whatdreamsnevercome60
profili

  • mert hakan yandaş

    bir insanın bu adama senelik 2.5 milyon euro vermiş olması için, sadece azılı bir gözü dönmüş olması lazım.

    bütün sezon peşinden koşup kasayı boşalttılar buna.

    çünkü başkanınız rambo okan'ın kankası. dünyada sadece rambo okan ve ali koç verir bu parayı bu adama.

    edit: yav kardeşim he vermediniz 2.5 milyon euro he.
    adamın maaşı 1.5 milyon euro. imza için de 1.5 milyon euro verdiniz. (4 seneye böl, senelik ortalam 400bin euro)
    etti mi 1.9 milyon euro. maç başı + puan başı bonuslarla beraber 2.5 milyon eurodan bile fazla kazanıyor. adam zaten 20 maç oynasa fenerbahçe de 20 puan kazansa toplam 2.5 milyon euroya geliyor. üstü de kaymaklı kadayıfınız olsun.

  • bernard mensah

    türkiye'deki taraftarlar aptal falan mı?

    adam "atletico madrid bir şey görmüyor ki takıma almıyor, biz bu oyuncudan ne bekliyoruz" falan diyor.

    ulan atletico madrid kim, sen kim? 21 türk kulübü birleşsin, 15 kişilik takım çıkarsın, 10 maçtan 1'ini kazanabilir mi 11 kişilik madrid'e karşı?

    türk kulüpleri kendini ne noktada görüyor bilmiyorum ama; atletico madrid vs. gibi takımlara yetişmek için en az bi 20 yılımız ve geçmek gereken en az 3 seviye var.

    türk kulüpleri şu aşamada 4. klasman takımlar. hollanda-belçika gibi takımlarla bile aynı kategoride sayamayız. bizim kategorimiz artık; danimarka, yunanistan gibi ligler.

    özetle; iyi transfer. bir de lemina'yı da alabilirsek güzel olur. atiba-oğuzhan-lemina-dorukhan ve mensah ortasahası çok güzel olur.

    şimdi bize acil forvet, ve en az 1 kanat oyuncusu gerekiyor.

  • sergen yalçın

    burak, caner, lens, karius gibi isimleri oynatmayacakmış.
    yerlerine diaby ve ljajic'i oynatırsa da annesine sövülebilir, biliyoruz.

    kısaca; maçlara 5 kişi falan çıkması bekleniyor.

    be amına kodumun ekşicisi. aç beşiktaş'ın 23 kişilik kadrosunu de ki "burak yerine şu, caner yerine bu oynasın" şayet diyemiyorsan bi siktir git allasen.

  • emrah safa gürkan

    yine bomboş bir lincin kurbanı.

    niye? çünkü kendini hitler'e shoplamış. niye shoplamış? çünkü hitler dönemini anlatan bir video çektiği için.

    hitler'e shoplamak büyük ayıp tabi, ama mesela hitler'in 2 katı insan öldüren stalin'e veya "en az" hitler kadar ırkçı olan churchill'e kendini shoplarsa hiç sorun yok.

    bırakın artık şu sikko görüşlerinizi ve hassasiyetlerinizi allah aşkına.
    farklı bir senaryoda; stalin ve churchill gibi psikopatlar yerine hitler'i alkışlıyor ve diğer ikisini "adını söylemenin bile günah olduğu kişiler" olarak görüyor olabilirdiniz.

  • köfteci yusuf

    birazcık saygı be kardeşim. birazcık işini yapan adama saygı.

    amerika'da mcdonalds, burger king vs. açılınca hepiniz mal bulmuş mağribi gibi saldırıyorsunuz. yetmiyor filmlerini izleyip bir de oradan övüyorsunuz.

    o veya bu şekilde köfteci yusuf "türk fast food" alanında inanılmaz bir iş başarmış.
    adam avrupa'nın en büyük et entegre tesisini kurmuş, on binlarca kişiyi istihdam ediyor.
    ve verdiği hizmet; mcdonalds, burger king, dominos vs. gibi rezil yerlerden onlarca kez daha kaliteli. ve daha "sağlıklı". evet daha sağlıklı.

    ben anlamıyorum türkiye'den çıkan her markaya olan bu düşmanlığınızın sebebi ne?
    aynı markalar sikindirik avrupa ve amerika ülkelerinden çıkınca bunları "ee abi adamlar müthiş markalaşıyor" diye övüp duruyorsunuz.

    biraz insaf gerçekten.

