bana oğlumu verdin, seni ölene dek unutmayacağım 2019.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. veda ederken 2019'a bir not bırakmak
-
2. yazarların yılbaşı içki listesi
sözlükte yine herkes kaslı, uzun boylu, dil puanı 100, ösym dereceli ve iyi içki içen insanlara dönüşmüş...
-
3. sevilen bilgisayar oyununu üç kelime ile anlatmak
top sakal
gözlük
levye -
4. 30 aralık 2019 mısra öz sel'in ifadeye çağrılması
yetmez. tren kazanında ikiye bölünen oğlu için adalet arayarak hükümete darbe girişiminde bulunmaktan yargılanmalı. çünkü akp iktidarında adalet aramak "kalkışma" eylemidir ve emin çölaşan da en büyük fetöcüdür. bu ülkenin vatandaşı olup da delirmeden yaşayabilmek hakikaten büyük meziyet.
-
5. alttaki yazara yeni yıl dileğini yaz
iş bul (ülke şartlarında en iyi dilek )
edit: gele gele en kötü dilek bana geldi amk -
6. yılbaşı için hiçbir planı olmayan insan
her zevkimizin başına gelenin yılbaşı kutlamalarına da gelmesinin bir sonucudur. sinirlerimi tepeme çıkarıyor. o şunun geleneği bu bunun geleneği. sanane birader sanane. insanoğlunun genel amacı mutlu olmak. zamanında nolmuşsa olmuş. türkiyede insanlar haloween, yılbaşı, noel gibi günleri bir eğlenme fırsatı olarak görüyor. arkadaşlarıyla buluşup dışarıda veya evinde vakit geçiriyor. sorsan çoğu noelin tarihini bilmez, ama sırf ışıklı janjanlı diye bir çam ağacı alıyor, hatta adına da yılbaşı ağacı diyor. niye biliyor musun? şu iki günlük dünyada gülümsemek için.
peki bunlar olurken sana noluyor? sen yılbaşında 10’da uyuyacak olmandan neden rahatsız oluyorsun? evinde çam ağacı olmaması mı bütün derdin? şu istanbulda çarşamba diye de bir semt var moda diye de. sen nasıl yaşamak istiyorsan, çocuğunu nasıl yetiştirmek istiyorsan orda yaşa ve o şekilde yetiştir evlatlarını. başkalarına niye karışıyorsun?
aynı durum karşı taraf için de geçerli ama o da başka bir entrynin konusu. -
7. türkiye'nin libya iç savaşına dahil olması
diplomasi diye cırlayanlara soru:
türkiye diplomatik olarak libya hükümetiyle bir anlaşma yaptı. bu anlaşma dünyadaki tüm deniz hukuna göre yasal. ve bu yasal düzeneğe göre, yunan artık akdeniz'den kendi ülkesine gaz çıkaramaz. çünkü biz o koridoru bu anlaşmayla kapattık.
avrupa diyor ki: bu anlaşmayı tanımıyorum. niye? sebebi yok, tanımıyorum. türkiye, antalya'nın 5 mil ötesine geçemez, türkiye en uzun kıyı şeridine sahip olmasına rağmen gazdan 50tl bile para alamaz. türkiye bu gazı, kendi toprakları üstünden dağıtamaz. ek olarak da; bm'nin tanıdığı libya hükümetine karşı, teröristleri destekliyorum. çünkü bu anlaşma hoşuma gitmedi.
evet diplomasi uzmanları, her şeyi diplomatik temellere uygun yapan ülkenizin şimdi sıradaki hamlesi ne olmalı?
1. tamamdır öyleyse, biz dediğiniz gibi gazı felan size bırakalım. biz kimiz ki zaten?
