somebody elses lover30
profili

  • beşiktaş

    sevgili takımım.

    yönetime transfer yapmadığı için fena giydirecektim, ta ki dünkü maçı görene kadar. ben ve bazı renkdaşlarım cidden çok safız, bu belli oldu. aziz yıldırım'ın jübile senesinde 42 milyon euro harcayıp da şampiyonluk işini şansa bırakacağını düşünen bir grup safız.

    rakibin daha 3. haftadan 2. yarısında 1 gol ve 4 oyuncu değişikliği yapılan maçın 5 dakika uzatılmasının akabinde 90+7'de gelen tartışmalı frikik golüyle maç kazanıyor. üstüne başkanı çıkıp "hakeme 2 tokat atacağım" diye açıklama yapıyor. yetmiyor, bugün medyada bu rezilliği aklama paklama çabaları son sürat devam ediyor. biz ise burada hala çift yönlü orta saha ve kaleci gelse diye beyin jimnastiği yapıyoruz.

    bu sene transfere 5 kuruş daha ayırmamız ziyan, hiç gerek yok. bütün parayı stada yatırın, 2 de genç oyuncu çıkarın a takıma; tamamdır. en klişe hollywood filmlerinden bile klişe bir futbol sezonuna merhaba demişiz, hala fikret orman orta saha almadı, yönetim kaleci almadı. saf arkadaşlarım benim.

  • beşiktaş

    bazı taraftarlarının abuk sabuk yorumlar yaptığı takımım.

    şampiyon olmak içni 5 tane transfer lazımmış, o da en azmış. sanki premier league'de oynuyoruz amk. 2 gündür izliyoruz maçları işte; avrupa'nın ilk 10 futbol ülkesinden biri sayılamayacak kadar kötü ve yavaş futbol oynanan ülkesiyiz. inanmayan açsın önce dünkü shaktar-dnipro maçının özetini izlesin, sonra da sivas-galatasaray maçının özetini.

    sivas'ın en önemli kozu hala batuhan, bursa'nın geri dörtlüsünde sivok'la dany oynuyor, forvetteki silahı sercan yıldırım, 2 senedir piyasadan silinmiş eto'o ligin dişli sayılan takımlarından birisinin anasını belleyip 200 tane entry girdiriyor, trabzon'un 10 numarası özer hurmacı, galatasaray'da sağ bek sabri. fenerbahçe ise ilk 11'ine 8 yeni transfer yapıp, futbol ve takım dinamiklerinin ruhuna rahmet okutuyor. şu ligde şampiyon olmak için mevcut kadroya 5 ekstra transfere falan gerek yok, 1 tane orta saha transferi yeterli. şu aşağılık kompleksinizden kurtulun artık, yasin öztekin'in geçen seneki şampiyonlukta x-factor olduğu dandik bir futbol ülkesiyiz.

    hakemler yine katletmezse, son haftaya kadar da yarışı sürdürürüz.

  • cihan haspolatlı

    galatasraay'lılara tavsiyem, başlığı canlandırıp da ortalığı fazla bulandırmayın.

    daha 35 yaşında, bonservisi elinde, gaslatasaray'ın evladı sayılır ve takım içi dengeleri bozmaz.

    (bkz: tehlikenin farkında mısınız)

  • vitor pereira

    hikmet karaman'ın portekizlisi.

    artist artist hareketler, çok özgüvenliymiş gibi ego sıçmığı tavırlar. bir dur amk, cin olmadan şeytan çarpıyor. son 15 senede 14 kere şampiyon olan olympiakos'u ve here 2 senenin birinde şampiyon olan porto'yu birer kere şampiyon yapmış, bir de arada arabistan'da takım çalıştırmış. adamın tüm kariyeri bundan ibaret, ama görsen brian clough gibi kasılıyor.

