezilenlerin mi, ezenlerin mi sesi?bu milletin a. koyacağız diyen milyar dolarlık adamlarla yan yana poz vermek midir ezilenlerin sesi olmak? sedat peker midir ezilen?

    o ezilenlere ne olmuştur?
    dışlananlar dışlamış mıdır?
    mazlumlar milyon dolarlık mı olmuştur?
    hak edene hak ettiği veriliyor mu? devlette hak eden mi görev almaktadır eş, dost akrabalar mı?

    bunların bir faturası olmayacak mı? elbette olacak. ama bugün ama yarın.

    tayyip erdoğan, necmettin erbakan'dan farklı bir şey yapmıştı. necmettin erbakan anti-emperyalist bir çizgideydi. çizgisini değiştirmesi için baskı yaptılar. vazgeçmedi.

    tayyip erdoğan ise iktidar için amerika ile israil ile masaya oturmak gerektiğine inanıyordu. gömlek meselesi böyle çıktı. gerekirse papaz kıyafeti giymeli diyordu. bize iktidarı ancak öyle verirler. öyle de oldu. bop eş başkanı oldu. videoların yalancıyız. bop

    neydi bop? bölünmüş ırak, bölünmüş suriye. sonuç milyonlarca mülteci, ölüm. bu muydu isteği muhafazakarların? elbette değildi. gelinen nokta neresi? ittifaka girilen amerika tayyip erdoğan'a darbe yapmaya kalkıştı. tayyip erdoğan coca cola fabrikası açıyor. başarı diye buna denir. maşallah.

    asıl mesele şu: bugün muhafazakarlar ne düşünüyorlar gerçekten? tayyip erdoğan ve çıkar grubu dışındakiler? mesela abdullah gül? ahmet davutoğlu? abdülkadir aksu? cemil çiçek? bu önemli çünkü ak parti bir şahıs partisi değildi. bir sosyal hareketin sonucuydu. bir kolektifin sonucuydu. bugün bir patron şirketi gibi. böyle bir parti kültürü olabilir mi? böyle bir parti kurumsallaşabilir mi? böyle bir parti ayakta kalabilir mi?

    sanıyor musunuz yol arkadaşlarının bugün dışlananların içleri rahat. elbette değil. mesela saadet partisi'nin belki oy oranı yüksek değil, ama bir düşünce olarak her zaman dindar vatandaşlarımız için bir yere tekabül ediyor. mesele oy değil, düşüncedir. öyle olmasa has parti neden aceleyle bölündü? neden numan kurtulmuş başbakan yardımcısı yapıldı? böyle bakınca saadet partisi bugün ne diyor? açıkça hayır diyor. tayyip erdoğan'a ve başkanlığa hayır.

    artık anlayın. oy oranı değildir mesele. mesele yönetebilme gücüdür. bu da ittifaklarla olur. belirli güçlerle pazarlıkla olur. ki tayyip erdoğan'da elbette bu pazarlıkların bir sonucudur. dinleyin nasıl önceden biliniyordu başbakanlığı

    kısaca bir devir kapanacak. ve bu seçimle olacak. sosyoloji değişiyor, insanların problemleri, çatışmaları değişiyor. bugün 2000lerde doğanlar oy veriyor. gençler dünyayı izliyor. hiçbir şey yapmasalar oturup dizi izleseler dünyayı anne babalarından daha iyi okurlar. ki sonuç ortada. gençler ak parti'ye yönelmiyor.

    konu tayyip erdoğan da değil. konu bu ülkenin insanlarının ne karar vereceği. nasıl bir yaşam istediği? nasıl ittifaklara gireceği. oy oranı dert değil. oranlar değişir. yüz kere değişir. gitmez denen anap'ın yerinde yeller esiyor. ki çok daha kurumsal bir partiydi.

    türkiye'nin gerçek dindarlarının, gerçek demokratların ortak bir yerde buluşabileceği açık. ve ne kadar baskı altında tutulursa o kadar hızlanacak süreç.

    fetö: siyasette özür olmaz. fatura olur. halk orta vadede bu işi örgütleyenlere, bu işi palazlandıranlara, genelkurmay başkanını terörist diye içeri atanlara elbette seçimle fatura kesecektir. tıpkı tayyip erdoğan'ın söylediği gibi dereyi geçerken at değiştirilmez. 3. dünya savaşı hemen yanımızda. halkımız bu gerçeğin farkında. fetö ile ak parti arasında hiçbir ilişki yokmuş. peki kardeşim. peki. peki. peki. susturun bugün. yarın?

    kısaca tayyip erdoğan bir siyasetçidir. allah değil. coğrafyanın sonucudur. bir tarihin, bir sosyolojinin sonucudur. coğrafyaya cevap vermediği gün, geldiği gibi gidecektir. ki ben bugün cengiz inşaat'a daha fazla cevap verildiğini düşünüyorum. benim hacı dedemi 88 yaşında kaybetti mesela. mühim olan toplumu bir araya getirebilecek, ortak bir paydada birleştirebilecek, ortak bir gelecek duygusu yaratabilecek bir siyaseti örgütlemek. bu da en çok gençlerin işi.

    "genç seçmen normalden fazla bu iki partiye evrildi. ak parti’nin bütün seçmenlerdeki oyu yüzde 40’lardayken gençlerde yüzde 25 olması normal bir durum değil. ak parti 2002’de, 2007’de genç seçmen gözünde umut olmuştu. ak parti’nin seçmen ortalaması yaşlanıyor. özellikle son dört, beş yıldır izlenen statükocu politikalarla ak parti gençlerden kopmaya başladı."

    buradan

  • 23 yaşında 4 yıllık fakülteye başlamak

    herkes 22 yaşında okulu bitirmek zo-run-da
    duyuyor musunuz?
    zo-run-da-sı-nız
    mecbursunuz!
    çünkü 22 yaşında okulu bitiren, 23 yaşında askere giden, 24 yaşında evlenen, 25 yaşında çocuk sahibi olan dehalar böyle istiyor!
    herkes toplum ne isterse onu yapmak zorunda.