2. götü yiyen gelir libya hükümetini düşürür, dağbaşı mı burası? resmi anlaşma yapmış iki devletin kanununu nasıl hiçe sayarsınız? akdenize kıyısı olan 2 ülkenin yaptığı anlaşmayı, akdenizle hiçbir ilgisi alakası olmayan ülkeler ne hakla tanımazdan gelir? ordumuz var, gücümüz var. gelin götü yiyen iptal etsin bu anlaşmayı. -
8. yeni bir iş bulmadan istifa etmek
kendi işimle ilgilenmeye başlamadan önce rahat 7-8 şirkette çalışmışımdır. galiba sadece bir kere yeni bir iş bulduktan sonra istifa etmiştim. o da yeni iş teklifini veren microsoft diye. ne rahatmışım ya. şimdi olsa aynı rahatlıkta olmam. ailem ve dostlarım sağolsun (bkz: stay hungry stay foolish/@ssg).
imkanınız yokken sırtınızı dayayabileceğiniz insanlar bulun, imkanınız varken de başka sırtların dayanabileceği insan olun.
ted konuşmama katıldığınız için teşekkürler. -
9. sovyet süpermarketi
03.19'da çaykur rize turist çayını gördüğüm videodaki market. demek ki o zaman yurt dışına tarım ürünü ihraç ediyormuşuz..
https://youtu.be/t8ltqhiq2ae?t=199 -
10. atiye (dizi)
netflix'in kendine has bir özelliği, gizli bir kültürü var. bu gizli kültürü, dünya çapında paying users dediğimiz, yani parayı bastırıp netflix'ten kendi yaşayış biçimi ve onun rüyasına yönelik bir dünya kurmasını bekleyen insanlar belirliyor. paying users kavramını kullanıyorum çünkü tv hep beleşti, onu pekiştirmek için. en basitinden burda bir para-çokomel ilişkisi var, yani paying users parayı veriyor, karşılığında kendi kültürü ve kafa yapısını görmek istiyor.
böyle afilli bir giriş yaptıktan sonra diziye gelecek olursak, üst paragrafta bahsettiğim gibi netflix şu anda türk dizi ve film piyasasına, dünya çapında kazandığı gizli alt kültürü öğretiyor. ilerde gelecek pek çok kaliteli yapımın öncülerinden biri olacağını düşünüyorum. bunu beğendim ya da beğenmedim demeyeceğim, çünkü o kadar efsane dizi izledik ki şu an ne izlesek o kadar da iyi gelmemeye başlıyor. dolayısıyla beğenmeyenleri yargılamıyorum, çünkü biz paying users tayfa olarak eleştirdikçe, bizim nasıl içeriklerden hoşlandığımızı piyasadaki adamlar da yavaş yavaş deneyimleyerek göreceklerdir ve üreteceklerdir de.
kullanıcı deneyim yorumları günümüzde çok önemli bir konumda, çünkü firmalar kendini ve ne ürettiğini ona göre geliştirmeye çalışıyorlar. ancak, çok iyi beğendim, bok gibi beğenmedim tarzı yorumlar gürültü olarak görülür ve dikkate alınmaz pek. o yüzden eleştirileri üstteki cümlelerden daha iyi yaparsak en azından kendi istediğimiz içeriklere kavuşma süremiz de o kadar kısalır diye tahmin ediyorum. -
11. doları 3 liranın altına düşürecek olay
doların 2900 tl olması sonrası paramızda üç sıfır atılmasıdır.
-
12. turkcell'in hattı gelen aramalara kapaması
rezalettir.
2020'ye giriyoruz, 20 gün ödemesini geciktirdi diye bir insanın iletişim özgürlüğüne engel olmak ne tür bir zihniyetin eseridir? 20 gün lan? bir maaş aralığı bile değil. ışıltılı reklamlara milyonlar harcıyorsunuz fakat en küçük bir aksamada müşterinizi mağdur ediyorsunuz. ikiyüzlüsünüz. iğrençsiniz ibneler.
ayrıca kraldan çok kralcıları ortaya çıkaran başlıktır.
olum ne kadar muhteşem hayatlarınız var sizin ya? olur ya kimi zaman işler yolunda gitmeyebilir. gün gelir, asla yapmam dediğin şeyleri yapmaya mecbur kalabilir, ihtimal dahi vermediğin durumlarla yüzleşebilirsin. 1 liraya bile muhtaç olabileceğin anlar gelebilir. çünkü hayat böyle bir şey, nintendo oyunlarına benzemez.
adam haklı şekilde derdini paylaşmış, hak veriyorsan destek ol, vermiyorsan ilerle. ağla falan yazınca madalya mı takıyorlar boynuna senin? sen monaco prensi misin? -
13. polisin sadece çirkinlere gbt yapması
erkeklerde çirkinliğe kadınlarda güzelliğe bakıyorlar.