    "ben sağlıklı bir insanım, yarın elenirsek de gülerim" diyordun, çık şimdi gül bakalım.

    basın toplantısındaki özgüveninin, ilk yarıda golü yedikten sonra nasıl yerle bir olduğunu ve gözündeki korkuyu yedi düvel gördü. üstüne takım iyi oynarken anasını belledi saçma sapan hareketiyle, 3 tane takarlar böyle işte. karşısındaki lucescu'nun kariyerinin zekatı bu adamı donunda sallar, ama bu adamın 5'te biri kadar kasılmıyor.

  • ozan tufan

    fason haberlere inanmayın, bizim başkan 6 milyon euro + oyuncu vermez bu adama.

    6 milyon euro + 2 oyuncu veriyorsa, karşılığında 5 milyon euro + 3 oyuncu alır.

  • fikret orman

    ucuza oyuncu arıyor diye suçlanan başkan.

    bakın burada ağzımızı bozunca, başka beşiktaşlı'ya küfrettik diye biz suçlu oluyoruz. e ama bu adamları da beşiktaşlı diye itin götüne sokmayacaksak, ne diye yazıyoruz şu ortamda?

    takım uefa'dan transfer yasağı almış, bu sene 20 milyon euro'dan, önümüzdeki sene 10 milyon euro'dan fazla zarar açıklarsa avrupa kupaları'na alınmayacak; adamın teki gelip "takımımızı para hesabı yapmadan istediği oyuncuyu alacak birine bırak" diye akıl veriyor.

    takımı 10 sene boyunca para hesabı yapmadan istediği oyuncuyu alacak biri yönettiği için bu hale geldik. iflastan döndük, avrupa'dan men yedik, oyuncularımızı kaybettik. ama hala ergenler gelip para hesabı yapmadan oyuncu alacak başkan arıyorlar.

    oğlum bakın, ciddi söylüyorum esas siz defolun gidin de fenerbahçe'yi tutun. hatta öyle usul usul da değil, siktirolup gidin de; rahat etsin şu takım.

  • mario gomez

    merakla gelmesini beklediğim adam.

    hakkında sözlükte değişik görüşler var, hele bir tanesi çok bilgiliymiş gibi 10 paragraf yazı yazıp en sonunda "ya tutarsa diye sokağa 15 milyon euro atmaya gerek yok. al chicaritoyu veya loic remyi geç." yazıyor.

    sözlük böyle bir yer işte arkadaşlar. al chicarito'yu geç. 1.90'lık pivot santrafor yerine 1.75'lik pırpır forvet chicarito'yu al geç. şenol güneş ne istemiş, nasıl bir oyun sistemi gerekiyor; önemli değil. ikisi de santrafor nasılsa, al geç. istanbul kart gibi. dıtt. geçtin.

    3 senede 15 milyon euro atmaya gerek yok. al chicaritoyu. o zaten geçen sene real'de, united'da falan ssk + yol + yemek karşılığı oynuyordu. hele bu takımlardan sonra futbol cenneti türkiye'ye gelmek için yemek parası bile istemez.

    şaka bir yana chicarito haftada 80 bin pound alıyor. senelik 4 milyon euro demek. türkiye farkını falan katmasan, 3 yıllığına 12 milyon euro demek. daha united'a verilecek bonservis vs. önemli değil. al geç.

    geçen badilerden biri güzel yazmıştı: türkiye'de kimsenin doğru düzgün bir şeyden anladığı yok, futbol twitter/fm/gaz ekseninde dönüyor. insanları manipüle etmek çok kolay gerçekten.

  • fikret orman

    quaresma konusunda bence hata yapan kişi.

    seçimleri düşünüyor ve adalı'nın elinden o kozu almak istiyor olabilir, ama camiada seçim zamanı geldiğinde kimse adalı'nın yüzüne bakmayacak zaten. adalı bir önceki seçimde eto'o quaresma vaatleriyle ve murat aksu'nun karanlık ilişkileriyle bile fikret orman'ın yarısı kadar oy alamamıştı. bu seçimde stad biterken, yönetimindeki en büyük kozu erdal acar'ken zaten %10 oy bile alamayacak. yani eğer q7 hamlesi tahmin ettiğimiz gibi seçim temelliyse, gereksiz bir hamle diye düşünüyorum. zira sağda solda quaresma diye ağlayan çoğu ergenin camiada ne bir ağırlığı var, ne de saygınlığı.