  • türkiye'nin libya iç savaşına dahil olması

    diplomasi diye cırlayanlara soru:

    türkiye diplomatik olarak libya hükümetiyle bir anlaşma yaptı. bu anlaşma dünyadaki tüm deniz hukuna göre yasal. ve bu yasal düzeneğe göre, yunan artık akdeniz'den kendi ülkesine gaz çıkaramaz. çünkü biz o koridoru bu anlaşmayla kapattık.

    avrupa diyor ki: bu anlaşmayı tanımıyorum. niye? sebebi yok, tanımıyorum. türkiye, antalya'nın 5 mil ötesine geçemez, türkiye en uzun kıyı şeridine sahip olmasına rağmen gazdan 50tl bile para alamaz. türkiye bu gazı, kendi toprakları üstünden dağıtamaz. ek olarak da; bm'nin tanıdığı libya hükümetine karşı, teröristleri destekliyorum. çünkü bu anlaşma hoşuma gitmedi.

    evet diplomasi uzmanları, her şeyi diplomatik temellere uygun yapan ülkenizin şimdi sıradaki hamlesi ne olmalı?

    1. tamamdır öyleyse, biz dediğiniz gibi gazı felan size bırakalım. biz kimiz ki zaten?
    2. götü yiyen gelir libya hükümetini düşürür, dağbaşı mı burası? resmi anlaşma yapmış iki devletin kanununu nasıl hiçe sayarsınız? akdenize kıyısı olan 2 ülkenin yaptığı anlaşmayı, akdenizle hiçbir ilgisi alakası olmayan ülkeler ne hakla tanımazdan gelir? ordumuz var, gücümüz var. gelin götü yiyen iptal etsin bu anlaşmayı.

  • patronların asgari ücret teklifi

    ya bıktırdı artık şu "işçinin kanını emen bilmem napan" tavırlarınız. gerçekten bıktırdı.

    bu ülkenin yarısı kendi işinin sahibi.
    sen her patronu rolls royce'a binen, helikopterle işe giden biri falan sanıyorsun. herkes sizin maslaktaki 24 katlı plazanızın sahibi değil güzel kardeşlerin.
    bu ülkedeki "patron"ların %99'unun hayatının asgari ücretli insanlarla arasında büyük farklar yok. herkes borç döndürüyor.
    size göre herkes zengin, herkesin 10.000 çalışanı var.

    4-5 çalışanı olan işyeri sahibi yok bu ülkede,
    fırın yok, bakkal yok, market yok. hiçbir şey yok.

    fırın düşünün, 3 vardiya adam çalışıyor içeride. bir çoğu asgari ücretle çalışan insanlar.
    6 kişi çalıştırıyorsun fırınında, hop yırtık dondan çıkar gibi bir anda %35 zam geliyor asgari ücrete. napacaksın?
    o müthiş fırın sahibi, inanılmaz patron rolls royce'unu satıp "emeğini sömürdüğü işçinin" maaşını mı ödeyecek?

    şaka mısınız oğlum siz?
    siz hangi dünyada yaşıyorsunuz? manhattan mı burası amk?

    yok onun kanını emiyormuş, yok şunun kanını emiyormuş.
    1 asgari ücretli işçi çalıştırmak için: 2250 lira asgari ücretlinin eline para sayacaksın.
    1000-1200 lira devletin eline para sayacaksın.
    300-400 lira yemeğini ödeyeceksin.
    gerekirse yol parası vereceksin, hadi vermedin diyelim; işçinin kıdem tazminatı, tatil hakkı gibi şeyleri de gider olarak yazacaksın (çünkü o sırada çalıştıramıyorsun.)
    4000 liradan fazla para yapıyor, hatta daha fazla da, neyse.
    sizin cebinize ne giriyor? 2200 lira.

    kim kimin kanını emiyor iyi düşünün şimdi.
    adam 1 asgari ücretli için 4000 liradan fazla harcama yapıyor.
    o asgari ücretli adam sana 10.000 lira para kazandırırsa o ay; %18'i kdv, %22'si kurumlar vergisi olarak devlete gidiyor. kalan paradan kendi evine haracayacağın para için %15 daha ödüyorsun. geriye ne kalıyor? 5500 lira para. bunun ne kadarı maliyet? dükkan, kirası, ot bok? al onları da hesapla.