-
14. sadece adı ve soyadıyla e-mail alabilen insan
zamanında adım ve soyadımla başlayan tüm adresleri topladığım için, adımsoyadım@ gmail, yahoo, outlook, yandex, mail, protonmail ve aklıma gelmeyen her uzantıya atılan mail bana geliyor. yani ortaya salıyorsunuz, hop, mail bende.
sonuç?
bir hafta pırlanta faturası, bir hafta özel hayat sigortası, geçen hafta prag seyahati rezervasyonu... bir sabah uyandım, tayvan seyahatinizi beğendiniz mi diye mail var. o kadar da içmiş olamam herhalde diye panikledim. bir bakıyorum ankara'dayım, sonra kuş misali hoop brüksel. halbuki mesela o esnada iş yerinde siktirik bir email yazmaya çalışıyorum ve klavyemdeki susamları üfleyip "yine boğazına kadar karbonhidrata battın" diye kendime kızıyorum. ama benim isimdaşımın biri gidip suşi yemiş. biliyorum çünkü restorandan mail geldi, bunu saymayız gel iki nigiri daha ye diyorlar.
evet, benimle aynı ad/soyada sahip birileri var (oha çok şaşırtıcı) ve kargolarının teslimat adresinden giydikleri ayakkabı numarasına tüm detaylar bana geliyor.
biri özel şirkette yönetici, biri de sanırım akademisyen. birinin eskort olduğundan şüpheleniyorum çünkü mailimi kullanarak instagram'da eskort hesabı açmaya çalıştı. bunun zekası da düşük.
geçenlerde bir üniversitenin tıp fakültesinin rehberini attılar bana. x üniversitesi tıp fakültesi hocalarının hepsinin dahili telefon listesi. bu mail yanlış kişiye atıldı, muhatabı ben değilim diyorum, "aa pardon" yazıp iki hafta sonra fakültedeki hocaların cep telefonu listesini gönderdiler. buna cevap yazmaya korktum, hocaları zipleyip we transfer linkiyle üstüme atabilirler.
firmalara, kişilere o ben değilim yazmaktan usandım, gönderin gelsin. asla işime yaramayacak ne kadar bilgi varsa hepsini bana gönderebilirsiniz çünkü neden olmasın? -
15. yılbaşına yalnız girmek
üst edit : mesaj kutum patladı, gelin lan sarılalım birbirimize, koyayım yalnızlığa. sonuna kadar yalnızız ulan :))))
senelerdir yalnızım, hayatımda birisi yok. tek bir tane arkadaşım yok. benim için herhangi bir günden farksız.
edit : destek mesajı atan herkese çok teşekkür ediyorum arkadaşlar, hayatımda bir tek ekşi var zaten. sizler iyi ki varsınız :)
hepinizin yeni yılı kutlu olsun, umarım bu yeni yılda herkesin çok çok mutlu olması dileğiyle:) -
16. başı açık kız eğlenmelik kapalı kız evlenmeliktir
senin dininde iftira atmak günah değil mi? binlerce insanın hakkına girmiş olmadın mı şimdi sen? ilmi olarak s*****kler seni öbür dünyada haberin olsun.
-
17. ekşi itiraf
kiz arkadasimla yilbasinda ne yapicaz fln diye whatsapptan konusuyoduk. hic sevmedigim bi elemanin evinde parti varmis, oraya gidelim diyip duruodu. ben de biz bize takilalim diyodum. yogun pazarliklar. bi taraftan da arada goz ucuyla cnnturke bakiyodum ahmet hakan’a.