  • pembe metrobüs

    -geç kaldın.
    -beş dakikacık.
    -iyi, nasıl geldin?
    -metrobüsle aşkım.
    -metrobüste hangi metrobüs? pembe mi normal mi?*
    -normal.
    -yuh a.k yuh.
    -ne diyosun ya?
    -ne ne diyorum. kimin kucağında geldin? pembe metrobüsü niye beklemedin? çok mu seviyosun erkeklerle gelmeyi?
    -bugüne kadar sorun yoktu da ne değişti şimdi?
    -o o zamandı. şimdi pembe metrobüs var
    -aşkım lütfen böyle yapma.
    -onun bunun kucağında. delirtecek misin sen beni ya? sürtmeyi mi seviyosun?kaşar mısın sen?
    -delirdin heralde.
    -sen delirmişsin. pembe metrobüsü niye beklemedin?
    -seni bekletmek istemedim.
    -orospu olmandan iyidir. siktir ol git şimdi. normal metrobüsle babanın evine siktir ol git. kimin kucağında oturuyorsan otur.
    -aşkım böyle yapma. lütfen. bana bunu yapma.
    -siktir. ak orospusu.
    -recep lütfen. bi dakika dinle beni.
    -git kucağına oturdukların dinlesin seni.

    ----

    -kabul ediyor musun taciz ettiğini?
    -etmiyorum.
    -nasıl etmiyosun? tanıklar var. taciz etmişsin. polisteki ifadende de kabul etmişsin.
    -orda korkuyla öyle dedim.
    -oğlum bak bizi uğraştırma. cezan artar.
    -bayan kendi geldi. kendi rızasıyla oldu. pembe otobüse niye binmemiş?

    gibi.

  • yandaş olmayan markalar listesi

    sadece bu arayış bile çok önemli.

    1990'larda siyasal islamcıların nasıl bir ekonomi ürettiğini hatırlıyor musunuz?

    adam bir kağıt, bir makas almak için istanbul'da karşı yakaya geçip, yandaştan alıyordu.

    tıpkı cemaat gibi.

  • 18 yaşında bir seçmen neden akp'ye oy verir

    muhafazakar aile.
    baskılanmış cinsellik.
    kütüphanesi olmayan bir ev.
    aşağılık kompleksi.

  • abd'nin kuzey kore'ye askeri müdahale seçeneği

    yerli ve milli kuzey kore niye rahatsız ediyor dünyayı?

  • türk dizilerinin uçurumun kenarına gelmesi

    kulağı duymayan nineme dizi yapan andavallar dinleyin.
    gençler yerine okuma yazması olmayan teyzeyi mi seçiyorsunuz? devam.
    devam edin yapımcı kardeşler.
    devam edin kanalların yöneticileri.

    o boktan projelerde, değerlerini hiçe sayarak oynayan oyuncular sizler de devam!

    uçurumun kenarındasınız. çok yakında biteceksiniz. bize köpek gibi mecbur kalacaksınız.
    o hakikati gölgeleyen hegemonyanız için alın size propaganda!!!
    topluma yalan söylüyorsunuz!

    öyle aşağılık işler yapıyorsunuz ki genç nüfus televizyon izlemez oldu.

    dedem 88 yaşında, babannem 85 mezarda izletirsiniz artık o boktan dizileri. onlar ölünce ne olacak? söylesene o kanalın başındaki gerizekalı, vizyonsuz bu insanlar ölünce ne olacak?

    genç nüfusu kaybettiniz. siz de biliyorsunuz. uçurumun kenarındasınız. bitiksiniz. adam gibi beyni olan insanlara üretin ya da silinip gideceksiniz. uçurumun kenarındasınız.

    sanıyorsunuz ki türkiye böyle cahil kalacak. diyelim öyle. en cahil genç bile bugün internete giriyor. en cahil genç bile açıyor bir amerikan dizisini izliyor. bir daha senin boktan yalılı, gecekondulu dizini izler mi? bir daha bu rezalete tahammül eder mi?
    fakir oğlan, zengin kız!!!! yapma ya!!!!

    uçurumun kenarındasınız! kendi kendiniz bitirdiniz! sefil insanlara yatırım yapmayın! bu gidişle hep beraber yuvarlanacaksınız.

    uçurum kenarı neden mi bu kadar tekrar ediyor? türk dizileri gibi düşünün. aynı replikleri çevir çevir.
    aptal değil makina mühendisiyim. sizi bitireceğim oğlum!

    mesele dizi meselesi değil, sen hala anlamadın mı? mesele uyutma, aptallaştırma meselesi.
    yoksula yükselme fantezisi. boktan gerçeğini gölgeleme fantezisi. güzel kadınlar, jeepler, silahlar. gerçeğimiz bu mu bizim?
    böyle bir gerçeklikte mi yaşıyoruz?

    ------

    bu arada dizilerde ekipler günde 18-20 saat çalışıyorlar. insan haklarına aykırı. haşmetli devletimiz setleri denetlemiyor!
    bile bile bu insan haklarına aykırı duruma çanak tutuyorlar!

    sendikalı olan ekipler çalıştırılmıyor!
    yapımcılar insanları köle gibi kullanıyorlar.

    ------

    bu arada dizilerin etkilerini küçümseyen arkadaşlara önereceğim bir site var.

    tez.yok.gov.tr

    mesela fransız ihtilali ile melodram arasındaki ilişki üzerine yazılmış bir doktora tezi bulabilirsiniz.