whatdreamsnevercome60
profili

  • kriptoda iflas eden doktorun canına kıyması

    kumar bağımlılığının sonudur. kriptolar bir kumardır, kim aksini söylerse söylesin.

    açın hesabını bakın bakalım neler yazmış diye. sağdan grafik atmış, soldan grafik atmış. yükseliş bkeliyorum demiş, dediğinin ertesi günü bitcoin %15 üzerinde düşüşe girmiş.

    kripto dünyasında sağdan soldan grafik çizip kendini kandırıyor millet.
    asıl yaptıkları şey kumar oynamak. büyük ihtimalle kaldıraçlı oynuyordu, sonu bu oldu.

    kripto kumardır, kaldıraç kumarın hasıdır.

  • 16 ocak 2024 netflix zammı

    aslında türk halkının ne kadarlık fiyata "okey" olduğunun testidir.
    önceki zamlarda kullanıcı kaybetmedilerse, zam yapmaya devam edecekler. çünkü aynı kullanıcı sayısını daha yüksek parayla yakalıyorlarsa neden yapmasınlar?

    türk halkı hiçbir konuya tepki veremediği gibi, basit bir stream platformuna bile tepki veremiyor, diş geçiremiyor.

  • psikologların hiçbir faydasının olmadığı gerçeği

    etrafımdaki "istisnasız" herkesin psikologlardan duyduğu şeyler;
    "annen baban sana büyük kötülükler etmiş" "kocan/karın sana büyük kötülükler etmiş", "sen her şeyin en doğrusunu yapıyorsun, kendine güven. etrafındakileri boşver" "herkesi boşver, sen kendini iyi hissettiğin şeyleri yap. onlar senin kötülüğünü düşünüyor."

    en ufak bir abartım varsa şerefsizim.
    ve çoğu hatta tamamına yakını; anasıyla babasıyla, kardeşiyle veya eşiyle arasını bozdu. kimi boşandı, kimi aylar sonra psikologu bırakınca tekrar annesi babasıyla görüşmeye devam etti.

    ülkemizde ne psikologları denetleyebilecek bir yapı var,
    ne doğru kişileri psikolog yapabilecek bir mekanizma.

    psikologluk yalnızca üniversiteden alınan bir diplomayla yapılabilecek bir meslek değil. insanın doğasından gelen bazı yeteneklere; insanı okuma, tahlil etme, empati yapabilme gibi şeylere ihtiyaç var.

    ben daha ilk seansın 20. dakikasında "kocan seni eşya gibi görüyor, daha ne kadar onunla yaşayabileceksin ki?" diyen psikologlar bile biliyorum. bu ülkede kimsenin işini ahlaklı yapma gibi bir gayesi kalmamış artık. karşındaki insanı tanımaya başlamadan, her seans söyledikleri arasındaki çelişkileri tespit etmeden, derinine inmeden aylarca karşı tarafa tek kelime öneride bile bulunamazsın. sadece dinleyebilirsin.

    ama gel de bunu dedikoducu teyze kafasındaki türk psikologlara anlat.

  • 22 kasım 2023 döviz getirenlere vergi indirimi

    yine okuma yazma bilmeyenler teorilerini sunmuşlar. kara paraymış.

    ulan faturayla alınan kara para mı olur? karapara sahibine fatura keseceksin, adam da bu parayı avrupa'dan sana gönderecek. bu senaryoda kara para olabilir mi allah aşkına?

    eskiden %50 olan vergi indirimi, %80'e çıkarılmış. hepsi bu.
    yurtdışına -özellikle- faturayla yazılım hizmeti veren şirketler -kişiler-, artık %5 kurumlar vergisi ödeyecekler.

    edit: sevgili "kara para üstadı" kardeşlerim. adama fatura kesip, swift ile ödeme alıyorsun.
    kara para zaten, bankacılık sistemine sokabilmek için aklanır. hali hazırda bankacılık sistemine soktuğun paranın aklanmaya ihtiyacı yoktur. dalga mı geçiyorsunuz :)

  • meral akşener

    5 yıl önce abdullah gül'ün aday olmamasını sağladı.
    bu sene, kaybedecek adayın aday olmaması için çırpındı. ama dinletemedi.