tam o arada avusturya’daki dayimin esi yengem mesaj atmis “hepinizin yeni yilini kutlarim kuzum iyi seneler” yazmis. ben de kiz arkadasima yazdigimi dusunerek yengeme “bosver milleti, yeni yila memelerinin arasina attirarak girmek istiyorum askim” yazdim. 56 yasinda tontis bi kadin. nasi bi rezillik yaptigimi 5-10 sn icinde anladim ve aninda sildim. mavi tiki gordum ama cok cabuk sildigimden gormemistir diye dusundum, o yuzden hic o topa girmedim. “sagol yengecim sizin de” yazdim gectim. ama sirtimdan da terler akiyo.
yarim saat sonra evin telefonu caldi. babam acti telefonu. tabiki dayim ariyo viyana’dan. bi anda bagrismalar falan. belli ki dayima soylemis yengem, dayim da beni istiyo telefona. babam da dayimi hic sevmez. babam basladi dayima ana avrat kufretmeye. napsin benim oglum senin musmula karini oc diye bagiriyo. annem ordan babama bagirio sen benim anneme nasil kufredersin sensin oc falan diyo. aksam aksam carsi karisti evde. ahahaha ulan iyi film dondu. -
18. fenerbahçe'den 3 puan silinmesi
transfer sezonu kapandıktan sonra belirlenmiş olan harcama limitine uymadı diye bir kulübe ceza vermek, hukuken mümkün değil. verilirse de tahkimden döner.
-
19. 31 aralık 1999
kıyamet senaryolarını hatırlamıyorum ama bilgisayarların bozulacağı söylentisi başbakanlığı bile harekete geçirmişti.
rahmetli ecevit bir basın açıklamasında, bu tarihte saat 23.45’ten itibaren yarım saat süre ile bilgisayarların kapalı tutulmasına yönelik bir çağrıda bulunmuştu. -
20. tayyip erdoğan'ı sevmeyip ülkesinde yaşamak
ülkesi de mi varmış lan?
-
21. thy yüzünden sınırdışı edilecek olmam
otobüslerin kalkış saatlerine bu insanlar yüzünden 23:59 yazıyorlarmış şimdi aydınlandım.
-
22. rusların çektiği sarıkamış görüntüleri
enver paşa denen yetersiz karakterin, artık madde etkisi deyin afyon etkisi deyin gördüğü ıslak hayaller sonuçu katili olduğu insanların görüntüsü.
enver paşa bu devirde yaşasa bu iktidarın genel kurmay başkanı olması kesindi. -
23. hıristiyan takviminin bir yılının bitmesi
(bkz: başkaları adına karar vermek)
internet, telefon, araba ve bir çok icat hristiyanlar tarafından yapıldı, bunları kullanırken bir sorun yok ama takvim mesele öyle mi? o zaman mercedes yerine deveye binmek lazım, sünnet ne de olsa. -
24. zeka geriliğinin en büyük kanıtı
"bir insanın aklının biraz kıt olduğunu, en iyi, başkalarına zarar vermeden espri yapamamasından anlarsınız." *
-
25. 2020
1980 doğumluyum. 2020'de 40 yaşında olacagim. 20+20 de 40 yapaar ve benim yükselişe geçtiğim yıl olacaktır!
kafayı yedik iyice. -
26. prag denince akla gelenler
(bkz: egeman bağış)
-
27. eti pişirerek yiyen tek canlının insan olması
ne yapacaklar amina koyim aslanlar mangal mi yakacak savanda?
-
28. temyize gidip 5 yıl daha fazla ceza almak
öncelikle (bkz: temyiz)
daha sonrasında (bkz: aleyhe bozma yasağı)
yani bu dosyayı sadece sanık temyiz etmemiş. iddia makamı da dosyayı temyize taşımadıkça verilen sonuç ceza temyiz incelemesiyle arttırılamaz.
edit: istinaf olduğunun farkındayım arkadaşlar. (bkz: galat-ı meşhur fasih-i mehcurdan evladır) -
29. yılbaşını evde geçirmek icin en geçerli sebep
2019'un son çeyreğinde kanseri yendim ama karnımda hala kocaman bir yarık, üzerinde de dikişler var ve doktor bir süre üşütmemem gerektiğini söylüyor.
bu sene de evde geçsin ne yapalım. :) -
30. doğum gününde sarılan öğretmenlere ceza
van'daki öğretmene sürgün cezası.