    bu arada yaklaşık "30 aydır bir stadı bitiremedi" diye eleştirildi ya, bazı beşiktaş taraftarı her şeyin en kötüsüne layık demek ki. stad 25 ay önce gezi olayları patlak verdiğinde, daha yıkıma başlamamıştı bile. mahalle arasındaki 4 katlı apartmanların yapımı bile 1 sene sürerken, istanbul'un göbeğinde 50 tane bürokrasiyle uğraşılan stad 2 senede bitmedi diye laf söyleyen adama demirören az bile.

    "o aziz forvet bölgesine 3 tane üst düzey adam koyar yine de doymaz, sen gidip q7 ve duşak'ı beraber alırsak fazla gelir diyosun." cümlesine söylenecek bir şey yok zaten. fenerbahçe'nin transferde alacak riski olabilir, bizim yok. uefa anlaşması başımızda demokles'in kılıcı gibi bekliyor. herkes uefa'nın beşiktaş'a getirdiği transfer kısıtlamasından bahsediyor, ama çok kritik bir madde daha var:

    "şirketimiz, 2015/16 sezonu için azami 20 milyon avro, 2016/17 sezonu için azami 10 milyon avro başabaş hesap açığı vermeyi taahhüt etmektedir."

    yani "2.5 balasz'a, 1.5 da quaresma'ya verelim, nolcek ki?" olmuyor. bu sene 20 milyon euro'dan fazla zarar açıklarsak, uefa bizi kupalara almayacak. 2013 zararımız bugünün kuruyla tam 20 milyon euro civarıydı. (2014'ün tümüne ulaşamadım, ama 6 aylık zarar 10 milyon euro.) yani anlayacağınız, "hepsini alalım, olmazsa olmasın" diye bir lüksü yok beşiktaş'ın bu sene ve özellikle önümüzdeki sene. ikisi de alınacaksa, gökhan töre satılmalı.

    öte yandan bir diğerinin dediği gibi başlarda tecrübesizlik paçalardan aktı, ben tecrübesizliğe değil hatalardan alınan derslere bakılması gerektiğini düşünürüm.
    zamanında fernandes satılmadı, hataydı. ama ders alındı, demba ba satıldı.
    hala kötü transfer diye en yenisi 2 sene önceki sezer ve eneramo transferlerinden başka isim sayamıyorsanız, o konuda da ders alınmış.

    hala yanlışlar yapılıyor mu, evet yapılıyor. yapılacak mı, evet yapılacak. ama eski hatalardan ders alınıyorsa, hata sayısı her sene daha aza iniyorsa; bence sorun yok.

    edit: digiturk'un el değiştirmesiyle muhtemelen kapının önüne konacak olan vasıfsız şansal'ın cümleleriyle eleştirilmesi de komedi. aynı şansal bugün "aziz yıldırım aklanırsa uefa çatırdayabilir" tandanslı ropörtaj veriyor, siz de bu adamı ciddiye alıyorsunuz.

  • beşiktaş

    güzel takımım.

    yalnız bu takımım kendi taraftarlarınca bile o kadar saçma bir şekilde eleştirilmektedir ki, ben nasıl hala ayakta durabildiğine şaşırmaktayım.

    al işte adam sermaye arttırımı için link gönderiyor, sonra da "hiçkimse o paraların nerelere gittiğini tam anlamıyla öğrenemeyecek" yazıyor. gönderdiği link'te gelen paranın kuruşu kuruşuna nereye gideceği yazmış, hala "paranın nereye gideceğini kimse öğrenemeyecek" diyor adam. link'i kendi göndermese, diyeceğim ki detayları bilmiyor. link'i de gönderen kendisi.