    2018 yılında abdullah gül'ü aday göstermeye çalışan kılıçdaroğlu, bu sefer hazırlıklıydı çünkü. masaya, toplam 300bin oy toplayamayan adamları doldurup meral akşener'i bastırdı. "5imiz anlaşmışız buna noluyor ya?" ayağı çektiler. kadının itibarını yok ettiler.

    kürt oyu, eski akp'li oyu, fetöcü oyu alıp seçim kazanacağını düşünen kılıçdaroğlu iyi partinin de alacağı oylara engel olmuş oldu. işin özeti budur.

    akşener'e çok şey borçluyuz, ama anca 20 sene sonra anlarsınız. masayı dağıttığında, akşener'i destekleseydiniz, bugünleri yaşamıyor olacaktık. ama bunu da 20 yıl sonra anlarsınız.

    2018 yılında akp ve akp arasında seçim yapmanızı engelledi akşener. bu sene ise oylarınızın %30'unun akp eskilerine gitmesini engelleyemedi.

    kılıçdaroğlu sırf kendini aday göstermek için %1 oy alamamış 3 adaya %10luk milletvekili dağıttı. siz de izlediniz. ne yazık ki herkes izledi.

  • hollanda'ya giden yazılımcının muhaliflere cevabı

    yani olayın birkaç boyutu var, ama "beyanda bulunan elemanın" neredeyse hiçbir doğrusu olmamasıyla başlayacağım.

    1. adam yazılımcı değil, qa engineer. yani test mühendisi, yazılımcıların %60'ı kadar maaş anca kazanırlar, o da doğru düzgün bir mühendisse kazanır. bu arkadaşın mesleğini yapan kişilerin %90'ı bu işi tek satır kod yazmadan yapıyor.

    2. "türkiyede 40bin lira maaş alıp 2 bin lira kira ödüyordum" diyor. 2bin lira kira palavrasını zaten geçtim (suriyelilerle bi daireyi 10 kişi paylaşmıyorsa) de kim acaba 2-3 yıl tecrübeli "qa engineering" gibi ayağa düşmüş bir mesleğe 40bin lira maaş veriyormuş 2022 yılının başlarında türkiyede?

    çalıştığı yere de baktım; insider. açın insiderın yorumlarına bakın bakalım. milletin 10 küsur saat çalışıp piyasanın altında maaş aldığı bir şirket. testing engineer'a 15bin lira maaş dahi verdiklerini düşünmüyorum. zaten 40bin lira maaş alan adam türkiye'de "2000 lira kira ödediği" evde niye ev arkadaşıyla kalır sizce?

    3. yine baktım itü'de "bilgisayar bilimleri" diye bir bölüm yok. ne okudu eleman onuı bile bilmiyorum. tezsiz yüksek lisansını yazmış belli ki profiline.

    tüm bu kolpa bilgileri es geçersek;
    kardeşim bir insan avrupa'ya gitmeden önce ne yaşayacağını bilmez mi ya? avrupa dediğin yer orta gelirli insanın iyi yaşadığı bir ülkedir. küçük evlerde, bir çok ihtiyacınızı devletin karşıladığı, doğru düzgün arabalara binebildiğiniz ve eşiniz de çalışırsa 30 yıllık mortgagelara gireibldiğiniz bir ülkedir.

    almanya; temizlikçi tutup her şeyinizi dışarıdan söyleyebildiğiniz bir ülke değildir. çünkü sen 3200 euro alıyorsan, kurye de 2000 euro alıyordur. sen saatte 20 euro kazanıyorsan, kurye de 15 euro kazanıyordur. yani o adam o malı getirirken, neredeyse senin saat ücretine denk paraya getirir. nereye dışarıdan yemek yiyorsun? hollanda/almanya vb. ülkeler eşitliğin olduğu ülkelerdir. "paramla şuna çektireyim" diyeceğin ülkeler değildir. türkiye'de çok alışmışsınız belli ki.

    evet orada kendi evini kendin taşır, kendin temizler, yemeğini kendin yaparsın.
    karşılık olarak da; insiderda sabah 8.30dan akşam 9.30'a kadar yaptığın mesailerin yerine 17.00'da paydos ettiğin işinden kendine vakit ayırmaya gidersin.

    senin zaten bu tür kaygıların yoksa niye avrupa'ya gittin?
    vallahi uzun uzun yazardım da neyse.