-
31. erdal beşikçioğlu'nun behzat ç. açıklaması
behzat ç.'yi kurtlar vadisi pusu kıvamına getirmelerini engellemiş başrol beyanıdır. bence en iyisini yapmıştır.
-
32. 1358490
recep tayyip erdoğan yıldırım demirören berat albayrak bilal erdoğan.
-
33. 3. havalimanı yolcu bekleme vergisi
bu gidişle "sen yurtdışında yiyip-içtin, gelip bizim ülkemize sıçıyorsun" diyerek ilk tuvalet kullanımına mahsus kanalizasyon vergisi gelirse şaşırtmayacaktır.
-
34. mercimek çorbası ile en iyi giden şey
paça ve işkembe çorbası bulmayı umup mercimek çorbasıyla karşılaşan adam değildir.
-
35. kayseri'de 800 metreden teke vuran avcı
(bkz: türcülük)
sanırım açılan her sansasyonel av/avcılık başlığına yazdım. üşenmeyeyim yine yazayım. arkadaşlar burada yaptığınız boş goygoyun adı türcülüktür. yani tekeye ağlarken kuru fasulye yanında dana kavurmayı götürüyorsanız dombili olmanızın yanı sıra hem iki yüzlü hem de türcüsünüz demektir.
burada soru şu; her hangi bir hayvanın canı bir diğerinden değerli midir? yani bu değerlendirme nasıl yapılıyor? teke sendikalı da koyun harranlı mı?
olay çok basit. empati kurabildiğimiz, estetik görünen, gelişkin kabul ettiğimiz hayvanların ölümünü görmeye dayanamıyoruz. özellikle memelilere karşı böyle bir tavrımız var. tüketmeye alıştırıldıklarımız ve suretini beğenmediklerimizin ise koy götüne rahvan gitsin. örneğin şurada kaç tane elektrikle balık avlamak üzerine başlık gördünüz? kaç kişiyi ıstakoz yediği için eleştirdiniz? bir benzeri kuşlar için de geçerli. şahsen sülün, ördek vs. avlayan kimse için başlık açıldığını görmedim.
en ilgisiz olduğumuz ise balıklar. çünkü balıklar ses çıkarmaz. göz yaşı dökmez. sessiz sessiz saatler süren bir boğulma süreci yaşarlar. kimse de vay orospu çocuğu balıkçı, nasıl da kıydı gariban hamsilere demez. çünkü balık onun empati kurabildiği bir hayvan değildir. memesinden süt vererek yavrusunu beslemez. pofuduk yünlü yumağı yoktur. kucağına alıp sevemezsin. sevsen de karşılık vermez. sesi soluğu da çıkmadığı için unlayıp atarsın kızgın yağa.
masum hayvan konusuna hiç girmiyorum. yukarıda birisi yazmış zaten. teke masum da gariban koyun canavarca hisle adam öldürmekten idama mı mahkum. asıl komik olan silahı bırak yay ve okla avlan diyen tipler. evladım bırak tekeyi mekeyi. ok ile ayı avlayan adamlar var. öyle ufak tefek değil bayağı leonardo di caprio'yu parçalayan cinsten grizzly avlıyor herifler. insan evladı bugünlerine çiçek böcekle gelmedi. homo sapiensi fazla hafife alıyorsunuz. zekasını kullanarak yeri geldi bufalo sürülerini tek ok atmadan uçuruma sürerek avladı. en büyük avantajı da zekası zaten.
bir çok kişinin değindiği üzere akşam sofranıza gelen etler ağaçta yetişmiyor. bu açıdan baktığınızda düştüğünüz ikilem size de garip gelmiyor mu? kaldı ki av eti lezzetli ve lükstür. öyle marketten aldığınız ete benzemez. birbirine dağ kekiğiyle beslenmiş kuzu eti öven adamlar yabani teke eti yeseler ertesi gün kaçak avcılığa başlarlar. vurduğu hayvanı bırakan avcı görmüş değilim. hele türkiye'de bir tomar para verip özel izinle üç gün peşinde gezdikten sonra vurduğun hayvanı niye bıraksın adam. zaten türkiye'de taze av eti satan dükkan yok. en fazla kurutulmuş et bulursunuz ki o da muadili kurutulmuş dana etinin beş katına satılıyor.