    şimdi gel söyle; asgari ücretli adamın maaşını 3000 lira yaptığımızda, o eleman işyerine 15.000 lira kazandırabielcek mi? çünkü kazandıramadığında "inanılmaz müthiş paralar kazanıp ferrarilere binen patron" zarar ediyor.

    hepiniz müthişsiniz amk.
    vasat solcular sizi.

  • manhattan'da 1400 dolara kiralanan kümes

    ilginç bir şekilde pırıl pırıldır.

    bizim ev sahiplerinin allahı peygamberi yok belli ki.
    ben boyuttan bağımsız olarak söylüyorum. bu arkadaşın, istanbul'daki ikizi "beşiktaş'ta 300 liraya kiralık kümes" dersek eğer; o kümes bilin ki yerleri parçalanmış taşlar, duvarı rutubetten düşmek üzere olan ve lavabosu paslanmış olarak karşınıza çıkardı.

  • pucca

    bu sözlükçü yavşakların hepsinin vicdanını sikeyim.

    davaya konu twitlerden en ufak rahatsızlık duyan herkes, bu ülkenin sansürcü yapısında yoğrulmuş demektir. ulan bu twitlerden adam mı yargılanır? üstüne ceza mı verilir?

    konuşulmaz hale geldi artık bu ülke.

    bunun gibi bir yargı skandalında bile sırf ceza alan kişi hoşuna gitmeyen birisi diye "oh olsun" diyecek tıynettesiniz.

    alayınız 21 gün askrelik yapıp gelip burada ağlayan tiplersiniz,
    ancak dünyanın normal hiçbir ülkesinde suç olarak dahi görülmeyecek twitlerden 7 yıl ceza alan insaana "oh olsun" diyebiliyorsunuz.

  • tüpraş ceo'sunu ibb'nin ikinci adamı yapmak

    bence istanbul'u sonunda doğru kişilere emanet ettiğimizin göstergesidir.

    hiçbir başarısı olmayan, ne idüğü belirsiz "kartal imam hatip mezunları" yerine sonunda türkiye'nin en büyük şirketinin ceo'su vs. gibi adamlar yönetecek şehri.

  • izmir-istanbul otoyolu

    türkiye cumhuriyeti tarihinin en büyük soygunu.

    bu yol tamamlandığında tek gidiş en az 300tl olacak. o da tabi dönemin ekonomik şartları gereği şuanki yollara daha fazla zam yapılmazsa.

    izmir-istanbul hattı şuan yolunun geliştirilmesi gereken en önemli hatken ve bu ülke gerçekten ulaşım için bu hatta ihtiyaç duyuyorken bu işin tamamen özel şirketlere devredilip ücretlendirme konusunda da hiçbir limit koyulmamış olması türkiye cumhuriyeti tarihinin en büyük skandalı.

    akhisar otobanı diye bir şey var burada, 20-30km'lik bir hat sanırım. ve 38tl.
    o otobanı kullanmayıp manisa'dan geçerseniz de birebir aynı sürede varıyorsunuz üstelik izmir'e.

    bu ülkeye yapılan şey çok ama çok ayıp.
    umarım bundan sonraki hükumetler bir şekilde bu ücretli yolların bir çözümünü bulurlar.

  • sahibinden.com'da 1400 tl kira istenen delik

    gayet temiz bir banyoya sahiptir. 2+1 evlerin 3500 liradan başladığı bir semtte bence pırıl pırıl bir oda.

    ben de köpek kulübesi falan sandım.
    japonya'da bu evlerde 3 kişilik aile yaşıyor vallahi.

    siz işin temizliğine bakın sırf.

    edit: "burası japonya değil" mesajları gelmiş. orası da esenyurt değil, beyoğlu. gidip 5. sınıf bir pansiyonda bitli yatakta kalacak şekilde bir hayat kursanız aylık 2000 liranızı alırlar. adam hap kadar da olsa temiz bir oda ve bir banyo kiralıyor 1400 liraya. istiyorsan git 1400 liraya esenyurtta 2+1 ev tut.

    hem ayranım dökülmesin, hem götüm sikilmesin mantığıyla biyere varamazsınız.