  • almanya'ya göçen hekimlerin de mutsuz olması

    milletin anlaması gereken bazı şeyler var.

    avrupa'da sınıf atlayamazsın. avrupa'da doktor 5000 euro alıyorsa, standard bir işte çalışan adam 3000 euro alıyor. orası amerika değil yani.

    ne demeye çalışıyorum?
    sen türkiye'de iyi bir aileden gelmiyorsan, avrupa'da bir üst sınıfa, iyi bir aile sınıfına çıkamazsın. avrupa bunun için yok.

    avrupa, orta direklerin ülkesidir. dünyanın en mutlu, en iyi orta direği orada.
    ama nasıl? adamın babası da orta direk, dedesi de orta direk. babasının babasının babasının yaşadığı evleri var, babasından gelen bir orta direk kültürü var.

    avrupa'daki maaş bunun devamlılığını sağlıyor.
    babandan bir şey kalmadı, anandan bir şey kalmadı. fakirlikten geldiysen, avrupa seni bir üst sınıfa çıkarmaz. (hiçbir zaman istisnaları dahil etmiyorum)

    avrupa'da aldığın maaş her zaman sana "sen zaten babanın babasından beri süregelen belli standardlara sahipsin, ben onları kaybetmemeni sağlarım. yenisini elde etmene yardımcı olmam" der. amacı da budur zaten.

    işte avrupa'ya göç eden türklerin yaşadığı buhran burada başlıyor.
    evet, yaşam standardı muhakkak iyileşiyor. ama 1-2 yıl geçtikten sonra şunu anlıyor:

    "abi ben berlinde 60 metrekareden büyük bir daireye nasıl taşınacağım? 2 senedir 3500 euro maaş alıyorum, istediğim arabayı hiç mi alamayacağım? götümü yırtsam senede 5000 euro para bile biriktiremiyorum. ev alayım desem taksidini nasıl ödeyeceğim? evet bugün çok güzel yaşıyorum, ama hiçbir mülk edinemiyorum"

    yani bizim gibi fakirler için avrupa doğru adres değil.
    istediğinizi söyleyin, değil. avrupa olanı korumanızı sağlamak için kurmuş sistemini. hiçbir şey yoksa ne yapacaksınız?

    ya bizim almancılar gibi yaşayacaksınız; karınızı, çocuğunuzu çalıştırıp 2-3 aile aynı evde yaşayıp birikmiş para elde edeceksiniz. ya da yukarıdaki hayal kırıklıklarını göreceksiniz.

  • maaşlı işten bıkıp kendi işini kurmak

    dünya resesyona giriyor,
    türkiye daha giremedi bile. dünya girdiğinde 1.5 yıl sürecek, biz bu işi uzata uzata 2 yıl 3 yıl resesyonda kalacağız.

    durgunlukta maaşlı iş bırakıp, müşteri arayacağın bir iş kurmak ne kadar mantıklıysa, o kadar mantıklıdır.

  • uefa'nın rusya'yı euro 2024'ten men etmesi

    sikik diktatörlere ülke emanet etmenin bedelini tabi ki bütün ülke ödeyecek. adam marstan inmedi o koltuğa. rus milleti seçti, rus milleti destekledi. kurunun yanında yaş da yanacak ki, bu tür hastalıklı insanlar bir daha seçilemesin.

  • 50 net yapamamış adamın eğitimine sponsor olmak

    edit: hala “anapara ödenecek ki yeaa faizi sliyor” denmiş. ulan 30bin lira paraya 2017de 2018de adaba alınıyordu. bugün iphone ucu ucuna alınıyor. nryden bahsediyorsunuz? asgari ücretin 2000 lira plduğu dönemden 5500 lira olduğu döneme geldik. hangi anapara amk. faizi silecekseniz anaparayı da silin ki tam olsun.

    5’li çete diye ağlayıp duruyorsunuz. 5’li çete var diye ülkenin anasını mı sikelim? 5’li çete var diye bana da devlet 500bin lira para ateşlesin, 10 sene sonra anaparasını ödeyeyim o zaman? var mı böyle bir mantık?

    kılıçdaroğlu'nun kyk borçlarını ödemeyin tweet'i sayesinde öğrendiğim durumdur.

    ben yani chp'ye oy atacağım ve bu sayede, yüzlerce soru arasında 5 matematik neti yapamamış, toplam 50 soruya doğru yanıt verememiş adamın üniversite eğitimine sponsor olacağım.

    bana soruldu mu?
    ha diyorsanız ki "chp'ye oy atıyorsan, sana sorulmuş demektir. adamın vaadi bu." o zaman ben nasıl oy atayım?