avcılık denildiği vakit aklınıza sadece karikatür gibi safaride fil vuran zengin iş adamları mı geliyor bilmiyorum ama bu insanlar doğayı da hayvanı da sizden iyi biliyorlar. siz önce türcülük yapmaktan vazgeçin. endüstriyel gıda sektörüne tepkinizi gösterin. illa derdiniz avcılık ise memlekette trolle avlanan sürüyle balıkçı var. önce onlardan başlayın. senede bir kaç tane avlanmasına izin verilen tekeye geyiğe gelene kadar onlarca deniz kaplumbağası telef oluyor bilinçsiz balıkçılıktan. -
36. türban takmaya başlayan biriyle selamı kesmek
neden akp iktidardan gitmek bilmiyor sorusunun cevabısın sayın gerizekalı
-
37. cesar prates'in fenerbahçeye golü
galatasaray efsanesi sembol ismi, galatasaray ruhunun kemiğe bürünmüş hali hakan şükür'ün golü, adamın adını söylemeye niye utanıyorsunuz.
-
38. küçük işletmeler bir çalışana 2300 lira veremez
toplamdaki 1000 tl'lik bir maliyet artışını karşılayamıyorsan (ki bu artışın önemli bir kısmı enflasyon(!) karşılığı düzeltmeden ibaret), zaten 3 kişiyi de çalıştırabilecek bir iş yapmıyorsun demektir.
şimdi artık ya patronculuk oynamayı bırakıp kolları sıvayarak işin başına geçme, ya da "ya bu işin getirisi zaten olsa olsa bu kadar olur, ben fazla gözümde büyütmüşüm" deme zamanı.. -
39. bir yılda 52 kitap okumak
haftada bir kitap okunarak gerçekleştirilebilecek hadise.
bu sene 32 kitap okuyarak 25 olan hedefimi geçmeyi başardım. ancak düşünülünce bu sayı hiç de fazla değil. okumayı dilediğim, henüz adını bile bilmediğim binlerce kitap var. bunu düşününce ne kadar yavaş ilerlediğimi fark ettim ve gelecek seneki hedefimi makul düzeyde arttırmaya karar verdim.
özellikle tren-metro veya otobüs yolculuklarında severek okuduğum kitaplar genelde çabuk bitirebileceğimi bildiğim kitaplardı. uzun kitaplar yolda o kadar da kolay okunmuyor. o kadar ki sene boyunca 5-6 kere yanlış durakta indim kimi zaman konudan koptuğumu düşünüp kitabı yarım bırakmayı düşündüm.
haftada 40-50 saat arasında çalışan ve "boş" vakitlerini yolda geçiren insanlar için kısa kitaplardan oluşan bir liste yapmaya karar verdim. mevcut birçok liste ve başlık var ancak güncellenmiyorlar. aşağıdaki kitapları kendi okuma zevkime göre belirledim. herhangi bir klasik listesi veya ölmeden önce mutlaka okunmasi gereken kitaplar listesi değil yani. çoğunluğu 100 sayfanın altında kitaplardan oluşuyor. günde 15 sayfa okuyarak 1 haftada bitirilebilecek kitaplar yani.