  • doktorların yanlış teşhis üzerinden yargılanmaları

    bir gerekliliktir. tartışmaya da kapalıdır.

    birebir yaşanan olayı anlatıyorum.
    arkadaşımın babası koltuk altındaki bezeden işkillenip doktora gidiyor. doktor "bişey olmaz yağ bezesi o" diyip fazla sikine takmadan hastasını sepetliyor.
    arkadaşımın annesi evhamlı biri olduğu için, "ya sen bi doktora daha git" diyor. adam başka bir doktora gidiyor, doktor hemen durumu ciddiye alıp test yaptırıyor.

    hop ne oluyor: başlangıç evresi lenfoma.
    adam tedavisini oluyor ve 10 senedir hayatını sürdürüyor.

    birinci doktora güvenseydi ne olacaktı?
    kanser büyüyecek, evresi artacak ve belki de geri dönülmez bir yolda "kansersiniz" denilecekti kendisine.

    şimdi soruyorum: birinci doktor ile ikinci doktorun teşhisi arasında tam 1 gün var. adam aynı adam. beze aynı beze. birinci doktor önemli bir şey görmeyip yolluyor, ikinci doktor ise "tedbiri elden bırakmadan" adamı teste sokup hayatını kurtarıyor.

    birinci doktor yargılanmayacak da kim yargılanacak? bu adam cinayete teşebbüs etmedi de ne yaptı?

    karşısındaki bir insan. mobilya değil.
    o adam 10 sene önce yanlış teşhis yüzünden umursamayıp ölseydi, arkasında 2 çocuk, bir eş bırakacaktı. annesi, kardeşleri hepsi arkasından perişan olacaktı. peki bu rahatlığa sahip doktora ne olacaktı? hiçbir şey. koca bir hiç.

    hastalarına yeterli ilgiyi göstermeyen,
    yeterli ilgiyi göstermediği için ölüme veya sakatlığa sebep olan her doktor çatır çatır yargılanmalıdır. bunun tartışılacak hiçbir yanı yok abicim.

  • 30 milyonluk yalı dairesindeki don

    yav ben gerçekten işin donunda değilim de;
    30 milyon tl'lik dairenin mutfağına banyosuna bak. ben sırf işin buyundayım. 30-40bin tl harcayıp düzgün banyo ve mutfak yapmak varken şu rezilliğe bak.

    ben bu ülke insanına katlanamıyorum. gerçekten katlanamıyorum. bu kadar estetik kaygıları olmayan bir millete katlanamıyorum. 4 duvarı görse yeter, oturduğu yeri güzelleştirmeye çalışan yok.

    adam 30 milyon tl lik daireye gecekondu mutfağı iliştirmiş.

    edit: yav şu "onların geliri düşüktür. miras kalmıştır" mesajlarını anlamıyorum. ok, geliri düşükse yalıyı kiraya verir. en aşağı 10k-15k kira gelir. onunla da kendi bütçesine göre bir eve çıkar. biz de bu görüntü kirliliğini çekmeyiz.

  • şenol güneş

    marcelo'yu sat, tosic'i sat.
    ikisine toplam 2.5 milyon euro maaş ödüyordu bu kulüp.

    ikisinden 10 milyon euro kazandın.
    yerine aldığın pepe + vida'nın sırf imza parası ve menajerlik ücretine 10 milyon eurodan fazla ödedin.
    ikisine senelik 9 milyon euro ödüyorsun. ve takımın savunması eleğe döndü. yaş olarak da gençleşmedi üstelik.

    para yok vs. diye fabri'yi gönderdin, yerine 10 milyon euro maliyetli karius'u aldın. adam elekten farksız.

    forvete 10 milyon euro verip aboubakarı almak yerine; 1 senelik ücret + imza parasıyla beraber 10 milyon eurodan fazla para verip negredo'yu aldın. nasıl göndereceğini şaşırdın, üstüne 7-8 milyon euro maliyetle vagner love'u getirdin. onu gönderemedin bile.