    şaka mı ulan bu?
    bartın üniversitesinde su ürünleri okuyan adamın üniversite eğitimini neden ben karşılıyorum? ne başarısı var, ülkeye katacağı ne değer var?

    adam öğrenim kredisini 7-8bin dolar olarak çekecek, ödemeye gelince 1500-2000 dolar olarak geri ödeyecek. yani ben adamın 5-6bin dolarını cebimden bizzat ödeyeceğim.

    yok ya?
    biz atm memurlarından, liyakatsiz devlet kurumlarına atanan adamlardan, ağır memur yüklerinden kurtulmaya çalışırken, okuyabilecek kapasiteye sahip olmamasına rağmen kurulan merdiven altı üniversiteler sayesinde "4 yıl avel avel gezme" statüsü kazanan adamlara mı sponsor olacağım bir de? biz mültecilere akan paralara dert yanıyoruz, bunların parasını mı ödeyeceğiz?

    kapatın bütün üniversiteleri, 15 tane devlet üniversitesi kalsın.
    oralarda okuyan her öğrencinin de içtiği suya kadar her şeyi biz ödeyelim. en azından ülkeye, devlete bir katkısı olan insanların parasını ödemiş olalım.

    üniversite sınavında ilk 500bine zor giren adamın öğrenim kredisini bize mi ödeteceksiniz. maytap mı geçiyorsunuz?

  • 15 haziran 2022 cem toker tweeti

    adam haklı.

    fakire ucuz yemek yedirmek istiyorsan git "ibb kart" çıkart, belli lokantalarla anlaş.

    20 liralık pilavı, kartı kullanan kişi 10 lira ödeyerek alsın. kalan 10 lirayı da belediye "bak kardeşim zaten sana bedavadan müşteri getirdim, ben sana kalan 10 liranın 6 lirasını ödeyeyim bu da benim komisyonum gibi düşün" diyip geçsin.

    esnafla rekabet etmek nedir?
    fakiri doyurmak istiyorsan bin tane yolu var.

    hiçbir şekilde kira, personel, elektrik, vergi derdin olmayan kâr etmenin umurunda olmadığı bir işletmeyle kim nasıl rekabet etsin?

    binbir zorlukla açtığın lokantanın 300 metre yanında böyle bir lokanta açılsa, sen nasıl satış yapacaksın? yazık değil mi?

  • finlandiya cumhurbaşkanının erdoğan yorumu

    utanılacak en ufak bir şey yok.

    aynı boku avrupa bize yapınca "ee abi hakediyoruz" diyorsunuz?

    avrupa "gelin sizi avrupa birliğine alalım, ama önce şu mayınları temizleyin" diyor, geliyorsun karşısına "yok vazgeçtim" diyor ya. aynı muamele işte?

    "aa kardeş gelin sizi natoya alalım siz başvurun" dersin, 1 ay sonra başvuruyla gelince de "önce pkk'yı tanı, içerideki pkk'lıları bana iade et, sonra bir daha konuşalım" dersin.

    elinde koz olması böyle bir şeydir.
    rte fanı falan değilim de, finlandiya, isveç gibi kaypak, arka kapıdan dövüşen dalyarak ülkelere karşı tutumumuzu destekliyorum. ya bizim dediğimizi harfiyen yaparsınız, ya da putin 500 metrekare ülkenize boydan tankları sokuverir.

  • kötülük gördüğü kişiden intikam almayan insan

    boşa yaşıyordur.
    "yok sayar", "ayağına bekler" vb. hepsi hikaye bu tür şeylerin.

    size kötülük yapan insanı cezalandırmazsanız, göreceğiniz tek şey kötülük olur. "buna yapılan kötülük cezasız kalıyor" imajını verdiğiniz an, insanlar tarafından sömürülürsünüz.

    kendisine yapılan kötülüğe ses çıkarmayan insan sadece "zayıf" görünür. zayıf görünen de sömürülür.

  • bill gates

    bu komplo teorisyenleri artık öyle bir beyinsiz ki;
    adamlar binlerce simülasyon, bilimsel veri eşliğinde bir öngörü yayınladığında bunu "ee demek bizi böyle sikecekler" olarak algılıyorlar.