    şu son zamanlarda artan borç muhabbetini de defalarca açıklanmış olmasına rağmen tekrar bir açıklığa kavuşturalım. nedir eleştiri: "demirören bıraktığı zaman borç 450 milyon liraydı, şimdi 1 milyar lira olmuş." bakın demirören'in cümlelerinin aynısı, farkında mısınız? algı yönetiminin farkına varmanız için bu cümlenin aynısının kim tarafından söylendiğini yazdım. bilinçli ya da bilinçsiz bu algı yönetiminin batağına saplanmışsınız.

    öncelikle demirören tarafından bırakılan borç 450 milyon liraydı, ama kağıt üzerinde. yani eski futbolcularla, teknik direktörlerle ve 3. parti firmalarla süren davalar sonuçlanmadığı için, borç olarak görünmüyordu. mesela ferrari davası ve ona ödenen 20 milyon lira borç kısmında yer almıyordu, çünkü demirören bıraktığında dava bitmemişti. benzer şekilde 10 milyon dolarlık o icra getiren aktif reklam şirketine olan borç da yansımıyordu bilançoda.

    yani borç demirören zamanında 450 milyondu lafı illüzyon, beşiktaş o dönemde süren ve sonrasında kaybettiği davalar yüzünden 120-130 milyon liranın üzerinde ek bir borca sahipti. "borç 450 milyondu, 1 milyara çıktı" muhabbeti safsata, zira gerçek borç 560'ın üzerindeydi (yaklaşık 590'dı hatta). buna kur artışını da koymak lazım. zira o zaman borcun euro cinsinden karşılığını hesaplarsak, daha net görebilirsiniz. euro demirören gittiğinden beri %50'ye yakın arttı. bakın mevcut borcun faizi işine falan hiç girmiyorum, o derece büyük bir borç varken sırf faizi bile devasa artışa yol açar.

    arada yapılan stad, avrupa'ya 2 sene gidilemediği için eksilen gelirler falan; hiç girmiyorum o toplara. üstüne bu sene beşiktaş içeride oynadığı lig maçlarında zarar etti. gelen para cezaları, stad kiraları vs. bu sene ligdeki tüm maçlarını deplasmanda oynasaydı, mali olarak daha fazla para kalacaktı takıma.

    yönetimi beğenin ya da beğenmeyin, mevcut yönetim şeffaf bir şekilde yönetiyor kulübü. rakibin fenerbahçe kjaer'e yıllık ne kadar para vereceğini açıklamadı, aziz'den başka bilen yok. diego'ya verilen 5 milyon euro imza parası 2 hafta sonra ortaya çıktı, o süre zarfında bizim taraftar yönetime saydırıyordu nasıl kaptırdınız diego'yu diye. bizimkiler ise opare'ye 6 ay için verilecek 312.500 euro'yu bile kap'a bildiriyor.

    kulübün parası har vurup harman mı savruluyor peki? öyle bir durum da yok. en azılı yönetim muhalifleri bile hala 1.1 milyon euro verilen gökhan süzen'ten, 1 milyon euro verilen dentinho'dan ve 1.5 milyon euro verilen sezer öztürk'ten başka isim sayamıyor. bir de işte bu sene mustafa pektemek'e verilen 1.5 milyon euro(bence de hataydı bu arada).

    şu borç işi açıklığa kavuşmuştur umarım, demirören medyasının, havuz medyası gibi, aynı illüzyonu onlarca kez söyleyip kafanızı oymasına izin vermeyin artık.

    edit: birisi sermaye arttırımı ve hisse satışı ile ilgili bir şeyler yazmış, sermaye arttırımı ile hisse satışı aynı şeyler değildir ve kulübün varlıklarından bir şey eksiltmez.

  • lisede judo yaptım çok iyi güreşirim ata binerim

    her yola gelirim her ortama uyarım algısı yaratma çabası.

    yalnız bir cümleye takıldım:

    "bir at kiralar ve bir bedevi ile birlikte takriben bir saat çölün içine doğru koşardım"

    bu ne oğlum, biz desek başbakana hakaret ediyorsun diye dava açarlar. hikayeye bak; çöl var, bedevi var, at var. tövbe tövbe.