    3 senedir takımın ortasaha göbeğine tek transfer yapma. kulüp oğuzhan-tolgay-atiba gibi şut çekmek ve asist yapmaktan aciz üç adama muhtaç kalsın. sonra kanatlardan atak yapmaya mecbur kal.

    1 senedir sakat adriano yerine alternatif bulama,
    2 milyon euro için sattığın beck yerine 2 sezondur kimseyi alma.

    kısaca sen her şeyi yanlış yap. sonra trollerini sahaya sürüp şenol güneş'in istifasını iste. bunun adı kepazeliktir başka bir şey değil.

  • duvar tırmanıp türkiye'ye giren suriyeliler

    beton duvarın herhangi bir tehdidi engellemek için değil,
    beton ile rant sağlayan firmalara peşkeş çekilmek için yapıldığının kanıtıdır.

  • metin albayrak

    aykut kocaman'a teşekkür ediyor,
    hakemlere teşekkür edip sahip çıkalım diyor.

    kendi anonsçusunu kovuyor.
    bu tür bir adamsınız siz işte.

    yarın o stadyumda 90 dakika taraftarlar mini mini bir kuş diye bağırmazsa yazıklar olsun.

  • instagram satıcılarını maliyeye şikayet hareketi

    aptallar için yeni edit: kardeşim siz salak mısınız? adam babasının bakkal dükkanını örnek veriyor. "babam çağa ayak uyduramadı battı" diyor. ulan biz de internette nsatıyoruz anlamıyor musunuz? biz de ürünlerimizi instagramda sergiliyoruz. nesini anlamadınız bu işin? biz de e-ticaret yapıyoruz. biz vergi veriyoruz, onlar vergi vermiyor. aradaki farkı daha nasıl anlatayım size? aynı platformda, aynı işi yapıyoruz. adamın sgk, bağkur, kdv, gelir vergisi, muhasebeci gideri yok çünkü kaçak yapıyor bu işi. benim verdiğim fiyatın yarısını verse bile zarar etmiyor. size bunu türkçe anlatıyoruz adam gelmiş bakkalların kredi kartına karşı kaybedişini anlatıyor. akıl yok, beyin hiç yok.

    edit: bazılarınızda zeka geriliği mi var bilmiyorum. ancak instagram'da vergisiz satış yapanlardan bahsediyoruz. adam gelmiş "kuzenim satıyor valal faturasını da kesiyor kıskanın kudurun" diyor. gerizekalı kardeşim; biz de instagram, adwords, facebook reklamlarıyla satış yapıyoruz. biz vergi veriyoruz, onlar vermiyor. aradaki fark bu. herhalde biz böyle yazınca millet zannetti ki eminönünde 6 metrekare dükkanda satış yapıyoruz, o yüzden internetten satanları kıskanıyoruz. şaka mısınız nesiniz siz?

    diğer "devlet niye vergi alıyor diye sormuyor da başkasının kazancına göz dikiyor" tayfasına değinmiyorum bile. siz sefil dahi değilsiniz. böyle bir aptallık olamaz, hırsızlığı böyle mi savunacaksınız? herkes vergi ödemek zorunda kalırsa, ya halk "ağır vergilerin altında" ezildiği için bu işe isyan edip daha dengeli vergi oranlarımız olur ya da zaten bir şekilde vergiler düşer. şuanki sistem hiç kimse vergi vermediği için, vergisini vereni öpmeye yönelik. hıyarağası 3000 lira maaş alıyor, devlete 2500 lira onun maaşının vergisi, sgk'sı ödendiğinin farkında değil. sen vergi ödüyorsun, ben ödüyorum, bu ödemeden köşeyi dönenlerin nesi farklı da onları savunuyorsunuz?

    ben kimseyi paçasından çekmeye falan çalışmıyorum. onlar bana yaşam alanı bırakmıyor. o "haftalık 300 lira kazanan adamın ekmeğinde mi gözünüz" muhabbetiniz de geçersiz.

    benim sektörümde aylık 5000 satışlık hacim var diyelim.
    ben 500 satış yapıyorum aylık.
    evde, sağda solda bu işi kaçak yapanlar ise 10 satış yapar diyelim.