    10 sene içinde istanbul'da deprem olacağı öngörülüp deprem olduğunda da bu dalyaraklar çıkıp amerika'nın haarp ile depremi oluşturduğunu, istanbul'da deprem olacağını zaten bilmem kaç gün önceden şu şu sempozyumlarda ima ettiklerini anlatacaklar.

    neyse ki sizin gibi dalyarakların dünyanın hiçbir geleceğinde söz hakkı yok. olmayacak da. dünyanın geleceği sadece bilimsel öngörüyü ciddiye alan insanların olacak.

    bill gates de %100 haklı.
    dünyada 50 yılda bir pandemi oluyor, ve 2021 yılında olmamıza rağmen bu pandemi karşısında bi sik yemeden duruyoruz ve ilk ilacı 365 gün sonra üretebiliyoruz. bunun tüm dünyaya dağıtılabilmesi bile yıllar sürüyor.

    hayatta kalmak istiyorsak, pandemi koşullarında tüm dünyaya yetecek sayıda aşı üretecek fabrikalar sürekli hazır bekliyor olmalı.

    amerika'nın uzaylılar tarafından istila edilmesi durumunda ne yapılacağına dair her türlü plan ve program var, ancak dünyada bir pandemi çıkması durumunda (ki bu 50 yılda bir olan bir şey. yine olacak), 8 milyar insana kısa sürede nasıl aşı tedarik edileceğine dair hiçbir panik planı yok.

  • 27 mayıs 2021 nasa'nın istanbul fotoğrafı

    yani "ışık kirliliği" diye ağlamak çok tuhaf.
    dünyanın hangi metropolünde yıldız görebilirsin?

    istanbul'u artık nerede konumlandırdığınıza dikkat edin. burası bir metropol, köy değil.

  • vincent aboubakar

    sene sonu başka takımla anlaştığı için,
    beşiktaş'la 1 maça daha çıkarak serbest (ve sağlam imza parası almak varken) gideceği takımla 7.5 milyon euroluk bir pürüz yaşamak istemiyor.

    işin özü budur.
    sezon bitti gitti zaten, bu saatten sonra karagümrükle göztepeden 4 puan çıkarmaktan başka çaren yok.

    o yüzden herkes bu gerçekleri de bilsin.
    hiçbiriniz aboubakar'ın sikinde değilsiniz.

    siz gerizekalı gibi, annesinin cenazesi yüzünden 2 maç takımını yalnız bırakan adama ağlaşırken, ben burada "bu herife 2 ay para ödemesen takımı fifa'ya şikayet eder. herif 10 gün cenaze izni alıyor, herkes alkışlıyor" diyerek günah keçisi ilan edilmiştim.

    bundan sonra hiçbir futbolcuyla duygusal bağ kurmamayı öğrenirsiniz umarım.
    seneye fenerbahçe'de oynarken beşiktaş'a gol atarsa parandle atarken izlersiniz sakat diziyle.

  • 1 nisan 2021 sıfır otomobillere zam iddiası

    kasımda dolar 8tl.
    araç fiyatı 350-370bin.

    1 mart dolar kuru 7.30tl.
    araç fiyatı 409bin tl.

    1 nisan dolar kuru 8.20.
    araç fiyatı 450bin tl.

    böyle bir sikiş yok.
    ben de araç almayı düşünüyordum, bu fiyatlara da alırım. ama artık iş hepten orospu evlatlığına döndü. bırakın, daha dandik bir arabaya binin, ikinci ele binin. ama bu sıfır araçlarda bu sikişi yapan orospu çocuklarına para mara kazandırmayın.

  • banka uygulamalarının sürekli şifre değiştirtmesi

    katıksız bir güvenlik zaafiyetidir.
    bankaların bu iş bilmez it merkezleri nasıl bu güvenlik zaafiyetine sebebiyet verir anlamak mümkün değil.

    4 ayrı bankada hesabım var, hepsi ayrı dönemlerde benden şifre değiştirmemi istiyor.
    hangi bankada hangi şifrem var, hatırlamak mümkün değil. çoğu zaman hatırlayamadığım için şifrem kilitleniyor ve "son 10 şifrenizden farklı olmalı" gibi saçmalıklar yüzünden, yine asla hatırlayamayacağım bir şifre koyup. onu da unutuyorum.

    şuan ne oluyor?
    gidip her bankadaki şifrelerimi bir deftere yazmanın eşiğindeyim. defter kaybolsa, veya şifreleri kaydettiğim telefon çalınsa direkt her bokum ortada.

    insanın iyi bildiği, güvenli şifresini 6 ayda bir değiştirterek, insanların şifrelerini başkalarının erişebilecekleri yerlerde saklamalarına sebep oluyorlar.

    bu beyinsizliğin, insanların hacklenmesine sebep olduğunu ne zaman anlamayı düşünüyorlar?

    bir insanın şifresini doğum tarihi yapması bile, 6 ayda bir değiştirilen şifre nedeniyle şifrelerini bir kağıda yazmak zorunda kalmasından daha güvenlidir.