1-afşar timuçin: sorularla estetik el kitabı (80 sayfa)
2- albert camus: tersi ve yüzü (72 sayfa)
3- alberto manguel: dönüş (88 sayfa)
4- barış kılınç: michael haneke filmleri modern uygarlığın hayal kırıklıkları (80 sayfa)
5- dan diner: karşıt hafızalar soykırımın önemi ve etkisi üzerine (112 sayfa)
6- didem madak: ah´lar ağacı (76 sayfa)
7- felix guattari, antonio negri: bizim gibi komünistler (99 sayfa)
8- ferit edgü: van gogh yüz yıl sonra (104 sayfa)
9- fernando pessoa: anarşist banker (48 sayfa)
10- franz kafka: ceza sömürgesi (72 sayfa)
11- gordin childe: toplumsal evrim (123 sayfa)
12- grigory petrov: beyaz zambaklar ülkesinde (96 sayfa)
13- gündüz vassaf: cehenneme övgü (105 sayfa)
14- heidegger: özdeşlik ve ayrım (63 sayfa)
hermann hesse:
15- doğa yolculuğu (78 sayfa)
16- klein ve wagner (92 sayfa)
17- knulp (108 sayfa)
18- ian watt/roland barthes: roman ve gercek etkisi (77 sayfa)
19- ırvin d.yalom: din ve psikiyatri (64 sayfa)
20- jacques ranciere: demokrasi nefreti (112 sayfa)
21- jean baudrillard: neden her şey hala yok olup gitmedi? (40 sayfa)
22- jean jacques rousseau: yalnız gezenin düşleri (112 sayfa)
23- john berger: görünüre dair küçük bir teoriye doğru adımlar (49 sayfa)
24- jorge luis borges: kum kitabı (143 sayfa)
25- ölüm ve pusula (88 sayfa)
26- louis althusser: özeleştiri öğeleri (80 sayfa)
27- maurice blanchot: bekleyiş unutuş (120 sayfa)
28- marcel proust: okuma günleri (72 sayfa)
29- maurice merleau-ponty: alqılanan dünya (77 sayfa)
30- marguerite yourcenar: mişima (ya da boşluk algısı) (112 sayfa)
31- murasaki shikibu: murasaki shikibu'nun günlüğü (96 sayfa)
32- octavio paz: ölüm çiçekleri (62 sayfa)
33- paul strathern: 90 dakikada kant (80 sayfa)
34- peter handke: çocuğun öyküsü (96 sayfa)
35- richard sennett:yabancı sürgün üzerine iki deneme (96 sayfa)
36- roland barthes: eleştiri ve hakikat (71 sayfa)
37- sadık hidayet: diri gömülen (76 sayfa)
38- salah birsel: kurutulmuş felsefe bahçesi: (128 sayfa)
39- sibel özbudun: niçin feminizm değil (63 sayfa)
40- simone de beauvoir: ben bir feministim alice schwarzer'le konuşmalar (63 sayfa)
41- soeren kierkegaard: kişiliğin gelişiminde etik estetik dengesi (156 sayfa)
thomas bernhard:
42- bitik adam (119 sayfa)
43- ödüllerim (92 sayfa)
44- neden (93 sayfa)
45- wittgenstein´ın yeğeni (117 sayfa)
thomas mann:
46- venedik´te ölüm (109 sayfa)
47- değişen kafalar (128 sayfa)
48- tolstoy: efendi ile uşak (130 sayfa)
william shakespeare:
49- yanlışlıklar komedyası (94 sayfa)
50- bir yaz gecesi rüyası ( 112 sayfa)
51- vüs'at o. bener: siyah-beyaz (86 sayfa)
52- yaşar kemal: kuşlar da gitti (79 sayfa)
bu kitaplar herhangi bir şeye giriş niteliği taşımamakla birlikte kimilerinin felsefi içerikleri dolayısıyla ön bilgiyi varsaymaktadır. isteyen istediği yerden başlayabilir, iyi seneler, okumalar. -
40. en iyi arkadaşlıkların dayandığı temel
ortak mizah anlayışı olmadığı sürece dünyanın en iyi insanı da olsa olmuyor.
-
41. yılbaşının artık heyecanlandırmaması
kendi adıma konuşacak olursam yaşam sevincim kalmadı ki yılbaşı heyecanlandırsın. hiçbir şeye hevesim kalmadı. yeni yıldan bir beklentim de kalmadığına göre ne olacaksa olsun bana ne.
-
42. bir erkeğin kalitesiz olduğunu gösteren detaylar
a) insanları kategorize edip kendini yüksekten görüp, kendi haricinde herkesi kalitesiz olarak görmesi.
b) sevgilisine şirin gözükmek için bulaşık yıkıyor numarası yapması.
c) sürekli yalan söylemesi, olmadığı bir kişinin taklidini yapması.
d) 5 sayfa kitap özetini netten okuyup karşı tarafı kandırmaya çalışması.
e) çok iyi araba kullandığını iddiaa edip trafikte makas atıp elalemin canına kast etmesi.
her şey kararında güzel, yeri gelir futbol oynarsınız! yeri gelir küfür edersiniz. insan psikolojisi önüne bariyerler koyulacak kadar sağlam değil. en azından vulcan gezeninde yaşamıyoruz. -
43. gora'dan akılda kalanlar
komutan logar, 216'yı cezalandırıp dünyalı mahkumların yanına atar. 216 içeri girer.
arif: aha geldi bi tane daha. gel gel panayır var gel. tipe bak...