    bu evde, sağda solda bu işi kaçak yapanlardan 300 tane var. bir anda bütün pazarın yarısından fazlasını ele geçiriyorlar demektir bu. 5000 satış hacminin 3000'i bu "tek tük elde ekmeğini çıkaranlar" tarafından satılıyorken ben asla yüksek maliyetli ürünümü satamayacağım demektir. ya dükkanımı kapatıp gideceğim (e-mağazamdan bahsedioyrum) ya da ben de vergisiz satışa başlayacağım. kapatacağım şirketi, kaçak göçek iş yapacağım.

    bu mudur? çözüm olarak bunu mu istiyorsunuz? biz batalım, herkes 300-400 lira haftalık çıkarmak için sektörü ele geçirsin.

    ---------------

    yakında başlatacak olduğum, türkiye cumhuriyetinin en kapsamlı şikayet listesini oluşturacağımız harekettir.

    tek kuruş vergi vermeden, vergi veren yasal iş yapan insanlara karşı maliyet avantajı yaratarak onları batmanın eşiğine getiren "evde satarım internetten" tayfasının kökünü kazımaya çalışacağız. işin özeti budur.

    hareket kapsamında;
    - tüm yasal satıcılar bilinçlendirilerek, hekresin kendi sektöründeki parazitleri kolayca maliyeye şikayet etmesi sağlanacak
    - oluşturulan websitesinde şikayet listeleri oluşturularak bu listeler toplu olarak düzenli bir şekilde maliye bakanlığıyla paylaşılacaktır.

    yakında güncellerim ben bu başlığı. cezanın da, verginin de yalnızca resmi iş yapan, bir şey kaçırmayan orta gelirliyi darmaduman ettiği ortamda ya artık toplu bir hareket yapıp herkese kol gibi cezaların gelmesini sağlarız. ya da biz de şirketleri kapatır instagramdan merdiven altı satış yaparız.

  • elon musk

    ilk başta ben de pr demiştim hatta yüzde yüz emindim.
    sonra şunu farkettim;

    2012'den beri instagramda ve toplam 140 fotoğraf paylaşmış.
    bu fotoğrafların arasında kendi işi veya 1-2 tane "balkabağı" vs. dışında tek fotoğraf yok. yani onlarca ülke liderini ziyaret etmiştir, yüzlerce toplantı yapmıştır ve gittiği yerlerde allah bilir ne tür değerler vardır ama bir tanesinde bile en ufak paylaşım yapmamış.

    buna twitter da dahil.

    ama bu 140 fotoğraf içinden ilk kez kendi işi ve günlük hayatı dışında bunu paylaşıyor.
    hem de bir kez de değil, iki kez.

    bana ilginç geldi. sanırım cidden daha önce atatürk ile ilgili bir şeyler okuyarak gelmiş, düşündüğümüz gibi bir danışman yönlendirmesinin ötesinde.

  • abdullah avcı

    arsenal kızılyıldız deplasmanına çoluk çocukla çıkar, çünkü arsenal zaten 1. veya 2. torba takımı şampiyonlar ligi için. bulunduğu lig şampiyonlar ligine 4 takım gönderiyor.

    başakşehir, ikincinin şampiyonlar ligine gidemediği bir ligde mücadele ediyor. her sene önündeki 3-4 sıra lig (rusya musya) türkiye liginden 3-5 puan fazla aldığı için daha fazla takım göndermeye devam ediyorlar şampiyonlar ligine.

    2 sezon 3 sezon üst üste gönderdiğimiz tüm takımlar uefa grubundan çıksa, şampiyonlar ligindeki ekibimiz de 7-8 puan alsa ne rusya, ne ukrayna, ne belçike kalacak önümüzde.

    sen başakşehiri çalıştırıyorsun ulan. kimsin sen çıkıp yedeklerle uefa maçı oynuyorsun? avrupa'da adın ne? böyle mantık olabilir mi? bu maçı kazanamazsan 10 sene daha hoffenheim'larla, sevillalarla eşleşip duracaksın. veya bu "küçük" dediğin maçları kazanıp torbanı yükselteceksin.

    vizyonsuzsunuz oğlum siz.
    360k dediğiniz uefa primi, 100 milyon euro versen alamayacağın "bir üst torbadan kuraya girme" imkanı veriyor sana.