  • youtuber'lara ardı ardına gelen vergi cezaları

    neyine acıdığınızı anlamıyorum.
    150bin takipçisi var kadının. en basit bir ürün yerleştirmeden 3-5bin lira para alıyordur, niş bir kitle olduğu için. 360 bin tl ceza fazladır azdır onu bilemem. ama tabi ki vergisini ödeyecek?

    annemin yaptığı ürünlere dair şirket açtım,
    internetten satış yaptık.

    işler iyi gidiyordu, her kuruş vergiyi de ödüyorduk o dönem.

    sonra aynı ürünü "zavallı ev geçindiren kadınlar" bizim yarı fiyatımıza satmaya başladılar. çünkü biz ürün fiyatının %40'ını vergiye ezdirirken, onların vergi gideri olmadığı gibi; dükkan kirası, muhasebe, sigorta, stopaj gibi giderleri de yoktu.

    noldu? battık.
    niye? "zavallı ev kadınalrı ev geçindirmek içni" ürün satıyor diye. çünkü bizim gibi iş yapan 3-4 yer vardı, bu şekilde iş yapan (vergi vermeden) 300 kişi vardı. hiç kimse vergi levhası falan dinlemediği için, 250 liraya bizden almak yerine, 150 liraya diğer kadınlardan alıyorlardı.

    bize yazık değil mi şimdi?

    edit koyalım: kadının kazancı milyon değil bu arada. 2016 yılından itibaren, vermediği beyanname başına 800tl ceza kesiliyor. 60x800 = 48.000tl diyebiliriz yani. vergisini ödemediği her gelir için de için 3 katına kadar ceza ödüyor. bunların üstünden de gecikme zammını koyup atıyorlar. büyük ihtimalle 80-100bin tl arası gelire gelen ceza bu diyebiliriz.

    hiç öyle youtube ile falan da anlaşmalarına gerek yok.
    sizin kanalınız takibe girdiği an sizin, ananızın, babanızın, kardeşinizin, eşinizin, çocuğunuzun hesabına tek tuşla erişebiliyorlar. ve yatan her bir kuruşu buradan takip edip, belgelenmemiş olanlara dair ceza çıkartıyorlar.

  • eski muş valisi mi muş eski valisi mi sorunu

    edit: yav tamam sizin dediğiniz doğru. uğraşamayacağım hiçbirinizle. adamlara tdk'dan link atılıyor, yine de ikna olmuyorlar. kimisi gelip "muş valisi" bir tamlama değildir, diyor. kimisi gelip "muş'un eski valisi" oluyor da niye "muş eski valisi olmuyor" diyor. kimisi de "abi bu işlem, dilbilgisinde bir istisnadır. özel isimlerde böyle böyle olur" falan gibi ne idüğü belirsiz kurallar uyduruyor. ve sonuç olarak; hepsi kendi uydurduğu, kendi palavralarına kendileri inanıp bunun gerçek olduğuna emin bir şekilde "yanlış biliyorsunuz" diyor. tamam, biz yanlış biliyoruz. dünya düz, "muş eski valisi" doğru, covid aşısının içinde çip var ve sizin doğruluğuna emin olduğunuz diğer her şey bizim için tamamdır. cahile laf anlatmaktan zoru yok bu dünyada. çünkü cahil, "bilmediği" için değil, "kendi bildiği dışında hiçbir şeyi kabul etmediği için" cahil.

    alın bu da kaynak: https://www.tdk.gov.tr/…-dogru-yazilisi-hangisidir/ gerçekten doğrusunu öğrenmek isteyenler tıklasın. istemeyenler de neye istiyorsa ona inansın. 2020 yılında, insanlara bir şey öğretmekten daha zor hiçbir şey yok. çünkü herkes, her şeyin uzmanı.

    daha kendi dilini bile bilmeyen cahil bir toplum.
    ilkokulda öğretiliyor bu bilgi; belirtisiz isim tamlamasının başına gelen sıfat, isim tamlamasını tanımlar. kelimeyi değil.

    "sarışın ilkokul öğrencisi" yerine "ilkokul sarışın öğrencisi" demiyorsunuz da, niçin muş eski valisi diyorsunuz?

    bir de "tabi ki doğrusu budur" diye köpürte köpürte iddia etmiyor musunuz bunu, insanı cehaletinizle çıldırtırsınız.

    bakın size ilkokul 3 bilgisi: "belirtisiz isim tamlaması araya sıfat almaz".
    siz daha ilkokulda öğretilen şeyi anlamamışken, biz size neyi anlatacaz ki?