216: ya beni burda bırakmayın. beni bunlarla bırakmayın!
arif: bağırma bağırma. biz de oralardan geçtik, bağırma. (bob'a dönerek) çok dikkat çekiyosun.
bob: robot olum o robot
arif: hee robot. al mutfağa yanına al, mutfak robotu -
44. sevmediğiniz özellikleriniz
sevgi konusunda kontrolsüz olmak. insanları gözümde niye bu kadar büyütüyorum ki.
-
45. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
yılın son avına cikmis yine millet :d
-
46. mesajınız var yeşili ile başlayan büyük aşk
susayım diyorum ama dayanamayacağım %99,9'unuz vasıfsız tiplersiniz. çoğunuzun profili iddia bayisi gibi ter kokuyor. karizmatik görünmek için araya sıkıştırdığnız iki üç film ve kitap başlığı ne yazık ki kaliteli değil hıyar gibi gözükmenize neden oluyor.
söyleyecek sözü olmayanın sözlükte aşk araması ve daha beteri bu başlığa ağlayarak o mesajı alacağına dair duyduğu inanç acıklı değil mi canına yandıklarım. bir de utanmadan ters psikoloji yaparak o mesajı devşirmeye çalışanlar var.
sözlük bir iletişim aracı, eğer günlük hayatta etkileyici isen burada da etkileyicisin, değilsen geçmiş olsun. insanlar sırf sözlük yazarı diye size gelişigüzel mesaj atıp aşkını ilan edecek değil ya düdük makarnaları. kaldı ki yüzbinlerce yazarı var bu sözlüğün kum gibisiniz kum. fark yaratmıyorsan kim nasıl görsün seni, hatta görmeyi de geçsin etkilensin iletişim kurmak istesin.
acımasız bir yazı oldu ama birinin sizi bazen biraz tokatlaması lazım.
yoksa yetersizliğinizi pas geçip, sizin haricinizde gelişen durumları yalnızlığınıza bahane ediyorsunuz. -
47. domuz yemek ve sigara içmek aynıdır
domuzla islenmis eti bir tutan cahilleri gordugumuz baslik. bunu diyen adam pastirma sucuk kesin yiyordur ama *
ıslenmis et dana olarak da zararlidir. domuzun loin eti gibi eti cig alip kendiniz yaparsaniz normal kuzu danadan farkli olmaz. -
48. star ve güneş gazetelerinin kapanması
iki kuruşa ruhunu ve şerefini satan çalışanların surat ifadesini görmek isterdim. allah'ın sopası yok işte. bu krizde işsiz kaldınız. ne de güzel bir haber, ne de sevinciri bir gelişme!!.
-
49. tarihte dünyanın korktuğu üç millet
(bkz: ergen başlıkları)
-
50. türbanlıların ayak bileği dekoltesi
türbanlıların çoğunda hatta pek çoğunda gözlemlediğim durumdur. aksesuar olarak örtünenlere saygı duyuyorum, siyasi konjonktür nedeniyle örtünenlere de... lakin bir ton makyaj yapıp kış günü bilek yarıya kadar açık dapdaracık ve bütün hatları gösteren kot giyip dinin gereği örtünüyorum diyenleri hiç samimi bulmuyorum. ama bununla birlikte herkesin hayatı hiç kimseyi ilgilendirmez tabi. şunu da belirtmeden edemeyeceğim sizi görenlerin ekseri çoğunluğu da zihninden bunları geçiriyor, dert etmiyorsanız, yada samimiyetsiz görünmeniz sizi rahatsız etmiyorsa ya da benim iki yüzlülüğüm bana size ne diyorsanız saygı duyarım. aynen devam.